25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 8 22 ARALIK 1982 "Çagdısı,. birtoplüm frazan Ö m e r M A D R A Desen Piyale MADRA de. Ayrıca, îsveçliler «çokulııslu» şlrketlerle kucak kucağa yaşıyorlar denesveç sosyallst blr ülke değildlr. Ser bilir. Sanayide çalışan her best piyasa kural dört Isveçliden btrl, bu şir larının ve dış tica ketlerden birinin lççlsi ya ret serbestisinin büyük öl da memuru durumunda. Cüde egemen olduğu bir e Bu arada, hangi tsveçlije konomlsi vardır. Ekonomik sorsanız. tsveç ekonomlslgüç de çok büyük ölçüde nin yalnızca 12 ailenin deözel sektörün elindedir. Dev netiminde olduğu (birisi. let Sektörü, pek çok ülkey adı âdetâ efsaneleşmiş Wal le ve bu arada Türkiye'y lenberg'ler) söyientisini doğ le kıyaslanamayacak ö!çü rulayabilir. de küçük bir yer lşgal eöte yandan Isveç OECD, der, ekonomlnln tümü Için IMP ve Dünya Bankası gi Sosyalizm yok, sosyal refah var bt uluslararası kurumlann lümünün üyesl olarak, uluslararası planda Batı «ca miasunın seçkin bir mensubudur da. Ancak, Batı aileslne mensub olması. bağlantısız (bloklardışı) blr dış polltika izlemesini engellemez. îsveç NATO üyesl değildir. Dış politlkası na egemen olan temel ilke de şöyle özetlenebilir: Savaş halinde tarafsızhğını koruyabiunek İçin, barış za manında bağlantısızlık. ts veç'in bu llkeyi oldukça ba şarılı bir biçimde yürüterek, her lkl Dünya Savaşı' nın da dışında kaldığı söy lenebilir. İkincl Dünya Sa vaşı sırasında Nazi kuvvet lerine ülkesinden geçit ver mis olduğu biliniyor gerci, ama Hitler'în ağzını sulan dıracak ölçüde homojen blr arî ırkm yaşadığı bu kıi çük Ülkenin kendini Nazl rüyası dışmda tutabilmesi gene de kayda değer bir başarı sayılma7 mı? 9 îsveç, sosyalist bir ülke değildir. Serbest piyasa kurallannm ve dış ticaret serbestisinin büyük ölçüde egemen olduğu bir ekonomiye sahiptir. Ekonomik güç de çok büyük ölçüde Özel sektörün elindedir. Sanayide çalışan dört İsveçliden biri çok ulusIu şirketlerde çahşmaktadır. Ba tı «camiası»mn bir üyesi olması, İsveç'in bağlantısız bir dış politika izlemesini enceîlemez. cılığıyla devletten ya da ba ğımsız kurumlardan önemli ölçüde destek görüyor. Örneğin, her yıl, saygınlık kazanmış 200 îsveç'li sanat çıya, kazançları azsa 50'şer bin kronluk (yaklaşık 1,5 milyon TL) bir ödülburs veriliyormuş ki, 8 milyonluk îsveç nüfusu için kticümsenecek bir oran sayılmaz. % Özerk radyoTV r Özellikle son 25 30 yıl içinde eğitimde fırsat eşitliğinin önündeki çeşitli engelleri ortada:ı kaldırmaya yönelik retonnlaruı yapılmasıyla eğitimin hızla yaygılaştınldığı ve demokratîaşarıldığı gözlemleniyor. yısı bakımmdan dünyanm en önde gelen ülkelerinden blrl ve üstelik tıbbî bakım da parasız. Ama tsveçliler gene de sıra beklemekten yakınıyorlar. Biriki saat beklendiği oluyor geıçekten. Ne var ki, .sıranız geldığl zaman hemşirelerle doktorlar s!ze dünyadaki tek insanmışsmız, yakmdığınız konu da dünyanın en önemli hastalığı imis gi bi muamele ediyorlar. Utacık bir operasyon sonun da hemşire elinizi tutup si ze güiümsediğl zaman. bun ları görev için yaptığmı bi liyorsunuz elbette, ama gö rev için bile olsa «dnsanca» muamele görmek eşi bulunmaz blr tad veriyor insana. Bir anne adayına hamilelik olgusu tüm doğal lığı içinde bir kurs olarak öğretiliyor ve doğum sürecine babanın da annenin yanında tam olarak katıl ması sağlanıyor hastane lerde. Başka gelişmiş Batı ülkelerini bümem, ama tsveç'te hastane benim için «rüya» gibi birşey. le gerek yok. Okur yazarlık sorunu, îsveç Kilisesî'nin aktif çabaiarıyla neredeyse 500 yıl önce çözülmüş! Özellikle son 2530 yıl içinde de eğitimde fırsat eşitliğinin önündeki çeşitli engelleri ortadan kal dırmaya yönelik reformların yapılmasıyla eğitimin hızla yaygınlaştınldığı ve demokratlaştırıldığı gözlemleniyor. Eğitim tüm ka demelerinde parasız tabii. Zorunlu eğitim dönemi do kuz yıla çıkanlmış: üç yıl lık lise eğitiminl sürdürenlerin sayısı da her geçen yıl artıyor. Yüksek öğretim görmenin, eskiden olduğu gibi otomatik olarak iyi işler sağlamayı garanti etme diği ise artık bir gerçek. Öte yandan, göçmen isçilerin de tsveç toplumunda kendilerini kurtarıp, çe şitli iş alaniarına glrebilme lerini sağlamak İçin, onların îsveççe ve hatta gerefctiğinde okumayazma öğrenmelerini sağlama yönün de girişimlerde bulunuyor hükümet. «fkinci kuşak» göçmenler içlnse bir yandan onların iş piyasasında geri kalmalarını önlemek üzere tsveççe öğrenmelerinı sağlamak, bir yandan da kendi kültürlerinden kopmayıp bunu gellştirmelerini sağlamak için ana• M . i *» @ Sovyetler'Ie dostluk çabası sveç, tki Büyük Blok'un arasındaki bir yarımada üzerinde. Denlzden «konışusu» olan Sovyetler Birliğl ile de iyi komşuluk İHşkisi sürdürme çabası İçinde. Ama, son zamanlar da ve hele bugünlerdekarasulanna musallat olan. en önemll askeri üslerlnin dibine dek sokulan Sovyet denizaltılarınm bu Uişkiyl ne ölçüde «torpilleyecegi» de merak konusu. tsveç'te sosyalist bir eko nomi olmadığı açık. Ancak kapitallst ekonominm lşleyişinden doğan olumsuzlukları gldermek, tam istlhdamı sağlamak ve ge lir böiüştimünü adil bir ha le getirmek için devletin bir dizi müdahalede bulun d u | u görülmekte. tsveç'te devlet, 1930'lardan. yani SosyalDemokratların ilk lktidar yıllarradan başlaya rak. uzunvadell bir ekono mik program uygulayarak gerefc çıkanlan yasalarla, gerekse ayrım gözetici fse lektif) vergl ve kredi uygulamalarıyla özel şlrketleri yönlendirme yoluna gltmiştir. 1970'lerln başından itibaren de, kamu kuruluşlan enerji üretlmi ve çelik endüstrisi gibi hayatî bazı sektörlerde faal olmuştur. dilleriyle öğrenim yapma olanağı sağlanıyor. |% Üaiversite J 5 ^niverslteye gelin9 j ce, orası tümüyle t ^ ^ bağımsız ve özgür. Birbirinden çok ay rı düşüncede olan bir sürü insan okuyor ve okutuyor burada. Zaten, çizmeye ça lıştığım genel toplumsal or tam içinde başka türlü olması düşünülebillr mi ki? Gerek öğrencilerin, gerekse çeşitli kademelerdekl öğretim üyelerinin gelişmesine, bilimin oluşturulmasma olanak veren yaygın bir burs sistemi mevcut. Bu burslar, genç bilim adamlarının, çok çalışıp üretmek slzin yerlerini korumasını engelleyen, güçlü bir rekabeti de getiriyor beraberinde. Toplumda yerleşlk demokrasi anlayışı, üniversltede de hiyerarşik bir dlsiplin oluşması tehllkesini ortadan kaldırıyor. öyle bir ortam ki bu, örneğin genç bir asistan, bölümünde ve rilen bir kokteyl partide, belki sarhoşluğun da yardı mıyla, bölüm başkanı olan profesörü, hem de herkesin içinde, bilimden hiç nasibini almamış olmakla suçlayabiliyor, en agır eleştiri Mustafa EKMEKÇİ Yirmidört Yıl Onceki Ders... Danışma Mecllsi Adalet Komisyonu, «Allaba ve peygambere bakaret suçunun ceza yasasında yer aimasına» iUşkin blr yasa önerisıni reddetti. Karar, Iki çekimser altı red oyuyla alındı. «Evet» diyen üye çıkmadı. Çarıakkale Uyesi Mehnıet Pamak, yasa önertslnde, Türk ceza yasasında «din hürriyeti aleyhine işlenen ciirünıler» başlığı altındaki dördüncü maddede yer alan cezalann artırılmasını, «Allahna ve «Peygamberoe hakaret edilmesi durumunda üç aydan blr yıla dek hapis ve 510 bln llra arasında para cezası verılmesinl öneriyordu. Komisyonda Adalet Bakanlığı temsilcisi, Türk Ceza Yasası'nın Medeni Kanunda olduğu gibi, yeniden ele alınacağım söyiedi; «Bütünü içinde bu konu da incelenecektir, şimdi ele ahnmasına karşıyız» dedL Yapılan oylama da, yukarıdaki blçimde sonuçlandı. Konu gerçekte yenl degll. vîeçmlş dönemlerde de, kaç kez Meclis kürsülerine getirilmiş, yasalar çıkarılmak istenmlştir. Buna Ilişkln tartışmalardan biri, 24 Mart 1958'de geçti. Yirmidört yıl sonra, aynı konunun gündeme getlrilmesl düşündürücü. O zamankl yasa önerisi DP Nevşehir Mllietvekili Münib Hayri Ürgüplü'nün, Suat Hayri Ürgüplü'nün kardeşi olan Münib Ürgüplü'nün önerlslne, Adalet Komisyonu da ekler yapmış, madde; «her kim Allah'ı ve Peygamberleri veya din ve ınezhepleri veyahut dinen mukaddes addedüen mefbumlar veya eşyayı tabkir ederse» bu kadar aydan şu kadar yıla dek, bapis cezası lle ceaalandınlır... blçimlne gelmiştl. Yasa önerisi tartışıiırken, OP Mllletveklllerinden Halll Turgut (Diyarbakır), MÜnlb Hayri Ürgüplü (Nevşehir), Komisyon aduıa Servet Sezgin (Çanakkale), öneriyi savundular. Münib Hayri Ürgüplü, konuşmasınıa bir yerinde, «...Din h e r h n g i bir parti tiizüğü degildir ki, tenkid ediiebilsin. Zira ilahi hükümlere dil uzat mamak lâzımdır. Kaldı kl, ber isteyenin doktorluk, avukatlık yapamadığı da malumdur. Amme bukuk ve menfaatlerine ait bu mesleklerin icrası için rauayyen nıüktesehata (belli bilgilere) malik oimak kanunlarca şarttır... Dinin mahiyetini bllmeyen kinıselerin de tenkîdü, tarizii olarak dlllerini kullanatnamaları ve yazı yazmamalan esastır...» dlyordu. CHP'liler güç durumdaydıiar. Ferda Oüley (Ordu. CHP) kişisel görüşlerinî açıklamak için kürsüye çıktığında, pek çok CHP'li, demokratların sıralarından gelecek salvolardan çeklndiklerlnden, salondan çıkıyorlardı. Ferda Güley, şöyle diyordu: «...Muhterem teklif sahibl arkadaşımızra Iddialarır.a göre, kendileri gibl Şeyhullslam zadelerden veya din alemayı kiramından (ulu bllginlerden) gayrl hiçblr kimse bu kürsttden veya başka bir yerde din, diyanet mevzuunda tenkltkâr bir konuşma yapmak hakkına sablp değlldir. Arkadaşımızın kanaatlnce nasıl doktor oimayan blr kimse doktorluk yapamazsa, din alimi oimayan bir kimse de din mevzuunda da tenkltk&r «lçüde konuşmazmış. Çok tuhaf blr mantık. Evvela doktor ounadıgı halde doktorluk yapmak lle din allml obnadıgi halde dinl konnlarda tenklt yapmak aynı şey midir? Bîrlncisl dUpedOz sahtekârhktır ve bn sebeple cemiyet onu cezalandırmak hakkına sahlntir. Ama ben doktor olmadıjım halde doktorluk ve doktorluk meslekl. tip llml flzerlnde pekalâ tenkîtlmie hulnnabillrlm. Bn takdlrde cemiyet henl cezalandırtvor mu? B8yle Mr şey olablllr tni? Olamas arkadaşiar. Dflşnnee sahlbl her Insan durumu her ne olnr«ıa olsnn her mevznda konıışabillr ve yasabîlfr. Bn. dflsfince ve tefekkür hflrrlyetinin. beyan httrrlyetfnin, yan hürrlyetlnln serefli ve mubterem bfr raruretldlr...» Ferda Güley. satır arasmda, din sömOrüstoe de değlnerek konusmasıni soyie sürdOrdü: «...Türk mllletl Içtimai ve dinl vicdamnda, Izanmda ve Irfanında laîktir. Tflrk mllletl Içln blr din nif><!elesl yoktnr. Sadece hnrafeler meselesl vardır M. çok sfifciir asırlardan beri her türifl fenalıfcı başına getfrmlş o1ı»n bn Deiiyeden de sttratle kvrtnima ToİHndadir. Onnn yolnnn sasırtan, onn roria taas<;u1>un kaTanİjŞina sflrflkieyen. her devlrde blz mflnevverler olmusnıdur. BHhassa seÇim 7aman!;»rında nartiİprimİTİ ve sahıslarmnzı kazandırmak icîn yapthftmm şeyier yflz kırartıcıdır. Sankf Pİ1eHmİ7de b'rer karma. mUietlmlrln ve epmlyptlmfrin «tnl. aMakL manevl temellerlnl. asla el sflrfHmpınesi iftmm «reien mahremfvetlprlnl şahıs ve nartl m«»nra»t1erlmİ7! nfiruna hlçMr Insaf ve rnprbnmpt flnrmnflan tahrlp etmdttfVİB. BlrWrtm»7İ dln«ilffincie. daha cok m a daha as MHslOman olmsfcİ!» Itiiam etmpk W7İere ve tn'lîete hlc olmazsa lAROMen htt yana ne Bvet, nrnı t«i*>hhfifip <arıv1a «Vyvah kl bn MzîePdP <oyntı<îa> blzler ylne v<ın*ı|t, z»ra kl. ziyan ortada... Bîlmem ne kazandık?» Mfln!b Havrl Ürsrflnifl'nfln yasa Hnerisînt komisyon gerî aldı: b!r daha da çıfcmadı. yirmidSrt i l sonra, oiayın blr benzerlnl pSziüyoruz. Seçlmtere bîr yiidan a« Wr zaman kalmıske<K? O 500 yıldır cözübnüş E ĞtTİM: tsveçlilerin tümünün okuryazar olduklarını söylemeye bl lerl getirebllıyor. Partınin ertesi günü olduğunda pro fesörle asistan aynı çatı al tmda, aralannda hiçbir şey geçmemişcesine çalışmaya devam ediyorlar. Gerek öğrenciler, gerekse öğretim üyeleri açısından üniversıte hayatmın diğer bazı Avrupa ülkelerindeki kadar renkli geçtiği söylenemez belki, ama bu da İsveç insanının biraz durgun ve içekapanık yapısı ile açıklanabilir bir ol gu. Bununla birlikte, genç öğretim üyelerinden birinin, doktora seminerlni, Is veç'in kuzeyindeki Aland adasına giden bir gemi üzerlnde sunduğunu ve seml nerin, bölümdeki billm adamları tarafından o lkl günlük gemi gezisinde enî ne boyuna tartışıldığmı da biliyorum. KÜLTÜR VE SANAT: «İs veç denıokrasisi» sanatçıların, edebiyatçılarm sınır tanımaz bir özgürlük ortamı içinde düşünüp Uretme lerine olanak veriyor. Düşüncelerinden ya da yapıtlarından ötürü bir sanatçı nın kovuşturmaya uğraması, bir tsveçli'nin kavramak ta güçlük çekeceği belki de asla kavrayamayacağı bir olgu. Her kesimi örgütlü olan sanatçı takımı. mensup oldukları örgütler ara erel radyo lstasyonları ile ülkedeki belli başlı göçmen gruplarmın kendi dillerinde günlük ya ym yapan radyo ve televizyon programlarınm kültür yaşantısı üzerindeki etkin liği de azımsanamaz. tlginç bir nokta da, İsveç'in, radyo ve televizyonda özel reklâma hiç yer verme yen pek az Batı ülkesinden biri oluşu. 1982 yılına girilirken, ya ni yılbaşı gecesi, tsveç TV* sinde, yılın en beğenüen TV programlarından özetler yayınlandı. Bu program lardan biri de. Isveç'in en ünlü sex kulüplerinden birinde çekilmiş bir cinsel komedi idi. Burada kulübünhepsi de transseksüel olanyıldızlarından ikisi, ts veç Kralı ile Kraliçesini kraliyet saraymın yatak odasında, kocaman kralîyet yatağının içinde ve en «teklifsiz» pozlarda canlan dırmaktaydılar. Programı birlikte seyrettiğimiz tsveç li arkadaşlar TV ekranı karşısmda gülmekten kırıl dılar! Y A Dilde anlamh bir reform •& sveç'te kültür haI yatından sözederB ken, dil'de yapılan küçük fakat anlamı büyük bir reforma değinmemek haksızlık olur. Hani, hîç tanımadığımız, az tanıdığımız ya da aramızda saygılı bir mesafe bırakmak istediğimiz kişilere hitap ederken kullandığımız «siz» sözcüğü vardır ya, tsveç'in sözlü ve ya zılı dilinde bu sözcük yoktur artık; yapılan bir reformla kaldırılmıştır. îsveç'te herkes birbirine «sen» diye hitap eder. Öğretmenine soru soran öğrehci de, Başbakanıyla tar tışan seçmen de, Kralına mektup yazan vatandaş da «sen» der muhatabma. «Bey efendi», «saym», «efendim», ya da «ağabey» gibi sıfatların da tsveç dili için de hiç yerlerl yok. Krala nasıl hitap edildiğini bilmi yorum ama. herhangl bir ayrım gözetmeksizin herke sin herkesi ilk adıyla çağır dığı bu ülkede, ona da «Gustav» diye hitap ediliyorsa hiç şaşmam. İsveç'in, çok yüksek tira Jı olan ve çeşitli siyasal eğilimleri yansıtan beş büyük gazetesinin yanı sıra, yerel (mahalli) gazetelerl ve bir de parasız dağıtılan mahalle gazeteleri var. Bu yoğun gazete tüketimine, büyük yayınevlerinin dur, madan yaymladığı telifter cüme pek çok kitabı da ka tarsak, Îsveç İnsanının mu azzam ölçüde okuduğu so nucunu kolaylıkla çıkarabllirlz. Metroda ya da otobüste 67 dakika süren bir yolculuk sırasında dahi, genciyle yaşlısıyla pek çok İsveçli, lnsanı blraz da slnir edecek biçimde. kitabı nı ya da gazetesini çıkarıp okumaya baslar. Böylesine yoğun blr oku ma faaliyeti içinde olan ts veçlller, doğal olarak, dünyada v i siyasal ya da sanat sal gelişmelerin oldukça farkındadırlar. Örneğin Bü lent ECEVİT'i ve Yaşar KE MAL'i tanımayan pek az İs veçli vardır. Bununla birlikte, önemli blr noktayı da belirtmeden geçmemek gerek; tsveç'te, özellikle genç kuşak Amerikan hayat tarzından önemli ölçüde etkilenmektedir. Amerikan kültür saldırısı da yal nızca «pop» mUzlği. Koka Kola ve Hamburgerden iba ret değildir tabii. Metrolar da ya da evlerde sabahtan akşama okunan şeyler de, büyük ölçüde «ençok satan kitaplamdan (bestselier) oluşur. 0 Reformlar KÜTAHYA ASLtYE 1. HUKtJK HÂKIMLİĞINDEN Esas: IS82/282 Davacı Kütahya Cedıt mahallesi Cüt 005, Sayîa 63, Kütük 49/62 de nüfusa kayıtlı ve Kütahya Istiklal mahallesi Okvtl sokak No: 1 mukim Glingör Hamaratlar tarafından Davah Ahmet Hamaratlar aleyhinde geçırnsizlik sebebiyle açılan boşanma davasınm nıahkememizde yapüan yar gılamasır.da: Davacıya duruşma gününüı» teblığ edildıği 2.12. 1982 tarıhlitiuruşmayageimediğinden hakkında gıyap kararı çıkanlmış tebliğ olunamadığınâan, gıyap ka rannın ılanen tebliğine karar verilmıştır Davaomm 11.1.1982 tarlhinde saat 9'da mahkeme mizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsll ettirmesi aksi takdirde yokluğun da yargılama yapılacağı hususunun gıyap dav6tıyesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 26702) 8745 amamen kapitallst bir sistem içinde uygulanan refah devletçiliği ve «erçekleştirilen kapsamlı sosyal reformiar. tsveç topiumunun en önemll özeiliklerinden blrîni oluşturuyor. tsveç'te SosyalDemokrat ldeoloji hemen hemen bütün toplumsal olaylara damgasını vurmuştur. Genel sosyal slyaset amaçlan mn zaman içinde gerçekleş tirilmesl ve çeşitll alanlarda yapılan reformlar, hem tsveç'lllerin. hem de burada yaşayan yabancılann gereksinmelerlne 8nemli öl çüde cevap getirmiştir. Bunlardan bazılarına kısaca göz atalım. T [şovıoncEi • Afyon, maden suyu temizlendi! Dört senedenberi Hilâliahmer'in idaresine geçen Afyon Karahisar maden suyunun fenni bir şekilde lstihaali için Almanya'dan getirilen muhendis Arnolt Scherrer dün akşam Frankfurt'a hareket etmiştir. Profesör beynelmilel bir söhrete malik İsviçreli su mühendisidir. Hilâliahmer cemiyetinin müracaati üzerine bir sene evvel ancak bîr iki ay için gelip Afyon Karahisar'ındaki maden suyu membalannda tetkikat yapmış ve Yalova kaplıcalannın sulannı da tahlil ederek memleketine dönmüştü. Bu sene eyîülün on beşinde maiyetinde üç mütehassıs olduğu halde tekrar gelerek üç aylık bir mesayiden sonra Afyon Karahisar maden su yunun membalannı temizleyip asrî blr şekle sokmuştur. Bu sayede istihsal edilen suyun artık karbonik gazierile diğer madeni havasına halel gelmeden şişelere doldurulup uzun zaman hıfzedilmesl imkân dahiline girmistir. Profesör dün kendisile görüşen blr muharrirlmize şu lzahati vermiştir: 22 ARALIK 1932 # Taksim meydanı davası Taksim meydanım satın alan şirket vaktile Osmanlı hükümetile bir mukavele yaparak bu araziye ait var kif icaresinin hükümet tarafından tediyesini taahhüt ettirmişü. Evkaf tarafından ahiren şirket aleyhine bir dava açılarak o zamandan müterakim bedelâtı icare istenilmiş, tstanbul 4'üncü hukuk mahkemesi mukaveleye istinaden davayı reddetmiştir. Temyiz dördüncü hukuk dairesi. hukuk mahkemesinin red karannı tet kikle şu karan vermiştir: •Osmanlı Meclisi Vükelâsi tarafından yapılan bu mukaveleyi Padişahın tasdiki vakfin mütevellisi sıfatile değil, zamamn hükümdan sıfatiladır. Halbuki kanunu esasi mucibince vükelâ meclislerinden geçerek kanuniyet kesbetmiş bir karar yoktur. Mezkur mukavele hiç bir veçhile Evkafı ilzam etmez.» Bu karar mublcince Evkafm şırket. ten 300 bin liraya yakm bedeiâtı icare tahsil etmesi lâzım gelmektedir. SOS7AL REFAH: Ülkede sosyal refahla ilgilenen geniş bir bürolar agı bulunuyor. tsveç toplumun da çocuğun olağanüstü blr değeri olduğu İçin. tümüyle parasız olan kreşlerin ve anaokullarmm koşullan da olağanüstü. Buralarda, blr öğretmen en faz la üç ya da dört çocuğa ba kıyor. Daha fazla cocuk düşerse, onlarla yeterince Ugilenilemeyeceğl, gelişme lerinin yeterince sağlanamayacağı hesaplanmış olmalı. Bu durum, îsveçll ya da göçmen kiml allelerl, çocuklannı krese veya anaokuluna verebilmek için uzunca blr süre beklemek zorunda bırakabiliyor, ama «ilke llkedin» denerek, bu uygulamadan vazgeçilroiyor gene de. OlaBan eğl tlmin yanısıra, cocuklara ellşlerl. yemek plşlrme gibi blrcok «zanaatin» uygulamalı olarak öğretlldlğl deneysel eğltlm slstemlerlne de çok önem verîldiği gözlenlyor. tsveç Kralımn küçük ço cuklan da, herhalde sıra beklememişlerdir ama, Sa rayın yakmmdakl blr para sız anaokuluna gidiyorlar. Çocuklardan sSzederken, tsveç'te çocuk dövmenln kanunla yasakianmıs blr suç olduSunu da belirt meden sreçmemeH. Anababasından dayak ylypn bir cocuk. onian ooiise. çikavet Pdlp ve BAKIRKÖY S. ASLİYE HUKUK HÂKÎMLİGÎNDEN (tLAN) Dosya No. 1982/248 Es. Davaoı Rezzan örgev veklli tarafınaan Mehnıet Ba hattin Örgev aleyhine açılan boşanma davasının yapılan duruşmasında, Cevizlik, Ebuziya Cad. Beyaz yalı No: 123 D:: 7 Bakırküy adresinde ikamet etüği bildirilen ve zabıta marifetiyle yapılan araştırma sonunda adresinin meçhul olduğu anlaşılan davalı Mehmet Bahattan örgev adına dava dılekçesl ve du ruşma günü ilanen tebliğ edilmiş olup duruşmaya gelmediğmden bu kerre gıyap karan yerine kaim ol mak üzere duruşma gününün ilanen tebliğine lcarar verildiğinden duruşma günü olan 1U.1983 tarihinde saat 11.20'de duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil et tirmesl aksl takdlrde gıyabında duruşmaya devam olunacağı ve karar verileceğl hususıı gıyap karan tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 13363) 8744 • ŞişU 2. Asliye Hukuk HaMmliginin 25.11.1982 tarih ve 1982/792 esas, 1982/579 karan ile Hekmet olan ismim Hikmft olarak düzeltilmiştir. îlan olunur. Hekmet TDNCEB « Karahisar suyu madeni havas itibarile böbrekler, karaciğer ve mide hastalıklan için kullanılan dünyadaki beş büyük maden suyundan birlsidlr. Almanya ve îsveç'teki en son memba sulan istihsal şekillerinl aynile bu su # Düdüklü tencere ya tatbik ettim. Bu sayede suyun acide Yılbaşı münasebetile akraba ve carbonique gazı ve diğer bütün mataallukatımzı hakkile memnun etmek deni terkibatı kaybolmadan uzun möd det saklanacak vaziyete girmistir. Da isterseniz bu şayanı hayret tencereler ha membada ikmal edilecek ufak Iş den birer adet hediye ediniz. Yegane ler vardır. Fakat derecei hararet tah deposu Eminönü'nde îngiliz mağazatessıfır bes altı dereceye indi&i icin sıdır. şimdilik faaliyetlmizi tatil etmek mec buriyetlnde kaldık. Şubatta tekrar geIsteniyor lerek bir iki av daha calısara&r/» Ev işlerine mahsus elektrikli ev Profesörün refikası da su mühen aletlerini satmak üzere memur istenidisi olduğu için kendisine yardım ve yor. Metro Han 1. katta Sate'ye müracaat. refakat etmektedir. • 519269 no.iu profesyonel ehliyetimi kaybettün, hükümsuzdür. Mesut DEMİRÖ (gUriOn tfanbrı) İLAN tZMİB 1. İCEA TETKİK MERCtt HAKİMLtĞtNDEN Dosya No: 1982/733 Alacaklılan lle konkordato akdetmek üzere mühlet talebinde bulunan îzmir Hatay Üçyol 277. Sk. No: 12/B numarada elektrikli ev aletlerl perakende pazarlama lsa Ticaret ünvanı ile ticaretle iştigal eder tsa Ünal'a 13.10.1982 tarihinde verilmiş olan iki aylık mühletin 14.12.1982 tarihlnden itibaren tKÎ AY DAHA UZATILMASINA 14.12.1982 gün ve 1982/733687 sayı ile karar verilmiştir. Keyfiyet Uan olunur. 14.12.1982. (Basın: 26690, 10122) 8749 & Tıhni balnm parasız Hastanelerse başka blr âlem. tsveç, insan başma dügen doktor ve vatak sa tsveç'ln yetiştirip dünya ya ihraç ettiği yıldızlar lls tesi Greta GARBO ile baş• Malatya nüfus memurluğundan aldığım kirruığlrn ııe layıp. Zarah LEANDER ve Istanbul trafiğinden aldığım tngrid BERGMAN'la devam 256644 no.iu ehliyetimi kaybet eder, Anita Ekberg'den geç tikten sonra, günümüze tim, hükümsüzdür. Atilla tPEK Ann MARGRET. Britt EKLAND ve Bo DEREK'le Ula • t. O. tktisat Paküitesi se şır Biraz hüzün vericl obekemi, pasomu, yurt kartımı, lan bu eğrinin. tsveç'in za ve depozito makbuzumu kay man içindeki genel kültür bettim, hükitoısüzdür. eğrisi ile ne ölçüde çakıştı Meral AKSU ği da, doğrusu sorulmaya değer bir soru. • 35.1982 tarih 037482 sayılı taşıt alım vergisi makbuzumu YARIN: Sonınlar, kaybettim, hükümsüzdUr. i Zafer BURAK eleştiriler...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear