25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 ürkiye, benzer ekonomik koşullar altında olan ülkeler arasında özgürlüKçü demokrasiyi yaşatmaya çabalayan tek ülkedir. Bu sonuç çok zengin bir sosyo kültürel mirosın doğal sonucu olduğu kadar, Kemallst ilkeler üzerinde oluşturulmuş bir cumhuriyetin, sağlarn temeller üzerinde durduğunun da açık bir •kanıtıdır. Özgürlükçü demokrasi yaşatılması pek de kolay olmıyan bir yönetim biçimidir. Her toplumda bulunması kaçınılmaz olan farklı cıkar ve beklentilerin, bir uyum icinde karşılanması ve dengelenmesi, hele ekonomik sorunlar ileri boyutlara uîaştığı zaman oldukça güc olabilmektedir. Özellikle yanlış bir ekonomik model seçip, bu tüketici ekonomik modeli kitle Üetişim araclarıyla körükledikten sonra, insanları bu düzeyin altında yaşamaya razı edebilmek, zaman zaman olanaksız olmaktadır. Zaten toplumlardaki temel çatışmanın altında ve kökeninde de her zaman bu olgu yatar. Özgürlükçü demokraslde her kurumun; ör neğin basının, sendikaların, derneklerin vb., birer Işlevi vardır. O kurumlar bu işlevleri yerlne getirebildikleri sürece var olacakları gibi, özgürlükçü demokrasi de o kurumlar var oldukça varlık iddiasında bulunabilir. Bu yazımızda bu kurumlar arasından üniversiteyl ele almak ve Batılı bir örnekten yola ciKarak, «ne olması gerektiği» konusunda görüşler llerl sürmek Istiyoruz. OLAYLAR ve GORUSLER 30 EYLÜL 1981 T Üniversite Kavramı ve NASIL ASKERÎ ALANDA ÇAĞIN EN SON TEKNİKLERİNİ KULLANMAK ZOÎIUNLULUKSA, ÜNİVERSİTE KAVRAMI KONUSUNDA DA ÇAĞIN EN SON AN LAYIŞINI BENİMSEMEK ZORUNLUDUR. terör vard». Aym olguyu klml Latln Amerlka diktatörlüklerinde de görüyoruz. Buna karşılık Israil'de üniversiteler özerktir ve Türkiye'yi aşan bir enfiasyona karşın terör yoktur. Bu yazımızda terörün nedenleri üzerinde durmak istemiyoruz. Bu konuyu şimdiye dek zaman zaman yazdığımız gibi; ileride de yazmak umudu içindeyız. Ancak bizi burada da terör konusunu ele almaya zorlayan neden, terörün vesile edilerek üniversite özerkliğinın ortadan kaldırılması yönündekl eğilimdir. Dışardan verilebılecek örnekler bir yana. Türkiye'mizde de aynı konuda Üginç gözlemler yapabilmemız mümkündür. 12 Eylül öncesi günlerinde terör denilen acı oyunun sahneye konulduğu yerlerin başında eğitim kurumlarınm geldiği elbette yadsınamıyacak bir olgudur. Ancak terörün daha yoğun bir biçimd9 yaşandığı eğitim kurumları özerk üniversi:eler değil, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yüksek okuliar, dahası orta öğretim kurumları olmuştur. Eğer bakanlık denetimi terörü azaltıcı bir önlem olsaydı bu olgunun tam aksinin gerçekleşmesi gerekirdi. Önceleri din, daha sonraları ise devlet denetıminın yüksek öğretim kurumlarından uzaklaşmasi; modernleşmeye ve uygarlaşmaya paralel olarak yaşanmış bir söreçtir. özerk üniversiteler özgürlükçü demokrasinin vazgeçilmez koşulu ve onur kaynağıdırlar. Zaten özerk üniversite, devlet içinde devlet olan, sorumsuz bir kurum olarak yaşayamaz. Toplumuna karşı sorumludur ve de çağına karşı sorumludur. Aksi takdirde tasfiye olur, gider. Hiç bir araştırmacı, araştırdığı ne olursa olsun, terörden yana olamaz. Bu tür bir sav, taraştırmacı» tipinin doğasına aykırıdır. Ayrıca hic bir terör ortamında araştırma da yapılamaz. Üniversitelerde «şunlar, şunlar okutulsun ve araştırılsın şunlar, şunlar yok sayılsın» demek, çağdışı bir anlayıştır. Böyle bir anlayışla çağa ayak uydurmak mümkün değildir. Nasıl askerl alanda çağın en son teknlklerinî kullanmak zorunluluksa, üniversite kavramı konusunda da cağın en son anlayışını bonimsemek zorunludur. (1) Kommentiertes Vorlesungsverzelchnls Freie Universiteat Berlin Fachbereich 15, Politische VVIssenschaft Herausgegeben vom Vorsitzenden des Fachbereichrats des Fachbereich 15 im Auftrage des Freasidenten der FU Berlin Redaktion: Ausbildungskommisslon der FB 15 Für den Inhalt verantvvortlich: Carsten Frerk Batı'nın Yımanistan'ı.. unanistan komşumuz ile aramızda kimi zaman acık kimi zaman kapalı bir çatışma sürer gider. Bu çekişmenin gerçek nedenlerini incelemekto yarar vardır. Gazi Mustafa Kemal Paşa 9 Eylül 1922'de İzmir alındıktan hemen sonra yayınladığı bildiride Hginc bir noktaya parmak basmışti: « Eğer Yıınan Kraiı eslrleıimiz arasında bulunmuyorsa, bu tacidarların şiarları esasen yalnız milletlerin sefalarına katılmak olduğundan, muharebe meydanının felaketli günlerinde onların saraylarından başka birşey düşünmemek tabiatlarındandır. (...) Türk milleti, büyük zafer münhasıran senindir. İzmir'i siyasl Ihtiraslan netlceslnde düşmana teslim eden heyetle milletln hicbir ilişkısl yoktur.» Atatürk, Atina ve İstanbul egemenlerinl Vmamakla kalmamış; İzmir'e girişinde ayakları altına serilen Yunan bayrağını da yerden kaldırtmış, saygı göstermişti. Onurlu ve erdemli bir insandı Mustafa Kemal, egemenlerin çıkar çatışmalarını halkların dostluk ilişkilerine dönüştürmek istiyordu. Türkiye'nin Yunan halkıyla hiçbir olıp veremiyeceği yoktu. Özerk Üniversiteler Değil Y Doc. Dr. Toktarms ATES 1Ü îktisat Fakültesi Siyaset llmi Kürsüsü Hşme ve Sosyal Tarih (Fitterling), Marks Araştırmalarının Bilim Teorisi Analizi (Gesins Schwan), Althuser'in Kapital Çözümlemesi (Otto Kalischeuer), Kapitalizm ve Faşizm İtalya Örneği (Johannes Agnoli), SSCB Komünist Par tisi'nin Gelişme Aşamaları ve Strüktür Sorunları (Horn), SSCB Dış Politikasının Temellerl (VVeingartner), 1871 1918 Arası Almanya'da Irkçılık (Herbert S. Levîne), 1920 1923 Alman Komünist Partisi ile Sosyal Demokrat Partl İlişkileri (Klaus Sühl), Marks öncesi Fransız Sosyalizmi ve Komünizmi (Johannes Agnoli), Maddecı Devlet Hukuk Kuramı (Christian Fliessbach), Kapital III. Cilt (Altvater), Marksist Krlz Kuramınin Aktuel Yönleri (Volker Prittwitz), Antonio Gramsci'nin Siyasal Kuramında Devlet ve Toplum (Gisela Wenzel), SSCB'de «Demokratik Merkeziyetçlliğin» Teorl ve Pratiği (Horn), Marksizm, Ethik ve Devrim (Stajanoviç), Eurokomünizmin Kuramsal Sorunları (Altvater), Sosyalist Demokrasi Teorisi (Hans Kremendah!)., va özgür üniversitenln öğrencilerl bu derslsrl okudukları için anarşist olmuyorlor. Tam aksine içlnde yaşadıkları dünyayı daha iyl tanıyor ve yorumluyorlar. Kaldı kl bu konular ve benzerleri özgürlükçü demokraslyl yaşayan tüm devletlerin üniversitelerinde okutuluyor. Zira çağımızda Marksizm bir öcü, ya da umacı olmaktan çoktan çıktı. Dünya üzerindekl Insanların yarıdan fazlası kendilennce Mcrx'tan kaynaklandığını savundukları siyasal sistemler içinde yaşamaktalar. Devekuşu gibl kafamızı kuma gömmemiz bu gerçeğl değiştirmez kl... Cağdaş olmak, cağa ayak uydurmak demek; çağın yorumlamasını doğru bir biçimde yapabilmek demektir. Bunun için de çağdaş bilimin verilerinl almış olmak gerekir. «Işime geleni alırım, işime gelmeyeni almam» gibisinden düşüncelere yer olamaz. Bunu almanın yerl Ise, hiç kuşkusuz özgür üniversıtelerdir. Bizde çok yaygın ve yanlış olan bir anlayışa göre, insanların bir şeyi okuyup öğrendiklerl zaman hemen ona taraftar olacakları sanılır. Oysa ki bir Insan yaşamında Marx'ın hiç bir kltabını okumamış blfe olsa, kuşkusuz daha llkel biçimlerde Marx'ın savunduğuna benzer şeyler savunabilir. Tam tersine Marx'ı cok iyl bilen birl de pekala antlMarksist olabilir. Çağımızda yukarda saydığım gibl dersler okumak salt entellektüel bir uğraşı da değildlr. Gündelik yaşamla llglll pratlk yararları da vardır. örneğin Bulgaristan'la resmi llişkiler Içlndeyken, acaba Bulgaristanlı Insanı anlamak İçin klmden bllgl sorulacaktır? Dünyanın yarıdan fazlasını «Yok», ya da «Esaret altında» sayarak nereye varılabilir? Son senelerde acı bir biçimde yaşadığımız terör konusunda suçlu Iskemleslne üniversitenln oturtulmak istenmesl ve bunun sonuçu olarak da üniversite özerkllk ve blllmsel özgürlüklerinln kısıtlanmak Istemesl haksız olduğu kadar, hatalı bir tutumdur. Terör konusunda «Teşhis» yanlış yapıldığı İçin «Tedavi» de yanlış yapılmaktadır. Ve bu yanlış tedavl şimdilik sinmiş olan terörü ortadan kaldıramayacaktır. İran'da üniversiteler özerk değild!, ama Almanya'dan Örnek Ele oimak istediğimiz örnek Federai Almanya'nın Berlin kentinin «özgür Ünlversite» (Freie Universiteat) adını taşıyan ve genellikle toplumsal bilimler eğitim ve araştırmalarının yapıldığı üniversitesinin Siyaset Biliml Bölümü olacak. •>u anda ellmin altında bu bölümün 300 sayfalık bir kitap biçiminde düzenlenmiş yılIık ders programı var. (1) Bu programda ders lerin Isimleri, öğretim üyesi ve dersin Içeriği konusunda özet bilgi var. Şimdl bu derslerden ufak bir bölümünün isimlerine bakalım. öğretim üyelerinln isimlerini parantez Içinde verlyorum. Weimar Cumhuriyetinde işçilerin Durumu (llse Costas), Kasım Devrimi (Neusüss Dörsc hel), Alman İşçl Hareketl (1878 1890) (Peter Steinbach), Afyon Savaşından 1949'a Çin'in Devrim Öncesi Tarihj (VVerner Pîennig), Sosyalizm Ekonomi Politiğinde Alternatif Kavram lar (Wesche), Ekonomi Politikin Eleştirisindekl Sisteme Giriş (Frank Beckenbach), Lenin ve Stalin'de Kuramsal Bir Sorun Olarak «Ulusal Meselenin» Gelişimi (Horn), Lenin'ln Seçme Slyasa! Yazıları (Weingartner), Örgütlenmış Kapitalizm Anlayışı (İlse Costas), Faşizm Ge Gerçeği Decjiştîrmez Suçlu Kim? OKTAY AKBAL Dil Bayrammm Ardmdan llayniftı Bıyrsm gt)ni»n run h*> r»rlr>d» j g u e l * İSTANBUL BAYRAM GA2ETESİ dlr *«r«r»«ı yuks»» Hra|ırv dan yaran«nabll*c»^lnlı ;ane geıet* olssl STANBUL BAYRAM GAZETESl'dit Şekerbaıtk'ın 1 Ekirr/de SKÎ yılları anımsadım birden... Ismet Inönü'nün ödfıl, olan sanatçılarla resim çektlrişini. Dönemin Müü Fğitim Bakanlarının toplantılarda yaptıkları konuşmaları. Ödül dağıtma Işlemine katılan yüksek devlat görevlilerinl. Gönderilen sayısız kutlama telgraflarını .. Biri bile yok! (Sayın Devlet Başkanı Evren'in ve Başbakan Ulusu'nun telgraflarının Kurum'a sonradan uiaştığını öğrenerek çok sevindim. Oysa daha bir hafta önce Türk Tarih Kurumu'nun Bilimsel Kurultayındo tüm Bakanlar Kurulu hazır bulunmuştu. Konsey üyeleri de ön sıralardaydı Devlet Başkanı'nın konuşmasıyle açılmıştı Tarih Kurultayı... E f Ancak Türkiye ile Yunanistan arasındaki çatışmanın kökeninde halkların düşmanlığı bulunmasa da «Megalo İdea» vardır. Komşumuz bu amaçtan vazgeçemez. Birinci Dünya Savaşından sonra Batı kapitalizminin vurucu gücü olarak Anadolu'ya çıktığında Yunanistan, başarıya ulaşamadı; isteği kursağında kaldı. 23 Eylülde Atina'fla bir darbe oldu; iktidar devrildi. Yenilgl. içerde bekienen sonucu gerçekleştirmişti. 1974'te Yunanistan'da benzer bir olay yaşandı. Kıbrıs'ta Atina cuntasına dayanan bir darbe girişimi üzerine Türk ordusu Ada'ya oıkıncı isler tersine döndü. Cunta alaşağı edildi. Yerine burjuva demokratik yönetim kuruldu. Demek ki tarihte iki kez Türkiye'ye karşı yenilgf, Atina'da hükümetleri devirdi. Bu çarpıcı örnekler Anadolu'ya dönük Yunan dış politikasının Yunan İC siyasasındakl önemini göstermektedir. Önümüzdeki ay Yunanistan'da genel seçimler var. Türkiye'ye dönük politika yine Yunanistan'ın İC slyasasında beürleyici rol oynuyor. Andreas Papandreu'nun sosyalist Pasok Partisi bağnaz1 milliyetçi bir tutumla Yunan toplumundaki şöven duyguları gıcıklayarak iktidara geçmeye çcbolıyor. Buna karşılık Yeni Demokrasi Partisinin değişik yapıda olduğu söylensmez, Türkiye'ye düşmanlık yolunda Yunanistan'dakl siyasal yarış bitmez, tükenmez. * Gerçekte Batı'nın da bu olgudaki rolü ozımsanamaz. Batı kapitalizml Türkiye'yi Doğu'ya karşı «llerl karakol» saymakta, harcanması gereken bir ülke gibl görmektedir. Batı'nın sınırlan Batılının kafasında Yunanistan'da bitmektedır. Niîekım Avrupa Parlamentosunun son kararında bu mantık işlemiştir. Yunanistan, AET'nin bir üyesidir. Avrupa Ekonomik Topluluğunun sınırları Yunanistan'ın sınırlarıyla eşanlamladır. Öyleyse Ege denizinde Yunan karasuları 12 mile cıkarılırsa AET'nin sınırları genişleyecek, deniz üstü ve deniz Gİtı zenginlikleri bakımından dcha büyük alana yayılmak olanakları kazanılacaktır. AET uygar bir görünüme bürünmüştür; ama, Ege'ye ve Anadolu kıyılanna bakış açısının 15 Mayıs 1919'dan pek değişik oimadığı söylenebilir. İzmir'e Yunan askeri çıkarmak; ya da Ege'de Yunan deniz sınırlarını genişletmek, Türkiye'nin kıt'a sahaniıklarını daraltmak, temelinde ekonomik çıkarlar yatan kararlardır. • • Ca()aıo<3iuISTAN8Uı, 22 12 22 22 5« 06 39 «0 *• Övey evlat mı Türk Dll Kurumu? Akla gelen bu... Bir tutucu gazetenin yakın günlere kadar Atatürk'e ve Atatürk devrimine durmaksızın karşı çıkan yazarları, durmaksmn Türk Diı Kurumu'na sataştıkları, saldırdıkları için mi bu denli kayıtsızlık? Hak mı verlyorlar bu tür sağcı girişimlere? Hangi yönden? Neden? TTK İyl, başarıiı, ama TDK kötü, başarısız! Nasıl yapıyorlar bu ayrımı? Oysa görünen gerçek ortada; ikl kurumun çalışmaları da ötedenberi birbirine koşut, birbirine eşit... Hatta TDK. ileri sürdüğü görüşler, giriştiğl atılımlarla tüm topluma kendini daha ook tanıtmış, etklnliğini duvurmuş bir kuruluş... Bugün en sağcı, en tutucu gazeteteMe, dergilerde kullanılan sözcüklere bir bakın, hepsi TDK sözlüklerinde yer alan, TDK'nca önerilen, yaratılan, türetilen sözcüklerdir. Hem bu sözcüklerl kullanırlar, hem de bu sözcükleri yaşama kavuşturanlara kızarlar! Türk Dil Kurumu bu yıl 50. kuruluş yılını kutlayacak... l!k Türk Dil Kurultayı 1932'de Dolmabahçe Saraymda toplanmıştı. Ardmdan da Türk Dili Tetkik Ceml•/eti, sonra da Türk Dil Kurumu kuruldu. O gün bu gündür, TDK Genel Yazmanı Külebl'nin de yazdığı gibl «TDK'nun hiç bir yavınında siyasaya kapıldığı ve Atatürk Ükelerine ters düştüğü görülemez» Oysa TDK'nun knrşısında yer alan kişiler ve çevreler öteden berl Atatürk'e ve ilkelerine tümüyle ters düşen, hatta bu IIkeleri ilk fırsatta ortadan kaldırmayı amaç edinmiş kimselerdir. Bunu görmek, anlamak o kadar da zor deqiidir. 12 Eylül sonrasında TDK'na yapılan başlıca saldırılar arasında, yazın ödüllerinin «zararlı» yapıtlara verildiği savi gelir. Buna göre, TDK ödullerini kazanan yazarla ve kitaplar «asırı» eğiüm taşımaktadırlar. Bu yüzden ik kez soruşturma da açılmıştır. Bir rastlantı sonucu bu iki soruşturmaya da «sanık» olarak katıldım. Yaşar Miraç'ın «Trabzonlu Delikanlı» adlı şiir kitobı, bir süre sonra da Afşar Timuçin'in «Nazım Hlkmet'in Şiiri» adlı incelemesiydi sözkonusu yapıtlar... ilkindp Bay Ahmet Kabaklı'nın bir ihbar yazısı, ikinclsınde «Yeni Nesil» dergisindeki başka bir ihbar yazısı soruşturmanın gerekçesi olmuş... Bunlar Ankara Savcılıâınco verilen «takipsizlik» kararında açık açık yazılıdır. Pekî ne oidu sonra? Devlet yöneticilerinde bile TDK'na ve bu kurumun verdiği ödüllere karşı bir kuşku, bir güvensizlik yaratan bu tür «muhblrscl iurnatlen nası: sonuc verdi? Ankara Savcılığı'nın her İkl «takips(?'ik>ı kararında da «Seçici Kuru!» üyelerinin bir eser ödtilö lâyık olup olmadığını değerlendirirken eser içinde suc bulunup bulunmadığını araştırıp değerlendirmekle vükümîü olmayıp, eserin gerek sanat, gerek dil, aerekse ya/ı'ış tarzı bakımından değerlendirmeye tabl tutmakla yükumlü bulundukları» gerekçesi llerl sürüldü. Yoni. TDK ödüllerinde ileri sürülen suçlamaların yer aimadıaı qerceği Adalet önünde de ortaya çıktı. TDH Atatürk'ün 100., kendi kuruluşunun 50. yıldönümOnde uluslararası nitelikte Bilimsel Türk Dili Kurultaynı dü/enlemek istemiş. ama gerekli «izln» alınmadıöı için bu girişimden vazgeçilmiştir. Hem de pek cok TQrk riüi bilgini, uzmanı bu kurultaya çağrıldıkları ve 'ru capn pek çoklarınca kabul edildiği halde... Türkiye'vı bilim ve kültür alanında dünyaya tanıtmak, kendimizi kabul ettirmek savaşı verdlğimlz bir dönem\e. riOnya bilim çevrelerinin saygı duyduğu TDK gibi bir Atatürkçü kuruluşun bu yararlı girişlminl önleyenler ulus ve tarih önünde bağışlanamazlar. TDK 26 Eylül günü Dil Bayramını dostları, yandaşiarıyh birlikte kutladı. Salonu dolup taşıran kalabalık Atotürkcu aydın gücünün en sağlam kanıtıydı. Görenlere. anlayanlara. bilenlere.... ÎLAN EYÜP SULH HUKUK HAKtMLtĞİNDEN Dosya No.: 1981/857 Mahkememizln 7.8.1981 ^ün ve 1981/857/970 kararı ile Eyüp, Orta Mahalle Cilt 015/01, sayfa 87 ve kütük 65 sıra numarasında ka yıtlı 20.8.1960 D.lu Hilmi ve Akça'dan doğma Aynur Türker hacredilmiş ve kendisine annesi Akça Türker vasi tayin edilmiştir. îlan olunur. (Easın: 7745) 7853 Konuyu incelediğimizde tarihin yinelendiğini görüyoruz:, Yunanistan, Batı kapitalizmini arkasına alarak Türkiye'nin karşısıngjcjkıyor, Ve Batı yine yanıfgıya düs"5yoT.'"""" Hem Türkiye «NATO'nun güvenilir üyesf» sayılacak ve Doğu Batı arasında bir nükleer savaşın ilk aşamasını göğüsleyecok; hem de Batı, Yunanistan'ın deniz üstu ve deniz altı sınırlarını Türkiye'nin ulusal çıkarlarını çiğneyecek biçimde genişletecek; öyle mi? Yok canım... Biz Türkler saf insanlarız; ama, bu kadar da değil. 5 Ekim^lc şubeleri 1931 İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN 11476 sayılı mezuniyet diploması kaybolan İnşaat Fakültesi 1972 1973 Eklm Dönemi mezunlarmdan Mahmut Emirdağ'a duplicat diploma verileceği bu husustaki Yönetmeliğin 6. maddesi uyarınca llân olunur. (Basın: 7678) 7845 Sayın hallomızın hizınctinc giriyor İVIUftİBİ ĞÜVİKİÜ (GİfcEÖEK • Bakırköy As. 7. Huk. Hakimliğinin 15.7.1981 tarih ve E. 981/230 K. 981/461 sayılı kararı ile Hüseyin olan oğlumun adı VOLKAN olarak düzeltilmiştir. llân olunur. Mehmet İNAN • 62 60 79 nolu subay eş ve çocukları kimlik kartımı yitirdim.. Geçersizdir, Ö. Reha CEYLAN 30 EYLUL 1931 Dil Encümeni tekrar kuruluyor Haber verildiğine gore 1931 bütçesinin görüşülmesi sırasında Milıet Mec lisinde lağvı kararlaştırılan Dil Encümeni bupür lerde yenidsn ve hususi surette teşkil olunacak, bu teşekkül Millet. Mecli si açıldıktan sonra resmiyet kazanacaktır.. Encümen faaliyete geçtikten sonra imla lügatıriın tecrübelerle anlaşılan eksikliklerini tamamlaya cak, kelimeler üzerinde de bazı değişiklikler yapacaktır. Japon dampmgi Bursa 29 (Hususi) Janon dampinşîinin bııra daki tesirleri gün geçtikce artıyor. İpek piyasası alt üst olmuş ipekli ku mas tezgâhlarınm hemen hemen yü7.de kırkı faaliyetlerini tatil etmek zorunda kalmışlsrdır. Krep lerimizin satışı durmuştur. Yalnız piyasada tutu lan krep damordur. Bunun da satışı düşüyor. Fabrikatörler kendilerini ciddi bir tehlikenin tehdit etiğini söylüyor, iktisat mütehassıslarımızm va hükümetimizin bu hale bir çare bulmasım istivoıiar. • Bakırköy As. 7. Hukuk Hakimliğinin 15.7.1981 tarih ve E. 981/232, K. 981/462 sayılı kararı ile Zülfi olan kızımın adı BURCU olarak tashih edilmiştir. İlân olunur. Mehmet İNAN • Istanbu! As. 20 Huk. Hakimliğinin 15.11.1978 gün ve E. 978/3253 K. 978/3160 sayılı ka rarı ile Oldaç olan soyadım AKÇA olarak düzeltilmiştir.. İlân olunur. Süleyman OLDAÇ KONKORDATO KÖMİSERLIGîNDEN îstanbul 3 No'lu İcra Hâkimliğinin 1981/642 sayıh dosyasında 14.9.1981 tarih ve 1981/567 sayılı kararla KİLÎMCÎLİK KOLLEKTÎP ŞİRKETt AHMET BİLGİN VE ORTAKLARI şirketine konkordato mehli verilmiştir. Alacaklıların işbu üan tarihinden itibaren yirmi gün içinda alacaklarını belge ash veya fotokopilerini eklemek suretiyle Avukat ÇETİN US'un Beyoğlu, İstiklâl Cad. Tokatlıyan İşhanı Kat 3 No. l'deki bürosuna işgünleri saat 1517 arasında müracaat ederek kaydettirmeleri, hilfma hareket edenlerin konkordato müzakeresine kabul olunmayacaklan, alacaklılar toplantısının 9.11.1981 pazartesi günü saat 16.00'da Beyoğlu İstiklâl Cad. ODAKULE Konferans salonunda yapılacağı, toplantıya tekaddüm eden on gün içinde vesaiki tetkik edebilecekleri ilk 292 maddesi uyarınca ilân olunur. KONKORDATO KOMÎSERLERİ Avukat ÇETİN US Avukat ALİ ŞENEL (Basm: 7765) 7859 Milli Takımın yenilgisi tnnir 29 Milli takımın Sofya'daki 51'lik maglubiyeti burada üzün tü ve asabiyet uyandırdı.. Zeki'nin ve kaleci Malik' in götürülmemesi bu arada dedikodulan • mucip olmaktadır. Spor mmtıka mız İzmir'den iki oyuncunun Milli takım icin tecrübe edilmesini isteve cekür. VEFAT Merhum Cevat Abbas Gürer ve merhume Memduha Gerçekci'nin oğullan, Sıdıka Gürer'in sevglll eşi, Merhume Necla Gürer, Merhum Aydın Gürer, Turgut Gürer, Mualla Karaül ve Sevda Tagay'ın kardeşleri, Bora, Gök Gürer, Deniz Baykal, Sevda öztemir ve tzzet Baykal'm Kaympederleri, Esra Öztemir, Can Gürer, Gürer ve Av$e Baykal'ın sevgili dedelerj Cumhyriy Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A Ş adına NADİR NADİ Genel Yayın Müdürü HASAN CEMAL Müessese Müdürü EMİNE UŞAKLIGİL Yazı İşleri Müdürü OKAY GÖNENSİN Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaocıiık ve Gazetecilik T.A.Ş Capaloğlu Türkocağı Cad. 39 41 Posta Kuîusu : 246 İSTAN3UL Tel: 20 97 03 BÜROLAR: • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENİŞEHİR Tel: 175825 17 58 66, Idore: 183335 • İZMİR: Halit Ziya Bulvarı No: 65. Kat: 3. Tel: 25 47 09 13 12 30 9 ADANA. Atatürk Caddesı Türk Hava Kurumu İ3 Hanı, Kat 2 No: 13. Tel 14 550 19 731 TAKVİM 30 EYLÜL ]f)81 tmsak Güneş öğle İkinrti Akşara Yatsı 5,11 6.53 13.04 16.23 18.55 20.25 KONKORDATO KOMİSERÜĞİNDEN Mustafa Kemal Gürer (1940 Harp Okulu mezunu) 28.9.1981 tarihinde Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 30.9.1981 çarşamba günü Kadıköy Osmanağa Camiinde kılınacak öğle namazmdan sonra Yakacık Soğanlık mezarhğmda toprağa verilecektir. A t LE S t (Cumhuriyet: 7860> îstanbul 3 No'lu îcra Hakimliği'nin 1981/641 sayılı dosyasında 14.9.1981 tarih ve 1981/566 sayılı kararla SULTAN HALI SANAYÎİ VE TİCARET A,Ş. şirketine konkordato mehli verilmiştir. Alacaklıların işbu ilan tarihinden itibaren yirml gün içinde alacaklarını belge ash veya fotokopilerini eklemek suretiyle Avukat ÇETİN US'un Beyoğlu, İstiklâl Cad. Tokathyan îşhanı kat 3 No. l'deki bürosuna işgünleri saat 15 17 arasında müracaat ederek kaydettirmeleri, hilâfına hareket edenlerin konkordato müzakeresine kabul olunmayacakları, alacaklılar toplantısının 9.11.1981 pazartesi günü saat 14.00'de Beyoğlu İstikîâl Cad. ODAKULE Konferans Salonu'nda yapılacağı, toplantıya tekaddüm eden on gün içinde vesaiki tetkik edebilecekleri İÎK 292 maddesi uyarınca ilân olunur. KONKORDATO KOMİSERLERÎ Avukat ÇETÎN US Avukat ALt ŞENEL (Basm: 7751) 7855
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear