Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet 10 24 AĞUSTOS 1981 AAuayenehanede bol kazanç sağlayan hekim imajı abartılıyor AIA SİRMEN Sayın Gencay Gürsoy, «iz Hflkflmet Tabipliginden tstanbul Üniversitesl Tıp Fakültesi Nörolojl Kürsüsüne ve Oslo"da Tıp Fakültesine Kadar değişik yerlerde tıp meslefinde çalıştınız. Bu srada tstanbu) Tabipler Odası Genel Sekreterüfri da yaptmız. Hekimlerin çalışma koşullan ve düıenleriyle ilgıli araştırma ve incelemelerinlz de var. Bu azun deneyimin ve inceîemelerin ışığında, hckimlerin çalışma düıenleriyle ilgili olarak son günlerde gündeme getirilen öneri ve tasanlar hafcfcında ne'er düşünüyorsnnuz? GENCAY GÜRSOY Sayın Sınnen ıstersenız konuya bıraz geçmişinden başiayarak yaklaşalım. Bilıyorsunuz çağdaş anlamda ilk Tıp Fakültesı 3. Mahmut donemınde açıldı. 2 Mahmut'un mektebi tıbbıyeyi açarken verdıgı unlü deraeç, şoyle başlıyordu. «Işbu ebnlyei Allye yt mektebi tıbbiye olmak üzere teşkil ve tertip ederek, mektebi tıbbıyeyi adliyeyi şahane tesmiye ettlm. Ve burada bekayı sıhhati beyeriye hizmeti azizenlze muvazebet olunacağından bu mektebi sair mekteplere tercih ve takdim eyledim. Bunda Fransızca olarak, tenni tıbbl Uhsll edeceksiniz.» Aradan 150 yıla yakın bir süre geçtı Fransızca, eğitım >apan Tıbbiye mektebi, çağdaş düzeyde bmlerce hekım yetıştıren ve eğıtimıni uluslararası alandakı benzerlennden eksık kalmayan bğretım kadrolan ve kitaplanyla Tıp Fakültelen haline geldı. Ba fakülteterde, artık Mahmut 2 dönemindekı doktor Bernard lara gereksinme kalmadan kendi yetıştırdıklerı kadrolarla ve kendi yapıtian olan kıtaplarla egitmunı surdürebiliyor. Bugun hastanelerunızın örgütlenme eksıkliğınden, pislığinden, sözedilebıhr ama, hekımlsrimızin bılimsel düzeylenndea, kuşkuianılamaz ve bütün teknik yetersizliklerine karşın Türkiye'de tedavi edılemeyecek hastalık heır.en hemen yok gibidir. Demek ki, Mahmut 2.Un öncelik tanıdığı Tıp Fakülteleri kendinden bekleneni Insan gücü yetişttrmesi açısından fazlasıyla yerine getirmiştır. Bunun karşıuğında, devlet heklmlere neler vermlştir ve neler vermektedir? Bizim eski meslektaşlanmıım deneylmlerlne dayanan bir Inançlan vardır. Türkiye'de hekim devlet bürokrasisinln Uvey evladıdır. Yenl kuşaklar bu inancı, hekimlerin muayenehane çarkına kapılması dolayısıyla devletle ilişkisinin vergi verme düzeyinden öteye geçmemesine bağlama egılımındedirler. Oysa bu ge> çeğin sadece bir yüzünü yansıtır. Muayenehane olgusunun eleştinlecek çok çeşitli yönleri olabilir. Biz de bunlan zaman zaman yaptık. Ama bu kurumlarm yaratıcısı devletti. A.S. Ne baknndan? G.G. Devlet, ne gecmişte ne de bugün heklınin çahştığı saglık kurumundaki mesBisıni gerçek karşılıgını ödemek yoluna gitmiştir. Bunun yeri Sağlık Bakanlığında hekim atamalarını yapan özluk tşleri MUdürlerinin klasik cümlesiyle, «maaşmız elbette size yetmez ama, gittiğiniı yerde kıs» zamanda yükünüzü tutarsımz» denılmıştir. Aslında Devletin sağlık kuruluşlanna bakış açısı da muayenehane esprisı sınırlan içinde kalnuştır. Başlıca endişesi, bir hastaneye ya da bir sağlık ocsğına bır hekim göndermektir. Bu kurumun altyapısı araç gereç gereksinimleri onu pek fazla ilgılendirmez, önemli olan kadro çizelgelertnde A kassbasmm hekıminin bulunur gözükmeaidir. A.S. Oysa günümüzde tıp alanında gelisen teknoloji zaman zaman altyapı olmadan hekimin varufcmı h«men ta«men n f ı n indirebiliyor değil miî G.G. Kesinhkl© öyle. örneğın rontgen filmi bulunamıyor, aygıtın bakımı onanmı yapılamıyorsa, radyolog bulunsa ne olur, bulunmasa ne olur. A.S. Peki ba eğtiiml değiştirecek gjrlşimler olmsdı mı? G.G. Kuşkusuz oldu. Ikisi de kısa ömürlü olan, iki önemli ginşim yapıldı. Bunlardan btri sosyalizasyon. öbUrü ise, hepimizın bildıği tam süre yasası uygulamalanydı. Asünda her üd yasa da, ilkelerinin dogru olmasına karşın, planlaması, zaman Doç. Gençay GÜRSOY et SORDUI Cumhuriyet S0RDUl İY YANSTLADIİ Doç. Dr. Gürsoy klrndîr ? 1939'da Erzurum'un Oitu ılçesinde dogdu. Lıse'yi Kars'ta bıtirdi. 1963'de Istanbul Tıp Fakultesınden mezun olduktan sonra Anadolu'da Hulzümet Tabivliği yaoîı 1966'da İstanbul Tıo Pakultesi Nöropsıki yairı kursüsü'ie gırdı 1968'de Oslo Üniversitesı Tıp Fakültesi Nöro Radyoloıi bölümünde çaliştı Kısa bır aradan sonra tekrar Oslo'daki gorevınde iki yü çalıştı 1974 75 \Mannda G'<ascow'da görev yaptıktan sonra, I97ö'ds doçent oldu. Artcadaymnz All SlrrrMn (aoldo), Norolog Doc«nt Dr. Gencoy Gürsoy'la gâruşürken... iYeni mezun bir hekim 1213 bin lira alıyor laması v dsha blr ook yönleriyle çok bttyük eksiklikler taşıyordu. Ve özellikle tam sUr« TaaBsı blr tepkl yasası nlteligmdeydl. A^. Neye tepU, ve neden? G.G. Sayın Sirmen, bu aslmd* blr yönüyle ruh bülmael blr olgu. Bizim toplumumuzda ya da bizim glbl toplumlarda özellikle sabit gelirliler kendi geçim sıkıntılarmı, bunalımlannı çevrelertnde gördükleri öğelere yüklüyorlar. A.S. Sayın Gürsoy böyle düsündüğümüı zaman, mlDetveklll de kntsal bir RÖrev yapar, onım da az para alması ya da hlç almaması, ya da asker zaten yurdn savunur bundan daha büyuk bir onur olur mn, onun asçari yasarn dfizeylne ne r.ere£1 var, Taten fedakârlık mesteğidir, az para alsa da olnr, sanatçı zaten. sanatıyla doyar diyerek, her feraçat isteyen ya da gerçekten kendi içir.de de yapısı gereğl doyum taşıyan meslek sahibini. neredeTse açbfa Hıuculu, aozde mantıklı gerekceMni hanriamif oünaı mıyız? G.G. Benim vermem gereken yanıtı sorunuzla sız vermış oluyorsunuz. Ancak konuyu biraı daha açmak lstiyorum. Btzim meslegin, sanılanın terstne, uygulayana mutluluk ve doyum verdiği inancmda degilim. Hele bizim gıbi bir ülkede, bu genel kanının yanlışlığından hiç kuşkum yok. Tüberktilozlu yoksul bır hastaya ki genellıkle yoksul çevrelerda görülmektedır artık bu hastalık bır kaç kalem ilaç yaap »îyl beslen' Bol protetn al! Temiz hava bol güneş!» önenlerını eklemek hekıme nasıl mutluluk verebilir? Kaldı kl, burada aynntılanna drmek istemedigim bir kısım dinamik sonucu hasta zaten ruhbilimsel bakımdan bunalım içinde olan bir kişidır. Bedeninin denetimi kendi elinden çıkmış bilmedıği yasalann kontroliine gırmiştir. Bu msanm fıziksel sorunlarını çozümlemeden önce beUri ondan da na onemü oiaraü ın&aru bır da\ıaoşa ve sevgıye gerelcsıniml vardır. Şunol, insanî koşullar içinde yaşamayan, gerekçesüıl v« kaynagını anlayamadığı yasalarla geleoeğinden endişe ıçınde olan kısaca mutlu olmayan nekını. ınsana nasıl sevgiyle yaklaşabilır? Hasta, bıraz da kiıltürel geçmışın mırası olarak, hekimde ınsanılstü özellikler \,'arsayar. Doiajısıyla, onun sıradan insanlara nas geçım sıkıntısı çektığı çocugunu yeterı kadar besleyemedığmm acısını duyduğunu düşunemez bıle. Kafasındakl ım&^ joıkanda sozünü ettiğuniz, toplumsal tepkılerın bır uzantısı olarak, muayenehanesuıden bol kazanç sajlayan hekim jmajıdır. Aslında bu ıma) abartılmış ve gerçeğı yansıtmayan blr ımajdır. Ne hasta, ne de hekim düşmanı burokrat, hekimin gerçek mesaisını değerlendirmek ister. Muayer.ehanede çalışan bir hekim bile olsa, onun muayenehanesinde ve çalıştığı devlet kurumunda urettigı hızmetı gormezlikten gelır. Daha somutiaştırmak ıçın, sıze bır öneride bulunacağını. Şu ağustos sıcagında hasta olması şart değil. 10 insanın lütfen derdıni dinîeyin ne demek ıstedığimi anlayacaksınız. A.S. Hek'mlerin, maddi durumlarına geleceğiz. Ama önce ç» lışma koşullarına değinmek istiyorum. Bunların içinde bulunduklan teknik yoksunluklar apayn bir söyleşi konusu. Ancak şu noktaya değinelim isterseniz. Hasta slzden Insanca yaklaşım bekllyor. Sizin buna zamanınız var mı? Tani hastanede kapıda uzayan kuyrnklar güzönünde bulıuıdurulunca. Siz hastanede, Universite kliniğinde çalışan bir hekim olarak günde kaç hastaya bakıyorsunnz ve bunlara bütün olanaklannm zorlayarak, ne kadar süre ayırabüiyorsunnz? G.G. Benim ozel durumum bu sorunuza çok net bir karsılık vermemı engelleyebılir. Çunkü ben, hasta muayenesi kadar, özel bazı merkez sınir sistemi hastalıklannın tanısında ülkemiz için yeni bir seksiyonun sorumlusuyum. Çözülmesı zor bazı hastalan incelemekle vükümlUyüm. Ama yine de zorunlu olmamakla birlikte, günde ortalama bütün bu çalışmalarm dısında, baktağıro hasta sayısı 810'u bulur. «BİR ÖĞRETİM ÜYESİ VE 18 YILLIK HEKİM OLARAK 42.000 LİRA ALIYORUM.» AJS. Peki, bonun dışında, herhanz^ bir hastanede f*iıy«« berhanzj bir uzman hekün ortalama günde kaç hastaya bakarf G.G. Ortalama 3040. A.S. Sanıyorum bn çahşmaya bir de yan personel yoklujunon doğnrduğu başka ülkelerde olmayan, bize özgü, angarya işteri katmak gerekecek. G.G. Öyle bir noktaya degtndiniz kl, bu konuştnayı tanınan süre içinde bıtirmemiz mümkün olmayacak. îzın venrseniz kendlmden örnekler sunayım. Biz, 1968 yıhndan beri, çağdaş bir nörolojik billmler enstitüsü kurma savaşı içindeyiz. Hekımllk mesaısı yanında yıllardan berı, bizim eğitım ve oğretim kadromuz, bina için yer bulmaktan tutunuz da, arsarun satın alınmasuıa, imar planının çıkartümasına mımari projenin hazırlanmasma, Devlet Planlama Teşkilatından ödenek alınmasına araç gereç sağlamak ıçın kredı bulunmasuıa kadar sayısız işlerle uğraştı. Ben kendi hesabıma hastane mimarisi ve donatımı konusunda yenl bır uzmanlık edindım diyebüîrim. Bize hıç klmse böyle bir enstitü kurun önerisinde bulunmadı. Ve bu karşılıksız, mesai bize hıç b:r maddi çıkar sağlamayacaktır. Ama bir Universite hastanesinde boyle bir kuruiuşun bulunması kaçınılmazdı. A.S. Ne yazık ki. bu yalnız size özşni bir durumda değü. Btr çok hekim hastanenin ya da servisin günlük mubayaasını bile vapmak zorunda kalmaktan vakınrnaktadirlar. Şimdi. daha somut konulara inelim Sayın Gürsoy. Size çok özür dileyerek ve Kenelde sorulmaması gereken bir soruyu konumuznn ayrümaz bir parçası olduğu, avnca sizin salt kişisel sorununuz ounadığı için sormamak, istiyorum. Tekrar özür dllerim. Kaç para kazamyorsunuz Sayın Gürsoy? G.G. Kaç lira maaş alıyorsunuz dıye sormalısmız soruyu. Zlra benim başka bir gelir kaynagım yok. A.S. Peki ba dunımdaki hekimler çogunluktalar mı Tfirkive'de? G.G. Evet kesinlikle... Benim elime, Tıp Fakültesi öğretim Oyesl v» 18 yıllık hekim olarak 42 000 lira dolaymda bir para geçiyor. Bilmem yeni mezun bir hekimin bugün kaç lira kazandığuu billyormusunuz? Bunu ben de bümiyordum. Tam süre yasasmının uygulaması durduktan sonra göreve başlayan hekim, 1313 bin lira civannda bir para alıyor. Aslında benim durumum, genel hekim ortalaması yönünden çok geçerlı bir örnek sayılmayabilir. 4 Flllstm hareketinln İkl numaralı önderl Abu Cihad (He lil ElVezlr), bir num&radan yanl Abu Ammar'dan (Yaser Arafet) 9 ya? daha genç. 43 yaşında. Ondan birkaç santira daha uzun. Orta boylu, gösterişsiz bir Onder. Hareketm «balmmıac ad»mı» olarak tinlü. Hangl saatte nerede olduğunu kimse bilemiyor. Buna karşılık, her an, her yerde görülebüiyor. îsraüin lşgal altmdaJd topraklardakl eylemlerden s o rumhı tuttugu ve kelleeini «1maya ahdettiği bu esM gazeted ile lstegl uyarmca onun değil, benim bulundugum btr yerde ve tabil randevu saatiyle hiç llgisi olmayan blr saatte görUşUyonni. Beyrufun ana caddelermden birinde, gSrüştUğUmUı blnanın çevresindekl olaganUstU gurenlik önlemlerlnden blnada önemli bir şahsiyetin bulundutunu yoldan geçen an dlkkatsiz göı büe farkedebillrdl. FilistmH Uderler son PilJ*. ün tsrall savaçmda, kendUertni ortadan kaldırmak içln Beyrut"un bir semtint, Pakhanl'yl kan gölUne çerb> mekten çekmmeyen îsraüin bu amacma ul&şamaması Userine, bundan sonra »ulkast srirlşmılerine agırlık Tereceglnl düşunüyorlar. Bu ne denle, çevrelerinde zaten hlçbir zaman olağan olmayan güvenUk örJemlerl daha da artmlrms. ASKERt LtDERtN AGZTVDAN SAVA8 Fülstin Devrim Kurretlerl Başkomutan Vekül ve savasın fiill komutanı Abu dhad, Israil'ln 10 temmuzda herhangl bir gerekçeye sığmmadan hava bombardunanlanyla başlattıgı saldınnın 15 gününü anlatıyor ve «saldırdan m rayRTnlaştınnalan ve afırlaştınnalan uıerine bvntm bir mallyetl ohnası cerektlfine ve bu maliyeti onlara ödetmeye karar verdfk. lşgal attmdakl topraklara roket hücuraun» basladık. Saldmyı ne zaman tırmandırdılars» bix de roket hficTutmmuzn tırmandırdık. Beyrut'u bombarrtıman etmelerinden kl btt tınnanmatun dornğn ldl blr saat sonra bile roket böcmnnmıiTu sürdürdük. Ateşkesl onlar Jstedl. BM Knrvetleri Komutanı Ersklne'e şartlanmın bildlrdik. Bn şartlarra karşı tarafa bildirflmesinden ve onlar tarafmdan ate?kesin başlatılmasmdan sonra ateşkese ııydnk» dlyor. Abu Cihad, îsrall'e askerl planda etldn bir karsılık verdlkleri inancında. «S5 Israil yerlesme merkezl sflrekH roket ateshnlz altında kskh. En az 10 pün sflrerle bn yerleşme merkezlerinde vaşavanlar sıihnaklarfan çıkamadılar. Kiryat Şmona'ıun nfifosonnn virzde 951 filkenin iç hdlçelerlne e8ç etH. Bn kasabads. seclm kampanvainnda, tek b!r rokrtJn artık Klryat Smona'ya imbei etmeveceJHne söz reren Menahem Beçin, ba.im toplarrbsmı yer altında. si£ınakta vapmak zo rnnda kaldı. Sanınm b&tön bnnlar askerl basanmmn işaTetlertdir» d'.ve ekliyor. BAŞAR1SIZDI? Pilistinlisi Lübnanlısı. MUslümanı Hırlstiyanı. sag cısı soleusu 15 Gün Savaşı"nm Filistinlilfrre büvük kazançlar sağladığı, Israıl'in partlyl kavbeden taraî oldugu konusunda hemflldr. EKMEKCİ Mustata İSRAÎL ATEŞKESÎ KABUL ETTİĞÎ ANDA FÎLÎSTİN KURTULUŞ ÖRGÜTÜ'NÜ ZEVINEN DE OLSA ÎLKKEZ TANIMIŞ OLDU. FKÖ'NÜN ÖdNCÎ ADAMI ABU CİHAD 43 YAŞINDA. HANGÎ SAATTE NEREDE OLDUĞUNU KİMSE BÎLEMÎYOR. ÎSRAİL, ÎŞGAL ALTINDAKÎ TOFRAKLARDA YAPILAN EYLEMLERDEN ONU SORUMLU TUTUYOR. 0) UZAKTAN... 6 öröşmec.lef te4 örgOnün arkasındakl yokırvtanykı göruşmeye calışıyorlordı. Bağırmalar, cağırmalar, <Duyamıyoruml> soslert arasında konuşuyorlordı. Görüşmecller arasında ikl yaşında b!r çocuk da vardı. Adı. Doğan'dı... Dogan, tellerln arkasındakl babasına seslendl: Babal Doğan, yavrum... Bir ora, nosıl olduyso oldu, kuçOk Dogan, •rierin tuttuklan küçök kapidon lcedye fırkıdı, babasmın kucağına atladı. • Babacığıml Doğan ıml Bütün görüşmecller, konuçfnolormı keamiçtor, boba oğulun kucakloşmasını seyredlyorlardı. Kodınlar, ağlaşmoya başladılor. Erkeklw de ağlıyorlordı. Görevll erler, çocuğu bobasının kucoğından alrradıiar. Baba lle cocuk, uzun süre, blrblrterlne sanlmış, uzun süre öyle kaldılar. Oörevlllerden Wr< görâ»mecllere şöyle dedl: Haftaya çocuklan slz de getlrln, babolanyta göruşsünler... Baba, onblr yıl seklz ay hapls cezosına çarptınlrri'Ştı. Belkl de yakında sfvil cezaevlne göndeıilecektl. Yaşadığımız olayların, nelere, nerelere yansıdığını düşunüyorum. Bir genç krz vardı. Adı Esln. Bir süre içerde kaldı. Nlşanlısı da lcerdeydl. Şlmdl, Iklsl de Cktılar. İkisl de dışarda, özgürtuklerine kavustular. Genç, mühendistl. Yuklenlciliğe yartl mOteahhltllğe başladı. Pora kazanıyordu. Esln, sosyal hlzmetler uzmonıydı. Hlç bir yerde Iş bulamadı. Şlmdl Işslz. Esln'ln bobası, Köy Enstltülü, emekll öğretmenlerd«n. Bahçe Işlerlyle uğraşıyormu? evlnde İlhaml Soysal'ı gördüm düşümde. Bir tOriü, ellm değip de mektup yazamadım. Ayvalık'ton attığim kartı da almamış. Kızı Alev'e öyle söylemiş. İlhaml Soysal, Bahcelievler'dekl Merkez Komutonlığının Tutukevi'nde yatıyor. Yedibucuk ay oldu lcerl girell. Soysal, orada kogu? kıdemlisl seclldl. Koguş kıdemlllerı. bütün koğuşları özgürce dolaşablllrleı, tutuklulann dertlerinl dinleyip, yüzbaşıya aktarıyor ilhaml. Tutuklu CHmierden Ertuğrul Gunay. Temel Ateş, Nedlm Tartıan'la bir arada yatıyor. Bir başko koğuşta, Doğu Perinoek lle TİKP'll arkadaşları, blr başka koğusta Alpaslan TOrkeş lle MHP'İI eskl mllletveklllart... MSP'lıler çıktılar. İlhaml: Nerdeyse arkadaşlorımın y u î * ^ unuttmn, demış görüşmeclslne, öyle blr rakı icmek Isttyot kl conım diye eklemlş... Oysa İlhaml, Içkl Içmez. Mektup yazdığımda blr de fotoğraf mı göndersem, arkodaşlarla blrllkte çekllmiş, verirler mi acaba? Atila Aşut Mamak'taymıs. Izln donuşunde, ondan blr kart geldi. Suleyman Coşkun, gözaltındaydt slmdl nerede bllmiyorum. Lütfl Oflaz. cezaevine gtrdi. Bır yazısından dolayı glydıği birbuçuk yıllık cezayı Kıztlcahamam Cezaevl'nde geclrecek. Cok cırpındı LOtfl, karannı, Yargıtay'a gönderememesı, cok üzdu onu. Önce. cezasını dört ay ertelett! sevlnıyordu. O sırada şöyle takılmışîtrn: Kardeşlm. dört ay dedlğin göz açıp kapayırtcaya değln gecer. Sen, kalk blr deniz kıyısma gtt Dört ay dlnlen barl... Çalışmak guzel blr çey ama, Isl okm klşi oabşır. Işsiz calışmayı nasıl seveblllr. Üretime naaıl katkıda buiunablllr... Birçok geno blllyorum, klm! kaymakamd'. mühendistl. Kamuda nasıl yararlı olablllrterdl. Amo, ceşitll nedenlerle öğütülduler, sogutuldular Işlerlnden. Bazıları dışsatımcılığa yanl ihracatçılığa başladılar. lyl para da kazanıyorlar. Karşılaştıâımızda: Şimdlye değln, enoylllk atmislz. Daho öno« ba«lomalıymıaız bu Işlere.. dlyortar. Cok lyl blr koymakam, ook M Nr va« olob»»1rterdli oysa... öğretmenler tanryorum. genc yoşta emekli olup emekll ikramlyesinl bankerlere vertyorlar, çahstıklan zaman aldıkları paradan daha ook pora gociyor eltorlne. BEfflUT Cengiz ÇANDAR nacak uzun blr sürBCİn başlangıcı olabileceğine Işaret edenler, ABD'nin koca Çin"l de 20 yılı aşkm bir süre tanunamakta dlrendlkten sonra politlkasını değlştirmek zorunda kaldıguu hatırlatıyorlar. Niteklm, daha İkl yıl önce Camp David Anlaşması imzaİBTidığında, «FKÖ'ye (rüle «ille» diyerek Arafat'm şimîeklerlnl üıerine çeken Oarter'in TJlusal Güvenlik Başdamşmanı Brzezinski, şimdı ABD yönettminin vakit geçirmeden FKÖ'vü tanıması gerektiğinl bildiriyor. KOMPLOLAR BEKLEKÎYOR Bunca parlak ufuklar» ragmen, Pillstfaıll Uderler gelecekteki olası gelişmelerden te dlrgın ve dlkkatli. Abu Cihad, söylesimizin sonunda, «tsraiV in amaçlarına askeri planda a laşamaması fizeıine siyasi ça balarla ulaşmayı hesaplayarak ateşkesi kabul ettigtni» söylerken, ABD*nto diplomatik gtrişimleri sonutyında bazı Arap devletleri araalığıyla PİUstin Devriml'ni Lübnan'da bogazlama çabalannın sürdürülme aşamasına girildiğlm belirtiyordu. Kendisine soruyoruz: îsrail'in 15 Gün Savaşı'nm hv tikamını almak ve siyasi den geyi kendi lehine çevirebilmek için Güney Lübnan'a olanca gücüyle saldırması, geçici bir süre isgal etmesl mümkün detll mi? SimdUik lıayrr. tsrafl Bn ce ABD'nin slyasi firt?hnlerivle askerl alanda elde edemedifini elde etmek lsteyecek. Ne var M, Lübnan'm yakın freleceğmde siyasi komplolar kadar peniş çaplı blr tsrail saldınsını da çündemde görenlsr var. Lübrmn'ın, dolavısıyla PUisttn Kurtuluş örgütüMün ve böleenin yakın pelecefl ABD ve Sovvet pol'tlkalan ve bu politikalar çerçevesirde Suudl Arabistan ve Suriye'nin cörecegi işlev ile yakmdan YARTN: ABD ^rE SOVTET POLtTtKALARI Dünyanın başkenti «BİR ÇOK MESLEKTAŞIMIZ EMEKLİ OLMAKTADIR VE BU YIL TIP FAKÜLTELERİNE BAŞVURU GEÇEN YILA ORANLA YARIYARIYA AZALIVnŞTER.» A.S. Peki dört yıl kadar Oalo'da çauştmız. Orada f*ı»ymm kosullanna neydi? G.G. îlk ikl yıl uzmanlık, döneminln başlangıcısa rastlıyordu ve o «ıralarda elime geçen 4.000 Norveç kuronu dolaymdaydı (Yaklaşık olarak 100.000 TL.) Son iki yıl, seksiyon başkam olarak çalışUm sembolik bir Ucretle oturduğuuı, ıçmde saunası bile bulunan vllla lojmamn jranısıra 9.000 Norveç kuronu akyordum (250.000 TL.). Ayrıca yüda iki Uç kez, dünyamn herhangi bir yerindeki billmsel toplantılara tüm masrafı Universite tarafmdaa ödenmek üzere katılma olanağına sahıptim. Bilimsel literatUr için de sekretere bılgi vermek yeterliydı. îstediğım dergl ve kitabı Oniversite getirtıyordu. Calışmayı tamamlayıp döndüğümde, 1974 yüıydı henüz doçent olmamıstım elıme 3 000 4.000 lira kadar para geçiyordu ve hastanede bile oturacak bir odam yoktu. Hemen bekrtmeliyım ki, dışardaki bu olanaklar en as benim kadar bir çok meslektaşun için her zaman sözkonusu. A.S. Neden döndünüz? G.G. Bu soruyla bana donUşümâe, Norveçll meslektaşlanmm söyledjklerini ammsattmız. «Sen herhalde bir rahatsızhk geçlriyorson» demişlerdı. Fazla idealize etmek istemiyorum ama, demin sozünü ettigim enstitünün bir sorumlusu olarak eğitlm için gitmiştim. Türkıye'de bu enstitüyü kurma heyecanım taçıyordum. Donüşümdekl motivasyonlardan biri bu, biri de, herşeye karşın bu ülkede yaşamak istemem. Burası benim ülkem. A.S. Peki Sayın Gürsoy neden muayenehane açmıyorsnmııT G.G. Hemen belirteyim ki, karşı olduğum için değil. Ama benim çalıştığım konu, muayenehaneye harcayacak vakit baakmayan yeni bir konu. Ve korkuyorum kl, buna mecbur kaursam, yülardır emek verdlğimiz enstitüyU verimli bir şekilde çal^örmak mümkün olmayacak. AS. Peki hekimlerin Tftrkiye'deki genel durumlannı SrtMkleriyle çördük. Şimdi son yasa tasanlan hakkmda ne dOşflndflğünuze gelelim. G.G. Bızımle ilgili, tasanlardan biri mecburi hlamet, öfottrü ıse bildiğiniz gibi Universite yasasıdır. Mecburi hizmet, yasasıyla Ugili olarak önce şunu söylemek teterim. Zorla güzellik olmaz diye bir atasözü vardır. Ben onu zorha doktorluk olmaz şeklinde dile getiriyorum. Hiç bir yaran olacağma inanmadığun gıbi eşitlü ilkesine insan haklanna ve daha önemlisi rasyonaliteye, akılcılığa aykın buluyorum. öyle koşullar olabilir kı, sadece hekimler değil, bütun çalışanlar ve işsahiplerı ortak bir özveriyi göstermek durumunda olabüirler ki, biz toplumumuzun içinde bulunduğu koşullarda bunun gerekliliğine inanıyoruz, işte o zaman hekimler de bu özveriyi fa* lasıyla yerine getırirler. Ama, 300.000 lirayı, yani bir yerli araba parasaıın Uçte birını, banker bilmem kime yatuıp da yüda, yeni başlamış bir hekimin maaşmdan fazla gelır elde edildiği bir ortamda, bu hekime hangi ilkelere dayanarak daha fazla özveriye ya da başka deyişle zorla hekiınliğe itebilirsiniz'' Öte yandan, sözü edilen beş yıl Eorunlu hizmeti ekledığıniz zaman bir hekimin meslefi gerçekten öğrendiğı dönsmdekı yaşı 36'yı geçlyor. Bu da kesintisız bir başarı düzeyiyle oiası Saym Prof. Rıdvan Ege"nin behrttıği gibi, bu yasta kadınlar emekli, subaylar da Albay oluyorlar. Biz Tıp Fakülteleri için durum daha başka özellikler de taşıyor. Benim çalıştığım kurumda, tamamlamak üzere olduğumuz enstitü, Türkıye'de bu konuda uzmanlık verebilecek tek kuruluştur. Asgari gerekli insan gücü 10 yıldan beri olağanüstü çabalarla yetiştirilmiştır. Şimdi, içımizden bi rinl ya da bir kaçını kaldınp Anadolu'daki yeni kurulmuş bir Tıp Fakültesine gönderiniz 300.000.000 lirayı aşan bu maddi yatırnn ne olacaktır? Bir ömrün 15 yılını haracayarak gerçekleştlrmek üzere olduğumuz bu kurumun işlememesuıin sorumlusu kim olacaktır? Bence, gerçekçi olmak gerekir. însanlan bir yerden başka btr yere göndermenin, yaşadığımız çağdakı ıtici gücü ancak dzandirme Kaldı ki, bugünkü uygulameda, yani tasanlann yasallaşmasmda, yönetim bu yolda gereğinı yapmamış ve bürokrasinin ünlü hekim düşmanlığı bu yasalann yürümemesınde önemli bir neden olmuştur. Korkarun, bugün de her iki yasanın geleceği ayrudır. Kaldı ki, bugünku uygulamada, yani tasarılann yasalaşmasından önceki durumda da, Tıp Fakülteleriyle öbürleri arasında, birinciler raranna çarpıcı bir eşitsizlık var. Eğitım yanmda ağır bu kamu hizmeti yapan Tıp Fakültesi üvesiyle, yılda üç ay tatıl ve haftada bir kaç gün fakültesine giden öğretim üyeleri aynı durumda kabul edilmektedirler. Demek ki. Tıp Fakültelennde yapılan kamu hizmetinin karşılıSı. verilmemektedir. •*•£• Slzce Sayın Gürsoy bu yeni öneriler vasalaşırsa tıp raeslegl aeısından eaydıncı bir dnrum ortaya çıkacak mıdır? G.G. Daha şimdiden süresini dolduran ve doldurmayan bir çok meslektaşımız emekli olmaktadır. Bu yıl, Tıp Fakültelerine y^üan başvuTU geçen yılın neredeyse yansma inmistir. îsrail toplumu kez savaşı kendi merkezlerinde yaşadı Beynrt'a «aknrmasına rerek kalmazdı. Beyrnf» saldırmak Gfiney Lfibnan'da »onuç abnamanuş olnnmasının itlrafıdır. Kaldı M, tsrall, Beyrntt» tek bir liderm eanını alamadığı dW. Gfiney Lnbnan'da da FIHstin Devrtml'nm askerl varhğına darbe vuraınarruştır. Roket rampalan ile küç&k birhnler hallnde gezici dummda buhınan ıcerlllalar sürekli yer deüştirmişlerdir. Askerl aniamda insan ve araç geree kayıplan pBlönç derecede kfiçüktör. Bu dummda, Israll saldınsı siviUere zarar vermiş ve Lfibnan haltanın ırazabuu çekerek Lfibnan ve Flllstln h»Ik lanm birbtrlne yaklastırmıştır. Ba da FIHstin Derriml hesabına psfkolojik blr zaferdir. StYASt SONT7ÇLAR Pillstln Kurtuluş örgütü'nün 15 Gün Savaşı sonueunda silinemezliglni kamtlamasınm, kuşkusuz, siyasi sonuçlan olacaktı. Savaş, FKÖ kadrolanndan LUbnanh siyssal gözlemcilere dek, herkesia tizerinde itrtfak etögl bir görüşe göre Fllistin Kurtuluş örgütü'nü yenlden «ekrana> getirdi. tran Devriml, Afganistan müdahalesi, Surive lsrall füı» bunalımı. Haig'in Araplan Sovyetler'e karsı seferber etmek amacıyla sürdürdUSü diolomatik çabalar fllan derken siyasi gelismelerin kıyısma Jülen PSlistln Kurtuluş örgütü uzertne bu savaş savesinde uluslararası politikanm spot ısıkten yeniden oevrildl. Bir kere. hlçbir Arap derleti 15 Gttn Savası"nda ver almadıSlna göre, îsrail ateskesi kabul ettigi anda Filistin Kurtuluş örptitü'nü simmen cle olsa ilk kez fcanımıs oluyordu. Arafat. «Kîminle ateşkesmevl kabnl ettller? Havaletterle nri?» dtye alaylı biçlmde sorarken bu gerçegi vur^uluyordu. Ateskeste birlikte ABD'rdn katı tsrail yanlısı politflcasında uzun vade de olsa deefsfldik mevdana jrelebllece?!ne. ateşkesin ABD"nm PKÖ"ya tammasıyla somıçla FKO'nun belkemifi El Fetlh Mmyeslnde dagıtüan ve savaşm degerlendinlmesini içeren askeri bir raporda 15 günlük tırmanmanın çarpıcı ögeleri olarak sunlar sayüıyor: Arap tsrall çafaşmaa tarlhtnde Uk kez savsş tsrv U'e de taşınmıştır. Bugüne dek hep lsrall saldıran, l*fal eden ve yayılan bir fuç olarak savaşı basmının topraklarmda söröümıüştâT. Ba kez lsrall toplunm İlk kex olmak fizere savaşı kendi yerlesme merkezlertnde yaşamıştır. Bnna bağlı olarak, tsraD, ber savaştı|ı zaman hasna topraklardakl haita güçe zorfaumş, topraklarmdan sünnüş ve insanlan topraklardan boşaltarak Ileriemişör. Bn kez, Uk krz, pöç olayı tersine donmflş, tsrallin ken dl toplnmn evlerinl terkederek ülkenin başka kesimierine föç etmlştir. Buna karsılık, Gfiner Lflbnan'da daha ftnee evlerini terkeden ahaUnin bir kısmı reri dSnmfiştör. tsnflin başarntzlıtmııı temellnde d&zenll ordn savası manhİTTls savaşı sürdfirmest yatmaktadır. Bu mantı%m sonacn olarak FUIstin 1kmal yollarmı kesmek amacıyla Göney LGbnan'ın ceşitli bölçelerlni ve töm Gflnev Liibnan'ı Biknnin difer kesim leriyle birhirine bafclavan köp rftleri havaya ueunnuşrar. Oysa. hareketlt savaş biçimine çöre Bnütlenmfs olan çerüla knvvetİPTİ icin kSprOler ribl kiasfk ikmal hatlan rerekmez. Insan ve havvan rfciivle de reriHalar İkmal sailavabillrler. Kaidı kl. nçnrnlan kSnrfiler vıfma toprakla çok kısa süre içinde Ikame edi!m1?tir. fsranin savaşı tırmandırmasınu] son aşsnuMi olan Beyrn* borabardrmam Wr cuçlfilfik konumundan çok. Wr a n konuuıuııun ifadesîdh\ E5er. Iki harta bovnnea kara, hava ve denfzden Güner Lfibnan'a saldıntn tsrafl bnrada *rmwç alahilsrvdl. vanl FBirtln knvvptlerine etkm darbefer Indîrip FTHsttn rokrt bfictmrann eogelleyebilseyill tt