29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 Cumhuriyet 28 MAYIS 1981 Eyüp yöresinde cok sayıda yurttası soydular * 2 ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Sıkıyonetım KomuL n ? Asken Savcıiığırca hczırlanan f/HP 'diıcramesınde 14 sayfa yer tutan İstanbul olayları, MHP ve van kurulusları ilıs, kılenne ceşıtlı şıddet eylemlerinden ornekler verılerek sürüyor MHP davası iddianamesinin bu bolümunde «sigara veya 100 lira ıçin gasp» olay'arı yapıldığı belırtılıyor., MHP ıddıanames şoyle sürüyor: Bahçeyolu sokakta mağdur ismall Durmaz'm silah tehdidl tle 100. lirasını gasp ettikleri.. 10.9.1980 gunu saat 16.00 sıralarında Topçular Paşa Avaş Sitesi yolunda, sanıklar Ali Yelec ve Mehmet Bal'ın orgüt silahları ile mağdur Mustafa Kara'nın 22 bin TL. parasını ve senet kartlanm gasp ettikleri. «22.9.1980 yılı saat 17.00 sıralarında Eyüp Galip Özgen caddesi Ozgen Emaye dukkânı onünde, sanıklar Ali Yelec ve Mehmet Bal, Resul Çakır ile Selahattin Şaban Faki'den aldıkları ör gute ait tabancalar ile mağdur Muharrem Yuksel'i tehdit ederek 21.700. TL. parası iie kimliğini gasp ettikleri. 22 Eylul 1980 gunu sact 19. Bu sırclcrda Ali Yelec ve Mehmet Bal örgüte ait olup, Resul Cakır ve Selahattin Şaban Faki' den aldıkları tabancalarla, Marangozlar Sitesi Simtel fabrikası yanında M. Arif Kacaman'ı tehdit ederek 9 bin 980. T L pa rası ile kol saatini ve cakmağını gasp ettikleri.. 24.9.1980 gecesl saat 00.30 sırala'inda, sanık Ali Yelec ve Mehmet Bal'ın Resul Cakır ıle Selahattin Şaban Faki'den aldık ları tabancalarla Kehriborcılar caddesi Emirier sokck 8 numaralı evin mutfak penceresinden girerek, ev sahibi Hııseyin Alataş'ı tehdit edip, aynı evde bulunan Salbe Altaş'ın 2 adet oltın biieziğini gasp ettikleri.. 27.9.1980 gunu akşamı Topcular'dakj evine gitmekte olan mağdur Ali Colak'ın, orgut tabancaları ile tehdit eden sanıklar Ali Yelec ve Mehmet Bal'ın mağdurun 2000, TL. parasını gasp ettikleri. 27.9.1930 gecesı saat 23.00 sıralcrında, sanık Ali Yelec ve Mehmet Bai'ın yine aynı şahıslardan cldıklan örgüte ait taban Askeri Savcının iddianamesinin Istanbul olayları bölümünde ülkücii militanlarca "sigara veya 100 lira icin gasp,, yapıldığı bildinliyor canm Topçular semtinde Karagöz'ün evinln yakmında, mağdur Cemal Kaleoğlunu tehdit ederek 5 bin TL. parasını gasp ettik leri, 28.9.1980 gecesi Topçuiar semtl Karagöz'ün evinin yanında, Ali Yeleç ve Mehmet Bal'ın Resul Cakır ile Selahattin Şabon Faki'den aldıkları tabancalarla, mağcur Lutfu Karamürsel'l tehdit ederek 1800, TL sını gasp ettikleri. 30.9.1980 tarihinde Eyup Tozkoparan Keresteciler Sitesi, Ateş tuğla fabrikası arkasında kimliği meçhul bir ceset bulundugu, yapılan otopside şahsın ateşli silchia yaralcnmasına bağ lı kafatası kırığı, beyin lezyonu ve kanaması sonucu olduğu, ta nık Hayrl Tuğsal'ın anlatımı, olayda kullamlan 847356 numara lı, tabancanın ise Davut Yüce'nin gostermesl uzerine bulunan tabanca olduğu belirlendi. 10 9.1980 gunu saat 12.30 sıralarında, yine aynı sanıklardcn aldıkları orgute ait tabancalarla Resmi Cuma Mahallesi Aitınzade Sokak 6 sayı'ı bakkal dukkânına gelen snnıkiar Ali Yr :ç ve Mehmet Bal'ın silah tehdidi iie mağdur Ekrem Başci'tci'yl soymak istedikleri, ancak mağdurun direnmesi üzerine tabanca kabzası ve tekmelerle vurarak mağduru yaralayıp kactıklan.. SOYGUNCULAR Eylül 1980 ayının Ilk haftasında tarihl kesin belll olmayan blr gece saot 23.15 sıralarında sanık Ali Yelec ve Mehmet Bal'ın orgut tabancalarıyla, Topçular semtinde mağdur İrfart Kulek'ın 600, TL. sını ve sigarasını gasp ettikleri. 5 Eylül 1980 günü gece saat 01.00 sıralarında Topçular llkokulu yanında, sanık Ali Yelec ve Mehmet Bal'ın, Selahottîn Şa ban Faki ile Resul Cakırdan aldıkları örgüte ait tabancalarla mağdur Sıtkı Erkek'l tehdlt ederek 6000 T L parasını gasp ettikleri. 6.9.1980 saat 20.10 sıralarında Raml Topçular Kışla Caddesl 68 numaralı yedek parça dukkânında mağdurlar Cemal Bo zak, Necatl Uygun ve Özcan Gokkurt'un oturdukları sırada, Ali Yelec ıle Mehmet Bal'ın Resul Cakır ve Selahattin Şcban Fckrden aldıkları tabancalorı cekerek dükkâna girdikleri, mağdurlan tehdît Ile 18.000. TL. paralannı gasp ettikleri, 10.9.1980 gunü saat 19.30 sıralarında sanık Ali Yelec ve Mehmet Bal'ın aynı tabancalarla, Topçular semti İncirllk caddesl ankara Müşerref HEKİMOĞLU INSAN ÖLDÜRMELER VE YARALAMALAR 1 11.1979 gunu saat 20.45'cte Eyup semti Belediye karşısında kahveden cıkıp evine gitmekte olan sol goruşlü mağdtır Sukru İlkay Konak'a tabancayla 56 kez ateş edüerek ayaklcrından yaralandığı, olcy yerinde bulunan 5 adet kovanın scnık Rasul Cakır'a ait olup Şükrü Turkmen'de yqkalanan Kolt 78oG15 numaralı tabancadan atıldığının saptandığı, 11.12.1979 gunu saat 17.00 sıralannda Eyüp Belediye Evleri Şeyh Raşit sokakta berber olarak çalışan Cevdet Sadıker'in dukkânına gelen 2 şahsın ateş ederek Cevdet Sadıker'i vs muşteri Orhan Cesur'u yaralayıp kactıklan, bu olayda kullamlan tabancaların sanık Sukru Turkmen'de yokalandığı, Atatürkoloji Zorunluğu... 1920'lerde Mustafa Kemal, Kurucu Mecli8 hazırlıklarıyla uğraşırken, Memduh Şevket Esendal blr oneride bulunuyor. Bu Meclls meslek örgütlerlnln temsllcllerinden oluşmalı... Esendal bır da önerge verıyor. Ûnergeyl Celal Bayar sunuyor Mustafa Kemale. Atatürk, mavi gozleri cakmak cakmak okuyor onergeyl, belli ofkelenıyor. Bayar'a soruyor sonra: Sen de aynı görüşte misln? Hayır... Isabet, cünkii bu önerge benimsenemez. Meclis, meslek gruplarından oluşursa, o meslek gruplarından birkaçı birleşir, egemenlik kazanır. Çıkarları doğrultusunda kararlar alırlar, ulusol Iradeye ters düşer bu. Gecen hafta Tarabya'da düzenlenen sempozyumda genç bır bılım adamı (yjustofa Kemol'in ulusal Iradeye verdığı onemı belirtmek ıcn anlattı bu olayı. Başko bır bılım cdamı. Docent Doktor Cem Alpar da tKadro»culardan sozettı. Guzel bır rastlantı Vedat Nedım Tor de bulundu o oturumda. Seksendort yaşında, sesı tıtrese de coşkusunu hıç yıtırmeyen bır kışı. Kursuye çıktı. Kadro dergısinı nasıl kurdular, amaçları neydi, anlattı tatlı tatlı. Kemalizmin evrensel blr Ideolojl olacağını düşünduk, bu ideolojlyi yaymaya calıştık» dedi. Sonra derginm kapanış nedenını sordular Vedat Nedım Tor'e. Gulerek gammazcıları anımsadı, Yakup Kadrl Karaosmanoğlu'nun zoraki dıplomat olmasını, dergının de kopandığını anlattı. Gammazcılara her dönemde, her iktıdar çevresinde ve sofrasında rastlanır değıl mı? Ancak Mustara Kemal gammazcıları dınleyıp kadrocuları suclamamış, onlara çok onemlı görevler vermlş. Duşüncoleri ayn da olsa yeteneklerınden, bırıkimlerlnden devlet görevinde yararlanmak ıstıyor. Acaba yalnız kadroculara mı boyle hoşgörüyıe davranıyor Ataturk? Onun kabınesınde yer alan bakanlar da dunyaya, Türkıyeye, Türkıye'nın sorunlarına bakışlarıyla tam bır mozaık oluşturmuyor m u ' Bırbirlerıne cok ters kışıler, ama guçlu, yetenekli polıtıkactlar yan yana gelıyor, güzel bır orkestra oluşturuyor Türk slyasal sahnesinde. Bır Rauf Orbay, bır Fethı Okyar, bır Kel Ali, b r Şükru Kaya, bır Inonü. bir Celal Bayar, ya da Tevfık Ruştü Aras bırlikte çalışabılıyor ılk Cumhurıyet hükümetlerınde Oysa bugün cok ters bır görüntüdeyız. Bırcok polıtıkacı orkestro oluşturmak bır yana hep solıst olmak. tek şarkıcı, tek çalgıcı kalmak eğilımınde. Ankara'ya donunce CHP cevrelerınde dınledığim kıml oykülere gulmek mi, ağlamak mı gerekır şaşırdım bıraz. Kimı kı. şıler, orkestra yönetmekten vazgecseler de alışkanlıklarından vazgecemıyor, dışardan gazel okumak durumuna da düşebıliyorlar... Bır Oda Orkestrası, ya da bır Fılarmonı Orkestrası düşünunüz, yonetıcl üşüttü, hastalandı, ya da gorevıni bıraktı dıye susacak, konser vermekten gerı kclacak, varlığmı yıtırecek mı'' Yoksa tQm sanatcıların cabası v.e katkısıyla ayakta kalabılmenin, müzıkseverlere daha guzel ve guçlu konserler vermenın yolunu mu bulacak? O calgıcılar, orkestrayı yenl bır yaşama, çağdaş bır düzeye ulaştırmak ıçın uğraş verebılırlerse gercek bır müzık sanatcısı sayılır. Yoksa değneğın doğrultusunda bir arac... Asıl olan orkestrayı yaşatmak ısteğı hıc kuşkusuz. Ama acı bır gercek, cok umut bağlanan poiıtıkacılar bııe solıstlikten hoşlanıyor, orkestrasyon gereksınıml duymuyorlar çok zaman. Bunca deney yetmez gorünüyor. Değışık eğilımler, değışık sesler yerıne uydu sesler yeğlıyorlar. Docent Doktor Emre Kongar, Ataturkçülükle, Atatürkoloıı deyımlerınden sozettı gecen hafta. Bu deyımlerın onemlı onlam değışıklığı taşıdığını belırttı. Blr de deyım üremış oluyor böylece. Ataturkoloji deyıml. Atctürk'ü bilımın ışığında değerlendirmek, ancak gercekci bır yaklaşımla mumkun olabilır, dıyor dostum Kongar. Cok haklı, Atatürkçülükten söz ede ede llkelerinl nasıl aşındırdığımızı biliyoruz değil mi? Bence bu yaşadığımız dönemde, sıyasal partı calışmalarına ara verılmesınden yararlanarak eski polıtıkacıların do Diroz Atatürkoloıiye yönelmelerı gerekıyor. Ozellıkle siyasal partılenn yonetıcılerl ıçın zorunlu bu yonelış... ATatürk hangı koşullardan, kimlerle, nasıl uygulamalarla nere/e gelmış, nasıl yücelmış bilmek gerekıyor. Bır bütünün parcası olmayı en büyuk onur saymış kışiiığıne. Cevresınden guç ve destek alarak aşmış dağiarı... Cevresınden güç alamayanların yüceleşmeden cüceıeştığını de görduk değıl mı? Kısa metrajlı fılmler gıbi gelıp gectıler önumüzden. Kısa sürede yitırdıler güclerınl... Mınl ölçülere gömülünce herşey mınnacık oluyor elbet. Adam bır bıldırl sunuyor, kürsüde bir konuşma, lacivertler giyıp Kurucu Meclıse adaylığını koyuyor nerdeyse... Ya da Genel Başkanın uydusu olup partinın borazancı başı... Ulkesıne ne veriyor, partısine nasıl bır katkıda bulunuyor örnekleriyle ortada.. Minl ölcülerden maksi ölçülere yönelsek lyl olacak, kısa metrailı filmler zamanımızı da yitıriyor, umudumuzu da... Emeklilik Cennet mi,Cehennem mi ? Erdal ATABEK 3cYaşiı emeklller neler yapar?...» sorusunun bilimsel bır yanıtı elimizde yok.. Oysa, boyle Incelemeler, araştırmalar olmalıydı. Evde ml otururlar. kahveye mi giderler. bir merakları, uğroşları var mıdır, kacta kacı şunu, kocta kacı bunu yapar türunde, yaş lı emeklılerın sosyal topografısıni cizebı'ecek araştırmalar olmalıydı. Olmayınca, Iş gozlemlere, gorülenlere. rastlanan lara kalıyor. Bu da bilimsel de ğeriendirmelerden uzak kalma ya mahkum.. Ama, bir kac yıl 6nce televlzyonda bir program anımsıyorum. Program yaşlılık ve yaşlılarla llgillydi Program ko nuğu, İstanbul Oniversltesinden Psikıatrl bölümünden blr öğretım üyesl, hobllerden söz ediyordu. örnek olarak da, kendl hobisi olan fotoğrafcılığı anlatıyordu.. Ekranda ger cekten de her biri çok değerll olan kameralar, ob|ektlfler, bunlarla cekilen, sonradan banyosu yapıtan fotoğraftar gösterılıyordu Programda her kesın bır hobisi olmalıdır tezl ışleniyordu.. Bu chobi» sözcüğü yaşlılık söz konusu olduğu zaman sık sık kullanılır. Deyım İngilızce. Karşılığı da «iş dışında zevk icin yapılan uğraş, m«rak» oluyor. Aslında. herkes Icin önemli bır konu. Yopılan lşin sıkıntısını giderecek, yasam ufkunu gemsleten, yaşama sevıncinı arttıran uğraş. Herkes. kendl yapısına uygun, kendı isteklerine karşılık verecek bir «hob1» bulabillr. Gezıler, fotoğrafcılık, bahce düzenlemesl, saksı clcekllğl, balıkcılık, tarih incelemeleri, müzik, reslm, tavuk yetiştlrme, pulculuk, satranç v.b. pek cok hobl konusu bulunabllir. Bazı uğraş alanları para harcomayı gerektlrir, bazısı da gerektirmez. Hobl, yalnız yaşlılığın değıl, her yaşın llgınc bir uğraşı olabilir. Yararı da gerçek ten büyük. Ama, unutulan nokta. thobl» lerin kültürun blr parcası olduğudur. Hiç kımse, teh artık emekll oldum, şimdl çiçeklerl merak edeyimı demez.. Hobi, vaşam külturünün bir parçası olarak gelişir. Çocukluktan, genclıkten sürdürulür, yaşlılıkta aynlan zaman arttığı Icın daha verimll bir uğras olanı olur. Yaşam kültüründe yer almayan hobiler de, öyle öğütle talan Insanların merakı olmaz. Ömrü boyunca evden Işe, isten eve gıdip gelen, yaşam külturünün en renkli anılarmı kahveyle hafto sonunda gittıği birahanelerde edinen, futbolla heyecanlanıp akrabalarıyla sevinen yaşam sınırları icinde «hopl» sahibl olunmaz. Kitap okumayan, tlyatroya gifneyen, arkadaşının gazetesindekı başlıklara göz gezdirerek aktüalıteyl izleyen sığ blr yaşamda hobilere yer yoktur. Onun İcin de, neler yapmalı yerine neler yaparlar sorusu daha gerçekCl oluyor.. Kuşkusuz, yaşlılarm, emek lilerin Içlnde hobiierl olonlar da vardır. Ama, bu hobl sahlp 'ert, yaşlılıktan da emeklllikten de cok önce bu merakları edınenlerdir. Yaşam kultürlerl Içinde, bu uğraşlara, bu zevk lere yer verebilme olanağı ön celıkle sosyal düzeve. ekonomik düzeye, kültürel düzeye bağlıdır. Yoksa Insan düne ka dar memur, yarın balıkçı olmaz.. buraları aa aynl ışlevı yapar. Emekli kahvelerının de, Sos yal Guvenlık Kurumlan tarafından, yayın, basın organları tarafından araştırılması gerekır. Yaşlı emeklılerın pek cok sosyal ve psıkoloıık gereksınmelerı bu araştırmalarla saptanabılır. Emekli kahvelerı başlıbaşına bır olgudur. Hıç bır zoriama olmaksızın, sosyal akışın ıçınde oluşmuşlardır Emeklılerın sosyal orgutienmelerı sozkonusu oldu ğundan «Emekli kahvesi» olgusundan oğrenılecek çok şey vardır. Ancak, emekli kahvelerinin emeklılerın sos/al, psıkoloı k sorunlarına doyum getırdığı sa nılmamalıd r. Burada geçırilen zaman, arasıra zevkli bır avun madır, zamanı geçirmedır, oldurmedir. Aslında, kışı acısından yararları sınırlı, sosyal acı dan ıse yararsız bır oluşumdur. Ama, yıtirılen yetkılerın, sorumlulukların, çevrenın yenne konmak istenen blr «boşluk doldurma»dır. ŞAKAĞINA TABANCAYI DAYADI 6.4.1980 gunu saat 19.15 sıralarında parti binasına ge'on Resul Şahin, Bilal Turgut, Feza Yurdatapkoç, Davut Yüce ve Mahmut Yurtsev'ın sol goruşlu olarak nıteledıkleri Ncjat Taner'i oldurmeyi kararlaştırdıkları, Rami Topçular, Celal Turrer Sokak 12 sayılı kahvedeki bir masada mağdurun oturduğunu oğrenen Davut Yuce, Bılal Turgut, Mahmut Yurtsev'in silahlanarak buraya girdikleri, Mehmet Yurtoçlu ve Bilal Turgut'un dışarıda gözcu olarak kaldıkları, Davut Yüce'nin Sitahını cekerek kahveye girdiğı ve bir masada kağıt oynayan Nejat Taner'in şakağına tabancayı dayadığı, bu durumu goren ve masada otu ran Nejat'ın amcası Mehmet Taner'in atılıp sanığı kolundan tutarak tabancasını ateşlemesini onlediği "e sanık Davuı Yuce ile altlı ustlu boğuştukları sırada ceketinin cebinden tabancasının yedek şarjorunu duşurduğu, kahvedekilerin o'ayı kavga zannederek ayırmaları uzerine, sanık Dcvut Yuce nin kchveden dışarı cıkorak Bilal Turgut'la birlikte ates etmeleri sonucu kahvedekilerden Nurettin Iskender'in akciğer delinmcsıne bağlı ic kanama ıle olduğu, Nazmi Aslan'ın sağ kasık ve J°l dizinden yaralandığı, otopsi raporu, teşhis tutanağı, mağc rların ve tanıklar Mehmet Taner, Hasan Ozturoğlu, Ismail GckgulTun anlatımları, balistik rapor ve sanıklorın beyanlarından anlaşılmış. 18.5.1980 günü Eyup Gülbakanoğlu Bloklcrında bulunan kimliği mechul cesetle ilgili, 24 ağustos 1980 tarihindo Husnu Özyalcm'ın 1 200.000. TL 'sının gasp edilmesi ile ilgili, tamamlanamadığından, bir kısım sanıkların ise firarda oiması 2 eylul 1980 gunü Topçular Şeyh Reşit Sckak 43/2'd e Ümit Abdulloh Karadoğirnm yaralanması ile ilgili soruşturma evrakları, nedeniyle tefrik edilmiştır.» 14.7.1980 günü saat 00.40 sıralarında Eyüp Belediye Şube Müdüıiuğü altında bulunan mağdur Sefer Gui'e ait iokantanın, ramazanda lck| lcllmesi ve yemek yenmesl nedeniyle, samklar Davut Yuce ve Mehmet Pehlivan tarafından benzin dökulerek yakılmak Istendiği. 27.8.1980 tarihinde saat 21.30 sıralarında, Gazlosmanpaşa 50. yıl mohallesinde Şaban Tezel'e ait kahvenln kurşunlandığr, kahvede bulunan Sehmuz Katılmış adlı bir yurttaşın ayağındart yaralandığı, bu olaydan önce kahvenin duvarına «Bu son ihtarımdır» şeklinde yazılar yazıldığmı, tanıklar Şaban Tezer, Şeh muz Katılmış, Ali Ercivan ve Muzoffer Celik'in anlatımlarından anloşıldı, 12 Eylül 1980 harekâtmdan sonra sanık Davut Yücel'in gostermesl uzerine MHP Eyüp binasında bulunan Unique marka 847356 numaralı tabancanın bu kurşunlama olayında kutlanıldığı ekspertiz raporuyla belirlendi.. Sağlık Sorunlan.. Yaslı emeklilerin ciddl sağlık sorunları vardır. llerleyen yaş, ondan da fazla yaşamın yıpratıcılığı damarları, mafsalları, bu yolla da çeşitll organla rın hastalıklarını doğurur. Kro. ner damarların hastal'klcrı k n ner yetmezlıklerını, ınfarktusu çağırır. Beyın damarlarındaki hastalık felçlere yol açar. Tan sıyon yükseklıği, şeker hastalığı, romatızma, göz hastalıkları, ağır ışıtme gıbı çeşıtli arızalar baş gosterir. Şışmanlık ve hareketsizlık sağlık sorunlarını arttırır. Dikkat edılecek üç konu varn dır. Bırıncisi, aşırı besın almamak ve şışmanlamamak. Slgarayı en lyısl kesmek, içkiyl azoltmak ve aşırı gitmemek. Ikincısı, keslnlıkle hareketsız kalmamak. Her gün beiırli süre yurümek. Yaşla bağdaşan spor yapmak. Son zamanlarda üzerlnde çok durulan «Sağlıklı ya şam» yuruyüşleri, koşuları, j sporları son derece önemli, y a pılması, desteklenmesl, örgütlenmesı gereken çalışmalardır. Uçüncu onemli konu da, belirII aralarla sağlık kontrollarını yaptırmak. Bu kontrol, kalp damar sıstemini, sindırirn sistemini, solunum sıstemini, karaciğerl, hareket sisteminı kapsamalıdır. Hekıme gıtmenin ilkesl, hastalıkların lyileştırilmesı değıl, sağlığın korunması olmalıdır. Aslında bu alnnda, ü> kemızın bır çok yerlerlnde yaşlılar icin ozel sağlık merkezlsn acılması gerekır. Cunkü, yaş lı sağlığının fızyoloiik olsun, pa tolojık olsun bır çok özellıği var. Son yopılan Sosyal Sigortalar Kanunu değişıkliklerl icinde yer alan ilaç bedellerine % 20 ile katılma hukmünün emek I! sıgortalılar içın yeniden gözden gecirilmesi gereklidır. Cün kü, arasıra hekıme gıden bır sigortalı icin llac bedelıne % 20 katılma büyük bir yuk olma yabılır. Ama, artık hastalıkları için sürekli ilac kullanmak zorunda olan, her gün alması gereken üacları artan fiyatlarla onemli rakcmlara ulaşan emek lı sigortalıların bu parayı bile odemelen cok güctür. Sonuçta, bu ilaçları kullanmaktan vazgeçerler, bu da sağlıklarını tehlıkeye atmaktır. Eğer. ı!ac bedelierının % 20'sine katıimo, oktıf ve emekli sigortalıların uzun sürelı tedavıler nde zorunlu olarak alccaklan ılaçlar lcın kaldırılırsa, yerınde bır çözüm olacaktır. YARIN: Bakırköy Olayları... İŞGÜZAR DAVASI Yaslı emekliler asırı besin almamaya ve sisman lamamaya dikkat etmeli Yaşlı emekliler icm çalışma ön planda gelemez. Hem ış bulmaları çok guçtür, hem de calışma istekleri azalmıştır Gelırlerındeki azalmayı gıderlerinı de azaltarak karşılamaya calışırlar. Ancak, yetki ve sorumlulukların yıtırılmesi, cev re ilışkılermın daralması cok rahatsız edıcıdır. Zorunlu olarak sosyal davranışlar değışır. Kentlerın sefertası gıbı ko nut düzenınde yopacak şeyler çok sınırlıdır. Bu durumda, ev olağanustu bır onem kazanır. nun ülkemizdeki yeri lEmekli kahveleriıdır. cEmekll kahveleri»ne bır tür sosyal örgütlenme gozuyle bakılabilır. Hemen her semtts emeklılerın topluca gıttıkleri bir «Emekll kahvesi> vardır, Hemen her gün, emeklıler bu kahveye giderler. Aralarında oyun oynarlar, söy'eş rler. Yaşam oykülerınl, günluk olaylar ve konularla ılgıII düşünceierıni konuşurlar. Emeklı kahveierl bır çeşıt sosyal doyum yaratır. Emekliler CHP Malatya // Başkanı: "Derinkök'ün arsası bugün bile o fiyatla satılamaz,, • YÜCE DtVAN'DA DÜN DEVAM EDEN DUKUŞMADA TANIK LARDAN NÎYAZt GÖKÇE «YOLSUZLUK YAPİlJ3IĞIN'I B.\Ş BAKAN ECEVtT'E CHP GENEL SEKRETERI USTUNDAĞ'A VE BAKAN tŞGÜZAR'A O TARIHLERDE DILEKCELER YA ZIP HAEER VERDIM. ECEVITE DURUMU BIZZAT ANLATTIM» DEDÎ. ANKARA (Cumhtuiyet Bürom) Sosyal Güvenhk eskı Bakanlanndan Hünü tşgÜ2ar'ın Yüce Divandaki yargılanmasına dün de tanıklarm dinlenmgsiyle devam edildi. Duruşmanm sabahkl bölümünde dınlenen Malatya CHP II Başkanı Niyazi Engin Gokçe Malatya'da Kemal Derinkbk'e ait arsalann ahmın da yolsuzluk yapıldoğmı zamanın Başbakanı Bülent Ecevit iİ8 CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ'a bildırdığini söyle di. Gökçe, durumu daha sonra bir bason toplantısı yaparak ka muoyuna açıkladığını anlattı ve «Arsalar bugün bile o fiyatla satıimaz. Arsalar 46 milyon, in saat 28 milyon lira gösterildi. Halbuld arsanın deferi 10 milyonu insaatın değeri ise 5 mil yonu geçmez» dedi. Malatja CHP 11 başkanı Niyazl Gokçe daha sonra şöyle de \arn etti: «Başbakao Ecerit'e Genel Sek reter Üstündağ'a ve Bakan tşçüzar'a o tarihlerde dilekçeler •\azip yolsozluk yapddığını haber verdim, 1979 ocak ayında Başbakan Ece%1t'e durnmn biz zat anlattım. Bu konuda bir ba sın tonlantısı da yaparak tapulann fotokopisini daçıttım. Tapndaki fiyatlar ile Kayrimenküllerin deperi arasında hüyük bir fark olduSrınu basına açıkladım.» Duruşmada daha sonra lzmır'de mahearıhjt Ali Yıldız tarafından Hilmı Isguzâr'm oğlu Hasan Işğuzâr'a satın alındığı iddıa edılen daırenın yapuncısı tanık olarak dmlendı. Unutkanlık hastalığma yakalandjğıru söyleyen ve başı don dü|u içın sandalyede oturarak ılade veren mşaat muhendisı Sabahattm Erbıı Hasan Işgüzâr'ın yanma Ali dıye tanıştırdığı bırı ıle gelerek bmayi betendıfıni bellı bir kapora verdıkten sonrâ gıttiğinı soyledi ve özetle şöyle konuştu: «Bir müddet sonra veniden geldiler. Yanında yine Ali isim Ii müteahhitlik yaptığını öfrendiğim Karadeniz şivesiyle konusan kişi vardı. Birlikte bankaya pittik. B.inkada işlerl uzayınca ben varıhaneme döndüm, daha sonra Hasan Işgüzâr yalnız basına gelerek bana parayı ödedi.» îfadedsn sonra Baskan Muftügil sanıklardan Ali Yıldız'ı ayağa kaldırarak tanığı teşhıs etmesinı ıstedi. Tanık Erbil, Ali Yıldız'ı Hasan İşgüzâr'ın yanında gelen kişiye benzettiğıni, ancak kesin bir şey söyleyemiyeceŞını bıldırdi. Bu keî başkan «41i Yıldız'ı konuşturalım belki şivesinden tanırsınız» bicimmde konuştu. Sanık Ali Yıldız ise Karadeniz şivesiyle konuşan mılyonlarca insan oldugunu söyleı^rek Hasan tsguzâr ile birlıkto olduğu Iddiasmı reddetti. ' Emekli kahveleri bir tür sosyal örgütlenmedir Boş zamanın çoğu evde geçer. Bu da, evdeki yaşlanmış olan eş icin çok sıkıcıdır Mutfağa girip de orayı düzen lemeye kalkan emekli, ev kadını eşler içın boşlıbaşına so run olur. Mutfaktaki israfı on iemeye kalkan emeklıler, gıde rek evdeki huzurlarının bozui duğunu görürler. Yapacak bu Iş arayan, ev Içınde de, ev dı şında da bunu bulomaya^ emekli, sıkıntılarını ortak koderj yaşayan dığer emeklılerle poylaşmakta cözüm arar. Buarasındakı haberleşmeyl sağlar. Birbirlenyle cok llgllidirler. Gelmeyenı farkeder, sorarlar. Aralarında bır kader bağı oluşmuştur. Birbırlerinm /aşamlarıyla ilgili her şeyı Tierak ederler, sorarlar, konuşurlar, öğut verırler. Her şey ler zaman tatlı gitmer. Aralar mda b'rbirlerıne kızanlar, zıt oşanlar. sinirlenenler de olur Ama, olur boyle şeyler. Her vonüyle yaşamdır bu. Aynı meslekten olanlarm dernekle,. ve lokallerl varsa. 1931 ELUYILÖNCE Cumhuriyet 28 MAYIS 1931 HAVZA'DA GAZİ GÜNÜ Gazl Hazretierinin Hav«a'ya Ük teşrffieri tarihı olan 26 mayıs 1919 tarihınta yıldönümü miinasebeüyle Gazl odası onünde coşkun tezahürat yapılmış, nutuklar söylenmiştır. Gece fener alayı ve parti salonlanada eğlenceler tertip edılmiştir. Neler Yaparlar?.. Insan yaşamında boşluklar boşluk olarak kalmaz. Her boşluk bır başka şeyle dolar. YARIN : Toplumun Emeklilere Görevleri..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear