01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ö 5 EKİM 1981 •*** Cumhuriyet 7 Le Monde, Yasar (Baştarafı 1. sayfada) tene dek süren bir halk mücadelesi geleneği bulunduğunu ve ayrıca elde 13. yüzyıldan bu yana 33 Türk ozanının bu gelenek yüıünden öldürülmüş olması gibl garip bir istatistiğin varolduğunu bildiriyor. Yazar Anadolu ayaklanmalarının genellikle eşitlik ve özgürlük kavramlarma dayanan özgürlükcü harekeatlerden ibaret bulunduğunu, Atatürk'ün de so nunda başkaldıran bir Anadolu aevrimcisi olduğunun unutulmomaması gerektiğini 8öylüyor. Atatürk ile Anadolu kültürünün devletle özdeşleşmeye başladığını da belirten Yaşar Kemal, bugünün edebiyatının fokullarından» birinin de hapi saneler olduğunu ileri sürerek, yaşamlarının bir bölümünü ha pisanede geçirmiş seckin yazarlarımızdan bazıları üstünde duruyor. Yaşar Kemal kendisini bu özgürlükçü akım lcinde yerleştlrdlğl yeri «Romancı olmuş Hk köylü» diyerek tanımlıyor. Yazarımız bu noktada yöneltllen «•.. Bu denli yerel bir tanımlama, evrensel sanatçı kişiliğinizi açıklayabilir mi?» yolundaki soruyu da geleneksel çizgiyi sürdürürken evrensel edebiyatı da gözden kaçırmamaya özen gösterdiğini söyleyerek yamtlıyor. 20 yaşın dayken Dostoyevski'yi, Çekof'u v« Tolstöy'u okuyup kendi kök lerlyle evrensel edeblyat orasmda bir bağlantı kurmaya calıştığını belirten Yaşar Kemal, «Sanat yoşamtındo ayrı birer yerl olan Ikl yazar Faulkner ve Stendhal'dlr» diyor. Her yenl romana başlamadan önc© Nâzım Hikmet'le Stendhal'i yeniden okumaya başladığını söyle yen Yaşar Kemal. birincisinden dilini yeniden canlandırmada, ikincisinden de röman yazımının psikolojik sınırlarını genişletmektfi yararlandığını bellrtlyor. Türkiye'de yıllarla güçlenen kente doğru akımın köye dayalı edebiyatj etklleyişj konusunda Ise Yaşar Kemal, son romanlarında kendisinin de köy den kente yöneldlöjni söylüyor. Buna örnek olarak da «De mlrciler Carşısı Clnayetl» roma nını verlyor. Türk toplumunun lclnden gecmekte olduğu endöstrileşmeyl de içeren derin dönöşömlerin vıkıcı ve tra|ik etkilerı açısından vılanın deri değiştlrlrken duyduğu acı İle karşılaştırılabileceğini lierj sü rerek «yaptığımızda insanı göz den kacırmazsak (köy romanı yazan sanatçılar olarak) kent uygarlığının da iclnde oluruz» diyor. Yaşar Kemaf, gellşmlş toplumların sanatçılanndan farklı bir blclmde yapıtlarmda cocuk lara önemll bir ver vermesinl de «coeuklan olgunluga erişmemlş yaratıklar olarak görmemeşine» bağlamakta, Anadolu yo3a8inın coeuklan cok erken vaşta vaşamın lclns Ittiğine dikkati cekerek. sözgelimi cocukların kücük yaşta yetişklnlerle blrlikte üretim sürecin d© yer aldıklarını belirtmekte. Klasik öğretim yöntemlerlnin cocukların gerçek gelişimini dfi engellediğini de öne süren sonatcı, bir çocuöu «Gel sana şunu ögreteyim» denildiğl an dan Itibaren, o cocukta güvensizlik ve insonlar arasındaki eşitsızlik duygusunun uyandığı nı söylemekte. Yunan kökenli soyut öğretimın giderek insan lığa daha büyük kötülükler et tiğini ve edebileceğini Ifade ediyor. Yaşar Kemal söylence blriklmini sermaye birikimin© ben zetiyor. Sanatçıya göre insanlığın binlerce yıldır süren uğra şında insanlar kendilerlni güc süz duyumsadıkları her dönem d e kendilerine hayal ve umuttan oluşan dünyalar yarattılar. Çünkü bu bir temel gereksinim.onedenle de aslında her söylencenin günlük yaşamdan bir temeli var. «Hatta gid«rek peygamberlerin blle bunalım dönemlerinde gelmesi dahi buna bağlıdtr...» diyor. Yaşar Kemal'le yapılan söyleşl, yazarın Ince Memed'i Trakya'da bir gezgin halk oza nmdan dinlediklerine ilişkin anısı ile son buluyor. Yaşar Ke mal, bu halk ozanından dinlediği İnce Memed'ln kendi yazdığından cok daha güzel ve çe kicl olduğu görüşünde Nedeni cünkü o?an, Ince Memed'i Için de veniden oluşturmuş. gellstir miş ve daha vasavan bir hale getirmlş. Türkls: YHK kodrosu takviye edilmeli JZMİR, (a.a.) Türklş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Orhan Erçelik, YHK'nun eleman yetersizliği icinde oldu ğunu belirterek, «Yüksek Hakem Kurulu Genel Sekreterllk ünitesı yeniden düzenlenmelidir. YHK hudutları takviye edilmelidir» dedi. Besİş Genel Başkanı Cetin Gökce, flyatlann sablt tutulmasını istedi. Erçelik. «Enflasyonun temelinde işci ücretlerinin yattığı» yolundaki düşüncenin gerçegı yansıtmaktan uzak olduğunu söylemiştir. Erçelik, ücret artışının maliyeti etküediğinin in kör edilemeyeceğini, ancak enflasyonu körüklemedlğıni kaydetti. Evren, saglıklı (Baştarafı 1. sayfada) şöyle sıralanıyor: SORU: Yalnız baıı alt yapı tesislerine gerek duyulduğu da ortada. Böyle cok ba »it cok para gerektirmeyen ko şu yolları yapılması glbi. Bu konuda ceşitll kurumlara çeşitll göravler düşüyor bunu nasıl değeriendiriyorsunuz,, EVREN: Efendım tabıi bu nu bütün yurt capında kısa sürede tamamlamak mümkun değil. Bence mahalll ıdareler, yani belediyeierin bu ışlere biroz el atarak, veyahutta vilayetlerdeki kazalardaki spor teşkilâtının bu konuyo eğılmesiyle zannederim boslt ba zı yürüyüş imkânlannı sağla yacak yerlerl yapmaları mümv kün olabilır, Bunlar, böyie pahalı, parayı gerektiren şeyler değildir. Meselâ ben ışte bura da yürürken özel bir yer yaptırmadım, burda yollar var. dönüyorum mütemadiyen o yollar üzerinde. 40 dakika ka dar yurüyorum.. Maksat yurüyüş yapmaktır, herşeyl ile tamam bir tesls yapmamız mümkün olmadığına göre bu kazalarda vilayetlerde rahatlıkla bulunabilır bu gibi yerler. SORU: • Baslt çözüm yolla rı bulunabilir diyorsunuz.. Bu yoğun calışma temposu İçinde spor olaylarını izleyebiliyor musunuz?... Sayın Devlet Başkanım.. MAC SEYRETMEKTEN ZEVK ALIRIM.. EVREN: Çok da hoşlanırım.. Oinlendiricldlr, cünkü gencüğimde de spor yaptığım için ben. bilhassa beynelmilel macları, Avrupada cereyan eden maçları ve diğer karşılaşmaları seyretmekten zevk alırım.. Ve bazan da üzülüyorum. Acaba neden biz de oradaki spor çalışmaları yapılamıyor.. Sporun muhtellf dallarında bu kadar ilerleyemedik diye de üzülüyorum.. SORU: Uluslararası alanda sporcularımızın aldığı so nuçlar pek tatmin edlci olmuyor, ama bunun için hcrhald» zaman gerek.. önlemlerln biran önce alınması gerek.. BU miyorum nasıl değerlendlrlyor sunuz ... DİSİPLİNLİ CALIŞMA EVREN: Tabiı bunun için muhtelif faktörler var. Bir defa bu sporcuları yetiştirecek tesislerden mahrumuz.. Ben Avrupa'da gezdığım zaman gördüm kı. bir misal olarak Londra'yı söyleyeyim.. Londra' da helikopterle gezerken, Londra'nın bütün kenar mahallesi spor sahalarıyla dolu, yeşil cimenli sahalar, vatandaşlar gıdıyor arada rahatlık la top oynayabiliyor, spor ya pabillyorlar. Bir kere bundan mtıhrumuz.. İkincısı 'disipllnli bir çalışma yok bizde. Gençle rımız arzu ederse gıdıyor, ar zu etmezse yapmıyorlar, yani bu sporda da devamlı ve dısiplinli bir çalışmaya gerek o'duğu kanaatindeyim. Bu te sislerımizı tamamlayamazsak bizde de sporun ılerleyeceğme ben inanamıyorum. Toprak ga halarda mahalle aralarında, so kak aralarında yapılan futbol maçlarıyla, futbol karşılaşma larıyla bu milletin futbolu ilerleyemez.. elayların ardındaki (Baştarafı 1. sayfada) Dünya Cocuk Günü (Baştarafı 1. sayfada) Hacettepe Üniversitesi Çocula Ruh SağUğı bilün dalı Başkanı Prof. Dr. Atalay Yörükoğ lu, Türkiye'de cocukların ge nel sorunlarınuı başmda eğitim, sağlık ve aile eğitiminin geldiğini söylüyor. Yıllardır çocuk eğitiminde kullanılan yöntemler bir deyim de yoğunlaşır: « Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir..» Ailedeki eğitim baskıya, zora, dayağa dayah geleneksel eğitim aşamasuıdan ileriye gidememiş.. Prof. Dr. Yörükoğlu, eğitim düzeyi gelişmiş, ekonomik açı dan belli düzeye ulaşmış aile lerde, çocuğun daha demokratik bir eğitim ortomı içinde bü yüdüğünü söyledi. Ama yme de geleneksel tutumların baskın çıktığını belinen Prof. Dr. Yörükoğlu, çocuktan ne isten diftüıi, ne verıldığini şövle özetledi: «Btzde, çocuktan beklenen, söz dinleme ve usluluktur. Ço cuktan çahıjkan olması istenir ama bagımsı* olması o ölçüde desteklenmez. Çocuğun soru sorabllen, tartısabilen, ttefçür blr kişilik greüstinnesi bilerck ya da bilmeyerek gfeleneksel olarak kösteklenir. Geleneksel eğillmde, çocuğa verllen az, kendislnden beklenen çok tur.. Çocuk ailenin emekçisi, yaşlüığın güvencesidJr.j» Bütün sorunlar gelip daya nıyor çocuk haklanna. Yurttaşlık yasası'nda çocuk hakla rma ilişkin somut bir hükmün bulunmadığı Türkiye'de çocuk1 bir yurttaş olarak görülüyor mu?... Prof. Dr. Yörükoğlu, bu konuda görüşlerini şöyle açıkladı: «Çocuk Ttirk tophımunda se vilir ancak kendisine değer ve rilmer.. Çocuk ailenin bir uzantısıdır. Kendi kendlne bir varhk değildir. Ailenin istekle ri dısuta çıkmaaı söz konusu olamaz. Çünkü çocuk kendi haklarıyla donatılmış bir yurt taş değil Türkiye'de» Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, konuya ilişkin bir de örnek verdi: «Fen kolunda başarıh bir ögrenei olan çocuk ailenin zoruyla İmam Hatip Lisesl ne gönderilir. Kendisi karar veremez çünkü, burada bir ko nuya açıklık getirmek y rum. Laik anayasası olan bir toplumda zorunlu din dersl, çocuğun ve ailenin vlcdan ttz* gürlüğüne aykırı bir tutnmdur..» « Ya ekonomik sıkıntüar?» Büyüklerin ekonomik sıkın tıları, çocukları etkiliyor iater istemez, bilmeden. Ekonomik sıkmtı içindeki ailesüıe kızıyor, çevresine kızıyor, onları anla yamıyor. Prof. Dr. Yörükoftlu. bilimsel açıdan ekonomik sıkıntılarm çocuklarda yarattıgı etkileri şöyle irdeledi: «Ekonomik sıkıntı, fçindeki ailelerin çocukları varhklüara hem imrenlrler hem de onlara öfke duyarlar. Tutumlu olmak için baskı altmdakl çocuk, harçhklı arkadaslannı RÖrünce eçitsizllğe karşı öfke, kureın hk, küskünlük duyar. Ailenin dirliğinin bozulması, çarcsizHk duyffusuna düşmesl çocuğun sosyal adalet duygusunu «edeliyor. Çocuğun bir yanda oturduğu yerden kazananları, btr yanda almteri İle karnını doyuramayanlan görmesi de ğor yarjrüarım sarsıyor ve ço cııkta sağlıksız bir baskaldırma baslıyor..» Peki, ne yapabiliriz, bu ola naklar içinde çocuklara?... î n sanı, aileyi sevmesi, doğayı sevmesi ve en önemlisi yaşama yı sevmesi için ne yapmalıyız?. Bu sorunun yanıtını Prof Dr. Yörükoğlu şöyle getirdi: «Bu dar nlanaktar içerfsinde çocuklara daha iyisini verebiliriz. Yalnızca sevRiyle deçil ama. İlk önce çocuk hakları konusunda yaklaşununra de ğlstlrmek zonındayız. Çocnklar, İnsafınıza, acımamıza, key fimize bırakılmış küçük yaratıldar değillerdir. Çocuk hak lan bildirçesi de bunu vurRU lar. Çocuklar sevırtye, korunma ya muhtaçtır. Bunları verebllmek için ilk koşul çocuk hak larına saypdır.» Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, sövleşimizi şu tümce iîe nokta ladı: «Coeuklan, haklanna saygı göstererek sevdlğunlz zaman onlara karşı borcumuzu ödemiş oluruz.» YHK, bankalarda grup sözleşrnesi yapılmasından va?:geçti ANKARA, (ANKA) Yüksek Hakem Kurulu. bankalar da «Grup sözleşmesi» yapılmasından vazgeçti. Süresi sona eren toplu iş sozleşmelerini tekrar yurürlüğe koyan Yüksek Hakem Kurulu, bankalardaki toplu sözleşmeleri görüşmeyi bir süredir durdurmuş, bankalorda cortak bir ücret uygulanması ve grup sözleşmesi yapılması için yeni ilkeler tespit edeceği ocıklanmıştı. Partilerin (Bastarafı 1. sayfada) Partisi; Başbakan Yorgo Rallis'in sâkin bakıslan ile refah ve ilerleme vaadederken, PASOK Partisi de, Yunan bayrağının bir şeması üstüne konnıuş kırlangıç kuşlarıyia Andreas Papandreu'nun ülkeye getirmek istediği veni siyasi iklimi müjdeliyorlar. Kentlerde. özellikle Atina'da her yan küçük el afişleriyle donatılmış. Hem de seçim yasakları hiçe sayıiarak. Küçük afişlerde Başbakan Rallis, bu kez şefkat dolu bakışlarla çocuklu bir aileye güvence vennekte. Papandreu ise doğmakta olan bir güneşin önünde, PASOK'un halkm arzuladığı değişikliği getirmeye muktedir olduğunu söylüyor... «DIŞ» KOMÜNtST PARTtSt Seçim kampanyasındaki gelişmelere göre her an yeni el afişleri çıkarmak için baskı ma kinelerini hazır tutan Yunan «Dış» Komünist Partisi (YKP) ise bu küçük afişler yanşmda sayı açısından baskın geliyor. Komünist Partisi, Ulkenin siyasal ve sosyal yapısmda değişikliğin YKP'siz gerçekleşemeyeceğini savunarak seçmenden YKP'nin parlamentodaki üçüncü yerini güçlendireoek, oyların yüzde 17'sini istiyor. KARARSIZLAR tÇtN Sosyal Demokrat ve Tanm Partisi'nden oluşan KodisoKae Grubu ise Yeni Demokrasi ile PASOK kutuplari arasında kalmış «Kararsızlar İçin tek çözüm» olduğunu bildiriyor. «tÇ» KOMÜNtST PARTtSİ Sandıktan bir ya da iki miiletvekili çıkarmayı umut etmekte olan tç Komünist Partisi ise «OzgUrlttk içinde bir sosyalizm» uğruna seçmen kazanmak peşinde. CUNTACILAR Cuntacılan hapisten çıkarmak isteyen tlericüer Partisi ise kendisini «tek çözüm yolu» olarak «örmekte ve bunu hal> kr. yaymaya çahşıyor. 3 MtLYAR LtRA Afişler yarışı bir yana, kentlerdeki siyasal faaliyetlerin odağı partilerin seçim merkezleri oldu. Birbuçuk milyar Drahmi (3 milyar TL.) olarak hesap edilmekte olan tüm partilerin bu yılki seçimler için harcayacağı paranın büyük bir kısmı seçim merkezlerinin donatılması ve kiralanması İçin sarfedildi. likle insan hakları konusunun sıcaklığmı horuduğu görülmektedir. Bu alanda bizim yadırgayacağımız bazı yaklaşımların Batüı toplumların dogal koşullanndan oluştuğunu biimek gerekir. Sözgelimi Af ganistan ya da Avrupa Güvenliği konulan arasında ün lü Bülent Ersoy olaymın da Konsey'de gündeme girebilmesi, Türkiye'de bazı oütümsemelere yol açabüir; bu işi Batı'daki düşmanlanmızın tezgâhladığı söylenebilir; konu ciddiyet dışı sayılabilir. Oysa genellikle eşdnseller (homoskksüeUer) sorunu, Kanada, ABD ve Batı Avrupa'mn tüm ileri sanayi toplumlarında önem kazanmıştır. Konu parlamentolarda çeşitli tartışmalara yol açmakta, yeni yasalann çıfe ması için gerekçe sayümaktadır. Türkiye ile Batı dünyasındaki ko'prüler cıhz oldugundan biz bu gerçekleri izlamekte yetersiz kalıyo TESİŞ'in toplu sözleşmesi tüm enerji işyerlerine teşmil edilecek ANKARA (ANKA) Türk îş'e bağlı Tesîş'in 1979 yılmda yapılan toplu iş sözleşmesinin tüm enerji iîyerlerine teşmil edilmesi Bakanlar Kurulu'nca kabul edildi v« karar dün Resmi Gazete'de yayınlandı. Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü, Devlet Su İs leri Genel Müdürlüğü, Elektrik îşleri Etüd tdaresi Genel Direktörlüğü, İller Eankasi Genel Müdürlüğü, Simel Limited Şir keti Genel Müdürlüğü ve Çukur ova Elektrik Anonim Şirketi Genel Müdürlüğtf işyerlerinde uygulanacak olan toplu iş söaı leşmesine göre, bu işyerlerinde çalışan işçiler Yüksek Hakem Kurulu'nun 1980 ve 1981 yılm da verilecek zamlara İlişkin ilke kararlanndan yararlanabilecekler. Teşmil edilecek sözleşmeye göre, TEK'e bağlı işyerlerinde çalışan işçiler 30.10.1980'deki aylık ücretlerine 1 kasım 1980 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 10 oranmda, ve aynca, ayda 4.500 lira zam alacak< lar. verisler (Baştarafı 1. sayfada) genç kadına da eskiden oldu ğu gibi. «O«l, gel, gülier acmış. Basmaya bak. Basmoya bakmağa gelmezsen asmaya gel» tekerlemeleri de duyulmu yor., Çığırtkanlar artık gözüne kestlrdiği alıcıları kolundan cekip mağazaya sokmuyor, tezgâh başına itelemiyor.. Ancak Mahmutpaşa her dönem bir renklldir. Bir babıl kulesi örneğidır. Bir baştan bir başa dolaşı yoruz Mahmutpaşayı. Çığırtkanlar ylne sahnede ama daha derll toplu. Mallannı sata biimek için sesierini olanca gücü ile duyurmağa calışıyor lar. Ayakkabısından. iğnesine, tenceresinden tavasma, ızgarasından maşasına herşey var. Bağırtyor genctJdarn şah, damarlbrı şfşene dek, «Eyvahhh, «yvahhh!.. Gittf bunlar. Kalmadı. Yttlş, tan d« koş, sende yatlf vatandaş.. Eyvah eyvahhh.. Yetlşemezsen sana da eyvah vatandaş..» cKalıp glbl. Gly glt vatandaş. 5 bln lira verme arkadaş. Kandırmasınlar sen! ablacığım.. Yukardan alma, paranı kaptırma. 1000 llraya bu ayak kabılar. Çoluğuna çocuğuna da al 350 liraya tepe, tepe giysin..» «Kiletlara bak. rengârenk.. Atletler pamuk kaşıntı yapmaz saf pamuk.. Yıka yıka giy vatandaş., Okus pokus yok bu rada.. Gerçek ueuzluk burada arkadaş..» Daha neler neler. Işte bir bayram arifesinde Mahmutpaşa. Bayramda yeni bir şey gsy mek, eşing dostuna, yakınına hediye alabllmek İçin koşuşturan on binlerce vatandaş. Ço cuğunu hemen oracıkta glydiren. Bir çorap bir boyun . bağı alabilmek için koşuşturanlar. Sabahın erken saatlerinden gün batana dek aralıksız bağırmaktan sesi kısılan satıcılar, ellerl dolu yorgun argın evlerine dönenler. «Daha sonra alırım belki de biraz uçuzlar,,» düşünceslyle Mahmutpaşayı terkedenler.. EK TREN SEFERLERİ Kurban Bayramı nedeniyle Ankaraİstanbul arasında Dev let Demiryolları tarofından ek tren seferieri konuldu. Avrupa Konseyi'nde, geçen mayıs ayında üyeüjcleri sona er dirılen eski TüJis parlamentosu üyeleriyla d.s (temel Kara? mollaoğlu ve Agâh Oktay Güner'in de isimleri zikredilerek) görüşülmek isteniyor. ruz. Olayın ardında bir de başka gerçek yatmaktadır. Avrupa Konseyi'nin koşullarına göre her ülheden bireyler doğrudan doğruya Konsey'e başvurmak ve ülkelerinde geçerli adaletsizlikleri duyurmak hahkma sahiptirler. Türkiye bu hapülkeSORU: Gecenlerd» güreş samm dışındadır ve kişite dünya ikincfsl Sallh Bora'yı mizden herhangi bir nin bireysel olarak Konkabul •ttiğinlzde bir söz «öylemistlniz, miiltt başarı bekli» sey'e başvurmak hakkı yok~ yor demlştlnlz. Bunu aynen tur. Ama Batı Avrupa'da bireyleri ilgilendiren şikâyettekrarlamamız sözkonusu olalerin Konsey'de ciddiyetle eW bilir mi?... EVREN: Elbette. ben de almması doğaldır, Ersoy olaymın Avrupa ğıl bütün millet, bu gibi güKonsnvi gündemine girmesi zel haberleri almak istiyor., Çünkü bizim ecdat sporumuz nin, Batı dünyasınm ne feodur güreş.. Güreş blzden yayıl dar içiçe yaşadığını ve demıştır aşağı yukarı. dünyaya.. netim mekanizmasının nasıl bakıBiz öğretmenlik yapmışızdır. işledfğini göstermesi mından uyancı bir yani var' Bizden antrenörler gitmiştir.. Şimdi maalesef, biz dışarıdan dır. Ulkemizi sık sik ziyaret edereh insan haklan koantrenör getirmek lüzumunu nusunda incelemeler yapan hissetmeye başiadık,. . heyetlerin tutumian bu bakımdan önumüzdekl günler de beltrleyici $onuçlar yaratacaktır. İnsan hakları çağdaş top(Baştarafı 1. sayfada) lumlann yaşayışında vazDemirel, CHP Genel Başkanı Vekili Mustafa Üstündag, CGP geçilmez yasalann temsl il* Genel Başkanı Turhan Feyaiog keleri sayıhyor. Türkiye'nin lu ve eski Başbakan stfatıyia bu alanda gerekeni yopmaBUlent Ecevit. 0i, çağdaşhgm gereğidir. Bu KIT'ler (Baştarafı 1. sayfada) zal. Herkesln dilınde bu «başannın» çeşitli yansımalarını gormek olanaklı. Işte, herkes soruyor, acaba «Bu başarıdan Türkiye'de sokaktakl adam, ortalama vaıtandaş da haberdar mı?» dıye. Elini cebine atınca, ay başında aylığını saymaya başlayınca, sokaktaki adam, «Bu inanılmaz başarıdan nasıl haberdar olmaz» dlye, hemen yanıt vermekten daha koiay ne olabilir?.. Parasmı insanlarm nereye harcayacaklarını, nasıl harcayacaklarını bilemediklerini elin «Gâvuruna» nasıl anlatırsınız?. Arna, anlatmak üz^re ö zal'dan daha iyisini doğrusu güc buluruz. Bir kere dünya basımnı Özal çok iyi ton nıyor. Türkiye üzerine çoğunlukla olumlu yayınlorın sürmasırij sadece elde edilen ekonomik gostergelere bağiamak guç. Örneğın, o kadar yoâur» toplantı ve görüşmelerle doiu bir danemde bile, yabancı bostna Özal birkaç şaat rahatlıkla ayırabiliyor. Üstelik, biza göre kendi doğrultusunda bunu son derece iyi va başarılı yürütüyor. Hatta, «Ekonomik. programdan daha başarılı yü> rütüyor» bile denebilir. Tüm bu toplantılar korumolar, diğer önlemler için Özal «Valia biz Amerikolılara cok pahalıya mal oluyoruz» demekte. YİNE KİT'LER KONUSU Uluslararası kurumlcr da aynı değerin elbet farkında1 lar. Ancak bu kei Dünya Bankasının terazisj biraz hassas olmalı ki. «İyi güzel, ama şu ünlü KİT'leri ne yapaoaksınız» diye bizimkileri biraz sıkıştırmı.ş. Dünya Bankasına verilen yanıta bakılırso, galiba önü^ müzdeki günlerde KİT'ler konusunda önemli kararlar gündeme gelecek. KİT yönetimlerinin yetkilerini ve ücretlerinf düzenleyen, onlara belki bir «özerkllk» tanıyan yenl kararlar artık pek gecikmeyeceg"» benziyor. Bir yasoyla ya da bir yönetmelikle birkaç yıllık bir süreç icinde sorun cözülmeye calışılacak. İMF'NİN ARALIK ZİYARETİ önümüzdeki dönemde yürü'«» tülecek hazırlıklardan biri de, İMF'nln aralık ayında Ankaro ziyaretine yönelik bulunacak. Taban fiyatlarının ödenmesi. fiyat artışlarının her zamankinden daha fazlu artabileceğl dönemlere gelinmiş olması bl zım heyeti şimdiden «aralık içln düşündürmeye» başladı, demek herhalde pek yanlış oh maz. ORTADOĞU;YA ACILIŞ Bu arada, İMF ve Dünyo Bankasınm ortak toplantısından çıkartılan dersler sonucunda, Orta Doğu ülkeleriy!» bundon sonra daha yoğun lliş kiler Türkiye'nin politikalarında belli yönelmeleri de kacınılmaz olarak gündeme getireceğe benziyor. Libya, Kuveyt, Bahreyn bankalanyla yürütülen görüşmeler ürünlerini belki altı yedi ay sonra vermeye başlayabiiir. Ama bu yıl Türkiye, İMF ve Dünya Banka sı toplantısında beliren eğllime rağmen, yine de OECD üf keierine gidecek. Turgut Özal bu konudaki bir soruya «Bu yıl yine gideceğiz. Onun için OECD Genel Sekreteri Vart Lennep Ankara'ya gelecek. Ama artık 1882'den sonra OECD'ye gitmek çok güç olacak» dedi. Ve ekledi: «Belki o zaman îhtiyacımız da kalmayo bilir». Türkiye için alanda «dış baskıl&r» 4 0 0 milyon (Baştarafı 1. sayfada) ion yıllann en büyük toplu ka çakçıhk olayını ortaya çıkart tllar. «Oymasan» kollektif şirketinln İtalya'dan kaçak olarak çeşitli eşyalar getirdiğinin belirlenmesi üzerine Zincirlikuyu Büyükdere caddesindeki Fargo kamyonet fabrikasınm deposuna baskın düzenlendi. Depoda yapılan aramalarda piyasa değeri 400 Milyon lira nın üzerinde olan, yabancı pa tentli, antika telefonlar, avize ler, duvar saatleri, oturma oda sı takımlan, yatak odası takım lan, yemek odası takımlan, vitrinler, gibi çok sayıda kaçak eşya ile birlikte, söz konusü şirketin ortaklanndan olan Mustafa Yamak ile t'irmanın depocusu Bekir Saka adlı kişi ler gözaltına alındı. Yetkililer yaptıkları açıklama larda aynca olayla ilgileri ol duklan belirlenen, diğer ortak lardan A. Kemal Yamak ve Ka zım Satır adlı kişilerin aranma larına başlandığını, olayla ilgi 11 soruşturmanın da derinleşti rilerek sürdürüldüğtinü bildirdi ler. Ölüme mahkum ediien bir sanığın dosyası tekrar Askeri Yargıtay'a gönderîldî Okumayazma tlRGÜPGÖREMEIHLARA (8Ekim11 Ekim) 10.500. TL ABANT T.C. TURİZM BANKASl ABANT OTELJ HAFTASONUTURLARI BAYRAM '81 MAKfclMOTEL MARMARtS (9 Ekim18 EKİM)* bodrumT.M.TOTEL (9 Ekim18 EKİM) Y.P 16.000. TL alanya ALÂADDİN Otel (7 E k i m 1 1 Ekim) tttU Kfy<l 9 . 7 5 0 TL. (9 Ekim 18 EKİM)12.500. TL. (T Ekim 11 Ekim) 8.800. TL. TUm Turlara, özel otobüsle gidişgeliş, otel gecelemeleri, programdaki tüm yemekler, müze girişleri, gezilcr ve rehberlik ücretleri dahildir. Barbaros Bulvarı 35/5 Beşikta}/İST Tel: 6.1 10 7 4 6 1 8 2 26 Tur KosmosTel: 30 68 84 Kadıköy ANKARA, (Cumhurlyet Büro8 u) jstanbu! Sıkıyönetim Ko mutanlıflı Bir Numaralı Askeri Mahkemesince ölüm cezasına carptırılan Askeri Yargıtayca onaylanarak cezası keHOPARLÖRLERLB... sinleşen, sol görüşlü Ahmet Gece gündüz açık olan bu se Erhan hakkındaki dosya avuçim merkezlerinde sabahtan ak katların ciadei muhakeme» ısşama kadar hoparlörlerle o par temi üzerine yeniden Askeri tinin sloganlan atıhyor. partiYargıtay'a gönderlldl.. nin tutumuna uygun şarkılar yaymlanıyor. Parti yetkilileri Sağ görüşlü bir klşlyl 1 tem ve liderleri ile seçmenler ara* muz 1978'da öldürdüğü sasmda trtibat! sağlamak ve brovıyla fkasten adam öldürmek» şürler dağıtmak için kurulan suçundan ölüm cezasına carp bu merkezlerde bu yıl yenilik tırılan Ahmet Erhan'ın avuolarak da televizyon vericileri yerleştirildi. Liderlerin vaptık katları İstanbul Sıkıyönetim lan seçim teonuşmalan renkli Komutanlığına ciadei muhaolarak RÖsteriliyor ve liderlerin keme» istemlnl iceren bir ditaşrada vaptıklan seçim konuş» lekçe verdiler.. Dllekçeyi inmalan video kasetlerle renkli celeyen komutanlık MGK'ya olarak tekrar ve tekrar göstegönderdlğl bir telgrafla dosya riliyor. nın Askeri Yargıtay'a gönderilmesini istedi.. Bunun üzerine dosya ince (Baştarafı 1. sayfada) lenmek Ozere yeniden aske teşvik etmek için okur • yazarlığı teşvik kanumı taslaftı ha* rl yargıtay'a gönderildi. zırtanmıştır, vine okyma ya*ma kurslarııu bltiren herkesin CENEVREfDE 11. kademe ejitlm proçramından ffeçirilerek Ukokul diploERMENİLERİN ması almalannı sağJayacak program da hazırlanmıstır, en SORUMLULUK kısa zamanda uveulamaya konulacaktır. ÜSTLENDİĞİ Okunıa yazma seferberllğlne 3 PATLAMA katılanlann tanm, sağlık, alle planlaması, cocuk bakımı ve OLDU sağlığı gibl temel egitlm konu* larında da yetlştlrilmelerini, CENEVRE (ANKA) tsviçöğretimlerlnl desteklemek lcin re'nin Cenevre şehrinde sorum Bakanlı^ımızca ve dlger ilgili luluğunu gizli bir Ermeni örBakanhklarca çalışmatar sür gütün üstlendiği üç ayrı patdürülmektedlr.» lama oldu. Patlamalardan ikisi Cenevre'deki Adliye binasmın, biri de Merkez postahanesinin girişinde meydana geldi. Yetklililer patlamalar sırasmda bir polisin yaralandığım, adliye binası, merkez postahanesinde ve çevre binalarda da Haber Merkezl Kamu ke hasar meydana geldiğini söylesiminde çalışan işçilere ikra diler. Patlamalardan kısa bir sür« miyelerinin üçüncü dilimi yarın ödenecek. Kamu kesiminde sonra Cenevre'deki yerel bir çalışan işçiler bu yıla ait ik haber ajansı bürosuna telefon ramiyelerinin ilk iki dilimini eden kimliği bilinmeyen bir klşi olayın sorumluluğunu «9 daha önce almışlardı. İkrami Haziran» adlı yasa dışı gizli yenin son dilimi ise 29 aralık' Ermeni örgütünün üstlendiğini ta ödenecek. bildirdi. Avrupa (Baştarafı 1. sayfada) Kıbns'ın her iki kesirhini de ziyaret edeoek ve rapor hazırlayacak. Kıbrıs sorununun Avrupa Parlamentosunda gündeme gelişi, Kıbrıs ile AET arasındaki gümriik bırliğinin ikinci aşamasuıa geçirilmesi sonucu ortaya çıktı. AET Komisyonu bu çerçevede Kıbns'a yapılan yardımlardan adadaki bütün nüfusun yararlanması düşüncesinde. Ancak mevçut durumda Kıbrıs Bum yönetiminin «devlet olma» statüsünde yararlanması KTFD'nin durumunu güçleştiriyor. Bildirildiğine göre, bu konudaki hazırlıklar parlamentonun 1979 yılında açılmasından sonra kurulan Kıbns Delegasyon Komitesinde yürütülüyor. Bu Komite iki yıla yakm bir süredîr fiilen çalışmaz haldeyken, ilk kez geçen ağustos ayında toplandı, İkinci toplantısmı da geçen ay yaptı. Güvenilir kaynaklardan edini len bilgiye göre, Avrupa Parlamentosunda Kıbns konusundaki gelişmeler, önümüzdeki aylarda yoğunlaşacak. Komitenin Fransız Başkanmın Ada'ya yapacağY ziyaretin tamamlanmasından sonra şimdiki tahminlere göre bir kanun tasarısı mart ayında Genel Kurula gelecek. Kamu kesiminde çahşanlara ikramiyeleri yarın ödenecek Programda görüşülmesi öngörülen öteki kimseler şunlar: l^ürk İş yöneticileri. DİSK'in yöneticilerinin avukatları, Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve istanbul Gazeteciler Cemiyeti yöneticileri ile Milietlerarası basm temsilcileri, Ankara'da Avrupa Konseyı'ne üye ülke* lerin diplomatik temsilcüerı, Üniversite öğretim üyeleri olarak Prof. Bahri Savcı, Prof. Mümtaz Soysal, Prof. Münci Kapani, Prof. Tank Zafer Tu« naya, Prof. Bülent Tanör. Bütün bu görüşmeler ve h«yetin program dışmda gerek göreceği ve olanak bulacağı diğer görüşmeler sırasmda edinmek istedigi bilgilerin konuları da programda 7 ana başlık admda özetleniyor. Bu başlıklar şöyle: (T) Demokratik kurumlarm yeniden kurulması, (2) İnsan hakları ile ilgili yasal durum ve uyguiamalar, (î) İdam cezaları, ^ (4) Terörizmle mücadele, (5) Konsey'deki eski parlamenterlerden haklarında sorusturma olan* ların durutmu, (2) lürkiye'nin ekonomik ve sosyal durumu, (7) Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki üyeliği ve Konseyin çeşitli organlarındaki faaliyet» leri. Bu yedi başlıktan birincisini oluşturan «demokratik kurumla rın yeniden kurulması» konusuna programda geniş yer verilmiş bulunuyor. Bu konuda heyetin Kurucu Meclis üyeliğini ve bununia ilgili uygulamaları, yeni Anayasa için hazırlan mış bir ön tasarısı ya da saptanmış ilkeler varsa onları, Se Çim Kanunu, Siyasal Partiler Kanunu hakmdaki ön çalışmaları, demokrasiye dönüş yolunda tahmini takvimi, Anayasa'nın kabulü ile ilgili refarandum sırasmda tartışma ortamı nın ne ölçüde olacağmı, Ceza Kanunu, Ceza Usulü Kanunu, sendikalar ve insan hakları ile ilgili diğer kanunlardaki değişiklikierin demokrasi yolundaki çalışmalara etkilerini, mahalli idarelerin ışleyiş şeklini öğrenmesi ve bu konularda gö rüş oluşturması isteniyor. İnsan hakları konusunda da heyetten beklenilen bilgiler, işkencelerle ilgili iddiaların durumu, gözaltına alınma ve tutuklamalarla ilgili uygulamalar, bazı siyasal partiler ve sen dika liderlerinin durumu, basının, politikacılarm, eski parlamenterlerin ve bu konularla ilgili olmayan vatandaşların fiklrlerini açıklama haklarınm smırları. Heyetin Türkiye'dekl çalışmaları dört gün sürecek. Bunun üç gününün Ankara*ya, bir gününün de İstanbul'a ayrılması öngörülüyor. minden titizlihie haçınmah gerthir. Dif baskıyla inaan haklannl benimseyen bir toplum olmak utancını Türkiye taşıyamaz. Atatürk'ün 100'üncü doğum yılında, insan haklanna dayaîı siyasal rejimın özbenliğımizin bir ürünü olduğunu söylüyoruz. Bu alanda Batı'nın gözündeki tüm kushulan bir kalemde silmek için ne gerekiyorsa yapümahdır. d§yi îrcsn'da ••• (Baştarafı 1. sayfada) kak gösterı ve çatışmalarma ka tıldüüarı gerekçesiyle 66 kişi daha idam edildi. Tahran Badyosu, idam ©düenlerden çogunun Halkın Mücahitleri örgütünün üyeleri olduğunu bildirdi. İdam edilenler arasında 5 de kadm bulunuyor. Yine Tahran Radyosu, cuma günü yapılan Başkanlüc seçimlerinden sonra, Devlet Baskanlığı'na ilk kez bir din adamımn »eldiğini kaydetti. Radyo, %96'lık bir oy oranıyla Başkanlığa seçilen Hüccetülislam Seyyid Ali Hamenei'nin, muhalifleri bliyük bir yenilgiye uğrattığını da savundu. Bu arada Anadolu Ajansı'nın Pars ajansına dayanarak verdiği habere göre tran Dışişlerl Bakanı Seyyid Hüseyin Musavi, «ABD Dışişleri Bakanı Halgin, tran'ın Kuveyt'e düzenledigi iddia ediien saldınnm Awacs uçaklanyla saptanmış olduğu yolundaki sözleri, yalnızca tran halkının iradeslni güçlendir* mekte ve Irak'ta Saddam Hü< seyin yönetiminin yıküışına bir başlangıç teşkil etme'ktedir» dedi. İran Dısişlert Bakanı, bu iddianın ABD'nin, S. Arabis* tan'a Awacs uçakları satılabilmesi için düzenlenmiş bir komplo olduğunu da kaydetti. KUVEYT, BÜYÜKELCİStNÎ GERt ÇAĞIRDI Kuveyt Hükümeti, İran savaş uçaklannın ülkenin kuzeyînde ki bir petrol üretim merkezinl bombalamasını protesto için Tahran'daki Büyükelçisini geri çağırdı. Hükümet sözcüsü. Kuveyt*in İran'la diplomatik llişkilert tümüyl* kesip kesmeyeceği konustfnda bilgi vermedi. Sözcü, ülkede yeni savunma önlemleri nin almdığını da belirtti. öte yandan, a.a.'nın verdiği habere göre, İran'ın yeni Genelkurmay Başkanı Kasenali Zahir Nejad, Irakin barış çağrılarım geri çevirdl ve «Ül« kemizi savunmaktan başka seçeneğimiz yok» dedi.' (Baştarafı 1. sayfada) ların onayı alındıktan sonra sunulacak. Türk tarafınm, Waldheim'ın bu yeni belgesinin, B.M.'uı bir önerisi biçimindo gösterilme/ mesine ösen gösterilmesini ıs« tediği öğrenildi. Türk tarafı, belge n«deniyle «Rumların, yeni yorum ve tarüşmalarına, yer verümemesini» istiyor. Buna karşın, Türk tarafı, bu yeni «yakjaştırma glrişimi»ni destek leyen bir tutum içüıda bulunuyor. KTFD Başkanı Rauf Denktaş'la, Waldheim'in bu konuyu görüştüklçri Denktaş'ın, Waldheim'in düşüncelerini olumlu karşılamakla beraber, BM'in, «Good Offices» görevini aşacak bir tutuma girmemesi dileğinde bulunduğu da saptandı. Bu saptamaya göre, «Türk tarafınm, BM'in Good • Offices görevini aşacak bir tutuma girmesine tain vermiyeceği» aniaşüıyor. Türkiye Dışisleri Bakanı İlter Türkmen'in de, Waldheun'iu bu yöndeki bir girisimini, Tür kiye'nin destekliyeceğini bildir digi ifade ediliyor. ÇÖZÜM AŞAMASINA GEÜNMEDt BM Genel Sekreteri'nin, Türk tarafının yeni öneri v« girişlmlertne karşın, görüşmelerde olumlu bir sonucun çıkmaması üzerine, durumu kurtarmak ve görüşmelerin kesilmesini önlemek. için başlattığı girişim, ciddi biçirnde bir çözüm aşamasma gelindiğini göstermiyor, yeni girişim, «yalmzca, toplumlararası görüşmelerin kurtarılması, yeni ve ortak bir zeminden, yeni bir devreye, yeni bir araştırma ve uzlaşma dönemine girilmesine çalışıldığına» kanıt sayıhyor. Bu arada, Waldheim'in 12 E« kimde, Rum Başkanı Kipriyanu ile New York'ta yapacağı görüşme de, yeni girişim ve düşünceleriyle ilgili olacak.. Kipriyanu'nun amacı ise, bir çözüm formülünü görüşmek yerine, Türk önerilerinin yarattığı olumlu etki havasını dağıtmak amacına yönelik. New York'ta, BM merkezin deki tüm çevreler, Türk tarafı nın öneriler konusundaki son girisimini, genellikle olumlu olarak değerlendirirken, Rum, tarafınm tutumuna, Yunanistan'dakt seçimleri de dikkate alarak merak ve kuşkuyla bakı yorlar. Özen (Baştarafı 1. sayfada) Başbakanlık önündeki törene, Milli Güvenlik Konseyi üye leri, Milli Güvenlik Konseyi Ge nel Sekreteri, Başbakan, Bakanlar, Büyükelçiler ile askeri ve Mülki Erkan katılacak. Cenaze, bir tören birliğince Maltepe Camii'ne Rötürülecek, ve öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından şehidimiz için askeri cenaze töreni düzenlenecek. Bu na bir tören birliği ve bando iştirak edecek, bir polis birliği de tören yürüyüşünün iki tarafmdan şerit halinde dizili olarak görev alacak. Türk Bayrağı'na sarılı cenaze, askerler tarafmdan elde taşınarak askeri bir taşıta konulacak ve arkasmda şehidimizin ailesi ve bunun 10 metre arkasmda Devlet Erkam ve onlann arkasmda törene katılmak iste yenler yer alacaklar. Bu yürüyüş 200 metre kadar yapıldıktan sonra, şehidimize son saygı duruşunda bulunulacak ve tören burada sona erecek. Şehidimizin naaşı Ankara Cebeci Polis Şehitliği'nde toprağa verilecek. Levent Etiler civarında 3 milyona kadar satıhk ev aranıyor. Tel: 22 30 61
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear