Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 11 EYLÜL 1980 YEDİ Toplumcu gerçekçi şiirde klişeleşme mi başlıyor? Doğan HIZLAN yi şfîrin l!k koşulu nedir? Klişeleşmeye karşı olmak, Şiirde klişeleşme. beii kalıpları, ortak duyorlıklan ve beylik tema'lan işlemek bicıminde özetlenebilir. Klişeleşmenin doğat sonucu, ortaya bırbirine benzer siirterin cıkmasıdır. Altındckı imzaiarı sılin, birbirinden hic bir farkı olrnadığmı for kederslniz. Klişe'eşme kişlselleşmeyi silip süpürmüştür. Yıllardır sectcj kuruüarda calışırken hep bu klişeleşme sorunu akhmın blr köşesine takılıp kaldı, Gene de bu kavram üzerine bir yazı yazma gereğlni duymcyacaktim. Gelin gö rürt ki, aylık sür dergisı Yusufçuk'ta yayınlanan bir okur mektubu, klişeleşmenin okur katında da rahatsız edlcl bir boyut kazandığını sergiledl. Yusufçuk dergislnin Okurdan »ütununda, Cevat Salur od'ı okur İzmlr'den şu yakınma mek tubunu göndermiş: «Şairlerlmizfn çoğu, dönemler hatlnde Vletnam, Şiti, İspan I ya, vt>, şnrieri yazdılar. H w holde sıro şirndl TürkYuncn dostluğuJ n 'Rltsos'da... Sonotto mo<la ve güncelliğln öıremli unsuriar oldugunu Wmso yodsıyocok değil. Ama, oynı konuları, ovnı imgelerle hotlo aynı keMmelerte clk>et yapmortın aniamı ne?» Yukarıya aldtgırnıı mektubun son cümlesi son on yıilık şiinmizin hastalığına bir tanı koyuyor: «...oynı konutan, erynı Imgelerto, aynı kellm«!«rle» yazmak. Şiir geleneğimizde klişeleşme olagelmiştir. Her şiir akımı bel li klişeleri kullanrntş, bunu oşan şiirler de edebiyat tarihindeki seçkin yerlerini almtştır. Divan şiiri kalıplar şliri değilmldir? Hic kuşkusuz. Ama bu klişeleri aşanlar bir kişiliğe ula şabilmişlerdir. Tanzirtiot'ın, Edebiyati Cedide'nin klişeleri kac şoiri günün modası icinde var etmi$, ertesl yıllordo okunwa olanoğını vsrmemiştir. Bsş Hececilen atlayalım, Go rip kuşağTiı do anarak gecelim. Vs Qele!im iklncl Yeni'ye... BİRÇOK GENÇ ŞAÎRÎN, BUGÜN MODA VE GÜNCELLİK KAVRAMLARINDA BİR ANLAŞMAYA, UZLAŞMAYA, VARIP TEK TANIMIN RAHATLIĞINA BOYUN EĞMELERÎ OKUR KATINDA RAHATSIZ EDİCİ BÎR BOYUTA ULAŞTI.. İkıncı Yeni, şiir kiişeleri oluşturmuş hotta bu klişeter öncekl kuşağın şalrlenni etkilemiş, onlor bu parSok imge düzeninden uzak duronnamışlardır. Bu klişelen kend: şiir kavramı ıCinde eritenier özgün şiirler ya zabitmişler, diğerlen de İklnci Yeni içinde 'tarihi rrrsyonları'ni başarıp onılrnoz oinvjşîardır. Edeblyatın da bir mcda o!duğu gerceğini unutmadım ben. Unutmadım da yalnızca moda oldugunu da kabul eüemedirn. Sairin bir sis canı olduğu ger ceğini Meüh Cevdet Andav bize unutturmamacasina ballekleri mize kazıdı. Dunyada nered9 bir olay varsa, şair de cnun yamndadır. Vietnatn'ı, Şili'yi. ispaaya'yı yazccaktır. Diveüm kı. tema bu yüzden kitşe b'r kimlik Karartacaktır. İçsrik'te bir klişe'eşmeyi zorvifiia gösîerip, bağışiataca* 5ir van var dır. İrr.geds, ksliTie'erda kiişeleşmeyi nası! savunajcğız. bu türun sıradan örnpAıerir.i hangi yere basmayan payairlaiarla ayakta tutabüeceğiz. Aynı tema'yı >şıey'ş'e kiişe lerden nasıl uzax!ct3ı)er<?ğ'ının kanıtlarını dünya si'riptfe" derlemek cok zor oimosr İfctncl Dünya Savaşı'nı yoşoyan ingiliz şairterl, savaş eırasında ya da savo$'on «onra yazdıklcrı şiirlerde «oMck temasyı işleaiier ama ortak imge vs kelimeierle değil. Toplumcugerçekci şiir anlayışının. 8on beş yıldo ürünlerinl vsren bazı şairlsr uzerınde olumsuz etkisi oldu. B^r imge va kelime bağnazlığına düştüler. imge'nin v « kelime'nin kıs'r aöngüsünden bir türIQ kurtuiamadılcr. V.etnam icin de yazıiacak Şi!( ıçln de. Büyük usta Ritsos icin de. Eski deytmıyie «ifrat» ta «tefrit» arasındaki yoiun ortasını bulamıyoruz. Ikincl Yeni" yi yainızca bicimcı, toplum ger çeklerlrtden uzak. şiire sığınma diye suciayanlar. bugün icerikte ve biçimde aynı klişeçıliğe dustükierinı görmezlık ten galiyorlar. Şiir okururun azaimosını k!iseieşme oîgusuno bağlayabülriz. Okur beiii blr tema'dan soğumasa da, o konuyo ügi duvsc da. o teTia'nın, konunun bev ük'.eşmiş b'r sür diliyle isiendi ği korkus'jndon ok'jmuyor. • tDARE ET. (A'dan Y'ye memur sözlüğü.) Nizamettin Özbek. 100 lira. Aziz Nesln. Turunün iik Yapıtı başlığını ta$ıyan girişinde kitatın niteliğini tanıtıyor bize: »Nizamettin özbek. zençin gülmeca katılımımızı cok iyl değerlendiren bir yazar olarok, bu ki'ab'Vİa karşımıza cıkıvor. tMemur Sözlüğu» aalı kttabının bicimi batılı olsa bile, okuvunca göreceksiniz kitabınm icerigl ve özü bizimdir. bizdendir; yazarının Oörüşü, bakiş acısı yerlidtr. Bu gulmece sözlüğünün en 6nemü yanını özellikle belirtmek istıyorum. Edebiyatta en zor Iş bir turun ilki olmak, ilk örneğini vermektir. Nizomettin Özbek'in cMemur Sözluğu»de. Turk gülmecesinde bu türun İlk örneğıdir.» Bakan maddesinln İlk cutn lesi. bakanın niteliğini tanımlıyor: »Bakan. eldeki yaso ve yönetmelıklere göre olmayacak işlerl olacak, olabüecek işferi de olmayacak hale koyabilen tek yetkiü.» Bürokrasinin pash carkının dönerken gıcırdavışını dlla getiren bir gülmeca sözlüğu. RAPORU f | ORHAN PEKER (Şahap Sıtkı, Fotoğrafik OfsetYayınlan, 250 Lira). 1978 yilında yitirdiğimiz r«ssam Orhan Peker'in ardından Haldun Taner şöyle yozmıştı: «Hep lyW«. fluıele yönelik bu aıtın kolpli çocuk kendini tüm hücreleri il« resme, yolnız rtsm» adamıç, sürekll bir gellşme ve yaratma İçinde sonatsal mutluluğa ertşmiş bir sanat keşişi idi. Dev odımlaria bir conraki kuşaktan yaslı ustalara yetişmlş, hatta onlan gecmiştl.» Şahap Sıiki, Orhan Peker kitabıtv do sanatcı Orhan Peker'le dostinsan Peker'i birlikte çizlyor. Orhan Peker'in vopıtlarının da yer aldığı kitap gercekten bir anılor birikimi olmonın ötesinde etkileyici bir biyografiK nite'lk taşıyor. Şahap Şıtkı. Orhan Peker'in yaşom cizgısme paraiel olarak sanat cizgislnl, sergiierinde edindiği izlenimlerl de Dize bıriikte Hetirken bir Orhan Peker portresı ciziyor. Gercekci, duyarlı. aiçakgönullü bir ponrfc. Okurrtanız, öğrenmeniz gerek cümlesi yavan kalıyor sanınm bu kitab» tanıtmak 0 MtLLtYET SANAT DERGÎSİ. Eylül sayısı. Sayı: 8. 100 lira. Mllliyet Sanot Derglsi'nde. Abidin Dino, Denlz Küstü re8lmlerinl anlatıyor. Bu soyının en önemll urunO; Onat Kutlar*ın Nâzım ve Cendrars'dan Şonra adlı şiir). Tek hiköy8 kitabı İshak'lo 1960 sonrası hikâyesine vurduğu muh rün murekkebi hâlâ kurumayan Onat Kutlar, kendl yasjomıyla toplumun yaşamınm ayrılmazlığını şiir gergefinde işiemlş. Şon bfilumü oktarolim. Ardından tşıyan gun iskelede elete tutusmuş bir delikanlı blr kız gunlük şeyierden konuşuyortar derslerden vapurdan cok geciken devrimlerden ve yuz'ert Terteflniz deniz gibi aydınlık sakin ve oniarın sertnllğinde yeniden başlıyor yaşantımız Artık bu şiir bıttl sanınm Aynca dergide Yoşor Kerrsai'in Küsmeyen Restmler yazısı, Samim Kocagöz, Fahrl Erdinc ve Aysel özakın'ın birer hikâyesi va ayın sanat olcvlannın değerlendtrmesi v«r alıyor. ORHAN PEKER'İN «AT BAŞt» DESENİ Kllşenin şair» yordıma e)duğu yaniar vardır. En azından Imgeds kiişeleşme; şair* cağrışımiar bu!ma koiayiığmi getirir. imgelerde kllşoleçme onun aniatımınaaki boyutu artırır. Şairin kendi kendirM a4datmasıdır bu. Tera gelecek oma söz sa* natları büyük ötçuda kiişeieşmeyi kırar. kullcnmayı bi'meyen şairtn ka'eminde ou blr geriyo tepen silâha da dönüşebt lir. Nâzım Hikmet'i okuyup özüm leyebilirsek pek az özümlendiğini söyieyeyim Pablo Neruda'nın şiirını anlayabilirsek, iyi bir şGirin, toplumcu şairinklişelere nasıl karşı, onlan ıten bir tutum!a yazıidığını 6 zümseyebiliriz. Sanatta mada ve güncoülk ne? Tartışıldı. şairler, yazorlar bunu ceşıtii yaniarından çek;şt;rerek acıklık getirmeğe ca Sışiiiar. Ama tek bir tanım.cia aniaşılır mı? İşte acı gerçetc burada boy attyor: Sanınm ki. bır cok genc şair bugün, moda v© günceüik kavram'.arında bir anlaşmaya. uziaşmaya vanyorlar, tek tanımm rahatlığıno boyun eğiyorlar. O zaman da klişetsşme denilen otay bxjş veriyor. Şiir de artık yeten»kton cok bir araştırma işi. Biigidsn ycksun bir şür dunyosının urunleri arabesk muziğe söz olur do şiir olmaz. Behcet Necatlgıl, şiirde araştırarak iyi çıır yazmanın sağıam anıtı. Kervdinden öncekj Turk ve dunya şiinnl biirneden, kendl geleneğlnln söz sanatlormı öğrenmoden cok tyi şiir yozıtamayocoğı nın konıtı Nazım Hlkmet. Klişeleşmenin bir başka da rağında bekleyenler de çoQa\~ dı. Hilmi Yovuz'un, Refık Durbaş'ın şiir bedestenindekl yorulmaz Isçlliklertyle butduktan kelimeler. bu kelimelerle urettlk leri imge düzenl de genc kuşakca taklit edilmeye başlandt ve kendinden sonrakı kuşağın şairlerince kullanılmavo başlanınca kllşe nitetiğl ağır basar oldu. Söylenmemlş söz, Işlenmemiş konu yoktur. derler. Olye> lim kl, abartılmış bu söz doğru. O zaman söyleyiş triclminin ayrılığı. anlatılanm değil anlatımın bir özelllğl oldufiunu vurguiamıyor mu? Şairler kulak versinler bxı l ı mir'iı okurun uyansına. Gef cekten topiumcu gercekci şiirde klişeleşme sorununu kendi çıir dünyaiarında bir öz elsşt'rl süzgecinden gacirsinler. eanırım ortaya daha kişitlkli, zamanın ruzgörlarına daha dayanıkit ürünler çıkacaktır. YAPITLARI YAŞAMDAN BESLENMİŞ BİR KUSAK... Eleştirmenin j azında varolam yerli yerine koyması gerekirken. günüraüzde edebiyat adma yapılan gürültü içinde, gerçekten iyi olan şiirin, hikâyenin, romanın sesi ancak güçlükle duyulabil' mektedir. Dcmir ÖZLÜ anınm 1958 yılınm sonbahanydı. t\ hik&y« kitabım «Bunaitı»run yayınlanması işiyle uğr&şıyordum. Elimde de uzunca bir önsöz •vardıİlk kitabıma ya2dığım önsöz. Uzunca bir yazı. Bir çeşit, insan ve edebiyat görüşüm üzerine bir bildiri sanki. Sonradan kitabm başına koymadıra. Bir yerde de yaymlamadim. Baylan Pastahanesi'ne gelen Oktay Akbal, elimde o yazıyı gördü. «Hikâye kitabı yaymhyorum da» dedim. «Onun önsözu.» «Ne güzel» dedi. «Bir kitap yayınlamak ne güzel.» Yanındaki kişiye dönerek tekrarladı bunları. «Bak bir kitap yayınlıyor. Ke mutlu.» Duçünüyorum da, o kuşal^.n bir bölumunun edebtyata yaklaşımı hep derin bir sevecenlikle olmuştur. Kendi lükâyelerini. şürlerini. romanlannı, ya7.ılarını yazarlarken de, başkaiannm yazılanna eğilirierken de. Bir defasında yazmışUm. Yinelemekts ae sakmca van Oktay Akbal. Behcet Necatigil. Salâiı Birsel. Necati Cumalı. Orhan Hançerlioğlu, Sabahattin Kudret Aksal kuşagn hem edebiyatı sevmiş. hem de özgun edebiyat ürunleri koymuşlardır ortaya. Çimdi, bunca yıl sonra, Akbal'ın rornanı «Garipler Sokaftı»nm. bir Martin du Gard romanı düzeyinde oldugunu nedsn, söyleyetneyeyim. Bu edebiyat adam lan, özgün yazarlan da sevmekte, anlamakta yanşülar: Sait Faik'i. Nurullah Ataç'ı, Orhan Kemal'in bikayelerini... Onlar. özgün edebiyat yapıtlannın niteliklerı üzerine eğllmeselerdi. kültur ve yazın adına sözde politikalann oluşturulduğu. bu yaratışa göru kapalı ortamda hiçbir değerli yapıt küçuk bir yansıma da bulamayacaktı. Hâlâ yjcıp. söylemiyorlar nu? Orhan Veli. Melih Cevdet, Oktay Rıfat üçlusunüa. kurduklan şiirin özgün nitelikleri üzerlnde duracaklan yerde. sadece ve sadece bu şairlerin sözde politüıa ve iş ilişkilerini, onlan karalamak İçin durmadan öne sürmüyorlar mı? Önemli olan bunlar mıdır. yoksa Garip üçlüsünün Türk şiirinde yaratügı büyük değişme, düşünceyi demokratlaştırma, dil. imge düzeni, şiirsel dünyalar mıdır? Biliyorum düsüncenin demokratlaşmasuu lstemlyorlar geneî olarak. Onlara kalırsa. farklı bir feodal despotizmden. yeni bir despotizme geçmek gerek. Sol sanılan bir despotizme. Bu arada düşuncenin de demokratlaşmaması gerek. Sosyalizme varmanın yolunun demokrasiden geçtiği düşüncesi onlann duşüncesi değil. Düşünceyi, yaşamı demokratikleş.tirmeden, toplumu da demokratikleştirmenin elde olmadığı düşüncesi onlara özgü bir duşunce biçiml degil. Bütün ilişkilerimizi demokratikleşünneliyiz oysa. en özel ilişkilerimizi bile. S &Cunnhuriyet)) 11 EYLÜL 1930 RADYO TRT I 05.50 .Vtfı$ ve program. P5.05 Ezgl kervans. 05JO Şarkılaı vs oyun havaian. 06.00 Kısa naberler 06.Ü2 Bölgesel yay.r.. 06.30 Köye haberler. 06.40 Günaytiıa. (H.30 Habeler. 07.40 Günün içinden. 1C.0O Kıa» baberler. 10.02 Arkası yarın 10.23 Bölgesel ysym ve rBkiaml3T. 11.03 Hatlf muzik. 11.20 §arkılaı. lt.40 Türkuler. 12.00 Kıa haberlsr. 12.05 Reklamlar. 12.10 Ogle Üzert. 12.55 IZekiaaıiar ve radyo IV program hajerlen. 13.00 Haberler. 13.15 Sas eserSeri. 13 3ü Böleecel yayın »Î reklamlar. 14.30 Dağarcıgun'ttian 15.00 Kıss naberler. 15.05 ijarkılar. 15SS) Blrimlzin öerd:. 15.» Hafli muzlk. 16.00 Kiüa haberler. 16.05 Türkuler 16.M Sarkilar Î6.45 Barok mlmjt. 17.00 Olay'.ann içtnden. 17.30 Türku deîtert. 18.öO Kısa haber ler. 1305 Çocuk babçesi. 18.C0 Haîtanm çoaik şarkıs:. 1813 Bölgesel yayın. 19.00 . 01.00 TRT II iie ortei y&yın. 19.00 Haberier 19.3Û Haîil rr.üak. 50.00 Köy dafarcığı. 2030 Dost lar beni hatırlasın. 20.40 Dia re ahlak koauşması. 21.00 Kısa baber'.er. 2!.C2 Radyo ÖyaîrCH su 22 00 Kjsa üaberler. "22.OS TBMM saati 23.25 Türküier. 22.40 Şartoîar. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içtaden. U0.55 GünJn h£ber!ertnden öıetler 01.00 Proşram ve kapanıs. 0105 05.00 Gece yana. 07.M AçıUş ve program. 07 ft» Solisüer'len seçmeler. 07.30 Haberler. 07.40 Türkuler. 08.CO Gun başuyc: 0S uu tjarciar. 09.15 Romanımıaia Kurtulu» Kavaşı. 09.30 Sabart konsert. 10.00 Her teMen 10.30 Vaşadık ça. 10.50 Şarkılar ve ssz soloİan. U20 Iılrküler. 11.40 U« öşretim 12.00 Hafil müzüs tanatçısı söylüyor. 12.20 garkıjar. 12.35 Tttrk düjün gelenekleri. 13 00 Haberler. 13.15 Halif müz!i£ 13.30 üsirtldar muslki r * mıyeti. 14.00 Vuntaa aesle.. H.30 İki sollstten şarkılar. 1510 K'jtl! rrüzik. 15.30 Barok müıık. 16.00 Şarkılar. 16.20 Arkis: yann. 16.4ü T&rküler. 17.i>0 Oiaylann içinden. l".3O Küçük konser. 18.00 Bir dtlden blr wltien 1820 Hikmefln yeri 18.50 Hafif müzik. 19.00 01.00 TRT I Ue ortak yayın. TELEVIZYOIM 19.00 HABERLER 19.03 19.30 HEİDİ HAFTANIN ŞARKIS1 istanbu'! Radyosu Çocuk Korosu söz ve rrüziğî Cenan Akın'a ait oian «Bchar Geldi» ad!ı sarkıyı seslendiriyor. FETHİ BEY'İN İZMİR'E GELMESİNDEN SONRA DLAY ÇIKARANLARDAN 50'Sİ YAKALANDl 12 KİSİ TEVKİF EDİLDİ trmfr, 10 (Hnsa*ı Mnhamr) i'etnl Bey saat onda oto (Crezin ıle Aydırı'dan Re=adive'ye sid^rek oradaii sooperatlfîı»n gezdi. Izaiıat aidı. Ksndisıne b^irada ouietler veriîdi. Izmir gaeetelerinin verdifi bügiye Eöre Fethi Bey'e Izjnir'dea fonra nereye gtreceÇi ÜahiHye Vçkaleunin firvrlyle tzıalr Polis Müdürü Ömer Bey tarafından teiefonla soruimuştur. Fethj Bey bıona cevap verroemlş, bunun Ozerina Jandann» Komutaaı oteie pderei ayni ncayı tekrarlamıştır. Fethi Bey serbest seyah3t hakfcna maliis bulundugucu, nereye isterse oraya gidebi\ece*înj söylemlş, bu seyahat serbestislai tahdlt eden bir vaziyet olup olmadigının ve buna alaoaŞı cevap fizerine vazlyet) uıyln edeceîinl. hiç Mraseyi seyahattadfin 63berdar etmeye mecbur bulunmatiıgînı üave ettniştlr. Fethi Bey'in İımlr'e gelmesinden bu yana İzmlr'öe grev yapaıüarüan, BaşveMl'in resmtaı ysrtıp çlŞneyeniercen, Ansdoîu Ga«etesinl, HalS Pırkasını taşlıyanlardan 50 kişl yaialsnıp Adüyeye niîHr, Bunlsnn on ü i tanesl tevkif edilmlş, digerîeri taiüiye 19.35 19.55 YAŞAYAN EDEBİYATÇILAR: «SABAHATTtN KUDRET AKSAL» HOLMES VE YOYO TRT İSMET PAŞA H2. $ebrimln]e bulucmakta olaa Başveül İşmet Psşa Hı. saat 10.45'de Haydarpaça'daa kalkan hususı blr trenle Ankara"ya kalelcet etmişlerdır. Başvekll Hz. çok hararetu bir çefcüde VB muazjam blr şskllde uğurlanmıştır. "Irea hareîîet ettiğt vaiüt gertla toplanan halk «yaşa» nldalanyla kendüerinı selaralaımşiardır İsmet Pa^a tren hareket ederken gelenlert penceredea selamlanuşur. TRT II 07.00 AÇiliş "e prograîn. 07.02 Güne öaşiarken. Od.00 Bando müıiğl. 08.15 Sabah konsert. 09.00 Tttrkçe haberler. 09 03 Küçük konser. 09.30 Al Dlmeol» çalıyor. 10.00 Çeşitll sololar. 10.30 Ritrn ve meloöi 11.00 6 ? l«ye dogru 12.00 Türkçe haüer ler. 12.03 İngilizee r^berler. 12.06 Fraasızca baberter. 12.09 Sizin için se$tiklerimlz. 13.ı<0 Konser saari. 14.50 C&z müzljt. 15.00 Günün konseri. 16.00 Müj'.k dünyasmdan. IT.rıo Törkçe kaberler. 17.03 İngüızee haberler. 17.06 Fransızca haberler. 17.09 Sizler için U.O0 Gençle?le müîik. 19 00 Btr konssr. 20.30 Caz tnüzigl, 21.00 Büyük eserler. 22.00 lürkçe haberler. 23.03 İngüizce haberîer. 23.Ü8 TTansiîea haberleî Î2.09 Gecenin getirdikleri. 23.00 Perşemt» konseri. 24.00 Gece VB müıik. 01.00 Program ve kapanı«. m Dizinın tRshineler» başlığryla yayınlanacak olan bölümun do sabıkalı bir banka soyguncusu olan Eric Khayle'yl yakaiamaklc göreviendirilen Holrnes ve Yoyo soyguncunun California Bankası'nın bir şubesinde cal;şan Patty il» dostluk kurduğunu öğrenirler. Eric'i yakalamak icin Patty'nin evine baskın yaparlar, hic kimseyi bulamadıkları gibi Patty bu isimde birini tanımadığını söyler. 20.30 21.20 HABERLER VE HAVA DURÜMU NURSAL ÜNSAL CANEVİ SÖYLÜYOR Turk Sanat Müzlğl programında ekrana gelecek olan krr,ir Radyosu solistlerinden Nursai Ünsai Canevl şu şarkıları söyluyof; fHülyamı saran hareli bir clM (jöze daidım», tAkşam Dönüşü Gectim O Esrarlı Bağından», «Ettiğin cevri büe kendime nirnet biîirirn». eHer gec» vollarda gözledim seni», «Elâ gözlü naz'ı düber seni senden cekinirim». «Körtezde okşam». Kasaba dışında o§!u ile biriikte yaşayan Achllle odıts daki avcı kasabaya gidip gelirken gördüğü Sara ile evlenmek amacmdadır. Bu düşüncesln! Sara'ya oçma gereğini büe duymaz. Bir gün okulda öğrencüerinin gözü önünde genc kadını kacırır. Achllle'nîn oğlu evde başka birinin vorlığından rahatsız olmuştur, Sara'ya, k.açnHJS< icin yardımcı oiacağını söyler, 21.45 SARA HEM NALINA HEM MIHINA MİDESİNDEN DEOİL CİĞERİNDEN Tenl çıkan bir gazete Cevdet Kertm Bey'e hueuın edlyor ve bn îatın Halk Fırkasına mldesinden bagh olduguna söylüyor. Dün Cevdet Kertm Beyo tesaduf ettim. Bu söze şu cevaö» verdl: ?Ben Hallj Fıriasına miâernden tleSil, «gerimdeo bağmrnn. Harplerde saplanan ve hâlft sıziayan kurşunlarla deiü: deşilt oll BULMACA TUKARIDAN AŞAĞITA : 1 Siair durumu Ki?!nln organlarmın büyük bir bölürmin^in çalîşmasırü durdumi&sı r:« âeniyle gırtierı bedensel bai. i Kuiagı taii&tsız eden kciirae veya hecelerin bir araya raslamasından meydans gelen kötıl se3. 3 Eski Mısır taarılarından Kanşık renkll. 4 Piyat Tersi bir kadın a<ü. 5 Çayın renk ve kokusunu alrna 51 baU Tersi yatagın metsl Iskeleü. « Emirlere. taHmav lar» uyrca Tersj bir nıv»n*^ yabaca dlldetı kısaltılnu^ı. 7 Büyük tutkuyl» sevme 8 Bit likıe, beraberoe Kimyada rcollMenin simge(H Kimyada sodyumun süngest 9 Tanm araçlanndan. OCNKÜ BULMACANıM ÇÖZÜMC SOLDAN SAĞA : 1 Tuccell. S Ura roneT. 3 lartaK. 4 Ckal» ya. ö Kinaye S B ! K£l. 7 Aztek Sel. 8 CSa 22.30 HABER PROGRAMI TRT Haber Merkezi'nin hazırladıği, istanbui ve C^nokkale Boğaziannm önemine ilişkirv dizinin birtnci bölömu yayınlanıyor. 23.30 HABERLER Helsinki'de limamndan ortadoks ve protestan yapısı kiliselerin göründüğü, Slav mlmart tara yapılann da bulunduğu bu Kuzey kentinde durmadan yagmur yağıyordu. Klaus Kurki adlı, geleneksel, küçuk, ama ufak kentin merkezinde olan otelde. çatı katındakı odada vakit geçirirken de ansıdıgım hep bu şiirlerdl. Açagıya, cadde üzerindeki otel kahvelokantasına indiğimde, caddeden tranvaylar geçiyordu. Köşeyi dönerken gıcırdıyordular. Eski İstanbul'un düşsel tranvayları gibi Hilmi Yavuz'la. eski Beyazıt Alanında dolaşırken. o bana durmadau Necati Cumah'mn bir şiirini okurdu: «O zamanlar ben her gün Vapurlan karşüamaya giderdim İstasyonlarda dolaşırdım Tren saatlerinde. Vaktiml parklarda, Caddelerde geçirirdln Ah. nerden bileyim? Yeni bir aşktan önce dolaşıldıgım Böyle yerlerde.» Salâh Birsel'in yazısı daha çok yazıdan. başka yazılardan geliyor. Ama Sabahattin Kudret Aksal'ın Cumah'nm. Akbal'ın... yazılan hayattan, yaşamdan geliyor. Ortaklaşa yaşamdan değil, daha çok öznel bir yaşamdan. Yaşamdan gelmeyen bir yazının kahcılıgmdan kuşkuluyum. İşte 1984 yılı yaklaşıyor. George Orwell"in «1984» adh romanı, o yü gelince, yeniöen gözden gecirilecek mi? O romanin kurgusal dünyası gerçekleşmedi. Tersine. insanlık. daha bir özgürlüğe dogru yolalmak ister oîdu. Elbette, yazında kurgusal dünyanın da, bilim kurgunun öne sürdüklerinin de gerçekleşip gerçekleşmemesi önemli değildir. Önemii olan yapıtm yazmsal nitelikleridir. Ama, diyeceğim, başka bir şey: yaşamdan beslenmetniş, kurgu, gününde ne değin özgün görunürse görünsün, bir süre sonra ilgi çekici olmaktan çıkacaktır. Edgar Allan Poe'nun olağanüstü hikâyeleri. taşıdıklan saglam. dışlaşmış, somut yapılanyla ne değin kurgusal olurlarsa olsunlar, öyle sanıyorum ki. şairin öznel korkularından, kaygılanndan. bilinçalU yükünden temel motifler taşıyorlar. Orvell'in kurgusal dünyası kalıa bir dünya değildir. Çunku yaçamdan, öznel yaşamdan beslenmemiştir. Kafka'nın fantastik dünyasıysa kalıcı bir dünya. Yazannın öz nelliğinden beslenmiştir çünkü. Çağınm korinılannı yansıtan bir öznellikten. Bizden önceki bu yazarlann yapıtlannın yaçaradan beslenmiş olmaîannı btr erdem sayıyorum. Geîecek kuşaklann eline de ulaşacak yapıtlardır bunlar. GununjÜ2de eleştlrl, o dönemtn, uçlan bugun de süren bu edebiyatı yerli yerine oturtmuş değildir. Oysa, eleştirmenin başka bir dunya göruşünün temsilcisi de olsa yazında varolanı yerli yerine koyması gereklr. Ama gunümüzde edebiyat adına, o kadar çok işe yaramaz klişelerin gürültüsü yapümaktadır ki, bu gürültu içinde, gerçekten iyi olan şiirin. hlkâyenin, romanin sesi, ancak güçlükle, duyulur gibi olmaktadır. Bazen de hiç duyulmamaktadır. Eleştiri, Can Yücel'in şiirinde olan, siyasal hiciv ve humour"dan ötedekj nitelikleri görmek istememektedir. Oysa onun şiiri de, sırasmda zihnin ve imge gücünün derin verileriyle doludur. ŞARKTA VAZİMET Ankara 10 tTelefon!a> 4Şn ds$ınd& çevtnne tnrekatmm tamamen daralrnıştır. Asiler İrsn bududu da dahîl heı taraîtan çavrllmiştîr Asiler arkalannda yüzlarce ölü birakarak eetümeitedirler. HareSaun bir kac gün içrads tamanıen blöBMİ beilea5OLDAM SAĞA 1 1 Blr bankamc başKft ot: bankaya blr klrnse İçin açurdıgı belU bir Itlbar hesabı. i Muüuluk. 3 Bir renk G?çid olarak va da herhangl m; şeye karşüık olarftk btr yere e$ya bırakm» 4 Avrupa'n>n büyük ve verimll ovalanndaıv 5 Müzikte blr nota Tayin etme, 6 Zor olsmyan &nl tiarbe, bir konunun aniâen ortaya çtkraas) nedeniyle girilen rub durnmu 7 Tarrur «traek. 6 MOzikte btr oota İmdat simgesi Tersl görür.en cephe. 9 Bir syptin çalışro» sıaı yönlendjreo cüzenekler. «Yaşayan Edebiyatçılar»da Sabahattin Kudret Aksal yer alıyor Eleştirmen Doğan Hızlcn bu hafta gunömOz şc!r v» yazarlorından Sabahattin Kudret Aksal ile söyleşi yapıyor. 1943 yılmda İstanbui Ûnivsrsitesi Edebiyat Fakültesl Falsefe Bölümü'nü bitlren Aksal'ın iik şiiri Vartık dergisinde çıkmıştır. Sür kltaplcrı: Şarkılı Kahve (19441953). Gün Işığı (1953), Duru Gok (1958), Elinle (1952), Bir Sabah Uyanmak (1S62), Eşik (1970). Cizgi (1976), Hlkâye kitapları: Gazoz Ağacı (1954). Yaralı Hayvan (1956). Oyunları: Şakacı (1952), Bir Odada 0c Ayno (1956), Ters*ne Dönen Şemsiye (1958), Kahveds Senük Vor (1966). Kıral Oşümesi (1970). Bunlardan Gazoz Ağacı 1955 Sait Faik Hikâye, Yaralı Hayvan Türk Dil Kurumu 1957 Sonot Armağanı'nı kazandı. Kahvede Şenlik Var ile da 1965/1966 Tryotro yıltnın en tyi oyun yazon *ec»dl OYTUN TURFANDA: «SANATÇIY1M, HER YERDE ÇAL.ŞABİL.RİM» İstanbui Devlet Opetxı ve Bctesei Mudürü Okan Demlriş ile farklı sanot anlayışı lcinde bulundukların, belirterek BaşkoreograflıK ve Yönetmenlik gö revinden Istifa eden Oytun Tur fanda. cBen sanatcıyım, yeni şeyler öğrenmek. eanatımı 1 terletmek içln her yerde calı$abiilr;m.> demiştir. Koreografislnin hazırladığ» blr özel oyunun Ceşme'dekl tumesi Içln Opera'dan izin ve rilmercecini kınayan Turfanda, sanatcılanna yaz taWl sırasmda takımlan bu tovnn gecerli hic blr neden» yoktur. Sayın Demlriş İle görevo başladığından bu yana aromızda ceşitll konularda anlasmaziıklar çıkmıştır. Görduğüm o W operada tum yeîkllilerln yalntz ca kendisinde toplonmasım \» tlyor.ı bicimlnde konuşmuştur. Oytun Turfanda 1978 ocak ayındon bu yana istanbui Dev iet Opera ve Balesi'nde görev yapmaktaydı. RESADİYE'LÎ BİR ÇOCUĞUN FETHİ BEY'E SÖYLEDİKLERİ yla, yalmayak sM görmeye koşan köylünün seta* let) haiine bak. Halbukl devlet HazinesSıün serveü köylüiiön bayatıdır. Bîz. köylüler sefalet içinde bırakılınakla blnayl devlet payidar olarcıa tstikbaiimiz. senin pro^ıanundır Köylümüza gözlerîtün önüne getirmenizi rica ederiz.» MCHACtB Yazan: Fazlı Neclp An muhacirlüt sahnelert ve... Cnmartesl günflnden itibareD ÎUna. 9 UdTA Asit. TITKARIDAN AŞAĞITA s 1 Tuiurnbacı. 2 Clafc KiD. 3 nunaK T a r * A l l » 5 Erkan Kl. « 10 Al T». 7 Jnh»Y 81«. 8 Temerd. 9 Etnm üaT.