Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İKİ CUT.IHURIYET 11 EYLUL 1980 Türkiye isrf ?""*' Vıd^Ti tazmlnatı 44 yıi once çıkanıan 3008 sayüı İs Yasasıyla elde etmiştir. DİSK'in öncülüğünde nnıf v» kitle sendikacılığının verdiği mücadeleyle bu hak bugunkü asamaya vannıştır. Kıdem tazminatı günümüz Türkiye'slnde. işçiler yaranna, hiç de küçümsenmeyeeek birçok önemli lşlev görmektedir. Kıdem taznünatının bu Işlevlerirün başlıcalan şunlordır: Kıdem tazminatınm işverene getlrdiği mali yuk, Sşveraıin smıraız işten çıkarma yetkislni sınırlamaktadır. Bu durum tşçiler açısından dolayh bir «iş güvencesi» sağlamaktadır. Bu güvence aytu zamemda sendikal hareketin früçlenmesine de katkıda buİunmaktadır. Kıdem tazminatı «işsizük sigor tası» boşluğunu da kısmen dolduran bir kurumdur. İşten çıkarılan işçi aldığı tazminat ile. yeol bir iş buluncaya dek geçiminl •aglamakta ve işsizliğin sakmcalannı belli oranda hafifletmektedir. Kıdem tazminatı hakkı, işverence el konan, ödenmeyen ücretin bir bölumunun daha, gecikerek de olsa geri alınmasma olanak vermektedir. Sosyal güvenligin yetersiz ve düzensiz olduğu bu filkemizde bu tazminat aynı zamanda ek bir sosyal guvenlik olanağıdır. S1N1RLAMA ÇABALAR1 Ekonomik, demokratik ve poliük işlevlert böylesine gelişen kıdem tazminatı kurumu, işverenlerl rahatsız etmeye başlamıştır. İşverenler; ödedikleri kıdem tazminatma nicel sınır getirmek. tazminatın işlevlerini budamak ve en önemlisi sendikal harekete bir darbe vurmak için siyasal iktidarlardan sürekli istemlerde buluırmuşl&rdır. Bvmlardan. konumuzla ilgili ve önemli olanlanndan birisi 4.7.1975 gün ve 1927 sayıh yasayla 1475 sayıh İş Yasastnın 14. maddesinde yapılan değişikliktir. Bu değişiklikle. ödenecek kıdem tazminatınm tavanı asgari ücrete bagım h kıhnarak sınırlanmış ve kıdem tazminatınm devletçe kurulacak bir FON tarafından odenmesi öngörulmüştur. Kıdem tazminatına tavan sının getiren hüküm Anayasa Mahkemesinin 23.1.1979 gun ve E. 978/14 sayıh karanyla iptal edilmiştir. Bunun üzerine siyasal iktidar, bugüne dek hep tasan düzeyinde kalan. FON konusunu yeniden ve kararh şekilde gündeme getirmiştir. «Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasansı» adı altmda Çalışrıa Bakanlıgı'nca hazırlanan bu son tasan acaba neler getirmektedir, bu girişimin altmda yatan niyetier nelerdir? Bu konuda tasannın hükümlerinl irdeleyerek gerçek niyetleri sergilemeye çalışacağım. İSVERENİN YÜKÜNÜ DEVLETB AKTARMAR 1 Kıdem tazminatlannın ödenmesinl guvence altına alma gerekçesiyle Çalışma Bakanhgma baglı FON KUR» adı altında bir örgut oluşturulmakta ve kıdem tazminatlannın ödenmesinde yetki ve sorumluluk bu kuruma bırakılmaktadır. Yani, işçilere karşı kıdem tazminatınm sorumlusu. borçlusu işverenin yerine devlet olmaktadır. Tasannın 4 1 5 . maddelerine göre Işveren her bir lşçinin bir ayhk ücret ve sosyal haklannın % 10'unu anılan FON'a yatıracak ve zamam olaylar ve görüşler Kıdem Tazminatı Fon'u Tasarısı Musa ÖZDEMİR Sayıştoy Uzman Donotçisl geldiginde işclnln kıdem tazmlnatmı bu FON ödeyecektir. (Tasarı madde 1) FON'un kuruluş sermayesi olarak bir defaya mahsus olmak üzere devlet butçesinden 5 milyar lira tutarında karşıhksız yardım yapılacaktır. (Tasan Geçici Madde 2). Görulüyor ki kıdem tazminatını devlet guvencesi altına alma gerekçesi bir aldatmaca olup aslında işverenlerin kıdem tazminatı yükü hafîfletilmekte, hatta bazı hallerde tümden kaldrnlmaktadır. Işverenin kıdem tazminatı yükünün nasıl hafifletildiğınin somut bir örnekle açıklanması yararh olacaktır. Sos yal haklar dahil. bugünkü brüt gunluk yevmiyesi 500 lira olan, her yıl gunlük ücretine 100 lira zam alan ve 15 yıl sonra yaşülık nedeniyle emekliye aynlan bir ışçiye FON (15 yıl sonraki yevmiye 1800 X kıdem tazminatma esas gün sayısı 30 X hizmet yılı 15 formülü ile) 1900 X 30 X 15 = 855 000 lira civannda kıdem tazminatı ödeyecoktir. Bu işçi için işverenin FON'a ödedigl 15 yıllık primlerin toplamı ise 648.000 Ura civannda olacaktır. Örnekten de anlaşılacağı glbi PON*un ödeyeceği kıdem tazminatı ile işverenin ödemiş olacağı primler arasmda devlet aleyhine fark doğabilmektedir. İşverenlerin kıdem tazminatı borcunun bir bölümunü devlettn üstlenmesl şeklinde sonuçlanan bu durum, ekonomik erki elinde bulunduranlar devlet aygıtınm da sahibidirler kuramına uygundur. Ancak, bilinmelidir ki fonun ödeyeceği kıdem tazminatı ile işverenin ödemiş olduğu primler arasmdaJd fark devlet bütçesi gelirlerinden yani % 70'ini emekçilerin ödedigl vergilerden karşılanacaktır. Bir başka anlatımla. işverenin eksik ödedigl primler emekçilere ödetürilmiş olacaktır. Bütçeden konacak 5 milyar liralık karşılıksız yardım da, tazminat prim farkı da emekçilerin cebinden sinsice ve zorla almacaktır. tşte. kıdem tazminatimn devlet guvenceslne almması öyküsünün altındaki gerçeklerden biri budur. SÖZLEŞMELERİ CEÇERSİZ K1LMAK 2 Tasannın 6. maddesl kıdem tazminatma esas yevtmyenin hesaplanmasmda son üç yıhn ortalamasını esas alarak işçi aleyhlne büyük fark yaratan bir uygulama daha getirmektedir. Bu kadarla da kalmamakta, tasarı, ödenecek kıdem tazmınatı gün sayısını 30 ile sınırlamaktadır. Yani her hizmet yıh için azami 30 günlük tutarda tazminat verihnesini öngörmektedir. Böylece, ödenecek kıdem tazminatlan, bugüne oranla yandan fazla azaltdmaktadır. Çünkü bugün toplu iş sözleşmelerine konan hükümlerle her hizmet yıh için 6070 gün kıdem tazminatı ahnabilmektedir. Tasan, işte bu gün sayılannı 30'da dondurmaktadır. Tasanmn 6. maddesindeki bu hüküm hem işçilerin ekonomik haklarına hem de sendikal harekete önemli bir darbe vurmaktadır. MUNtS tŞÇtLER DÜŞLEYENLER. 3 Tasannın 1, 2 ve 35. maddeleriyle işverenin işten çıkarma hürriyetinin önündeki engeller kaldınbnakta, bazı hallerde işverenler kıdem tazminatınm tümünden kurtulmakta, kıdem tazminatının <iş guvencesi» ohna niteliği sona erdirilmektedir. Bilindigi gibi 1475/1927 sayıh yasanra 14. maddesi toplu iş sözleşmeleriyle genişletihniş, 1 hizmet yılını dolduran her işçi kıdem tazminatından yararlanmaya başlamıştır. Işverenlere küçümsenmeyecek mali külfet yükleyen bu uygulama, işverenin keyfi işten çıkarmalannı belli oranda frenîemeye başlamıştır. İşte FON Yasa Tasansı işçinin yaranna işverenin aleyhine olan bu durumu deglşürmek için bir hüküm getirmiştir. Emeklilik, malüllyet, yaşlılık, toptan ödemeye hak kazanma ve ölüm halleri dışında şu veya bu nedenle işten çıkan veya çıkanlan işçiye bundan böyle kıdem tazminatı ödenmeyecektir. Bu huküm sayesinde, bir işçinin iş aktini fesheden işveren hiçbir mali yükle karşılaşmayacağından (tazminat ödemeyeceğindenl smtrsız işten çıkarma hürriyetine sahip olacaktır. Bir başka anlatımla fon, sendikal örgütlenmeyi engellemekte bir araç olarak kuüanılmış fon. sendikal örgütlenmeyi engellemekte bir araç olarak kullanılmış olacaktır. Çünkü, işyerinde sendikal örgütlenmenin başladıgım sezen işveren Istediği işçilerin işlerine kolayca son verebilecek ör. örgüttenmeyi engelleyempdiği takcî'rde bu kez, sendikaların gırişuğı eylemlerde onculük, önderiik yapan işçilenn işten çıkarüması yoluna gidilecektir. Sendikalar bu güçlüklert aşıp, yeni haklarla toplu iş sözleşmelert imzalasalar dahi bu kez. sözleşmenin imzalanmasının peşinden beşer • onar işten çıkarmalar ve düşük ücretle yeni işçi almalar başlayacaktır. Özetlersek, kıdem tazminatının ödenebilecegi hallerin sınırlanması yoluyla işçiler açısmdan is guvencesi ortadan kaldınluken, sendikal örgütlenme engellenirken, işverenler sendikal eylemlere karşı sigortalanmış olacaktır. Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için emeklilikten başka şey düşünmemesi sağlanarak, işçiler köleleştirilmeye çalışılacaktır. tŞVERENE DtLEDtĞt GtBt DAVRANMA SERBESTLİĞ1 4 Tasan. işverenin sorumlulugunu salt FON'a prim ödemekle sınırlamaktadır. işverenin tüm yukümlülügü, her bir işçi için o işçinin sosyal haklar dahil brüt aylıgmm % 10'unu her ay FON'a yatırmak olacaktır. îşveren bu prim yükümlulüğünü yerine getirmese dahi FON işçinin kıdem tazminatını ödeyecektir. Bu durum işverenler için. çift kath ekmek kadayıfı örneği, tadına doyum olmayan bir olanaktır. îşverenler, FON'a olan prim borçlannı ödemeyerek bunlan ek bir finansman kaynağı olarak kullanacak, karlanna yeni kârlar katacaklardır. tşverenlerin Sosyal Sigortalar Kurumu'na olan borçlannın toplam 1520 milyar lira civannda olduğu dikkate ahnırsa FON'un gelecegini şimdiden bilmek kahinlik olmayacaktır. İşverenler kıdem tazminatı ödemekten kurtulurken, İşçiler hukuken hak kazandıklan kıdem tazminatlannı dahi alamayacaklardır. Bu durum kıdem hakkı tazminatının giderek kaldınlmasına dahi yol açabilecektir. SENDtKALARIN TEHÜKEÜ SVSKUNLÜĞU Kıdem tazminatı fonu toplu soziesme duzenini ciddi biçimde tebdit eden. sendikal örgütlenmede önemli gedikler acmaya yönelik, kısa dönemde işverenlerin kıdem tazminatı yükünu devlete aktaran, uzun dönemde bu hakkı tümden ortadan kaldırmayı amaçlayan bir tuzaktır. Ozülerek belirtmeliyiz ki. işverenlerin sürekli ve yogun çabalarına karşıhk işçi sendikalan yeterti duyarlılığı göstermemektedir. Kıdem tazminatı hakkınm işlevleri en geniş şekilde işçilere anlatılmalı. fonun kuruluşuna temelden karşı çıkılmahdır. Bu görevi tasannın parlamentoda görüşülmesi sırasına bırakmak onanmı olanaksız kusur olacaktır. Sınıf ve kitle sendikaahgınm gelişmesl, iş güvencesinin varhgı ile dogru orantılıdır. Kıdem tazminatı da ülkemizde iş güvencesinin önemli araçlanndan biridir. Bu olanagm ve hakkm teslimi elbette düşünülemez, ancak sendikalann bunca suskunluğu da sakıncalıdır. rülen CHP'lılerın «normal CHP* li olmadığını» (böylece, öldürul melerlnin normal ofduğunu mu anlatmaya calışıyordu?) ilerl süren lcişleri Bakanlan gördük. Yüzü maskell suçlulan poIıse rehber eden Vali ve Emnlyet Amırlenni ısrarla yerinde bırakan Hükümetler gördük. işte «son Türk devieti» böyle yıkılır. Devlet. soyut bir kovram değildir. Bürokrasisi, polisi. adliyesi, Meclis'l, Hükümefl, Cumhurbaşkanlığı ve yasal düzeni ile ışleyen somut bir mekanizmadır. Bu mekonizmamn bütün kurumlannı yıllar süren ısıarlı saldırılarla yıpratır ve ca lışamaz duruma getirirseniz, anarşiyl yaratmış olursunuz ve «son Turk devleti»nin yıkılmosındaki başlıca sorumluluğu omiizlarınızda taşırfiımz. Şiddet olaylanna kanşan hlc blr eylemcl. devletln yıpranrr.asına ve anarşlnin doğmastra bu kadar katkıda bulunamadı, bulunamazdı da... Türkiye'de şiddet, yukarıdan yaratılan anarşl içlnde yeşerip gelişmekte, gürbüzleşmektedir. Şiddetln durdurulması İcin, Fantom ucakları ve tank larla halkın üzerine saldırmak veya adli mekanizmayı keyfl bir biclmde calıştıracak yasal düzenlemeler peşinde koşmak hlo blr olumlu sonuc vermeyeceğl gibi, devlet kurumlarınm daha da ytpranmasıno yol açarok anarşiyi güclendlrecektir. Yapılması gereken İş, devlet adamhğı ciddiyeti ve sorumlulugu icinde, yıpranan devlet kurumlarınm yeniden güclendirilmesl ve düzenlenmesidir. Devlet icindeki anarşi durdukton sonra, sokaktaki şiddetin durması son derece bosif, kolay ve doğol bir sonuç olacaktır. işte bu noktada, sayın Elverdi'nin konuşması, devlet Vönetiminin eski tutumunu daha da ilen götürerek aürdürdüğünu göstermesi bakımından son derece endişe vericidir. Tüm dev let mekanizması icinde yıpranmadan ayakta kalabilmlş tek kurum Türk Silahlı Kuvvetlerldir. Yıllardır toplumda sürdürulen cepheleşme styasetlnin, devlet kurumları icinde tasfiyeler ve sürgünlerle somutloştığını gördük «Normalanormal CHP'li» ayrımından sonra, şimdi de, «çürük yumurto olan • çürük yumurta olmayan subayı ayrımı ile ayakta kalan son kurum da mı cepheleştirilmek ve çökertîlmek isteniyor? Bu zlhniyet böyle sürüp giderse, «son Türk devieti» nl ne erken secim, ne gec secim, ne Fantom ucaklan, ne de tanklar kurtarabilir, İktldar hırsı İle toplumu bu duruma geti^en kişiler, kendi yarattıkları cöküntünün altında kendilerlnin de kalabüeceğinl olsun düşünemlyorlar mı? «Başbuğ»a dfyor Alpay KABACALI göre t sağ terör I Siyasal partiler arasındaV"? catışma, fiunlarilan bM rlnln liderıne gore, thoroz dövüşü»nü andırmaktadır. Bi r başkasının anlatımına göre İse. belırli bir azınlık sahada kavgalı dövuşlü, tatsız tuzsuz, sıkıcı ve sabır taşırıcı blr maç yapmaktadır. İkj lider de hakiı! Sağcı bosın ise kendısıni bu kısır döngü oyununa kaptırmış cocuklar gibi; bu kavgalı dövüşlu ortamın tehllkel! oyununa... Sanki herşey oyunda kazanılacak puana bağlı, gözler başka bir şey görrrüyor. Bunun icindir kl Dışışleri Bakanının gensoruyla düşürulmesinl bir türlü hazmedemiyor, yaylım ateşi sürdürüyorlar. Bu köşeye kabak tadı veren böylesi kısır cekişmelerl yansttmaktansa biraz olsun değişik (?) konular arıyoruz. Ama dönüp dolaşıp aynı yollara, örneğin «komando kamplarnna çıkıyonjz! # «SAĞ TERÖR» NEYMÎŞ? Alporslon Türkeş'in «Türklye'de terör, bölOculük ve demokrasl» genel başlığını taşıyan bir dızi yazısı yayımlanıyor HERGÜN'de. Bunlardan birinde Türkeş Beg «Sağ teröne değiniyorl «12 Mort'tan sonraki devrede terörün tedricen tırmanrraya başlaması. Milliyetci Partiler koalısyonu döneminde görülmüştür. Ecevit, komünistler ve bölücüler yeni hükümetl tfaşist» ilan etmişlerdir. Böylece 12 Mart'tan sonrokl komünist stratejisinin siyasl ve pslkolojlk zemlnl hazırlanmıştır. (...) Ecevit. <aşizm yaygarasıyla ve MHP'yl müşahhas hedef göstererek bütün solu ve bölücülüğü lcine alan bir geniş cephe uygulama çabasındoydı. Komünist ve bölücüler de oynı taktiğl güdüyorlardı. (...) Mrlliyetciler bir yandan öldürülüyor, diğer yandan do CHP'nin tarihi ağırl»ğmı kullanan Ecevit torafından ağır ve manev( tazyik altına atmmak ısteniyordu. «Foşızme 6lüm» naraları silahlı örgütlerce dırektlfler hallnde yaygınlaştınlırken, Ecevit de nilliyetcilerl foşist ilan etmekle silahlı terör Istikametinde kışkırtıcı blr politika taklp edlyordu. işte «sağ terör» denilen olaylar, böyle bir ortamın mahsu'üdür.» # KOMANDO KAMPLARI... Fantomlu Anarşist «Başbuğ», ilk kez «sağ terönden söz ediyor ve cümleleri her türlü yoruma açık. Yozısınm biraz yukorısında ise, «Sağ terör iddiasının omaclarını ve gercekle ne dereceye kadar llgill olduğunu, bununlo neyin kastedildiğinl izaha çecmeden önce tkamp yaygarasını oydınlatmayı» yarartı buluyor. Diyor ki: c1969 seclmlerlnden h« men sonra merhum Abdl ipekcl. siyasl liderlerle bir serl mulokat yapmış, bana, diğer sorularından başka. bu meseleyle llgill sorular da sormuştu. (...) Temel llkemlzi böylece onlattıktan sonra, hasımlarımızın «komando karrp ları» dedikleri çalışmalann. gencliğl kötü alıskanlıklarından kurtarmak, kultür l'glsı meydona getırmek, milli konularda ve komünlzme karşı şuurlandırmaktan ibaret olduğunu belirtmiştlm. Zaten siyasl omacımız da ruh ve beden sağ lığına sahip nesiller yetiştirmektir. OKTAY AKBAL EVET HAYIR Herşey üm «TürKiye'nln güçlü yanlan vordır. Turkiye'nin ıstırop yeteneğı sınırsız gıbi görünmektedır. Türkler dunyonın en koderine razı ulusuciun dıye yazmış ingiltere'nin ünlü Qazetesi «Financlal Times»... Güçlü yanımız, sınır8iz acı çekebılme ve yozgıyaboyun eğme!... Iyl bir şey mi, yoksa beterin beteri mi, sonınm övünülecek bir van değıl bu uygar bir insan icln, çoğdoş toplumun bireyl İçin utanılacok bir durum...• •k Sorunlar dağ gibi yığılmış. Birl bile cözümlenrneden ücü beşı ekienıyor. Her gun on beş yirml yurttaş teröre kurbon gıdıyor. Bunlar bilinenler, ya bılinmeyenler?. Bir kanıksama, bir bıkkınlık. bezgmlik. yorgunluk. «ne olocaksa olsun» dıyen bir umursomazlık ıçlr.de yuvorlanan toplum... Açıyorsunuz renkü basını. Daş sayfaöa yarı erkekyan kadm bir şarkıcının serüvenlerı: Yok göğuslerini göstermış, karakola götürülmüş. ovukatı «müvekkilim henuz erkektır, erkekların goğsünü göstermeleri ayıp değıldir» diyes'ymiş, bayanbay şarkıcı İse «askım düştü, göğsüm top gib) fırladı» dlye basıyormuş kahkahayı... Bir partinın öncie gelen bir milletvekili sevgılislyle bir deniz kıyısına gıtmış, bu yuzden kıyamel kopmuş partisinde, odomcağtz üstlendıği görevden cyrılmiş, tpartisinin en ufak bir zarar görmemesi9 icin kendlni tîeda etmiş!...» • öte yondan, Dunyo Bankosı osgart ücretin duşük olmosını istemiş! Biz tstedığımız kadar «asgari ücret yükseltilsin» diyelim, el oğlu Amerika'dan fetva veriyor: tTurkiye'de ücretler öbur azgelışmiş ulkelerde o'duğu gibi mantık dışı yüksektır.ı Yaşam koşuUannın günden güne yurttaşı dar boğazlaro soktuğu bir dönemde Dünya Bankası elırnızdeki avucumuzdakini de almaya çalışıyor. Daha az ücret alacaksınız, daha az yiyeceksiniz. daha cok acı, ıstırop, yoksulluk çekeceksiniz, dıvor. eFinanciol Times» «sınırsız acı çekebilme yeleneğimizsden övgüyls söz ettiğine göre asgari ücretin sının da daho oşağı düzeye inebilir!... • Her işimlz bir kargaşalık ıçinde... Elli binl oşkm AVcdemi öğrencisi, yüzbinleri bulan onababa bir panik havasında yaşıyor şu günierde. Akademi'lerle Üniversiteier arasındakı cekişme kaygı verici boyutlara ulaşmış durumda... Öğrenciler sınavla kazandıklan Akademilerin. faküitelerine ya da yüksek okullarına giremiyor, bu okullarda sınavlar yapılamıyor, Akodemitenn sorumlulan «bu yıl öğretim yapmoyacağtz» diyorlar. Kryamet kopuyor, onolar batxjlar nereye. kıme başvuracaklannı soşınyorkır. • Bir emekli oskerin mektubu: «All Poşa Bulgor muhociridir. Kuleli askerl lisesınde iken hiç bir orkadoşı olmoyan sevimsiz bir kişiydi. Şlmdi de öyledir» diye baslıyor... Eski Genelkurmay Başkanına «et kafa» diyebilen bu AP Miüetvekilinin eski serüvenlerini bilir mivdiniz? Bu emekli asker okurumun mektubunu birlikte okuyalım en tyisi: «3u Ali paşa denilen sevimsiz kişı 1963 yılında fleno bir kurmay binbaşıydı. Ankara'da Kızılay'daM Gima Mağazası karşısında AP Genel Merkezi vordı. 1963 yılında ha!k şahlanmış AP Genel Merkezini tahrip ediyor du. Halkın baştnda genç kurmoy binbaşı All Etverdl vardı. İşte o gün Sülevmon Bey de şapkasını alıp arka kapıdan kaçmıştı.» Sonra halkın önüne duşen EJverdi Rüzoarlı Sokaktaki Zafer Gazetesine de gltmiş. tabelayi Indirenlerin ön safmda yer olmış ...«Böyle bir kişlnin AP sofîarında nasıl yer aldığına hayret ediyorum» diyor okurum. • Şoşkmlık aşamosmı geride btrakmodık mı? Ben or' tık htç bir şeye şaşmıyorum. Bir karmakarışıktık tcinde yüzüyoruz hep birlikts, bir anlamstzlık, bir düşmanca budoialık, çılgmca bir esriklik denhinde... tnsan hangl birirtl yazacağtm. hangl sorunu; konuyu ele alocağını bllmiyor. Her şey birbiri Içlnde, blrblrtne girmlş, kördüğüm oimüş. O kılıc «Jo yok ortada. honi Gordlyum'u keslp oton o masa! kılıeı, o güçlü el, o billncll kafo, o devrlmc) Inonç... 18 oğustos tarlhll gazetelerde. AP milletveklH ve 28. Tümen esk! Komutanı Tümgenaral Sayın Ali Elverdl'nin blr ko nuşması yayınlondı. Sayın Elverdi, şiddet eylemcilerıne kar şı fantom uçaklanm. zırhlı arcçları kullanrrayı öneriyor, elde silah komünistlerl oldurmek gerektiğini söylüyor, bazı üst rütbell subayların tçürük yumurta» olduğunu beürtiyordu Bu sözleri ile, sayın Elverdl, «son Türk devleti»ni vık mayo yönelik anorşik eylemiere b!r yenisinl daha eklemiş oluyordu. Günlük siyasat yaşomımtz* da, «anarşi ve şiddet (ya da terör)» eş anlamlı sözcükler cj bl kullanılıyor. Oysa bunlar eş anlamh değildir. «Anarşlzm», devletln tümüyle ortadan kalkmasını, ilkel • komunol blr ya samın baslt ve dcyurucu olduğu düşünülen sökin ortamma dönülmesini savunan görüştür. Anarşlstler, llke olarak devlete düşmandır, devletin yıkılrrasmı ister. Bu omaçlo fld det eylemlerine başvuran anarslstler olduğu gibi, barısct pastfist yollarla bu omaca ulaşılablleceğinl savunanlar da vardır. öte yandan, şiddet eylemcilerl de devletl yıkmak İster, fakat amaclan. yıkılon devletin verlne bir yenisinl kurmoktır. Ö'kemlzds Izlediğimlz ştddet oiaylarına katılanların hlc blrısl, yukanda belirtmeye calıştığım türden «anarşist» değildir. Yabancı kökenll ve çarpıcı blr sözcük kullanmayı çolt isteyenler, bu eylemcilere ols a olsa tterörist» diyebıllrler, fakat «anarşist» demeleri doğ n olmaz. Fakat, esküerln deylml fle, «galatı meshur, lügatı sahlhten yeğdir» dlye yola cıksak bile: «anars!»yi sokakta adam öldürme eylerrl olarak değil, «topiumsal • siyasal düzenln, devlet yapıstnın bozulması, tş levlerinl yerine getirememesl, kargoşalığa sörüklenmesi» ola rak anlamak gereklr. Şiddet eylemclslnln yakın amacı, bu tür blr anarsl ortomı yaratmaktır. Fakat, Olkemizln özel koşullan Içinde, arac ve amoç lann birbinne pek fazla karıştığını Izliyoruz. Görünen odur kl. şiddet eytemci'erinin anarşi yarotmasından cok daha fazla, devieti yöneten kişiierln yarattığt onarşl ortamı (anarşiyl Iklnc) tanımı ile ele alıyoruz) şiddet eylemlerini yaratrrokta ve sürdürmektedlr. Anarşl eğer toplumsal slyosa! yapmın. kurumların bozul ması, işlemez duruma gelmesi ise, «devtet adamı» sıfatına layık olmayon bir kısım yönetl Anarşi, Şiddet ve Çürük Yumurtalar # ANARŞİ EĞER TOPLUMSALSİYASAL YAPININ, KURUML.\RIN BOZULMAŞÎ, ÎŞLEMEZ DURUÎVIA GELMESİ İSE, «DEVLET ADAMI» SIFATINA LAYIK OLMAYAN BİR KISIM YÖNETİCİLERİMİZ BU KONUDA EN BÜYÜK SORUMLULUĞU TAŞIMAKTADIR.. # GENÇLİK ÖRGÜTLENMESÎ Türkeş Beg'in o dönemin basınında yer alon komando kamplarıyla ilgili demeçlerini ve bu kampların içyüzünü ortaya koyan yazılan bir yana bırakıp Abdi ipekçi'ye söyledlklerine («Llderter Diyor kl». Istanbul 1979) bir göz otalım: «Milliyetci Hareket Parfinanse ediyoruz; hançl tlsl'ne gellnceye kodar bötgede açılacak İse diğer siyasl partilerin kl bunu o bölgedekl geçmlş yıllarda gayet ak teşkllatımız talep ediyor tlf gençltk organlzasyono bölgede daha önce blr komando hozırlık komiteları olmuştur. Bunlar büsı kuruluyor. Bu komite yük sokak hareketlerl bu kompın yerini tesbit yapmışlardır. Hatta birediyor. Ondan sonra cok taşkınlıklor da yapkampta bulunacak olon mışlardır. Yani gençlik genclerln sayısını tesbit örgütlenmesinde Milliyet ediyor ve bunların Ihtlyac çl Hareket Partlsl bu Işl larmı tesbit ettikten sonİlk yapmış olan partl dera bu ihtlyacların tedarfğüdir. (...) Bizlrr kadar kine gecüiyor. Eksertya müesslr teşkilat yapamıihtiyaçlorı oynî olarok teyorlarso tabll o onlann mln ediyoruz. Halktan kendl bünyelerinde aravardım olarak alıyoruz. molan lcap eden blr nok sanlıklarıdır. (...) Blz bu Partililerden, partimlzl se venlerden (...) tedarik egençlik kamplannı. kodiyoruz.» mondo kamplan dediğlmi2 kamplan şu şekilde Doç.Dr.TürkerALKAN cllerlmlz bu konuda en büyük sorumlulugu taşımoktadır. Bir ana muhalefet partısi liderı du şünün kl. Türkıye Cumhuriyetl Hukümetlnin Başbakanına yıllarca «Boşbakon» demez. «Hu kürretin başı» dıye hitop eder. Bu durumda, o dönemin Başba kam olan sayın Ecevit'ten cok, bu hükümetin Başbakanlık kurumu yıpranmomış mtdır? Bir eiyasal lider düşünün ki, kuruluşunu beğenmedığl hükümetin adını ıÇankaya Hükumeti» koyar. Yani, bu ülkenln hukümeti değildir, bu hükümete kimse itaat etmesin demektir bu. Bu durumda, Cumhurbaşkanlığı makarrının ve TC hükümetinln yediğl darbeyl hangl ell silahlı şiddet eylemclsl gerçekleştirebilirdi? Bir muhalefet portisl llderi düşünün ki, daha sonra kendisinln çok daha ağır blr blcimde uyguladığı ekonomik öntemleri alan, sayın Demirel'in kişisel terbiye ve nezoket anlayışı de ğil, bu devlet kurumlarınm ye diğl darbelerdir. Bir devlet adamının, sırf daha kibar olmak için söyledigi sözlere dikkat etmesi gerekmez. Fakat, konuşmaları toplum katmanlarında yankılanıp devletin ima|ını ve meşruiyetini sarsabiieceği veyo sağlarrloştırabileceĞi icin, söyledlğl her söz uzerinde titizlikle durmak zorundadır. Bir Başbakanın blzzat kendisl, muhalefetten söz eder ken, «gök kubbeyi başlarına geçirmek», «dunyoyı dar etmek». «kaçtığı yere kadar kovalamok»... gibi sözler söyler8e, genlş halk yığınları ne yap maz? Sağcıtann Kahromanmaraş'ta yüzden fazla Insanı öldürdüklerl gün, «Bana. sağcılar adam öldürüyof dedlrtemezsiniz» diyen ktşi, aynı olay ların yinelenmesl icin oçık cek vermış olmaz mı? Damştay kararlannı elestlren ve uygulamayan blr Hükümet, yargı kurumlannı temellnden sarsmıştır. Durmadan Anoyasayt kötüleyen sayın Oemirel ve yandaşlan, bu ülkenin slyasal re|iminin mesruiyetine gölge dü şürr.ıuştür. Burokrasiye kendl mi'itanlarını yerleştirerek yönetîm enrktarının gittikce daha dü zensız ve yanlı işlemesine yoi oçm:slordır. Devlet mekanizma sındakl bd tahribatın, polisleri de kapsadığı ortadadır. Ooğallıkla, böyle bir Başbakan'ın, Bakanlan, Milletvekilleri ve diğer yandaşlan da daha fcrklı davranmamaktodır. Şidfîet eylemlerini değerlend'rirken, «bunlar sağcısolcu catışmosı değil; vatan hainlerl İle vatanseverlerin çatışmosıdır» dlyen Adalet Bakanlan gördük. öldü J # ERBAKAN VE HACI ALİDEMİREL Bay Türkeş'in o dönemde Erbakan ve Demlrel hakkındakl «iddiaları» d 0 ilginç. Aynı kitabm bir sonraki sayfasmdan aktarıyoruz: cBenim konaatirr odur kl, Erbakan ve arkadaslarının horeketlerinin arkasında yine Adalet Partlsl vordır. (...) Çünkü gecen sene de yine sayın Erbakan bir «Anadolu Partlsi» kurma teşebbusünde bulunmuştu. Fakat bu teşebbüsünde kendislnl finonse eden ve ken disiyle birlikte hareket eden Hacı Ali Demirel'dl. Hacı All Demirel'le bu Işe girişmişlerdl. Takdir buyurursunuz ki, Hacı AII Demirel'in soyın Süleymon Demirel'in haberl olmoksızın bir şey yapması düşönülemez. Hatta Suleyman DemireHn Genel Başkanı bulunduğu b'r partiye rakip olacak trfr partiyl samlmlyetle kurrrtak, geliştirmek Isteyeceğl de duşünülerrez. Bu son durumda da sayın Erbakan'ın bağımstz oday otusu ve diğer arkadaşlannı her tarafta bağımsız aday olarok ortaya 8Ürme!eri olayında da Hacı All Demirel'le sıkı Irtibat haünde bulundukları tesbit olunmuştur. Hacı Ali Demirel'in müessesesinde son aylarda öğretmenlik hizmetlerinl. görevlerinl yapmadığı halde milletvekili seçildikten sonro do Hacı All Demirel'ln yanıno giderek çeklerinl imzalayıp aldığını da tesbit etmiş bulunuyoruz. (...) Biz bu davramşta Milliyetci Cepheyl mukoddesatçılık görüşüyle parcalama. vurmo taktlğl gördük.» ERKAN ESKİÇIRAK Bundan bir yıl önce 11 ey lül 1979da öldürüldün. Faşizm karşısındaki yoşontın tümümüze rehber olacaktır. AMCAN ŞİNASİ (Cumhuriyet: 5130) M EV L IT TAKVİM u EYLÜI 19» Gfiaef 8.34 trauk 4.49 Sahibl : Cumhuıiyet Matbasnlık »« Gazcteciük T.A Ş. adma : NADİR NADt Genel Yayın Müdürü: OM>y KVKTBÖKE Müessese Müdüra : Emtoe ÜŞAKUGIL S Yazılsien MüdürO : Orban EBtNÇ •e G«aeı«cllık TA.Ş. Cag»loSlu Türkocar gî Cad. Ko.: 3941. Posta K'itusu: 248 tSTANBÜL Telefon : 20 67 C3 CUMHURİYET BAS1N »HLAK VASASINA UYMA1! TAAHHÜT EDEB A BÜEOLAE ANKAR* Konur Sokalc 24/4 YenişelıH Te! : 17 M 66 11 53 25 t> İZMİR: HaUt Zlya Bulvan No. «5. Kat: 3 Tel : 25 47 09 13 13 » • ADANA : ıtstürfc Cad Türjt Hav« Kurumu 1? H v n K«t : 3 No : « Tei : 1* 550 19 731 ABONE ÜCRETLERİ 1 S 8 Yurt tçl 300 900 1.800 T200 Ytırt ajU 600 1.800 3.606 Cçai ucret» srrupl&nna ve Sms g ö n aynes o^ulanı;. Ankars Abone n İ!as Te'i: 18 33 35 Cok sevgill babamız, merhume TUHFE KURBAN'ın kıymetli eşi, con yoldaşt GANİ KURBAN'ın ölOmönun 40. gününe rastlayan 13 eylü! 1980 cumartesl flönü, ruhuno ithaf edilmek üzere öğ!e namazım müteaklp Tesvlkiye eamlmde okutacağiTiız mevlide arzu edenlerin buyurmalarını dılerlz. KIZLARI 16.45 19.28 50^9