25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUElYET 26 MAKT 1980 • ••* DOKUZ ABD'nin tutumu (Baştarafı 1. Sayfada) ler arasmda görüşmeler sür dürülmüş, Maliye Bakanhğı ile Merkez Bankası yetkilile ri OECD ülkelerine «Türkiye'nin bundan böyle izleyeceği ekonomik politikalar» üzerine bilgi vermişler. toplantılarda üye ülkelerin çeşitli sorulannı yanıtlamışlardır. OECD ülkeleri ısrarla «Bu kararlann uygulanıp uygulanmayacağı noktasında kuşkuya düştüklerini» be lirtmeleri karşısmda, Türkiye kesin bir dille «tedbirlerden vazgeçmeyeceğiz» biçiminde karşılık vermiştir. TÜRKİYE İSTEKLERİNÎ AZALTIYOR OECD ülkelerinden başlangıçta 1,5 milyar dolar isteğinde bulunan Demirel hükümeti, ABD'nin tutumu kar şısmda, bu miktarı azaltmak yolunu seçmiştir. ABD' nin kendi iç ekonomik durumunu öne sürerek, vereceği borcu azaltması, Almanya'mn da «ABD'den daha fazla vermek gibi bir düşüncesi bulunmadığını» bildirmesi üzerine, başlangıçta beklenen rakamda azalmalar ortaya çıkmıştır. İlk görüşmelerde 1.5 milyar dolardan söz eden Türkiye, giderek 1,2 milyar dolara inmiştir. Bu arada Fransa'nın vereceği kredide eskiye göre «belli rahatlıklar bulundugu» gözlenirken, Japonya'nın tutumu hakkmda çelişkilj bilgiler verilmektedir. ERTELEMELER, GÜÇLÜKLER VE İMF OECD Genel Sekreteri Van Lennep'in başkanlığındaki bugünkü «Taahhüt toplantısı»nda ele alınacak bir başka konu Türkiye'nin borçlannın ertelenmesin6,« ilişkindir. Yardımda bulunac*k ülkelerden bir bölümü •rteleme yi de borç vermek anlamında kabul etmekte ve bu konuda «toplantıdan her karar çıkabilir» demektedirler. Yardımın bugün açıklanmasından sonra Türkiye İMF ile yeni bir anlaşma yapacak, sonra da borç erteleme görüşmeleri gündeme gelecektir. Ancak, bu ilkenin bugünkü toplantıda benimsenmesi gerekmekte ve güçlükler de bu noktada yoğunlaşmaktadır. Banker (Baştaratı 1. Sayfada) ftzellikle bankaiara ait olan bu yetkinın Bankör Kastellı'ye verilmesinin, Türkiye'ye yurt dışındaki işçilerden döviz akımını hızlandırma amactna yöneiik olduğu bildirilmiştir. GÜVEN Banker Kastelli Dış llişkller Genel Koordinatörü Haluk Gürsel, yurt dışındaki işçllerin özel likle hisse senedi konusunda bazı kuruluşlarca kandırıldıklarını belirtmiş ve «Bu kandırılma, işçilerimizin hisse senedi ve tahvile yatınm yapma yoluyla ekonomiye katkıda bulunma eğilimlerini zayıflatmıştır. Banker Kastelli olarak, bu hayai kırıklığını gidermek ve yurda döviz akışını hızlandırmak gibi bir görevi de üstlenmek zorunda kaldık» diyerek yurt dışındaki bürolar aracılığıyla yürüttükferi sermoye piyasası çalışmalcrına ek olarak, Türkiye'de de, ülkeye tatil için gelen işçilerin dövizlerinin Türkiye'de kalmasına yöneiik girişimlerde bulunduklarını bildirmiştir. Gürsei, elinde dövizle kendh lerine gelen işçilere hisse senedi ve tahvil dağıtımı yapamadıklarını, işçilerin bankoya gidip dövizlerini bozdurduktan sonra tekrar Banker Kastelli'ye gelme yorgunluğuna katlanmak istemediklerini ve kendilerinin de işçiler adına döviz bozduramadıklarını ifade etmiş, «Bu yüzden, işçilerin Türkiye'ye gelişlerinde karşılarına çıkan sorunları çözmeye katkıda bulunma k ve döviz girişini hızlandırmak için gerekli önlemleri düşündük. 1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkın daki Kanuna dayanan 17 sayılı kararın 1 serj ve 2 nolu usul ve müşterek hükümler tebliğinin 19. maddesi son fıkrasına ilişkin olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına başvuruda bulunduk. Başvurumuz olumlu karşılandı ve Banker Kas telli'ye, TC Merkez Bankası tarafından (Döviz bulundurma, iadeten döviz satma ve iadeten döviz satışına mesnet teşkil edecek döviz alım bordrosu düzenleme) yetkisi verildi» demiştir. Avukatm katil sanığı (Baştarafı 1. Sayfada) miş bir SSK kartı çıkmıştır. Han'ın soğuk demirci olduğu bildirilmiş, soruşturmaya başlanmıştır. • Küçükayasofya'da önceki gün battaniyeye sarılı olarak cesetleri bulunan iki gencin İstanbul Tıp Fakültesi öğrencisi Hayrl özbay ile Iktisat Fakültesi öğrencisi Mehmet Sebzeci oldukları belirlenmiştir. Olay üzerine İstanbul Tıp Fakültesinde yarın sabaha kadar derslere ara verilirken, Fakülte Yönetim Kurulu da bir bildirı yayınlayarak olayı kınamıştır. Bu arada Devrimci Gençlik Birliği Başkanı Atilla Aytemur, Gaziantep doğumlu iki öğrencinin üyeleri olduğunu bildirmiş, «iki arkadaşımız anarşi mlhraklarına kaldıkları yurttan ayrıldıktan sonra kaçırılarak hunharca katledil diler» demiştir. • Fatih'te dün bir kuyumcu dükkanı silahlı üç kişi tarafından soyulmuştur. Saat 15.15 sıralarında Halıcılar Caddesl uzerinde bulunan Tuğrul Elbir'e ait kuyumcu dükkanına gelen üç kişi işyeri sahib'ır» etkisiz hale getirdikten sonra 15 bin IIra nakit para ile 1 milyon lira değerinde altın ve mücevherat olarak kaçmışlardır. Soygunculardan birinin kimliğinin belirlendiği bildirilmiştir. KONYA Avukat Aytekin Olcay'ı öldürmekten sanık olarak yakalanan ülkücü Hasan Çiftçi'nin uzerinde öldürülecek kişilerin ısimlerini içeren 69 kişilik bir liste bulunduğu öğrenlmiştir. Daha önce avukat Ali Niyazi Uğur'a silahlı saldırıda bulunarak yaralayan sanığın sorgulamasında önemli ipuçlarının ele geçtiğj ve sanığın sorgusunda «öldür dediler, ben de öldürdüm» şeklinde ifade verdtği belirtilmiştir. KARS Sağ görüşlü Metın Bağış önceki gün Kerestecıler semtinde bir dükkana girerken silahlı saldırıya uğramış ve açılan ateş sonucu ağır yaralanmıştır. Bağış kaldırıldığı Erzurum Araştırma Hastanesin de ameliyat edilirken ölmüştür. Olayın fajll olarak sol görüşlü Ticaret Lisesi son sınıf öğrencisi Aslan Yüce yakalanmıştır. SAMSUN Yenidoğan mahallesj Çiftekahveler semtin da Hasan Güven adlı bakkal, dün 7.30 sıralarında kimliği be lirlenemeyen bir kişinin silah lı saldırısı sonucu ölmüştür. KAHRAMANMARAŞ Pazarcık ilçesinin Narlı bucağında bir karakol bekçisl şehit edilmiştir. Narlı bucağı tren istasyonun da beklemekte olan carşı bek çisl Mustafa Şenpınar'a önceki gece ateş eden saldırganların olay yerinden kaçtıkları bildirilmiştir. Bekçinin silahlı saldırı sırasında olay yerinde öldüğü ve saldırganların arandığı belirtilmiştir. ÇORUM Cemal Keçell adlı mobilyacı. dün akşam çalıştığı işyerinde silahlı saldırıya uğroyarak öldürülmüştür. Olay la ilgiü soruşturmanın sürdüğü bildirilmiştir. Savcı, Boran'ın 18 yıldan 39 yıla kadar hapsini istedi ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) TİP Genel Başkanı Behice Bo ran'ın 2 ve 12 ekim 1979 tarihlerinde yaptığı seçim konuşmalarından dolayı yargılanmasına dün Ankara Sıkıyönetim 1 numaralı Askeri Mahkemesinde başlanmıştır. Savcı Boran'ın seçim konuşmalarından tümceler okuyarak, «Komünizmi övdüğünü, müli duy guiarı zayıflatmak için propaganda» yaptığını öne sürmüş, TCK'nun 142 1, 3 ve 6 maddeleri qereğince 18 yıldan 39 yıla kadar hapisini istemiştir. TİP Genel Başkanı ise suçlamaların tümünü reddettiğini bil dirmiş, «Bu iddianame Anayasa' nin tanıdığı hak ve özgürlükleri ortadan kaldırıcı mahiyettedır. Bir konuşmanın tümünden cüm le parçacıklarını alarak bir kişi suçlanamaz» biçiminde konuşmuştur. Savunma avukatları, 142. mad de konusunda İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi'nin Iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunu anımsatarak, bu konuda mahkemeden süre istemişlerdir. Mahkeme kararında açılan iptal davası ile ilgill bilgilenn Anayasa Mahkemesi'n den sorulmasına, ve Boran'ın duruşmadan vareste tutulmasına karar vermiştir. Duruşma başka bir güne ertelenmiştir. GÖZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) murakabe roüerlni başarıyla oynayacaklar» gibisinden satırlar döktüren yazarları da anımsıyoruz27 Mayıs 1960 sonrası, bir süre işleyen «Ordu, artı CHP» formülü, bugün başka yazarlarca, «Ordu, artı AP» formülü ile savunulmaktadır. Yöntem, aynı yöntemdir. Siyasal partilerin etkinlikleri ve Anayasal işlevleri bir yana itilecek, ortaya, «Parlamento dişı murakabe rolleri» oynayaca|< başka güç odakları, başka etkinlikler çıkacaktır. Bunun adı, «güdümlü demokrasi»dir. Güdümlü demokrasinln. Anayasal düzenle bağdaşmadığı da gün gibi açıktır... İşte bunun Içindir ki, bugünlerde «Fransa'da Beşincl Cumhuriyet Anayasası» örnek alınarak hazırlandığı söylenen Anayasa değişiklikleri, birdenbire gündeme getirillvermiştir.. Devlet başkanlarının geniş yetkilerle donatıldığı siyasal rejimlere «boşkanlık sistemleri» denmektedir. Başkanlık sisteminin anayurdu. Birleşik Amerika'dır. Siyasal bilimciler. Amerika Birleşik Devletlerinde 1787 Anayasasıy la getirilen başkanlık sistemini «İngıüz monarşisinin cumhuriyetçi biçimi» olarak tanımlarlar. Gerçekten, başkanlık sistemi. büyük ölçüde, «tek adam» yönetiminden esinlenmiştir. Uygulamada belki, tek adam yönetiminin yumuşatılmış biçimidir. Bu yönetim biçimi, ülkeden ülkeye. dönemden döneme farklı nitelikler alır. Son günlerde örnek gösterilen «Fransa'daki Beşincl Cumhuriyet Anayasası», Cezayir Savaşı ve bu savaşın yarattığı bunalımdan sonra, İkinci Dünya Savaşının ulusa! kahramanı General De Gaulle'ün tartışılmaz kişiliği ile güç ve geçerlik kazanmış bir sistem olarak nitelenebilir. Başkanlık sisteminin, Amerika ve Fransa'daki siyasa! gelişme ve nedenlerinden soyutlanarak, Türkiye'de de uygulanmak istenmesi, akla. ister istemez. başka olasılıklar da getirmektedirBir ülke, bir başka ülkenin siyasal refimini «kopye» edemez. Bu kural, sosyalist rejimler için geçerli olduğu gibi, burjuva demokrasileri için de söz konusudur. Uludağ'da portakal ağacı yetiştirilemeyeceği gibi, Amerika Birleşik Devletleri ya da Fransa için geçerli olan bir sistemin Türkiye'de uygulanması istenemez. Tepeden inmeyöntemlerle bu yolda zorlamalar yapılsa bile, bu, tıpkı, «Güney Amerika modellerinde» görüldüğü gibi, başkanlık sisteminin çok kötü kopyaları ortaya çıkar. «Güney Amerika modeli», siyasa! rejim açısından, başkanlık sisteminin yozlaşmış biçimlerine verilen addır. Brezilya'da, Arjantin'de, Bolivya'da ve Şili'de kurulan rejimler, başkanlık sisteminin birer kötü kopyalarıdır. Acaba, Türkiye'ye, başkanlık sisteminin bu yozlaşmış biçimleri mi getirılmek isteniyor? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu tartışmaların sayın üyelerce yakından izlenmesinde, İsmet Paşa'nın o ünlü deyişi ile «Sayısız milli menfaat vardır..» Cünkü, bu Cumhurbaşkanlığı secimi, Türkiye'nin yarın ne nitelikte bir rejım içinde yaşayacağını belirleyecek duyarlı bir gösterge olma yolundadır Yeri gelmişken şu gerçeği de anımsatalım: 1960 İhtilalinden sonra kurulan Yüksek Adalet Dlvanı, Demokrat Parti yönetimini ağır cezalara çarptırırken «Devlet Başkanının yetkilerini genişletmeyi, buna karşı, yargı yetkisinin kısılmasını» Ceza Yasasında yer alan «Anayasayı ihlai suçu» olarak görmekteydi... Anayasanın başlangıcındaki «Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruiyetini kaybetmiş jktidar» tanımı, işte bu hukuksal gerekçeye dayanmaktadır Şimdi, nereden nereye geldiğimiz daha iyi anlaşılmıyor mu?» CHP lideri (Baştorafı 1. Sayfada) Cumhurbaşkanının «Seçilmiş parlamenterlerden» olması gerektiğini savunmuştur. Genç'in bu yaklaşımını eleştiren Ecevit toe. Anayasanın tümü ile savunulduğunu anımsatmış, Kontenjan Senatörlüğünün Anayasa iiçinde yer aldığmı bildirmiştir. Ecevit, grup toplantısından çıkarken gazetecilere «Cumhurbaşkanı adayı konusunda k o famda hiçbir isim yok. En yakmlarıma bile ima yoluyla da olsa. bir görüş bildirmedim» demiştir. ECEVİT'İN ANKETİ Ecevit daha sonra, parlamentodakı odasında, alfabetik sıraya göre. tüm illerin milletvekili ve senatörlerini teker teker çağırarak görüşlerini dinlemiş ve yazılı önerilerini almıştır. Ecevit. parlamenterlerle görüşürken, yanında hiçbir CHP yetkilisi bulunmamıştır. Görüşme işlemi akşam geç saatlere kadar 8ürmüştür. AP'DE DURUM Parlamento binasında dün ikl saat süreyle toplanan AP Genel İdare Kurulu'nda da, Cumhurbaşkanı seçimj konusu tartı şılmıştır. Bu orada, Sadettin Bilgiç'in TBMM'de eğilim belirleme için Cumhurbaşkanı adayı olmak istediği belirtilmıştir. Ancak, AP cevrelerinden sızan bılgilere göre, Demirel, Bilgiç'ın adaylığından çok Çağlayangil'in seçlımesini sağlayabilmek için zaman kazanma yönünde bjr eğilim göstermektedir. KARAKAŞ'IN YEMEĞİ Meclis Başkcnı Cahit Karakaş. dün Meclis lokantasında CHP ve A Pgrup yöneticüeriyle öğle yemeğınde bulunmuştur. Yemekten sonra AP ve CHP grup başkanvekilleri Oğuz Aygün'le Coşkun Karagözoğlu, Demirel'in parlamentodaki çalışma odasında bir araya gelerek 35 dakika süren bir görüşyapmışlardır. İstanbul (Baştarafı 1. Sayfada) mutlu, gülümsüyor. Güneşi özlemış... tÇok soğuktu çadırlar, çok soğuk... Kanım dondu benirr... Kanım donduğu için yirmibeş gün hiç kımıldamadan yattım. Ayaklanmın üstüne basamadım. Güneş çıkınca kanım ısın dı, şimdi koşuyorum.» İstanbul kentinin göçerleri gü neşe çıktılar. Şimdi onlann mev simidır. At arabalarıyla birlikte İstanbul'un tüm semtlerinde do laşacaklar. Çöp kovalarına, yapı yerierindeki çöplere iştahla dalacaklar. Bulduklan her kâğıt parçası, her konserve kutusu onlann ekmek parası olacak. Cöplükler onlar için tiksinilecek, burun tıkanacak yerler değil, cöplükler onlar için ekmek parosı. Kirri filimlerde, kiml romanlarda, aşk öykülerinde çingeneler özgür ve mutlu Bir yaşamın simgesj olarak kullanılır. Bir filmin bir sahnesinde ateşli bir çingene kızı başdöndürücü bir oyun oynar, bir aşk öyküsünde kara kaşlı kara gözlü bir çingene dılberi zengin, asil roman kahramanı genç adamı peşinden koşturur. Belkı de bu filimlerden. öykülerden ötürü çingenelerl özgür ve mutlu anımsarız. Oysa istanbul kentinin göçerleri özgür ve mutlu değil. Tıpkı çirkin ve kötünün odaklandığı binlerce görüntüyü barındıran istanbul kenti gibi istanbul göçerleri de karamsar, umutsuz... TBMM'nin (Baştarafı 1. Sayfada) öte yandan CHP içoj soa ka nat Meclis Divan kâtibi Nizamettin Coban'ın odasında toplanınca bir grup gazeteci debu odayı bastı. Gazeteciler pek haber alamadılarsa da birer kahve içtiler. Aynı saatlerde CHP'll Turan Güneş. Tarhan Erdem, Necdet Uğur, Selçuk Elverdi, Ahmet Şener. Önder Sav kütüphanenin tül perdel! bir odasında toplanmış konuşuyorlardı. Konu seçimde izlenecek usul idi. Ancak bu tartışmaya katılan kl şileri saptamaya çalışan gazeteciler tül perdenin arkasında dizilmeğe başlayınca görüşmo eğlenceli bir biçimde sona erdi. Ali Topuz ekibi ise Rahmi Erdem'in senatodokl odasında toplanarak görüşmeleri sürdürüyordu. ADAY İSİMLERİ AP Başkanlık Divanında Sadettin Bilgiç'in adaylığı üzerinde tartışma sürüyordu. Derrirel Çağlayangil'i istediği içla Bilgiç'in aday olmadığı kulislere yoyıldı. Bu arada AP içinde tarikatçı bîr grubun Cağlayangil'e karşı Bilgic'i desteklediği büdiriliyor ve Bilgiç'in MHP ile MSP'den oy alma şansı tartışılıyordu. CHP içinde ise aday isml daha fazla geçmekteydi. Turan Güneş. Kemal Kayacan, Sırrı Atalay, Kemal Güven, Muhsin Batur, Orhan Eyüboğlu, Necdet Uğur, Cahit Karakaş, Hasan Esat Işık adaylıkları uzerinde en fazla konuşufan kişilerdl. Bu arada CHP içinde muhalefet gruplarının liderlerinin ne gibı isimlerle ortaya çıkacakları merak konusu idi. Ancak IIginç bir gelişme oldu. Ali Topuz ve Oeniz Baykal Ecevit'e «Birlik ve beraberlik» içinde hareket etme önerdiler. Baykal, Ecevit'e şunları söylüyordu: «Cumhurbaşkanlığı se çirrinde partimiz içinden bir adayın seçilmesl önemlidir. Bu nedenle aday olmak lsteyen 5 6 ciddi isim saptayalım. Daha sonra bu adayları Genel Kurulda sıra ile çıkaralım. CHP Grubu her adaya üç tur tüm üyelerl ile oy versin. Seçilme sağlanamadığı takdlrde aday değiştirerek her aday için üç tur yaptıralım. Hangi adayımız diğer partilerden de destek sağ layarak seçilmeyi başarırsa sonunda CHP olarak biz hepimiz başarı sağlamış oluruz.» Ali Topuz da Ecevit'e benzer öneri ile gittl. CHP Grubunun tümü ile çıkaracağı adayın etrafında bırleşmesi ve bu aday seçilemediği takdirde bir başka aday denenmesi. AP Grubunda da konten|an yerine partili bir adayın seçtlrilmesl görüşü ağırlık taşıdığı için dünkü kulis içinde AP CHP diyaloğu çağrıları başladığından bu yana seçim şansı artan kontenjan grubu adayları geri plana geçtiler. Ecevit'in dün yaptığı nabız yoklaması sonucunda, bugün ya da yarın parti İçinden bir adayın turlara sokulması beklenmekte. Bu arada MSP Grubu ile yapılan temaslarda MSP nin isteminin «Moson ve Batı kulübünden olrrayan» bir aday olduğu saptandı. MSP İçin ken dl partisini karşısına olmayacak bir Cumhurbaşkanının seçiml önem taşıyor. Seçimin (Baştarafı 1. Sayfada) yacağını bildirmiştir. Mardin Bağımsız Milletvekili Nurettin Yılmaz'ın adaylığını koyduğunu açıklayan Karakaş, Yılmaz'ın Cumhurbaşkanı seçilmek için Anayasa'da öngörülen koşullara sahip olduğunu bildirmiş, ardın dan ilk turu başlatmıştır. Senato üyelerinden başlamak üzere. gizli oyla yapılan seçim Işlemi sırasında parlamenterler komisyon masasında oturan Başkanlık Divanı üyelerinin ver diği zarfları alarak, kürsünün yanında kurulan kapalı bölmeye girmişler ve bu arada, zarfın içine tercihlerini yazdıktan sonra konuşma kürsüsüne konulan sandığa oylarını atmışlardır. Saat 15.05'de başlayan ilk turda oy verme işlemi yaklaşık 1,5 saat sürmüştür. 634 üyeden 556'sının katıldığı İlk turda, 352 oy boş çıkmış, 80 oy Nurettin Yılmaz'a verilmiş, 16 oy da geçersiz sayılmıştır. Aday olmayan parlamenterlerden Muhsin Batur 14, Cahit Karakaş 9, İhsan Sabri Cağlayangil 8, Hasan Akkuş 8, Sırrı Atalay 6. Şener Battal 5, Faik Türün 5 Sadettin Bilgiç 4, Hayrettin Erkmen 3, Kemal Güven 3, İsmail Hakkı Köylüoğlu 3. Fevzi Ergun 3, Kemal Kayacan 3, Yakup Üstün 2, Muhittin Taylan 2. Cevdet Sunay 2, Şeref Bakşık 2 oy almışlardır. GEÇERSİZ OYLAR Geçersiz olarak belirlenen 16 oydan 2'si CHP'li Şükrü Bütün'e, 2'si (H. C.) baş harflerine kullanılmıştır. 3 oy pusulasında ise, «Ciddiyet» sözcüğü yer almıştır. CHP Genel Başkanı Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit'e de 4. Humeyni'ye de 3 oy çıkmıştır. AP İzmir milletvekili Aysel Uğural'ın da 2 oy aldığı öğrenilmiştir. İKİNCİ TUR BAŞLIYOR Yaklaşık 45 dakika süren oy oyırımı işleminln tamamlanmasından sonra komisyonun hazırladığı raporu Cahit Karakaş açıklamıştır. Karakaş. kullanılan oylan isim vererek, tek tek oduduktan sonra, ilk turda hiobir adayın gerekli olan üçte ikl çoğunluğu sağlayamadıklarını bildirmiş ve ikinci turu başlatmıştır. 2 TURDA DA SONUÇ YOK İkinci tur oylamada da sonuç alınamamıştır. İkinci turda da, oy verme işleminin tamamlanmasından sonra yapılan seçim sonucu 634 üyeden yalnızca 406'sının oy kullandığı anlaşılmış ve bu turda üçte iki çoğunluk olan 423 oya çıkılmadığ' ortaya çıkınca, adayların oy tas nifi yapılmamıştır. Karakaş, üçte iki çoğunluğun sağlanamadtğını büdirerek, birleşimi kapatmıştır. Cumhurbaşkanı seçimi için turlara bugün devam edilecek salt coğunluk oyu (318) aranacaktır. YILMAZ NE DEDİ Daha önce aday çıkmasını teşvik için adaylığını koyacağını bildiren MSP Konya Milletvekili Şener Battal, bağımsız Yılmaz'ın çıkması üzerine adaylığını çekmiştir. Nurettin Yılmaz' da, adaylıktan çekildikten sonra gazetecilere, Cumhurbaşkanlığı mekanizmasını işletebilmek Içln adaylığını koyduğunu bildirmiş ve bunun bir özverl olduğunu söylemiştlr. Eatliam (Baştarafı 1. Sayfada) lenmektedir. Kamuoyunun yakından Izledl ği katliamlara adı karışıp da haklannda gıyabi tutuklama ka rarı bulunan sağ eylemciler ve gerçekleştirdikleri eylem şöyledir: Hüseyln Demirel (Ülkü Ocakları eski Başkanı Savcı Yardımcısı Doğan öz'ün öldürülme si), Etem Kışkış (MHP'li Sadi Somuncuoğlu'nun Devlet Bakanlığı sırasında özel Kaleminde memur Balgat'ta iki kahvenin taranması 5 klşinln öl dürülmesl olayı), Fehml Kandemir (Balgat katliamı). Üzeyir Bayraklı (Doç. Bedrettln Cömert'in öldürülmesl). 7 TİP'linin öldürüldüğu Bahçe llevler katliamından dolayı ara nan sağ eylemcilerln adları ise şöyledir: cAbdullah Catlı, Haluk Kırcı. Mahmut Korkmaz, Bünyamin Adanalı, Ünal Osmanoğlu,» YURDAKUL'UN KATİLLERİ Eylül 1979'da Adana Emnlyet Müdürü Cevat Yurdakul'u öl* dürmekten sanık olarak arandık iarı Adana Sıkıyönetim Komu tanlığı tarafından açıkianan ve haklarında cteslim ol» çağrısı yapılması beklenen sanıkların kimliklerl şöyledir: cYusuf Kemal Namık, Meh met Karacll, * Abdurrahman Kıpçak, Haill Altınışık, Aydın Telli.» Yabancı (Baştarafı 1. Sayfada) ya'da bir toplantı yapmışlardır. Yabancı firmalar bu gö rüşmede, bir yandan Türki!İ ye'deki politik istikrar konu$ sunda Özal'a sorular yönelt''': mlşler. bir yandan da, bir milyar sekiz yüz milyon dolar tutarındaki garantisiz ticari borçların Türkiye tarafmdan belirlenen ödeme ilkelerine karşı çıkmışlardır. Demirel hükümeti bu borçların ya Türk Lirası üzerinden Türkiye'de yatınm yapılarak ödenmesini, ya da dolar olarak on yılda ödenmesini öngörmektedir. Alman firmalan dolar ile Alman markı arasındaki degerin mark aleyhine değiştiğini ileri sürmüşler ve bu nedenle de borçların Alman markı olarak ödenmesini istemişler, borcun dolar üzerinden ödenmesi halinde zarara uğrayacaklarını bildirmişlerdir. Amerikan firmalan ise on yıllık ödeme süresindeki faizleri düşük bularak faiz oranlannın arttınlmasmı istemektedirler. İstanbul Haber Se r visl Hukukçular «Vur emrine» karşı çıkmışlardır. İstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın «Bu kararla hukııkumuzun temel bir ilkesi bir tarafa bırakılmaktadır.» demiştir. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Öztekin Tosun «İnsanların sokak ortasında kedi' köpek gibi vurulması kabul edi lebilir şey değil.» demiştir. Haklarında vur emrı olan 12 teröristle llgili olarak hukuksal açıdan «vur emri» kararım tepkiyle karşılayan İstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın «Bir kimsenin kesinleşmiş ve parlamentoca onaylanmış ölüm cezasının usulünü uygun bir biClmde yerine getirmesiyle haya tına son verilebileceğini öngören pozltif hukukumuzun temel bir ilkesi bir tarafa bırakılmaktadır.» demiştir. Apaydın polisin ellndekl bu yetkiyi kullanırken «keyfilik yolunun» alabildiğlne açık olduğunu belirtmiştir. HUKUKÇULAR «VUR» EMRİNE KARSI ÇIKTI YESİLÇAM DÜZENt uğraşırken lamba yere düçüyor ve kırıhyor. Bir yardımcı «uhuyla yapıştırmayı» öneriyor. Meğer olmazmış artık. Sonunda yeni bir lamba düzene uyduruluyor. Yeni lambanın yapısına göre bu kez yastığın yükseltilmesi gerekiyor. Altma bol saman doldurularak bu iş de ba~ çarıhyor. Oyuncu yatağın üzerine uzanıyor sonunda. Uyur gibi yaparken bir yandan «rao tor» diyor. Filme alınıyor artık. Birden uyanıyor ve yavaş doğrulurken korkunç bir nara atıyor. Bu naraya çevredeki dekor nasıl dayanıyor bilinmez. Bu sahne tamamlanırken aynı zamanda ünlü bir şarkıcı olan bayan oyuncunun sete geldiği haberi veriliyor, Böylece o ana kadar provalarda bayan oyuncunun yerine dublörlük yapan filmin kamera asistanı, erkek oyuncunun karşısında kırıtmaktan kurtuluyor. Bayan oyuncu aslında şömine yanması gereken odada ince bir elbise ile oynayacak. Sırtmdaki mantoyu set amiri çekim sırasında alıyor, çekim biter bitmea yine sırtına yerleştiriyor. Şarkıcı bayan oyuncu, senaryo gereğl de yine bir şar kıcıdir ve baş erkek oyuncu tarafından bu dağ evine kaçırılmıştır. Bir boşluktan yararlanarak kaçmaya ça* lışacak, ancak erkek oyuncu tarafından son anda yakalanarak yere savrulacaktır. Bu işin provası yapılıyor uzun uzun. Önce kamera asistanı bir kaç kez yere düşüyor nasıl düşüleceğini göstermek için. Sonra gerçek prova başhyor. Ses sanatçısı bir türlü yere düşemiyor gereği gibi. Sonunda düşme gerçekleşiyor. Hatta bu sahnenin filmi de çekiliyor. fakat o sırada aıkada gözüken şft minenin tutuşturulmamış ol duğu farkediliyor. Aslında bacası olmayan bu şömine yakılırsa tüm oda duman 1çinde kalacağından tutuşturulmasına da olanak yok. Bunun için. odunların arasına bir gazete demeti konuluyor ve bir kaç saniye süren sahne. bu gazetenin alevi ile çekiliyor. Setten çıkarkan ünlü oyun cu yönetmene «çok zor koşullarda çalışıldığını» söylüyorum. Şaşkınlıkla bakıyor yüzüme: Zor şartla r mı? Burası cennet» diyor. Her zaman böyle yerler bulsa bayram yapacağını söylüyor. KANSERLE BAŞLAYAN CÖKÜŞ Kırk beş yaşlarında gösteren kadının eteklerinde küçük, pıs, çok pis çocuklar dolaşıyor. Yaş lı kadının torunları bunlar. Ka dının yüzünde acılı bir gülümseme. cBlz bu kafayla geldik bu dünyaya bu kafayla ölürüz, ölümüz de başkalarının ekmek parası için doktorlara satılır.» dfyor. Hatice kadının kocası kanser. Onlar doğma büyüme göçer değil, pek çok istanbul göçerj gibi sonradan bu hale düşrrüşler. Carşamba'da bir evleri varmış. Sonra bir gün boyacı kocası düşüvermiş yatağa. Kanser demişler. Elde avuçta ne varsa harcanmış, ev satılmış ama kansere dağ olsa dayanmazmış. Gelinler, torunlar çadı ra çıkmışlar. Gelinlerden birl askerdekı kocasını bırakıp başka biriyle kaçmış... Bir başka gelin kara sevdaya tutulmuş, gelinin bu hali normalmiş, bir ay olmuş beş aylık oğlunu yitireli. Soğuklar almış onu. Bu yıl soğuklar çadırlardan çok ço cuk almış. Hatice'nin, Esma'nm, Mavlş* In, Serkan'ın babası 1955 doğumlu İskender, coğlunun adını ünlü bir futbolcunun adına mı özenip koydun» dediğimde, utanarak başını eğiyor. özenmişler işte... iskender tüm ailesiyle her sabah işe çıkıyor. Günde en az 100 kilo kâğıt top lanrak zorundalar. Civardaki fabrikalarla anlaşmaları var. her cuma fabrikaların arka kapısına topladıkları çöpleri boşaltıyorlar. İskender, cgunlük kazanç en çok sekiz yüz civarında.» di yor. Bunun dört yüzünü günü birlik yiyoruz. Yüzelllslni de at yiyor... Geriye kalan ertesi gü nün parası... Hastalanır da işa çıkamazsak işte bu paraya kalıyoruz. İskender'in karısına yedl kişi nin önüne her öğün ne çıkardığını soruyorum. Anlamamış gibi bakıyor bana. Onlar için öğün kavramı yok. Çocuklar her an ellerine ne gecerse onu yiyorlar. Akşamları da çorbayJa, ekmek... o kador. Göçer çadırlarının bir köşesinde ayakyolu var, Içme sularına kGrışan lağımlar varr Bit, plre. herşey y/ar. Çocuklar çok küçük yaşlarda cinsiyeti, kavgaları, yaşamın zor yanlarını öğreniyorlar. Onlann yaşamlan dışardan blrl Içln ürkütücü, şaşırtıcı tınsurlar taşıyor. Sürekli bir yerden öbürüne sürüklenen, horla nan bir kalabalık onlar. Üstellk sayıları gün gün çoğalan bir kalabalık... Petrol (Baştarafı 1. Sayfada) loluk tüpler için 10 ve 45 kiloluk tüpler için de 30 lira olarak belirlenmiştir. İSTANBÜL'DA FİYATLAR Istanbul Vallliğinden alman bllgıye göre, yeni perakende satış fiyatlorı şöyle olmuştur. Süper 36.20, normal 32,30, gaz ve motorin 19.60. fuel oil (5) 13.30. fuel • oil (6) 11.40. kalorlfer yakıtı 14.10. Tüpgazın fiyatları İse şöyle belirlenmiştir: Anadolu yakası piknik 40.10 kg.'hk 175. 12 kg.Mık 205, sanayi 760 TL. Rumeli yakası, piknik 40,10 kg'lik 175. 12 kg kg.'lık 210. sanayi 765 T L Gerçek ve tuzel kişflerln ellerindeki akaryakıt ve tüpgaz stoklarını bugün 17'ye kadar vergi dairelerine bildirmeleri gerekmektedir. Selçuk ve Erinç (Baştarafı 1. Sayfada) Selçuk ve Erinç aleyhine toplam 6 yıl ağır hapıs cezası uygulanması istenmişti. İstanbul Cumhuriyet Savcı Yardımcılarından İkramettin Gü leryüz tarafından hazırlanan id dianamede, söz konusu yazıda «Güvenlik Mahkemesinde ve Genel Mahkemelerde yargılanan Dr. Servet Tanilli'nin sliahla yaralanması olayı konu edilerek (Tanilli kökü dışarda bujuva egemenlerinin güdümlü mahkemesinde yargılanmıştır) denildikten sonra genelieme yapıiarak (Bilim özgürlüğünü savunan bir bilim adamı önce bağımlı ve güdümlü mahkemelerde yargılandı, sonra kurşunlandı) denılerek Adliye'nin manevi şahsiyetinin neşren tah kir ve tezyif edildiği yazı münderecatından anlaşıldığından tecziyelerine» biçiminde görüş bıldırilmişti. Istanbul 6. AğırCeza Mahke mesinin son duruşmasında ise dosyaya ve esasa ilişkin görüşleri sorulan duruşma savcısı İzzet Tuncer. «Dosya içersln de mevcut yazının tümü tarafımızdan incelendlğinde de görüldüğü gibi yazıda geçen gü* dümlü ve bağımlı sözleri ile Deviet Güvenlik Mahkemelerinin kuruluş ve işleyiş şeklinin sert ve ağır bir şekllde eleştirildlği ve Adliye'nin manevi klşiliğinl tahkir ve tezyif kastının eabit olmadığı netice ve kanaotine varılmıştır. Bu sebeple her ikl sanığın beraatine karar verilmesi mütalâa olunur» demiştir. Selçuk ve Erinç'ln avukatı Orhan Apaydın, Savcı'nın görüşüne katılmış, daha sonra mah keme her 2 sanığın suçun eabit görülmemesi nedeniyle, Yar gıtay yolu açık olmak üzere beraatalerlne karar vermiştir. Küçüfctiryaki'iiin (Baştarafı 1. Sayfada) Iceş. Başbakan Süleyman Deınireri telefonla arayarak. «ya bu adam oradan alınır. yahut hükümet desteğimiz burada biter» demiştir. MHP'nin gösterdiği bu sert tepki yüzünden Küçüktiryaki'den görevden ayrılması rica edilmiş. bir yandan da bu programa karşı aşırı sağın terörün dışında olduğu ve «devleti yıkmak lsteyen solcularla aynı kefeye konulamayacağı» yolundaki MHP yöneticilerinin demeçleri TV haberlerinde ön sıralara konularak MHP yöneticilerinin tepkisl yumuşatılmaya çalışılmıştır Böylelikle MHP ile hüküBaet arasmda ciddi bir bu nalıma yolaçan konu Küçük tiryaki'njn istifası ile çözöm lenmiştir. (Baştarafı 10. sayfada) Beyoğlu'ndaki bu dağ evinin Uludağ'daki gerçek bir dağ eviyle tek benzerliği. içerdeki soğuk. Ünlü oyuncu ve yönetmen kazak ve cekeBakırköy Ruh ve Sinlr Hastatinin üstüne bir palto giyilıkları Hastanesini çağdaş düyor. Çekim sırasında hepsizeye getirrrek amacıyla bir süni çıkarıp oyununu oynure önce başlatılan «Halk Devyor, sonra yeniden giyiniyor. let Elele» kampanyası olumlu ürününü vermiş, «Bakırköy Akıl Bir köşede pirinçten bir Hastanesi Vokfı» dün kurulmuş karyola ve üstünde yatak, tur. battaniye gibi şeyler var. Başheklm Dr. Yıldırım AktuDuvarda bir kaç kilim asıh. Bir köşede şömine. Yan na, kurucular arasmda ünlü tarafta raflar ve üstünde soHolding ve İş adamlarıyla, hasğanlar, kırmızı biberler vs. tanenln ilk kurucusu ve BaşEşyalarm arasından üç hekimi Dr. Mazhar Osman Uzdört metre uzunluğunda tah man'ın eşi Saadet Uzman ve ta bir ray geçiyor. Üstünde film yıldızı Türkân Şoray'ın da lastik tekerlekli bir el arabulunduğunu bildirmiştir. Bakır bası var. Bir işçi lastik teköy Akıl Hastanesi Vakfı'nın ilk kerlekli arabayı iterken, aratoplantısı 3 nisan günü saat banın içine tünemiş durum16.00'da Valilikte yapılacak ve da oturan kameraman film kurucu üyeler yönetim kurulu şeklindeki kaydırmayı (traüyelerini seçeceklerdir. (a.a.) velling) gerçekleştiriyor. Rol gereği ünlü oyuncu kapıdan girip masasının başına kadar geliyor ve elindeki içi turp, yeşil soğan gi bi malzemelerle dolu sepeti masaya bırakıyor. Hayret masa bu ağırlığı kaldırıyor. Ünlü oyuncunun bu hareGümrüklerde terkedllmlş 179 keti ray üstünde kaydırma taşıt aracı ile biri Denizcilik çalışmasıyla filme alınıyor. Bankası'na öteki özel kesime Aynı zamanda yönetmen oait iki gemi ve bir denlz motoru lan oyuncu «şaryo, motor, Devlet Malzeme Ofisi (DMO) kess» diye bağırarak sahistanbul Bölge Müdürlüğü'nce neyj tamamlıyor. 7 9 nlsan günleri İstanbul'da ÇİVİ NASIL BULUNUR? satılacaktır. İkinci sahnede oyuncu yaYetkililer, gümrükte terkediltağın üstünde yatacak ve miş öteki malların satışı için uyuma taklidi yaparken filgerekli hazırlıkların sürdürüldü mi çekilecek. Bunun için bir ğünü ve bu satışlara iki ay son lambanın yatağm üstüne ra geçilebileceğini belirtmişleryerleşmesi gerekiyor. Lamdir (a.a) bayı asacak bir çivi aranıyor çevrede. Yok böyle bir şey. Bir işçi keserin ters tarafıyla duvardan bir çivi sökü(Baştarafı 1. Sayfada) yor ve o çivinin tuttuğu tah Zlyaret gününden yararlanatalar yere dökülüyor. Şimrak dün tel ve parmaklıkları dilik bu duvar gerekmediği kesen sağ eylemci dört kişi. için buna aldıran yok. Çivi ziyaretçilerin arasına, karışmışyatağm baş ucuna çakılıyor. lardır. Ancak bunlardan 2'si Bu kez çiviyi çakmak için çıkış kâpısında |andarmalar duvara dayanan merdiven. tarafından şüphe üzerine yakaüstünde soğanlar bulunan lanmışlardır. Bunun üzerine cerafı aşağı indiriyor. Yeniden zaevinde sayım yapılmış ve ölkuruluyor raflar. dürme, yaralama, kurşunlama Çiviye takılan lambanm ve bombalama olaylarından saışığı yönlendirici kapaklan nık Mustafa Gülnar ile adam düşüyor durmadan. Kenarlaöldürmekten tutuklu Muhsin n n a kağıt, tahta parçaları Kayhan'ın kaçtıkları anlaşılgibi şeyler sıkıştınyorlar. Yi mıştır. Mustafa Gülnar'ın Adane de ışığm yönü istenilen no Errnlyet Müdürü Cevat Yurşekilde değil. Bunun üzeridakul ile Cukurova Üniversitesl ne yatağın yerç değiştiriliyor Rektör Yardımcısı Flkret Ünsalve sonunda ışık yatağm üın öldürülmesl olayına karışan zerinde yatmakta olan oyunülkücü Aydın Telli'nln arkadaşı cunun bulunduğu noktaya olduğu bildirilmiştir. düşecek hale getiriliyor. Öte yandan, Osmanlye Hce«UHUYLA slnde dün 14.30 sıralarında gar YAPIŞTIRALIM. diyanları etkisiz hale getirdikFakat bu kez asılan îamba ten sonra kaçan 8 tutuklu ve nin fişi olmadığı farkediliyor. Başka bir lambanm fişi hükümlüden 3'ü llçeyi terkeçıkanlıp takılıyor. Bu işle derlerken yakalanmıştır. Bakırköy Akıl Hastanesi Vakfı kuruldu Gümrüklerdeki 179 taşıt île 2 gemî 8 9 nisanda İstanbul'da satılacak Adana YARIN: Yeşilçiım nasıl ortaya çıktı?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear