02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DORT CUMHUMYET 6 EYLLL 1979 POÜTİKA VE ÖTESİ .MEHMED KEMAL Bostancı'nın Bir Kahvesinde Istanbul'da sankl yangın Tardı. Şehrtn cayır cayır yanciığı o sıcak gunlerden birindeyiz. Bir eskl dostla Bostancı'nın istasyon ardmdaki ulu çuıar dibı kahvesind» oturuyoruz. Istasyonun denize b&kan yanı önü saydırsa, bu yanı da ardı olur. bu kahveler bir zamanlar çok ünlü imiş; şimdi pahalanmış gazinolara ayak atmayan yoksul taJumıniu uğrağı. Dostum, sıcaktan sırtına yapışan gömleğini eUnin ayası üe okşayarak kurtardıktan sonra: «Yaprak kımıldamıyor.» dedi. «Bura böyle olunca, İstanbul ne olmaz. yanar!...» «Ya.» dedim. «Ben yangından kaçıp geldlm buraya, ama burada da 1$ yok!...» «Gene şükret, ya Istanbul'da olsaydınl...» Sıcakhğı alsın diye şekersiz. demll çay içiyoruz. Çayı pek sevmem ama. içtiklerim daha simdiden dordü geçti. Bana mısın demiyor. buıam buram terliyorum. Radyosuz, tavlasız, gürültu çıkaran araçlardan annmış kahvelerden birl. Kaç göç d e yok. kadın erkek, çoluk çocuk birlikte ağaçlann göigesinde bannıyoruz. Yandaki adam çayını yudumlarken arkadaşın» dert yanıyor: •3u kadan görülmemiştlr. Biraz pathcan. blr&z domates. biber, su bu alayım istedi. ı Bir de no göreyim paralar suyunu çekiyor. Oysa hanım et de al. demişti. Ele para yoürmek için daha alacaklarım vardı, aiaınadım. Yarua kilo da et. paralar îa«Pazar blraz ucuz oluyor de£il ml?» •Ucuzu pahahsı kalraadı kl, para yetmeyüjce?..» Herkes dertli, herkes geçirn derdindea vurgun. Bir gün ucuzluk gelir diye ufukta bir umut panltısi da görönmüyor. Eskiden övgüler. »evgrüerie dolardı kulagım. Şimdj yergileri, sövgüleri duymak lstemlyorum. Kuruş kuruş toplanaa. önlerlne sunulan sermaye kediye mı yükleniyor? Çok yazıkl... Bizim dost anlatıyon «Buradakl pazarcüar nerelldir bilir mlsin?» «Hayır.» • Beypazarh, Ayaşh'dır. Bahara dogru gelirîer, su pazar senin, bu pazar benim çaiışırlar, «onbaharda giderler.» •İyi kazanırlar mı bari?» «Eh. allah ne verdiys» bir seyler dofcrulturlar.» •Eskiden Kızılcahamamblar yaparlardı bu 1si değil mi?» •Şimdi Ayaşlı ve Beypazarhlar yapıyorlar.» Seçiraler var önümüzde, onu konuşuyoruz. Dostum eski bir CHP'lidir. Partinin bir çok kademele* rinde görev almıştır. Umutlu görünmuyor. «Seninki bu işi kıvıramadı» dedi. Şaşkın yuzürıe baktım: «Eskiden sizinki idl. simdtt benimkı oidu?» tovıramayıncm nn ViLÂVTE NıSI\K BiV,RAMlWı î^i dfÜ^PfM VALLA. AMA, MAVI GÖZLÜ DEV'İN MlNNAClK KADINI Kema! SÜLKER N «Ne büeyim îşte. agzıma öyle geldi. Sen de aalrsin. o da şair de...» Bakıyorum, son zamanlarda her başandan blraz uzaklaşanı bize yamıyorlar. Solculuk darma dagin ya, onun dagınıklıguu da neredeyse bana yükleyooler var. •Senatörluk önemlı değil.» dedim. «Bes miüetvekilhğinden kaçı sizindir?» •Hiç biri!» gibilerden gözlerinl döndurdu, dudaklannı büktü, umutsuzluğunu sözsüz belirlemeye doğrulda. •Edirne?» Belki.» «Konya?» «Baksana Faruk (SüVanl Voltu£trmın diblnde oturuyor, Karataş'ı destekieyeceğini söylüyor. Karataş'ı bcşuna koymadüar. Sağdakilerin hepsi Karataş da birleşirler. Geç Konya'yı...» •Manisa. Mu.&la Aydın'dan ne haber?» Yorgun ve dargın bir susku içindeydi. • Eski Demokratlann kalesi değü mi oralar?» • VaıUiyle öyleydi.» «Sanki ne yaptık da bize geçecek oralar...» «Köylüye taban fiyatı.» • Bak. sana bir şey söyleyeyim. Taban fiyatma pek aldanma!... Ta, Adnan Menderes döneminden beri köyiü taban fiyatına alışık ve yatkındır. Bizirn ıcadımız değildir. Belki aydıniar taban fiyatının yenidan yeniye farkına varıyorlar. Demokratlar ışbaşına geldıklerinde bu taban fiyatını icat ettiler. kövlüyü kandırıp dururlar. Yeni kandırmacaJara köylımun karnı toktur.» • Memurdan ışçiden daha gercekçi yani?» • Ne sandın? Hele bir verme. bir daha zırnık oy alamazsın!...» Çaycı. yeniden demlemniş çaylan önümuze btraktı. Savaş içinde üzümle içtiğimiz çayı şimdi birer şekerle veriyorlardı. •Eh. 1940'lara yeniden döndük,» dedL • D'Şarda savaş yok ama. içerde ber gün birkaç ö!ü veriyoru7.» Biraz takılaytm istedim: • Yahu. Isıanbul'da bu Genel Merkezcilerin yıkımı nedır?» • E'.tme. bulma dunyası...» •ADİayamadım?» «Bir zamanlar sivriltilen kazıklar şlmdl batıyor.» «CHP'nin gelenegi de bozuldu. Eskiden kodamanlar geüp. delegelerden diienci gibi oy toplamazlardı Geıifei Merkezden bir selam, delegeler de istenüeni seçerdi. Ittihat Terakki'de oldugu gibi herkes merkezi umumiye başkaidınyor. Talat ne yapsın. Enver ne yapsın?» Güldü ve sordu dostum: Burda TaJat kim, Enver Jüm?» • Ne bileyim ben. sen parti içi. partı dışı etkilllers yerli yerine koyarsan!...» • Fikret Gündo£an'a ne dersin?» Bunca yıl Senatoda Genel Başkandan sonra ikinci adam oi. sonra gel liste başını gencecik bir danışmana kaptır. olur mu?» •Oluyor işte! Sag olanda daha neler görecegiz.» Yumurtadan civcivler çıkıyor ama, hiç biri & • • Jma benzemiyordu. Şaşanlar haklı degil ml? N «Hâ!a hanımefendinin beni beğenmeÛzım'ın ilk eşl Nüzhet «Hiçbir gün (Bizim de herkes gibi bir Hanımın İstanbul'a don mesi, kendi bileceği bir şeydi. Ama yuvamız olsun Nâzım) demedim. Bu mesine izın verdiği. kız ben Nâzım'dan, akrabası beni beğenkardeşi Samiye (Yaltıyakıştırma, olsa olsa Nâzım'ın hayal rım) Hamma gönderdiği bir mek medi diye ayrılmadım. O çok harekettuptan da anlaşılıyordu. Nâgücü ile duygularının daha iyi anlaşılzım'ın kızkardeşine gönderdiğ! li, büyük bir devrimciydi. Bense sâkin mektupta şöyle dentyor: ması için başvurduğu mübalağa sanayaradılışlı idim. Ona ayakbağı olmakt...Holama söyle. Nüzhet'ln tını çok ustaca kullanmasmdan kaytan korkuyor ve bu sebeple de kendiyüzü ona benzerniyor ama, kolbl balam gibi iyidir... Nuzhet mi Nâzım'a lâyık göremiyordum..» naklanmıştır, sanınm..« istanbul'a gelecek. Senl mutlaka bulur ve kucoklar. Sana. bana dair Istediğin kadar havad;s verlr. Kimbilir belki ben de mavi gözlü bir devdl Ama hiç yokında senl kollanm arasına bir gun bahçesinde ebrulı ha alınm. Ağabeyin Nâzım Hikmmelı açan bir ev nasreü duy met» (Nâzım, Samiye Yaltırım, nıadım, bu cuıs duygular yüzün Aydın Aydemır, 2. basım, sf. 110) Cen Nözınvdan kendimi boşan Bundan öa anlaşıldığı gibi mış sayınadırr,.» Nâzım, hem Nüzhet Hanımın is «ŞevKet Sureyya'nın değertanbul'a dönüşune razı olmuşleruırmesıne ne dersıniz? Ote tur, hem de boşanmayacağı kakı evlılıklennın hep «arzu» ol nısındadır. Ayrıca kendisi de İsduğunu yazıyor..» tanbul'a dönmeye hazırdır. «Bilmem. ama Pıraye Hanım Ne var ki Nâzım'ın IstanbuPa e'endıyi çok se^dığ^nı mektup dönüşü gecikmlş, Soıniye Haları. şıırlen dıle getirıyor. Münım da, Nâzım'a gönderebildlğl nevver Honımı da sevdıği anlamektubunda, İstanbul'a dönen şılıyor. Son evienaiği Vera Ha Nüzhet Hanımı görmediğinl yaz nım ıç;n çok duygulu şıirierı vor mıştı. Nâzım'ın da buna aklı mış, ben bir kuçmı okuyabilyatmamıştır. N'iteklm kızkardeşl dim. İnsan ruhunu tam manane gönderdiği mektupta şunlan Siyle tahlıl etmek hâlâ ımkân yozıyor: dahilinde olmadı. Bir şey diye cNüzhet Isianbui'a gelmlş, omem evlilikieri için.. Bsn, onu ma gprmedik» dıyorsun. DoğruIIK şiırlerini nasıl yazdığını gor 8U bu Işe benlm aklım ermlyor. muş. bir kısmını bana yazdırdı Bir aydan tazladır kl, ondan hiç • ğı vakit neres.ni çok yakından mektuo almadım Ne oldu. no cuymuş b:r ınsan olarak kandiyapıyor, lütten tahklk edıp bana nı: mesjd telakkı sderim.» bildir. Hem de süratle!» (a. g. ». Sordum: Sf. 110} «Şıirlerinı nasıl yazardı? HJç Bu arada Nözım'm halası da kenüisine şiır yazarken yardım ono göndardiğl mektubunda cı oldunuz mu?» Nüzhet Hanım'ın gelişinden son Nüzhet Berkin, hemen yonıt raki durumu şöyla yansıtmış: veröi. tReşit, ne söyle. ne işlt». NaN0ztt«( hanım eekl g0nl«r1 onkrtıyor «Sızin da bildiğinizl sanırım. zım da bu şifre gibi vanıttan Nâzım Hikmet. şıirierini masa hiç bir şey anlamamış.. (a. g. e. bir gün düzeltrtecegirte muflait b!r kac hafta gectl. Servet. Balamlamış, taze ciçekler bırakır fStrastnoy manastırının y»başında yazmazdı. Konunun Sf. 111) nazarıyla baktım. ışte siz bunu bıâlı çevreler.yıe edebî, felsefî ken toprağı gözyaşlarımıa ısrlnde modern bir bina var. Saiçinde yaşar, o konuyu şiire NÂZIM'IN Istersenız yaparsınız..» sohbetler yaparken bir gazetelatmıştım. Sorumu yineledım: nuvar'la, bitişiğindekl ve bizim aksettirmek isterse o vakit nere cı dostundan duymuş, Nâzım tDuzeltilmesinl Istediğinlz llk kaldığımız bitişik ve köşe «Hanımefendl, dedim, Nâzım' de aklına eserse orada şiirinl KIZKARDEŞÎNÎN Hikmet bir hanıma hicviye yoyonlışlar neler?> bina yıkıimış. Arsası mühendıs ın mezarını ziyaret etmek istemırıldanorak. /ürüyerek, koANLATTIKLARI zıyor diye.. Servet fazla alâkalere teslim olmuş. Verecekleri mez nvsiniz?» şarçasına hızlı hızlı yürüyerek fVâlâ Bey'in yazdtkları. be« » âzım'ın kızkardeşl Sa»• dar oimamış bu hicviyeden, ev emrl bekliyor. Fakat Şanuvar ilk şekliyle yaratırdı. Şiir yazar nlm Nâzım'ın peşisıra gitmem, u sorum, Nüzhet Hamiye Yaltırım, bu kode konuşurken, Sair Eşref'in hic karşısındakl yatakhane binası ken yanmdakilerinı, ya da ken babamın ittihatçı olmosı yannımın yüzünün derin ^ 8 nuda son sözünü şöy vetmesindekl ustahğmdon söz gene yerinde! Stolovayanın budısini izıeyeni hiç görmez gilış.. Yine bir yazar 1923 yıhrtda bir anlamıa kaplanmale dile getirmiş bulunuediyordu. Ben 'Nâzım Hikmet lunduğu bina da öyle. Ama bu bi olurdu. Adeta cezbe halinNâzım Hikmet'in ardından Mossına yol açtı. Yine de yon de güclu bir heccav' deyince şehir, artık eski şehlr değü: de İdi. Kendini yazacağı şıirin kova'ya gittiğimi, 1924 yılında sorumu yanıtlamak nezaketınl tNâzım'ın İlk karısı Nuzhe!, Servet. 'galiba bugünlerde seni 8. 000. 000 nüfus ve yüzde 6O'ı konusuna ve mısraların akışına Nâzım Hikmet'in Turkiye'ye gosterdi. Moskova'dan istanbul'a gelmiş de hicvedecek' dedi. Nâzım'la caddelerle, parklarla, bahçeler kaptırır. başka hiç bir şey o dönüşunden sonra kendisinden «Artık yalnız Türkiye'nin tı. Hem Nâzım hakkında bilgi olan geçmış alâkamı eşimin yale süslenmek üzere yepyeni bir anda kendisınl alakadsr etmez ayrıldı^ımı yazdı. Büdiğiniz gibi değil, bütün dur.yanın önde vermek. hem de kayınpederinin nında tazelememek için mevzuu çağdaş merkez vücuda gelmiş. di. Mesala, bir ara, Hinth oröncs ben ve eniştem Sovyetler gelen bir şairinin kabrinl ziyaelinl öpmek icin Hikmeî Beylere değiştirdm Sonradan bir haBazısı 80 1Ö0 metr6/i bolan kadaşiarından birisinin hastaBiriiğıne gitmiştik. Nâzım biret etmeyi kım istemez? Ama uğradı. 45 gun onlardo kaldı. nımı hicveden çiirine rcstlamobulvarlar etrafında, eski devlandığmı ve çok üzüidüğünü zimle llgisi olmayan bir seyaşım, yalmzlığım, duygulorım Hikmet Bey gelinini beğendl. dım. Ne vakit ki Gece Gelen rin havasından artık pek bir söyledi. O gencin adını >,a!ir;a bepler manzumesi içinde Türbuna cesaret etmeme mcnidir, Soygılı. ağır, sözü sohbeti yeTeigraf adlı s^r kitabı neşredilşey aksettirmeyen bir yeni âmıyorum ama. gormüş'.üğüm kiye'den ayrılmıştı. Moskova'da sanırım. beni mazur gorün..» rinde honım bir hali vnrclı Nüzdi. ben de aidım ve okudum.» lem. Ve hızla 12.000.000 nüfuvardı. «Yazık, nesi var?» 3ive 1922'de Nâzım'la evlenmiştim. tNâzım'ı elbette severdiniz...» het'in. Fakat Nâzım'ın halası, sa doğru koşuyor. sordum. Hiç bir cevap vernıe1923 yılında istanbul'a geldim «Sevmez olur muyum? Genç«O vakit sizinle ilgili şürl görNüzhet'in tipınden pek hoslandi. ikimiz de ertesı günkü der3 ve Nâzım Hikmet bu şiiri, eşl tik. o çok güzeldi, çok gazel dunuz» dedim madı. Vücudunc göre kafasmi lertmize caiışmaya başladık. Nüzhet (Bırgeni için yazmıştırt konuşurdu, çok dostu vardı ve «Vaktiyle yaşadığımız yerlerl Guldu ve ekledl: iri, gözlerinl budak deüği gibi kü Sonra yataklarımıza uzandık. diye not düştü. Oysa Muhittin ÇOK orijinal yazışı, söyleyişı, ziyaret etmek. hemen hergünkü tDoğrusu yc, önce üzerlme ; çuk, bürnunu vatık. yüzünü d9 Birgen, benim eşim. akrabam Uyandığımız vak t Nâîim, g» anlayışı vardı. Birbirimlzin cazl vazifemai. Bana tefrik edilen olnnak istemedım. Bir defa, hç sotuk bu/du Bu göziem;ni de değil kl benden parantez icınde ce bir ş.'ir yazöığım söy.'ed!. İbesine kaprldık v6 severek ev zat. bunu anlıyor ve bana vebir gün müik edinme ile evlenNüznet'e ima etmeye başladı. de olsa Nüzhat (Birgen) diye nandım Sonra öğrendim ki ?Ge lendik. Ama darılarak ayrılmasileler çıkanyordu Tabii asıl meyı bir arada mütalao etmeNüzher sezdi bu bakışlorın albahsedilsin Babam vefot ettiği ce bir şiir yazdım» riedığ! edım. Kendimi ona lâyık göreduygulu anlanmı, Novideviçl dim Hele bahçesinde ebrull ho tında vaton anlomı. Ve bir davakit sovadı mevzuubahıs değil serîn:n adı «Hastc Arkcdaş Imedim, Işin hokikatl bu... Ona kabnstanında yaşadım. Bura nımeü açan bir evi hayaiimden ha da^ evlerine uğramadı. Nâdi. cir," idl. engel olamazdım, ona ayak da ve *am girış yerine yakın me gecirmedim. Bakınız şimdi bah zım'la. Rus nikâhıvla evlendikbağı olamazdım Ben uysal, rasim sahasına bakan iyi seiç bir gun Nâzım HikYARIN: «Gövdemcîcki cede değişik ciçekler var ama lerl icin, ayrılmak diye hukukl kendi, hclincie, biraz hasta, ha cilmıs bir köşede<i siyah mermet'e «Bizim de herkes hanımelinin ne düzu ne ebrulisl bir problemieri de olmadı. Kurt» nasıl vadan nem kapan cinsinden zarr.er sütunlu bir kabrin başında. gibi bir yuvamız olsun yok.. Sonra sözunü ettiği hanıNüzhet .bir sure sonra bir pro yıf bünyeli idim. O gerçekten yazıldı. eski dostumia buluşmuş gibi Nâzım» demedim. Bu mın zengin bir cücenin koluno fesöfle evlendi, Istanbul'da Fran oldum. Kabrin zemini, gene tayakıştırma, oisa olsa Nâzım ın girdiğini yazıyor. Bir defa Sersızca öğretmenliğl yaptı.» (a. g. ze çiçeklerle örtülü idi. Ve hayal gücü ile duygularının da vet zengin değüdi, orta halll bir e. s. Sf. 113) Bu ası mermer sütunda, eski ha iyi anlaşılması için başvurhocaydı. öğretmendi. Sonra cütO trastalondı. üzhet Hanım'ın Istanbir Insanın, aoymadığı yolculu duğu mübalağa sanatını çok us ce değü, o da Nâzım gibi boylu Gündüz, buf'a döndüğü ve Hikğuna Kosar vaziyette çizilen toca kullanmasmdan kavnaklan poslu idi. Ama Nâzım. beni ken gece, mst Beyıerde bir südinamik heybetin' seyrettim. mıştır, sanırım. Ama sizin de disinden ayrıidığım için küçultgünlerca re kaldığı böylece doğ Bir cepheye adı yazılmış. bir bazı yanlış bilgiler verdiğinizi mek Istevebilir, eşimi de küçük beyaz yostıkta bost rulanıyordu. Nüzhet Hanım kocepheye imzası atılmıştı Onun, kaydetmeliylm. Nitekim ben görebflir. Muhakkak olan bir Bakır bir mongal gibi yanrfv, nuşmalanmız sırasında, Nâzım' bu mermere islenmiş siluetinl hâlâ Şifa'nın nerede olduğunu şey varsa benim Nâzım'ın yoO hastalandı. ın halasının görüş >e düşunce/ mermere sanlarak öptüm. Kenbilmem ve Mühürdar yolunda luna, o hareketll. zor. geceBu şiiri yazan şairin orKadaşt leriyle ilgili olarak $unları söydim için ve bütün onu sevenNâzım'a yakın bildiğiniz muhte gündüz nedir bilmeyen mücade hasta... ledi: ler için. inan kı o sırado yanımrem zevattan dinlemiş olabilirlell yoluna kendimi hazır ve el Accbo tHala Hanımefendlnln beni da, amo hoyalen onu hepimiz siniz bu yakıştırmaları...» verişll bulmadığımdır. Fakat fertlere medhlye değil beğenmemesi. kendı büeceğl bir den daha iyi değerlendirip, o<Eskl günleri yaşamak İçin bunları yazdığı için hiç bir gun sınrfımıza destan yazalım diysn şolr ş9ydi.Ama ben Nâzım'dan, akna kendini cesaretle veren bir Sovyvetler Birliği'ne gitmek, Nâzım'ı kusurlu bulmadım, o hastaya bu şlirl yazmak İcin rabası ben' beğenmedi diye ayuysal kızın elini, eümde tutuyor Nâzım'ın mezarını ziyaret etono edebivaiımızın nevi şahsına beyninin nimadım Daha ânce de söylegibiydim Bu bMeşme kararı, ! mek istemez misiniz?» mahsus büyük bir sanatkârı oyarım saat sa'yini verebilir miydi? diğim gıb kendimi onun yürüyü bir Dev insanla, bir uysal kadılarak saygı duydum, duyuyoNüzhet Berkin Hanım uzakSorduk, şüne ayak uvduramayacak bir nın İçinde çarpan b'r dev kal rum da...» lara dalar gibi bcktı, sonra yadedi: yapıda bu!uyordum O çok habin. birbirlehnrie kaynaşmoları nında bulunan defter ve zarfEmin olun kl günahstzım, reketli, büyük bir devrimciydi. gibiydi. Ve hâlâ ona inanırım erçek bu Idlyse nlçln lardan bir mektubu çekerek evet bir ferde on mısra söyledi ağzrtn Bense sakin varadıiışlı Idim. O ki, bu dev kalpii uysal kadın, şimdive kadar susuzattı: fakat na ayakbağı olmoktan korkuO devin. hayatınm sonuna katunuz?» tRahmetll Şevket Süreyya beynim Iş saatinden çatmadı bunu. yor ve bu sebeple de kendimi dar tek sevgilisi o^du. Öteküer Aydemir son eserl olan MakeOnun tBen hiç bir zaman Nâzım'a lâyık göremiyordum.» hep arzu!.. Hele sonuncusu? O donyo'dan Orto Asya'ya Enver o tornodon yeni çıkmış çeKV cubuk gibi yo'rfasın ön plâna geçmek. Nâzım Hikderece bir ıstırap ve talihsiz'lkTİYATRO OLAYININ Paşa» konusuyla alâkalı olarak evlnde' met'in adını şu. ya Oa bu vesite ti.» Sovyetler Birliğine gitmiştl. BaSONRASI bakır bir mangal glb) yandığını gören gözlerim ile anarak ne beraber geçen kınız izlenimlerinl nasıl yazdı.. ektup beni bir hayll duy Nüzhet Hanım tTiyatro olamavi bfr olevle kapondılar dün geca. dört bes ayımıza. ne de evlen Buyurun..» gulandırdı. Ben de ikl Ve bu sabah yı Nâzım'ı öfkelendirdi. o da diğim ve ik! çocuğum olan eşiMektup, başlıklı kâğıda dak kez o mermere işlenmiş karyolamm demirine yazılı buldum. yüz çevirdi..» Dedı ve olup bımın hatırasına hsrhangi bir tllo Ite yazılmıştı ylne 13 ekim imzayı okşomış. Nâtenlerl anlatmaya devam ettl: şuphe kondurmak Istemedim. MOSKOVA 1971 günlü İdl. Bozı gözlemlerli zım'ın Yürüyen Adcm şiirinl tTiyatrodan çıkar çıkmnz NâŞu da var. benimle ve evliliğlyansıtan heykelinl saygıyla ser zım'lardan uzaklaştık, Aradan mizle olâkaU ygniış yayınlann , nl şöyle Sıralıyordu; "Onu sevmez olur muyum? Gençtik, o çok güzeldi, çok güzel konuşurdu; birbirimizin cazibesine kapıldık ve severek evlendik...,, J B H G M
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear