23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İK t 1945'te bütün metni Turkçelpşfirnmls ve adına da • Anaytısa denılmış olan IHJ.4 tarıhlı «Teşkilâtı Esasıye Kanurıu». 1950'de Atatürk'ün Kurtulus Savaşı arkadaşlarından Celâl Bayar'ın başkanlı&ındakj Demokrat Parti'nin iktidara gelmesindon ve Bayar'ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra. yeniden eskl Osmanlıca blçlmıne sokuldu. Oysa bu parti •müliyetçillği» klmseye bırakmıyordu. Hele «Anayasadan «Teşkilatı Esasiye Kanunu»na dönüşu gerçekleştıren yasa onerisinin başında ım/.ası bulunan Dpmokrat Parti'nin kurucularından. o dönemın Dışişleri Bakanı Profesör Fuat Köprülü, Osmanlı dönemınde bile «Türkçü» olmakla un yapmıştı. Atatürk'ün Arapça'dan Türkçe'yo eevirdiği ezan. güzel sesli naüezzlnler tarafında.n minarelerlmi7de yıllar boyu okunmuş, halk kendi dilinden olan bu Tanrısa) s>eslenişo ulıyrmştı. Türkçe e/.an da Atatürk'ün savaş arkndaiji olduğunu her vesileylo ileri süren Bayarın Cumhurbaşkanhgı dönenıınin ılk isı olarak. yeniden Arapçalaştırıldı. Oysa büyük Atatürk, daha 1930'lardan öncH şoyle seslenmişti bizlere: Türkçe konuşmayan bir ınsan. Türlt harsına (ekinine), Tıırk camıasına (t,oplulu£una) baftlılıgını tddıa odnr.so, bunu inanmak doğru olmaz.» Hem •Türkütn» dıyeceksın, hom de aian lan dolduran halk topluluklan karşısında dilimizin özleştirümesini. yani Arap Acem . azıcık da Türk kırma«ı ve karnıası olan Osmanlıca'dan. bagıny*ız an Türkçe'yo geçişi yoreceksln ve güzel Türkçe'mlzin kendi benliğlnl bulması için çaba harcayanlarla alay edeceksin!... Hem her konuşmanın sonunu yıllardan berl ne tdü&ünü açık seçik olarak bir turlü anlatamadığın «milll görüş.» sözüyle bağlayacaksın. hem de •ayın'lan çatlata çatlata» Türkçeyi Araplar gibı konu$ucaksın!... Yarım yüzyıl önce sevgili Ata'nın dedlgi gibl, kim inanır sizlerin «milliyetçi»liğinize, kafası yıkanmış olanlardan gayn. Bu ınasum toplulugun kafa aydıı^lığına kavuşmasını, sahte mllliyetçiliğinizi anlayacakiar diye istemiyorsunuz... *** Çorum İdadislnde (ortaokulunua) Osmanlıca ögretmenimiz Hacı Fazlı Efendl • tahrir. (kompozisyon) ödevlerlmlzde hangirniz en çok «lugat paralar* ve Arapçn. Farsça sozcük ve tamlamalan ne denli çok kullanırsa. en yüksek notu ona verlrdı. Neredeyse hepimlz Edebiyatı Cedide yazarları gtbi Arapça ve Farsça sözcükler «icat etme tyaratma) yanşına başlıyacaktık. Ödevlerimizin, yet.erince "öğrenim gör.memış kişilerce anlaşılması degıl. anlaşılmaması daha önemliydi. «Öz Türkçe»nin adı «kaba Türkçe» idi. Osmanlıcayı en agdalı biçimdo konuşup yazanlar herkesce «delı» bile defcil. Türk »ayardı. Onun yaşadıfcı tarihte ya/:ılan sözlukltr hep Lügat ı Osmani» veya «Osmanhca Lugat» adını taşıdıklan haldo. kendisinin meydana koyduğu büyük sözlük. «Kamusı Türkl» adını taşır. 1901'de çıkmış olup. geçen yıl ofsetle «tıpkı basımı» yayımlanan bu sözlüğün başındakı onsözde Şemseddin Sami şöyle den «Çağatayca'da halis Türkçe olarak birçok kelimeler buluyoruz ki, bugün İstanbulda müstamel (kuüanılmakta) deği) ıse de, cumlesi (hepsi) meçhul duhı olnıayıp. bir takımı düne gelinceye kadar kullanılıyordu. Ve eski şuara (ozanlar) ve üdebamı.'.ın lediplerimizin) asarmda (yapıtlarında) bulunmakla lisan ı edebimiro (yazın dilimlze) dahildin bir takımı da Anadolu'da elyevın (bugün) müstamel olup yalnız bir miktarlan Osmanlılar tarafından hlç kullanılmayarak. Çağateyca'ya mahsus kalmıştır. Bunların da bazılaıunın bizim Türkçede muteradifleri (eş anlamhları) olduğu halde. bazılarınm mukabillert (karşıhkları) olmayıp. biz onların yerine Arabi'den, Farlsi'den veya elsine I ecnebiyeden (Batı dillerinden) müstear (ahnmış) kelimeler kullanıyoruz. Bunların ıse yabancıhğı ve Çağatayca'dakilerin Türkçeliği müsellem (söz götürmez) olduğundan. bunlara Çağatayca namını vermek hatadır; buniar halis ve safi Türkçe kelimelerdir ki, blzce ihmal olunup unutulduğu halde. Şark'taki hemcinslerimiz (soydaşlarımız) tarafmdan. yani Türkçe'nin beşıgi ve mahalli aslisi olan Türkistan'da hıf/ olunmuştur (korunmuştur) Bunların bizce dahi mevkii istlmale konulnrak (kullanılarak) ihyasıyla (canlandınlmasıyla) lisanımızın bir kat daha kesbl vüsat ve istiğna etmesj (genişleyip zenginleşınesi) her sahibi hamiyetin (yurtseverin) arzu edeceği bir şeydlr.» Tam 78 yıl önce Türkçe'nin yücellğine tnanmış büyük bir Türk bllgini tarafından yazılmış olan ve güzol Türkçemizln Arapça, Farsça ve Batı dilleri salgınından korunmasını öneren bu satırian okurken msanın gözlerı yaşanyor... *** Türk Dil Kurumu, bilindigi gıbl, Atatürk tarafından 12 temmu* I932ae kuruldu. 12 temmuz 1979'da 48 yılına basan bu Kurum'un. Türkçe'mize çok büVük hizmotlori var Bıınlan buruda sayıp dökmok olanaksız. Bu kurumıın uzun süro (19631077) genel ya/.manlı£ını yapıniîj olan bılge dostum Ömer Asını Aksoy'un yaşaınının 30 yılında kurum onun onuruna lürk dllinin türlü konularında 18 bilimsel araştırma ve ıncelemeyi içeren bir «Armağan Kltap» yayımladı. Türk Dil Kurumunu ve sevgili dostıım Ömer Asım Aksoy'u kutlar ve ona. Atatürk'çülügün aydınlık yolunda aydın kafasıyle daha nice yıllar venrnlı çalışmalar dilerim. Başka bir yazıda bu Armagan Kitap'tan da söz edeceğim CUMHURİYET 15 TEMMUZ U7fl IH « Türkçeınîz ve Politikacılar t * • • • * • • Tarihin İki Yüzü... E Hıfzı Veldet VEÜDEDEOGLU rln alim> sayılırdı o dönemde. «Çamıde bu gun falan hocanın vaazını dlnledim Adarn o kadar derin alim ki. konuştuklan bizım gibilerce anlaçılmıyor. Sonunda bir de Arapça dua okudu Hayraıı kaldım dogrusu» gibi sozleri çok duymuşumdur. büyükler kendi aralarında konuşurken. Belki bizim poliükacıJarımız da halk karşısındakı konuşmalarında lugat paralayuruk «derin polıtıkac;ı» olduklarını kanıtlamak istiyorlar Bu. kendi bılecekıerı iş, ama ben yanda hızla gelişmekte olan Türkçemizi buyük kültür dilleri düzeylne ulaştırmak ıçin çaba harayaıılarla alay etmeğe yoltenmesınler. Çünkü o zaman daha da gülıinç oluyorlar. Haddirn olnıayarak onlara Ataturk'ün özel kalomlnde 19331951 yıllnrı ara.sında memurluk yapmış olan, Basbakanlılt Yüksek Denetleme Kurulu Üyesj Sayın Haldun Derin'in Ankara'da 1973 yılında yayımladıgı «Türkçe'dek'j Gellsmeıer» adlı 75 sayfalık küçük, fakat çok özlü kltabını okumalarını salık verlrim. Türkçonin gelişip özleşmesl konusunda biraz gözleri açılır belki!... **# Gerçek dü bilginlerimizde ve gerçek ulusçu politikacılarımızda «derin görünmek» kompleksı bulunmadıgından. onlar olabildiğince öz ve yahn Türkçe konuşup yazıyor ve Atatürk'ün açtıgı çığırda yürüyerek dilimizl zenglnleştiriyorlar. Gerçek «milli görüş işte budur. Öz Türkçeyi güzel yazabilmek içln, böyle yazmağa özenmek değil, Türkçe'nln büyük ve gelişmeye açık bir dil olduğuna ınan mak gerekir. Bu bir «özenti» Isi değil. bir •înanç» sorunudur çünkü... Aynca bu, klmllerinln kara çalma amacıyla ileri sürdükleri gibi başıbozuk bir uydurmacılık» değil. uzun tnceleme ve araştırmalarla kaynak ve köklere ulaşma ve bunlara dayanan bllimsel bir üretme ve türetmeyle yazı dlllmizi. az çok okumu? herkesçe anlaşılaoak duruma getirme sorunudur. Almanya'da, özellikle 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında hukukçular kitap ve yazılannı çok ağdah bir tlil ve uzun cütnlelerlo kaleme almayı .marifet» »ayarlardi. 1933'ten sonra Istanbul Üniversitesirıde bir süre hukuk felsefesi profesörlüğü yapmıs olan R. Honig'e 1936 yıllarında bir güo: •Sayın Profesör. 1931'de Berhn'de dokt.ora teziml hazırlarken sizin 1919da çıkmış olan ve şu adı ta^ıyan kitabmızdaki düşüncelen anlamak için çok guçlük çektim Kimısinı de hiç anlttyaraadım» dedigımde bana: • O kitabımı şimdi ben bile zor annyorura» yanıtını vermıştl. Doğrusunu söylemek «erekirst). kitaptaki düşüncelerde herhangi bir derinlik yoktu. Başka bir gün. doçent olarak kürsüsünde çalıştığıfaı. Medoni Hukuk ve Roma Hulcuku Ordinaryüsü Prof. A. B Schwarz ile •bilimsel derinlik ve sığhk» konusu üzerınde goruşürken, gerçek bir bıl«in olan ve daha once Leipzig, Zürich, Oxford glbı büyuk ünıversitelerde hocalık yapmış bulunan Schwarz ijöyle demişti: «Klmıiori. düşünceiennin sığhğını örtmek ve derm görünmek içln çetrefll, bulanık bir biçemle (üslupla) yazarlar. Azıcık kurcalayınca sığhk anlai}ihr. Bulanık aktığı İçin dibi görünmeyen bir suyu u?.unca bir deftnekiB yoklayarak size görunmeyen dibine kolayca orişiv. derenın sıglığını anlayabilirsınız. Buna karşılık, dibindeki beyaz çakılların güneş ışıgınd& partadıgını gördüğünüz çok dertn bir t,uyun tabanına övle kolayca ulaşamazsınız. Gormek başka, ulaşmak ylne başkadır. Tıpkı bunun gibı. yahn bir dille yazılmış kıtaplan bir okuyuşta kolayra anladıKinı/ı sanırsmız ama, onun derinliğmdeki düşüncelere öyle kolay kolay erişemezsiniz. Düşüncede dernılik sorünu, düşünceyl yansıtmuga çahşan yazınin bulanık veya aydınlık olmasında değil. yuzeysel ve sıg olmamasındadir. Düşüncede derin fakat ıınlatış ve vazışta olabildiğince berrak olınak gerokir.» Klmı politikBcılanmızın konuşmalannı, Prof. Schwarz'ın yaptığı yukarıki ben/etmenin denektaşına vurarak onlardaki sığlığı he men anlayabilirsiniz *** Meydana koyduğu ansiklopedik yapıtlarıyla Türk ekinine (kültürüne) çok buyük hizmeUerdo buhınmuş olan Şemsettin Sami Bey, soy bakımından. Arnavut'tu. Kimi yapıtlarmda aile adı olan «Fraşen» ismini de kullanırdı. Ama kendisin! «Osman DEhT ÇOK.. Oktay AKBAL Nıl BILIM DUNYASI SKİ Ege uygarlığı... Homeros'un şlirlerl, Edâtun'un konuşmaları; Sokrates'ın erbemıerl, mermer yapıtların görkemi; movl denlze açılan tıyalrolar; bulutlara uzanan beya? sütunlar; tanrıları ve tanrıcalarıyla eskı Yunan... Hepımiz okul sıralarında ezberlemedik ml aitın cağın unlulerım? Yunan demokrasisınden başlayarak Roma'nın senatolarına değln uzanan bir sürecin övgüleriyle kafamız dolmadı mı? Platon'un mağarasını ezberlemedlğimlz zaman sınıfta cakmadık mı? Arlsto'nun mantık kurallarını öğrenmedlğlmlz lcln azarlanmadık mı? Hangı öğretmen bize madalyanın tersini gösterdl: Eski Yunan ve Roma uygarlıkları, köleci toplumun örnekleridlr. Bu toplumlarda demokrası yoktu. Tereine, üretlcl gücler hlcblr hakkın sahlbi olamazlardı. Köle demek. bir soy mal demektl; alınır, satılır; alablldlğine sömürülürdü. Toplumun temel üretici gücünü köloler oluşturuyorlardı. Sayıları arttıkça durumları kötülüyordu. Efendllerln üretim araçları ve köleler üzerlndekl tam mülkiyetl, acımasız bir sömüruye donüştüğünden, köle emeğl zenglnlik kaynağı oldu. Eskl Yunan uygarlığı dediğimlz şey. İşte böyleslne bir lcerik taşımaktadır. Eskl kolıntıları gererken, denıze acılan tıyatroları seyrederken, bulutlara uzanan sütunlan izlerken, altın cağın slyah demlrlerle prangaya vurulmuş kolelerinl unutmayınız. • Karanlık Ortacağ... Bin yıllık slyahlığın simrresi; feodallerln sultası, eskl Yunan ve Roma uygarlıklnrından sonra gelen karabasan cağı: flklr yaşamının ve uyqarlıı3ın gerlleme döneml: Insanlıkta bir ceşlt ay tutulması; kltaplarm ve düşüncelerln yok edilmesl; tYenıden Uyanış» dönemlne dek karanlık. karanlık, karanlık... Hopimlz okullarda böyle ögrenmedik mi Ortacaöı? Hangi öğretmen kalkıp tersini söyllyebilirdi: Ortacağ karanlıktır ama: genlş emekcl yığınları acısından eskl Yunan ve Romo'don cok llerdedlr. Cünkü Ortacoğ'da emekciler kölelikten serfllğe doğru bir dönüşümle azçok haklar edınmlşlerdlr. Senyörürt malı değlldlr serf. Kölecillkte, efendllerln malı olan emekcl, her türlü haktan yoksundur. Serfllkte bağımsızlık sözkonusudur; ancak serfin sınırlı bir hukuksai kişiliğl vardır. Bazt yasaklara karşın aıle kurma hakkını bile kazanmıştır. Derebeylere harac verorek, biraz mal sahlbi de olabillr. Ortacağın teodal toplumu, eskl Yunan'dakl kölecillğe karşı büyuk bir llerlomedir Emekcl halk acısındap bakarsak. asıl karanlık cağ, eski Yunan ve Roma uygarlıklarıdır. insan, aynı Tanrıya tapma eîltliğlne bile Ortacafl'da ulaşmıştır. Hangl öğretmen tarlhe böyle bakablllr; ve öğrencılerlne böyle öğretebüır ki... • Nlcln öğretemeylz cocuklarımıza tarlhsel gercekleri? Nlçin tutucu bur|uvanın sömürucü bakış acısına davanan tarlhsel eğitlml Mllll Eğitlmin programlorına oturtmuşu/'' Cunkü tarihe gerçek ocıdan yaklaşabllmek yasaktır. Kapitalist dünyada gecerll olan ve Yunanistan'ı okul gıralarında gökl«re cıkoran eğltlm slsteml, blzlm de blllncsl/likle aktardığımı? bir propnganda nitellğl kazanmıştır. Böylesine bir eğltlmle beynı yıkanan Batılı. Anadolu Türkünü düşman beller. Dış polltlkada bunun urunlerlnl bclbol derllyoruz. Yine de Türkiye'de tarlhln gerçek nnlomını öğretemlyoruz cocuklarımıza. Sınıfsal bokış açısının öğrencllerlmlzı uyandırmasından korkıtyoruz. Korktukca da, yerin dibine batıyoruz; blllncsizllğln karanlığına gömülüyoruz. Emekç) yıgınlarımn tarlhln Itlcl gücu olduğunu eaptayan felsefeyl eğitim programlarına geçlrmeden. ne ulusol tarlhlmlzl anlıyabilirlz; ne (nsanhk tarlhlnl. Sıg%r*,fabrlkasından R. A. yazıyon .,, • «Tekel'in Cevizli'de ışçi kampj adı «Itında bîr dinlenmo yerl vardır. Ailece bizım de dinlen» meye gereksinmemiz vardır herhalde! Genel Müdürlüge dilekçe verdik. kuraya girmiş, kaybetmişiz, Tekel'de 13 yıllık emegim var, kampın kapısını bilmiyorum. Yaz boyunca oraya dinlenmeye giden klşilerin yüzde onu işçi İse yüzde doksanı memurdur. bu bir gerçek.» Eskişehir TCDD'den emekli K.O. yazıyon • Yurürlükte bulunan. Medeni Kanunun toplumumuz gereksinimini karşılamaktan ne kadar uzak olduğu toplum yaran ile sürekli çeliştiğini bilmeyen yoktur. Bir boşanma davası yıllarca sürmektedir. Ştırası kesinlikle bilinmelidlr. boşanmak lstemeyen çift mahkemeye başvurmaz. 25 yaşında eşinden ayrılmak isteyen bir İnsanı ele alalım. mahkeme dört beş yıl sürüyor. bu kişi otuz yaşına gelmiş olacak. Kadın aynlmayı isterse hernq(i hemen hiç bir engeli göz önünde tutmayan Medeni Kanun, kadın lstemezso bunun tam tersini uygulayabillyor, erkek adına hiç bir sakıncayı düşünmüyor. Türkiye'de boşanmak için kaç kişi mahkemelere başvurmuştur, kaç kişının davası ne kadar zomandır sürüp gitmektedir. bunları saptamak gerekir. Bu sorulann yanıtı ahndıgında toplumumuzda çekilen ıstırabın bir bölürnu ortaya çıkacaktır. Zorla ayakta tutulması lstenan dengesiz ailelerin çocuklan da gerekli huzur ve eğitimden yoksun olarak yetişeceği de ortadadır. Acılar çeken binlerce yurttaşın sorunlanna bir çözüm getirilmeli, Medeni Kanun adına yakışır bir nıtellğe kavuşturulmahdır.» Yusufeli'nden S. Dedebek yazıyon •Devlet memurlarıyle ilglli bir yasa ile memurlar bulunduklan kadronun bir üst derecesüıe çıkarıldı. Benim derecem 5/2 idl, yasaya göre 4/2 oldu. Bu değişikliğe göre maaşım da brüt olarak 1370 lira arttı. Çarpık düzenin vergi yasasına göre 1370 liradan elime ancak 350 lira geçtl. Temmuz bordrosunu yapıp saymanlığa götürdügümde şöyle bir itirazla karşılastım: Maaşınız 4/2 olduğuna göre size yakacak parası 1000 lira değil 750 lira ödenecektirl Benim asıl derecem 5/2 olduğundan 1000 lira almam gerektiğini savundum. Saymanlık ise 4/2'den maas aldıgımızdan ötürü 750 lira yakacak parası alabileceğımi soyledi. Uzun tartışmadan sonra durumu size iletmeye karar verdim. Tüm memurlar ve çalışaniar adına şu durumu vurgulamakta yarar görüyorum: Göstergedeki sayı değişlkliginden ötürü maaşımda brüt olarak 1370 lira artış görüldü. Bu artış maaşıma katılınca ele geçen net 335 lira oldu. Saymanlığın savı doğrulanırsa 335 liranın 250'si de gidecek. dolayısıyla elime 1370 liradan ancak 85 lira geçmlş olacaktırI Sosyal adalet bu mudur? Bu gıbl adaletsizlikler düzeltilemez mi? Biz çalışonlar hep sömürülecek miyiz?» Bir Emniyet görevllsi P. S. yazıyon «Ben Polis. Enstitusü mezunuyum. POLDER konusunda size yazmak istlyorum. Enstitüde okurken başımıza gelmedik kalmadı. O zaman MC iktidardaydı. Aşın baskılar vardı okulda. Baskının sorumlusu yakından tanıdığınız bir kişi idi. Agâh Oktay Güner. Okula ögretim görevlisi olarak geliyordu. Maliye vo Iktisat derslenne. O zamanlar müsteşardı. Okulu tam olarak ikiye ayırnııştı. Iyı geçınen arkudaşlar bile birbirine düşman olmuşlardı. POLDKRli birini duydukları zaman tüyleri diken diken okıyordu bu bayların. Derslerde lma yoluyla l2.Marttan ve faşlzmden bile çekinmeden söz ederdl. Nerde sosyal lçerikll bir toplantı ve yürüyüş olsa hemen boninı v e benim gibi arkadaşların ifadelerl ahnırdı. katılıp katılmadıgımız sorulmadan cezalandınlırdık. POL DEIÎ onlara umacı gibi görünüyor. Bizden ve dernoftimizden daha çok korkacaklar. Bizim amacımız polisi halkın polisi yapmak. zenginden ynna olmayan yoksuldan yana olan polis yaratmak, ruşveti. işkenceyi kcldırmak. Cumhuriyet yönetiminirı polisi faşist olamaz ve faşist yönetimle yönlendirilemez. Polise iyı olanaklar saglanmahdır. POL. DER'in amacı bu sontnlaro çözüm getirmoktir..» A merlkan Anayasa Hukuku profesörlerl. sınavdo terletmek istedlklerl öğrencllere şöyle bir soru sorarlar: maddesl. Amerikan Mlllet Meclisl'nln söz ve bosın özgurlüğunü kısıtlayacak yasa cıkaramayacağını söyler. Madde, bugune kadar. tltızllkle uygulanmıstır. Acıklanmosı başka bir ülkede insanı Ipe götürecek sırlar, bu maddsye göre açıklanmıştır. Ve bundan ulkemiz sadece yarar görmüçtür. Ancak, bugün bir dergl cıkıp da Hldro|en Bombasının nasıl yapıldığını ocıklamak istese ve bu mesele. slzln yargıç olduğunuz mahkemenin önüne gelse. nasıl bir karar verlrsinlz?» Hocaların bu soyut sorusu, gecen şubat ve mart aylarında gerçek bir olay olarak mahkeme önüne gelmlştlr. Ve şlmdl. terleme eırası Anayasa profesörlerlyl© yargıclara ve gazetecllere gelmiştlr. DERİN ARAŞTIRMA ; Hovvard Morland adlı 36 yaşında eskl bir havacı. mesleğlnl bırakarak gazeteclllğe baş lamıstır. Nükleer bomba aleyhtarı olduğu blldlrllen bu eskl asker 6 ay, durmadan ünlverelte kitaplarını. ansiklopedllerl Inceleyerek, atom santrallerlnl gezerok ve Amerlkan Ener|l Bakanlığının aracılık yaptığı klşilerle konusarak «Hldro|en Bombasının Sırrı: Nasıl ele geçlrdlk, neden acıklıyoruz» adlı bir yazı hazırlamıştır. Yazı, VVIsconsln devletlnin başkentl Madison'da 70 yıldan berl yayınlanmakta olan ilericl (The Progresslve) adlı derglde yayınlanmaya başlamıetır. Ancak. dergl aylık olduğundan. yazının ilk bölümü yayınlanmış. hldrolen bombasının nasıl yapıldığına alt bölüm bir sonrakl sayıya kalmıştı. Tam bu sırada, dergl. Adatet Bakanlığının açtırdıflı bir dava İle karşılaşmıştır: Bakanlık. sırrın acıklanmosının, Amerlkan'ın ulusal güvenllğlnl sarsacağını İleri sOrerek yazının kalan kısmının yayınlanmasının önlenmeslnl Istlyordu. Sırrı öğrenecek tedhlşçller, bomba yoluyla. tarihte görülmemlş bir şanta| yapabillrler. örneğln New York glbl 10 mllyonluk bir kentl yok edeblllrlerdl. Kuşkusuz. atom veya hidro|en bombası sadece alılonı değil. atanı da bir anda yok edlyordu. Ama bunun 6neml yoktu. Dedlklerl yapılsın dlye ölumfı blte bile göze alan ihtlhar tedhlşcllerl yok mu İdl? Konunun çokaya gellr yani yoktu. Sırrın acıklanmaması K Cln mahkeme karar vermellydl. ŞAŞKINLIK Oava. dergl vöietlcllerlnl şaşırtmıştı. Cunku, yayımm önlenmesı lcln Bakanlıkca acılan davada, henö? vavmlanmamıs bölümlerden örnekl»r verlllyordu. Bakanlık. cıkmamış bir yazıyı nasıl ele geçirmiştl? Bombasının Sırrı HtDROJEN BOMBASI KONUSUNDA BtR DEBGİNİN YAYININI DURDURMAK İÇİN AÇILAN DAVADA YÜKSEK MAHKEMENİN NASIL BİR KARAR VERECEĞİ MERAKLA BEKLENtYOR konusu İdl. Bu yasa 1946 tarlh II «Atom Enerjlsl Ya6aş»» J g d f ^ nı taşıyordu. Yasanın bir mad., desl «Amerlka Blrleşik Devletlerlnl tehllkeye sokabllecek veya bir düşman devlete avanta| sağlıyacak» sırların acıklon masını kesinlikle önlüyordu. Sonra. nükleer silah sırlarmın kltaplarda yazılı olduğu savı da yerlnde değlldl. Zlra. tedhişçllerin bu sırları toplayabllmelerl Içln en az yazı sahlbl kadar araştırma yapmalatı gereklyordu. Cünkü. sırların hepsl tek bir yerde yazılı değlldl. Bakanlık. yazının devamının yayınlanmamasına karar İstiyordu. KARAR Dava, VVIsconsln devletlnin Mllyvaukee mahkemesınde acıl mıştı. Yargıc VVarren sıkıntılı bir duruma düşmüştü. Neye ka rar verecekti? Profesörler de kendi aralarında tartışmaya başlamışlardı. Bir kısmı, yayının önlenme8l yanlısı İdl. Bir kısmı da: «Anayasa'nın değlşlk birincl maddesinln uygulanmasında tereddüd hallnde basın ve söz özgürlüğü lehinde karar verilmelldlr» dlyordu. Fakat, yargıç VVarren. önleme kararı İçln başka bir gerekçe buldu: Hidro|en bombası sırrının acıklanması Amerlka'nın topyekün yokedllmeslne yol açabilirdl. O zaman Amerika ortada kalmayacağı glbl basın özgürlüğü dlye bir şey de kalmazdı. Yazı yayınlanmamalı idl. Oysa yargıç şunları unutuyordu: 1946 tarihll Atom Ener|lsl Yasası 33 yaşındakl bir ya Ba idl ve hükümlerl etklsiz hole gelmlşll. Cünkü, Amerlka'nın en büyük düşmanı olan Rusya He Çin de bomba yapmışlardı. «Amerika Birleşlk Dev letleri'nl tehlikeye sokabllecek veya bir düşman devlete avan ta| sağlayacak sırlon hükmü Işlemez hale gelmlştl. Kaldı kl, 19 yaşındakı üniverslte öğrencllerl dahı bomba yapmış lar. uzmanlar bu bombaların iş ler halde olduklarını blldlrmlşlerdl. Gazeteler de dovaya karışmışlardı. Cünkü, bir yazının mahkeme kararı ile sansür edll me8l Ilk kez görülüyordu. Bu yolun acılması, bosın özgürlüğünün her bahane İle kısıtlanmasına yol acabıllrdl. Bir kıSım gazeteler davanın kararsız 8onuçlanmasını, bir kısmı do, derginin. sırları. sulandırılmış olarak yayınlanmasını İstiyorlar dı. Dergl, kararı temvlz etmiştlr. Amerlkan Yüksek Mahkeme Bi'nln tutumu meraklo boklenmektedlr. Kanımızca. konu uzerlnde qe rekslz fırtına koparılmnktadır. Zlra, hldrolen bombasımn babası. Dr. Edward Tellor bomba nın nasıl yapıldığını Amorlkon Anslklopedisl'nrie. krokllerlvle. acıklamıştır Gelecak yazımız hem otom hem hldroıen bombasının nasıl yapılriıgı üsîüno olacaktır. I SECRETARY NEEDED A company located at Gayrettepe is looking for a chief secretary with perfect knowledge of English, preferably also German, telex, typing and all kinds of office activities. Please apply either personally or with letter to. Büyükdere Caddesi 107/5 Gayrettepe (Korobağ: 143) 5622 Vehbl BELGİL Çok gecmeden, durum anlasıldı. Ciddl bir yayın organı olarak ün salmıs derginln sahlbi, yayından önce makalenln fotokopllerlnl çıkararak bir kaç atom bllglnlne göndermlş. kendllerinden yazı konusunda göruşlerlnl blldirmelerlnl rlca etmlştl. Yazıdakl acıklamalar o kadar doğru İdi kl. bllglnlerden blrl. kendlslndeki kopyanın bir örneğinl Profesör George Rathlens'e ulaştırmıştı. Profesör. bir yandan Massachusetts Tek nolojl Enstltüsünde calışıyor. bir yandan da Dışlşlert Bakanlığında görev yapıyordu. Profosörün Bakanlıktakl görevt, Carter'm atom danışmanı Gerard Smlth'ln yardımcılığı İdl. Damşmanın görevl Ise, nükleer sllahların yayılmasını önlemektl. Davayı danışman açtırmıstı. Ya?ı yayınlanır, sır acıklanırsa bomba yapmayı öğrenmeyen kalmayacaktı. 8AVUNMA Derçl yönetlml, Adalot Bakanlığının korkularının yerlnde olmadığınt İleri sürüyordu: Yazıdakl bllgller sır değlldl. Bllgllerl nerelerden nasıl topladık larını bir bir göstereblllrlerdl. Esasen yazı, nükleer bomba sırlarmın sır olmadıklarını gös termek amaclyls yazılmıştı. Amerlkan Hükümetl nükleer sllah yopımının yayılmasını önlemek lcln cok gayret sarfettlğlni İleri surerek halkı aldatıyordu. Ya zı. bu aldatmacayı bütün cıplaklığı İle ortaya koymak icin hazırlanmıstı. Sırrı, butün dün yada bilmeyen yoktu. Hal böyle olduğu halde bomba yapılmamasının nedenl, bunun yüksek düzeyde bllgller© gereksınme gostermesl idl. Bomba y o pımı için gerekli yakıtı bulmak da cok güç bir Iştl. Derginin amacı dünyada barışı sağlamak tı. Yazının yazarı da nükleer Bllahlara karşı oluşu İle tanınmıştı. Dergl yönetlml, yazının devammın acıklanmasma karar verllmeslnl Istlyordu. Derginin avukatları, bu konuda, 8 yıl öncekl bir mahkeme kararına da dayanmak Istlyorlordı. Amerlka'nın cok satışlı, cok ünlü ikl gozetesl olan The New York Tlmes İle The Washlngton Post. 1971 yılında Amerikan Sa vunma Bakanlığının dosyalarını «le geclrerek, Vietnam Savaşının bütün klrll yanlarını ortaya dökmüşlerdl. Adalet Bakanlığı, o zaman da casusluk, hırsızlık, ülkeye karşı komplo eav ları İle bu gazeteler aleyhine da va açmıştı. Fakat dava tutmamıştı. Yani. çazeteler ve vazor lar aklanmıştı. The Progresslve dergisl bu örneğl ileri sürerek kendllerlnln de aklanmalarını istiyordu. Bakanlık ise kendlslnl şöyle savunuyordu: Pentagon Belgeleri (The Pentagon Papers) adı İle tarihe geçmlş olay, bu davada örnek göstorllemezdl. Çün kü. bu belgelerln açıklanmasını önleyen bir yasa hükmü yok tu. Oysa, bu davada. bir yasa maddeslnln çlğnenmasl söz T.C. ZİRAAT BANKASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN (Malzeme ve Satınalma , Müdürlüğünden) Printer Ribbon Satın Alınacaktır 1 Bankamız gerekslniml lcln. kapalı zarf usulü tekllf aimak suretlyle 75 adet Printer Ribbon satınalınocaktır. 2 Bu konudakl Idari şortnnmo Ankara'da Malzeme ve Satınalma Mudürlüğümüzden sağlanablllr. 3 Ihale Genel Müürlüğümüzde yapılacaktır. 4 işin gecıcl temlnatı. tekiif tutannın %6'sı oranında olacaktır. 5 Teklif mektupları He Printer Ribbon numunelerlnln en gec 27.7 1979 Cuma günü saat 15.30'a kadar Ankara'da Malzeme ve Satınalmo Müdürlüğumüze makbuz karşılığında teslim edilmesl gerekmektedir. 6 Bankamız 2490 sayılı Yasaya bağlı değildlr. (Basın: 18063) 5613 ÇIKTİ UĞUR MUMCU VI SÂKİN SABAHLAR. HUZUR DOLU BİR GÜN VE İCİNİZİ ESENLİKLE DOLDURACAK AKŞAM SAATLERİ. DENİZ, KUM. GÜNEŞ... LALE VİLLA "ÇIKMAZ SOKK,, • • O • 9 Bir döneme ışık tutan anı ve belgeier.. Silahlı eylemlerln vordığı cıkma? sckaklar.. Ertuğrul Kurkçü. Yusuf Kıipell. Nahlt Tören. Münlr Ramazan Aktolça. Orhan Savaşcı Fevzl Bal. yazarlo birlikte gecmlşl değerlendirdller. Devrimcilerin eleştlr ve özniestlrılerl.. Gecmış olaylarla llglll tutanak ve hukuksal belgeler. Ufiur Mumcu bu kıtopta silahlı eviemleri eleştlriyor. «Genclığin yolu. Iscl smılınm yoiudur > bütün kltapcılarda. Dağıtım. TEKİN YAYINEVİ, İST. / 27 «9 «9 SİZDE UNUTULMAZ BİR YAZ ANIS! OLACAK. ÖREN BURHANİYE. TEL 34 3 (Cumhuriyet 5620)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear