Catalog

ONİKÎ CUMHURİYET 13 EKlM 1970 Cidd iyeC Memleket Antikalaştı!.. Antika alım satımıyla eekl<Jen yalnız antikacılar uğraşırdı. Gıderek işler antikalaşmaya başlayınca, herkes oniıkocı olup cıktı. Bakkata glriyorsun, dükkân entlkalıkla dolul Beyazpeynir 180, sucuk 300, pastırma 600, kosarpeyniri 250 lira! Antlka fı yatlar! Ampul soruyorsun; Alâottin'in sihırli lâmbasını sormuş »un gibi bakryor adamın sura tına... cYağ geldi mi?» diyorsun, «Ramses'in mumyası geldl mi?> aniıyor. Yonına sokuiup, tarihi eser kacakcısıyla ko nuşur gibi, usulca; «geldi...» di yor, «akşama veririm... KimSeye gösterme...» Kasaba girfyorsun, orda da her şay antıkal Tavuğun kilosu 150, kıymanın 200 lira... Antrkot, bonfile, kontrflle her gün zıyarete acık müzede durur gıbl camekâna dızill. Şöyle blr dolaşıp cıkabilirsiniz. Glriş «erbest Yumurta da antika! Hepslnl Krlstof Kolomb İspanya KıralryV tokuşturmuş! Beş lira tanea 81... Kunduracılar da antika! Sotılan bütün kunduralar Haclı Seferlerinden kalma! Büyük İskender'inkıler 5 bln lira! En ucuzu Yenicerilerin giydikleri... bln beş yüz lira! Giyim kuşom da antikal Erkek comaşırları Antuan'ın... Kadın oamaşırlan Kleopatra' nın... Seviştıkleri gece gıymlşler! Hcızır elbiselerın hepsl on dördüncü yüzyıidan... nadlde! Ücretler de antika. «Aldığım maaş antikalaştı..> diyorsun patrona. «İyl ya i$to..» dlyor. tdeğerıni bil sakla..» Çunku, patron da antika! Takır takır adamlar fildürü töyor. öldüren de bir antlkalık var, belli!.. Maldan anlayanlar söylüyor: Hitler de böyI* antıkalıklar yaparmış! Kacakçıtara dövir getiren IşCİIer de antikal Havagazı antika yanıyor. Su antika akıyor. Elektrlk antlka. Televizyon antika. Bu ahtlka bolluğuna ylne de turist çeke ıruyoruz, o Iş de antika! Bunco antikalığa razı olup katlanmak da aitikalık gibi geliyor bana. Gecende bir dostumla bu konuyu konuşurken; tvalla bir gecede hepsinl adam ederim...» demlştlm. Biz© kulak misaflri olan küçuk oğ'um Ahmet de cdedem gıb. konusmaya başladm baba...» dıyerek sâze katılmıştı. Ahmet haklı. Bsn de mı antıkalaşıyorum nedır? Vural SÖZER "BİR ŞOFÖRÜN EVRAKI GAYRI METRUKESİ,, y «Bugün kapılmış bahtımın rüzgarına biraz alçaktan uçuyordum. Sırtımı şoför mahallının kapısına dayamışım. Teypte Orhan Abım doktürüyor: «Ben doğarken ölmüşüüüum..» Yanı keyfım iyı. Hemen scğ olsun bır Almanyalı Mersedes dalgama tas koydu. Son model arabası ile benim 56 $avro:eyı geçmeye çalışı/or. Yol vermedım tabıi. Bu sefer sağdan geçtl. Şimdi bu kerlzi bl sağlayıp, bi sollayacaksm ağaca çıkacak hanzo. Sonra ehlıyetımız yok diye kabahat bizım olacak. Boş verdım. Tadımı bozmadım. Nasıl olsa bır arkadaş çıkar Işıni gorur. Belasını benden bulmasın.» «Aslında bu taksicıliğe tesadufen atıldım. Az kaldı şoför o'acağıma gangster olacaktım. Fakat kalblm temlz olduğu Içln Allah kurtardı. Bır gun bır arkadaşın arabası ıl« soygurta çıkmıştım. Sarıyer'ın oralarda kerız arıyorum söğüşleyecok. Bırden yolun kenarında b>r odam «Taksı» dıye bağırmaz mı? Aldım herıfi. «Florya'ya gıdıyorum» dedı. Adamı lyice soymak ıçin tenha bir yer ararken Florya'ya geJmışiz. Hemen üstünde başında ne varsa aldım. Ayağında bır donu kaldı. Arabadan ınerken «Sağ ol şofor bey, sen insoflı cıktın. Başkası olsa bu da kalmazdı» dedı. O zaman şoförlüğün soygunculuktan daha lyl para bıraktığını anladım. Yolcudan aldığım parayla da blr toksl uydurarak şoforlüğe başladım. Namusunla para kazanmak glb' var mı? Allahıma şükür kalbımin temizlıği sayesinde soyguncu olmadım. Şımdi bir prensıbım var. Müştermın donunu almıyorum ınerken. Bana bol bo! dua edıyorlar. Kiminln donu, kımının duası değil mi?» ••• «Bugün karşıma blr traflk polısi çıktı. Arabanın sağına soluna baktı. «Senin fenrti muayenen var mı» dedi. Bu laU bir yerde duymuşum gibi gelıyor arna, nerede duyduğumu hatırlamıyorum. «Var abic'm,» dedım. Her ay hastaneye gidip tepeden tırnağa muayene oluyorum» Inanmddı. Bu %efer «Ruhsatını cıkar» diyor. Bu laf da yabqrtcı d.ogil ama na »Iduğunu bilmiyorum. Belkl Wzunnlu bır şeydır diye» evde bıraktım» dedım. «Öyleyse ehliyetini ver» dedi. Ehliyet yok tabıi. «Daha almadım abı» dedım. «Neden?» dedi. Nedenl var mı, vermiyortar. Gitsın ken dl arkadaşlarına sorsun. Verseler almayacak mıyız?. «Pekl nasıl araba kullanıyorsun» diye sordu bu sefer. Hay Allah cahılın birıne cattık. Ylne sabırlı davranıp gösterdlm. Kontak anahtarı, debri|ay, vltee. «Böyle böyle» dedim. Bağıra bağıra kactı gıtti» ••• «Geçenlerde bir musteriyl Bakırköy Akıl Hastanesine gÖtürdum. Yolda aklı başında görünüyordu. Fakat hesabı ödedikten sonra iyice aklını oynattı. Bir de baktım bahçede bizim trafık polisl elinde blr direksiyon «bırrrn, bırrnn» diye arobo kullanma taklidi yapıyor. Cıldırmış zavallı. Halbukl son gördüğümde sapasağlamdı. Fa kat biraz cahildi. Trafik polisl olmuş, araba kullanmasını bıl miyor, benden soruyordu» ••• Sandığa Doğru B lz beş arkadaş oylarımızı kullanmak içın bir hafta ön ceden yola cıktık. «Hıç bir güç bızı demokratık gorevımız den alakoyamaz arkadaşlor» dedı Selamı. «Söylentılere aldı rış etmeyın. Kımse bı şey yapamaz Yurüyun. Başımıza taş da yağsa oyumuzu kullanacağ>z» Hepimlzfn secmen kartı yanlış yozılmıştı. Duzeltecek, haftaya pazar günu beşten önce sandığa ulaşacaktık. «Benım kartıma ömür yazmışlar» dedi Ömer. «Baba adımı da Mazlum. Macıt olacak, Acaba bir terslık olur mu'ı Hikmet bu işleri iyı bflır. «Önce İlçe Seçım Kuruluna gıdeiim» dedı. «Adres aynı olduktan sonra korkma.» Ömer adrese baktı «Onu da yanlış yazmışlar bırader» dedl. «Taşlıbayır olmuş. Tavşancayırı» Hane numarası yok mu? Var ama 98 yerıne 89 yaz mışlar. O zaman sen yoksun. Doğ ru nüfus mudurlüğüne koş. Benım nüfusum Rızede.. Atla şuradan bir otobüse. Durma... Clç gunde ancak bıter işın... Ömer koşmaya başladı. Selaml. cOyalanmayalım beyler!» dıye bağırdı. «Seçim kuru lunda isım aramak en az dört gün sürer» Cavıt önden yürüyor. Onun işi karışık. Babasının kartını vermişler. «Babam öieli altı yıl olduı dıyor. «Yaşamayan adam nasıl oy kullanır?» Hikmet, «Şükret halıne» dedi, «Bıze yenı doğan çocuğun kartını verdıler ya... Uste lık nufusa da kaydını ^aptırma mıştım». Adâmlarımı Selamiye uydurmaya çalışarak, «Ceza da veraceksın şimdı» dedım. Cavıt gulüyorlar. «Hapse biie atarlar adamı.» Selamının kartına sandık numarasını yanlış yazmışlar. Evi Fatıhte. Eskişehir'den bir san dık numarası çıktı. Ilce Secim Kurulundan, «Düzeltılir efen dım» dıyorlar, «Olur boyle bır, kaç yanlış eıbet. Makına değilız ya? Sız bı zahmet Eskışehıre kadar gıdın» Selami" mosmor oldu ama aklına koymuş bı kez, kullanacak oyunu. Eskişehire doğru yola çıktı. Benım kartıma Orhan Gencebay yazmışlar. Delı olacağım. «Sizin işıniz kolay beyefendi» dedıler, «Orhan beyi bulun. Değıştirın kartınızı. Onemlı bir yanlışlık değıl». Öyle ya.. Bır de Frank Smatra yazsalardı. Aradık. Orhan bey Almanya turnesine çıkmış. Programa göre ıki gunde pasaport ışlem lerini bıtırsem cumaya Koln'de yakalarım. Dıiekçe doldurmak için emnıyete *<ostum Kapıdan Içeriye gırer, girmez iki polis yakama yapıştı. Bıri lahmacun yıyordu. Ötekı tabancayı karnıma dayıyarak, «Demek ayağın la geldin» dedi. Ne olduğunu anlayamadan komısenn karşısında buldum kendımi. Lahma cun yiyen, «Işte efendim sılahlı eylemcl Necip... Yakaladık» dedi. Ostümü arodılar. Seçim kartımı bulunca, «Hıııı... Orhan Gencebay haa?» dedi komiser, «Ulan bari tanınmamıs birınin adını kullan» Böylece, biz beş arkadaş sandığa yetışemedık. Demokra tık görevimızi de yerine getiremedık. Üzgünüz. Ömer, Rizede kütüğünü buiamamış. Hikmet ile Cavit sahteoılikten altışar ay yedıler. Selami Eskışehirden otobüsle dönmüş. Yol da blr mmıbüsle çarpışmışlar. Bacağı alcıda yatıyor. Ben silahlı eylemci olmadığımı ıspat ettım ama durumum iyi değıl. Gencebay gıbı şarkılar soylemeye başladım: «Seçimi bekleven kumrular gibiiıi... Sen de beni bekleeee sakın unutmaa.» Tekerleklerin Öyküsü (30) Ellere Yar Ellere... Neter yapmadık şu vatan Içln Kımımiz ölduk Kimımiz seçim nutuklan dinledlK Sabırtaşmdan yapılmış TV ekranlannda. Kimisl orta oyunu, kimisl sağsol oyunu Yinelendi yüzlerce kez Karamanın Koyunu. Oümbüllu İsmail. Gullu Agop. Kel Hasan, Kanlı Nıgâr Bitpazarından ekrana döküldu klrll mallar EL USTÜNDE KİMİN ELİ VAR? Kanlı eller. kırll eller, ele el açan eller Sol eüm aceml elim. zavallı elim Scğ elım mübarek elim. Sağ elım masanın üstünde ' Seslensem duyar mı acaba? Merhaba sağ elım merhabo! Sağ e!ınd9 BİSMİLLAH, sol ellnde NEUZİBlLLAH Kayserl'nin KAYSER'1 TURHAN FEYZULLAH Parlamentonun ctt uskurlu pervanesl, Dıl döküyordu televizyonda harbikerız: Na soluz bız nede sağ, orta göbek partilertz Kenarlarından değil, baklavanın orta göbeğinden yerız, Seçilsek te güçlüyüz, seçilmesek te Ne iradei mıtlıye ne iradei revaniye Iktidar koltuğuna bız, Seclmle olmasa da İRADEİSERMAYE'nln tayiniyle Tepeden Inme düşerlz. Muhtıra yemiç hükümetler lcln YEDEK BAŞBAKANLARIMIZ, BEYİN KABİNESİNE, Nihat Beyın. Sadi Beyin kabinesine Beyinü, Işkembeli kokoreçll BAKANLARIMIZ, Aculcu. culcu, $alcı profesörlerimlz yedekte, Yekte yavrum yekte Kayserıll Feyzullahın pastırmaları denkte Ne olursa olur zifiri karanlıkta 31 Martta, 12 Martta. 13 Ekimde. Aralıkta.Parrası peşın kırmızı meşln Bızımkısi KARA değıl, MASKARA değil, PARA REJIM So! eflm, aeemi elim zavallı elim Sağ elim mubarek elim Hef ikı elımizj sıkıp yumruk yaparız da Sağımızdakileri sol yumruğumuzla, Solumuzdakıleri sağ yumruğumuzla, Tepemızdekileri kafamızla, oltımızdaklnl tekmemizle öndekilerl sopamızla arkadakilerl geniş tabanlı kıcımızla ezeriz. MERKEZ dlr yelpazedeki yerimlz Baklava tepsisinın orta gobeğındeylz. MerkezI hâke atsalar da bizl KureI arzı potlatır koltuğa sıcrarız. Blz merkeziyetçl, mulayemetcl partllertz Yoksul ile zengıni, kürklü ile donsuzu Kamı aç ile tok'u, katil ile maktulu Tilk! ile tazıyı, bozkurt ile kuzuyu değillm Parmaklarım klmi kısa, kfrrH uzun, klmi kalın ince kimi, Tıpkl Insanlarımız ve partilerimiz gibi.. Beslenirler aynı kanla aynı damardan Hepsi memnun halınden. değiller birbirine düşman Her elimde beş parmak Başparmak'la ışaret parmak; görevleri para saymak, Ikincl kutsal görevleriyse kabza kavTamak. Üçüncü görevleri tetik düşürmek En kutsal görev, grav grav gravvv™ Bu kutsal görevleri ifadan sonra mükâfât ıcln Amerikan amcaya el acmak avuo açmak... Bu denli uygun, bu denlık ahenkli calışırken ellerımiz Neden hatimizden hep şikâyet ederız? GEL KARDEŞİM ELİNİ VER BANA CANIN FEDA YOLUMA... Ve sonra NAZIMA verdık sözümuzö Onunla tamamladık ELLERİMIZE DAİR «Bütün taşlar gibi vekarh Hopıste söylenen türküler gibi kederll Bütun yük hayvanları gıbl battal. ağır Ve aç çocukiarın dargın yüzlerine benzeyen ellerlnlz Arılar gibi hünerll, hafif Sutlü memeler gıbl yöklü, tablat gibi cesur Ve dost yumuşaklıklarını haşin derüerinin altında gızliyen ellerınlz Bu dünya öküzün boynuzunda değil Bu dünya ellerinizin üstünde duruyor. İnsanlar ah benım insanlarım Yalanla besliyorlar siz! Ses yalan söylüyorsa Söz yalan sötlüyorsa Etlerinizden başka nerşey yalan soyluyorsa Elleriniz balçık gibi Itoatli, Elleriniz karanlık gibi aptal olsun, Elleriniz Isyan etmesin dıyedir Bu bezlrgan saltanatı bu zulum bitmesln diyedlr..» ÖYKÜMOZO: Aynı sepete koruz... Sürdürdü konuşmasını SEYFULLAH: Gel kardeşırn elını ver bana Voici ma men ela senk duva... Beş parmaklıdır elım, Eşıt yaratmamış Tannm, ben şlkayetçl Yalçuı PEKŞEN Memurlar için yeni katsayı Şimdi bak Hüsnu bey, şu anda en düşük gosterge 300 ya, yanı 16 katsayıyla çarpılmışı; çarp. ne buldun, 4800... Çıkcr şimdi 5400'den 4800'ü. Amman iyi çıkar, öteki yana geçerken şundan bir aldık falana verdık, etti on demeyi unutma. 600'ü buldun mu, oh iyi. Şımdi ilk önce 600'ü 16 katsayıya böl, artanı boşver, o köy sandığına... Oralardan bir yerden 37 sayısmı yakaıa, amman sıkı tut. Karıştırma canım kafanı, bırinc1 dereceyi çarp 4'le, ikınci derece için 3,8'i çıkar. Oh nasıl gidiyor işlem. yağ gibi değil mi? Şımdi 37'yı. 4'le carp, ama 3,8'i unutma. 141 buldun değil mi? Yok can'm, bunun 141142 lie ilgısı yok. 141'i bınncı derecenin dördüncü kodeme&ıyle topla, aha sarw 1341 çıktı mı? Ne o kafan mı karıştı Hüsnü bey? Dur oyleyse bız sana kolay b r işlem yapalım. Et 200 lira, zeytın 100 lira, kıra 4500 lira, ıste çarp bol parcala... Yok yahu, çoluğun çocuğun ne suçu var, onları nıye parça lıyorsun, Hüsnu bey Hüsnü bey vallahi ayıptır yahu.. Tutun Hüsnü beyı!... Muzaffer İZGÜ Umur BUĞAY SMATASI ÖPHEiîi Şilltlif Dr. ths&n ÜNLÜER