23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
I Kl epheeileri uyannak lçin geçiTiiştekı blr eldatmacayla gırecegim yazımı. Sayırı Uernırel biri 6, öburü 13 mart pazar günü akşamları Televizyondak'i konuşmasında ilköSreUmln 1973'te tamamiyle gerçekleşmış olduftunj şu demek ki, 714 arası 8 yaş kümesindekl tilm çocuklarımızm okula, oğretmene kavuşıugunu söylemişti. 20 ağustos 1976 tarıiunde drj zamanın Milli Egitim Bakanı Ali Naili Erdern bir demecınde yalnız 400 bin çocugıımu^mı okul dıijinda kaldıgım radyoda söjlemişlerdı. Bu alanda geçen hükumet (btrinci MC) drinemının en yetkili iki Idşisinin söyledikleri arasındHki birbirüıe uymazlık dikkat çekicidir: Sayın Bakan rtemecınde 4 0 0 bin gocugun henüz okula kavuşamadığır.ı açıklarken, Sayın Başbakan daha ıkı yıl öncp ilkügretimin tümden gerçekleşmi'j olduğunu Ust ııste iki kez söylemiştır. Bıınlardan hangisinin doğru oldufeunu düşünmempk elde degü. Gerçek büsbütun başka: 2fi ekim 1975 nüfus sayımma göre. 197S'da 7 ile U arası, R yaş kümesindeki çocuk sayısı yuvarlak 8.615.0ilü'dır. Bu yıl ilkokullarımızda bulunan ögrencilerin sajısı 2.98U.rıl9'u oglan, 2.374 ()70'i kız olmak Uzere 5.354.589'u bulunmaktadır. (Bu ögrencı sayısında bile ilk anda dikkate büyük bir aynm çarpıyor: Kız öğrenci sayısı non.uoo azdır.) Bu arada bu yaş kümesinden geçen yıllarda l milyontı aşkın çocugumuzun ilkokulu bitirmiş olduRtı kabul edilse bile, yine en az 2 mılyon çotMiğun henüz okuldan yoksun olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Öyle ise geçmiş hükümetin bu en yetkili kişilerini yanıltan, aldatan kim, ve r.lçin aldatmıştır? Onlara bu yanlış sayıları kimlp.r veriyor, nerten veriyorlar ve neden gerçeği saklıyorlar? Kamıı önünde onlari bu yanlış bildirmelerde bıılunmaya neden sürüklüyorlar? Bunun amacı nrdir? CUMHURİYET okudugunu Rnlayamaması, Rnlayabllen çıltar.«a düsUnememPsı, dilşünebilen çıkarsa bir karara vanıınanıası. ınsanlık, yurttaşhk hak ve odevlerinı kavrayamaması, bir karara varabılen çıkarsa, onu uygıılflyaıııaması, hakkını isteyememesi, bu durumun da «millt terbiye» diye herkesç kabul ettirilmesi bugün milli egitimimizin çabası olmuştur. Bıı kısır dnngü ıçınde yurdumuzun 2000 yılında, fam gelişmiş, kalkınnuş bir ülke (!) olabilecegi ^erçekten ınanabilenler lçin ancak tatlı bir düştür. Bir toplumun gelişmesi onc:ak " tuplumdaki insunİHrın, yurttaşlann lam gelişmeleri, bu dH nıtelıklı eğitımleriyle olur. Bu gfrçegi bildigi içindir ki, Atatürk l!)21'terdpn oiümüne (tek «mrvcııl rfhli izale var olan hilme/liB« Rİdfrme yı en açık, en kesiu ılke ve aıııaç oliirak orıay:ı koymuştu. bunun igin didlnmiş, bunu zorlamıştı. De\ IPI »daıııliKi gpryekleri halkın gö/tl önüne sermektjf. Bu, omın devlet, adamlığı yüküınllılügü ve onurudur. Alatıırk. ulusunii şöyle s,eslenmişti: Büyük Türli milltti. ıın boş vılılan 1«Tİ uirl'jtiıiiıniz ijlpıdc mııvarfukiypt vuılcılrn ( , • > '» ' sözleriınl işlttln. Bahtiyarım ki, hıı süzlri'imin lıiv blrisindt* millcllnıln. hulıkımdaki Itinıaılıııı sursarak bir isabelsi/llğc uKi'unıadım.» O'nun bu sttzlonıun, Içinde Kfigtıgi ONUNCU YIL SÖYI.EVt'ni gelecelc y(i?yıllar boytınca da Türk devlet adamları kendi kışilıklerindr ger(,'ekleştirnıek iyııı ezlMirleınplıdırler; gerçek dev lPt, adanıı olmak istiyorlarsa. (1) Yııkanda grçen TV koıuışınasında Sayın Haşlıııliaıı. vııi(lıınııı/ıın 'ÎHII0 yılında luiKİnıkü Almanya'nın durıımuna varncanıın MivlrmişII; bu sHvııula nc.vc davaıı<li!;ı bllinemız. Türlil.ve hııçiin, Almanya nın .",() yıl, 7a yıl. lıatta 100 vıl Ancpkl dıırıınııında hulunsa. vr nüfusıınun '"" üll'ı nknryazar, tüm (.ocukları iyl VP düzciin öği'Plim yapan okııllarda <>lsu icli, lıpllıi bu oliisılık akla gelehilirrii. Bıınlar olntadığına RÖıc, hıı «avlıı diişscl (Imvalı) olmaktan lıaşıka anlamı VP dp^cri nedir, ve kamuoytına ııasıl soylenpbilir? 10 A6UST0S 1977. C OLÂYLAR VE GÖRÜŞLER 1 Saat Kaldı.. omşumuı Iran'da Buşbakanlığa eskl Petrol Bakanı Cemşid Amuzegar atandı. Aıanslar bu olayın yorumunu şöyle yapıyorlar: «Iran'da eskı Başbükan Amır Abbas Huveyda'nın g6reVden alınmosına ulkede cekılen elektrık gıkıntısının neden olduğu İleri surulmektedır. Irun'da gunde 5 saat eloktrık kısıntısı yupılmaktadır. Bu durumclan endustri kuruluşları elkılenmektedır » Iran kı dunyamn sayılı petrol kaynaklarına sdhiptlr, enerji yoksunlugu ıçinde yuzüyor. Amerlka'dan mllyarlarca dolarlık/ silöh olıp gizll mahkemelerde ozgurlukçü aydınları olume mahkum eden Şah yonetimlnin haline bakın siz . Zavallı iran,. «Hür Dunyannın üyesi, komunizme karşı Ortadoğunun kalesi, CENTO'da Turkiye'nln muttefikl, ABD'nln Basra Korfezinde guçlu dostu iran; blr feodal despotun dlktatorluğüdür. Niçin Aldatıyorlar? M.Rauf İNAN 19S1 yılında Tpmsilcilpr Meclisınin (Kurucu Meclısin) Millî Eğitim Komisyonunda, Genel Kurnıay Başkanlığından gelen yptkılı kışıve yıl orriuya yp.ni katılar, erlerden yüzde kaçının okumayazma bildiğini sormuştuk. Yanıt: Yuvarlak yüzde 40 kadaı. Her iki bnkanın Meclisdekı bildırmeleri dogi'iı olsaydı, bu yanıtın en az % fiO'm üstünde olnıası gerekirdi. Çünkü o yıllarda okullarımızda oglan ögrenci sayısı kızlarmkinden ı nıilyon kadar çoktu. (Sonraki yıllarda bu aynm yıllarca 800.000 idi; son yıllarda dıv 6O0.(XK) olmuş.) Görülüyor ki, bu yanlış vonlmiş suyılar, TW46'dan snnra okuhtıluğumuza karşı başlayan aldırışsızlıgın. baştan savmacılıgın, oyalamacıhgın, hatta kamuovunu aldatmacılığın ve 30 yı!rtan beıı bılınezlıkle savaiji gevşelmenın sohucu olan başarısızlığı gizlemenin bir taktiğidir. tapları, der» Irvazimı. öjrcncilerln yljecok. ciyrcck noksanlarıııın lelafisi. rsaslı hastalıklarının tedavisi, hıı kurumlar Içln gcrokli biılce doktnrlan, sajlık mcmurİHrı, hemşirılcr.... suglanması, hükümPtlfirfi kp.sın ociev olarak verilmiştl. Aradan gsçer, 16 yılı aşkın bir sürcdeıı beri yurdumuzda epey ınilyonprler yptışlıgı halde bu hükümlerden hıç bırı uygıılanmadı; gürcvliler bile unutmuş görünerek aldırışsız kalmaktadırlar. O maddelerin uygulanmaması, bugün llkokullarda ikili, üçlü. dörtlli öferelimle bir nvunına VP oyalanına dönenıi açılmasını sonuçlamıştır. YUda en çok 45 hafta, haft,ada : > glin, günde dcrme çatma 2. en çok a saat deıs goren ogrencılerle de zorıınlu ılkokul ögretınunuı yapılmış olduguna inanmak, halkı burıa inandırmak (,'abası nasıl ve neye yorumlm.malıdır? Ya köy okullarının, sözcüğün tam anlamiyle »cıkll durumları? Ders araçları, gerpçlen yoklugu, öğretmenlerin ıkıde bir, kımı köy okullarında bir yılda bir kaç kez degişmesı nedenleriyle çocuklar okuma yazmayı bile du)>ru dıırüst sökememektedirler. (Ankara'da, Istanbul'da kurulmuş (Köy Öğretmenlerıyle IîaberU"jrnr. VP. Yardımlaşnıa Dernegı) gergpkten özvRrıli fakat spssiz galışmalariyle yıllardır, karır.ca kaderinee, köy okullarına yardıma koşmaktadır.) Bu dunımlarda gorünen Rerçek şu kı, halk çocufunun okuyamaması. rasgele okuyabılırse, Devlet Adamlığı K Ya Nitelik? İ0 yılda' ilkÖRretiml % 100 gerçekleştirerek tüm çocukliinmızı kesenkeş ilkokula kavuşturmak ve ilköftretimde yüksek nitelik saglamak «maciyle 5.1.1961'de çıkarılan 222 Sayılı (tlkögretim ve Eftitim Kanunu)nun 7n. maddesinde •her yıl «Devlet Kellrlcrlnln % 3'ünden az olmamak iizpre Dcvlpt bütçpsindcn yapılacak yardımlar...» kpsin hUkmp. bnglar.mıştı, 78. maddesinde de öjrretmcn evlerl. okul eşyası. ders »raçları voksul öerentilcre parasız olarak vcrllecek okul ki Geçmişte de.. Biri 1949'da, ötekisi 10n2'de ikt Milli Egitim Bakanı, Büyük Millet Meclisi'ndeki korıuşrrmlannda, okul çağındaki çocuk sayısının ıkokullarımızda % 50'nin Ustüne çıktıftını mujdelemişlerdi. Briylere i'nsı dp bu başnrıyı kendlsınırv aağlamış olduğunu söylemek istemişü. Egemen cevrelerln blr «Hapşırık teorisl» vardır. Derler kl, Washinqton hapşırırsa, Almanya nezle olur; Almanya ok6iırurse Türkiye'de bognıaca başlar. Birbirine zinclrleme bagımlı «Hür dünya»da bu kııram adamakıllı geçsrlidir. iran'la Turkiye arasında da oteden beri enseye tokat popoya şaplak polltikası izleniyor. CENTO'da bııluşmuşuz, devletin gizli orgutlerini de butunleştlrmişiz, Işln Içln» CİA'yı da katmışız; gel keyflm gel... Ylrmincj Yuzyılın başlarında Osmanlı Imparatorlugurl^" dakl özgurluk akımları, İran'ı etklleylp rahatsız edordl. 1907'de Tahran'da tahta geçen Şah Muhammed All, Kur'ana el basarak, Anayasayı koruyacağına ve Anayasaya uyacagına tıpkı bizim Ikinci Abdulhamlt gibl soz verıniştl. Ama blr Şah İcin yemin ne anlam taşır ki! Altı ay sonra Şah Muhammet Mecllsl topa tuttu. Cogu mllletvakjllnl oldurdü; kaçanlar İngiliz Elclllğine sıgındılar. O zaman Turklye'de şalr Eşret şu dortluklerl yazmışlı: Cennete yollamak eM i hakkı Şahı iran'a göre bir şandır, Hadimı adl olanın iran'da Türbesl meclisi mebusandır. Put keslldl susuyor aleml Insaniyet, Kanlı blr levhaya bir perde çekıldi, eyvahl Karşıdan seyrediyor Avrupa lakaydane, Sankı eğlenceli bir top oyunu oynadı Şah. 1 • Emeklilik Mehmet KOYUNOĞLU TARTISMA İ1 Bir okuyucuma cevap Gazetemizın 12 haziron 1977 tarihli sayısında «Canlı Kopyaları» adı ile cıkan yazım tıp oğtencilerınden Sayın Serdar Herguner'i sınırlendırmiş, bana karşı, pek de centılmence sayılmayacak bir yazı yazmaya zorlamış. Bu yazı, Gazetemizın 19 temmu/ 1977 tarıhll sayısında yayınlanmıştır. Tartışmayı bütün okuyucularımın izleyebilmesı icin o yazımın bir ozetint vermek. sonra da Sayın Hergüner'in eleştirilerinj yanıtlamak istıyorum. Yazımın konusu: Yazımda şundan soz etmıştım: «Bu güne kadar, canlılorın, sadece, kadın ve erkek spermlerinın birleşmesile oluştuğu sanılıyordu. Erkeğin sperm hücresınin 23 kromozomu ile kadınınkinin . 23 kromozomu bırleşerek bun • lardaı bazan birine, bazon ö i burüne benzeyen, bazan da erkekle kadının anababalarına... benzeyen bir canlı meydana gelmektedır. Ancak, son yıllarda, sperm hücrelerl dışındakl hücrelerle, yanı vucut hücrelerile de canlı yetıştirilmışve bu canlı, tıpatıp aslına ben zemiştlr. Bunun bir sonucu ola rak da bir Einstein'in, bir Atatürk'ün, bir Markoni'nln, bir Edison'un tıpkısının yetiştirılebılme olanağının ortaya çıktığı nı» eklemiştlm. Sayın Hergüner Işte buna kızmış. Olmazmış böyle şey. Neden olmazmış? Cünkü. kendısıne öğretilene göre «organizmada canl 1 oluşturobılme özelllğine sahip tek hücre o canlının döl hücreleri imiş. Doğa, canlıların en önemli iki olgusu olan yaşamlarının ve nesıllerinin sürekliliğini sağlamak İcin organizmadakl bütün hormonal faalıyetlerl ve metabolizmayı bu Ikl amaca yöneltmlş» miş. Ancak, bu noktada hemen belırtmeliyim kl ben doğanın bu yasasına, çobanların bile bıldıği, hattâ bizden, daha da iyi bıldiğl bu yasasma aykırı bir şey söylemiş değlllm. Benim soylediğlm tamamıle başka bir şey. Yepyenl blr buluş. Henüz okul kıtaplarına gecmemiş bir buluş. Bu nedenle ben, Sayın Hergüner'den, kendi sınırlı bilgilerıne uymayan acıklamalarıma dayanaksız olarak veryansın etmesini değil o bılgilerl nerelerden topladığımı, bu konuda daha ayrıntılı bılgi verecek yapıtların neler olduklarını sormasını beklerdim. Kaldı ki. ben yazımda, buluş sahlbi İngiliz ve Amerlkalı bilginlerin adlarını da vermiştim. Kendisi «yazımla Ilgıli bazı bilimsel gerceklerl aydınlığa kavuşturmanın kendlsl İCin kacınılmaz bir görev halıne geldığini» söyleyecek derecede bilim aşkile dotu olduğuna göre o bllginlerle, mektupla, doğrudan temasa geçerdi. Bahsinl ettığım konuda o kadar cok yayın yapılmıştır ve yapılmaktadır kl, hepsinl okumaya Sayın okuyucumun ömrünün bile yeteceğinl sanmıyorum. Modern blyolo|l bu gün özellikle bu konularla uğraşmaktadır. Ben bu konudaki gelişmeleri herkesln anlıyabileceğl blr dille okuyucularıma aktarmaktan başka birşey yap madım, esasen yapamam da. Zıra, ben o buluşlara katkıdo bulunmuş bir klmse değllim. Amacım. sağın yobazlorının halkımızı Ortacağ karonlıklarına süruklemek İcin ellerinden gelenl yaptıkları bir ortam ria, düşünenlerlmlze, karınca kararınca cağdaş geroeklerl göstermek. Dahlltrln zarrel«rl: Sayın Serdar Hergüner, Einstein'in, 1950'lerden bu yana, uzerinde en çok konuşulan, yazılan, tartışılan konulanlan biri de emelılilik kanusu olagelmiştir. Slyasal partüer, programlarına emeklilUüe ilgili görkemli maddeler koymuşlar. seçmenlerine şi.rin görünınek için yanşırca&ına metınler hazırlamışlardır. Bu metinlerden en yineleneni de emeklilik hakkının tüm yurtlaşlara yayılmasıdır. Ancak, bugün kuşbaluşı bakıldıkta, sosyal güvenliktekı kanşıklıklar, çelişkiler, kopukluklar içinde emekliligin yaygınlaşması kavramı kaybolup gUınektedir. Müfusun hâlâ üçte ikislne ameklilik kapısınm kapah tutuldugu ülkemizde, bu kapının açık oldugu kesinıin çoğuna da, insanca yaşamak için öngörülen aylık gelir'alma kapısı ve hakkı kapahdır. İnsanca yaşamak için öngörülen ayhk gelirin lammını okurlann takdirlerine bırakmak belki hoşgörü ile karşılanabihr. Ama, bir ayda, bir aıleye 210, TL. aydfe hağlanıyorsa (1479 sayılı yasaya göre BagKur'dan bir çocuklu dula 1. basamaktan bağlanan ayhk aelir) bunun ne hoşgörü ve ne de tahdirle ilgisi vardır. Evet, 1977 Türkiye'sinde 210, 196, hatta 70. TL.'sı bağlanabilmekte ve adına da 'emeklilik aylığı~ denilebilmektedir. Işin bir boyfeu cıcı yönu de. bu gelirlerin 5 yıldan beri donmuş olnıasıdır. Bu 70 lıralar. 19e tiralar, 210 l'ıralar.. bugüntzü koşullarrta herkese baglansa ne degişir. Yaygmlık ını saglanır? Belki. tum yurttaşlara emeklilik hakkı saglandı diye övünç. ve oy kaynağı saglanır. Gerçek ıse. koşullar böyle kaldıkça apaçık ortadadır. Bir kişiye bir günde değil, bir ayda 70, TL. bağlanırken. bir başka kişiye de, günde en az 70, TL. emekli aylığı baglanabüen Türkiye'de. sosyal adalet ve sosyal güvenlik kavramları ise sık sık agızlarda halabilmektedir. 70, TL.'sının, bir günde bile ne denli insanca yaşamı sağlayacağı tartısma konusu \ken, bunu bir aya bölüştürerek insanca yaşayacak kıın vardır?.. Kanımızca, bu adaletsizlikler, sosyal güvenlikle birligin ve bütünlüğün saglanamamasındah başka, toplumdaki çeşitli çıkar gruplannın ve bireylerin seslerinin çıkmamasından, ya da çıksa da gür olmamasmdan ileri geltnektedir. Bunun sonucu. yukanda değindigimiz gibi, kimi yurttaslar hiç emeklilik hakkından yararlanamamakta, yararlananların bir bolurnu de ayda 210, TL ile avunmakladır. Hemen hemen her siyasal parti ve hüküınct programlannda «sosyoJ adalet» VP. sosyal guvenlik» komılarımn özendirici şekilde işlenmesine karşın. tarıın ve ev hizmetlerinde çahşanlar ile bir meslelı kuruluşuna kayıtlı olma zorunlugu olmayan (veya olan) esnaf ve sanatkârlara hâlâ, sosyal güvenlik hakkı verilmemekte ve asgari emekli aylığı insanca yaşanacak düzeye çıkartılmamakludır. Aslında, tarıın ve ev hizmetlerinde çalışanlarla. meslek kuruluşu üyesi olmayan esnaf ve sanatkârlann ve BağKur'dan 210. lira aylık alan emeklilerin sorunları yasa işidir. Ama. genel ev kadınlaıı ve sinema oyunculan ile SSK ve BagKur kapsanurta glrmesi gerekip de yönetimce kapsama alınamayanlann ise yasa ile ilgisi yoktur. Salt yönetım yetersizliği ve organizasyon bozuklugu, bu milyonlara sahıp çıkmayı önlemektedir. Kaldı ki, yasa ile çözümlenmesı gereken konularda bile, 1977 seçimlerinden önce 05 yaşını dolduran yaşhlar ve güçsüzler ile muhtarlar için yogun ugraş gösteren siyasal partiler. bu uyraşlarının hiç nlmazsa yansmı. tarıın ve hizmetlerinde çalışanlarla esnaflara da ayırabilselei* epey yol almabüir. Emeklilik. birlik ve bütunluk gerçekleştirilemediği sürece. hep aorunlnn çok olan bir konu olarak gündemde kalacaktır. Şayct, birlik ve bütunluk düşünccsi etkıli olsaydı, en azır.dnn 1470 sayılı BagKur yasası yasalaşırken. emekli aylıgını dnnuk luımamak için, yılda veya iki yılda bir emekli aylıgını arttırmak uzere Bakanlar Kuruluna yetki verecek bir maddeyı eklemek unutulmazdı. Toplumun. devletin ve bireyin kalkmmasmda onca emek veren emekli. her halde asgari emekli aylıgında eşit haklara kavuşmalı ve bundan da gıırur duyar hale gelmelidir. Bunun kısa ve uzun vadeli önlemlerini alınak zor degıUlir. Kısa vadedc. yapılacak ivedi iş, özellikle BagKur da asgari emekli ayhgını donmuş olmaktan lıurtarmaktır. Vehbi BELGiL Atatürk'ün, Edison'un, Markoni'nln zerrelermin bile kolmadığını, bu yüzden bu dâhilerı, acıkladığım yolla coğaltma olanağının bulunmadığını soyleyerek «bu bıçımde obıektıf realiteden uzaklaştığımı ve bılımsel yöntemi terkettiğimi» ek liyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, ben bu dort dâhinin ölduklerini, zerrelerinin bile kalmadığını bılmiyordum! Sayın okuyucumdan oğrendim ve sözunu ettığim bilginlere durumu hemen bıldırmeyi, ben de «ken dım icin kaconılmaz bir gorev bHdim.» Belki onlar da bu rtdhlleriri öidü'klerini bılmlyorlardır da boşuna uğraşıyorlardır diye... Başka dâhher d» var: Geçenlerde, biri Amerıkalı, oburu ingiliz iki oğrencının, atom bombası yaptıklarını aıanslar lıaber vermışlerdı. ikeya ve Seki adlı 18'er yaşında iki Japon öğrenci, gorkemlı yuzlerce tasathane varken, kendi yaptıkları teleskoplarla iki kuyruklu yıldız keşfetmiş ve adlarını goklere yazdırmışlardı. Von Braun füze calışmalarından oturu daha onsekiz yaşında Iken Alman Ordusunca kapılmıştı. Doktorların cok iyi bildıkleri «novocain» adlı uyuşturucuyu İsvecll bir tıp öğrenr.isi bulmuştu... Görülüyor kı, dâhılerin kökune henuz kıran girmedi. Kahkahalar, kahkahalar: Sayın Hergüner «vücut hucrelerıle de canlı yetiştirilebılecegı konusundakl acıklamalarıma kahkahalarla guluneceğını» yazıyor. Doğrudur, gülünur. Zıra, kahkahalarla gülmek. bizım ıılusal geleneklerimız arasmdadır. Matbaa bulunmuş, bız iki yüz yıl gülmüşüz. Batıda yenı sılâhlar cıkmış, biz gulmuşuz: Testiye kurşun atan cakaralmazdan, Ince bir ipin ucunda sarkan keçeyı bir vuruşta ikiye bolen pala'dan baş ka sılâh da olur mu diye. Uarıtacılık doruğuna erışmış. bız yine gulmuşuz. Bu yuzden, 1774'de Ruslar Ceşmede rionanmamıza son oldurur.u clarbeyi vurdukları zaman. biz istanbulda, Boğazlardan geçmeyen blr donanmanın nasıl olup da Akclenıze ınebıleceğıno akıl erdırememlş. gulmuşuz. Elın oğlu ucağı bulmuş, Aya, Marsa gıtmış, bız, ılk ucanın Hezarıfen bilmem ne efendi olduğunu, esasen uzaya gltmenın Kur'anda yazılı olduğunu düşünerek gulmuşuz. Ve bu yuzden de, Galata Kulesınden Üsküdara bugünkü araclarla bile ucma olanağının bulunııp bulunmadığını aklımızın ucundan bile gecirmemlşiz. Ama boyle hep güle güle elâlemi gulriurmuşuz de. Ne de olsa Nasreddin Hocanın torunlarıyız. Ama, yalnız bir kere gülmemışız: 1963'de mı, 1964'de mı ne, Adanada tufah'ğibrynğ 1 ' murlor yağdığı zaman... Hepımiz bir olup Adana'daki Amerikan ve Rus Başkonsolosluklarının kapısına dayanıp: «Sizler uzaya fırlattığınız uydularla GOK'ü delriiniz, bu tufan onrlan oldu» diye protestoda bulunduğumuz zaman... Arkadan Isllm: Yine bu ulusal gulme geleneğımızden olacak, her donemin cağdaş bilimsel olaylarını da yıllarca arkadan, o da yarımyamalak, ızlemışiz. Bu nun lıselerımizın fen kollarında okutulan iki astronomı kıtdbı var. Bırl 1964' de, oburu 1971'de ders kıtabı olarak secılmış Bakanlıkca. Bu kıtoplarda, son yırmıbeş yıl icırıdekı astronomı buluşlarından hıc bahis yok. Ayda su olmadığı, iki melreden büyük çaplakı teleskoplarla Aya bakıldığında bulut gorülmemesi ile izah ediliyor: Beşbin yıl öncflkı Mezopotamyada olduğu gıbi. Halbuki Aya gidilell, defalarca gıdilelı, en az seklz yıl olmuş. Ortakpazar Andlaşmasının yürürluğe girmesınden bir yıl kadar sonra Andlaşma hakkında bılgi sahibl olmak isteyen istanbul Sanayl Oriası ilgililerıne, konuyu en iyi bilmesi gerekenler, hicbir acıklamada bulunamamışlardı. Ppzor'ın 1b. kuruluş yıldönümünde bir Enstıtumüzce verilen bir dizl konferansta, sadece Andlaşmanın ozeti verilmişti. Halbuki, 15 yıl lık uygulamarlan sonra önemli olan Anrlloşma rlegıl, Andlaşmanın ne dereceye kadar, na sıt uygulanobildiğl idi. Ve llglItler, bu konuda hicbir bılgılerı olmadıgını, medenice itiraf etmışlerdı. Bu yazıların amacı: Bu sutunlarda cıkan yazıların amacı, yukarda da belııttigım gıbi bilimın bütun alanlarırıdakı en son gelişmeleri, halkımıza aktarmaktır. Bu ışı yaparken, herkesin anlayamayacagı terımleri kul lanmaktan, ozenle kocınmaktayım. Zira, terımi, yalnız uzman olanlar anlar. Halk deyım lerıni ıse hem uzmanlar, hem de halk anlar. Bu nedenle, Sayın Hergüner'in «kadın spermine ovum denir» eleştlrisine katılamayacağım ve kadın spermi demekte devam erieceğim. Burada yapılan, okul kitaplarında yazılı olanları. ders ••veren blr profesör gibf anlâtmak değıldır. ihtisas erbabı, ilgilendikleri konular icin benden eser adı isteyebilirler. Fakat, sadece kendi anlayacaklan dille yazı yazmamı istememelidirler. Sayın Hergüner, ufacık yazısında şu terımleri kullanmıştır: «Az diferansiye, embrıyonel, proliferasyon, migrasyon, dıfteransıasyon, potens, zlgot, hematopoetik, ovum, embriyonel potens, lltera tür»... Fazla ve gereksız değil mi?Bunların Türkce karşılıkları yok mu? Olamaz mı? Sayın Hergünerden, bu sözcükleri sadece uzmanlarla konuşurken kullanmasını rica ederim. Halk dılile de bilim yapılabılır. Ama, bunun icin, bu dıle onem vermemiz, halkı kucük. kendimizi biigin görme eçııhmınden kendimizi kurtarmamız gerekir. KâbeI hürriyetl süratle tecdid eyleyıp Şad edin ervahı mebusanı Allah aşkına; Her taraftan Şah kundak koydu, yangın var, koşunl Müslumanlarl Kuftarın İran'ı, Allah aşkınal Eşref, 1908'de «iran'da Yangın Var» diye bağırdı coğırdı. Aradan yetmiş yıl geçti. Bugünkü İran'ın durumu dunkunden beterdlr. Ülkenln petrol zenginllğl dunyamn kopltalist egemenlerlyle İran'ın satılmış sermaye sınıfma akıtılmakta; ve bellrll ellerde birlken ekonomlk güc, Şah dıktasını surdürmek icin kullanılmaktadır. Bu arada Tahlan, İran'ın dev kalkınma hamlelerl yaptığmı, «Böyyük irannın yaratıldığını İleri sürmekteyse de... Haydl canım sen de... • Türkiye, komşu Iran'dan başka koşullar Içinde yaşamoktadır. Biz özgurluk yolunda azımsanmıyacak yolları aştık. Geriye baktıgımız zaman bir arpa boyu yol almı? gorunsek de, flkir özguılüğünden yoksun olsak da, ylnt İıan'dan çok ileriyiz. Ne var kl şimdi ben bu satırları elektrlkslz ve »u»uz blr evde yazıyorum. Gozetelerln blldirdiğlne göre Istanbul'da elektrlk kısıntısı gunde 4 saat olacakmış... Acaba blzde de elektrlk kısıntısı 5 saate yukselir*» Başbakan degişir ml? Ha gayret, bir saat kaldı. 1977/869 T. flir borçtan dolayı mahçuz olup satılmak suretiyle paraya çevrılmesine karnr vcrılen 40.0UU.0U TL. muhammen kıymettekl bir adet şahmerdan presin birinci açık artırınası 11.8.1977 günü saat 12.45 13.U0 arasında mahcuzun bulunduiju, Eyüp, Rami, Kışla caddesi, Havıi7bası sok 4/2 sayılı yerde yapılacaktır. Bırinci açık artırmada muhammen kıymetin yuzde 75'1 teklit edilmediği takdirde, ikmcl a'*ık arlırnıa 12.8.1!)77 günü aynı yerde ve aynı saatler arasında yarılarak ve bu günde mahcuz en fazla fiyat teklif eıiene saülaoaktır. Satıış ş;ırtjıamesi Cosyasındadır. Isteyene 4(l() kış. Posta pulu gönderdiğınde posta ün gönderilebilir. Fa/la bılgi almnic isteyenlerin satış dosyamızı incelemeleri miimkündür. llan oluıutr. (Basm: 6726) 747S MENKUL MAL SATIŞ İLÂNI Eyüp lcra Memurluğundan çıktı MELİH CEVDET ANDAY ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• • Anadolu'da Sosyaltst Ulfeelerde •yatı: 20 Lira TEŞEKKÜR Easarılı bir ameliyatla oglum ÖZGÜR'ün dünyaya gelişini saglayan E. Ü. Tıp FakUUesl sayın doktorları, Doç. Dr. KÂZIM ERKUŞ'a, Müt. Dr. SEDAT TOLGAY'a, Müt. Dr. Hilmi KOCAGİL'e. As. Dr. Murat ASIJlN'a, As. Dr. lltispvin YILMAZa, As. Dr. Yüeol FINDIK'a. An. Dr. Hüsnü ÇAtiLAİl'a, Anestezi doktor ve hemşiresiyle ebe Zeynep YILANCI'ya ayrıca yardımlannı esirgemiyen E. Ü. Tıp Faktlltesi cocuk saghfeı doktor, hemşıre ve personeliyle sınıf arkadaslan. Yük. Hem. Nesihc KOŞtK'e, Yük. Hrm. Rııhiye VARNA'ya, Yük. Hem. Tülin ŞAHAN'a ben ve eşim içtenlikJe teşekkurienmizı sunarız. ACI KAYBIMIZ Merhum Sıddık Özdündar'ın cşi, Faruk, Namık, Ergül, Nermın Özdundar, Güler Bodur'un sevRİli anneleri, îsmet Bodur Gülav Oülser, Muazzez Ozdündar'ın kıymeth kayınvalidelen Züleyna. Gül. Nurgül, Mehmet, Sınem Ozdun'dar'ın baba*nneleri. Sfirhat. Saffet. Mustafa ve Guvenç Bodur an anneanneleri eşsiz insan, NAİLE ÖZDUNDAR 5 acustos 1977 Künü Müıııh'te vetat etmiştır. Cenazesı 10 ağustos 1977 günü (BUGÜN) Selımiye Camıınde kılınacak ögle namazım müteakip Karacaahmet aile mezarlıKına delnedilecektir. A1LES t 4, Emine Orhan VURAL :: (Cumhurlyet; 7484) ÇAGDAŞ YAYINLAm Cağaloğlu Halkevi Sok. no: 3941 Istanbu! »•••»»••»»»»•< (Cumhurlyet: 7487)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear