22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Rodezya'da Ian Smith, 13 yıllık Ortakpazar ülkeleri gümrük bırlığını sağlar sağlamaz ithalatı kısıtlayıcı önlemler aramaya basladı rtakpazann altı eski üyesi Fransa, Federal Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg ile üç yeni üyesi Ingiltere, Danimarka ve İrlanda arasındaki gümrük birliği 1 temmuzdan itibaren yürürlüğe girerken, ABD ve örgüte üye ülkeler ithalatı kısıtlayıcı önlemler aramaya başlamışlardır. Ortakpazar'ın altı eski üyesi 1 temmuza dek üç yeni üyesine karşı beşinci ve son gümrük paketi olarak % 10 oranında gümrük indirimi uyguluyordu. Ortakpazar'ın eski ve yeni üyeleri arasında gumrük birliğinin yürürlüğe girdiği gün, Avrupa Serbest Ticaret Orgütü (EFTA1 kendi ııyguladıklan gümrük birliğini terkederek, Ortakpazarın gümrük birliği ni uygulamaya başlamıştır. Ancak Avrupa Serbest Ticaret Örgütüne üye ülkelerin çelik, kağıt hamuru ve kağıttan ahnan gümrüğü 1980 yıllarında kaldırüabileceği belirtilmektedir. EFTA'ya üye 16 ülke geçen yıl dünya ticaretinin '.o 39.1'inl ellerine geçirerek 300 nülyon kişilik bir p»zar saglamıştı. Ote yanda Ortakpazarın dlger ül kelerle olan ticaretinde vergi indinmlerine gitmesi söz konusudur. Ortakpazar ülkelerinin, topluluk üyesi olmayan diğer ülkelere karşı uygulayacakları ortak bir dıs gümrük vergisi için Cenevre'de görüşmelerin sürdüğü belirtilmektedir. Ortakpazar'a üye ülkeler, öbür ülkelere karşı sanayi mallannda •§ •• . 9 oranır.da vergi almaktadır. ABD ve diğer sanayileşmiş ülkelere de • / » 9'luk vergi tarifesi uygulayan Ortakpazar ülkelerinin. gümrük tarifelerini daha da indirmek için Cenevre'de toplanan yetkililerin ticarette gümrük duvannı tümüyle kaldırıcı bir görüşü de ele alacakları belirtilmekîedir. Ortakpazar ülkeleri, gümrük birliğini sağlama yoiundaki çalışmalannı yoğunlaştırırken örgtite üye ülkeler özellikle Japonya' dsn ithalatı azaltmak için çeşitli önlemler aîmaya çalışmaktadır. Fransa ve İngiltere'nin ithalatı önleyici tedbir alma konusunda yoğun eaba harcadığı belirtilmektedir. Fransız Başbakanı Raymond Barre. geçen hafta ABD ve Japonya'ya ııyarıda bulımarak ııc?!; ve elektronik sanayii gibi Ortakpazar'a üye ülkelerde geüşmiş olan sanayi kollannda. örgüte üye ülkelerin yeni gümrük duvarlan koyabilecegini ifade etmiştir. Ortakpazar'a üye ülkeler Japon mallannm ithalatım kısıtlayıcı önlemleri almaya başladığı Japon oto, bilyalı yatak. çelik ve gerr.i yapımın da etkin olan kuruluş ve yetkililerle Ortakpazar yetkilileri arasında bu konuda göruşrnelerin sürdüğü be iirtilmektedır. Ortakpazar'a üye ülkelerin, gelışmış oldukları sanayii dalında ithalat kısıtlaması yolunda çalışma yaparken. gelişmemiş oldukları sanayi alanlarında da ithalatı önleyici çareler aradıkları belirtilmektedır. Ortakpazar Endüstri Komisyonu Başkanı Viscount Davingon'un Ortakpazar'a Uye ülkelerin Japonya, Güney Afrika'dan ithal ettiği çeliğin kısıtlanması konusunda görüşmeler yaptığı. ayrıca îspanya ve Avustralya'dan da çelik satm almmasında kısı'lamaya gidilmpsi için çaba gösterdiği belirtilmiştir. Tekstil konusunda Ortakpazar ülkelerinin Taiwan ve Güney Kore hükümeti ile yaptığı ikili anlaşmaları yeniden gözden geçirmek istedi*i ve bu ülkelerden ithal ettiği tekstil ürünlerinde de kısıtlama yapacağı ifade erîilmiştir. (Dış Habcrler Seryisl) iktidarının en zor günlerini yaşıyor Gözlemcilere göre ırkçı başbakan Smith'in önünde üç seçenek bulunuyor odezya'da 13 yıllık iktidannın en zor günlerini yaşayan ırkçı Başbakan Ian Smith'in eLmde kalan seçeneklerin azalmasma karşın, Rodezî'a' daki genlla savaşının sona erme ve ülkenm uluslararası ilişkilerinin düzelme olasılığı rayıf görünmektedir. Politika ve Otesı Antalya'da hüzün vardı Mehmed çafın Içi bana sıcak pliyordn. Oysa. aldanmışım! Alana indlğimizde kaynar bir buhar dalgası yüzlerimizi yaladı. Hani orman yangınlarında olur ya, tıpla öyle. İndiğimiz Antalva lıava alanıydı. Biz sreleneksel festivale katıljyorduk. Oıı iki yıldır sürdüriilen bu festivale ilk kez katüıyordum. Daha önce gidememiştim. «Llke bir bunalım içindeyken festivale gidilir mi?» diye kınayanlar olmuştu. Eleştirenlcre haksız diyemezdim. Heniiz Ecevit güvenoyu almamıştı. Önerdiği biçimde süvenoyu alamıyacasını biliyordum. Gazetede arka daşlara söyledipim zaman, beni şom açızh belliyenler vardı. Oysa CGP'lileri bile yaııına alamayan Ecevit'in öteki partileıden adam çelmesi olanapt yoktu. Pazarı bilmeyenin alışverişi de olnıaz. Lçaktan indiğimizde bir arkadaş: «Antalya, sonbahar ve portakallar...» dedi. «Bâki »üha'..» dedim. «Nerden biliyorsun?» diye sordu. «Baki Süha Antalya'nın yetiştirdiğl önemli ozanlardan biriydi. Hanüt Macit Selekler vardı. Genç oıanm adı Metin Demirtaş'U. Baki Süha ilk clenemelerinde, «ş.ükret Allalıa ki her çiin cenuptan... Mahzun bir türküdür duyduğumuz» diyordu. «Şükret kuşlara ve açaçlara... Onlarla geçti tocukluğumuz.» Bizi Bayıııdırlık Bakanhğmın Eçitim Tesisleri olarak kurduğn kacak motele yerleştirdiler. Alotel kaçak vapılınıştı] çünkü arsusı beledijenin idl, para.sı Milli Egitim Bakanhçından aktarılmıştı, motcllcri Vapı İşleri Dairesi yaptırmı^tı. Şimdi MSP'lilerin elindrydi. (ielrcek festival konuklarını barınduıııak için motel bir günde hoşaHılmı*, kapıya güvenlik için jandarmalar yerlcştirilmiş, Bcleıiiye duruma el koynıus tu. Once buradan uzaklaştırılan MSP'li militanlara acımıştım. Sonra olup rıiteıı leri gördiiçünnle. «Oh. (,ok iyı olınuş!» dcdim. Biılsc miıdürü kadıniarla crkeklerin birlikte (tenize şirnıesini vasaklamıştı. «Yüksek sesli dinleme cihazları çalmak jasaktı.», «Bira dalıil her tiıviü içki bulunriuımak, içmek veya içkili olarak tesislere girnıck katiyetle yasaktı.» «F.rkcklerin şortla tesislerde dolaşmaları, ailecc dcnize şirüipltri» de >asaklanmıştı. Nereye dönseniz, baksanız bir vasakla karsılıyorriunuz. Bir de mescit uydurmuşlardt. Dinlenme salonunu, kilaplığı mescite çevirmişlerdi. MSP'lilcr plajı ve motcl netsinlerdi? Ecevit'in çüvenoyu alamadıp gcce epeyce azdılar. Davullar çaldırdılar, naralar attılar. Demek taşkınlık ve zorbalık yasak cleğildi. Antalya Beiediye Başkanı Selahattin Tonsuç uvaruk bir kiş.i, Onun da başkent ve Istanbul Beiediye Başkanları çibi yetkileri kısıtlt ama, çok iîJer yapnıasın] biliyor. Halkla kaynaşmış, halkı ardına alnuş. Antalya gcrçekten bir turizm bölfesi. Bütün kıyıları yağmalayanlar burada da «sahil i asmasma» {ririşmişler. Kutsal mülkivet sakızı karsı.suıda beiediye ne vapsnı? Sadece iizel Ririşim değil, devlet kuruluşları da kıyıları acenıice parsellemişler. Adlarını bir bir yazmayayım, gocunan olur, şuraya şu, buraya bu yerleşmiş. Antalya halkı bu kentin yerlisi olmaktan çıkarılmış, oluşan yabana bakıyor uzaktan. Tannnın lutfu bir grüzel coğrafya nasıl çarçur edilir, görmek isteyenler Antalya "ya gelsinler. Bir de Karadenlz kıyılarında Varna ve Köstence'ri düşünü'onım. lurizmde vnirekler acısı bir haldcyiz. Romanya Biiyükeiçisi Beiediye Bav kanının ypmeğine çağırılıydı. Yemekte hen de bulundum. Büyükelçi. «Bizim oralarda turizm mevsimi üç ay siirer» dedi. «Sizin buralarda 78 ay süriiyormuş. Gerekli turizmi yapabilmeniz için önce turizm sanayiini kurmalısınız.» Turizm sanayileşmesi bizden öylesine uzaktaydı . Karşı dağlarda mayıs ayına kadar kar kalkmazmış. Eğer yolİan, belleri yapılsa, dağda kayak kayan kişi, 50 dakjka sonra kıvıda denize grirerdi. Bulunmaz nimet:... Ama hangt Pllerdeydi vc kimlerin jrüdümündeydi? Beiediye Başkanı. «Bu hükümetle. bu işler olraaz» diyor. Haklıdır, şimdiye kadar olmamış ki, şimdi olsun! BuraJarda tclerizyon paket yayın yapıyor. Bugünlerde doğrudan doğTuya yayına geçecek. Radyovu da ar^ık kerhen dinliyonım. İktidar olabilmek için ortaklık kuranlann her gün verdikleri demeçler insanda sinir komuyor. Bunlan dinliyeceğime güngörmüş mavi Akdeniz'in sulanna kendimi dar atıyorum. Teselliyi sulann serinliğinde bnlnyorum. .\ntalyalıJar peleneksel festivallerinl özümsemişler, içlerine iyice sindirmişler. tlk gün geçit törenine katılan halkın coşkusuna baktım da, sanatçılarla nasıl kaynaşmıştı. Anladım ki. halkımıza, halkın yararına ne verirsek sevine se\1ne bağnna basıyor. MC'nin yeniden ortaya çıkması. aenz İan bıçağın bile açamadığından, Antalva kıyılarina bir hüzün çökmesinden belli değü mi?... U R O İan Smith'in Başkanlığmdaki Rodezya Cephesir.in bölünmesi sonucu. güçlü bir muhalefet partisi ortaya çıkmış ve böylelıkle Smıth hükümeti, ılımlı çevrelerin yanı sıra sağ:n da yofun eleştırilerine karşı koymak zorunda kalmıştır. İş adamlarmın ve çiftçilerinin hükümet'.n ilgisizliğinden şikâyet etmesi. memurlarm, ücretlerin dondurulmasına karşı baş kaldırmaları, yedek askerı kuvvetlerin pllık uzun görev sürelerine karşı çıkmaları, ülkedeki huzursuzluğa yeni boyutlar kazandırmaktadır. Beyazların süreku artan göçü de b'.ı genel havayı yansıtmaktadır. ÜÇ SEÇENEK Rodez\a'daki beyaz azınlık yönetiminin siyah çoğunluğa barışçı yollardan devrı için, İan Smith'in elinde sadece üç seçenek kaldıgı belirtilmektedir. • Başbakan İan Smith'in eltndeki ilk seçenek, ABD îngilız barış planıdır. Ian Smith'in bu plana bağlılığını açıklamasına karşm, Salisbury'deki siyasal gözlemciler, bu plamn olumiu bir şekilde sonuçlanabileceğini düşunmemektedirler. ABD Ingiliz barış planı, hem Rodezj'a hükümetinı, hem de Nkomo'nun ve Mugabe'nin ortak liderliğindeki Yurtsever Cephe'yi tatmin edebilecek bir çözüme getirme>T amaçlamaktadır. Joshua Nkomo'nun yönettiği Zimbabwe Afrika Halkı Birliği (ZAPU) ve Robert Mugabe'nin liderliğindeki ZımDabvve Aîrika Ulusal Birlıği (ZANU)'nun 9 ay önce bineşmesinden oluşan Yurtsever Cephe geçen hafta Gabon' un başkent: Libre^lle'de topianan Afrika Birliği Orgütü tarafından resmen desteklenmiştir. Kadikal tutumlu Yurtsever Cephe'nin böyle bir destek kazanmasının barışçı yollardan çözüm getirmeyi amaçlayan ABD İngiliz planının oıumlu sonuçlanmasmı güçleştirmesi beklenmektedir. Diğer taraftan, güvenlik kuvvetleri etrafında süregelen tartışmanın da çözülme olasılığı zayıf görünmektedır. İan Smith'in beyaz azir.Uk hükümetine baglı güvenlik kuvvetlerinin görevde kalmalannı önemle istemesine karşm, Yurtsever Cephe'ntn gerilla liderleri, güvenlik kuvvetlerinin kendılerme devrini istemektedirler. RODEZYA BVŞBAKAM IAN SMİTH Liderliğinl yaptığı partinin geçen hatta höliinmesinden sonra yojun eleştirilere hedef oluyor. İspanya, Fransa, Yunanistan ve Türkiy e'nin Avrupa'da idam cezasının uygulandığı son dört ülke olduğu belirtiliyor atı Avrupa'da idam cezası uygulamasına hemen hemen tüm ülkelerde son verildiği ve d:ğer cezalarm da önemli oranda hafiüetilmesi yoluna gidildiğı bildirilmektedir. Fransız «L'Express» gazetesinin haberine göre Ba:ı Avrupa'da idam cezası yalnızca İspanya, Fransa, Türkiye ve Yunanistan'da uygulanmaktadır. Parls kriminoloji enstitüsünün raporuna göre Batı Avrupa'da suçlulara verilen cezalarda bir yumuşama gözlendiği belirtilmekte ve ömür cezasına çarptınlanların bile gimün birinde salıvenlmeleri olanağı bulunduğu kaydedilmektedir. Federal Almanya, İngiltere, Danimarka, Isveç Norveç ve Finlandiya, idam cezasının yasalaröan çıkarıldığı ülkeler arasında yer almaktadır. Belçika, Lüksemburg ve Hollanda'da ise, idam cezası, yasalarda yer almasma rağmen uzun yıllardan beri uygulanmamaktadır. Norveç'te 101 yıldır hiç kimse idam edilmemiştir. Çeşitii Avrupa ülkelerinde idam cezalannın yasalarda ve uygulamadaki durumları şöyledir: B oranla ölüm cezası uygulamalannı daha önce (azalt mış) ve yasalardan çıkarmıştır. Bunun yanında îskandinav ülkelerinde hapis cezalannın uygulama sürelerıni azaltma eğilimi de belirmiştir. Bazı suçiar için en yüksek cezalar saptanmış ve şartlı salıverme olanakları genişletilmiştır. Örneğin Norreç'te adam kaçırma olaylanna en çok 6 yıl hapis cezası uygulanmaktadır. ömür boyu hapis cezasının infazında ilk evre olan hücre hapsi de, hiçbir zaman 8 ılâ 12 yılı geçmemektedir. îsveç ve Danimarka'mn suçluların tekrar topluma kazanılması iç:n rehabilitasyon çalısmalannı çok geliştirdiği de belirtümektedir . İsveç'te geçen yıl sadece 9400 suç işlenmiştir. Bunlardan büyük bir kısmını 2 ilâ 8 yıl arasında değişen hapis cezaları oluşturmaktadır. Geçen yü tutuklanan 9400 kişiden yalnızca biri 3 yıl, bir dıgeri ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve geçen yıl İsveç'te hiç ömür boyu hapis cezası verilmemişür. İNGİLTERENİN ARABUIUCULUGU • ABD İngiliz barış planı başansızhkla sonuçiandığı takdirde, İan Smith'in, yıne İngiltere' nin arabuluculuğuna başvurarak. Yurtsever Cephe'yi anayasa konusundaki görüşmeler dışında tutma girişiminde bulunacağı ileri sürülmektedir. İan Smith'in bu görüşmeleri gerilla kuvvetlerine dayanmayan zenci liderlerden Muzorewa ve Hodezya'ya geçen pazar dönmüş olan Sithole i'.e sürdürmek istediği büinmektedir. Ancak çoğu Afrika ülkeleri taralmdan desteklenen Yurtsever Cephe'yi barış görüşmelerine katraaraa kararının İngiltere tarafından destek kazanması şüpheli görünmektedır. Yurtsever Cephe' nin tutumunda yumuşama sağlamak amacıyla, İngiltere. Zapu üzerindd etkinligı olan Zambiya Devlet Başkanı Kenneth Kaunda'yı ve Zanu üzerinde etkinliği olan Mozambik Devlet BaşKanı Machel'i girişimlerde bulunmaya çagırmıştır. İSKANDİNAV HAPİSHANElERi îskandinav ülkelerinde hapis cezaiannm uygulanmasında da büyük kolaylıklar sağlanmış bulunmaktadır. Bazı hapishanelerde demir parmaklıklar bile yoktur. Hükümlüler atelyelerde veya diğer isyerlerinde çahşarak zamanlarım değerlendirmektedir. Bu tür hapishanelerde hükümlü üç saat süreyle ailesi ile bafbaşa görüşebılmektedir. Hükümlülere 15 pünde b:r fi9 saat kente inme olanagı da tanmm'ştır. GPÇ kalsnlarm maz^retleri kabul edildiği gibi kaçma olayları da '.o 5 oranından öteye geçmemektedir. (Dış Habcrler Servisi) ÎNGİLTERE DEMİREL KENDİSİNE MiUETVEKiliĞıN OEN EMEKLILİK AYLIĞI BAĞLATTI (BASINOAN) BELÇİKA îngiltere'de idam cezası, 1965 yüma dek yalmzca devlete ihanet ve şiddete başvurulan uçak kaçırma olaylarında uygulanmaktaydı. 1965 yılında suçsuz bir insanm öldürülmesine yol açan büyük bir adli hatadan sonra tngiltere'de idam < e ?zası uygulamasına son verilmiş ve idam ^ezası yasası. beş yıllık bir geçiş döneminden sonra tümüyle kaldırılmıştır. örnür boyu hapis cezasına çarptırılarJar ise ortalama 20 yıl tutuklu kaldıktan sonra salıverilmektedir. YîHi BiR YÖN • Sijasal gözlemcilere göre, Başbakan îan Smith'in elinde kalan son seçenek, Muzorewa ve Suhole ile Rodezya sorununa dış müdahalesiz bir ulusal çözüm aramaktır. Muzorewa'nın ve Sithole' un, güvenlik kuvvetleri konusunda Smith'in tutumunu kabul edecekleri söylenmektedir. Öte yancian, ikisinin de halk tarafından destek sağlamış ve Yurtsever Cephe'ye karşı çıkmış olması, İan Smith'in siyasal tercihleri yolundadır. Rodezyalı zencıler tarafından. halen Zanu liderlerinden sayılan Sithole'un Rodezya'ya dönmesi, ülkedeki siyasal gelişmelere yeni bir yön verebilecek nitelıktedir. Belçika'da kamu aleyhina işlenen 11 çeşit suç iîe devlet güvenliği aleyhine işlenen 12 ^eşit suça ölüm cezası verilebilmektedir. Fakat 1863't«n bu yana 242 savaş suçlusu ve vatan haini dışmdaki tüm ölüm cezalanna af uygtılanmıştır. Belçika'da günümtizde yılda ortalama 3 ölüm cezası verilmekte ve bu idam cezalannın tümü ömür boyu hapse çevrilmektedir. ömür boyu hapis cezası, Îngiltere'de olduğu gibi Belçika'da da ortalama 20 yü hapis cezasına dönüşmekb»dir. Ömür boyu" hapis cezalarında suçlu. cezasının 12 yılını doldurduktan sonra şartlı olarak salıverilebilmektedir. Daha az süreii hapis cezalannda ise şartiı olarak salıverilme, cezanın üçte biri intaz edildikten scnra mümkün olmaktadır. Belçika'da cinayet suçuyle yargılanıp daha sonra şartla salıverilenler arasında tekrar ayru suçu işleyenlerin sayısı 10 yalda 2"yi geçmemişUr. ULUSAL ÇÖZÜM Ancak, salt Rodezya çerçevesinde meydana gelecek bir çözümün sakıncası, gerilla savaşının deram etme olasıüğmın yüksek olmasıdır. öte yandan, böyle bir çözümün uluslararası destek saglayacağı da kuşkuludur. ABD İngiliz planı başansızlıkla sonuçlandığı taktirde, iktidarm siyah çoğunluk yönetimine dev rine şiddetle karşı çıkan yer.i sagcı Hareket Partisinin Rodezya'da güç kazanma olasılığı da Ulkede endışelere yol açmaktadır. Bu endişelerin eonucu olarak. beyazların göçü sttrekJi artmakta ve şimdilik ayda 1500 beyaz Rodezyalı ülkelerini terk etmektedirler. (D19 Haberler Servisi) LUKSÎMBURG VE HOILANDA Lüksemburg'da idam cezasmın yasalarda var olmasma karşm, son uygulaması 1948 j.lında olmuştur. Bu ülkede idam cezası liilen kalkmış bulunmaktadır. Hollanda'da ise idam cezası 1930 yıiında kaldırılmış, ancak İkinci Diinya Savaşında 145 vatan hainini kurşuna dizebümek için tekrar kabul edilmiştir. FEDERAL AIMANYA Federal Almanya'da idam cezası, yasalardan kaldırılmıştır. Ceza hukukundaki en agır ceza, ömür boyu hapistir. Yasa, suçlulann hangi süre içinde serbest bırakılacağım belirleme konusunda federe devletleri serbest bırakmıştır. Ömür boyu hapis cezalannda şartla salıverme 15 yü sonunda mümkün olmaktadır. Almanya'da hapisten çıkan bir suçlunun aynı suçu yeniden işlemesi olajir.a çok ender olarak rastlanmaktadır. Ancak uzmanlar, bir hükümlünün tekrar topluma kazandınlabilmesi için uygulanacak cezanın 10 yılı geçmemesi geraktiği görüşünü savunmaktadırlar. Bu arada şartlı salıverilmenin asgarî süresini beîirieyecek ve suçluları cezaevlerinde degil de, eğitici kuruluşlarda turmayı öngören bir k&nun tasarısı hazırlanrmştır. Cezayir sineması filmlerin VE İSKANDİNAV ÜLKELERİ Danimarka'da 1892 yılından sonra hiçbir idam hükmü infaz edilmemiştir. 1933 yılında da ölüm cszası j'asalardan çıkarılmıştır. 1945 yılında idam cezası savaş suçluları için tekrar konmuştur. Ancak bütün savaş suçlulannm idam cezası ömür boyu hapse çevrilmiş ve hiçbiri uygulanmamıştır. Hüküm giyen son Nazi ise 1959 yılında tahliye edilmiştir. Norveç'te idam cezası 1905 yılında yasalardan kaldınlmış olmasma karşıhk, 1876 ^lmdan beri hiç uygulanmamıştır. Alman işgali sırasmda sürgündeki hükümet, işbirîikçilerin cezalandıniması için bir kararname ile tekrar ölüm cezasını kabul etmiştir. îsveç'te 1910 yılından beri uygulanmayan ölüm cezası, 1973 yılında tamamen kaldırılmıştır. Finlanriiya'da ise 1S26 yılmdan beri uygulanmayan ölüm cezası 1949 yılında yasalardsn çıkarılmıştır. îskandinav ülkeleri diğer Avrupa ülkelerine niteliği açısından Arap dünyasında birinci sırada yer alıyor f^ EZATtR Cezayir, genç bir devlet olmasıns I j rağmen, birçok alanda olduğu gibi sinema ala**runda da önemli gelişmeler göstermiştir. Bugün Arap dünyasında Cezayir, Mısır'dan sonra, sinemarun en çok geliştiği ikinci ülkedir. Ancak, Arap eleştirmenler, Mısır'la Cezayir sinemalan arasındaki bu karşılastırmanın teknik yönde olduğunu, yapılan filmlerin niteliği bakunmdan ise Cezaylr'in önde gittigini belirtmektedirler. Suriye'de yayınlanan «ElBaas» gazetesine bir demeç veren Cezayirli film yönetmeni Abdülaziz Tulbi, Cezayir sinemasımn başarı nedenlerini anlatırken, her şeyden önce estetiği değil, «insan gerçeği»ni ölçü aldıklarını belirtmiştir. Cezayir sinemasınm «sanat için sanat» anlayışım reddettiğini ve «toplum için sanat» anlayısmı ilke edindiğini kaydeden Tulbi, Barınin Üçüncü Dünya ülkelerindeki film yapımcılarını kendi gerçekîerinden uzaklaştırmak için çeşitli yöntemlere başvurduğunu söylemiş ve şöyle demiştir: • Batı, düzenlediği festivaîlerle ve yönelttiği eleştirilerle Üçüncü Dünya ülkelerinin sinemalarını dolayh olarak yönlendirmeye ve kendi değer ölçülerinin doşrultusuna getirmeye çalışmaktadır. Amaç, bu ülkelerin sinemalarını bu ülkelerin halklanmn sorıınlannı \ansıtmaktan ahkosmaktır. Üçüncü Dünya'nm bazı film yapımcılan bu oyuna gelmişler ve Batı sineması gibi estetiğe ağırlık vererek kendi insan gerçeklerini esas almaktan uzaklaşmışlardır. Oysa kendi toplumlarmın sorunlarını yansıtabilmeleri, ar.cak insan gerçeklerini kontı almalan i!e mümkün olabiUr. Mısır sineması bile Batı'nın hazırladığı bu kısır döngüye girmiştir. Eatı, kendi düşünce sistemini ve yöntemini Üçüncü Dünya ülkelerine bu j'Oİlarla benimsetmek istemektedir. Ama Cezayir sineması bu oyuna gelmemiştir.» Cezayir'de sinema, devletin denetimindedir; yani kamu sektörü tarafından yönetilmektedir. Buna rağmen film yapımcılan geniş bir özgiirlüğe sahiptirler. Abdülaziz Tulbî bu konuda şöyle demiştir: «Bizde özel sektör diye bir şey yoktur. Sinemamız kamu sektörüne baglıdır. Ancak film yapımcıları, senaryo yazımmda olsurı, film yapımmda olsun, geniş bir özgürlük içinde görev yapmaktadırlar. Örneğin filmde rol alan bir oyuncu, ülkenin yöneticilerini filmde alabildiğine eleştirebilir; hatta bugünkü Cezayir yöneticilerinı egemen sınıf olmakla, ülke zenginliklerinin bir bölümünü kendi mülkiyetlerine alırıakla, ya da kıırtuluş savaşına katılmamış olmakla suçlayabilir; daha da ileri giderek, Cezayir'de devrim yapılmadığım dahi söyleyebilir. Bizde hakem, sansür kıuulu değil, halktır. Gerçeklere ters düşen filmler halk tarafından benimsenmez ve bir süre soara kendiiiğinder. piyasadan kalkar.» TV SİNEMA BÜTÜNLEŞMESi Başka ülkelerde görülen ve önemli bir sorun olma yolunda olan TVSinema rekabetine Cezayir'de rastlanmamaktadır. Burada televizyonla sinema arasında işbirliğı sağlanmıştır: Tulbî, bu konuda da şöyle demiştir. «TVSinema ilişkileri bakımından bizde, başka ülkelerde pek görülmeyen bir deneyim vardır. Sinema ve televizyon arasında rekabet değil, işbirliği yapılmaktadır. Her ikisi de kamu sektörüne bağlı bulunduğu için bu işbirliği kolayhkla sağlanabilmiştir. Örneğin televizyon tarafından yapılan tilmler sinemalara da dağıtılmaîfa: buna karşıhk sinemalarca yapılınış filmler de ;e!evizyon tarafından da gösterilmektedir. Yapımcılar ise, hem televizyon he:n de sinema filmlerinin yapımmda çalışmaktadırlar. Başka ülkelerde göriilen TVSinema rekabeti bizde yoktur». Pakistan'da uunta Lideri, Butto'nun seçimlere hile karıştırdığını açıkladı İSL.*MAB.\D (ANKADPA) Pakıstan da bir hafta önce yapılan darbenin lideri General Zıya El Hak, geçen mart aymda yapılan genel seçimlere Başbakan Zülfikar Ali Butto'nun Pakistar. Halk Partisinin hile karıştırdığı yolunda ellerinde deliller bulunduğunu açıklamıştır. Bir Amerikan Haber Ajansına demeç veren General Ziya El Hak, yapılan hilenin çok geniş çapta olduğunu ve özellikle Ben.eal eyaletinde uygulandığını. söylemiştir. Pakistan'da genel seçimlere hile karıştırıldığını ileri süren muhalefetle iıükümet arasında yapılan görüsmelerin çıkmaza girmesi üzerine, ku\vet lıomutar.larından oluşan bir askeri cunta yönetime pl koymuş ve Başbakan Butto ile bütün muhalefet liderlerir.i tutuklamıştı. Opnera! Ziya. tutukHı .siyasi l:rpı'OT':n bir kaç hafraya kadar serbest bırakılacaklarırı b ür.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear