Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIIET eifkanh. frl yapılı, nzun boyhı. «rı!s luydu. üfkeden yüzü kıpiırmı^ı oimuj : .u. Arkadaşlanna doğru elini kolunu sallayaralr konuşuyordu. KUeri de Aitcita.umt çektt: Avuçlan genlş, parmaklan lyice uzundu. Bir masanm çavresinde be? arkadaş onırmuşlar, tartısıyorlardı. Ben de onlardan lkl masa beride oturuyordum. Göîlüğümün carm tanlmıştı. Gözlükçü, lıir saat sonrs. gelip ahn dedi ısranm üzerine. GOzlUksüz edemerc, okuyamam, yazam&m. B i r n a t için dolmuşa, otobüse bin «ve git, ylne dön J*I... Olmayacak... Çarşmın sokak a r a a bir kahveye oturmuştum. Gani$, bilardo masalan olan blr kahveydi. Çoğunluîüa muşterisi kahvenin gençler olacak. Çay bardağı önümde, gençlerin t a r tışmasını izliyordum; Avusturya'ya 1o yenlldiğimiz pazarın hemen ertesi gündü. I r l yspılı delîkanlımn basketçi oldugunu anlamakta gecikmedtm. Delikanlı karşısındak: arkadaşlanndan blrine sertçe bafırdı: Al şu kalem kağ:dı y a z ! Arkadaşlan onun öfkesini yetıştırmak için asağıdan aldolar. Birl kalem kağıda davrandı. î r l deiikanlı, şöyle bir düsündü: Geçen haftaki günlerde, Almanya'da Albert Schweitzer Turnuvasvnda bakın bizim çocuklar ne galibiyetler aldılar, yaz: «Almanya'yı 82 77, Polonya'yı 8070, Yugoslavya'yı R3~f. îsveç'i 825?" " Lüksemb u r g ü 7659 yendik.» Y3zdın mı? Yazdjm dedi arkaetaşı. Deiikanlı şöyle bir kasıldı. «şunu da yaz;» diye buyurdu: «Üçüncülük maçında bizim çocuklar Aimanya'yı bir kez daha yendiler, hem de 12"79! beğendiniz mi?>: Biri «beğendik beğendik ya, yarı finalde İspanya'yı yenemedigimizi. es geçtln.» «Onu da yaz. 5379, Daha ne lstiyorsunuz? Bizim, umut milll takımın bu başarısmı nasıl küçümsersiniz? Btitlin Avrupayı yendik sayümaz mı? Hem şampiyon olan da b'.ı tumuvada Amerifca! Dahatı var arkadaş: Gerjç takım da Buigaristan'da İsviçre'yi 21261, Portekizi 11055 yendi. Farka bak be farka... Herifleri ezdik geçtik. Siz, şimdi oturmuş, ah futbolumuz vah futboiumuz diye kendinizi yiyorsunuz. Futbolde kapasi'emiz bu be yahu! Varsa ayak topu, yoksa ayak topu.. Hepsinin içi geçmiş kerataların. Kale ağzından minare gibi topu d:k, snnra ah rah et! Ulan ben potEn:n altında böyle bir fırsat geç:reyim eüme, kiit çenıberde top...» Eirisl dikildi: «Ne dersen rle futbol ba^ksdır arkadaî...s t r l delikanlmın kr'kıp bu lafı edeni dfiveceğinl sandım. O, sakin .«. ::n. 26 MiSAA 1977. D OLAYLAR VE GÖRÜŞLER TRANSFER Samfm KOCAGÖZ «spor sporiur. salak saiak lâf etmel» diye söylendi. B:r başka bırı, «Sen ne dersen de ben 1taranrru verdim. Ecevit'e oyumu verecegim. Vereceğim, "oıhyonun ki bu futbol federasyonunu îoptan değ'.ştirecek. Hepsi Adalet Partili.. Bu parttnin Milil Takımı da kendisine benziyor işt«;« Bir ııfak tefek cieiikanü sözü aldı: «B«n bakın ne dlyorjm: Rusiar gibi alacaksın bir takımı, milli lakım olarak çalıştıracaksırı, lıglere girecek. En iyi oyur.culan bu takıma transfer edeceksin. Bak o zaman ne milli takım çıkacak! Bu işe en uygun rakım şu sıra Trabzonspor... İn, basketçi dei:kaniı kahkahayı öastı: «Ha şimdı Ecevit'in :şi gucü yok da, iktidara geldikten sonra batmış memlekEti kurtardı da sizin milli takımınızı kurtaracak: Laf rr.ı sizinkisi? O sizin dedığiniz TRANSFERLER ancak Meclis'te o^ur. Yaz bu trans'erieri de, iki yıl içinde Meclis'teki partilerden partilere 72 milletveklli trans:er olmuş... O transferlerdek! çıkan klm sağlar senin futbolcıılarma?» Gençlerden ögrerieceğımi öğrenmiştim. Vakit gelmişti. Kalktını, onlara yaklaştım: «Çocuklar, bizlm Umut Basket Takımımızın kazandığı maçiarı yazdığınız kajıdı bana verir misiniz? Çok sevindiır;.... dedim. Şö>')e bir riikkatii dikiatü bana bak:ı!ar. Basketçi delikanlı, çekti ıca*ıdı arkadaşmm önünden aidı, bana uzattı: «Buyıır Bey Amca!» ded;. Kagıdı aldım. Delikanlıya, • Sen ne zaman giriyorsun mill! îakıma?» diye sordum. Biraz ı r a n ı r gibı oldu. Onun yerine Brkadaşlan kıvançla, kısıne: oiursa gelen yıla taiumdadır.'» dediler. Başarılar diledtm. çıktım. Gençlerin taruşcıkiarı spor konusu. ülkemizın ekonomik koşullan da dikkat« alınarak enine b o yuna yeniden, ner zaman tartışılabiürdi. Ne kl oerum zıhnimde, içlerinden blrınin şu Meclis transferlerine degtnmesi ijnce yer etti. Bu yaztyı yazmanıa neden oldu. Şöyîe düşündüm: Benim mahkeraede bir davam oisa, tam dııruşma sırasında a\ukatun birdenbire karşı tarafa TRANSFER oluverse, ne halt ederdim? Mabkum olmak vsr, davayı yitlrmeli var.. var oğlu var... Bir de şöyie düşünelim: Beni kırk bin vatandaş, adam yerine koymuş, daha önce diyelim delegeler adam yerine koymuş, «A» partisinden miiletvekiü seçmişler. Ya da bağımsız adaylığımı koymuşum, bu kez bana katmerli giivenmişler, milletvekili seçmişler. Meciis'ır. en krıtik bir oturumunda. yallah başka partiye, ya da bagımsızsam bir partiye TRANSFER oluveriyorum! Aman Allah bu düşünce beni öyle bir utandırdı ki, sanki olmuş bıtmiş. yapmışım gibi kulaklanma değin kızardım! Ne demek bu: önce kendîn.e îhanet ediyorum. sonra fikir namusumdan vazgeçiyorum. Yine partiliysem, partime ihanet ediyonım. Demek inandığını, tuttuğum partinln fiidrlerine de :hanet ediyorum. Aklın. havsalanin alacağı bir lş de*il bu! Olur, insan partisinin gittigi yolu beg'enmez, yozlaştığuıa inanır. Arr.ma (ve Iâkin' kırk bin ki.şinin güvenini hıçe saymaya hakkı yoktur. Partisinden lstifa etti ml, milletveldlliginden de isttfa elmek zorundadır. O partiye gir» pek »Wtm aİTmyor y» yenl rlrdlgl p«rünin »«uannda önce çaiışmalı, asıl parttnin yanlısı lnrk bin vatandaşına hlç olmazsa, isttfa gerekçeainl anlatm»lı, yenl girdiği partinln n^r\^ programuu niçin beğendiğirü anlatabilmelldir. Başkaca ülkelerde, hanl demofcratik ülkelertl» bunun da olanagı yoktur ya... Bir partlden istifa etmek, herkesin hakkıdır. Ne kl Millet Meclisinde bir partiden istifa etmek demek, istifa edip hemen başka partiye girmek, Meclis'te, gençlerin dedigi gibi kale önünde topu minare gibi havaya dlkmektir en azından kl, telom yatar, parU d» haklı haksıî yatar! Bir milletvekiliriin koskoca blr partiyi yatırması, ülke çapında... haydl söylemeyeüm nedir bilmem. Anımsayabildiğim den11 bir partiden İstifa edince, miîletvekilliğinden isttfa eden siyasal tarüıimizide bir Behçet Kemal vardı galibe. Yaklaşan seçimler sırasmda mı olur, sonr» mı olur bilemeyecegim ama bu konu parti tüzüklerlne mi konmali, seçizn yasasına m ı konmaİJ, bir şeyler yapılmalıdır: Diyelim partiler profesyonel futbol rakımlarıdır. Partıliler futbolcular gibi almıp satılabîlir. Ne kl Millec Meclisine gelmls bir partili, bir milletvekili, yir.e diyelim Milli Takıma girmiştlr. Bizim fukara futbolcular. Milli Takımda ola kl öyledir beceriksizliklerinden gol kaçırırlar. Bir de bile bile gol atmayan bir oyuncuyu düşünün. Futboiu namus meselssi yapan sporseverler bu herifi çiğ çig ycrler Milii Takımı yatırdı diye. Peki Meclis'in en kritik bir otunımunda bile bile takımmı yatıran milletvekiiine ne buyurulur? Böyle bir lş olsa oisa bizim demokratik düzenimizde olur. Demokratik düzeni de öyle görünüyor ki önümüîdeki y.llarda HALK oylan getirecektir. Bu seçimlerde bile halkımız profesyonel aday adayiarma dikkat etmek zonınöaaır. Geçen seçimlerde 149 milletvekili ile Meclis'e gelmiş AP. Yeni er ken seçime yaklaşırken, seçimier yapılmadan, ilâ raaşaailah 170 sandalyeye sahipmiş (!'). Yuvarlak hesap tam «840.000», neredey.se bir milyon oy çalınmış, bir milyon vatandaş aldatılmıştır. Futbolculann transfer ücretlerini Kazeteler yazıyor, biUyoruzi ama MÎLLETVEKILLERİMtzrN ücretlerinden söz etmek ayıbımıza gider. Partiler profesyonel futbol kulüpler: olmamalıdır. Partisinden istifa eden. milletvek'Uıgır.den de istifa etmek zonında kalmalıdır. Bu da bir önlem olablllr mi dersinız? Düş Iie Gerçek M ondros. Ege denizinde Limni adasuun jruney kryılarıiHİa bir kasabadır. Biz bu küçük sahil keotini Blıincl Dünya Sava.*ının ycnllgisiyie arumsarız. Osmanlı Devletiylo îtilaf Devtetlerl (İagiJtere, Fransa, ttalya) 30 eMm 1918'd» Mondros'ta mütareke aalaşmasını imzaladılar. Birinci Diinya Savaşının sonuna doğru Almanya ve muttefikleri bütün cephelerde yenilçiye ugTadıiar. Babılll'de Sadrazam Talat Paşa, 8 ekiın 1918 de çeldldi. Ahmet İzlet Paşa kabineji kuruldu. Bahriye Nazın Kauf Bey (Orbay) başkanlj^ındaki bir kuruJ, Mondros'a giderek Akdeniz'deld tnglllz filosu kumandanı .\miral Calthorpe'la çörüşmey» başladı. Calthorpe. İtilaf Devletleri adına tam yetkiyle koousmaian rürütüyordu. Açamemnon zırhlısında dört çiin suren tartışmalardan sonra anlaşma inızalandı. Oamanlı lmparatorluğu bn anlaşmayla çöküyorda. Oys» çok değil, bu tarihlen blr »y 8nce, Enver P»j«nm amcası Halil ve kardesl Nuri Pasalar önderliğindeld Tiirk İslam orduları, Turan'a doçru sefere çıkmışlardu Xuri Paşa o tarihte 29 yaşındaydı. Başkumanrianın kardeşi olduğu içlo bu yaşta generalliğe yük.seimjşti. Halil Pasa'nuı ordusu, Azerbaycan sınırlarına eylülün başında plrdl. Oysa Almanlar 3 mart 1918de Rııslarla Brest Litovsk aniaşmasını Imzalamışlardı. Bu anlaşmaya çöre Baku Rııslarda kalacak, petrolü Almanların olacaktı. Osmaulı ıırriiisundaId AJraan kumanclanJar. Brest Jj'tovsk anlasmaMıiın uygulanmasını, Tiirk kumandanlar ise Turan'ı istiyorlardı. Başkumandan Vekili Enver Paşanın Pantürkist tlüsleri, ço?u jurtsever subayımızı sarmıştı. X eyliil ütlS'rie Halil Paja Genceden Bakıı vöniine doçru türkülerle uğuıUuı^orüu: «Aliah yolunu açsm Tııran'a Seni verdim yaradana Senden isterim Baku'yu Tilrlc Halii Paşa. Halil Paşa'nın kunıandasınrlaJd kurvetierle, N'nri Paşanın biriikleri. Almanların enffellemesine karşuı salriınya geçtiier. 15 eyliil ms Rünii Baku ele geçirildl. Aynı cün l'tanhul'dan Başkumandan Enver Paşa Nuri Pnja'ya şu telgratı çektl: «Büyük Turan Imparatorlugunun Hazer kenanndakl rengın konak yeri olan Baku şehrinln zaptı haberini büyük meserretle karşüarım. Türk ve îslsırt tarihi sizin bu hizmetinizi unutmıyacaktır. Gazilerimizin gözlerinden öper, şehitlerimize fatihalar ithaf eylerim.. Telprafın tarihi 15 eylül 1918 idi. Ordu Baku'nun ardından Iran'a yöneliyordu. NiteMm 7 ekim 1918 günü Tahran'da Ahmet Şahin misafiri olan Halil Paşa; onuruna düzenlenen blr yemekte şu sö'ylevi vermiştl: « Türk ordusu İçin Osmanlı, Irar.ü, Kalkaslı devletler yoktur. Bir tek devlet vardır: Asya Türk Müsluman Devleti... Ben buraya galip bir ordunun loımandam olarak degil, Osmanlı Padişahı Vahdettin kadar tabı olaugur.u şah hazretlerüıin elini öpmek ve saygılanmı arzetnıeic için geldim.. Osmanlı Kumandanlarının bu sözleri söylediği trünaon birkaç hafta sonra İMondros Mutarekesi imzalanacaktır. 50 ekim 1918'tle oııavlanan Mondros anlaşmasıvla Turan İmparatorluğu yollarındaui Türk subayları ve askerleri arasındaki çelişkiy! dıişüııün' Askerlik ile serçck arasında bunca uzaklık. tarihte uek az görülmüştür. Baku'yu zaptedrrtk Hazcr in ılalcabnnda O ı t ı \.s>a ulvıkl.ırııu ^örenlpr. E;enin bir küçük artasında tüm devietiu «tkılrşını izlivecekierdi. Bir ay sonra, •':<, kasım 1 1 sünü, Fransız Generali HX Francher Il'Esperey Istanbul'a heyaz atının üstünde blr fatlh kîirumnyla girmişti. Eylülde Baku'yu zaptedip Orta Asya'ra nanan: ekimde Mondros Mütarekesini imzalayan, ve kasunda İstanbul'u işjal ordularına birakan Turancılık, $imdi yine sabnedrdir. Hem de 1S77 yıiında uzay uydulan Anadolu'nun üstünde fırfır dolaşırken, ve hinlcrce yer ve gök blleini Orta Asya'yı •ıppyeni blr dünyanın elektronik verilerivle donatırken... Anadolu yoksalluğunun hakkından geleml>en dış» baeımlı iktidarların koltuk altına «ıjınıp Türkiyede kardrşlerini ötriürenler, Pantürkizmln düşlerinde denfelerinl yitirmişlerdir. ABP ambargo koydn «llye ordıımuz silâh grıcünu y a n y»rna yftîrirken ej ınroştnnıp boyun biıkenler. Turan rüyası förerpk nasıl avunuvoriar? Bu olayı aydmlatabillrse, belki bir ruh lıeküni avdınlaUbilir. Kitap ve Silah M. îskender ÖZTURANLI ubat 197.j'te mahkeme karan fle Antalra re Esldşchirde TÖBDER ve Ülloi Ocaklan aranmış, hirinde kitap bulunmuştur, öteklnde ise silâh MHTİ l!i"5'te Milliyetçi Cephe iktidan kunılmuş. kiUplıklannı silâh ripposu haliııe çetircıı < ( Ikıi Ocaklan» ilp nrganik bajjlar kuran bir partinin O n e l Başkanı «Milli Güvpnlik Kurulıı»nun başına oturtulmuştur. Bilindisi fibi o ÇÜnden beririe,yurdumuztm çeşitli yörelcrinde silâh kııl[anan eller lMJ'.^e yakın Eentimizin canuıa kıvmtşlar. hinlerce >nır(taşımızın kanını akıtmışlardır. thiPsine bir ortam yaratılmıştır ki, bu ortamda silâhlanmış örgütler rahatça çalışır ve «Devletin îüvrnlik kuvvetlerine soıde yarrlımrı olurken». Iritaptan baska wnnayesl ve savaşım aracı nlmayan TÖBDER gibi rlernekler ve kuruluşlar, bfr baç kez kapatılmışhr siyasal iktlriar tarafından. Ancak Danıştay k.irarları Ue çalışma ve vaşama olanağına kavuşabllmiştir bu kuruluşlar. Ama öte vandan silâh kullananlann derncklerine hlç bir zarar sclraenılştir. Bu demekl*rl rönetenler o çünden bn van.ı rahatça silâh kullanmışlar, korkusuzca Tincir şakırdatmışlarriır. ö l ü m ve atrs saçmı>lardır ortahp3. Yepyeni Bir Adım: Köykentler öy Enstitüleri şu gözlernler sonucu kurulmustu: Nüfusunun yüzde doksanı köylüden olusan Türkiyenin kalkuıması köyün kalkınmasına ba,;lıydı. Köy nasıl kalkınabüirdr önce, köylüye okuma yazma öğ retmek gerekiyordu. Sonra, modern tarım, ha\\ancılık ve sanay: usulleri köylere gırmelıydi. Köye doktor, ilâç götürülmeliydi, to tap gazete götürülmeliydi. K Vehbi BELGiL grttneliydi. O halde, köy öğret meninde. köy ;çın gerekli sanatiarm hepsinden bir şeyler bulunn.ahydı. Bu düşünceler sonucu, Köy Ensrı'ülerinin ıkınci kuramsal temelı bulunmuştu: Ögretmpn, aynı zamanda sanatkâr da oiacaktı. Buna, üçüncü bir kuramsal *emel daha eklendi: Köy öğretmenı, şehır ükokulianndaki gibi mukavvadan. ev, kâgıttan a n kovanı yaparak bına ve kovan yapnıasm;, pencere pervazlan içine konacak Ubaklarda arpa yeşerterek arpa, bufday üretmeyi öğrenmeyi dafil, evi, kovanı 5rapıp kullanarak. buğdayı tarlada yetiştirip yiyerek tanmcıhk ögrenecekti. Dördüncü bir itke de şu idi: Köy gereksinmeleri, olanak oranında yerli ürünlerden karşılanacaktı: Tarla iki kez sürülünce daha iyi ekin veriyordu. O halde, olmayan dövizlerimizle bilmem hangi iükeden gtibre getirmeye gerek yoktu. Köy Urilnlerlnın bir kismı köyde işleneceic, köylü. kente mııhtaçlıktan da kıırta nlacaktı. Ömeğin, el tezgâhlany le. köye gerekli blr çok dokuma tiokunabilirdi... Beçinci ;Ike. Enstitülerin Devle te yük olmadan, kendi gereksinmeierini de kendilerinin karşıiama5i olacaktı. Yani her Enstitü. öfretmen adayiarının tüketece*: tahılı, sütü. yünü. sebzeyi, yağı kendisi üretecek, bunlar için Devlet bütcesine yük olmayacaktı. tşte. ana çizgileri ile b u amaçlar için kuruîan Enstitüler, dikkatle seçiimiş ve inanmış öğretmenlenn, müdürlerin yönetiminde. kısa zamanda başan sağladılar. Türkiye. Enstitil bölgelerin» ay nlmıstı. Her kö>ün çocugu, kendi kövünün bağh oldugu Enstitüden ögretmen çıkBbüirdl. Sonra, çocukiar, kendi köylerınde olmayan sanatlan öğrenrneye yöneltiliyorlardj. Köyün, olanak oranıncia kendi kendine yetebilmesi ıç:n on sanata gerek oldugunu düşünelim. Bir köyde bu on sanatın yedisi var da örnegin üçü yoksa o köyün öğrencilprine özellikle o sanatlar öğretiliyordu. Bu düşüncelerin gerçekieşmesiyie Türkiyede ögretmen ve sanatkâr somnu, bir oranda, onbeş yirml yü içinde çözümlenecekti. Sonuç malum: Başlıca şu nedenlerie. Köy Enstitüleri kapatıldı. 1) öğrencilerin Enstitüde yetisen ögretmenleri seçmeieri, imamları kızdırdı. 2) Köy agalan tanmın kendi halinde kalmasını istiyorlardı. O zamanlar için gün de bir çanak ka^•u^ma parasına köylü çalıştıran aga, binlerce liraya neden makina alsındı' A:sa da ne<J«ı o makinaların tarairi için kente muhtaç olsundu' 3> EnstitU uygulamasında, davayı yanlış anlıyan uygulamacılann da kusurları olmuştu. Bunlar, her köyde bir ögretmen evi ve okul kuraiması için köylüye aşırı derecede baskı yapmışlar, hattâ, gerekli parayı bulmak için, örneğin iki inegi olan dul bir kadınm iki hayvanını da satt ı n p zavallıyı aç bırakmışlardı. Bu aşınüklar halkı bezdirmişti. 4) Bu arada, inançlannm ateşiyle yanan ve memleketln feci durumunu bir anda fark eden Enstitülü öğretmenlerin de köylülerle ilişkilerinde bazı uyuşmazlıklar olmuştu. Işte bütün bunlar sorıucu, lîMfi'dan sonra, Demokrat Partililer bu Enstitüler aleyhlnde, bire beş de katarak yognin bir suçlamaya giriştiler. Zamar.m Yönetimi, dâhice diys nitelenebilecek olan bu Enstitüleri, sifc&yetler yönünde düzeltecekler! yerde ka patular, böylece de mukadder âJubetlerinden kurtulacaklarını »andılar. Hoş onlarm d a bunlan kapatmada pek suçları yoktu. Zi ra, onlar kaparmasa idiler. Demokrat Parti iktidan Enstitülere nasıl oîsa tırpanı atacaktı. Köy EnstiHllerinin. kısacık ömürleri çerçevesi içinde bile ne kadar yararîı olduklannı anlamak için derin araştırmalara şrtrlçmeye gerek yok. Sadeee yazı nımızın ve fikir yaşEmımızın Ehstitü kökenli elemanlarmın bü rük başanlannı göz önüne getirmek yeter de artar bile. 5 .Verctle oldugunu ve nereye (rittiğlnl bflmeren blr hftJriimettir bunun sorumlusu. Kendi aralarında bile bir uyutn sağiayanıayan, düşünccleri silâhla susturmak tsteyen sözde devlet adamlarıdır bu karç.ısa ortamını varatanlar. Oysa ciüşün<»ler silâhla yok edilemez hiç bir zaman. StlâhJarın konnştuğıı yerrie, dii?ünceyf bulamaz.sınız koiay kolay. Ve kılıç kullanan eninde sonunda kılıçla yitirir yaşammı. Eski çağlardan beri seçerli olan bu kural, günümiizde rfe yitirmiş değildir değerinl. Bu konu üzerİDde, lsa'dan önce yaşavan ve «Beni yok edebillrsiniz, »ma düşüncelerimi yok edemezsirıiz» diyen Sokrates nasıl konuşmuşsa, Atatürk dc öyle konuşmuştur yirnıinci yüzyılda: «Düşunccler »op ve tiifekle, baskı ve zorlamayla yok edilemez» demiştir Düşünceye karşı silih çckmeye kalkısanlar, zorbalıklarını ortaya koymaktadırlar öncelikle. Ama ne var ki zorbalık, tarih hoyunca hemen lıcnıen her verde coriilnıüş nlnıasına karşm, zorbaların cgcmenlİRi hiç bir zaman uzıın ömfırlü nlnı.imiştır. Hic hir çağda hiç bir sorunıı çözemem i î ü r zorhalık. Dovüj ve k^vçarun buiunduğu yercfe lıireyIcriıı mutluluğıından söz edürmez çünkü. Döıüş ve kaveanın önlrncmrdi*! bir ülkede ise. devletin varlıgi «jıraulamar. SilâhJann, bombalaruı patladığı, iıısanların .sokaklardü, meydanlarda can verdiği bir nrtamda seçimlere gidiyoruz. Türk uiusıı. tarihinin hiç bir do'ııeminue hu kndar kanşık ve karanlık bir dnrumla karşılaşmamıstır. Kaba kuvvetin devletten kajnaklannıası gibi bir oiaya raslanmanustır tarihimizrie. Ve böylesine bir kargaşa göriilmemiştir bugüne dek. Yurriumuzuıı çeşitli verlerindc meydana gelen olaylar bu yarçjyı do?nılamaktadjr. Gazeteler ve gazeteeilcre karş.ı riüzcnlerifn saldjrılar gün günden çoğalmaktadır. B a n gazeteleri nkuyan vatandaşlarımıza yapılan baskılar giderek .vsnnlaşmaktad'ır. Serik'tekl son olaylar, kaba kuvvetin hanpi hoyutlara ıılaştığını gösterir nitfliktedir. Bir süre önce Serik'te bir iç savaş yaşanmış ve «Devlet. bir çetenin elinde erimiştir.» Dükbânlar, evler yıkılmıştır. Kitabevlerine baskınlar yapümış, kitaplar yırtılıp yakılmıstır. Oüşüncenin karşısına silâhla çıkılmış, devrimcilerin ve ilerlcilerin üzerine yumrukla gidilmiştir. Türk ulusu adına karar venneye yetkill Serik yargıçının evi yakılmak istenmlş, güçlükie önlenebilmiştir bu saidırı. Olaylar sırasznda resmi eîbiseli bir polis memuru, «Vurun komünistlere» diye çığlıklar atarak elinde tabancasıvla saldırganların başındadır. Devletin ve toplu/nun ?üıenlifini korumakla görevli kişiler, özçürlük düşmanlanyla yanyanadırlar. Bu karçaşanın. bu karanlığın sona errnesi, ancak seçirnlerin eüvenlik içinde yapılmasına bağlıdır. Ayni zamanda demokratik solun, özeürlükçü solun tek başma iktidara çelmesiyle önlenebiiir bu kargaşa. Hatırlanacağı üzere sağ kanat partileri. bımdan önce tek başlarına ülkevi nasıl uçuruma süriikledilerse şimdi de cepiıeleşmiş iktidarlanyla içinden s ü ç çıkılır bir ortam yaratmışlarriır. Bu kargaja>a son vernıek ve üJkcyi .v;.şanır bir durum» getirmek, Türk seçmeniniıı elindedir. Unutmayalun ki. ancak bir iktidar değişikligi 'le zorbaların ellnden ahnabilir silâhları. Anaların ve babalann yüzü gülebillr, öğretmenlerin ve S^rencilerin yüreği serinleycbilir. Ancak bu suretle okullar açıiabüjr, kitaplar ve pazeteler rahatlıkla r e borkusuzca okunabiiir ülkemizde. Bir zamanlar. çizmeleılc ve mahrnuzlarla de>leti yönetmek isteyen Napolyon bile, 110 şey dünyaya egemen olur» demişti. «Kılıç ve düşünce. Kılıç eninde sonunda düşünceye yenîk düşer.» Önümüzdeki seçimlerde Türb ulusu, düşünceaıin baba kuvvet ve zorbahbtan üstün olduğnnu gösterecektir tüm dünyaya. Hiç kuşku duvulmasın ki 1977 scçlmleri, düşüncenin başarısı ile sonııçlanacaktır. Bn başan aklın başarısı, demokrasinin başansı olacaktır. »• • • • • • • • • • • » • » • • • » • • » » • • • • • • • • • • •• •• • • •• • •» Cumhunyete kadar. Devlet, ki> ye hiç bir hızmet götürmemjş, âö }ü sadeee tahıl üreten. asker ve vergi veren inssnlar toplullıgu ola rak görrnüştü. Oysa, Devletin yaratıcı elinin. artık köyiere. çagdaş devlet hizmetleri için g:rmesi gerekiyordu. Bunun için akla ilk gelen, çehırlerde yetiştiril<=n ilkokııl ögretmenlerinı köylere atamaktı. Bu nedenie, bu 3'0)a gidildi. Fakat, bunun fiyasko ile sonuçlandlğı kısa sürede görüldü. Zira. daha çok kenrlilerden seçiiip kentlerde yetıştirılen öğrer merJer köye gitmek ıstemiyor. gıtse de kısa zamanda köyden ay nlıyordu. O halde, önce bu soruna egilmek gerekirdı: İşte köyde vaşa\racak ösrermenlerin seçilmesinde şu yol bulundu: Köy Enstitülerine sadeee köy çocuklan ahnacak, bunlar köylerin do lay!?.rmda, tıpkı köyde sürdtikleTi .vaşaırıa benzer koşullar aitında yetişririlip köye gönderileceklerdi. O zaman, onlar da, köyds kalacaklardı. Ve her köy ö*retmerj kendl kö^•ünde görev yapacaktı. SADECE OKUMA • YAZMA DEGiL Bu sonuçtan sonra başka bir sonuca daba vanldı: Cumhuriyer. köyde sadeee okuma yazma bilen vatandaş m; yetiştirecekti? Kendini çağdaş uygarhğın ilstür.e çıknıaya adamış Türkiye için sadeee okuma yazma yeterii oiamazdı. Köy karasapan'dan kurtanlmalıydı. Köye rnaltir.e girme liydi. Köye saghk elemanlan da Kumaş Satın Alınacaktır I Teseüülümüzün 1977 yılı Melbusat lhtiyacından 3.405 metre yazlık gabardir) kumaş kapalı zart usulüyle tekllî alınmak suretiyle satın alınacaktır. 2 Bu işe ait şartname Meclisi Mebusan cad. No. 93 97"deki Malzeme îkmal Müdürlü&ü kat 4'den bedelsiz olarak temin edüebilir. 3 Teklifler (kalite ve renk) numuneleriyie blrükte kapalı olarak 4.5.1977 Çarşamba günü saat 16.00'ya kadar Malzeme İkmal Müdiirîiigiine veriimış olacaktır. Postada meydana gelebllecek gecikmeler kabul edılmez. 4 TesekkülUmuz 2490 sayılı Ihale kanununa tabl olmajnp lhaleyi y^pıp yapmamakta. diledlgtne dlledljl mlktarda yapmakta serbesttir. D. B . DENİZ NAKLİYATI TJ».?. GENEL MÜDÜRLÜGÜ KÖrKENT BUtUÎU tşte bu pünkü köykent fikri, Köy Ensötülerinin yapamadıkla rırun gerçeitleştirUmesl yolunda Btüacak yepyeni bir adundır. Enstitü kurucuları her köye sanatitâr ve sağlık memuru kazanciırarak köyleri kendi kendilenne yeterü nale getirıneyı düşünmüşlerdi. Köykent kuramcılan tek tek her köyü değil, köy künıelerini yeterli hale getirme biçımini daha uygun bulmuşlardır. Sorunu şu biçımde sematik hale getirebiliriz: Bir daıre çemberınin üzerine eş aralıklarla yıldız ışaretleri koj'ahm. Dairenuı merkezine de bir yüdız koyalım. Çember üzerindeki yıldızlann her birini bir köy sayalım. Mer kezi de, kurulması tasarlanan bır köy kabul edelun. Köy Enstitülerinin kuraculan, çember üzerindeld köylenn heps>nde nalbant, dokumacı, araba yapınıcısı, demirci, tamirci, terzi... yetiştirmek yoluyle her köyü bağımsız hale getirmek 'stiyorlardı, Köykenti düşünenler, her köye her sanatkârdan bir t a ne gönderecekleri yerde daırenın merkezinde kurulacak bir köyde başlıca köy sanatlanru toplayarak çeşitli koyleri bir bütün ha"line getirmeyi tasarlamaktadırlar. Ve bunu gerçekleştirmekle de, köyü daha çabuk kalkındıracaklaruıı düşünmektedirler, Yani, konu bir komünistlilc, tutuculuk konusu değil, 40 b ı r köyümüze ana hizmetleri götürme konusudur. Yine her köy için on sanatın gerekliliğini düjüneürn. Köylerimiz kırk bin ise, Enstitücüler dört joiz bin &matkârla köye nizmet götürecelderdi. Köykent tasansında örnegın :0 köy için bir köykent hesabiyle. dört bin köykent lçln kırk bin sanatkâr yetistlrtlscektir. Böylece, kırk bin köyümüze ana hizmetleri götürme konusun da iki görüş ortaj'a atılmıştır. Ancak, bu konuda başka görüşlere yer yok degildir. Bun'in sonucu olarak da, köykentlere karşı çıkanların, başka önerile'le karşımıza gelmeleri gerekmeit tedir. Nitekim böyle bir öneriyi MSP ortaya atmıştır. Bu oarti her köye bir Kur'an Kursu, her kazaya bir fmamHatip okulu, beş yüz işçisi olan her fabnkayB bir vâizlik müessesesi açmakla tark bin köyümüzün muhtaç olduğu terzileri, demircileri, nalbantlan, arabalan, sağhk m e murlannı... yetiştireceStir. Böylece de Türkiye yîrml oirincl yüzyıla doğru hızla ilerleyecektir: Ama lsa'dan önceki Ti'Tnl birinci yüzyıla dognı. APlilerse köj'kent konasıınu, göçe îorlama gibi yoüaçtıncı yo rurnlarla kötülemeye çalışıyorlar. .Samimi ı'seier. sorunu hiç anlamadıklan ortaya çıkıyor. Samimi degilseler, buna eskiden m u galâta denirdl. İnşaat îlânı T.C. ZiRAAT BANKASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Asagıda isml, mahalli, metrekaresl ve geçıcı teminat miktarlan belirtılen lojmanlı hizmet bîr.a'arı, götürü ve kısmen birim liyat esası ve kapalı zarf usulü ile ihaleye çıkanlnuştır. Hizmet l^ojnıan (ieçicl Şube Ismi »Ianı m2.. alanı ni2. Teminatı TL. 10 Mayıs 1977 salı günü saat 16.00 da ihale edilecek Şubeler 1 HavsaEoime ^«5, 70 fmrı, 2 HayraboluTekirdağ 417, 75.000', 3 SarayTekirdag 452, 85.000,' 4 SenirkentIsparta 408, 75.0011,' 5 AğmElâzığ 289, 45.000,' 11 Mayıs 1977 Çarsamha r ü n ü saat 16.Wda Ihale edilecek Şubeler 1 SalmbeyliAdana 390, 533, 125.000, 2 ÇüagtlşDiyarbakır 233, 533,' 115.000, 3 ÜmraniıSivas 348, 281, §5.000, 4 KoyulhisarSivas 282,251, 80.000, 5 SanoglanKaysert 289, 281, 85.000, tSTEKLİLER : 1 a) 1977 yılına ait Ticaret Odası belgesini, b) Bayındırlık, Bakanlıgmca verilmış B grubu kamenin aslı veya suretini. c) Şimdiye kadar tamaınladıklan işlerı, geçici ve kesin kabuJierini, japtırdıkJarına dair asıl veya Noter tasdikli belgeleri ile sözleşme ve kabul tarihierini belirten bir listeyi, <î> TaahhUdünde buiunan ve devam eden Işlerin sözleşme, son hakedis rniktar ve tarihJermı gösıerea ve belgelere istinat eden bir listeyi, e) Imza siricülerini, f) Milli bir Bankaca verümiş, sermaye ve kredi öurumlannı belirten mali durum belgesirı teknilc teçhizat ve Persor.el beyannamesini, dilekçelerme r eklİ5 erek, ihale tarihinden en geç yedı gün önce (Genel Miidilrlük însaat ve Emlak MüdürlüSüne) müracaat edip yeterük belşesi isteyecekier ve" bâlgeîerini ihale gündnden üç giin önce şahsen veya veJcili eliyie aiacakiardır. 2 thalej^e iştirak etrnek isteyen müteaahitler, Tıcari slcinerinin kayıtlı bulundugu verdeki Merkez Şuoeierimizden girecekleri ihaleji belirterek haklannda istihbarat yaptınp, gizll olarak en seri vssıta ile Genel Müdürlüğumüze (inşaat ve Emlak Müdiiriügüne) gönderilmesini saghyacaklardır. 3 Bankamız înşaat İhale Koınisyonu bu belgeleri inceleyerek dilectgine yererlik belşesi vermekte serbesttir. 4 Istekliler tekliflerini yeterük belgesi ve gerekli ev.ak ile birükte ilıale günü en geç saat l5.0C'e kadar İnşaat ve îhale Komısvonuna vereceklerdir. 5 îhaleye, başkasına ait belgelerle vekaleten ıştırak ıstemleri, felgrafla müracaatlar ve postada vaki gecikmeler kabul edilmiyecektir. 8 Bankamız lhaleyi yapıp yapmamakta veya Işi diledigins vermekte serbeçtîir. (Basın: 15520) 3896 SOVYETV/O MEDEXPORT'un 400 mA. 145 KV. RONTGEN CİHAZLARI GELMİŞTİR. Çift masa. Çift tüp. S«riografi, Tomografi, Ayakta Tomografi tetkiklerins cevap verebilecek nitelikte olup, en gelişmis röntflen cihazları ayarındadır. Cihaz 1 50.000 TL.'sını aşkın yadeklerle birlikte verilir. (Basın: 15419J 3895 ÎLÂN TANOBA ERBAA BELEDiYE BASKANLlGlNDAN : 1 Belediyemiz için 2 (iki) adet 22 kişüik 0309 D Mercedes Benz Midibüs alınacaktır. 2 Muhammen bedell 985 000, lıra olup geçici teminatı 43.150, liradır. 3 Satın alma 2490 sajalı kanunun 31. maddesl gereğmce kapah zarf ve eksiltme suretiyle yapılacaktır. 4 İhale 4/5/1977 çarşamba günü saat 15'de Belediye ISncümeni huzurunda yapılacaktır. 5 Ihaleye girecekler 1977 yılı vizesinl havi Ticaret Odası belgesini, teminat makbuzu veya mektubunu ve teklif mektubuna eklemeleri şartür. îhaleye gireeek şirket İse bu oelgelerden a y n olarak 2490 savıiı kanunun 3'üncü madciesi uyannca diğer belgelerini, teklif mektubuna ekleyecekJerdir. 6 Bu işe ait şartname Belediye Muhaaebesinde görüîebihr ve isteyenlere gönderilir. 7 Teklif mektupian ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Belediye Bajkanlıguıa verilmesi mecburidir. 8 Postada raki gecikmeîer Ue telgrafla yapılan muracaatlar dikkate ahnmsz. (Basırr 15497) 3833 SİPARİŞ KABUL EDİLİR. Müraeaat: Umumi Mümessil: t : Aamvlı Mvscit Sok. Kuffuk Apt. 63/9 Gündüz Tel: 4 9 6 2 3 8 Geee Tel : 4O 2 4 6 0 Telg : MikroOptik istanbul MİKROOPTİK MÜESSESESİ Yakında Çıkı/or UĞUR MUMCU • itlâncilık: 806) 3390 Bir Pulsuz Dilekçe Cumöuriyet'te yayınlanan yaz:!ar.. Do|a;ı (insozü ve Altan öymen'in tanıtma yazısıy'.a. Da^ıtım 1EKÎN YAYINEVİ îst. 21 B W U Avcjoğ;u'nun • • HEDEF. DEV BİR DENİZ GÜCÜl DESTEKKUftSUfil TÜT?K DONAJ^nvLA VAKFINA G M KEMAL 8Ul\*\Rl 86ü (Gui Reklam: 354) 3806 »•»<»«•»•••••••••••••»••»»•••»•••»•»••••• '.Cumhuriyet: 38S9) YAPACAĞINIZ VAJlDJaaARLA Bü HEDEFE ühASABiURlZ.