23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 »•ı»ıu tni VEDİ SANAT EDEBIYAT 1°73 vılında Roma'da olen dunvaca unlu Avusturyau ozan \e vazar Ingeborg Bachmann, Frank furt Universitesi'nde kendlsl IçİD kurulan Şiir Kursusunde ikı yü s"rp%|e deıi» vermıstı ^şagıdaki 'a/ı bu unlu kadın sanatçınin «Frankfurt Derslen» (Frankfurter \orlesunçen) adlı ders notlarından alınmıstır. daklannda ve ınsanlar onu alkışlamaktadır. Sankı yıllar boyu suren uygulama b'r alış kanlığa, bu: korelmeğe, blr tıryakılığe yol açmış. Ktıçuk şoklardan etıklenmeme ahşkanlığı. Bır takım şoklan kuçuk gorme alışkanlıgı. însanoğlıınun düslerle çevnli ataleün den sıynlabılmesı sankl en yüksek cıddıyet duzeyındekı olay'ara ve acılarla dolu buyuk yaşanülann kotuye kullanılmasına karşı açı lacak savasa bağlı. «Halk, şııre ekmek gıbı gerek, sinir» ınsanı d<ıv,gulandıran bu cümleyı, buyük bır olasılıkla bır ısteğı dıle getıren cümleyı Sımone Weıl yazmıştı bır zaBugun varoluşumuz çelışkılı değerlerle yüklıı tunu gerçeklenn kesışrae noktasında yer almakta Kendı dort duvarımızın arasında ister ataerkıl bır aıle mutluluğunu surdürebihrsımz ıs'er %enQirıizı alabıldığıne şeh \et alemlerıne verebılırsınız dışarda j e n mz ışlevsellıtc temelme dajanan ve sızın var lığınız konusunda kendme ozgu Duşuaceleri olan bır dunvamn dongusunun ıçıdır Sız, ruhunuzun olumsuzlufune ınanabılırsınız, dışaroa ıse kaarı verenler testler, daıreler ve 15 havatıdır aış dunjada saglıklı va da ha"> ta dıye vazaHar sızı yennızı saptarlar ve ken dılerıne gore değerlendmrler Bır takım hort laklar va da degerler gorebılırsınız karşınızda, kesın olan her ıkısmden ae bır tutamın varlıgıdır Uvgulamada t't'zhkle avırmavı he eenrsenız, ke^ınızı bunlarm tıimune bırden ıçrahatlığıvla teshm edebılırsım? B'r yan da vıcdan ve duş. ote yanda anlamsızhk ve dılsız bır kaba kuvvet sakın tek bır neden rien ılerı pelm^^ın ouşunmen'z bovle^i sa kmcalıdır çunku Pek çok nedenden" drüru duşüntln Oylesınp odunden 5anayız ki, Hermann Broch'un ofkeyle ve gerçekte vergı anlamında soyledığı bır sozu neredeyse uygular olacagız: «Ahlâk ahlâktır, ış ıştır, savaş savaştır ve sanat ta sanattır» Eger alav etmek içın sdylenen bu •sanat ssnattır. sozunu sorunun çozümu dıye alır"•ak yazarlar bu soze ses çıkarmazlarsa, c;ddıyetten uzak davranışlarla, her zaman tehli ke altında bulunan bu yuzden de hep vemlermesı gereten toohımsal baglan kopanr larsa, ve eger toplum da tedırgın edıci, ama değısıklık yanlısı b'r kafanm bulund ığu yerde edebıya'tan kaçarsa o zanaan bu toptan batıştan baska bir şev değıldır. Durum böyle oKavdı bır takım sonılar sorman^ıza gerek kaımazdı hıç Ama soruyoruz. Ustelık karsılıkJanmn bağlajıcı olması amacıjla sorujoruz Bir sanatçı ile söyleşi Metin Eloğlu, anılarını toparlamak, değerlendırmek istiyor Bertan ON'ARAN kendımcsm; ozetlev e; 1 r> Daha or*aokuld3yken < 1 lîi' bıta.ıyıa, Saı: iaı^le Urnan \elı'jle, Beau Rphmı vle Cahıt Irgat'la, Anf D no'yla. Asaf H Çelebı v le Fahrı Erdınç le Sabahatt'n K^dret Ak sa'la Orhon \I Ar1bu'nu vla, Sal?h Bırsel'le, Celal S/iav la Oktay Akaal a vb tanışıp kımisivlc dostlu . oırabılmem e'be'e ılgmç Yıllar geçtıkçe, ba rrerhaoa lar daha da vogunlaştı, bırlılrelıg1 mızden bırıken anııar var şte onlan toparlayıp degelenaırmec ısred'm Yaş^tlarımla ortak anılarımızı daha gerç erle olanlan da elbet O Şu uzunca çizgideld vrrlnl saptsmak sana duşse? t. Yazın tanhçJenne bakılırsa bır «ara kuşak» tanım ben, ne 1940'çılara eklenıvorunı, ne ÖP l<)(T0'cı]ara Yanı gume gıtmıs 1150 hklerdenız' Saka bır vana hıçbır ulkede oovlesıne 10'ar vülık dpgfr.endııme jotvtur, bu bıze ozgu çızelge nra, ajraçların nedenı olsa olsa yazın alamndakı azgelışmışhgımızdır, başka bır tanımla, gelışım zıncırmdekı halkaların ılle de bıroırıne jabancıl&ş tınîma becensı, ışguzarıığı Okurları da kosul landınvorlar bu ılerı gen boluklugune, ondan kellı ae vakırımalar ozdevısler SITIR' BU antıka oiıisum dana dogrusu senıven salt ş.ırde m ı ' Yoo, nsem de ovle Yontumuz, muzığımız, m t marı mız eh onlar da seylrci 0 Dil sornnu sık sık anılıyor. '»enin hu Ut nudaki tulumun. ütızlıyın de çok belırgın Bır.7 da buna dctinsfk? E. Dıl ozellıkle bızde zorla çetrefılleştın! mış bır scrun Sanatçı soz somutluğuna gırıştı mı, ılle de seçkın bır DILCI olrrası beklenıyor. Bau da bu sorun çoktan çozulmuş ancak jenı bulgu ıar akımlar, vapaj etkenler surçturebılır yazıcının dılını Oysa bızım melezlıkten arınma çabasmdakı dılımızın ıncelıklen, kıvraklığı, soylu ogelen Dir a ıştırma oonemmde ya, ozellıkle şurımızın dura ganlığı bu açıdan vorumlanabıhr. Kurumsal va da i ısısel dın adamlannca çozulecek bır duğum de*ı' ba halkın yuz vuze olduğu, dolambaçsız verılerden j2>arlanarak bır dogrultma, yavgınlaştrrma orıo mı saglanabıhr Engelcılere karşm Hem bu d'l çaprazmı nıye obür cOsmanlılift.larımızdaıı ajıı uuM'iu'oruz' Dı! aaşun koşml ıguna ermedıkş,c, şapka devnmınden ote bır anlamı var mı tek teı* sozcuklerı kurcalamanın'' Gonıyoruz ışte «hatta» verıne «gıderek» onenlıjor, tutuvor da; ama «gıt gıdauleserek «Irade» verıne «ıstem» dıjoruz, o da usul usul «ıstek»lesn or. Derken, buyrun «ıstenç)> sofrasına' Bır de şu var Dılınuz yaygınla^ ma olanaklarından yoksunmuş, o nedenle Batıja açılamıyormuşuz' Oldum olası bu sava us erdıre memısımdır, Rusça, Japonca, Fınce, Hıntçe pek mı «cıhanşumul''» Duoeduz bır evrensel kultur poh tıkasına avak ujduramayışımızm sonucu bu kuv tucıa kalmışlık O. Ovun çalışmalann \ardi n oldu onlar? 1 Hangı rafa kaldırdığımı 01le unuttum . O "ia roman' Tasariavıp jfirıştın ml hıç? F Havır Sabır ışı o bır bakıma, resım gıbı ırgâtlık ıstıyor, eh, ıkısı hangı koltuğa sıgışsın9 Ovsa ozan dostların bu *ur vapaları gerçekten ımrendırıcı, Melıh Cevdet Anday'm «Razıyensmı, Necatı Cumalı'nin «Makedonya 1900»unu, eh, son olarak aa Oktav Rıfat'ın «Bir Kadının Penceresınden >ını ammsadım şımdı O Kent icı curcunadan kaçtın blr baknna; 24 saatlanndan hosnut rauiun'1 E Oyle gıbı ja kışı ynilarca dadandıgı bir duzenı ozlemeden de edemıvor. Telefon VOK, kapı tıklamasıvla esdost ayartmalan da olmadı mıydı, Robenson lasuenyorsun, ovsa doğa guzellemelerıv;le başım pek hoş de^ıl Tum çocuklugum kırlık VP lprde °pçtı arcadassız sokaksır duş katığıyla Dogava doygunlugum da bu yü»ten sâmvorum/gorunum olarak da. govaesel yapımıza etkılerı yonun den de canımı sıkıyor. O. Içkiyle aran nasıl? F Kusuşup banşıjoruz. O. Başka cnalantın? F Eskıden Nevzat Üstunle Ümit Yaşar'ı tavlada > ı sık venmekle avunurdum, şımdı sapa=k laştık va, ' andan da yoksjnum O. Yaı içın tasarıların var mı? E Ilhan duymasın, bır sure şıır defterıni durup salt res.m'e eğılecegım Bır de başımı go ge e'dırmek ıçın, Boclrunıa uzanmak var O «ağol. E Sen da. anat değışfncı bır oğe olabılır n u ' «Degışürebılme» gucu başlı başma blr sorun; hern de en yoğun kuşkulara kaynakaK edebılen. neredeyse tuyler urpertıcı bır son:n Nedır soylemek ıstedığımız degışıklık dedığım.1zde'> Ve neden sanatın aracıl'ğıvla bır seyler degıstırmek istıyoruz? Bır amacımız var hıç kuşkusuz buna kalkışırken. Bugune degın sanat sayısız ev degiştırdi, Tannnm evınden ıdeallenn bannagına, oradan duşlerle riolu evlere ve asma bahçeli taptnaklara, oradan hümanızmm ve polıtikanın çatısı altına tasındı durdu Oylesıne tedırgm bır dolaşmaydı kı bu, sankı bır an rahat yuzu gormemek, süreklı bır çatı altı bulamarrak vazgısıvdı sanatın Is sanatın sulak verdığı buvruklardan bıkmasındadır, gun gelır, eskılennı bır yana bırakıp yenılerme kulak ;enr Sanatın kendme ozgü ılerleyişi ve gbçebelığı, bu r.oktada belırgınleşır. S Yazar neyi değiştırebilir? Ingeborg BACHMANN Pekl ya bır şeyler değıştırmek lsteyen yarar o ne denlı ozgurdür bu konuda, ya da ne denlı ozgur değildır' Bu da onemlı bır soru Yazarın oncesız bır dramı vardır, ama bu dram er.cak çagımızda açıkseçık su yuzüne çıkabıldı Yazar ınsanoglunun ve yervüztı nün mutsuzluğunu bır butün olarsk alırken, ıstedığı etkıyı yarataraaz gıbidir. Bataşlannı mu suzlugun tümane T oneıttıgınden tek tPk değıstırebıleceğmı de değıştırmemesıne ızin ".ardır, gomnuş bunu doğrulamaktadır. Bır kopuk belirmektedır sanatçınuı du manlar Ekmek gıbı öyle n u ' Ama btı ekmek dışlenn arasında çıtırdamalı ve açlıgı dındirmezden önce yenlden uyandırmalı. Bunun yanı sıra da bılgıyle bılenmeh ve özlemlerın acılanyla dolmah kı, ınsanlan sarsarak uykularmdan sıçratabılsın Çünkü uyuyan kısilenz tumümuz kendımızı ve çevremızdekı dunvayı algüamaktan korktuğumuz ıçın uyumaktajız. O U n m ruiTillık HT va«imı İ ufurladın feçenlerde. Bu donemeçtekı genel ı/lenımlcrın* E. Oldum olası dıştan zoı lanmadiıiça iıç bır odeve yatkınlaşamadım, desem >er., soum suz, oaştankara bır gıdışatı jîğleMS değıl elbette bu, kışılığımi jansıtan bır tur ozgurluk tanımı ışte ' Ne k:, hele hele şımdılerde bagımlıca bır uğraşuı ozlemım ceker gıoıjım delıkanlılitc doiemi tuyuierınce o guzelım başıboşluk da tekduzeleşıjor, ezberlenmış 24 saatlar jorujar bıktırnor, huylandırıyor, yıtırdıgımız tutamaklar n verıne \e nılennı ko\amavışımızm tedırgırüıgı desek de olur Yanı çalısma dısıphnı denen vonterrden ka çış daha da vorgun du^urujor kışıjı «Dalga geçmesejdım, ya da ıtelejen somut neaenler olsa^dı, ohoo, daha da şuncasını kıvırırdım ^ımdıje değın » gıbısıne bır hajıflamş Boşuna' O. Dostlusıımuz bo^unra < ha%ıf1anma hıırum yoktur» demistın bir çun, hele bir duşun, gerçekten vok mu acaba" E. Belieçırr gtıçlu>dü < n az'ndan Ftansız = ca yı dogrıı durusf oSrereb liTm O Bir sorusturmava %erdısin ^ari^Ua anılannı derledıjjini «oılemıştın erken decil mı" E Yarumladıgmca değıl Benzerı ÇOK \a, Elia Kazan'a göre, yazmak sinemadan önemli \RİS Ünlü Iılm jonetmeni Elıa Kazani başkent'in elekustu otellermden olan Plaza Atnenee'de bulduk 13 nısan da Pans smema larında gosîenlecek son ülmı «the last tycoon» (Son Para Babası) ıçın bırsaç gunluğune bura>a gelnuşu. îkı yıldan beri Paris'ta hem oğren'mıni hem de çalışmalarını surdılren eskı TRT'cılerden kame raman Mustaia Altıntaş, Amerikalı usta ıle bır televızyon roportajı yapmak olanağım bulmuştu. Eba Kazan'ı ılk 1963'te Atına oa Fmos F' m Stud ^olannda bır çekım sırasında gormuş 1964'te ıse kendısı ıie Cumhurıjet ıçın ılk roportajı yapmıştım 13 yıllık aradan sonra gordüğum Kazan'daKi değışıkllk yok denecek kadar az «68 yaşındaki bır delıkanjı» gıbı yaşamaya, çalışmaya \e yazmaja gıderek artan bır hızla devam edıyor 1909'da Kıutıkoyde doğan, 1912'de de aı.esıyle Amerıka ya.goçeden unlu Anenkan fîlm yonetme nı Elia KMin, Tjrkıye'den sozacmak ıçın butui olanaklar^an yararlamyor: Geçen hafta Fransız televttyonuncla da yayınlanan roportajmda Turkı ye'yı ve halkını ne kadar sevdığıni, bu yaz Türkı ye"je gıtmeyl tasarladıgmı soylüvordu «Romancı Yaşar Kemal m oykulennın hemen hemen hepsı fılm olur» dıyen Kazan şunlan eklı yor. «TUrklye aynca, fılm yapmak içın ideal bır ul ke Çok çekıcı, çok guzel, renklı ve ozgun bır ülke dır Efsanelerle dolu Yaşar Kemal'ın >azdıgı oyku lenn her bırl ayrı bır fılm olur » «Türkıye harıka bır muzıkle ışlenmış, etkilen mlş btr ulkedır Doyasıya vaşam ««vsıs', tutkı su \ardir. Tam fılm çe\nlecek bır tılkedır demek isüyorum. Ujgarlıklar arasmdakı çelıskısınm ılkel bır yönü vardır . Bu da yapmacıklı (sofıstıke) olan ve çok esfcı bir uygarlıkla ıçıce olmasındandır. A nıtlar, yapılar ve manzara korkunç çekımler yapmaya elvenşlıdır. ıKanımca Turk hukumeti, Italjan hukumetlerinın yolunu ızlemelıdır Yanı, fılm ıhracatnu des teklemelıdır Bojlece Turklerı dunya>a gerçek jonlen ıle tanıtmak olanagı bulunacaktır » Elıa Kazan'a gore fümcıler çalışmalarında kı sıtlanmaroalı, sınırlandınlmamalı ve yapımları Italya ve Ingütere de olduğu gıbı devlet ehyle de desteklenmelı, vardım gorraelıdır «Fılmlerle bırlıkte üDcenm kulturunun de ıhraç edılmesı gerektıgına manan» unlu sanatçı, Turkıye ıçın bundan daha etkm btr propaganda duşunulemeyecesını eklıyor. «Bır şey daha sov emek ısterım Turk hukumeti, yonetıcılerı bunun halcın \e saı atçıların >etenek. ve auj.gularından oluşan bır sonsuz kajnaıc olduğunu açıklamalı ve sınema produksıyonuna teşvnk. etmelıdır Tjrkıye'nın dıştakı ımajı ıçın yararlı olacak geleneklerı değerlendırılecek Turk halkı da daha mutluluk duyacaktır» «Turkıye'de 1963'tekı fAmenca Amerıcal denemesınden sonra yenıden fılm çevırmejı auşunuyor musunuz?» «Uygulanan sar^jr nedenr lc sanıvorum O zamankı çekraıerın sırasında sansjr sorumlusunu sansür eden b.r pohs de vermıslerdı yanıma Ancak ust duzejde oır sorumlu jouetiCi çekım sırasında tedırguı edılmeyeceg»mı vaadeüerse çahşabıl'nm Turkıvede tekrar çekm japao ıirım Neyı cekeceğımi, neyı çekemeyeceğımı soylemek ıçın başımın uzerme bır adam dıkılmemelı. Ama bu kez fılm çevırmek ıçın değıl ama ulkeyı ve de çok. sevdığım dostlanmı gormek ıçın gıdeceğmı kuşkusuz. belki bu jaz » P Kosta DAPONTE Mustafa ALTJNTAŞ Türkiye'den göçme Rum asıllı ünlü yazar sınemacı Kazan, değer verdiği konuları şöyie sıralıyot: Aüem.. doğa . sessizlik.. dünya vatandaşı olmak.. butün halkları anlamak.. Türklerle Yunanlıları barıştırmak.. ABD'yi sevmek.. sanatçı yaşamım.. dostlarım.: mükemmel olmak.. ARMAĞAN Bunca TII çok ışık biriktl avuçlanmda Senın olsun. da artık yapılmıyor Lllıan Hellmann bu konuda bır de kıtap yazdı Fransada ıse bunu devamlı dı d'Kİeyıp duruvorlar Kazan •< bı komunıst ola <> : raK sorguva çekıld gı o >Tizkızar*ıCi ^llarda bazı arKâdaşlarını ele vermekle suçlanmasına kızıvor &*alın^nerle faşıstlerı avnı kaba koymava çalı=an Elıa Kazan bugunku «Avrupa komumzmııını begendıg.nı sovle'erpk orregın unlu Fransız 07a pı Louıs Aragon u suçîujor, kendibmı Fransızla' n eleştınıerme kar^ı savunurker Kazan'a gore, Sov«etler dekı Stal'ncı rejımı bıldıgı lıalae suçla madığı, sustugu ıçm Aragon da sor^mlu «Benım ıçın en onemlı olan şej \aşamıma an lam veren yapıtlarımdır» dıven Elıa Kazan Le Jlonde (24 maıt 1977» sazetesının vazarlarından Yves Bourde'un ıse Kendısme «oaşka hıç bır şeyın 9 degen yok mu sızın ıçm » sorusuna sınırlemjor v e şoyle dıyordu . r «Elbette va ^ılem doğa sess'zlık durr a vatandaşı olmak, butun halklan anlamak, Turklerle Yunanlılan banstırmak, Amenka Bırleşık Devletlenm sevmek, sanatçı yaşamım, dostlarım, 0 mükemmel olmak Tatmın oldunuz mu şımdı » «Bjtun fılmlerım Amenka vı eles'invor ai.a ben bu ulkevn sevdığım ıçın savunuyorum da, ba ulkenın partızamvim ben» dıyen Kazan şunlan da eklıvor rRumların korku ıçmde j asadıf 1 Turkıye den geldım Oysa bu aynı ulkede, karım ve çocuklanm la korkusuzca yaşavabıldım Bona savgım bu'u^ tur Bu uygarlıgın buyuk bır felsefesı bır gelenegı \&r Kuşkusuz buyuk bır kaos, pek çok savaşım vermek gerekıyor Ancak ılerleme ve ge'ısr.ıe dos dogru bır çızgı degıldır, çe.rmseldır Ben djzenı değıl kaosu yeglıj orum » Son sorumuzu soruvoruz(tlyı bır fılmi kotü bır fılmden ayıran olçuler sızce nelerdır''» «înanmak ve evrensel ılgıyı sağlamak » Eslnlen sevçi dokuyan elleründen Bunca nl şiirin, kardcşliğın. kavganın Has bahçelerinde jarattım bu gerçegl. Sabrtm senin olsun Aşkım senin olsun. 4cıların suturle buvuttüğfim umntlar "Vlahpushane ailulannda bov verdi Dolurav menekşelend! Mrli kara camlarda Her çoruşte venıden vuruldu^umu/ baba e\ren Ozçurluğe bcyadı saksımdski çireçı Senin olsun. Bır kı acılar doneminden Fllenmızı kırletmeden geçrtk. nirencım «ienın olsun, Se\gım senin olsun. tabı dediğı «Amenca, Amerlca»nın uzeıınde çahşıyor son bolüınU YENı FılMı: «THE LAST TYCOON» Yenı fılmı the last tycoon'da Robert Mıtchum, Jeanne Moreau, Tony Cartıs, Robert de Nıro, Jack Nıcholson, Donald Pleasance, Raj Mılland, Dana ^ndıe • s ve Ingrd Boult.ng 1 ojuncu yelpazesmde goreceğız. Konusu Scott Fıtzgerald'ın kıtabından alınmış, senarvosu da unlu Harold Pınter tarafın dan jazılmış New Yoni'la genç bır Yanudı produk torunuT 1930'lardakı Hollyvvood studjolannın. mut lak hakımı olan bır «dehannın ovkusunu anlatıvor Komunıst bır Amerikalı sendıkacı ıle komunıst duşmanı \ anan asıllı bır avukat arasındakı ola\ lar ıse 1950'lerm Maccarty'cı Amenkası ıle de çag nşımlar yapıyor.. Kazan bu arada ozellıkle Fransa'daki bazı çev relenn kendısmın de karışmış olduğu bu Maccartv doneTiıne llışkın sorularda dıretmesıne kızdığım da gızleraryor. «Maccartızm Duruşması» Amerısa Şukran KURDAKUL YIIMAZ 6UNEY «Elıa Kazan Kendınl anlatıvor» (Elıa Kazan par Elıa Kazan 1 kıtabının jazarı Fransız sanatçısı Mıchel Cıment a, Yılmaz Gune> ın (.Umut) fılmını çok beğendığıni sovledıgmı hatırlatıyor Mustafa Altıntaş «Evet, dıyor, bu konuda yakında Türkıye dekı bır sanat dergısmde yayıulanacak bır yazı da yaldım Buna ekle:ecek bır şeyım vok ama bu fıimı OJmut) çok sevdım Yılmaz Guaey gerçekten üencı, veteneKİı \e çok duygulu bır aanatYaptıgt filmler arasmda en sevdığı fılm olarak seçtığı (.\menca, Amerıca)'nm son bolumu ıçın «Altmcı romanım olarak yakınaa bıtırecegım» dı^en Eııa Kazan a, bu japıtı ıçın başlangıçta <'A nadolu Gülucugu» adını verrrek ıstedığmı de hatırlatıyoruz. «Anadolu Gulucuğuımden neyı anlat mak ıstedığmı so'uvoruz «Ofkesını, dost.ak nedenıyle gızlemek ısteyen ınsanın gulucuğudar bu Hoşnutsuzlugunu, mutsuzlagunu gostermekten çekmen ınsanlarm, bj duygulanm bır gulucukle saUamalandır, Anadolu Gülucuğu J» 1969'da çevırdıgı «Uzlaşma» (the arrangement) fılmınde fon muzıgı olarar: Anadolu muzıgım seç mesınm nedemerını de anlatmasmı ısüyoru2. «Elbette . f ümdekı kışılerın anılarına bağlı, anılarının bır parçasıdır bu muzik» dıjor. 1951'de Marlon Brando ile Vıva Zapata'vı, 1954' te James Dean fe Cenr°f Yol 1 n ı varatan da ha sonrakl yapıtlarryle Paul NevvTnan veya Rod Steıger gıbı oyunculan smemaya tazandıran Kiran, 1972 yılında çevırd'ğı Vıetnam Savaşı sonuçla nna değınen «the vısıtors» fılmınden sonra ro «ıancıUğı da elden bırakrrıvor ve kıtap yazmanın »nemadan da onemlı olduguna manıyor Kendı yaşam fcvküsıme çok ypKm olan romanlan «the «ıderstudy veya the vaniahwg act» ıle altmcı kı Edebiyattan Politikaya, Borchert'ten Türkiye'ye uzanmak olfgang Borchert çağdaşı bir çok Alman yazaı gıbı Ikncı Dunya Savaşrnı emne boyuna ve derınlıgıne yaşamış bır yazar 1921'de dogmuş Hamburg'lu Bır süre kıtap çılık ışıyle uğraşır, ardından sahne oyunculu gunu dener 1941'de askere çağrılır Savaşın en kızışmış gunlerı Doğu cephesmde çarpı şırken vuruıur agır bır jara alır. Savaşa kar şı duydugu nefretle jazdığı savaşı jeren mek tuplardan otura tatuklanır Bagışlarlar. Çalış ma kampına gondenlır 1945 yüında, vucutça ve ruhça vıkılmi';, kanında a*eslı ve kronıî bır hastalık, dogdugu kentin jıkıntılarma gerı do ner «Kapııam Dışında» ovununun (bır rad yo oyunundan sahneye uygulama) ılk gostenlı smaen bır gun once (ojununu uleyemeden) Basel de olur. Bu turden bır yazar hayatı, blzlen, bız okujucuları, daha sazarm yapıtıyla karşüaş madan etkıleyen bır guce sahıptır. O her ne vazdıysa, ıls'mızm odak noVası olnuştur ar tık. (Hemen hemen butun gençlığı olum kamp lannda geçmış, «Taşlaşan Dunya» vazarı Po lonyah Tadeusz Borovskı de böyle bır yazar dır O da az sev vazabılmiş, çok da genç öl müstur: Kendı hayatına kendi ehyle son verdı) Borchert'ln kısa sürmuş ama yazdıklarıyla çok etkon olan yazarlıgım, sava^a karşı ko Zevyat SELİ3IOĞLU W «EDEBİYAT. KiîAP YAZMAK..» pardığı çığlığı şu kısa yazıyı çevırerek belırtmeje çalışalım Yapılacak Tek Bır sev Kalıyor O Zaman. Sen Makıne başındakı adam, atolyedekı adam Yarın sara artık su borulan değıl tencereler değıl de çeîıs mığferle' makınelı tufekler ya pasm dıye buvmrurlarsa, yapılacak tek bır şey kalıjor o zaman" HAYIR de Sen Dukkan tezgahmdak kız burodakı kız Yarın sana mermıler doıdarmanı, keskın mşancı tüfeklerı ıçın durounler monte etmenı buyunırlarsa, yapılacak tek bır şey kalıyor oza man HAYIR de Sen Fabrıka sahıbı Yarın sana un ve kakao jerıne barut sat dıye buyururlarsa, yapılacak lek bır şey kalıyor o zaman HAYIR de Sen Laboratuvardakı mucıd Yarın sana yeni bır ölüm bul dıve buyururlarsa, yapılacak tek bır şey kalıyor o zaman HAYIR de Sen Kuçuk odasındaki ozan Yann sana aşk şarkılan değıl de nefret şarKiları okuyasm dı ye buyururlarsa, yapılacak tek bır şey kalıj'or o zaman HAYIR ae Sen. Hasta yatağının başucundakı doktor Ya rın sana erkeklen savaş gorevlısı vaz rîlve buyururlarsa, yapüacak tek bır şey kalıyor o zaman* HAYIR de Sen Kursudekı rahıp Yann sana cmayetı kutsa, savaşın kutsal olduğunu yay dıve buvurur larsa, yapılacak tek bır şey kalıjor o zaman HAYIR de .. Sen Uçuş pıstmdeki pılot Sana jann ker.tle nn başmdan aşağı bombalar ve fosfor jagdır dıje buyururlarsa, japüacak tek bır şe> kalı vor o zaman. HAYIR de Sen Tezgah başındaki terzı Yann sana ünı formalar biçmenı buyururlarsa, yupılacak ter. bır şey kalıyor o zaman HAYIR de Sen Kürsudeld yargıç Yarın sana savaş dıvanında yer al dıye buyururlarsa, yapılacak tek bır şey kahyor o zaman HAYIR de Sen Istasyondakl adam Yann sana cephane tremyle bırlıklen goturecek trenı harekete geçırmek ıçın ışaret ver dıje buyururlarsa, ya pılacak tek bır şey kahyor o zaman: HAYIR de . Sen. Koydekı adam, kentteki adam Yann ge lıp sana bırlığe katılman bujruğunu getırırler «e vapılacak tek bir şey kalıyor o zaman: HAYIR de Sen Normandıyadaıcı ana, Ukravnadakı ana, sen, Frısco ve Londradakı ana, sen îloangho ve Mıssıssıpıaekı sen Napolı, Hambuıg Kahıre ve Oslo'dakı ana butun kıtaldrdakı ana lar ' e T vuzunui butur araları varm çocu» dopuımanızı sahra hi^'aı e'en c n h»m"! rele, venı savaşlar ıçın venı erler dogurmanızı buMirurlarsa yapuacak tek bır şey Kalıjor analar HAYIR dcjın Analar, HA\ IR deym bımdı, şu son Oolumu, anaîar bolumünu çevmnten V, o.fgang Borc.ıert ın bır Alıiwn riegıl de bır Tur.; jazarı olabılecegını duşundum Ovle olsajdı, Borchert, Turk analarına çagrı \apan bır yazar olsaydı nasıl nn vazacak tı şu kısa bolumu' Şoyle jazmavacak mıydı'5 ben îsunbul aakı ana Aı%aa'dakı ana sen Samsun Izmır ve Urfa'dakı ana sen, Van ve Malatvadakı =en Edııne Manjrf ve Karstakı ana butun Turkıjedekı analar, Turkıvenm bjtun analan yarın çoeuk doğunnanı71, okulların kapılannda alanlarda, sokaklarda k'irsanlanmaları olduulmelen ,çın venı çocuk ar dopurmanızı buvururlarsa, yapılacak tek bır şey Kalıyor analar HAYIR dejın Analar, HAYIR devm..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear