22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ekonomi Ekonomi ... Ekonomi Ekonomi ... Ekonomi Ekonomi ... Ekonomi Ekonomi ... Ekonomi Ekonomi Devalüasyonun olumsuz etkisine karşı önlem alınmadı TJluç GÜRKAN CEPHE ıKTıDARININ ELiNDE TÜRK LiRASI, ABD DOLARI KARŞJSIMDA D0K'JZ DEFADA YJZDE 20.9 ORANINDA, ALMAN MARKI KARJISINDA İSE DORT DEFADA YÜZDE 18.5 ORANINDA Dl'$lRULDÜ KAMU ıKTiSADı TEJEBBİISLERiNiN FiNAN5MAN AÇI&I DA KARARIN ALIN MASINDA ROL OYNADİ: KAMU ıKTISADi KURULUŞLARININ ÜRÜNLERıNE ZAM YAPMAMA KAYGISIYLA DEVALLASYON KARARI ARASINDA iLŞKt VAR. arammn 1 ABD Dolan karçısındakı alış değerıni 17 5(ı Turk Lırası olarak saptayan son karar, Cephe ıktıdarırun gerçekleştırdığı dokuzuncu vs en \Tiksek oranlı devaiuasyon olma mtehgınden öteye, 1977 Mah Yıiı Butçesı ıle bırlikte yurürluâe koyulması bakımmdan onem ta«amaktadır. Bu olgu, devaiuasyon karannm 1977 Yılı Butçesı uygulamasıyla yakından ılgılı olduğunu kanıtlamaktadır Öte vandan, ekonomik nedenlerle devaiuasyon bekleyışlerinın yaj gınlaşmasma karşm. seçım doneiiınde sıyasal kaygılarla ıktıdarın boyle bır karardan kaçmacağına ınamldığı bır ortamda devaluasyona gıdjlmış bulunuimaktadır. Bu da Cephe ıktıdannın nasıl bır çaresi7İık ıçınde kıvrandığım gostermektedır Çaresızlık, ekonomıntn genel ve bu çerçevede ozellıkle önem kazanan sorunlar ıle dıs baskılardan doğmaktadır. P EHFLASYOM BEKLEYŞi Bu yıl ıçınde yuzde 20 30 arasında büvuk bır enflasyon betUenmektedır. Bunu durdurma olanaklarının yıtınldıği gozlenmektedır. Durdurma olanakîannm yıtınldığı bir başka sorun ıse dış ticaret açığıdar. Türkıye, bütun zamanlara gore çok dahı lazla önem kazanan bu ıkı sorun karşısında bocalarken, Batı ekonomılennde canlanma olriugu ızlenmektedır. Anca.i Profesor Kenan Bulutoğlu'nun sozlenyle. Turk've bu canlanmadan yararlanacak dururnda de*;ldir. Turk Lırasın'ın vabancı paralar karşısındakı kurlan gerçek degerınden aşırı yuksrl: turulmcktadır. Bu durumda, yurt ıçınde er.flasyon butun urunlen kapsarken ıhracat gorelı clarak çekıcılığını yitırmektedir. Yurt ıçındekı fıyat artışları yurt dışmdakılerden daha hızlı seyrederken, ıhracat fikanmasının büyümesi kaçınılmazlaşmaktadır. Sonuç ise, 1946, 1958 ve 1970'te olduğu gıbı cıddi sarsıntılara yol açan büyük bır dev.^ıuasron noktasma gelmek olmaktadır Aradaki tek fark bu r.oktaya bu kez Cephe ikt.dannın ehnde ço'c daha kısa surede vanlması olmuştur. CEPHE iKTiDARINCA TÜRK LiRASI'NIN KURUNDA YAPILA N DEG iŞiKLiKLER 1 19 7 5 ABD Dolan Karşısında Co) j 1 Alman Markı Karfisinda Alış kuru (TL.) (%) fark 19 7 6 17 NİSAN R TEMMVZ 14 AĞUSTOS 28 AĞUSTOS 28 EKIM 15 ?vIART 2 NISAN 14 00 14.25 14 50 14 75 15 00 15 50 16 00 16.50 11 18 17 17 17 1 1 1 1 1 Alış kurn (TL.) fark TURKIYE'DE İŞSİZLİK SORUNU; 2 MİLYON İŞSIZIN BOYUTLARINI AŞAN BIR NİTELİK TASIYOR,, meve çalışır. ölçmeden once belli bir varsayırn yapar. Üretım artışlan ile ıstıhdam artışlan araaında bır ilışki kvırar. Buradan elde ettıgı istihdam esneklık katsayılarım ılerıye ıhşkın üretım hedeflerıne uygulavarak belh bır istihdam düzeyı bulur. Sonra nufus projeksıyonlanndan 1 5 6 4 yaş grubundakı çahşmaya hazır msanlardan (ışgucune katılma oranı (') ıle toplam 15 64 yaş grubunun çarpımından elde edılen mıktar) uretim hedeflerme gore hesapladığı ıstıhdam duzeyinı duşer. Kalan ssyı «ışgucü faz!ası>dır. Tekrarlıyorum planlar buna ıssi7İ;k demez Fazla ısgucu deyimını kullanır. .Ama her Çalışma Bakanı göreve b«şladığı zaman ılk verdıgı demeçte bu sayılan (1.5 mılyon, 2 mılyon'» ıssızlik olarak kamuoyuna sunar. Çıkarlar ortaya «2 mılyonun üzennde işsizlik» var derler. Oysa bu işsizlik kuramsal hesaplamalara dayanmafctadır. Gerçekle yakın ilişkısi yoktur. Ik'nci olarak rjr?ulamak istedıgim nokta şudur Bır an içm bu sayılann ışsizliği yansıttığını benımsesek b:le, yapımızm ozellıği nedenıyle bu insanlann iş sahıbı olmadıgını ileri suremeyız. Çunkü Feodal toplumdan kapitalist toplum düzeyıne geçmekte olan bır ülkede, omeğin ülkemızde ılerı teknolounm kııllanılması, pıyasa içın uretım j'apılması, sermave ve toprağjn tek elde toplanmıya başlaması gıbı yeni sureçler ıstıhdam yapısmda ıkı olgunun ortaya çıkmastna neden olur. Örnegin tanmda kapitalist ihskıler, pazar içın uretım ve sermave vo£un tekroloiılerın kullanılmaya başlamasının bır bölük küçük çıftçimn topraklannı kaybetmestne yolaçmakta ve onlan tek elde toplulaşmaya başlayan büvuk tarım ışletmelerınde emeklerinı satarak geçımlerıni sağlayan tanm işçilen haline getırmektedır. Boylece koylülügun farklılasması belirmiş ve kırda üç ayrı grup oluşmaya başlamıştır Bunlardan bıri büyük ve orta roprak sahiplerıdır. Ikincisı, toprağtnm bır kesırrmı bırmci grııba kaptırmış ve elınde kalan kuçuk toprakta kerdı seç:mı içın çalısan ve geri kalan zamanlannda da emeğını mevsımlik ışler içın satan kışılerdir. Uçüncu grup ıse, toprağını tumüyle kaybeden tanm işçıleridir. Yani tanmda bır kesım kapitalist ölçeklere ıılaşırken gelenekse! küçuk ureticilik de nıtelık değıştirmektedir. Bunlann pei< azı orta çiftçi haline donüşurken ötekı büyük boliigu kapitalist çıftlıklenn tarım işçisi ihtıvaeını karşılamaktadır. Bu kesımde büyuk bır hareketlılık vardır. dam SORtl tki olcudan blrinl. tanmdald İstihniteliğinl belirlediniz. Kentlerde durum nedir? D 19 7 7 n EKIM 1 MART 3.2 3.1 3.0 57 6 15 6 85 7.30 33 39 66 62 17.50 EVLET PLANLAMA TES KÎLATI SOSYAL PLAX LAMA DAIRESI BAŞKA M İCEN BÖRTÜCENE İLE ISStZLİK SORUNC. VARDI CI BOYUTLAR. NtTELIKLE RI VE CÖZÜM ÖNEBİLERİ ITZERİNE BİR GÖRUŞMEYAPTIK SORULARIMIZA ALDIGIMIZ YANITLAR ŞÖYLE. MARK VE DOLAR Son kararla, Merkez Bankası tarafından alışsatış; yapılan dovızîerden Kanada Doları ve Isvıçre Frangı riısında kalanlar karşısında paramız yuk sek orarüarda düsürülürken, değer kaybı ABD Dolan karşısında yüzde 5,7 oranında, Alman Markı karşısmda ıse yüzde 6.2 oranınd» olmuştur. Boylece, daha onceki ayarlamalarla bırlıkte. Cephe iktıdarır.ın elınde Turk Lirası ABD Dolan karşısmda dokuz defada yuzde 20.9 orantnda, Alman Markı karşısında ıse dort defada yuzde' 18,5 oranında duşürulmüştur. Bn arada, işçı dovizleri için resmi alış kurlarmır: üzerir.de deger bıçılerek katlı kur uygulamasına geçılmiş ve bu dovızler ıthalatçılara ahnaıklarındân daha ucuza peşkeş çekılmıştır. Toplu sonuçlan yukandakı tabloda, Turkıye içın ozelhkle değer taşıyan ABD Dolan ve Alman Markı için sergılenen devalüasyonlar surecı ıçınde yasanmakla bırlıkte, son yüksek oranlı karann gerek siyasal etkileri. gerekse dışanya satacak lazla malı bulunmayan Türkıye'de dış ekonomık ılıskılere yonelik olumlu sonuçlann ancak bır kaç yılda almabiıecek olması nedenlenyle, ötelenmesı yoluna gidıleceği umulmaktaydı. Ancak, genel çerçevenm ötesındeki özel sorunlar ıle diş baskılar öteleme yolunu tıkamışa benzemektedır. Dış baskılar konusunda, Dünya Bankası Baskanı McNamara'nın dış borçlar sorununu incelemek üzere TUrkıye'ye geleceği yolundald n?berler ile yurt dışından hafta basında donen Merkez Bankası yönettalerirrfn üruslararası Para Fonu yetkilılenyle yaptıklan öne süriilen görüsmeler somut belirtiler olarak de6erlendırilmektedır. özel sorunlar ise, özellikle Kamu Iktisadi Teşebbüslerinın fmansman gerekslnlmınde dugumlenmektedir. 1977 Yılı Bütçesi Kamu Iktisadi Teşebbusleri içm 13 milyar liralık dış kaynak kullanunı bngörmektedir. Bu, son devaluasyondan onceki kura gore 909 milyon dolarlık kredı temını anlamına gelrr.ektedir. Buna karşılık. 1977 y : ı ı programı 850 milyon dolarlık proje kredısı saglanabıleceğı varsayımma dayanılarak hazırlanmı? bulunmaktadır. Programdaki proje kredisi olanak lannın burunüyle Kamu Iktisadl Teşebbüslerinm dış fınansmanında kullanılacağı düşünülse bıle, bu devalüasyonun önceden planlandığım beürle^ mektedır. Proje kredılermin bir bölümüntin geçmişte olduğu gıbı Kamu îktisadi Teşebbüslerinm dışma kayması halinde, yeni bır deralüasyon kaçınılmaz o^acaktır. Çünkü Kamu tktisadi Teşebbüslennm 15 mılyar liralık dış fınansman gerekstnimınin karşüanamaması, bu kuruluşlar.n ürettığı ürünlere gazdan. bezden, tuzdan başlayarak zam sonucunu dofuracaktır. Cephe iktıdan seçım donemınd« öncelıkle bu duruma düşmekten kaçmman yeflemiştır. Bu arada, daha onceki yıllarda memur maaçlarında yapılan arttınmlann ılk aykı farkiarı Emekli Sandığına kesılırken, bu yıî Mıllet Mecı:ünde aksme bir karar Elınmıştır. Bdylece. Emekii Sandığı aracılığıyla Kamu îfctisadî Teşebbüslerin;n 22,5 milyar liralık bır fınansman olanagına kavuşturulması yolu da tıkanmıstır. Cephe ıktidarı devaluasyona, öncelikJe kamu ituruluslannın urünlenne zam yapmama kaygısıvla karar verirken. Başbakan Süleyman Demırel'm «Devletm kontrolu dışmda» olarak tanımlaiıgı fıvatlar genel düzeyinde i'.eri düzeyde artışlara goz yummuştur. Ithalâttakı pahalılaşma ıç tıyatlara fazlasıyla yansıyacak^ır. Geçmişte bunun deneyleri yasanmışhr ve sanayı kesımıne ithal rirdilerinde kur ayarlamalanndan doğan farkiarı mamulienne otomank olarak yar.sıtma olanagı tanmmıştır Cephe ısf darı, devaluasvonun Turkıye de buyük çoguniuğunun ekonomık da;anağı bulunmayan olumsuz sonjçlarını engellemek yolunda bır onlem de duşünmemıştır Tek yapılan Merkez Bankas'.nın geçnğımız yılda onemh olçıide zararına yol açan Dovıze Çevrı.ebıhr Mevduat Hesapları uygulamasında bazı değışıklıklere gıtrne.: olmuştur. SORC Türliiyc'dekl işsizlik sonınunun nlnedir sizce? BÖRTICKNE Tur'<ive'de îşsizlık önemlı bır sorundur. Sorunun bujTiklüğü de bakış açısına gore değışır. Örneğm planlanmız işsızlığı olç ruşfetleri. çok uluslu şirket niş\etleri, öldürmeler, cinavetler, bütçe goriişmeleri. Kıbrı« çıknıazı. erken scçiın derkcn, hafta başıncia çok önemli bir karar kamuovunda serefi çihi yankılanmadan tarihe bırakümak istendı. Salt eknnomik sonııçları açısından değil. belki de daha çok sivasal sonuçlan, hatta erken secim sınavları a^ı^ından, Turki\e'nin Batı'da bu donemle ilgili >eni değerlendirilmesi açısından üzerinde durulması gerrken bir karar Resmi Gazrtenin sayfalannda bırakılmak istendi. A\rupa tkonomik Toplulufu yıllardır Tiir ldyenin çaba çösterdiçi bir konuda. tanm ürünlerinde fumrük bağışıklıgı ya da jrümrük in dirimi tanınmasını istediği bir konuda Ankaranın dileğini >erine getlrdi. Genel olarak «Tarım ürünleri ta\izU biçiminde bilinen Tiırkiyenin istekleri AET tarafmdan sınırlı da olsa. Eerçekleştirlldi. Resmi Gazete'de yayınlandığı biçimiyle AET, Türkiye"nin topluluk uyelerlne ihraç ettiği tarım üriinlerinde brlll KÜmriik indirimleri tanıtnif oldu, banlarından hiç bir gumrük vergisi almamavı kurallaştırdı. Karann niteliğinî belirlemek ve ekonomik sonuçlarından çok sivasal sonaçlan üzerinde durmak Rerekir. Ekonominin politikada nasıl araç olarak kullanılmakta olduğnna ilişkin onemli bir örnektir AET'in son karan. AET ile Türkive arasındaki gerpin bir dönemin yaşanmakta bulunduğu bir sirada, dış ekonornik \e dış sivasal Uişkilerin «donduruldu ju» bir sırada. ansızın ortaya çıkan bu karar Türkiye"nin belki de erken seçim koşullannı birlikte getirme>e adav bir karardır. Çünkü, sorunun özünde AET'nin politik tercihi, Batı'nın Türkiyeyi değerlendirişi >»tmaktadır. Katma Protokol'la birlikte Türkire'nin AET'den istekleri arasında ileri sürdüfü bir de «tarım ürünleri ta\izleri> vardı. 1973 yılından beri her masaya oturuşta, konu pündeme eelir, anrak sürekll ertelenirdi. Türldye tanm ürünleri ihracatında kendisine siimrük indirimi tanınması ister. AET oyalardı. 1975 yılında konu yenlden aleilendiğinde %ET açıkça bir ortaklık üyesine «reva görülmeyecek» biçimde. «Benim Akdeniz politikamı beklevin» yönünde bir bildirimde bulunarak, sorunu askıya aldı. Ama öte yandan da. katma protokolün ilkelerini tek yanlı işletmekten geri kalmadı. Türldye'nin sana\ileşmesinde en büvük darbojrazı \araUcak ortak cümrük tarifesini önerdi. AET çıkışlı ürünlerde Tiirkivenin liberasyon oranlarıni arttırmasını önerdi. Ve sağladı. Türkiye'deki si>asal iktidarlarm AET konusunda bir polltika belirieyememeleri, gerçekte AET'nin kendi politika^ını knlavlaştırdı ve Türkive her ağzını açtıçmda. Ankara'nın karşısına «Katma Protokol ilkelerini» çıkardı. Bunda da başarüı otdu. AET açısından önemli olan Tıjrkjye'nin sanayileşmesinln encellenmesidir aslında. SÖJde belli bir üründe saçlanan ekonomik fistün lükten. her üve filke vararlanacak ve bundan topluluk kârlı çıkacaktır. AET'nin özünde ve kuruluşunda yatan mantık en yalm biçimiyle budur. Bu arada. Türkive tanm ürünlerinde iddialıdır. O halde. Türkiye"ye tarım ürünlerin de gümrük ko'avlığı tanınmalıdır. Ortaklığın Türldye'ye ilişkin Lanıdifi «kolavlık» da budur kısacs. Ancak. bu «kolavlık» tanınması dört yıldır ertelenirken, hiçbir dış ekonomik ve sivasal karann alınamadıçı bir hükümet döne mi seçilmiştir. Karann ekonomik sonucu aslında koskora bir biçtir. Çünkü, aynı ödünlrri. avnı ürünlerde ortaklı&a üye olmayan Üçöncu Ülkülere, Akdeniz tlkelerine \ermiş bulunmaktadır AET. Hem de bir vıl önce. Dolayı YORUM Uzun dönemli kuatmada bir dönemeç Yalçın DOĞAN myla Akdeniz Ülkelerl, Türkiye ile aynı ürünleri üreten \e ihraç eden bu ülkeler AET Pazannı çoktan tutmuşlardır. Başka bir deyimle, Türkive'nin urünlerine aynı «kolaylığı» tanımak çok anlamlı değildir artık. Bunun dışmda, ikinci bir ekonomik sonuç daha vardır ki. o da Turkhe'nin ihracat fücüyie ilffilidir. Türkiye artık üretemez, ihracat vapamaz hale (telmiştir. Ekonomi kısırlaşmıştır. Ödemeler dengesi, döviz darboğazı. Türk Lirasındaki değer düşükiükleri, işsizlik bu savlann açık kanıtıdır. Dolavısıyla. resmi verilere göre, şu anda Türldye'ye uyfulanan (rümrükler salt AET" de değil, tnm ülkelerde sıfıra indirilse bile. Tiirkivenin bu etkenden doları sağlayacağı ih racat artışı 3fl • 40 milyon dolan geçmeyecektir. Bu rakamlar devletin resmi \erilerinde, devletin ihracat projeksi\onlarında yer almaktadır. Başka bir deıimle. AET"nın Türkiye için tanıdığı tarun ödünleri \a da bu olanakların sonuçları Turk ekonomisine ^u >a da bu ölçüde katkıda bulunmaktan nzaktır. O halde, Turki>e'de çöz gozü görmejpn bir ortamda AET neden boyle bir karar almıştır. Işte, asıl üstunde durulması gereken budur. Su anda Türkhp ortaklığa girmesı açısından geçiş 'lönemindedir. Geçiş donemi Tiirkne'nin sanavile<mesınin engellenmesi ile eş an!amdadır. ra>ıiTi r" ''"rındr »?>•!( i"> mhın vcrmek. yukarda belirtilmeye çalışıidığı eibl, bir >arar saelamamaktadır. Ama, ilişkilerde bir yarar sağlayabilecektir. Şimdi AET kendi açısından Türkne'yi ortak gümrük tarifesini tıygulamaja zoıla\acaktır. Işçilerin serbest dnlasımından başka AET'nin yerine getireceei başka ilke pek yoktur. Günlük, pamuk ıpliğinde olduğu Jibi. ortaklık kuruluş ilkelerini çiğneyen ve kendi kuruluş mantığma ters düşen istekleri dı«ıında, pek yoktur. özetlenen ekonomik hesaplann ve ferçeklerin dışmda Türkive'nin iç sivasal koşulları %ET açısından daha büvük önem ta.şımaktadır. Demirel'in ABD Başkanı Carter'in özel temsilrisine «Kıbns çözümü için AP iktidannı beklevin» vönündeki önerisıyle, 4ET'nin tarım ödünleri arasında tam bir koşutluk bulunmaktadır. Herşe\den önce ABD gibi, AET de Türkhe'de kendine bağımlı bir iktidardan >anadır clbette. Seçim öncesinde düzeni savunan sivasal partilerin en jriıçlüsüne istenen her «kolaylık» saglanacaktır. Ortaklık içinde, özellikle Almanya Türkiye'dc kendine bağlı bir sivasal iktidar için diğer ortakları sıkıştırmakta ve Türkive'nin istediği ödünleri vermekte «mahzur sormediğini» bildirmektedir. Böylece iki amaç birden sağlanacaktır. Ilki, son yıllarda «çirelim mi, cirmevelm mi» tartışmalannın joğunlaştığı bir dönemde, AET'nin Ankara'nin istcklerini yerine getirmekte olduğu gönisü va>gınlaştmlacaktır. Böylece uzun dönemde Turkhe'nin ekonomik kuşatılması gerçekleşecektir. Tartışmalar suskunluğa itilmeye çaiışılacaktır. Ikincisi \e sivasal niteiikte olanı, dört yıldır alınamavan ödiin AP'nin başarısı oiarak gösterilecektir. Seçim öncesinde AP'nin dısardaki kredisinin artmış olduğu, Batı'nın AP'yi desteklediği görüşü ağırlık kazanacaktır. AET'nin aldığı karann hiç bir ekonomik sonucu yoktur. Ama, Türkive'nin sivasal fcoşullannı etkilemeve vöneliktir. Batı, Türktye'nin iç sivasal koşullannı seçim öncesinde daha dikfcatle izler olmuştur. tzlemenin ötesinde, ekonomik kararlarını kendi doğrultusunda siyasal ortak yaratmada kullanmak istemektedir. Ancak. bu tür kararlar Türk Kamuovunu istenilen doğrultuda avnı «kolaylık»la uyaramavacaktır. Tersine bilinçlenme daha kolay hızlanacaktır. BÖRTÜCENE Tarımdaki bu gehşmeye karşın tarım dışmdakı kapitalıstleşme, ıstıhdam yapımızın ıkmcı ozellığinı belirler. Kentte de üç ayrı istihdam dokusu ortaya çıkmıştır. Bunlardan bırı bujrük kapitalist üretım ünıtelerinde ileri teknoloji kullanan isyerlerinde çalışanlardır. Gerçekten sanayıleşme ve ona bağlı gelişen hizmetler geniş olçude dışa bagimlı bir teknolojik yapı ıçmdedir. Başka bir anlatımla sınırlı bir gelişme çızgisi izlemektedır. Esasen «sanajileşemıyoruz» şikâyetlerırun alrında bu gerçek yatar Boylece gelışerruyen bu kesımın ememediği büyük bir nüfus vardır kentlerımızde. Bu grup ıkı ayn nıtelıkte istihdam olanaklan yaratmıştır. Yaratmıştır diyorum, çunkü Türkiye'dekı kapıtahstleşme henüz bu yapı\T kıramamaktadır. Bu nedenle ınsanlar kendi başlannm çaresme bakmaktadırlar. Yaru bır bölük msan küçük ureticilik faalıyetlermde çalışmak, geriye kalanlar da gerçek anlamda kendi sorununu kendisı çözmek zorunda bırakılmıştır. Marjınal ışler yaratarak geçımlerini sağlamaktadırlar. SORU Tani bunlar çtzH işsizler midir? BÖRTÜCENE Buraya kadar arüattıklanmda bu kavramı kullanmamaya çahştım. Çünkü gızlı ışsızlık batı kapitalist ıktisat kuramcılarırnn ortaya attıklan bir kavramdır. Bu kavramm içerdiği anlam şudur: «Belli koşullar içinde (yani hiç bır şey degişmemek koşulu ile, ömeğin teknolojıyı degiştırmeksizm) bir iktısadi faalıyetten belli sayıda ınsangücü «ekildıgında Uretim düşmezsa o faalıyet dalında gızli ışsızlık vardır. Başka bır anlatımla ış görmeyen bir yıgın vardır. Bunlar başka uğraşlara aktarılırsa hem uretim düşmez, hem de otekı uğraşıar ıcm emek saflanmış olur. Sermayesı kıt ülkeler b.ı gızli orduvu kullanmalıdır Bu yanlış bır gorüştür. Çünkü hasat resmi dairedeki odacılann askerlerımızın v b. ışlerde çahşanlann yıllık ızınlermı ko\lennde geçırdıklen hepımızın bıldağı gerçeklerdır. Yani ters bır olgıı vardır. Nıtekim 192u'lı yıllann sonunda Sovyet kentlerınde 11.5 mılvon dolaylarında ıssız vardı. Bunlar ış içın başvTirmacUklan yer bırakmıyorlardı. Ancak yaz avlarında kent kesımmde uretim düşerdi. Çunku bu fazla ışgucünün bır bolügu koye koşmaktaydı. Yanılgının ar.a ka\nağı soyut ve tçeriği olmayan varsayım'ara davalı '<><vramİ2r ortava atma ahşkanlıgı Bu da kapıtahst ıktısatçılarda ço(c rastlanan bır şey. Çünkü örneğın tarımda ışsiz değil az çalışma olayı var. Bu çaıışma tannıdakı ınsanların ıradesı dışmda belırmekte. Bu az çalışma mevcut uretim teknoloıısı ve toprak mülkıyetırıden ilen gelmekte. Toprak kuçük parçalara bölünmuş ve kuçük üretıcıhk yavgırjaşmi1? ıse bu küçük ünıtelerde çalışanlann yıllık çahşma zamanlannın b'J yuk çoğunlugu boş geçer. Faka' o kişilerı bu topraklardan çektığımizde üretım duşer, hatta durur Gerçekten de batılı, ıktisatçılar ortaya attıkları gızlı ışsizligı olçememışlerdır. O halde müJkıyet düzeni ve uretim ılışküerınden sojutlanmış bır ışsızlık kavramı anlamsızlasmaktadır. SORU Gerçek istihdamın görüntüsü ve nitelismi nasıl açıkla>abilirsiniz? BÖRTCCENE Bızım gıbı ülkelerde daha önce belırledıŞımiz gıbı sorun başkadır. Dışa bağımlı kapıtalıst bır celı«;me dofnsltusunda olan ülkelerde istihdamın nıtehğı üçlu bır yapı gosterır. Bu yapınm özeüığı Kapıtahstiesmeye başlayan ekonomıde tanm olsun. sanayı olsun, hatta hızmet kesımınde ölçeğı buvüyen, ileri teknolojılerı kullanan uretim bırımlerinde çalışanlann toplam çalışanlar içın çok duşuk bır düzey oluşturmasıdır. Örneğin ülkemızde bu oran toplam çalışanlarm vüzde 20sıdır Çünku kapıtalistleşme sınırlı ve çarpık bıçmıde gelısmektedir. Yapımn ıkıncı özelliÇı küçük urencıliSm yavgın olmasmdan ıleri gelmektedır. Gen teknoloıi ıle küçük üretım bınmlerinde calısan ınsanlar coğunluktadır. Kabaca bunlar ülkpnızrie calısan'arın " > «l'mı oluşturmaktadır (Tarım ve tarım dışmda 3.5 milyon a:le kuçük ure"i~ıdır > Hu n^anlanr verımlen duşuktur. Bır de uçuncıi ozellıği \urgulamak ısterim. O da yukarda belırledigım 'kı kesımde de ış bulamıvan v e kendi başının cares:ne bakan ınsanlar vardır. Burlar herhanşı bır teknoloji, sermaye ve becerı ıstemıyen ve tophırrıın ıkili yapısmdan da kaynaklanan ışlerde çahşmaktadır. Bır çeşit gelır transferı ıle yaşa^an msanlar. Olsa da olur, olmasa da olur ışlerde çalışanlar. Bunlar da büyük kemlerdedır v e toplam çalışanlann yuzde 20'sini oluşturur. SORU O halde issîzliçin bovııtu daha büyük? RÖRTrCFNE Evet çarpık kapitalist sisterrrn az calısma ve verımsız ışlerd» çaîışma zorunlulueunda cıraktıeı ınîanlar nerode ı^e toplam çaljşanlarm % 8f!';nı nlt'şruruvor. Bu. ıkı milyon te~\ r'.k işsizîıkten c k daha buyuls ooyutlara ulaşan bır ışsızlık düzeyı. SORU Çörüm öneriniz nedir? BÖRTÜCENE Belırlediğım gibl bu sorun 2 mılvon ı^ıl'k'erı cok buvıı>fir Burük kıtlelen ilg.lendiren bir ölçektedır \edeni de yapısaldır. Yani KiDira!i5t vo'dan .;aliîrar>îava çabalamaktan ılerı geîmektedır Bu ^ıstem ıçmde Ulke ıkıli yapısını bır turlü kıramamaktadır. Çözüm önerım ıster ıs'emez bu vapının hncclıkle kmlmasına yonelık olacaktır. îküi vapının Kirılması da izledıgimız va da ızlemek zorunda bırakıldığımız sıstemın kınlmasına bağlr vanı temel bır polıt.k te:cıh gereklı. Devaiuasyon kararında tütün ihracatçısı ve stokları da rol oynadı Kenan MORTAX İHRACAÎÇILAR, M a ' i N EUNDEKi TÜTÜNON DÜJÜK FiYAÜAN KENDıLERiNE DEVRıNi TA1İP EDiYORLAR DEVLET PIANUMA" IE5KILÂÎI. .YÜKSEK KÂRLARIN ÖNLENMESi iÇıN> BİR FON KURULMASINI ıSTiYOR lzmir Ticaret Odası'mn 240 bın ton dolaylannda oldugunu hesapladığı tutünde <ihraç olanağı yaratmak» içın getinlen yuzde 5'lık vergı ladesı uvgulamasının yasal olmadığı saptanıruştır. Nıtekım 1963 yılır.da cıkarılan 261 sayıh yasa ancas stnai ürünlere vergi iadesi bngörmektedır. Bu nedenle vergı iadesi sa!t sınaı urun ıhracatın'n geliştırılmesı içın ongorulmuş bır tesrtk aletı olmaktadır. Türünün ıslenmesı bir diğer deyişle hp.7irlanması tütünü sınaı mamııl vapmamakta ancak ihracata hazır hale getırmektedir. Bu nedenle yasal olmavan rutundekı vergı iadesi uygulamasmdan hazıneyı zarara sokan cephe hükümeti sorumlu olmaktadır. Dördüncü rjlan içm kurulan DPT ve Tütun Mamulleri Sanavıi Özel îhtısas Komisyonunun hazırlad'ı rapor pcı'danmıstır PHDfirun en önemlı vanı tü'ün ihracatçılannın yüksek kârlarının önlenmes! içın ihracata bır fon olusturulmasıru onenlmesıdır Buna gore; • İhraç fivatını asan tütün fıvatında aradakı fark kadar olan k'.sim aynen bir fona yatırılacaktır. 9 Fon daha kolav denetim olanağı yaratılması içın Merkez Bankası'nda bır hesapta toplanacaktır. • Pon hazine emnnde olacak v e bedel tütün pıvasalarında kullanılmak üzere hazır tutulacaktır. Rapor bu arada. «tarımsal kredi ve tevrf sistemi daha da selıstirilmesıni, kredılerın gerçek ihtıyaç sahıplerine ve yeterlı sevıyeye çıkanlmasını ıstemekte ancak çoruın doğrultusunda bir açıklık T ürk Parasının değerının yenıden düşumlmesır.de başka etkeıJerm yanısıra tutuiide bırıken stoklar ıle tutun ıhracatçüannın da etkıi oldukları yetkılı çevrelerde dıle getırilmektedir. Tütün ıhracatçısının Tekel'in elmdeki tutünun luşük fıyattan kendisine devredılmesıni istedigı tamuoyuna vansırken. Devlet Plarüama Teşkilâtı. «yüksek kârlann onlenmesi içuı» ıhraç fiyatının uzennde olusan b:r paranın bır fonda toplanmaîinı önermıştir. Bu arada tütün ihracatında uyguanmasl benımsenen yuzde 5'lik vergi ıadesının yasaya aykırı olduğu saptanıruştır. 1^71 yılından bu yana Ege tutun pıyasasını lk kez şjba'm sonuna taşırarak üretıci koyhîyuıracılar çerr.berme sıKıştıran cephe hükümetinm bu odür.uyle ıhracatçılann yetınmediğı anlaşılnaktadır. Ihracatçılar, rekoltenm 200 bın tonu aşcm olduğu Egp'de ürunun onda bırını almakla ? retinmısler ve stok tJtünu para a5 arlaması yapılTiası içın koz olarak kullanmışlardır 1970 yılında Fürk parasmın yüzde 66 devalüe edilmesıni andıan havada suregelen gelışmeler cephe hükümetini ödüllerını perçinleme dogrultusurıda terrih »apmaya zorlamıştır. Son hesaplamalara gbre si;ara ihüyacı içın gerek olan tütün hesaptan çıkarılırsa Türkive'nin elınde geçen yıldan kalan 50 Dtn ton s'ok tutunle birlikte 140 bın tonu aşkın turün elde birikmış olmaktadır. Tütunun Türkıye ihracatında öneminl ivı kesHrpn VP narn<:al (1arhoETi7İarı ?ören ıhracatcı cev lan devalüasyon oranı kadar fazla tütün alma ola nagına kavuşmuşlardır. Yapılan kaba bır hesaba gore devalüasyon ıle 100 milyonu aşkın yenı bır alım gucu ihracatçılara venlmış olunmaktadır. Esas oyunun bundan sonra başlıyacağı soylenmekte ve şimdı de ihracatçılarm Tekel elmdeki stok ürünleri düşuk fıyatla satm alacagı bıldınlmektedır. Nıtekım aynı o\un geçmış yıllarda da tekrarlar • \e 1970 • 72 yıllarında tekehn de polarına do' jrduğu tütünler hiç bır zaman açıklanmayan fıyatlardan ihracatçıya devredılmıştır Boylece ihracatçılar bir taşla ıkı kuş vurmuş olmaktadırlar. Oreticinin canı üahasına av ışığmda. aylarboyu dırip balyaladıfı tütün için ihracatçı daha başka ılginç savlar ileri sürmekte ve çdyle demektedırler: •TUrkiye'nin ektiği 5ark tütünleri grubu Amerika'da gıderek daha az kullarulmaktadır. Öte vandan TurkiveYıin 'aDtamıs oldu*u 3 95 dolarhs Oysa Ege'yi tütunleştırenlertn yme aynı ihracatçı çevreler olduğu açıktır. Özellıkle kalıtelı tutün yetıştiren Izmir Ödemış yörelennde tütun oncesı narencıye ağaçlan kesılmiş, ıncir kbklettirılmış ve gıderek Ege tek ürune (mono kultur) bağ lı bır bolge hahne getınlmıştır. Ayrıca tütunun bır aıle tarımı şeklmde surdürulmesi yuzünden en ufak degışımde ıkı mılyonu aşkın insanm kaderi etkılenmektedır. Ustelık tutun ıhracatının yüzde 60'ının dolar sahasma yapılması yerli aracılar bir yana, gerçek sayılan ıkı elm on parmağım geçmeyen ihracatçılan gerçek tekel durumuna getirmektedir. Cephe hükümeti sadece 100 bin ton üzennden hesaplansa bır gecede 100 milyon lıra armagan ettıgi ihracatçılar bu durumda iken üretici çevirme kredisimn ve tefecl kredılennın yarattığı borç lann batağında tütününü taban (asgari) fiyata yakın sattıfı bildirilmektedır. Ancak oyun bu vıl o rtpnhs'np a n i nvnanrrısitır ki 'fi sıthaf tîir'h'rrip
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear