Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
III CtlMHIMİm 13 $UEAT 1977 A nk&r» VeJisi, TÖBDER'in merltesirıi ve yurdumuzdaki tüm şubelerini ikinci kez mühürletö. Hem de bu kez, TÜMDER ve TÜTED'i de aytıi biçimde cezaiandırarak!... Oysa Valinin böyle bir yetkisl yoktur. Anayasamızın 4 üncü maddesinde şu çolc önemli itural yer alıyor: • Hıçbir kımse veya organ, kaynagını Anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz.» Ve Valiler, Anasasa dtizenimızde, ne «mesleksel. çıkarları koruma amacma yönelik kurulusları.» ne de demekleri, bazı Uyelerinin suç işlemesin. den ya da o kuruluşlara karşı baska kişilenn suç işlemesinden ötürü geçfcl olarak dahi kapatma yetkisine sahip degildirler. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER VALİ KAPATAMAZ Prof. Dr. Muammer AKSOY Anayasalarls re yasal»rla «testeklenn» sonmluluğundan kurtulamadığı toplumiarda, ekonomik bakundan güçsüz olan (çalışan) kı?iİ8r çıkarlarmn korunması amacma yönelık kuruluşlann, özel bir düzenlemeden yararlanmaları, vaz geçilmez niteliktedir. Bu nedenie 1961 Anayasası, Sendika özçürliiğünü kamu görevhlerı :çın de garantî etmış, ışçı sendikalarından bazı noktalarda farklı olsa da, merrmrlann da sendikalar knrabileceğini, 46. nıaddenin son fıkrasında 6ngormu^tü. Ne var Id, Franko'lar ve Salazcr'iar gıb., sosyal ada'e: ve sosval güvenlik düîtnanı (ve sırf sömürüye dayar.an bir ekonomik dü7enin savunucusu) olan AP yöneticileri ve ErimselMelenseı dönetnın demokrasıye ınanmayan politıkacıları, kamu gorevlılerınin çıkarlarma bekçılık eden (hele ar.avasal düzene ters düşen flill dilzenın detiştirilmesı amacıyla çabalar harcay?^ memur sendikalanna asla tahammül edemerr ^rdır. Başta TÖS olmak üzere. gerçekten ^ndıka ?ibi davranan memur kunıluşları, AP ıktidannca ve ErimselMelensel dönemin dikta düşkünü poiitjkacılanncB diişman ilân edilmekle kalmamış, kavramlar tersine çevTilerek bu kuruluşlar rejime ve vatana ihanet eden örg\i;ler olara'.t yutturulmaya çalışılmışlardır (•) Ama bu Hukuk dışı ve demokrasiye zıt çabalar sonuç vermeyince 1971 vuının kap kara günlerinde. Erimgillerle DerniTelgiller tam bir ülkü ve eylem bırliğı içinde, memur sendıkalanm anayasal düzenin dışma çıkarma çabasına girişmişlerdir. Ancak o gdnkiı kosullar aitında bile bir dırenıne ile karşılaştıklarından, ödün vererek ortalama bir çöziıme razı oldular (*•>: Bir yandan kaınu görevlilerinİT» sendıkalanna İHşkir. garantiyi 46 ıncı maddeden atarken ve memurlann sendikalara Uye olamayacatmı açıHca 119 uncu maddeye yerleştirirken. ote yandan da 119'uncu maddenin son fıkrasına söyle bir hüküm koydular: tşçi niteligi tasımavan kamu h.zmetHlerinin meslekl menfaat larını korumak ve Eeh^tırmek amacı güden kuruluşlann bagh olacakıarı nükiımler kanunl* duzenlenir.» Anayasanın geçici 16. maddesı de bu <kamu hizmetlılsri kuruluçlan»run kurulmasma ilışkin özel kanunun, 6 ay içind» çıkanlmasmı öngörmüştür. Aradan yıllar geçtigi halde iktidar, kamu SHTevlilertnin bu temel hakkmı kullanmasını düzenleyecek 'kanunu cıkannadı. bir tasan bıle hazırlamadı, hazırlayacağa da benzemiyor. Mealeksel çıkar karulaşlan üend<kaUra ralon tüzel kişilerdir Siyasal iktidar kendisine düşen bir yasasai (teşriı) gorevden kaçındı dıye, memurlann meslek kurulu$ları içinde örgütlenme hakları fıilen ortâdan kalkacak ve memurlar sadece dernek kurma üakkını kullanmaya mahkum nıu edileceklerdir? Kuşkusuz hayır! E*er memurlann mesleksel çıkarlanm korumaya yöıaelili kuruluşUr, hukuk teknigı bakımından «darnek çiysismne biininme 7orunluğunda olsâlardı, Ar.ayasa:.:n 2S'unou maddesindekı Kuralla yetinilir, 119'uncu maddenm son fıkrasır.da özel bır ha.; ve özel bir kural ongönilmezdi. 119'uncu maddenin son fıKrasındakı bu açık kural ve orada tanınsn temel hak ortada ıker>, «memurlann mpıleksel çıkarlarını konımak amacına \or.elik kuraluşiar. olağan derneklerden ibarettir» diyebilmeye. ne hukuk ne de mantık kuraüan inn verme?. Zaten 46 ve 119'uncu maddelerdeki değişikliğın sadece devime yönelik oldugu, sendika terimi kaldınlmakla beraoer İ19. maddeye göre kurulacak yeni kuruluşlann. eskl memur sendikalarmdan niteük bakvn.'ndan farklı olmayacagı ve bu kuruluşlann dernek olm£dı*ı. degişiklıS: gtrekçesinde ve Meclis görıı?melerınde açıkça dıle g3tirilmiştir. Böyle olunca Valilerin, Anayasa değişikliği zoruyla adı TÖS'den TOBDER'e çevrilen ÖğTetmen Meslek Kunılnş'.anm ve benzen mesleksel çıkr.r kuruluslannı kspatabılme yetkileri asla söz konusu olamaz. Çünkü 1971 dcğisıkliklerinden sorra bile vahlcre tanınan yetki. sadece demeklere iiişkindir: Bıı yetki, yalnız 2P. maddedeki dernek hakkmm kuifen;lması bak:mından 'bir istisr.a olarak) önsbrulnriştür. Baçka örgütlenme hakları bakımmdan, böyle bir yetki Valılere tanjnmamıştır. Ne partiterı, ne sen dikaları tamamen geçici olarak Dile vsü'.er kapatamazlnr. Çünkü, 29. maddede oldugu gıbi 46. ve 57. maddelerde, idareye gecikmesinde sakınca olan hallerde bilefcoylebir yetki venlmemiştir. Aynen bu maddelerde olriu&u eibi. 119. maddede de. böyle bir istisna (böyle bir 5"etkiı valilere tanınmamıstır. EğT Anayasa koyucusu, Valilerin «mesleksel çıkarlarını korumaya yönelik kuruluşlan» geçici olarak kapatabilmelerini isleseydi, ya 119. maddede 29. maddeye bir yollama yapar, ya da 29. maddenin kapsarmna 119. maddedeki meslek kuru'uşlanr.m da sÜrdiâırA bir cümle ile belirtirdi. Böyle bir açık ya da dolaylı yollama var olmadığı h?lde. valilere dsrnekier bakım'.ndan öz?\ hallerde bir istiyna olarak tanınan yetkmin, baçki nıtelikteki kurulujlara da Özgürlüklere ve dokunulmazhklara, kanuna dayanarak Mahkemece dokunulabilir: Bizim Anayasa düzenîmızde özgürlükler, genel ve soyut biçımde kanunlarla, özel ve somut olarak da Mahkeme karanyla sınırlanabilir. özgürlüklerin sınırlannıası, dirliğin ve kamu düzenin korunması için alınan zabıta önlemlennın dışında, idareye bıraiılamaz. Çünkü idare, siyasal üctidara geniş ölçüde bağlıdır. özgürlüklerin kaderinin, Vali, kaymakam ya da Emniyet &mlr ve memurlarına bağh olduğu yerde hele bu yer Hukuk Devleti ilkelennin toplumca genel olarak benimsendifci bir ülke degilse özelUkle muhaliflenn ozgürlük ve dokunuîmazlıklan, gerçek yaşamda yainızca kâgıt üstünde kalmaya mahkumdur. Hatta Adalet Mekanizmasının bir parçası durumunda olan Cumhuriyet Savcılan dahl, tatn bagımsız olmadıklarından, onların bile özgürlüklerlmiz v e dokunulmazlıklanmiz üzerinde karar yetkisine sahip bulunmalan, kişinin güvenliğini aşm ölçüde zedeler. Bu nedenle Anayasamız kişi dokunulmazlığı ve ö» gürlügıine özel yaşamın gizliliğine, konut dokunulmazlığına haberleşmerıin gizlilifcine ilişlcin işlemlerin ve yayın yasağının, gazelelerin toplatıl ması ve kapatılmasmın, kitaplann toplablmasımn, derneklenn kapaülmasının, tutuklamamn, ancak hâkım kararma dayaaabileceğini öngörmüştür. Çağdaş bütiln haklar büdirgelerinde ve Anayasalarda oldugu gibi, 1961 Anayasasmda da, genel örglitlenrne özgürlüğü, «dernek özgürlüğü» olarak 29 uncu maddede düzenlenmiştir. Ancak sosyal ve siyasal vaşamdakı gelişmelerin etkisiyle. Anayasa koyuculan ve kanun kojrucular. ğünümüzde demokrasi ve sosyal demokrasi bakımmdan olaganüstü önem taşıyan iki tür kuruluşun (yani siyasal partılerin ve sendıkalann) düzerüenmesinin, «Hayv&nlan Koruma» ya da «Mantar Aramasıru Geliştirrne Demekleri» ni düzenleyen genel dernek özgiirlü|ü oerçevesi içerisme siğmayacağını kabul etmışlerdir. Bizim Anayasami2 da bu görüşü benimseyerek, «parti özgurlügü>nü 5«57 inci ve .sendika özgürlüftü»nü 46 mcı maddede ayn özgürlükler olarak ılftn ?trriş: ve bunların özel kanunlarda farklı düzenlemelere tabi olacagını Öngörmüşttir. «Sendika yüz yüı» diye nitelendirilen 20. yüz yüda, demokratik Ulkelerde tarthsel baa ö»e!likler söz konusu olmadıkça sendikalann Dernekler Kanununa tâbi olmaları düşünülemez. Hele Türkiyemizde olduğu gibi, demokrasirdn iıenilz sağlam bacak'.ara (kaınuojtınun desteğme, sosyal güçl«r dengesine) dayanmadı&. u»tılmasi, Anavssa koyueumınun irsdesl ile v# dognı yorumluka kurallanyla asla bağdaçamaz' Dernekler Kanununda da, 45. maddede valılere' t*runan yetkuıin mesleksel çıkar kunüuşlarını da kapsadtğını gösterir, bir tek sözcük dahi yoktur. Kaldı ki, valiler» ve başkaca ıdarecilere Dernekler konusunda Uırunan yetlci dahi, çeşıtli koşullara t&bidır. Bir demegm valice geçici olarak iaaliyetten alıkonulması yolundakı karar, «böyle bır karar verilmezse milli güvenlik ve kamudüzeni tehlikeye düşecekse» sbz konusu olabilecektır. Aynca «geçici kapatma kararınm Mahkemetien alınmaya kalkışılması hah);nde, 'tgıderilemeye cek sakıncaLarKin söz konusu olmasn gerekmektedır. Aksı halde, kural olan çözunı, bj öıılem karanmn dahi «mahkemeden ahmnasısdır. Ankara Valısjıın Kararında ıse, 'igecikniesir.de u'.'.ısal güvenlik ya da kamu düzeni bakımmdan kendisini gösterecek bır sakınca» soz konusu de?.üd:r. Bazı luşılerın Dazı Kişılere silâhla sairiırrr.ası, hangi nedenlerie TOBDER ve öKki lîuruluşlann sorumlu tutulaca*ı bir olay sayümaritadır? Bir sorumlulux sozKonusu ise, buna ancak Mahkemece yargılanıa sor.ucuııda kavar verıiebüır. Valilere tanınan «geçici olarak faalıyetten menetme» yetkısı, asla yargı nitelığınd'i de^ildır: önlenmesi başka türlü sağıar.^mayaoak tehlıkelerı atlaıabümp amacıyla ahnacak onlemlere yoneliktir. Söz gelisi, tüm TOBDERIerin Türkıye düzeyır.de bir gün sonra silâhlı bir kalkışmayu girışecekleri gizli ve güvenilir kaynaklardan öğrenılmiş olîa, o gün nsr ilde ayn ayn hâkim kararı alarak, TÖBDER şubelerının kapatıîması yolıma gıtmek çok 8or hatta olsnaksız sayılacağından, valinin (.bır ıstısna olarak> böyle bır onlem kararı alma yetkisı Kabul edılebılır. Yoksa, mahkemelere baş vurulması haunde dahi, mılli güvenlik ya da ka1 mu düzeni bakımınrian 2icWı''>~"T\p^e '. OIT Mkmca söz konusu olmaksızın aynı sonuca ulaşılabilecekse», kural olarak mahkemaye tanınan yct kıye valinin el attnası, bır «yetki gasbı^nuan başkn bir şey değildir. Kendisir.in. hem hukuk, hem ceza, hem de tdare Hukuku bakımından sorumluluğunu şerekHrir. Bu konuda siyasal yrtne de dejinmeden gec 3meyecegi7 Yüzbinlerce üyesi olan en büyük memur koıruluşlannın kapatılmasmın JÖÎ konusu oldugu bir karan, Ankara Valisinir! kenrii ıdrişimi ile aldıfaıa inanmak olanaksızdır: AP ıktidarımn oldum olası düşman saydıgı memur kuruluşlanna, o iktidann çesitlı vamalfirla sürdüriılen ıkinci kopyasmca \urulan yeni bir yumruk soz koausudur. Bur.un asıl tartışma yeri, parl?.:r>?nto olmak ;ereklr. Idsrl karann Danıştayca, hulcukuka ujgun olarak ortadan kaldırriacp.gmdan ıse, asla şüphe edilemez. Çtinkii kirar, bir değil ıkı bakımdan Anayasa ve kanunlara tamamen nt düş?n keyfi bir eylem niteü^mdedir. ( • 1971 Anayasa de^isikliklerinin. gerek biçlm ) terek Içerik bskımından hııkuka avkırı (sakat) olduğu ve bu ncdenle Anayasa Mahkemeslnce her zaman iptnl edilebileceği kanımnd.ıyır. Bu nörüşümiıru. çesitli yazılanmırda ve konferanslarımır'ia dile jrtiıdik. (**) Bu knnularda, «Mnammer Aksoy, Devrimci rttretmenin Kırımı xr Mucadelrsi» (Ankara, 1975) s. 5*4 710. 'f,7 1011, 1087 İVS, 11?1 1271e bakınu. ? Egemenlık Korutürk îktidar umhurbaskanı Korutürk, Çankaya'da çeşitlt görfişıneler yapıyor. Bu girisimlerin ferekçesini şöjle açıklanııştır: KMemleketin durumu ne zaman kotiıye gıtse. ben anayasal kuruluşlann başkanlany'.a gordşurüm.» f>rçrkten ülke kötüye gitmektedir. Devlet Başkanı. bu .çidlşi durdurmak İçin elindeki yasal olanakları araştırmaja yönelmiştir. Yüksek mahkemelerln başkanlarına bu konuda sorular yöneltmekjedir. Çankaya'da hukuk danısnıanları olduğu dâ bilinmektedir. Yakmma bir avtlınhf» varılması olaüidır. Ne var ki yapılan araştırmalards bir gerçek üstünde önemle durulmasını diliyoruz. Bati'cia oluşan çuğdaş hukuk devleti aşamasıncla iki kavram birbirinden lcrsinlikle ayrumıştır. Bu kavramlardan biri «egemenlik» ötekj «lkt;dar»dır. Dr. Tank Zafer Tunaya'nın «5ıyası Müesseseier ve Anayasa Hukuku» adh kitabında (3'üncü baskı 1975) Prof. Georges Burdeau'ya dayanılarak bu iki kavram arasındaki ayırımlar kesinlikle açıkianmıstır. Şöyle ki: 1) Egemenlik (hakimiyet) millete ait, onun mah sayıhr. Oysa ıktidar hükümet edenlere ait değildır. Hükümet edenler, sıyas\ ıktidan kullamrlar; onun zılyedidırier; sahibi aeğıldırler. 2) Egemenlık, hükümet edenlerin iktidanna oranla, sınırsızdır; Anayasanın da üstündedır ve kurucu nıte'ağe sahiptir. Hükümet edenlerin ıktidarı ıse smırlıdır; Anayasaya uygun olarak iıunanılmalıdır. îdare edenler. otorıterlenni anayasadan aiırlar. 3) Bu bakımdan mı'.let üe hükümet, egemenkic ile siyasi iktidar arasında eşitlık yoktur. Ustalt ılışkısi vardır. 4ı Hakimiyet (egemenlik) asli en yüksek kudrettir; kaynağını hükümrandan <egemenhk sahibmden) aür. 5) Egemenlik soyuttur, ikadar somuıtur. luııaya; Prof. Burdeau'nun dizisine iki madde daha katıyor: 6) Egemenligın bolünmezhğıne karşılık, ıkndarda bır bölünüriük (kısmilıkı vardır. Seçmen çoğunluğu, meclıs çoğanlugu birer boluıtıdürler, ulusal egemenlıkteki tumlük yoktur bunlarda... 7) Ulusal egemenlığe varıs amaç sayılmıştır. Siyasi ıktidarsa bir araçtır. C DEVLETİN GÜCÜ Zeki KURUCA TARTIŞMA Y OTiinınnzan bir k8jesitıde doğal bir afet y» ds ? bir buualımls katstlassak, bemen bir Devlet büyügümftz öne atüıp, De\letin bn âfetin veya sosyal bunalınun bstesindetı grlccek juçte oldu£unu rüksek perdednı haykınr. Devktbı sn»cü yaralan en kısa ramanda saracak. Devl»t, kumfinlstlerin kafalannı ezecek güçtedir. Devlet fücfi, sokak anarşistlerinin haktandsn gelecektir. Devlet çok güçlttdür. Devletin gücö denenmemeiidir. Devleti ancak anarşistler güçsüx gösterlrler. Devlet, tüciinü balkından alır. Devlet, giicünü, halkır.a verebilditi huonetler orsnında, balkından alır. Bu nedenle, devletin gücü her şeyden önce, ülkesinde yaşıyan halkıııa neler verebUdiği ile ölçülebülr. Devletin, halkına verdikieri, Ülkesiyle ve Milletiyle. halkına yaptığı hizmetlerin tümiinü Uade eder. Bugün, özellikle demokratik rönetim biçirnlerinde. devletin balJana gStürecefi hlznetlerin nelcr ve ne ölçülerde olacaği. Anayasalarda açıkça (fisterürnektedir. Siyasal iktldarlar, bu hlzmetlerl yapma konusunda ne kadar basanlı oiabiliyorlarıa. devlet ancak o oranda füçlü. demektir. Türkiye Cumhurivetl Anayasası, devletin, halkın» ROtSrmeye zorunlu bulundujhj bianetleri, «Temel luklar ve ödevler. ve «Sosyal ve Iktlsadi haklar v« Mavler» haslıklan altında toplanushr «Herkes, Jdsiliğine bajtı, dokunulnuz, devredilmez, vazseçUmez temel hak ve hürriyetlere aahiptir. Devlet, ki»inin hak ve hfirriyetlerinl, rert huzura, cosyal adalet ve hukuk devleti Ukeleriyle bağdasmıyacak surette smırlayan siyasi, iktisadî ve sosyal ençeUerl kaldınr. Insamn maddi ve manevi varhğuun gellsmesl için cerekli jartlan hazarlar.» (Anayasa, madde: 10) ŞimdJ »onrToru»: Türk hnktünetleri, halkına. btutlann ne kadanra, ne oranda sağlamıstır? Devtet ve dijer kamu tüz^l kişilert, ailenin, ananuı ve çocuçun korunması için cerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.» (Anayasa, I^tadde: 35; Şimdt soruyoruz: Devleti elinde tutan siyasî çüçler Türk ailesinln bu sekllde korunmastnı sağbyabilmis mldir? Ya da ne oranda •afrlanujtır? «Devlet, toprağin verimli olarak Isletilmeslnl rerçekleştirmek ve topraksız olan veva yeter toprağı bulunmıyan çiftçiye toprak saglamak amacıyla gerekrn tcdbirleri aür.» (Anayasa, Madde: 37) «Derlet, özel teşebbüslerin, milli lktisadm fereklerine ve sosyal amaçlara nygun yürfttıneslni, cüvenlik ve kararlüık İçinde çalısmasmı saj^lıracak tedbirleri atar. (Anayasa. Madde: 41) «Devlet. tktisadl ve Sosyal Adalete. tam çalısma esasına ve herkes için insanlık harsivetine varasır bir ?as*> yiş seviyesi sağlama amacına göre. iktisadî ve sosyal hayatı düzenler.» (Anayasa. Madde: 41) «İktisadi, tosyal ve kültürel kallanmayı demokratik yollarla serçekieştirmek. bu maksatla milli tasarrnfu artıı mak. yatınmlan toplum yarannin ferektirdifi önceüklere göre vöneltmek devletin corrvidir.» (Anayasa. 41). Şimdi ırene soruyoruz; Devietin slyasetçUeri. bn görevle rini yerine getirmiş midir ve ne oranda gettrmlstir? Anayasamızda daha nice devlet ödevleri ve vatandaslık hakları vardrr ki banlann tümu vaıgeçllmiyecek kadar temel ndev ve haklardır. Örneğin. tam bir eğitim hakkı, insan eıbı beslenme hakkı. çalısma ve dinlenme hakkı ve sosyal füvenlik hakkı, tanmın, çlftçinin korunma hakkı ve nibayet can ve malmın korunması haklan bunlann bas bcalandjr. Şimdi bepimiz birlikte soruyoruz: Bu haklanmıza sahip miyiz? Kaç miİTonda kaçımız bu hattlara lahdbiı,. Ba»ka bir devimle, devlet remisini yijrbten siyaailer bu hakla n halkına ne oranda vermektedir? Canımız, malımıı cüven altında mıdır? Kişiııin dokunulmaziıçı, kimseye eziyet ve iskence yapılamıyacap hakkmdaki Anayasa hükümleri İle toplumun İçinde yaşadığı rerçeklerin ne kadar değişik olduğunu hepimiz biliyoruz. Gene bugünkü siyasal iktidarlann bilim. sanat. ba»m. düşünce ve inanç hak ve özRÜrlüklerine ne kadar az saygüı olduğu ortadadır. Yukarda sordngumaz birkaç soru fttA sonüabHecek bir çok sonılara alacağımız yanıtlar, kısaca değtndiğimlz konular devletimizin eerçek eucünü ortaya koyabllir. Yoksa, büyuk demekle bir devletin büyük olamjyacajp. gflçlü demekle bir devletin (tüçlü olamıyacağı açıktır. Böyle şislrmelerin vararuıdan çok zararlı «lacağuıı bilmeliyiı. Milli celiri en aşaği düzeyleTde bulunan, ceri kabıuş bir Ulus olduğu berkesçe bilinen ve kendi yasaıti(i hayat koşullarını gayet iyi bilen bir toplumun karaısvna geçip, devletin gücünü. olduğundan büyük sösteren ySneüdlere, balk güven cini vitirir. tkinci tehlike ise, devlet «ücünün olduğundan fazla oldueuna İnanmak vanlış karsrlar verilmesine neden olabiiir W, sonunria ulusc hüySk hayal kınklıklan doğurabiiir. vKina u\run tıırmetlerln nite Demokraside düşünce özgürlüğü yok edilemez Demokrasiyle yönetilen Ulkelerde yaşayan kişüer, her türlü düsunceyi hiç çekmmeden ve korkmadan söylemek ve yazmak özgürlügüne sahiptir. Bu özgurlük. klâsık demokratik özgtirlüklerin başında gelmektedir. BUyük Fran sız Devruniyle tüm insanlığa armağan edilen ve anayasaların temel özgürlüklerınden olan düşunce ösgürlügü; yok edilemez veya en ufak bir şekilde de olsa kısıtlanamaz. BaU Demokmsüerinde, 1215 îngiltere'sinde yürürlüğe glren Büyük Permaıüa halka verilen özgürlükler, yü2yülar boyu gelişerek; 19. ve 20. yüzyıllarda anayasalarda sosyal hak ve özgürlük İerle birlikte değismez demokratık ilkeler olarak yer almıştır. Ülkesinde yaşayan kisilere, işsizlık tazminatı ödeyerek aç kalmama özg^lrlütünü ssğlamıs olan Avrupa ülkelerinde, soldan saga her çesit düsünceyi savunan par tıler yelpazeslne siyasi ortamda yer verilmiş ve her çeşıt düsuncenin alabildigine sözlü ve yazılı topluma açıklanması demokratik bir gelenek olarak yerleşmiştir. Düstmce bzgürlUgunÜn olmadığı veya sıfıırlandığım dilşlerinde dahi jtörmeye alışmamış bzgür dünyanut kişilerı, toplumu rahatsız etmeden. siyasi partileri ve diğer demokratik kunıluşları eleştirebılmektedırier. Istediği gibi düşüncelerini serbestçe sözlü ve yazılı açıklıyamıyan bir kişi, yaşadığı ülkede demokrasinin varlığından asla söz edetnes. Şekli demokrasi, daima sag ve sol totalıter rejimleri ülkelere davet eder ve onlara, açık kapı bırakır. Böyle ülkelerde kisiler mutsuz, toplum, ekonomik ve sosyal konulann sıkıntjsı içerismde dalmi bir çalkantı ile dopdoludur... Yüzyıllar boyu düşünce tarihini inceleyecek olursak; toplumun ve kişınln mutlu yaşantısını gerçekleşürmek ve ınsanlıjı yüceltmek amacıyla ort&ya atılan devnmci, ilerıye dönük düşüncelen; işker.celer ve demirparmakhklar silip yok edememiştir. Ozgürlügü. demokrasiyi ve dolayısiyle halkın ve tüm insanlığın mutluluğu için ileri sürülen devrimci düsünceler; çaglar asıp bugünlere ulaşnıış ve bugünün ileri toplumlarınm var oimasını sağlamıştır. Çagdaş düşünce. tüm ileri îoplurrüann j'aşantısmı etkilemekte olup, gericiliğin, daima karşısından, demokratik düşünceye sahip kişilerin ve bunların olusturdu| u demokratik baskı gruplannın sert tepkdl ve uyanlanyle ayakta sapasağlam ve daima kendisini yenileyerek yol almaktadır. Bir memlekette, düşüncelerini söz veya yaıı ile açıklamasından dolayı, adi suçlulardan beter uzun yıllar demirpa.rmaklıWar arkasmdaki cesaevlerind» her tür lü özgürlükten yoksun olarak çeşitli ıskenceler altında kişiler bulunursa o memlekette, demokratik düzenden bahsetmek gülünç ve korkunçtur. Böyle bır yerde, olsa olsa şekli, göstermelık demokrasiden başka bır şey yoktur. Şelcll demokrasılerde ise; basının ve baskı gruplarınm düşünce özgürlütünün sağlanması için yapacaklan gtrişimler sonucu, sağır sultanm dahi duyduğu bir ortamda; ne acı ki iktidarlar tarafından duyulmas ve en ufak olum lu bir düzeltme olasüığı yaratılmaz. Düşünce özgürlügünün yok oimasını gerçekleştirenler, daima, insanlık düşünce tarıhinin karan hk sayfalannda; gelecek kuşaklarca, üzüntü ve tiksintiyle okıınacak; ve Ulkelerine, ülkelerinde vaşıyan lnsanlara, yaptakları kötü davranışlarla sadece şahsı çıkar ve koltuklannı düşünmenin sapıkhgıyla sarhoş bu politikacıların küçüklüğu, acı gülUcüklerle noktalanacaktır. Muıaffer RuW ÇELEBI Ankara Barosu Avukatlanndan ile iktidar arasındald bu ilişldler dizisl. Batı çoğulcu devletinin ürünüdür. Bu çerçeve içinde kalınaTak olavı balaldığında 1%1 Anayasası'nm temelleri de açıklannus olur. Bizim AJiayasamıza göre «Egemeniık kayıtsız şartsız Türk mılletinındır. Mıllet; egemenhğmı Arayasanın koydugu esaslara göre yetkilı orgarüar elıyle kuilanır.» 4 üncü maddede saptanan bu kuraldan sonr» yetkili organlar sayümış; ö'inci maddede vasama, 6'ıncı maddede yürütme, "inci maddede yargıiamanın konumu saptanmıştır. 19K1 Anayasamızda, egemenlik ile iktidar kavramları arasmda öaenle ayırım gözetllmistir. Bir kiıçük örnek: Anayasamızın l'inci maddesi «Türkıye Devleti bır Cumhunyettir» der. a uncu madde bu hükmün degiştirilemez olUluğıınu vurgular. Demek Id ulusal egemenliğin, bugünkü ve gelecekteki siyasal iktidarlara cmri börlece belirginleşiyor; ve esemenlik ile iktidar arasındaki kavram farkı da ortaya çıkıyor I çemenlik Ue iktidar arasındıki ayrunın üstünde önemle durmamızın uedeni, (geçmişte ve bugiın) siyasal iktidarı ele geçinnis bulunanlann çoğu zaman bu iki kavranıı karıştırmasmdan doğan bunatımlara dikkati çekmek içindir. MC Hükümetinln bu konudaki göriîşü de çok sakıncalıdır. MC iktiaaruun başı. «egemenlik bendedır, herşeyı yaparım, devlet benim» kanısıyla davranmaktadır. Bu yolda en çarpıcı örnek sayılan TRT Genel Müdürlüğü olavını ele alaiım. MC Hükömeti, TRT Genel Müdürünü yasaları çiğncycrek desistirmistir. Bu işlemi iptal eden Danıstay kararıru ds yine yasalan çiğnevereek uyguliunamaktadır. Bu olayı anayasal hukuk «Jiliyle şöyle açıkl&yabUtrir. MC iktidarı, ulusal ecemenliği çiğneyerek TRT Genel Müdüriinü degiştirmijtir; ulusal egemenlifi çiğneyerek bu yoldaki yüksek mahkeme kararlannı biçe aaymaktadiT. Demek ki ulusal egemenlik ile siyasal iktidar aranndaki a>ırım. yalnu Sayın Cumhurbaşkanuıın yetkilerini Mirjulamakla kalmıyor, aynı zamanda hükümetin yetki sınırlannı da belirliyor. Bir hükümet bu suurlan dar bulaWllr. O laman yapacağı ts yasalan çiğnemek degil Anayasa dfjlşiklffi İçin egemenlik kaynagı millete başvurmaktır. Bu piicü kendlnde btrlsmayan bir hükümetin yasa dışı kar»rnameleri Cumhurbaskanına Imzalatmaya kaUosması, ulusal etemenlik ilkeslne tığar iş defildir. GGKSEN DER8AIMESI NlfVJ LISE SON 19 Şubmt « ı ı » m /**0ı4a>S*«M>' tuMM l lru> IS'IMU I ÜNİVERSİTEYE GİRİ3 FEN SINİFLARI BEKLEMEÜLER 2i 2 M«vrt «SMi Bu oyun bilerek oynanıyor ümut yüı basladı. Gerug HALK ve onun özlemı HALK ÎKTtDARl'nın ülke yönetimine getirilecegi bu yıU da karartmak iıtiyenleri ıyice bellemek gerek arn<. Bir ayda 20 küsur genç daBa oldürüldü. Bir ayda akan kanlarm kana susayanlara yetmeyeceğı gerçek. Sandıga gıden yolu akıllannca kanla kapamak is*ıyoTİar. Çıkarlan için yapanuyacakları hiçbir kötülük yok bunlann. Ülkede can, mal, flklr, inanç ^gürlügü yalnızca sözde kaldı. Anarşinin her türünün kolaylıWa hıımeti, derece derece ödüllendlrUiyor. Bu ödüUer otsa olsa KAN OLtMPÎTATI'na yakışır. 27 Mayıs öncesi, ita gencin kanı, gıtmeyeceğine inanan Vatan Cephe«i çampiyorüanna yetmişti. Buglin yüzlercesi, yeni modeVine yetmiyor. Alışkanlık kazandık. Her yeni giinde nerden ve sıranın kimde olduğunu bekliyor gibiyiz. Acı ama gerçek bu. Bütün bu kargasa içerisinde tüm sorunlanmız halkoyundan ustaca giıleniyor. Açık sCvlemekte yarar v*r. Bu oyun bilerek oynanryor. Oycmt ortak olanlar saflarını sıklaştırıyorlar. Uzun isimli konseyler, birlikler lruruyorlat. Yaim gelecejın olaylannda yeni görevler için hazırlanıyorlar. ülusal ekonominin çılunaza girdigi bir dönemde bu girişimlere dikkat göstermek gerekir. 12 Mart sonrasındaki tırmanışm benzeri ile karşı karşıvayız. Eld» edemedikleri basın ve diger kurumlara «usturucu takmak istiyorlar. Parlamentoyu çalışmas hale gettrdiler. Yüksek y»rfi orftnlannın ktrarlannı Vasama • Yürütme Yargı üçlüsünün böylesine çelişkisı ülke için büyüls kayıp. Sosyal anarşi ekonomik anarşi ile kolkola olacak. Hiç bir şeye ZAM olmayacalt diyenlerin ZAM olmadık hiç bir şey bırakmadıfı gerçek. Hayat panaiıhgı, hayat korkusu halkımızın günlük ugraşı oldu. Elli yüı aşan sürede ne gerçek demokrasi, ne gerçek sanayi, ne de gerçek tanmsal kalkınmayı geroeklestirebildik. Yapılanlar hep yüreyde kaldı. Geçen sürenin az oldugu söylenemez. Ama çag dısı kaldığımıa söylenebilir. ulusal çıkarlanmııa uygun düşen ve bagımsızlık savaşı veren tüm Ulkelere örnek olan dış politikamtz bile artık ulusal olmaktan çok ötede. Bu çember kırılmahdır. Bu çembenn kırüması için de bu cep he yıkUmalıdır. Parlamento antmetığine bakıp bix süre daha görevde kalmayı zorlamak çıkar yol defildir. Belki de yetmedığıni an layıp görevi bırakmak ilk ve son olarak yapac*kları. hem kendıle ri ve hem de ulus için faydalı bır davranış olacaktır. Hilmi Ziya FOSTACI Eczacı SÖKE 27S137 (Cumhuriyet: 154Î) YAŞAYAN TİYATRO Prof. Özdemir NUTKU TİYATROMUZUN DUHUHU, BUGÜNUNU. YARININI MREKEBilECEviNİZ KiTAP v I VEFATLAR İÇİN KıymetU hocalar ve dua hanlardan müteşekkU cenaze merasim ekıbımız bir t » ielonla emriniıdedir. G&zete üiru vs umum muamelit için ayn bir ücret alınmaz. Cenaze ışlerioı ışlev memiz deruhte eder acı günlerinizi paylaşınz. albin 5.50/7,10 m boyundaki teknelere en uygun içten deniz motorları '6B. g, 1600 d/d, 4zamanlı. fcenzin/ı /l fcovon pervone ile kompîe Muhtelif tip deniz pompaları Şehit Muhtar Cad. 36/A Taksim Istanbol Tel. 455410 (Grafika/Maya: 1378 1540) SKANTÜR «mcfiden dikünün... onktrın gelecegini İSIÂH CENAZE t^LERI 40 68 86 I El : 47 20 06 N ü T : Bütün muameleteı ısletmeye ait olmak üzere vrurt lçi ve yurt dısınddn vurda cenaıe nakll yapıhr. FRANSIZCA Strasbourg Utuversıtesı tnezunu oaysın ^Jıeunerı tarafınaan Kadıfcoy yakasır.o» otoran ders venlır.