Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
î? JOIÂT 197? T EDl S ANAT EDEBIYAT. Pasolini: "İnsan ölmedikçe hiç bir zaman yalnız değildir,ır Çevben: Bertan ONARAN "ROMANCININ SÖYLEYECEK SÖZÜ OLMALI,, «TÜRK IOMAHININ YARDlSl HOITİ V ! GELECEGU KOHUIU ŞORU$TURMAHIZl BU H4FTA TAHSIN YÜCEt Y&MIIUDI öylemelt Wle faz!»: «Türk romanı» deylml, W J tun benzer deyımler gibi, yalın bır gerçefı belırtmekten çok, karmaşık ve çelışkın bır toplamı dıle getinr Samıpaşarade Seraı nın Serguzeşt'ınden Fent Edgu'nun Kımse'sine değm dl1mızde jazılmış butun romanlar da, varattıklar degışık etkıler. değışık tepkıler de bu de>m n kapsamuıa gırer Başka bır deyışle, «Turk romanı» sorunj, dılünızde yazılmış romanların nem bırbırlerl, hem de yayılma olanağıru bulduklan çevre ıle batıntjlanndan doğan, belırgm orellıiclerın sorunu. Bu bakımdan, boyle bır soruna egıl mek, taîarh ve eksıksız bir özellıkler butuminü degHİ, hem yapıt, hem yaratıcı, hem kıtle açısın dan, teKü bmeklen a$an, genel bzellıklerı, genel yonel mleri ele almak anlamına gellr. olan biçimsel v« sorunsal kalıplasma, gonra da g'lısmls bır Ulkenın vazan olmanın zorurüu ğı »nlsşılan yol göst»nc:lik. S ROMAN, BiÇiM VE iÇERiK YÖNÜNDEN ÖZGUN VE ÖZGÜR BiR YARATIMDIR* Btitün sanatlar, özellıkle de yazın, gerçefl ken dıne ozgti b r bıçımde dıle getırıp yorumlamaya yonelır Bu bakımdan hemen hemen ou*un yazın anlayışlan gerçekçı olmak savındadır Ama buyJn roraancılanmızın çofunluğunca benımsenen gerçekçilık, XIX yuzyılın belirlı bır döneminde geçerlik kazanmış bır anlayışın üruaıl. en belirBin mtelıklen de gucunu Tanrı gıbı her şeyı goren ve bılen bır «jlatıcıdan anlatıcıdan bıle değıl, doğrudan doğnıja vazardan alan, tınsel çozümleme ler. olavlan, nesnelerl kişılen «canlandımıa» eregıyle pnşılen, aynnülı kışl ve çevre betimlerl ya şam ve İnsan uzenne özdeyişımsi gbzlemler, etkin ve «dcğal» konuşmalar, gorunuşte hıç bır ussal temele davanmavan sure atlamalarıyla ılerleyen, duz bır kurgu Bu gereklere uyabilmek, bu arada inandıncı ve surukleyıci olabılmek, ıyı romancı olmanın temel koşulu sayolmakta. Hırsıs polıs romanlannı b«şanlı kılan erdemlerın do bu nıtelıkler oldugu ıleri sürulebılırse de cbüyuk» dıye nıtelenen romancüanmızın vapıtlan konulanyla bunlardan aynlıyor: Genel kanıya gore, ıyı romancı olmanın başlıca koşullanndan bın de kojlünun, ışçının, ogretmenın y*şavışına ışık tutmak, onlann bılınçll ja da bılınçsız savaşımlanndan toplumsal b:r bıldın çıkarmak Bu bıldınnin tınbılım, toplumbilım ya da ekonoml alanlarında alabıldığıne yajgm olan ven lerle «jzdeşleşmesi ıse çoğu kez başan sayılıyor. Önemli olan yol gostermek olduğuna göre, gonlnen yolu gostennek bir gorev olarak benımseniyor, hattâ bu türlu yınelemelenn dışına çıkmanın bır tür sapıklık sayıldıgı blle çok oluyor. Romancının da toplum Içlnde etkln blr lslevl bulunmasma. yapıtını sıyasal blr etküülk yolunda kullanmasına karşı çıktığım sanılraasın, böyle btr şey usumdan bile geçmez. Ne var kl, bunu basarabılmek lçin once söylenecek bir sözü olnıası, sonra da bu söztl bir romancı olarak söyleyebilmesi gerek Bunun lçin de her şeyden önce kötü alışkanhklannı bırakmak, romanın hem biçim, hem de içerık yonünden özgün ve özgür bir yaratım oldugunu gözönünde bulundurmak zorunda. Kendi anlayışı lçlnde belirii blr düzeye ulaşmış, küçümsenmeyecek bir tin yapmıs sanatçılann bırdenbire tutum değıştirmelerl beklenemlyeceğlne göre, romarumızın bugünü ve yarını konusunda karamsar olmak mı gerek öyleyse' Hayır. Ne olursa olsun, ben kıvanç ve umutla balayorum romanımızs Bır kez, en yaygm omekler hıç d» sevindıncı olmavan bır kalıplaşmaya tanıklık etse bıls, başka egilımler de yok degil, romancılık 6ncelıkle bır yaratıcılık olduğuna gore. yakın bır gelecekte venl aravışlann daha ağır basması, yaygın hk ve etkınlık kazanması beklenebılır. öte "yandan, vukarda belirgm özellıklennı sıralamava çalışUfımız yaygın roman rürünun, deyim yerlndeyse, aynı zamanda bır «ttiketim» romanı oldugu, romanol hiç bir sorunu olmayan, dUmdto kurgusu s'nTnıımırdalct «ıvi adsm. «kötıl «dam» karşıtlığıvla ozdeşleşen «olumlu tıp», «olumsus tıp« kar^ıHıgı vteerıne kurulan seruven yukuyle, Pende Cela!, Mükerrem Kâmil gibi romancılarm yapıt lanndan bosalan yerl de doldurdufu du<Hüîürs», hem okur hem vazar sçısından, büyuk bir llerlemeden bıle sözedılebılir. fUndiü gfljl, PmaoHnl geçen 7ü blr clnavet sonucu 8ten bflyük blr İtalvan romancı. denemeci ve sbtetnacıstdır. Asagıda, sanatçının [>rais Valenttn'e «iaetna sanatı konusunda soyledlklninİB blr bolumttml okuyscaksunz. V. Pier Paolo Pasolinl, denetleme knruln. nun fttmlerine uygnlMbfi antırlsodırmalsr kotrasunda ne dftşuntiyotramu? P. Denetleme Kuruhı'nun «Domuz Ahın» ru ya da «Theorema»yı on sekiz yaşından kuçukle re yasaklamasııu Uzünttiylt karşıüyorum Pek çok gencin bu fılmlen rahatça forup anJayabıleceklerl ınancındayun Belli bır ahlâkçıiıic adına, oniarı eğıtsel bır gosterıden yoksun bırakıyoruz V. Sık sık »çvk«açık fllmleT çerfrmekle rutlaatyorsunaz, bn sbd Bİnlrleadlrtyor mu? P. Fılmlenme açıksaçık diyenlere kuşkuv1» bakümalıdır Aynca, benim açıksaçık fılmlere blr diyeceğim yoktur. Bır çeşıt altekın'ın UfünUdür bu fUmler, ama yapuncılarla yönetrnenlerin bu Urunlert yaratmalannı engellememek gereklr, yoksa basta yspılmıs olux Sayılan yeterınce çoğaldıfı y» da düzeyleri iyice düştuğu zaman, belki hlç fcimsa onlan gormeya gitmer Burada en kötü yolu seçme, p u ı n doyurma siyaseti uygulan mAhdır. V. Sıksik, fiç *put»a tsptıfma aöylendi: 1ss, Man ve Frend .. Ne dersiniz? P. Boş lâf bunlar Gercekte tek bir pu. tura T»r, gerçeklıgın kendıs: Yazarhfın yarunda sjıemacılığı seçıştm, Keroeklıği onun sungeleri o lan sbzeüklerle degil de, gerçek bır anlatıra yoluy la, *ınemasla anlattıutn veglemıs olmamdandır V. Her şeve karşın. ralibs tutkuvla da hsjrb HııloiKİUftınu* bır cerçeklip borıınun genc liğlnl sâzcnklerle anlatabilir mlydinîz acaba? P. Gençlık, ya da hıç değılse topluroumu rın lcülrenkll kıtlesıni oluşturan çogunluk kafa eğıtım re üretımıne susuzluk duymaz olmusrur Kara cahıldır ve bunu kabul« yanasmamaktadır. Buysa çoktt>h)ıkelidir.çünkü gençlığın bu keaimi bügısiıliğini bır ögreti, savsozler bagırarak mrkasına sjgındığı blr perde haüne tetirmektedır. Unl versıte ogrencılert arasında Proust'u, Sartre'ı ya Marcuse'yi okurmışlann sayısı parmakla gosterıli cek kadsr azdır. Kafa egitlml doygunluk noktasina ensmistlr. Buçıinkü yannsal yapıtlann hepsi «babadan kalma»dJr. tçind« yaşadıgunız toplumda yalnız ür«tkenlık yasa aayılıyor, üretkenhkse kafa egıtimini yadsıyor. Fasl» üretebümek lçin, olabild^ğınc* u bilgiU olmak gerekiyoı. Bu tşleyirasel (sına!) eskllşleyımsel dünyaya glrmek isteyenler uygulayiBibllimm koyduğu torunlu yasalara boyun egıyor, gü«el »anatlan ve yazını kaldınp atıvorlar Gençlıgin bılınçsizce ayak uydurflugu malcnamsı, robotumıu blr yw* bu. Gençlerin g« nel sayısma ve başkaldıraniannkine bakmadıkca, j'ddctsız de olsalar kafa tutmalara, apansız ııçramalara bır anlam veremeyiz. Ba$kaldın ktiçÜJt bir seçkln kümeden esllyor. V. Nereden eeliyor bn kafa eglUml yadsıması? P. Kafa egitınun babayla, Kıüs«yl«, bütün ailesel ve toplumsal vasaklarla çakışmasından Öt«den berı böyl» olagelda G«nçlüt hep kala ejjıtıminı babasından aldı, yeniledı. Bunu yaparken ba basına saidırıyor, buysa bellı bır kaygı, blüm duy gusu, masalsı «sıyet duşkunlüSu yaraüyordu. Babavi bu b>çımde d« olsa öldıirmek, mutlak eaıyet auşkunlüfunü. sürekii tuçluluk duygusunu yara•ır EskJden uygarlık tanm uygarlığıydj ve ınsano*lu henuz makınalasarak kendı yalnahgını olu»turacak buyucu çıragi olm&mı^tı Bugün ancak kü çuk bır seckınler kümesı babadan kalma kafa eğl •ımıne saldırma yureklılığını gosterebümektedır Durmak, hıza ava* ujdurmamak aramak, ken dı kendine soruiar sormak. kısacası kendinı egı:> mek övle bır gerılım yaratmaktsdır kı, buna an cak, ölümu toplumsal başansuUJı. sorunlara sal dırmayı g o » aıabılen seçkınleT takımı olanak bulabılmektedjr (yannsa bunu ancai ustün seçkınler vapabılecektır) GençLık i$t« bu yuzden susmaktadır Gozünu tnakınanın bıraktığı ıze dıkraış, \ ırumcktedır Kötü ezgılerden oluçmu?, gencmın grncısı ÖT televızvon tarafından goruntuve dokulrıuş, aşağU'k bır sınema sanatınca ve kannan çor Tian bır cınsel yaşamla desteklenen bir muzık eş 1 ğınde ılerlsmeKtedır. Mjak, sanat va da sevgı değıldır bu, gençlen üretkenhğe 1ten kısır bsr • DişpıjlanıaKlır tşte bu yüzden gençlık susmakta a.r Ovsa fanhı vazan da eençhlrtlr. V. Stvtf bn dsyamJmu dununa düzeltebl Ur mi acaba? P Toplum artok sergi lstemlyor. Eltaln tersıyle ıtıvor sevgıyı. çünku sevgı çalışmaya ters duşuvor üretıme ayrUacaic zamanı yiyor. Bunun ıçın sevgiyı, kişınln özüne duydugu sevgıyl, sayga\*ı le^elemek gerekliydı. Ancak seTgl üretimd» venmın artmasına da yaravabıllr. Bugün araba mı satılıyor samyorsunuz? Hayır. Arabanın arkasınds bırbırine sanlan çıftlertn stmgesl satüıyor. Duvarlardaö duyurulann, tanıtunalıgın Önümü» getırdıgj görüntü budur. Arabanın üstünde çtplak bır kadın. Rengl rni? Kırtnm Arttk kıms« arabanın markassnj anımsamıyor. V tnvanlara ser^rl renlden ruşatmak gerpfenuyor mu? Dişi«Tkeb çiftini Tenideo yttceh* mevı deneremez miytz? P. Neden Dışı erkek çıftiran bugünîrtl kadar vuceluldjginl eoklere çıkanldıgıni gonnedım «EUe»e, «Lul»\e diledığıruz dergıye bakın, mutlu çıft tmgest dört bır vanı kaplamiîtır Öğr end hareketlen sırasmda, Pans'te. Roma'da, Mi lano'da bıle, hep kol kola yUrüven kıziarla erkekler gcirdum Ama topluma kafa tutan bu gençlsrın opustüklenru, erselOerm erkeJslerç, tozlarvn kızlara sevgıyle baktıklannı gönnedun. G«nçlüc alabildıgıııe ahlâkçı. Babanın, topluırmn aiılâkçıhgını alıp çogalüjor özgur seviye bellü yaln» büyuJt kentsoylu sınıfta rasüıyoruz, ama onlannkl de lkıyUzlU bır sapıklıktan başka bır şev değıl. V. Size röre çfft varotmadıpıu göre, insan tek ml Tkmnatı, küin* halinde mt? P. Yanliî blr seçenek bu. Kafanızdakl kav ram eskl ml eekl, varsayımsal, eskl omekJere o turtulmu?. Yalnızlüt çllecüigj, ermlşligl simgeler. roplumdan kaçmanın blr yoludur. Derebeylık <&• ğmdan kalnıa, benmerkezcl bir tepfcidir, sorunlarla yıla yıize getaekten korkan Insanlann harcıdır. Toplu yaşamakaa kendl ebvle canına taymakur, uytifturucu maddedlr. başkalanyla aramıza çekt.1gımia bir çeşıt duvardır, blzi mezardakl yalnizh£a kavuşturan başka bir yalnnbJrtır, çünkU İnsan olmed&çe, hlç blr zaman valnız degıldlr Oyuçturucu madde düşkünlUgu de kata egltlmlnden kaç maktır. Gençler uyuşturucu maddeyi robot gibl düşünmeden. kendi kendflertnl yoketreek. eftitlm•îizllkJerine blr öztlr bulabllmek icin kullanıyorlar. Cocteau do uyuşturucu madde fcullanıyordu ama fcu uyuşturucu madde eStiiBden gelivordu Gençfcr«TOtebileceğlmtek öğüt, uyuşturacu maddelere dadandîgına göre, eger elinden gellrse, kafa egl rimlnl arttırmaktır însan mesın ceket eivmekle Sartre, aiyon lçmekle Aldous Husley olmuyor ,. B Ronutncı, denemeei T« slnemact PaMUnl Konunun bu vonu belırtıldıkten sonra, hlç degılse şu son yıllarda, romancılıgımızın genel yonelımlernın başırda, degişik arayışlan sımrlandırarak bır tur teiî blçımlıhğe rarma eğıl'mı nin geldıgını sclemek \anlış olmaz Gerçekten de, çogu Batı ulxeler nde defı^ık yonehmlerın varlığı bır dırıgınlık behrtısı sayılırsen, gerek ro mancüarırruzda, gerek elestirmenlenmızde, once den bellrtenmıs gorunen sınırları aşan venı arayışlar kar^ısmda kesın bır hoşgorurruzluğe tanık oluyomz Belkı ae ovunmemız gereken b>r durumu ortaya koyuyor bu genel tutum öyle ja, ro mancılaruTuz, eleştirmenlerımır romanın özu biçiml, ışlevn konusunda, ivıden ıvıje kesınle$m ş gonlşlere varmamış olsalar, sapmalar karşısında bfeylesıne katı da\ranmazlardı Ne olursa olsiın, bır yandan eleşurmen ve kuramcı çogunlagunun »avlannı, b:r yandan el Ustünde tutulan romanlarr ROMANDA BULUNMASI GEREKEN NiTELiKLERiN BAŞINDA GERÇEKLıK GELiYOR» g^rden gsçlrdıgimîi faman, bu görJşler oldukç» a^^k bir bıçımde çıtayor ortaya: Adına yarasır bır romanda bulunması gereken nitehklenn ba*ında gerçelclık gehyor, sonra bunun luçuulmaz sonucu manuştır. Bu lneelem* y»nsınd8 Proust'un yazar ol ma ve edebıyat uğraşı Kouusiina değmdıgl, genellıkle dıkkatı çekmemiî noktalar çekıp çıkartılmaya ç*lı?ılmıstır. Bır yazar Proust'u okumaktan çok $ey oŞrenebıLr. ÜlJsemuden, ornegin, gerçekten çağdaş dilnvada yanlular uyandıracak, edebıyat çerrelerınl sarsacaK \araücı edebiyat turünde yapıtlar henüz çık Klçmın Proust'un yazmış olabüecegl ılle de btr lnceleme yazısı veya eleştırl aramasına gerek yoktur, ogremlmesi gereken ipuçlan ve derlnlık, tümuyle • yazarlık, yaratma ve nedenlerl, etkenlen, etkılen, oneml üzerıne yan •embohk yan açık olarak, yaratıcı yapıt lannda »dyledlklerindedır Özellıkle (Swan'a Way) Knfnnaıı Tolu ve (The Past Recaptured> Geçmifin Tekrar Taşanması adlı yapıtIsnnda, yazar olma konusunda ıpuçları zaman, yetenek, gerçek, sessızcederın sanat kavramları ve yazarliK konusunda v&rdığı a»amalann yolu Uzerıne yorumian lzlenebıltr v« öraek alınacak sezınlemeler elde edılebllır Prou»t*un yasma edebıyat ve yazar konu lanndakl yorumları çoğu kez tzaman» kavra mı ile baglantılıdır Yazılan hem şlmdıkl hem de geçmls ve hem de şimdne baglı fıkırlere beraberce önem \ermesinden ileri ge lır. Geçmışin devamlı etkısindedır ve okuyucuya geçmıjln kaçınılmazlığmı sık sık hatırla tır Vazarken geçmişi hatırlamak ve yensden kazanmak gerektiğım eğer yeniden kazanamazsak zamanın bır düşman nıtelığine büruneceginl bellrtlr. Kışıyı geçmişi unutmatnaya ydoeltir; kışılenn geçmışin anılarıjla dolu oldugu; anılann kişileri blçımlendırdıgl; kı?;lenn anılannı beraberlerınde taşıdıkian, anı l&nn uyur gbrünseler de her an uyanmaya haar oldukları açısın dan sözler eder. Proust çoğu kez iki zamanda da yaşar. Şımdiyl yorumlanuüc ıçın geçmışten faydala nır. Yalnız, bu noktada çok ozeu gbstermeK gerekeceğl konusunda da kışıyi uyarmaktan gerl kalmaz, « .. Toplumu ve hattâ yaşarru sı kıcı bulmamın nedem, onlan geçraıçın yanlı» etkilenyla deferlendlrmemdır .> 1 Geçmifbı Tekmr TafaamMa'nda (The Past Recaptured) dUşünür v» gözlemci Proust'u gunboyu Tansonvüle'd« yatak odası penoeresınden dışanya balcar, gozler buluruz. Bu aürede, kendı yorumuvla, «doludur» veya «gebedır» yazmak içın. Gozıerinin onünde boşluk ve zamandan olusan, pencere ile çevrelenmış bır uzaklık vardır Proust geç mlşte kalrru? olmalanna rağmen seslerl nere deyse ışıteblleceglmus, onlan tekrar kazanabi lec«gtmız konuıu üzerinde durur kafa yorar. Zamanlar İçine sıgTnayan ıç dunyasını ransıtmaya yonellr: «B.r kaç daıdka ıçınde üç degışık zaman duydum ve bana vereceklerl derslerl anlamaya, almaya çalıstım » (s 19* 1 Proust durumlan degerlsndırmede degışık zaman kavrajrüan üz«nnde durur sen, genellıkle zaman kavranunın kışıler ıçın belirgtn olmadıgi, bunurüa bırlıkte herkesın zaman içinde devamlı büyuyen bir yex tuttugu konusunda yorumlar yapar Proust aslında dığer kışılerden b4r adını ılende oldugunun da farJanaadır, üstü kapalı, sembolık sozler soyler ve kişileri bır ıliın adamının Mceklerl ınceleyışı glbi inceler Prous1 yer yer, edebiyat ve yazmada ken dl veteneğıne kuşkuyla bakacak kadar da alçak gonulludür; yazma yeteneğı konusundakl ıç çatışma ve kuşkulan yapıtlarında ızlerur Proust edebıjat yetenegı ounayısından havıflanmasını hem azaltan bem ue çoğaltan duşuncelerle doludur. Yeteneğmden emın go runmeme durumu belki de onun bıiyuk yazar Proust olmasına vardım eden yontemlennden bın olmuştur. Proust, («Agalnst The Young Wrı+ers of the Day>) cGunumüzun Genç Yazarlanna Karşı» adlı eleştırl yazısın da, genç vazan eleştırirken yukandaJa tuturaunu uygular ... Kaç yıldu süregelra blr dunım, «iöyle Sanatta yaratıcılık ve Proust Dr. Güner ÖZTUNA yecek blr şeylm yok» dljen tek bır yazar bıle çıkmadı Bızım genç kuşağımız kadar yalancı bır kuşak oimamıştır Duygu dı,n>a suıın verdıklennı duşünemeven, çalışmayan, hiç bırşey okumavan 2 Almdının son bolümunde ozetlendıjı gıbı, çok okumasını ve gerçek iç dUnyasına eğılıp yansıtmasınj ister Yeteneğmden emın oldugu zaman, sojlenecek şeylen olacaktır demeje getınr Proust «... insanJarın çalı$m& saatlennde evunde beni ayarete gelmesine bile uın verTtxm Edebıyat çalışmalanm onlara kıbarlık veya lncelık göstermeden önce geldıfı ictn » (s 330) Tıllar yıh akşamlarmı bo\I« derin düşünmerun mümkün olmadıgı toplum ilışkilerinin meyva vermeyecek »vklerl içln harcamarun, kendısine fayda getırmıyecegi duşuncesınden soz eder Proust belkı de kendi kendısine aksınl kmıutlamak ıçın, edebl vetenegı konusunda kuşkulanna de^am eder Bır nokıada caresı? bır bıçımde hıç bırşeyde ıvı olmadığına, en önemhsı artık edebıjattan hıç /evk almadıgın da karar kılar. Edebıyatta ze\k bulamamak Proust ve onun gıbı başlıca zevklennı edeb'yata hasret mış kışılenn sonu olabıl r Proust kendı edebıvat <.eteregınden kusku duyarken avru z»manda edebnatın kendı duşune seldıgTiden belkı de daoa az gerçege gebe olduğu duşun celerıne gelır: gene de kuşkulanna \e çabalarına, bütan bu kuşkulardan kurtulmak Içm ve edebıyatın ıçenlerıne dahi çok gırebılmek ıçın devam eder Proust sanat ve gerçek Uzerınde Urtışmalarmı surdururken gerçek sanatm buyüklugunun, gozumüzun önünde olup ve fakat şımdıye dek uzak kaldıgımız gerçegl yeniden ieşfedjp, yensden kavramakta, kazanmakta oldugu hkrıni vurgular kışılerın yaşamlarının bir parçası olan gerçegl bılemeden, algılayamadan göçvip gıtraeleri tehlikesinin büyuklugünU Isaret eder • Yazarın gorevl ve yükümlülugu bır çevırmenınkılere benzer> (s 219) Yazann uyguladık larından biri bir yerde, örnegln, lzlenimlerinl çevirmektir SözUnü ettigı gerçeklerin algılanması ve acıkhğa kavusturulması Proust'a tavanç \erir Fakat gene de izlenimlerinın nu acı çekrne ve ötekilen de <çok olağan ler ı bulduğunu farkeder. Sanat yapıtiarmın kışının geçmlsi yeniden yaşaması, kazartman, bulması lçin yegine araçlar olduklan kantsına varır Toparlamak gereklrte, Proust edebıvat yapıtları ıcin tüm materyaün geçmış yaşamından başka bır şey olmadığıru ve bu materyalm mut lu oldugu anlarda, başıboş dolastığı zamanlar» da. tutkuda ve kederde elde edildiglnl anlar ve açıklar. Algüanru sonunda neye yarsyacaklannı dUsUnmeaen blTiktlrdığinin, yıgdıginın bilmcındedir. Bütün bu edebivat yapıüannda kullandıgı materyali tomurcuklann çiıtmasına etken olan tohuma veya cekirdeğe benzetır. Proust edebiyat materrallni tohura» benzetırken, kitabı oluşturma üzerine btr başk» karsnlaştırma yapar kıtabını aynı bir elbısenm dıkılışı surecınde o aueu •nbı olu*t jnua*ı orneğını Uerl sıirer. Bır başka yorum v« karnlaştırmada Proust. kitabuıın bır ayna jrıbl yan sıtma gorevi yapacagı ve okuyuculann Prouüt o^uyucuları değıl ve fakat kendılenm okuyan kışıler olacağı yorumunu >apar Burada Proust un her okur kafasında ne varsa onu okur, vanı kafası ns kadarsa ne \orura japıp anlı yabılecekse onu okur yonündekı sozlenni ha tırlamak gerekır Proust derın blr düşünür gdzlemci. üstun duşunce urünti yogun k»ps«nlı îıtorltr t*. şıyıcısı \e olusturucusu v» ıç riunvnsında ustun bir blçimde zengın blr kisSdir. Bu ye(Deraau 9 sayfada) MIKNATIS Sabahın mıknatısı Çeker geceden yıldızlan Doker çöplüğe Gök tertemiî. Devrimin mıkns.hsi Çeker toplumun pısliklerinl Yskar şurda Yer tertemiz. Mehmed KE3IAL ÖLÜMÜ YENSİN DIYE BEKLENEN Solnk bir barram vasamıs jlbl hıızflnlfl Daha dnn rürüyea. konuşan, düşunen.. Seasiz bir sltemJe bakıvor resimlprden tnsan gozlerinin en mahzun Karanlıjtın »Tdınlıjh kufattijh bn vrrde Daha dün nlumu vensin dive beklenenKJtıplannı knpsrmıslar elinden İnsan pızelligi kanlı çaryaflarl» drtflJd. Şukıan RLKDAKUL NEDIR Nedir bn aynhfc doj^dan ?<«lir bn uzaklık insandan Nedir bu kendinden knpuklnk. Nedir dânden bııgune gelen Nedir ysnna kalacak bn ırdıılerden Nedir çıkan anlairı bu sezilrrden. Nedir sence benden bekledlğin Nedir Insaıu tnsan eden Nedir pizeli pfirel vapan »evglrl sergl. Nedir bSvümck Terden CÖJP «avpiı N'edir vasamak kocarcasına ç Nedir grnç olmek ama saccuz. ^edi^ rurömek korknsuz ksr»nlıkl'rrta Nedlr turkuler «fivlemek avdmlıklarda Nedir bu nedir'lerden nedir'Ifre uzanı?. Mücap OFLLOĞLU ÖYLE BİR YERE Güoü alscalı Bır lıiek gibt «Otleyip Oecesiz, gölgeslz Kaplara kalayb Sut «agmalrtır Işüniz. Ve dip katlardaki suian Her gnn bir kanş Her gün bır kanş Kanp tınagunula IUM çıkarmak. Güneşten füneş almak gün batntadac Ve oyle verlere varmak Id Soffitler ıribi Pıılotlar cibl Bulutlar gibi su damlasın sulara saçuıuzdan. Mehmet KARABULUT