Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 usm 1977 TEOİ SANAT EDEBIYAT Dünya görüşü Tusuf ÇOTÜKSÖKEN «Dünva görüşü» kuvromı, gunluk yaçormmızdan tutun da bılım vo »onat yapıtları no değm sıkça kullandığımız bır kavram durumunaadır örneğm soz arasmda «bu benim dunya görüşuTie göre » gibllerlnden toflor ederız Ya da okuduğumuz bihm ve sanat yapıtlarında bellrli bir dürrya görüşünun sergllendlğı ya da savunulduJu dıkkatlmizi ceker. Ne ki pek çoflumuz kullondıgımız bır kavromm onlamı sorulduğunda tam ve doyunjcu yanıtlar verme konusunda duraksıyoruz. Bunda belkl da yeterınce önem vermeylşlmlzın rolü oisa serektır. tDunya görüsu, Insanoğlunun kendl varlığmı ve cevreslnl (dünyaYi. evrenı) porco parca ve blr bütün olarak tamması, algılaması ve yorumlamasıdır» Evren blr bllınmeyenler dızgesldir (sistemldlr); Insan da bu blllnmeyenlerl çözecek potonsıyele sahıp teK yaratıktır Evrendekl varlıklorın tek tek kendılığl ve aralarındaki ilışkiter bütünu. Insonoğlunun» uzenna uzerlne gıttiğı konulardır Cunku biür ki, evrendekl yerınl tam ve Vesln olarok bellrlemesi ve sağlamlaştırmasi lcln bu bllınmeyenler dlzgesirK cözume vardrrmak orundodır Insanoğlunu boltrll blr dünya göruşO edinmeğe uen esas neden, 6anıyorum «yo şama tutkusuıaur. Bi.erek tyaşama zorunluflu» demedlm. Bana göro «yosama zorunluğu» özellıKle lcgüdulerln egemeniığmde soz konusudur. Insanoglu, salt bıyolo|lk blr varlık olmadıgının bilincıne e'islnce yaşamt, zorunluk oımaktan çıkonp bır «tutku» (daha dogrusu «bilincli tutku») halıne getırml*tlf. Dünya göruşunun oluşmasında bf* Imclenmenln buyuk rolü vordır. Blllnçıeı*" meyl kabataslak uc aşamada gerçekleşir varsayıyorum: Tanıma, algılamo, yonım* lama. Tonımo ve algılama oşamosında tnsanoğlu «Nedlr?» ve eNosıldır?» sorulomasıno girlşlr: «8en neylm? Evren nedlr? Evren nlçln ve nasıl oluşmuştur?.» gıb). Yorumlama çozümieyicl bır oeamodır ve özellıkle tNasıl olmalıdır?» sorusuna cevap aranır. Bundan şu noktaya gelmek ıstiyorum. Ounya goruju nasıl bır yaşam olmalıdır? eorusuno karşılık ortoya koyduğumuz oktrv bır tavırdır. Bır dığer deylşle «dünya görüşü, duşunce • eylem butünlüflüdur» Dunya goruşu ınsanoğlunun gozlem ve deneyımlerı, duygu ve dusün yapısı dı* şında egıtım. kultur, blllmsei verller, dinler, guzel sanatlar, felsefe akımları gıbi kaynaklardan da yararlonmaktadır. Eğitim ve kultür duzeyı yuksek klşl ve toplumlarda dunya gorüşunun ana kaynağı bilımsel verılerdlr Dun\a göruşunun ceşıtliîlği ve sayıtal durumu da haylı tartıema konusu olmuştur Orneğın Nerml Uygur «Dünyo goruşu» (1963) adlı kıtabındo dunya goruşunun sayısol durumuna ilışkln şunlan soyier cHer insan bir blrey oiduğundan algılomalannda başka bıreylerden ayrıldığırtdan. her ınsanın kendıne ozgu bır dünya goruşu vardır. Ama dünya göruçlerlntn yer yüzündekı ınsan sayısryia aynı olmadığı tam tersine Insanlann sayıca COkluğu karşısında dünya göruşlerinde sayıca bır azlığın göze çarptığı blr gercektir » (s 29) Konuya slstematık acıdan bakıldığındo dünya goruşlerlnl blr takım gruplarda toplamak olanakhdır. (Dllthey'e göre butun dunya görüşlerl uc öbckte toplanır: doğalcılık, özgürlük Ideallzml, nesnel Ideallzm aynı kitaptan) Gunumüzde «dünya görüşü» kovramr/lo birlikte «ıdeoıojı» kavramına da yer verildığl görülmektedır Nedlr ideolo|!? Dunya gorüşuyle ilışklsı ne duzeydedır? gıbı sorulcr ayrı bır yazı konusu genişligınde oinnasına karşın şımdılık şunk/rı soyleye/ım Once Şenf Mordın'ın ideololl <1976> adn kıtabından soz edeyım Yozor bü kıtabınaa «ıdeoioıı» kavramını tarihsei ve perspektıf ıcmde ele almakta ve ılgınc yargılar ılerı surmekfedır Kıtabın Ideoloıi Kavramınm Tanhsel Gehşımi» adh bölumünde ideolojı ka\ ramının *,anrı boyunca tanımIan venlmektedır Ozetle Batı Avrupanın düşün tarthinde ıdeoloji «dogru duşünme bılimine verılen addı. Bu gun lse bu sözcuk beraberinde «ne»nel olmayan bır fıkır ürunü» ça^nşıtnım geürmektedir. Kitaptan ldeolojinın blr ikı tanım.nı ahntılayayım: «In san. toplıun ve ınsanın kAinat içindeRl yen konusuna değınen genlj kapsamh bilışsel ve ınanç sistemlerl» (ideoloıi ve meznep Shıls). «Ideolo)i insan oyleminln amacını. bu amaçlara nasıl vanlacagînı tanunlayan ve sosyal ve flzıkl realitenın nıteliğinı belirleyen btr dpğerlendind prenslpler sistemı (£nk Allardt).» Kitapta Markslstlenn ıdeoloıive bakışlanna özel önem verilmiş Mars, «ıdeolojı» sözcügunü yalnız «janlış bilincın yaTB.tlıği yapıtlar» Için. Lenln ıse »sosyallst düşünce» Içın kullanmış Ideolojı tanımJirında kimi kez ideololinın «yanJUisi. katıhtı ve çartlandıncıhgı» ağır basarken kimı kez de ideolo jlnın dünya gönlşüyle aynı anlaroa gelecek biçimde tanıınlandıSı görulüyor. Ideoloü ıle dunya göröşü ayrımını unlü Fransız toplumbıliîndS) Luclen Goldmannm §u söz!eriyl# vurgulayayım «Ideoloıi* gerçeği tek yanlı ve eksık kavrayarak çarpıtan billnç dvuumu, «dünya görüşü» gerçe#n bir bütün olarak kavrandığı billnç durumu. Bizde de toplumsal bilimlerle llgill yazı ve kltaplarda bu kavraroın (ıdeolo)l) sözunu etUgımlz Ikl yönlülüjü gözJemleniyor, Oktar AKBAL şnri nawl tanmilarsm? Tanımlor çcğu kaz yeterlı ulmuyor. Va da tuflü tcnımior. bırbırlenne u,masa bıle âoğru gorunebıiıyor. Bu neoenle kesin blr tammioma yapmoktansa. usum yettigmce, ozeliıklerı. oyn nitelıklen belırtmeyt yeğlerım Ş(ir sanat tunerının en ıtkelı, kurclları en »aptanamomışı. değışıklığe en çok gerekseme duyuranıdır. Bu nedenlene de, belki ae sanat turıernin en guc yarctılanı ve nerkesce en çok ozenılenıdır. Kımsa koıay koloy, orneğın, romartcı, besteci olduğuna Inanmaz aa. rıemen pek COK (cımse ŞUr yazabıldığıne, ozan oldufluna ınanır. Şiır yozonlar sayısınca okuyanı oisaydı. ozaniar aa öbur eanatcıjar gıbı aiıcı bulur, para ve ortur kazanabıiırdı. Ozanlık bır bakıma sporcuiuga. showcuiuğa da benzer. Hsm yetenegın surdurulmesını tster. hem degişikligl Blr romancı blr duzeyi tutturdu mu, bırçok roman yazabtlır Bestec.ler ae ressomlar da aşoğı yukarı oyledır. Oy«0, fllr bır kez yazılır. Iklncısını yazmak ıcin yenlden tezgâhı kurmak, yeni konuiar yenı yopılar bulmak gerefcir. Nlçln ?ilr yazdın? Nerden, nasd gekll bu çttr yoıma Itteğl? lctenlıkle beiırteylm, ben de bılmıyorum. Raetlantt. Ortam Özenma. Sanatcıda blrtakım olagonustulukler bulunduğuna ınanmıyorum. Olsa oisa ineanın kimi konulara bır yatkınlığı vardır. Kolaylıkla o konulardo başarıya ulaşır. Ne var kl, bu kislnin başka Işlerde de başarı eağlamayacaQını duşunemeyız. Cok «Iverlşlı bir ortamda dogup buyumedım Olsa olsa. kendı koşullarımdan yararlanmış olabılırım Ne allem, ne oğretmenlerlm bu Işte bana etki yapmıs değıldır. Cevrtmdense alabıldigimı aldım. Ben hep cyazan olmayı duşundum, çocuktuflumdo, B«<Kİia>md«... Başka hlç blr tf, ujraş C«kmedi benl kendlne, duşunmedlm bile. . Sende tf» |llr yozmak boyl* blr tutku muydu? O«rçl oğ r*tm«nHkl« yafamını kazandın, b«n da gazeteoiKkto... Ama fllr yazmadon yoşayoblllr mtydin. şflr okumadon, Mvm«den? Blraz kanşık oldu, ama ı*n antodin sanmm m d«m«k lst*dlfllml... OK OTURUP KONUŞTUK M6KTUPLAR YAZDIK BİRBİRİMlZE . YILLAR GECTİ . TA 1947 DE BAŞLAR DOSTLUĞUMUZ. DEMEK OTUZ YIL OLMUŞ' BIR OZAN öZEU YASAMINDAN ÇOK DIZELERINDEDIR BU YUZDEN YAŞL'LIK NEDIR BILMEZ CAHIT KULEBI DE ÖYLE BİRİ, ÖYLE BİR MUTLU KlŞl OKUR ONUNDE DE KONUŞALİM ISTEDİM. BIR KEZ DAHA KARŞtLIKLI. ACIK AÇIK . SORDUM YANITLADl BIR BIR HEPSlNi. C BIR SANATÇININ 24 SAATl Cahit Külebi Ilkokuldon boçloyorak okumoya büyuk tutku duydum. Sivoe Useei'ne gitngımde on frr. on ıkl yaslarında bir cocukken hemen hemen okumadığım roman kalmomıstı O yıilara degın cıktıış romanların coğunu okumuştum Bu orada Hommer Tarıhım, Jules Vern ın, VVolter Scott un, Dumas vb lennin pek cok romanı nerdeyse ezberımdeydi Ortaokul eınıflarındayken, geceleri yatakhanede gec vakte dejın yakt'flım kucuk gaz tambasının ışığında okumamı surdurdün Edebıyota özenlm yuzünden, bılgısızllğrmın de OZAKIIK îüt BAKIMA HM E SCRDtttllMESİNİ İSTER HEM DEĞtSİKLİĞl etklsryie. o yıllarda hem de parosrz yotılı olarak bircok (akullelerde okuma olanoflım bulunduğu halde, Yuksek öflretmen Okulu'nun sınavına glrerek Edebiyat Fakultesl'nde okudum Bunda da yanıldığımı »onrodan anladım Söıün kısa sı bunları hep sıırı sevmem nedenlyle yapmıştım. tŞllr yazmadan yaşayabllir mtydln?» blcimındekı soruna gellnce, bu işe bulaşmosaydım elbeite yosordım Blr kere kapılmıçrz Cocukken, bei de şaşıyorum. Sıvas'ta cok lyl blr $ilr okuyucusuydum Dergılerln gelış günlennı ıple çekerdım. Orneğın, Ahmet Muhıp ve Fazıl Hüsnu'yu aramızdo büyuk yaş farkı olmadığı halde 19331er de sevdim. Uzun zaman »uttun Ştlr yayınlamadın kuskunluK muydu, kırgınıiK mıf Bır Meddah geleneği üzerine Selim tLERt 1970 ionramnın, «debiyat büyuk gelenek UrUsması. medd&hlık sanatuun yönsemelerlnl de lçeıiyordu. Gelene^e karsı olanl&r. klaslklerimızin batıdakl anlamıyla bir lslev ta«ıyamayaca^nı Ueri sürenler. dogalhkla. meddah hıkâyeleriyle ılgılenmediler. Koyu gelenekçılerse. meddah hıkâyelenru bır temel aiarak, modem Türk öyküsünün çıkış noktası, hatta mırası kabui etmek ıst«diler. Bu tartıjmalar sırasmda meddanlıgı ve meddah hikâyelenni ırdelejen yetkın bir yapıt da yoktu elımızde Yaklaşık otuz yıl öncesinın uç beş derlemesıyle, dönemlertne gore saygın araştınlanyla yetinilıyordu Gel«nek tartıçması bir suredir dindi Şımdi, daha sağlam ölçutlerle. •kultür mlrasına» bakıyor Turk sanatçısı, geleneğt ancak kultür mırasmın kapsamı içınde ele alıyor. Ote yandan meddahlık meselesının gündemdı»t oldugunu da Böylemek çok yanlıs olacak. Ozdemir Nutku'nun bu alanda ılk yetkm yapıt toy&bilecegimlz .Meddahlık ve Meddah Hıkayelen» ıncelemesı. meseleye yepyeni bir perspektıf getınyor. «Meddahlık ve Meddah Kıkayeleri» önemll bır iutap. kultur sorunlanyla Ugılenen herkes bu yapıttan yararianacakür. Nutku, tarihsel bakış açısmdan yola çtlojror. Once, meddabhgın kaynagım araştınyor. Söıgeiiml ilkel kavımlerde büe «hareket ve taklitle hıkâye anlatma sanatının ılk biçimierinl» görebüdıgımizi kanıtlıvor \azar. Böylelıkle «anatın başlangıcı meseleslnde, Nutku da, çagımızın haidı savlaruıa katıhyor, hikaye anlatma sanatının dinsel torensel niteliklerine değimyor. buyüculukle ılınüsini be hrtıyor. Dünya sanatındaki hıkâye anlatma biçimleriyle bızim meddahlık gelenegünlz ara sındaki ayruna gelince, teknık açılann yanı sıra, meddah fukâyecasınin tiyatroyla ılmüli özellikler taşıması, hemen hemen en önemli öge Alışılagelnuş bır yargı meddahlannuzın Arap meddah geleneğlnı sürdürdüfeu yolunda. Yazar bu yargıya kesinJıkle karjı çıkıyor. Türk meddahımn hikaye aniatışında gerçekçi lik ve guncelllk ön plana çıkanlıruştır, hatta dolaylı politık elestirilere bıJe rastiıyoruz. Nutku kaynak meselesini 9u sonuca baglamiî: «Meddahlıgın. Türk toplumu içinde lki kayn&ktan gehstıginl çordük. Bunlardan birıncıat Orta Asya kaynaklı olup Şamanizm'den ozazüara. ozanlardan baksılara ve a?ıkla ra uzanan dindısı özellik. öbüru de I&lam kulturunun baalangıcından bu yana geliştlrdi gi dlosel kökenli özelliktir. Her lki kayn&gın da Türk meddahlıgmın geli$mesınde büyuk etkisi oünu^tur.. Fakat incelemeyl okudukçs bu olusturucu kaynaklann giderek silindigini. neredeyse layik bir Üyatro, seyirlik sanat araon* dönü»tugünu de gflruyoruz. Meddah Askl Efendi'nin bir el ılânını ornek vereyim. Aşkt Efendı tek kışülk bir gosterinın yapımcısı ve oyuncusu gibidir Meddahı Şehlr Aşkt Efendi, Parmak Kapu caddeslnde, tramvay yolunda vakı buvük gazınoda Ramazanı Şenf zarfında, her gece saat Oçte bedâ Ile guzel hika^ler nakl etmekde oldugu erbâbı zevke ilan olunur» Nutku'nun lncelemesi çok geniş kapsamh. Meddahların yaşantılan neredeyse tek tek degerLendınhyor Ama bu değerlendınşte bıle y&z&rm Targısına dogru iterltmek lstedigi açık. Meddahlann canlandırma yontemıne özelhkle ver tanınmış Çunku bu canlandırma olgusundaa yansılama tutumuna geçılecektır Nıt«kim su yargı, btzlm içln kesln ve ılgınç bır yeni goruşu ifade etmektedır *Bızde meddahlık. halk edebıyatından çok. Türk halk tıyatrosonu ılgılendıren bır alandır. Çünku seyird dınleylcı önünde çeeiUi hikâyelerin dramatizasyonunu yapan meddah. blr anlatıcı olmaktan çıkmış daha çok bır oyuncn durumuna gırmıştır. A&lmda bu oyunculuk da onun sanatının kaynağında vardır Meddah. oyle bır oyuncudur ki bir hıkayeyı her anlatışta degışık yaraüşlara giderek ortaya çıkanr. Seyırci • dinleyici Ue çok yakından ilişki kurdugundan. seyircinın göstereceği tepkıye göre. o anda doğaçlamaya giderek her anlatımda yem bır yaratısa ve amaca yönellr. Halk kahvehanelerlnden saraylara dek her asamadaki klşlleri ılgilendinniî olan bu sanatlar tıyatro tanhimlz lçin önemü bir konudur • «Meddahlık ve Meddah Hıkâyelen» Incelemesi, sonuçta, gelenek tartışmasına değınircesine, kimı eleştirilerle. aymazlıkian saptıyor Nutku'nun ıtirazlan şoyle ozetlenebılir: Tiyatro alanında meddahlıktan yararlanmak ısteyenler salt taklıde önem veriyorlar ve hikaye anlatma sanatım güncel işlevinden soyutluyorlar. usteiık meünlerde sürekli eskıyi yineliyorlar.. Aslında dramatik bır sanat sayabılecegımız meddahlık. yıne günümuzde. yaratıcılıktan uzak bır tavırla, dunün anJayıçına yüzde yüz bağlı bırakılmak Utenmekte, Nutku'nun önensı «sorun tanh içindeki meddahın kabugunu bugune getlrmek degiL meddahlıgın gerçeğinı lyi kavrayıp halka yararlı içengı seçmek ve her sanatçının kendl özelhkleri ıçmde meddah 1 yeni bas,tan yaratabılmesı» yolunda... Yeniyi eskinln olanaklanndan da yararlanarak kotaraak isteyenler, her şeyden once yetkin tncelemelerl gereksınlrler Meddah gelenegınden bol bol konuştugumuz yıllarda bundan yoksunduk. Goruslenmizi gözden geçirirken Ozdemir Nutku'nun \em harflerle ilk kez »unduğu, derlitoplu hıkâye metlnlertnin ve meddah taklitlertnın büyuk bir lşlev ta$ıyacağına in&nıyorum. İKöy I Kaybolan Klmbfllr kac kl«lvdlnlz Gozlerlnlz karanlıkta oyuk Kaoımz boncuk boncuk cocukto Ve pörsuk memell onalar Kac gundur konuemuyorlardu Sayınızı •oymadılar Komoaılar haıitaya Y Aslanlar aslanı Selâclye satorken «lln efendislyte kaftvenlcl Yaban yiyordu topladığmız kara göziü zeytlnlert Imparatorun kopeklerl fcln Köpekleri köpektl İrl semiz ve ablak Ve altın kapkırda doymuyordu korolası gozlerl. Ve »en yalanlanmış blr tabok glbl kendi memleketinde gökten yağacak as beklryordun. Bubam benim, Ne de az akıl bırakmışlar sana antomak lcın Ve niçin nasıl kime Inanmak lcln, Nacıl olabilmışlor o gücu eltnden kendlnl insan bllmeyl Yemeyl icmey) yatmayi kalkmayı. Hakkın olan bu yasam na*ıl kurumuş gfizlerinln Içlnde. Anam benım kordeşlm, O sabah O »on »abah Halâ bekllyen ölülerln Içlnden sağ kalanlann lcln Dat bacaklarmla Imparatorun kadar acımasız Senln kodar ac ve çıplak cöle d4ştâ* dünde. Kadar yoktu, İnsan kendı «llertyle yapardı kendl kaderln! Ve nlteklm dal bacaklarm daha ötelert göturemeden sent Sana ac alan bu cöl lclnde Blrer birer ve teker teker Utanmayanlarm yuz kara»ı olarak Ölumün uttüne glttln. Bılmem anımsar mısın' Daha 1348 da, yayımladıgım Kuzgar ın sonunaaM, s6on» ba^ ıkıi Sıınm uzerıne yıne, boyle au^unsrsk, şıın ÛI.UKiıgtmı ılerı surenıer olınuçia. Uysa Den suroklı şıxr yozdım. YaıriiZ, yıida Dırkac şıır yazaDndım bu üz yatiş. «Kuyumcu gıbl* dsdiKierı bıcımaa yazoıgımı aa gostermez lersıne. ÇOK az yazanm amg, dıze uızo, ıkına siKina şıır yazdıgım hıç amadı Aykırca, ozan oiduguiTu unuuugum ÇOK oımu^ıur. Kimı Kez de bır şur nesnesını lasariamcya kovuıurum Dıze er getır, dıze er gıder, unutu.ur 4>onL,nda ıçenkie blçımsel sorunlan çozebı.dıgın se. bır gun bırden kalıba dokerim ürnegın, en COK dıkkat çeken şı rlenmın yazııışıarı yarım t>a011, bır eaatı geçmemıştır. Kuekunluk, Kirgınl K SOZ konusu nasıl olabı lır? Boşkolorına kızıp şur yazniamak aeiııık oıur Korkmak gıDı bır durum aa yok. cAgıt»ı, iVan gınn, Mıllı bgıtım Bakaniıgmaa Mustasar Ya.dıiTi ci8i Iken yayımlaaım. cUcaK Alanı»m ıse yme o yıllarda Cumhurıyet Edebiyat ekı ıcm gonoermış1 m. Nasıiso yltmış Sen de, Karaoren de bılıyor1 eunuz bu oiayları. O şıın başka aergıye verdığım aen yentden gonaermemtşlım Goruyorsun KI, Korkmak aa soz konusu degıl Ozaniar konu secmekte zorlanmamalı. Ama, yazdıklarını da yaynlamaiı. Daha onca Adamın Blri ndekı sıırlenm. o gunlerln koşulları içınde çevremn, yonetımın tepKisınl uyandırıcı sllrlerdı Hepsım ne zaman yazdımsa, soklamadan yayımladım. Ortada az görunmemin ıkt nedenı var Bırıncısı, ben şıırın az \azılab leceğı ınancındayım. Yenılmler bulmado yazmam. Obur yandan, Işlerıme, evıme çokça xaman ayırdığım da bır gerçek. Niye ozaniar birblrlerlnl sevmez? Dostturiar, arkodaştırlar da, sorulduğu zaman başka bır ozanı b«gendıklerin| soylemezler, dılleri varmaz bunol Ya da yasamayan bır ozanın adını verırler. Neden oluyor bu? Oysa, duzyazı alanında, bu denli, deylmı hoş gor, «kıskanciık» gorulmsz. Bır oçıklama yapablllr mlsln bu kanuda9 Ûrneğin s«n yoşayan ©zanlarımızdan kimleri bagenir, seversin? Ço^unlukla boyle Bundan 3040 yıl ön^e durumun bıroz değışık oıdugunu soyieyeD.hriT, Orneğın, Cahit S1IK1. Orhan Veli, Oktay Rıfot Bedrı Rahmı kıskanc degııdı Ilk şırierım \ayım lOTinca, Oman Velı en az uç kez Istanbui a ge lenlerle bana övgu dolu hCDerler gönderaı Daha sonra Ankara'da bjluştugumuzda çogu gunlerımız daha dogrusu gecelerımiz bırlıkıe gecerciı Kımse kımseyl kuçumsemez, arkasmdan da fazla kotulemezdı Ben ne zaman guzel sıır gardumse, sevgunı begenlmi oçıkça herkese soyiedım Orneğln, «Bakı$ Kuşu»nu okuyunca, Hıimı Yavuı'un adı aylarco dllımden duşmedı «Bedrettin Uzerıne Şlırler> de byle Yaşayanlardan, Attıla llhan 1. Cemal SJreya'yı, Necati Cumalı'yı hem kendılerınl, hem şıırlerını beğenır, severım. Fazıl Husnu nun üır çok eskı şıın ezberımdedır Behçet Necatıgıl .n sevdıg.m Dir suıu şıın var. Okıay Rıfaı ın eskı şıırlerınöen bır çoktar nı guzel buiurum Daha b rçok ad sayabılırim. Ne var kl, numaraaan, turlu amaclana da adam ovmem Bu saydıkiarımdcn herhangı bırmın eBen Kulebı nın şu şıırlerını severım» dedıklerinl de ns duydum. ne ışıttım. Be.kı de şıırierımın tumu başarısız olduğu ıcm gerçeğı yansıtıyorlardır Anadolu Turkçesi İctanbul Turkçesl dıye btr ayrım yapanlar var. Boyle bır ayrım yapılabllir mi? Bir unlu yazar geçenlerde, «istanbul Turkçesi birkaç yuz sozcukluktur, Istanbullu, bu: yuk kentll yazarları koylera goturup Turkce ög retmell» dedi, ne der»ln boyie bir onerıya? Anımsarsın, sonırım, kımse uzerınde durmasa bıle Anadolu dı\eleğ m çağcıl yazınımızda herkesten once ben kullandın Bu ış ne oyku derlemeye benzer, ne de roman dıllne Şıırde genellıkle uygulayıcılardon cogu, benden sonra her gınşlmlerınde yapoy, gulunc üurumda kaldı Rorronda, oykude ıse kuylu dılı bıraz cokco kulianılır oldu Her sanatcı. dılınl kendısı yaratır Na var kı, butun bu dıyeleklı yazılann tumunun İstanbul Turkçesi uzerıne kurulduğu da b r gerçektır. Yalnızca koylu dılıyle sanat olur mu? Durun tars nedrr. Istonbul Tutkcesırın yanında kuy dılierı bır kaç yüz sözcukten oteye glîmez Butun koy konuşmaiarı tMr arayo gelırce bır zengın gorunum kazanır kı. bu hazne de y ne İstanbul Turkçesı olmadan bırhk sağlayamaz Gelecek kusaklara hongl şllrlennln kalmasınt ıstersln? Sence gerceklen basarılı olduğu., alşte bu kez tam ereğlme ulaştım» dedlğln şlırlerin hangileri? Öyle şilrlsrlm yok Yalnız, lki yuze yakm şlfrımden kırk ellıslnin uzerınde durulabıleceğl kanısmdayım Şımdl. şnrlerımden kalan olur mu dıye dusunmuyorum Butun istedığlm. olmeden otuz ktrk şıır daha yazabllmek Klm bllır? Belki de yazofim Şımdi kltaplarıma gırmer.ıış on üc şıınm var 1970 sonrası ürunu olan bu şlirlerîmi bır kıtapta toplavacak sayıda bır kaç şm ca ıa yazmoyı cok Istiyorum Mtiştak ERENUS SIK ACIKIR SEVGIYE IUK SÜDE SICAK NENNİYE EKMEGE ANNEYE ÖPUCUGE DOYMAZ ÇOCUK KUCAKLA ONU AMCASI TOP GİBI FIRLAT HAVAYA AC KOLLARINI BEKLE OYUNCAK GÖRURSE EÖER DONDURMACI VARSA YUKARDA BOŞUNA BEKLEME AMCAS\ ÇOCUK İNMEZ AŞAĞIYA COK ACIK1R COCUK BABA BANA DODOK AL BABA UÇURTMA BABA BALON GÖKTEN AY AL BANA GUNEŞ AL BABA FAŞtZM GELIYOR BABA ZİNDAN TOP TÜFEK DOGDUM YIĞIN YlGlN ÖLDURDULER TEK TEK BABA HOŞÇA KAL SELAM SÖYLE NİŞANLIMA ANNEME YUMŞAK SÖYLE YAVAŞ SÖYLE BEN GİD1YORUM AĞLAMA DOĞDUM Y1GIN YıÖIN ÖLDURDULER TEK TEK EMPERYAÜZME SELAM SÖYLE 1 WILL COME BACK COK ACIK1R COCUK SIK ACIKIR YAŞAMAYA ÖLOP ÖLÜP DİRILMEKTEN BIKMAZ COCUK ÇOCUK MİLLETİ NİNE BANA MASAL SÖYLE YUMŞAK SÖYLE YAVAŞ SÖYLE MAYALANMIŞ SÜT GIBI GÖZLERIM TOPLA GETIR A t YEŞIL TEPEUERi MASALLAR ÜLKESİNDEN RENKÜ BİLYALAR GİBi YUVARLA DÜŞLERIMIN İCİNE Aü YÜCE