25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
lxf esimde. yonutta flgürlfl çahşma, nedense nalka donük sanat sayılmaktadır bizde; bir ressam, bir yonutçu figiirsüz, sojrut blçimler denemeye kalktı mı, onu köksüz, Batı öykünmecisi sayma kanıst yaygındır. Dahası var, soyut resmin, yonutnn Batıda yapılabileceğinl, ama Türkiye glbi gerl kalımş ülkelerde bu tutumun yanlıs olduğunu söyleyenler de çıktı idl. Demek adam Paris'e kapağı attı mı, orada istedlğl glbi çalısacak, ama Türkiye'ye dönünce bırakacak bütün o alışkanlıklarım, doğaya benzer resimler, yonutlar yapacak... Sanırsınız ki, dofa benzeıi. figürlü çalışma bizim geleneğimizde vardır da ondan ötürü halkın sanatı sayılıyorl CUMHÜRİYEI 13 AĞU5T0S 1975 R OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lâm tMkelerinde gellştirflen b!r estetige yonelmişlerdir. Paul Klee'nin, Vassili Kandinsky'nin, Tunus'un Kayravan ksntizıde Arap yamlnnnı Inceledlkleri, Matiss'in, Hartung'un, Doesbaıj'un Îslâm mlnyatürlerine ve yan lstiflerine hayranlıklan düşünülürse, bu gerçek daha kolay anlaşüır» diye yazıyor saym Yetkin. A, C ile B. erede okuduğumn şimdl tuıuUuın. Sanımn Panl Valery matematiksel bir roman yazmayı sınaous. ABC ar»sında geçen bir ask öyküsfl: B, iki kadın ortasında bir erkek, A'ya dönflk sevgisi yoğunlasmca, C'den uzaklasıyon Cye yaldaştıkça, A'dan uzaklaşıyor. Şimdi «Türkiye Amerika Tunanistan» üçgenini düşünürüz. Washuıgton, Atinaya dönük durdukça Ankara'dan uzak düşfiyor; Ankara'yi tatsa, Atina'ya ters düsüyor. Ne yapacak? Doğu Akdeniz'de iki ülke! İki ülkenin iklsini birden Amerikan tmparstorlnfnnun çıkarlan içinde nasıl bağdaştıracak? Gerçekte Yonanistan çeşitli balamlardan Amerika'ya daha yakm. Parasal açıdan, dinsel açıdan, iç politika açısmdan Atina ağır basıyor. Ama Türkiye'nin de kenduıe göre ağırlığı var. 40 milyorduk bir ülke dünya kapitalizmi için değerUdir. Hem Jeopolittk açısmdan Törldye'nin öneml büyük. Nasıl bir seçim vapacak Waşhlngton? Bilira ve teknoloji ilerlemiş; denlzin altı yeni deferler kazamms; E^e'nln iki yakasındaki iki ülke, Ege'de çatışmışlar. Bu çatışma Amerikan Imparatorluğuııao önemli blr çatlatuu oluşturuyor. HÜNER Melih Cevdet ANDAY alınma olanı halka dönüktür, ikisl ds mızın birer dönemidir, o kadar. sanab. tigi» başlıklı bu yaada sayıa Tetkin, îslâmda (kimi bagnazlann böyle bir şeyi istemelerine karşm) tasvir yasağı olmadığını söyledikten sonra, «Türk îslâm plâstik sanatlanrun felsefesi, îslâm dlnlnln yarattıgı duygunluğa ve dünya görüstin» dayanır. Bu görüs de, eskl Türk sanatçılannı, Türk toplumunun îslâmiyeti benimsemesinden sonra ona uygun olarak değistirmistir.» Yetkin, Islam lanatmda, ozellikle Türk tslâm sanatında resim ve yonut yasağı olmadıgı Uzerlnde dlrençle duruyor ve somuttan aoyuta yönelişin bir dünya görusü olduğunu yeterinos anlatıyor. Konu çok yanlıdır, derinlemesine lncelenmeye ve tartışmaya değer. Biz burada kendi sorunumuza bağlı kalarak düşüncemizi sürdürecek olursak, sayın Yetkin, Batılı modern sanatçılann soyut Doğu süsleme sanatından, hat (yan) sanatından nasıl yararlanmıs olduklanm, yanyar.a koyduğu ömeklerle olafanüstU bir keslnlikte gösterdlkten sonra su sonuca vanyor kl, blze îslâmlyetle girml» olan soyut sanat anlayısı çok sonra modem Avrupa yolu İle yeniden sanat dUnyamızı etkilemistir. Biz nasü ayaklanmızm altında duran Troya'yı Batı'dan ögrenrruşsek, yedl yttaı yıl bUtün «Usleme sanatlanmızı besleyen soyut anlayısı da Batı yolu ile yeniden bulmusuzdur. «18. yüzyüdan baslayarak, Bati resmine yönellk TUrk sanatı, şurada burada dolastıktan sonra soyuta, flgursUze dönmekle kendi evlne donmUstUr. Buna karsüık Batılı ressamlar ve yonutçular, ts Bizden, Bizden Değil Şuncacık büglye dayanarak dlyebülrtı kl, bu konuda «Bizden olan, bizden olmayan» bölüm |»TT)p«;j yanlıştır en basta. Sonra çıkanlması goreken şu sonuçlara bakalım sıra İle: Resim va yonut, sert bağnazlıklara karşm var olmuştur bizde; ama tslâmi dünya görüşü (Bu dünyanın bir düş, Tanrının başsız ve sonsuz olduğunu gösteren arabesk örneginde en iyl kendinl gösteren bu görüş) pHstikte soyuta yöneltmLştir toplumumuzu. Böylece Batıdan getirilen ısık gölgeli, perspektivli resim ile, çevresinde dolaşılabilir, gölgesl yere düşer yonut bir atılım, bir yeniltk olmuştur. Onunla da yetinllmeyip yeniden, ama bu kes yepyenl bir anlamla soyuta gldilmesl, yalruzca çagın gereğinl yerin» getirme değil, sanata soluk aldırma bakujıırida& da yararlı olmuştur. Burada söylenmesi gereken bir sey daha var Bizde dinsel dünya görüsünun gerejl olarak ortaya çıkmıs olduğu anlasılan soyut anlayıs, Batmın ellne tümden bir estetik olarak geçmlstir. Demek bizim Batıdan aldıgumz «soyut» bizim eskl dinsel dünya goruşUmuzun Urunu olan «soyut. degildlr. Geçen yazımda, «Koca Mısır uygarlığı kendlne öykUnmekten battı» diye yazmıştım, «Koca Mı sır uygarlığı öykUnmekten battı > diye ters anlamda çıkmıs. Oysa toplumlar, başka toplumlarla görüs, anlayış alış verisi yaptıkça zenginlesir, güçlenirler. Batının yeni çağlarda yaptığı aülım, ilerleme, dunyaya açılmasınm sonucudur. «Soyut >un tslâmdan almması da bunun blr örneği. Eskl Yunan uygarlığı da öyleydi, kendlni yabancı tannlar, kültUrler, inanıslarla beslemistl sürekll olarak ve onlardan yeni bileslmler çıkarmayı basarmısU. Bu konuda, «Bizim ml, değil mi?> gibi sorulardan vax geçmeliyiı. Ortada klmsenln olan bir sey yoktur. Hüner, kaynağı nerde olursa olsun. blr anlayısı «birlm» yap N Oysa bizde resim, ışık gölgell, derfnllgl olan resim, 1870'de Paris'ten dönen Şeker Ahmet Paşa ve onun kuşağı ile başlamıştır. Doğaya dönük bir reslmdi bu va kuşkusuz bizim Batılılaşmamız sürecinde pek çok önemli bir dönemi simgeliyordu. Ondan önce ise, bilindiği gibi, perspektivsiz, ısık gölgesiz, kitap süslemesi olan minyatür vardı yalruzca, Iran'dan alınma. Demek biz doğaya döniik, ışık gölgeli, derinlikll resmi Batıdan öğrendiğimiz gibi, tuhafı şu ki, soyut sanata da Batınm etklsi ile girdik. Oysa Bahdaki soyut resmin başlamasmda, oralı bir takım sanatçılann, Doğu sanatlan etkisinde kalmalan başlıca neden olarak çıkıyor ortaya. Sık sık deginmek zorununu duydugum bu konuda benlm başlıca sorunum, bu iki anlayış arasında seçme yaparken, sanatçılanmızın, ulusal ya da halkçı görüşlerl kendllerine destek saymalandır. Bakıyorsunuz, birl mtayatürü ulusal saydıgı için, figürlü, ışık gölgell resmi Batı öykünmeciüği diye yererken, öteki, yıllardan beri alıştıgı soyut resmi bırakarak, halka dönmUs olmak için somut resme yönellyor. îşte bu savlardakı <ulusal> ve • halka dönük» anlayışlannın sanattakl yerlerinl aaptamak bana çok güç görünmektedlr. öyle kl, ulusal gelenekçi lle, halka dönükçü birbiriyle çatısır duruma geliyor. Oysa bu iki kavramın uyusması gerekmez ml ldi? Bu kan^ıklığm lçlnden riirtıntv için ns yap» malı? Bana sorarsanıa, sanat dısı açıklamalardan destek almayı bir yana abp, sanatçılan çaüsmalannda özgür bırakmah. ÇUnktl bunlardan na mlnyatür takfldl olam ulusal, ne da Batıdan Ters Bir Yorum Onlü yonutçumuz ZUhtü MürldoğluTiun mayıs aymda Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nda açılan retrospektif sergisl İçin yine burada yazdıgım yazıda, onun figürlü ve figürsüz dönemleri uzerinde dururken konuyu bu açıçdan ele almış ve onu ikincl Paris yolculugundan sonra doğru yoldan aynlmakla suçlamak isteyerüere karşı, soyuta yönelmis resmin, yonutun bizo hiç de yabancı sayılamayacagını söylemiştim. «... Ya bancı etkiyi (figürü) baslanjpçta tarihçe özümseyen Zühtü Müridoğlu, o dönemi aştığında kendi içinde algılamış ve sanatı İle başbasa kalmıştır. Yalmzca çeşitll «mezar taşlaırnda değil, plşmiş topraktan figürlu küplerinde, Amtkabir kabartmalannda, pirinç, bakır dövmelerinde özgtlr dusünceli, çağdaş yonutçu Zühtü Müridoğlu, topraklarımızdaki eskl yapıtlardan yararlanmamn en güzel örneklerinl verir» sözleri o ya•amdadır. Ben, elbet «Eski yapıtlar» derken sadece Osmanlı'da, Selçuçklu'da kalmıyor, daha gerllere gldiyordum, ama yalnız orada blle dursam soyut çalışmanın nlçln blze uzak sayılacagı sorusu hep yanıtsız kalır. Bu yamıs Suut «Türk konuyu yeniden ele alısım, Sanat DUndergisinln mayıs sayısında çıkan sayın Kemal Yetktn'in llginç yazısıdır. îslâm Plâstik Sanatlannın Este Herkes Gecekonduya! OKTAY AKBAL Evet Havır BANKALAR ve ORTAKLARI anfcalar kanununun 48. maddesi, bankalann iştiraklerl veya dogrudan, doğruya kura caklan müesese ve ortaklıklarla ilgili bir hükümdür. Maddenin ilk fıkrasına göre: «Bankalann iştiraklerine veya dogrudan, dog ruya kuracakları müessese ve ortaklıklanna tahsis edeceklerl sermayeleri genel toplamı, ödenmiş veya Türklye"ye fiilen tahsis olunmus sermayeleri ile ihtiyatlan toplamımn yüzde 10'unu geçemez. Ancak, memleketin iktisadi kalkmması için lüzumlu ve münhasıran sanayi, enerji, maadin, nafıa ve ihracat işleri ile müstagü veya münhasıran bu sahalara kredi açmak üzere kurulmus iştiraklerl ve tesebbüs lerl bu hükümden müntesnadır.» Yukanda belirtilen I. fıkraya göre, bankalann iştiraklerine veya dogrudan, doğruya kuracaklan müessese ve ortakhklara tah sis edecekleri sermaye smırianmıştır. Bu sınıflamanın sebebl, Hükümet gerekçesinde şöyle açık ' lanmıştır: .Bazı bankalar. oirer amme müesesesl olmak vasfmdan uzaklaşarak, kanunların himayesi altında ,twpla*iıklan mey! duatı kendi ticarî teşebbüslerinde kullaıımakta ve adeta birer Inısusi finansman müessesesi ola rak faaliyette bulunmaktadorlar. Bu itıbarla, layihâda bankalann İştiraklerine veya dogrudan, doğruya kuracakları müessese ve ortaklara tahsis edecekleri sermayeleri yekununun odenmiş veya TUrkiye'ye tahsis edilmis sermaye ile ihtiyatlar mecmuunun yüzde 10'u ile tahdidi derpiş olun muştur.. 4*. maddenin anılan fıkrası ve hükümet gerekçesinden anlaşıldığı üzere, kanun koyucu, bankalann salt bankacılık konulan ile degü, bunun dışmdaki konularla da uğraşabileceklerini kabul etmiştir. Ancak bu izni, fıkrada belirlenen oran ve gerekçede gös terllen nedenlerle kısıtlamıştır. B B yda bea bta BIB kasanan Idsl bngunkfl TOrkiye'de rnp«hla cfisterlllr. Varm siz hesaplayın kimler bu kadar para kazanır?. EUae bes bln lira geçen kişlyi toplumun «İyl» kazançb ynrttaslan sayıyomz. Şimdl, böyle blr kistnln klralık bir ev aradıfını varsayalun. Yollara düşmüş, semt semt dolaşıp basmı sokacak üç odab blr kat, bir ev arıjor... Nelerle karsılasacak, aeler eörecek, duyacak? Geçenlerde blr er ««AthiiMi telefon ederek irtttınfn Mr«^ııV sordum. Bugünkrde klrabk kat arajan yurttaşlardan birl olduğum İçin. Nedeni, niçinl, uzıın blr öyküdür. Hangi düzende, nasıl bir basıboslok içinde yasadığımızı bana bir kez daha duyuran garip, seddı, belkl de ğülünçlü blr serüven de yasadım. Blr çıksam lçlnden. slze anlatacağım ilginç çok şeyler var.» Evet, sordom karsıma çıkan sesinden anlıyorum yasl> ca blr hamms «Slıln falan yerde katınız varmıs, üç odalı, kaça veriyorsunax7» Görkemll bir ses evet sesln de (örkemlisi var! «Beş bln llra» dedl. Etmezdl bu kadar, üç odahk bir yer, yfiz metrekare, dtmdlk bir yokuştan çıkarak vanyor, üç de kat tınnamyonunnz. «Çok» dedlm. «Hatta aşın ölçüde çok..j Görkemll nanım «Hlç de değil, ama slze göre çoktur» demez ml? Sise göre çok!.. Siz, biz, kimlerlz acaba? Blze bes bin llra klra çok gelirmls... Kim bu evsahibl hanım, acaba oğlu, km, kardeel, kscaaı ayds ne kazanıyor? Nasıl, böyle blr klra dilegl fleri sflrflyor, •firebillyor! Birkaç gftn önce Demlrtas Ceybunla telefonla konuşuyordum. Blr yer aradığımı söyledlm. O gün Boğazda guzelce bir kat bulmostum. Bes bln llra, altı aylık p«$in.'. üemlrtas, «Vemek de vertyoriar mıT» dedl. Hatıruna Azlz Nesiu'in bir öyküsü geldl. En »nndan on bes yıl öncenin kosullannı jansıtan blr öykü... Blr kat ararlar, bularlar, gezerler, riyatını sorarlar. «İki bin» der ev sahibl... Adam glder arka pencerelexe bakar «tyl burdan aüanabüir» der. Mutfak kapısuu görür «Bu da var, burdan da gereklrse kaçüır» der. Ev sahibi anlayamaz, sasınr «Anlamıyonnn, siz bn evi ne yapmak için kullanacaksnus?» diye sorar. Azlı Neslnin kahramanının yanıtı şudur: «Randevu evi lsletecetlm, sidn lstediglniz klrayı başka nasıl odeyecegbnT» Evet, kentin Mrçok yerinl gezdlm, dostlardan bilgl topladım. Üç odah bir katın klran, en azından üç blne çıkmıs! Bir de kentin «füzel» denllen yerleri var, oralardaki aylık kiralar, on blnden ylnnl blne dek... Kim ödüyor bu paralan, nerden ödüyor, nasıl ödüyor? Bu soruların yanıtuu ben veremem. Maliye verir ml? Orasını da bllemem. Bunca yüksek klralan alan ersahrpleri (erektl ceUr verglsini devlete ödfiyorlar mı? Onu da Boğac'da, Adalarda yasiıklar klraya verillyor yflzbinlere.Bmılardan tek knrus vergl almıyor Maliye, alamıyor, Uteyemlyor, bUmiyor bile. Oysa küçflcük blr araştırma, üıceleme, söyle birkaç görevliyl keotln böyle yerlerlnde blr sorusturma yapmaya «föndererek bir bir yakalanır böyle klralanmı* yerler... Sisden bes bin llra, on bln llra klra lsteyen klşiler bn kazançlanm Maliyeye tösteriyorlar mı? Bu asın kazançtan devlet payım ahyor mn? «Ama slze göre çok».. Ayda bes bln llra klrs, en azmdan bm bes yüz lira yakıt ve kapıcı parası, eder altı • yedi bln.. Bu fiç odalı blr katın masrafıdır.. Orta halll blr allenin oturacağı bir yer. Kentin orta halli bir yerinde, blr sokağında. Hatta epeyee de uzağında.. Siz, diyelim ylrmi beş yülık bir ögretmenslniz, yüksek öğrenimden geçmiş bilmem kaç yıldır da devlet Uzmetinde çabşan bir görevllslnic, şusunuz busunuz, verebillr mlslniz ayda beş bln, altı bin lira klra? Nerden kazanacaksınız bu parayı da vereceksiniz? Ben yaptım hesabımı, «çok» dedlm, aldım yanıtı «Slze g5re çok».. Burda «siz» sözcüğünde bir aşağüama, bir hor görme var.. Hani, ne der bazı meyve satıcılan «Sen onu yiyemezsln babalık». Sen onu yiyenıe/sin. sen orada oturamazsın, son orada yaşayamazsm!.. Yenecek, oturulacak, yaşanacak bir şey bıılamayacağız bu gidişle.. Nasıl blr düzen bu? Adı ne, yolu yönteml ne? Kimden yana, kime karşı? Ne kapltalist toplumlarda, ne komünist ne faşist topluınlarda görüiür böyle bir anarşl, böyle bir «kapkaç» dfizeni, düzensizllği.. Klmin gücü kime yetiyorsa, kim üste çıkıyorsa o kazanır bu başıbozuk düzende.. Bir kondu kurdurmaktan başka yol kaunayacak size, bize, belirli bir gelirle yaşayanlara!. Bir haftadır klralık ev arayan bir yurttaş olarak bende uyanan ilk izlenimler bunlar lşte.. «Dur bakalım n"olacak?.» lunda bir savunma, hayli llginç olacaktır. Yukanda açıklanan ve fcTmtım ca 7129 sayılı Bankalar kanununa aykın olan bu tasarruflar, yürürlükteki yasa hükümlerine göre önlenebilir mi? Bu soruya olumlu cevap vermek mUmkün* dür. Yeter ki, yasanm tanıdığl Ünal SOMUNCUOĞLU yetkiler, uygulayıcüar tarafmdan, gerektiği şekilde kullanılabilsin. Anıl&n yasanın 61. madd.esiQ9 rak sayılan alanlardaki girişimşilere ait girişimlere sermaye tah göre «Bankalar kanunu ile diğer slsıni evleviyetle önlemek istemis lere İştirak etmek veya bu alan* kanunlann bankalarla ilgili hütir. Evvelkl yazımızı okumamış larda ortaklık kurmak, bankala kümlerinin tatbikatı, Maliye Bakimseler için, bir açıklamada bu nn bunlara smırsız sermaye tah kanlığına baglı bankalar yeminli lunmak lsteriz. Gerçekte aile şir sis edebilmeleri için yeterli de murakıp ve yardımcılan tarafmketi olan bazı belirli holdingler, ğildir. Bu ayncalık hükmünden dan denetlenir Bankalar bazı belirll bankaların yönetiminl yararlanabilmek için, herşeyden yeminli murakıp ve yardımcüaevvel, bu alandakl girlşimlerin, ellerinde b'ulundurmaktadırlar. n, bankalarla, bankalann teşebBu holdingler, yönetimine sahip memleketin ekonomik kalkınma büs ve iştiraklerinden birinci fıkbulundukları bankalan da, hol sı için gerekli olması şarttır. (Ay rada yazılı kanunlar hUkümlerl dinglerine dahil çeşitli ve çok sa nı görüşte Erem Altmok Tan ile alakalı görecekleri bütün mayıda girişimlere iştirak ettirmek doğan, Bankalar kanunu şerhl, lumatı istemeye ve bunlann bilte ye bu sııretle, bankalar kanu Ankara 1971, 5. bası, sh. 159), Ak cümle evrak, kayıt ve defterlerini si görüşte, Akpınar, Bankalar ve nunun 38. ve 48. maddelerindeki tetkik etmeye yetkili olup, banDevlet, Ankara 1966, sh. 156) jyncahteUırdan sınırsız olarak kalarla ilgili işüraic, tesebbüs ve faydalanmaktadırlar. lşte, kanun Anılan fıkra, bu derece kısıt ortaklıkiar da istenen malumatı kojucunun önlemek istediği ana lı olduguna göre, hangi nevl ga vermek ve evrak kayıtlar ve defnoirfa" btıdur. Bs&" ekonorrd uz nayi, maadin, eperji, nafıa, nak terleri incelemeye hazır tutmakmanları ile hukuk adamlan, bu liyat ve ihracat lşlerimn, mem la mükeleftirler ) tJ p l teftljf>nmftsj,jç»fc »J>t« yaaşUut, Baokalar kaııuBUtejfc bfllrler. Kanun koyucunun ger faydalı oldugunun blr merci ta nun 70 maddesi öbür maddele zı çek Iradesini ö/ı planda tutına rafından tayin ve tespltl lazımdır. yanı sıra, 48. maddede yazılı hüeğiliminde olan hukukçulara kar(Ulutan, Bankalar Kanunu şer kümlere uymamayı suç saymış şın, taraftar bulundukları ekono hl, sh. 195, Erem'den naklen). Ger ve 70. maddenin 2. fıkrasında bemik kuraları daha geçerll sayan çekten, bu kısıtlamayı koyan ya lirtilen hali de yine şiddet sebebazı ekonomistler, kâr unsurunu sa, sınırsız yatırım konusundakl bi saymıştır. Aynı yasanın 80. ön planda tutarak, 38. ve 48. mad seçim hakkım bankalara bırak maddesi hükmüne göre, yasada deleri, bu belirli bankalar ve hol mış olsa idi, kanımızca bunun yazılı suçlardan ötürü kovuşturdingler yararına yorumlayabilir madde metninde açıkça belirtil ma yapılması, Maliye Bakanhği ler. Ancak. konumuz olan 48. mlş olması gerekirdi. Uygulama tarafından C. Savcıuğına mUzekmadde bahis konusu oldukta, bu da, memleketin ekonomik kal kere yazılmasına bağlıdır. ikinciler dahi, anılan maddenin kmması için gerekli olmadığına Demek ki, bankalar kanununun 2. fıkrasındaki ayrıcalığın çok lnandığımız, gazoz, gazozla ilgili uygulanması ile ilgili her hangi önemli bir koşulunu görmezden yan endustri ve benzeri salt tü bir uygunsuzluğa, yürütme orgagelemezler. ketim endüstrisi dalmdaki giri nuun doğrudan, doğruya el koyşimlere, sınırsız sermaye've kre ması kabil olduğu gibi, istendiğl EKONOMİK KALKINMA di olanaklan sağlayan banka gö takdirde, yasada belirtilen sorum rülmektedir. Bu gibi tasarrufla lular hakkında ceza kovuşturmaBankalar kanununun 43. maddesmin 2. fıkrasında sınırlı ola nn, yasaya uygun bulundugu yo sı yapüması olanağı da vardır. bANKALAR KANUNUNUN UYGUUNMA5INDAN HERHANGI BiR UYGUNSUZLÜGA YÜRUTME ORCANININ DOGRUOAN DOĞRUYA EL KOYMASI MÖMKÜNDÜR, GEREĞiNCE CEZA KOVUJTURMA5I DA YAPIUBiUR. Türkiye Amerika Tunanistan arasındald fiegenl fylce belirUyebilmek için tarihe bakmak gereklr. Tarih İyl blr öğretmendlr; bize yolumuzu gösterebilir. Kapitalizmuı geuşmesi, burjuva dnrimlerinin gerçeklesmesi, ulusçuluk (milliyetçilik) akımlarmın eelismesinden bu yana Türklerle Yunanlılar arasında çatışma ve düşmankk olusmuştur. Daha öncesinde Ud toplum, Osmanlı Imparatorlugu sınırlan içinde yanyana ve içiçe yaşıyorlardı, Kapltallzmin geiişmesl ve emperyalizmin pompalamasıyla blrlikte Osmanlı tmparatorluğunu meydsna getiren mllliyetler birbirlerine girdiler. önce Osmanlı bayragı altında yasayan flıristiyan toplumlar, ulusal devletlerini kurdular. En sonra kurulan ulusal devlet, Türkiye Cumhuriyetidir. Ne var ki. Türkiye Cumhuriyeti'nin oluşması, ötekilerden ayn blr nlteUk taşır. Eski Osmanlı topraklanodakl bağımsız devietlerin tumfl, Batılı kapitaiistlerin desteğlnde kurulmuştur. Osmanlı tmparatoriuğunu oluşturan Hıristiyan toplumlann tümünde, milliyetçilik ve bagımsızuk akımlan; Batı kapitalizminin ideolojlsi içinde selişml» ve destejjini sağlamıştır. Başlangıçta Türk milliyetçiliği de aynı odaklardan beslenmiştir. Paris'e, Londra'ya kaçan Genç Osraanlıların benimscdiklcri fikirler, lfuncıı yüzyılın sonlannda ülkemite yayılıyordu. Ama Ulusal Kurtuluş Savaşuun ldeolojisini oluşturan Ataturk railliyetçiliğinln özü ve niteliği ayndır. Bu tür milliyetçilik, m » lum uluslaruı öğretisidir; lilT'de kurulan ilk sosyalist devlet ve Üçüncü Dünya halklarınca desteklenmiştir. Kapitaiizmin ve emperyalizmin odaklaruidan beslenen körırüdülU milliyetçilikle; sosyaiizmin ve antiempeoal'zmin kavnaklanndan eslnlenen bllinçli milliyetçilik arasındaki büyük ayınnu förmezlikten gclemeyiz. Yunan ordusu 15 mayıs 1919'da İzmir'e çıktığı laman; İnçiliz empcryalizminin vunıcu gücüydü. Yunan milliyFtçiliği, kapitalfzmin emperyalizmlni vurguluyordıı. Bıına karşı anticmperyalist Kemalist milliyetçilik oluştu. Türk Ulusal Kurtuluş Savası böyle başladı. Şimdl Ege denlzi flstflnde ve altında, Doğu Akdeniz'de; Kıbns'da; iki devlet yine karşıkaı şıyadır. Ba kez söper devlet rolüne çıkan Ingiltere değil, Amerika'dır. ABÜ bir nok taya dejfn iki ülkeyl tutabilir. Ama somut koşullar, Dofa Akdeniz'de ve Efe'de; Türkiye Ue Sovyetler ve Üçüncü Dunya'nın mazlum ülkelerini çıkar birügine dogra itlyor. Bu gerçefl deferlendirmeden Yunanistan Türkiye arasındaki çatışmalan çözümlemeye kalkan siyasal iktidar; ulusal değil sınıfsal çıkarlarının rotasım benimsiyor demektir. Atüıa'nın Ege'yl kapatması, Karadeniz'ln tüm sosyalist ülkelerlne ters düştüfü (ribt; Kıbru'ta ENOSİS özlemi de, hem sosyaiUtlerin hem Üçüncü Dünyanın karşı çıktıgı bir savdır. Amerika'ıun güdümünde ve NATO'nun dar kapsamında Türk Yunan anlaşmazlığının çözümlenmesi; Türldye'nln Eje ve Doğu Akdeniz'drki ulusal çıkarlanndan ödün vermesiyle sonuçlanacaktır. Bu tutum. Osmanlı BabıSli'sinin bsğunlı politika gelrneğine vsnsıtır; gerçek ulusal çctzüın, tüm çatdaş dünyanın geniş ufuklu «nifupı içinde belirlenir. AŞIR NESİMÎ HALK GECESİ Can Yücel Ruhi Su Timur Selçuk Peyzunah Çınar Aşık Daiml Aşık Hüseyin Çırakman Şair öğretmen Kâzım Işık Şair Ali Güner Ism&il Ipek Mazlum Çimen.. BİLETLER: Beyoglu DUnya Sineması 49 01 68, Demir Plik ŞişU Abidei HUrriyet Cad. No: 4, "»ÖBDER Aksaray, StNEMATEK 41 87 43 Taksira Sıraselvüer Cad. 87, OocU Kitabevi 2£ 55 13 BabıftU Cad. No: 8. 1 AYRICA1IK 14 A G Ü S T O S CÜMARTESİ Ssat îfl.30 AÇIKHAVA TtYATROSD DOnüş İçin her semte otobüs temin edilmlstir. 48. maddenin 2. fıkrası, ilk fıkradaki kısıtlamaya, fıkra metninde belirtilen alanlar ve koşullarla smırlı olmak kaydı ile bir ayncalık getirmiş ve bankalann öz varlıklannı, Eermaye olaraıc bu alanlardaki iştirak ve ortaklıklarm sımrsız şekilde tahsis edebileceklerini öngörmüştür. Bu suretle kanun koyucu, bankaları bir nevi kalkınma bankası hüviyetinde görmek istemiştir. (Mesut Erez, Bankalar sistemi ve devlet kontrolu, Ankara 1975 bası, sh. 363 ı Kanun koyucu, bu hükumleri, kuşkusuz iyi niyetle getirmiştir. Ne var ki iyi niyet. uygulamadaki kanuna aykırılıklan önlemeye yetmemiştir. Ancak, derhal belirtelim ki, açıkça kcyduğu sınırlamalann dahi sorumsuzca aşıldığı bir ortamda, kar.un koyucuyu, her muhtemel suistimali öngöremediği için suçlayamayız. Kanun koyucunun bu hu sustaki sorumluluğu belirli bir ölçüye kadardır. O, neyin yapılması, ya da yapılmaması gerektiğini bildirir. Bu noktadan sonra sorumluluk, yasanın uygulayınsı ile, yasanın kendilerine uygulandığı ve her halde yasaya saygı bilincine varmış olması gereken kişilere aittir. Bankalar Kanununun 38. maddesi ile ilgili bir yazımızda, velev bankanın, yüzde 23 sermayesıne sahip bulundugu sanayi, eneri*, maadin, nafıa hızmetleri, naklıye ve ihracatla uğraşan teşekküller olsun, bu gırişimler aynı hak'.ki veya hükmi şahsa aitse, bu maddedeki sımrsız kredi ayrıcahgından faydalanamayacağını belirtmiştik. 'Bkz. Somuncuoğlu, Bankalar kanununun 3S. maddesi ve kanuna karşı hile, ekonomi ve hukuk kongresine sunulan teblığler kitabı ve 24.12.1975 günlü Cum huriyet Gazetesi) Eer ne kadar, 48. maddenin 2. fıkrasında açık bır sınırlamaya rastlanmıyor ise de, Bankalar ka nunu bir bütün olarak eie alındığında. aynı kışiiere ait girişimlere verilen kredi oranmı kısıt!syan kanun koyucunun. bankanın, aynı kişilere ait girışımlere tah?is edeceği sermaye nisbetüıde daha cömert davrar.ınış oîabılece ği husuçunda hiçbir işaret voktur. Tam aksine. hükümet g?rekçesinde, bankanın belirli oranlar üzerinde, değişik kişüerle ortaklık kurması veya değişik kişüere ait girişimlere iştirakini dahi, bu bankanın özel fınansman muessesesi haline gelmesi şeklinde ruteleyen kanun koyucu, aynı ki Milâno ve Istanbul ofislerimiz için eieman arıyöruz Bir Dış Ticaret Şirketiyiz. Milâno ve Istanbul Ofislerimizde görevlendirilmek üzere bay ve bayan elemanlar arıyöruz. Bu elemanlarda bulunmasını istediğimiz nitelikler: (Cumhunyet: 7972) Karacabey Harası Müdürlüğünden Kavak Ağacı Satılacaktır 1 Haramıs Tidanlık ve (3078) adet kavak ağacı alıcısı reü İle satısa çıkarılrmştır. Poyrazbahçe mevklinde tarafından kesilmek su 2 Satıs 16 agustos 1971 pazartesi günü saat 15'de Hara Merkezlnde yapüacaktır. 3 Geçid Teminat (15.000.00) llradır. 4 Bu saüsa ait Şartname Ankara, îstanbul, îzmlr, Bursa Veteriner MüdUrlüklerl İle Kurumurouzda görülebülr. MİLÂNO OFİSİ İÇİN: 1. İtalyanca ve ikinci dil olarak tercihan İngüizce bilmek, 2. ithalât, ihracat ve pazarlama * konularında tecrübe sahibi olmak, 3. Tercihan konuyla ilgili yüksek öğrenim yapmış olmak, 4. 35 yaşından yukarı olmamak.( TOPRAK MAHSULLERi OFiSi GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN ISTANBUL OFİSI İÇlN: 1. Çok iyi İngüizce bilmek, 2. Makine Yüksek Mühendisî, Makine Mühendisi olmak, veya makine ticaretinden anlayacak formasyona sahip bulunmak, 3. Baylar için askerlikle ilişkisi olmamak, 4. 35 yaşından yukarı Bu nitelikler sizde mevcutsa, ayrıntılı özgeçmişinizi ve bir fotoğrafınızı içeren mektubunuzu (Basın: 21617/7967) * Sınavla İki Adet Ingilizce Mütercim Alınacaktır ÎSTEKLİLEKÎN; İyi İngüizce bilmesi ve 657 sajTİı Devlet Memuru Kanıınunun 48. maddesindeki sartlan haiz ve 30 yaşını geçmeraış olmalan; 2> En az lise ve den;e okul mezunu bulunmaları, erkeklerın askerlık hırmetını ifa etnıiş olmaiarı; 3) Herhangı bir kunUuşa karşı meeoun hizmetle vükümlü tmlunmamalan gerekmektedır. Sınav 2i."8/l»76 cuma günü saat 09.00'da Genel Müdürliik t'nformasyon Müdürlügü. İstatistık ve Neşriyat MUdürJ'igıı'nde vapılacaktır. îsteklilerın 16/8/1^76 güniı akşamına kadar dılekr;e ile Ankara Mılll Müdafaa CacideEi No: 18, Genel Müdürlük Personel Müdürlüğüne müracaat etmeleri duyurulur. (Basm; 21484,7968) 1) İ. E. T. T. jşletmelerinden 26000 Kg Hurda Pik 25000 Kg Hurda Demir 16000 Kg Hurda Saç Bidon P. K. 572 Istanbul adresine "Milâno" rümuzu i!e göndermenizi dileriz. Muracaatınız gizli tutulacaktır. Satılacaktır. 1 Yukanda yazılı hLrda malzemeler mektupla fiat ve teklif isteme usulü ile satışa çıkarılmış olup, teklif mektupları teklif edilecek bedelin şartnamede yazılı nisbetlerine görf hesap edilecek teminat ile birlikte 23.8.1976 pazartesi gtinü saat 15.30'a kadar Metrohan 4'ncü katta bulunan Ticare: ve Levazım Müaürlüğü Satış Şefliğüıe eiden teslım edilecektir. 2 Şartnameler bedelsiz olarak Ticaret ve Levazım Müdürlüğü Satış Şefliğinden temin edilebilir. ,(Venl Ajans: 1518,7971)"^ (Basın: 22003) 7M5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear