25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ankara Ankara ... Ankara * \nkara ..#> Ankara latırken, Anadolu'nun doğal uzantısının Ege' de bir «S» harfini oluşturduğunu söylüyordu. Yüksel Söylemez parmağı ile Anadolu' nun uzantısırun Yunanistan'a en yakın olduğu yerl gösterirken kl, bu yer Semadirek adasının güney batısında (Skopellos) adasına kadar uzanıyordu. Kosmodopulos'tan bir feryat duyuldu, «Aman mösyö, neredeyse benim doğduğum yeri de alacaksıruz.» Bu kez Söylemez, bir kabkaha attıktan sonra Yunan sefirine: «Türkiye'nin Yunanistan'ın herhangi bir parçasını almaya niyeti yok ekselâns, dedl. Ben size sadece Türkiye'nin Ege denizindeki doğal uzantısının hanşi bölgelerde Yunanistan'a en çok yanaştığını gösteriyorum.« Bunu tabi Kosmodopulos'da biliyordu ama, espriyi yaparken, Yunan propagandasının en fazla kullandığı sözcüğü tercüı etmiştl, «alacaksıruz».. Ankara •.•v 'Ankara Ankara »Ankara Anka Yunan elçisinin esprisinde bile propaganda vardı TUrkiye fle Tunanlstan arasmda birçok konuda anlaşmazhk olmasına rağmen, Yunan Büyükelçisi Kosmodopulos, Ankara'daki diplomatik çevrelerde çok sevilir, hatta öyle ki, Kosmodopulos'u tanıyanlar. «Keşke bütün Yunanlıîar Kosmodopulos gibi olsa» dlye yakınır, büyükelçinin uygar kafalı, insancıl kişiliğini överler. Dışişleri Bakanlığına en sık girip çıkanlardandır Kosmodopulos. Zaman zaman Çağlayangil'i, ama genellikle Genel Sekreter Şükrü Elekdağ'ı ziyaret eder. Duyduğumuz kadar geçenlerde, Ege sorununun başkentte en çok konuşulan konu olduğu ve kıta sahanhğı konusunun tartışıltiığı sırada Yunan Büyükelçisi, Dışişleri görevlilerinden Yüksel Söylemez'i ziyaret ediyordu. 1 Söylemez, Büyükelçiye Türkiye'nin Ege de kıta sahanlığı üe ilgili yenl görüşünü an Yeni senatör AdileAyda yemin edemeden Senato tatile gırdi.3 Senato'nun karar bile alamadan tatile girmesine en çokyeni Kontenjan senatörü Adile Ayda üzül dü. Halbuki Ayda senatomuzun ikinci kontenjan bayanı. Yemin edebileceği düşüncesiyle salı günkü senato toplantısında nasıl da heyecanlıydı. Salona yanında bayanlar hakkmdaki ünlü düşünceleriyle tanınan eski başbakanımız Sadi Irmak olduğu halde gelmişti ama, yemin edeceği toplantının açılmasını, üç gün arka arkaya bekledi, çoğunluk sağlanamamış elinde yeminin yazılı olduğu içtüzükle salondan ayrılmak zorun da kaldı. Açılışta mevlit de okundu, içki de içildi.. Gözlerimlz aydın olsun, ülkemlz bir yeni işçl konfederasyonuna daha kavuştu. Kısa adı bile alışılmıştan uzun: TUrk Ülke • İş. Kendinden önce kurulmuş olan konfederasyonlar hakkında «ağabeylerimiz» gibi saygılı bir dil kullanan ve yöneticilerinin söylediğine göre, 200 bin üyesl bulunan bu yeni konfederasyonun açılışı büyük bir törenle yapıldı. Konfederasyonun alt katında ülkenin en ünlü imamlan yanık sesleriyle mevlid okuyup kuruluşun ülkemıze, milletımize hayırlı olması İçin dua ederken, üst katta bazı yöneticiler yakınlanyla birlikte sıçaktan pek bunalmış olacaklar ki, buzlu lçkilerinl yudumluyorlardı. Mevlid şekerlerinin dağıtıldığı paketler de, dini bütün bir konfedreasyona son derece yakışan türdendi, sendika yöneticileri herhalde başka bir şey bulamadılar, mevlid şekerlerini viski şişelerinin konduğu paketlerin içinde dağıttüar. Bir banka ne tür dergılere ilgı duyar? TUrkiye Halk Bankası Genel MüdUrtflğü 30/3/1976 tarihinde bir yazı gönderdl, yazıda abonesl olduklan bazı gazete v« dergilerin muntazam ahnıp alınmadığımn bildirilmesi isteniyordu. Bankalann yararlı gördükleri bir takmı yayınlara abone olmalan doğal, iki gazeteye abone olmuş. Gerçi her ikisi de sağ eğilimli ve iktidar yanlısı ama, buna «eh» deyip geçelim. Merak ettik, adı geçen iki dergi neyin nesidir. Acaba diye, birini arayıp bulduk üstünde «dini ahlâki, edebi kültür dergisi» yazılı. îmtiyaz sahibi ise «din görevlileri ve köy imamlan kur'an kursu yaptırma federasyonu genel başkanı» falanca... Dergiden rastgele birkaç başlık şöyla: Kur'anı Kerim ve nuzulu, Kabir ziyaretl, Haz. Muhammed ye All, Fatih Sultan Mehmet'in vakflyelerlnden bölümler, Tarihte Osmanlı vs. vs. Diğer derglnin ise piyasada mevcuduna rastlayamadık. Yukarıdaki konularla bankacılık arasındaki ilişkiyi vann slz takdir eyleyin. \ BAŞBAKAN SÜLEYMAN BEYİN BURSA GEZİSİNDEN PORTRELER.* durdu.. Taa kl Demlrel rahatsız olup da arkadaşımm kürsüden ' uzaklaştırana kadar. Demirel basında çıktığındaa , farklı sözler de söylemlşti konuşmasında. Ancak Durmuş fotograf çekmekten konuşmayı not etmeye zaman bulamadığından biz fotoğraflardan «olsa olsa» metoduyla neler söylemiş Başbakan SUleyman Demlrel TUrklye'ye yenl bir TUrkiye [ daha katmak amacıyla Bursa"ya gittlğ lsırada yanında Anka ajansı foto muhablri Zekâi Durmuş da vardı. «Böyük Türkiye»nin müteahhidi Demirel Bursa'da ikonuşurken muhabir • arkadaşımız da eltndekl makinerün deklanşörüno basU D olabileceğini tahmln ettlk. Blze göre Demlrel şunlan söylemiş olabilir... Sizin yanınıza gelirken Nazmiye Hanım, bana, «Kılığına kıyafetine dikkat etmjyorsun, Bursalılar alınırlar» dedi. Biz de gldip meymen'den şu gördliğünüz elbiseyi aldık. Nasıl yakışmıs ma? Q S B i z i m yeğen ticareti pek beceremiyor. Açık saçık bazı işler yapacağma yan cebıme koyun deseydi bu işlerin hiçbiri başımıza gelmezdi, değil mi ya? Bakm analar ne aslanlar doğurmuş. Ecevit benim bu halimi görse hasedinden çatlaroı vallahl... H oŞudaarkamda duran var ya, bir gazeteci! Ankara'da güncel konu: Büyükelçıler kararnamesi Dışişleri allesi Başkent mozayiğinin renkll bir parçasıdır. Dışarıdan bakınca çok renkli bir yaşamlan var. Her akşam başka bir elçilikte kokteyller, yemekler, viski ve şampanya yudumlarken yapılan esprilerle tatlı, rahat yaşantmın insanları olarak göze batarlar. Dışişlerinde bir skandal ya da yolsuzluk haberi bir bomba etkisiyle yayılır. Başkentte, Dışişleri ailesinden bir aşk öyküsü de öyle. Tüm Başkent birlikte yaşar bu aşkı, neredeyse saydam bir topluluk diye düşünürsünüz diplomatları.. Galiba bütün dünyada da böyla bu. Vaktiyle Dışişleri aileslnden transferler olur, birkaç çift eş değiştirirdi birden. Geçmiş yıllarda bu konular çok eleştirildi. Transferleri önlemek için yer değiştiren çiftlerden birine uzun süre evlenme izni verilmedi. Sayın Çağlayangil'in hoşgörüsü ağır bastı sonunda. «Sevmek özgürlüğü yasalarla önlenmez» dlyordu, Çağlayangü. Ama bir de gelenekler var değil mi? Dışişleri böyle bir gelenek yerleştirmek bir yana, tüm geleneklerin ve kurallann karmaşasını yaşıyor şu günlerde. Dışişleri teknisyenleri siyasal polemiğe bile katılıyor. Muhalefet liderine tepki gösteriyorlar. Devletin değil hükümetin elçiliğinl yapıyorlar ve bu çaba ile diplomatlığın çlzgisinden zikzaklara yol açıyorlar. Biliyorsunuz, elçiler kararnamesi AP MSP arasında büyük anlaşmazlık konusuydu uzun süre. Kimi elçiliklere Erbakan ambargo koymuştu. Atamalar yapılamıyor, bu işin Çağlayangü'i aştığı söyleniyordu. Başka homurtular da vardı Bakanlık k o ridorlannda. Kararname Coşkun Kırca ve Oğuz Gökmen yüzünden gecikiyoımuş, peki biz ne olacağız, daha ne kadar koridor elçiliği yapacağız? diyorlardı. Çağlayangil ilk kez Bakan olduğu zaman hlziplere son vereceğini, belli ilkeler getireceğini, rotasyon sistemlnl kuracağım söylemişti. Son kararnamede hangi ilkenln uygulandığı meraka değer, yedi yılı doldurmadan merkeze çağınlanlara karşüık on yıldır dışanda kalan elçiler var. Oğuz Gökmen'in durumu da çok ilginç, Adalet Partisine yakınlığı ile tanınmış diplomatlardan biri. Demirel'in Başbakanhğı zamanında Türkiye için büyük önem taşıyan Bonn Elçiliğine atanmıştı. Bir aralık milletvekilliği adaylığından da söz edildi. Ama şimdi Oktay îşcen'den boşalan Belgrad'a gidiyor. Diplomathğı belki de Belgrad'ta sona erecek. Oysa, elçiler kararnamesinin Oğuz Gökmen'in Roma' ya gitmesi için geciktiği söylenmişti. Uzun süre, Roma'ya Semih Akbil atandı sonunda, onun da ilk elçiliği. Yabancı elçiler arasında yorumlara uğradı bu karar. Oğuz Gökmen Roma' ya gönderilmiyor da, Yugoslavya'ya neden gönderiliyor? Eskl Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Nahit Özgür önce Kanada'ya atanacaktı. Sonra Viyana'ya gideceği söylendi, şimdi de Bükreş'e gidiyor. Böylece Genelkurmay için tanınan elçiler kontenjanmın ölçüsü de yorumlara yol açıyor. Eski MİT Müsteşan Fuat Doğu'nun hâlâ Portekiz'de kalması da yorumlara yol açıyor. Salazar döneminde gitmişti. Portekiz'de bu kadsr olay olduktan ve re.iim temeiinden degiştikten sonra da Türkiye'nin eski bir MİT müsteşannı hâlâ orada tutması ilginç karşılanıyor. Evüyagirîn tabancası Ecevit'e suikast haberiyfe birlikte geldî CHP Ankara MUletvekili Necdet Evliyagil altı ay kadar önce Içişleri Bakanlığına başvurarak bir ruhsatlı tabanca Istemişti. So kaklarda komandolar yüzünden insanlann pek rahat dolaşmasına imkân yoktu. Evliyagil de öyie pek rahat durmuyordu. Kendisini koruması gerekebilirdi. Ancak milletvekill tabanca için dilekçe verdikten sonra dilekçeyi unuttu gitti. Tam Ecevit'e suikast yapıldığı haberi gelmiş, bütün milletvekilleri heyecanla çenel başkanlarının durumu hakkın da bilgi almaya çalışırlarken, Evliyagili'n kapısı çalındı. Bazı görevliler sayın milletvekiüne tabancasını getirmişlerdi. 7,65 çapın da Kınkkale yapısı ruhsat numa rası 76136718. Şimdi Evliyagil herkese tabancasmı gösterip, «Ruhsat bile var haa sonra kanşmam» diyor. DEMİREL ; Meclis basın locasında odunç ceket ara/anfar Millet Meclisf Genel Kuruluna kim olursanız olunuz. ceketsiz ve kravatsız giremezdiniz, hatta Meclis Başkanı bile olsanız DU kural geçerlidir. Meclisin hemen hemen hiç bir gün toplanmamasmdan yararla,, nan bazı Milletvekilleri son ıçün lerde bu kurala uymamaya, <na sıl olsa toplantı olmayacajı» düşüncesiyle kısa kollu gömıe.<lerle, kot pantolonlarla kuhse gelip oturmağa başlamışlardı. Hatta bu alışkanlık Başkannk Divanında kâtiplik görevi ouıunan Milletvekillerine bile sıçramıştı, çarşamba günü CHP A*n Milletvekili Cemil Erhan Kâtiplik sırasının kendisinde oımamasmdan yararlanıp, giçeKİl bir gömlek ve kot pantolonla Meclise geldi. Çay kahve içip za man geçirilirken birden odacıi^r Erhan'ın yanına gelip bir not llettiler, notta nöbeti olan Divan Kâtiplerinden birinın e?imediği, kâticliğe Erhan'm c;kması rica ediliyordu. CHP'nin genç Milletvekiü bir anda heyecanlandı, gömıeKe Başkanlık Divamna nasıi çıkacaktı? Hemen basın locasın^.ii gazetecilerden ceket bulundu, Erhan çeşitli ceketler arasmnan birini seçip sırtına geçirdı, ardından bir de kravat uydurdu. Ancak Cemil Erhan bütün nazır lığını bitirip saçlarını da rara dıktan sonra. Genel Kurulun vo lunu tutarken, gelmediği oüdırilen Divan Katibinin de son hız la salondan içeri girdiğinı eördü. Boşuna gitmişti o kadar çaba.. İUZİlHU ÂK ^ (fl JL J' t)t Ankara'ya ulaşan bir esprî.. CHP Kocaeli Milletvekili Turan Güneş, tüzük tartışmalarının baağnsını Akçay tatil köyünde din dirirken, olimpiyatlan izlemekten de geri kalmamış. Trinidadlı atlet rekor kırınca yaptığı bir espri başkete kadar geldi. Bando hapı yuttu, demiş Tu ran hoca, Trinidad ulusal marşını bilmiyorsa ne çalacak. Fotoğraflar: Zekâi DURMUŞ AC ^OMİ»j}jTtERl....AlTlNLARlMlZI ü ıMPELEp.... Müşerref HEKiMOĞLU İlham ÎSTEMi Eşref ERDEM Süleyman COŞKUN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear