25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 27 Nisan 1976 er gUn, yurdumuzun flört bucagından, VıirtaKim olaylar duyuyoru/, ukuyoruz. Filân ycrde ögrencl çatışması olmuş, şu kadar ölü ya da yaralı. Falan yorcle, ııkul mudUru ya da öğretnıenler gorevlcrinden alınmışlar; mevsini nedır, çoluk çocuk ne yapnr, geride kalan dgrenciler nc edecekler diye düşünmeden, bir başka, bir uzak yere atanmışlar. Kımi Bflkanlıklarda, yüksek g(>revlıler, orta ya da sıradan momurlar, «kurmak istedigi tnkımm oyuncuları» gibi Korünmemiş sayın Bakanın gözlerine; görevden almış onlan; başkalarım, «takımının oyunuulannı» getırmış. Bılmern hangi kurumun yeni genel müdUrU, eski yetkılileri, np dftmckse o ış «muşuvirlixc» atnmış. Bir Körevli, yapılanı haksız sayarak, başvurmuş Danıştay'a; Danışhıy d;ı yUrütmeyı du> riurmuş, ya du tUmden haklı Rörmüş başvuram: böyle de olsa, aldırmamış Danıştay kararına t » rumlular... H OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Beni Sokmayan Yılan...,, Seha L. MERAY n* ki? Otunu, suyunu versin, semirtsin, yeter. besler. Herke*ln kendin* göre yorumlayabileeegi bir lyi niyet» de, hoşgörüden uzaklaşmak İçin yeterli özür olmayabllir. «Cehenneme giden yol da lyı nıyet taşlarıyla döşenmiştir» sozü. bu çeşlt hoşgörüsüzlük İçin sttylenmiştir. Bir hoşgörü ortarru bulamadıgı ıçın, Galileo, bilimsel araçtırmalarına aykırı olarak, DUnya'nın Güneş çevresinde donmediginl soylemesı istendıgi zaman, • Ama ne yapayım ki, dönuyor. demek zorunda kalmıstı. Hojgörüden yoksun bir ortamda yaşadıgı, derdıni çağdaşlanna anlatamadıgı anlaşılan Luigi Lucatelli şöyle demiş: Koşça kalın, sayın baylanm. Ben geleceğe doğru yola çıkıyorum. In sanlıgı, Uç yüzyıl sonra, yol kavfaklarında bekleyece*im.» Hoşgörüden yoksun bir toplumda. aydmların baçına gelebilecek btr süreçten dc soz etmiştım. lonesco'nun «Gergedanlaşma. (Rlıinocerıte), Ham marskjold'un «Uygitsincilik» (Conformism) dedık leri süreçten. Şöyle der Ionesco: «Gergedan, düşünülmeden edinilmiş görüşlenn insanıdır.. Dar gnruşlü hcrhangi bir ideolo.jı salgıııının bulaşmasını anlatmak ıstemiş oyununda. Bunun lçin de, dehşet verici bir simge aramış ve bulnıuii: Gorüş açısı dar, burnu dogrultusunda giden gergedan 1 Ionesco hoşgörüden. düjüncc özgürlügünden yoksunlaşan bir orlamdu, aslında toplumun beynl, vicdanı ve ışıgı olması gereken aydmların da, günıın herhangi bir günün geçer akçe sayılan görtişlerlne, propaganda sloganlanna. yöıüngelerine kendilerlnı nasıl yavaş yavaş kaptırabıldikle rini hem de önoeleri farkına varmadan, belkt de istemeye istemeye, »onraları kendilerini de inandırarak benllklerinden nasıl uzaklaştıklannı anlatır. Hammarskjold da, «uygitsincilik» dürtüsünden söz ederken şöyle dlyor, çevresine kimin daha iyi hizmet ettiğini arama çabası içinde: «Bu çevre ye kimdaha içten bağlıhk göstermektedir? Vicdaniyle hesaplaşmasında, btr şeylerin aksadığı so nucuna vanp da, bütün içtenlıgiyle eleştirilerini dile getiren mi? Yoksa, karşı çıkması gereken, bir kendini koruma kaygısıyla, gözlerini kapayan ve eleştirilerini susturan mı?» Hepimizin «hakkı., yurttaş olmak; 'öyle ama. Ama çoban, arada bir, gözüne kestirdiğl koyunu keser, derisini ytizer, otinı yerrrus; öteki koyunların umurunda mı? Oysa blz, koyun değıliz ki; lnsanız, yurttasızt Bizim yüreğimiz, akhmız, vıcdanımız var her geıçek ınsan gibi. lnsansak, insanca yaşamak da hakkımız klmimizin degil, hepimlzin. Yurttaşsak, Anayasamızın tanıdığı haklardan, özgürluklerden yararlanmak da hakkımız kimlmizin degıl. hopimizin. Yüreğimiz varsa, katillerln bulunamayışını, yakalanamayışını, bu clnayetlerin önlenemeyişini alamayacak aklımız; sızlayacalc yüreğimiz. Vicdanımız varsa. titreyecek vicdanımız, vicdansızlıklar karşısında. Anlayamıyacağız bir süre, demokratik, insan haklarına saygılı, hukukun Ustünlügüne dayanan bir Anayasa düzeni içinde. kendini hukuktan usttln gören bir lktıdarı. Anlayamıyacagız, «bölücülüge karşıyız» deyıp de, mılleti cephelere bolmelprıni. Anlayarnıyacağız, kanıtsız, dayanaksız yakıştırmalarla, karşılannda saydıkları herkese kara çalmalarını. Anlayamıyacağız, «elkoyarım haaa, kapatırım haaaa» Rözdağı vermeleriyle, yüksek ogretim sorunlannı çözdüklerlni sananlan. Anlayamıyacağız, Universiteleri, komümstlerın mi, faşıstlerin mı sılahla ele gfiçlrmeyi başaracakları savas alanlan biçiminde görmekle yetlnen ojtretım özgürlügüne, (izgtir düsünceye inanmayan, saygısı olmayan kaba kuvvet yanlısı iktidar yetkilılerini. Anlayamıyac:ağız, en «maddeci», en «ka~ pitallst» bir anlayış, bir uyEiılama benimsemişlerin, «man«vt degerler» lâflannı. Soı«ra, anladığımız anda, o kaçınılmaı yarg;ıya varacağlz böyleleri içın! T d« .yurtts^lık gör^leri. »"r H ># ken <1 dılenni •aydın» sayanların, y;ı da «aydın» oldııklan soylenenlerin. Kara kara düjünmelerl gerek bu günlerde, »orumluluklarını. .Aydın. olmak, Dilmem nangi fakülteleri bltirmek; bılmem cilt cilt, hangl kitapları okumuş ya da yazmış bulunmak; adının önüne bılmem İıangi ünvanları dizmek dizip de kasılmak olmasa nerek yalnız. 'Aydın« olmak, yoksul nalkın ıçinden cıkıp, «Ben çıktıın ya. ne halinlz varsa gorün; hem, ödeyin bakayım başarılarımı» demek mi. davranışıyla? Aydın. olmak, pek çok şcye göz yumaıak, günün RüçlUİprine yaranmak çabalarına girışmek mı? Hani. Padısah alayını seyredtp. eve sevinçle ko^an. karısına, «Bugün torfinde Padişahın n.tı bana baktı!' diye övünen o zavallı gibı, ne çeşit olursa olsun, «ulufe« beklemek mı, «aydın. olmak? Kiml ilgilileıin bilgisiz ya da vlcdaruız oldugu bir ortamda, «llglll», .vicdanlı. olmak, «bilgili. olanlar ıçln tek yol, onları «aydın. saydırmak için! Karçılık beklemeden, dojruyu söylemek kimin işine gelmezse gelmesln bu «dogru» I Tarih, dün demek kuşkusuz; bir bakıma, bugün de tarih, daha şimdiden. Yarın neler söyleyecek bugünlerin tarihini yazanlar? Ürpermiyor mu kiml yetklliler, klmi aydın. Keçinenlerimlz, o levhayı düşündükçe: «Bütün bunlar olurken şunlar da profesör, doçent, asistan; şunlar da doktor, mühendıs. mlmar, avukat, yazar («aydm» sa yılan herkesi koyun bu dlziyet; şunlar da bakan, milletvekili senatör idiler:.... BUyük kamu yapılarına «övünç levhalan» koyarlar, yapının kimler zamanmda gerçekleştirildiftini göstermek içın. Ya rınm tarihi, bugünlerimtzi anlatırken, tutanç lsv haları. düzenleyecek kimileri için! Kendimızi Tanıtrnak? ık sık yakınırız: Dünya hiıi Unımıyor. Fe«l bRşımıardan attık. salvsn avaJSımırdan narglleyl bıraktık, riört karivla rvllllge paydos deüik, Iıancılnrın bıından haheıi vok. 1 ıınıtamıjoruz kendimizl... Acaba? S ya> Güç mü İnsan Olmak? GünlUk yaşamın akıntısı içlnde, akıp gitmekte bu olaylar da. Bir başka dünyanın olayları sanki bunlar, kımilerimiz için. Oysa, düşünmemiz gerek hepimızin: O hlen ya da yaralanan ögrencıler; o okul müdürü, o öğretmenler; başka yere sürülen o gorevli; Danıştay'ın verdigi hakkuu hükumeUen alamayan o kıyım kurbanı... bunların hopsı bızız: Sen, ben! Oftrencı ol, ogretmen, öftretım uyesi ya da yardımcısı ol; müsteşar, genel müdür ya da sıradan memur; «serbest meslek erbabı», işçi ya da köylü; uzaklarda ya da EözönUnde ol istersen. Bugtin ona yapılan, yarm bir baskasına; ama bir gün sana, bana. Bunu görmek, bılincinde yaşatmak zorunlu her an. Klmlleri, «etllye sütlUye karışmamak» avuntusunda; marllet sayarlar bunu neredeyse. «Ben politika sevmem; bulaşmak da istemem politikaya; ılgılerırnem de; i^im neyse, yalnız ona bakarım» diyenlerimiz var, başlarıru kuma sokarcasıııa; bem de «okumuşlarımız» arasında. Pollükacüığı, hele birtakım «örneklerl» gördükçe. aevnıemeyı unlarım doğrusu; ama, banıı göre ış olmasa da, saygım var gerçek anlarrunda «politika» ıln uğraşaıılara; gonencırmz, saygınlıgımız, mutlulugumuz, yarmlanmız onlara da bağlı bir ölçüde. Oysa, «ilgilenmemeyi» anlamak olanağı var mı? Ne demektir «ilgilenmemek», bir düşünseler. Kısacası, şu: «Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!» Vız gelir böylelerine yılanm klmi soktuğu, zehirlediği ya da öldürdüğü. Ama, bilsinler kl, ne yapsalar ya da yapmasalar ilgilenrnektcdirlcr politıkayla; susmakla, «ilgilenmemekle», onâylamış olmaktalar yapılanları; politıkaya da kaülmaktalar, Rünün (jüçlülerinden yana. Bir demokraside herkes ilgilidir poliUkayla; politika da herkesle ilgılı. lstese de istemese de. «Şlmdi ne olacak?» şaşkın bekleyişi yerine, «Ne yapmanı gerek şimdi?» demezse herkes, çok şey kendini bile yitirir demokrasi. Ne duruma düştüklerint görilrler mi böyleleri: Koyunlar çobamn yaptıklarıyla ilgilenmezi Oraya mı yöneltmiş sürüyü, buraya mı, koyuna Vakit Varsa... O öğrencilerl öldüren, yaralayan plln «ahibl; o kıyım kurbanı öğretmeni oradan oraya süren; o görevinden yasalar çignenerek alınanın yerın» koşar adım, fırsat bu fırsat, uçarcasına giden; o Danıştay kararlanna aldırmazlıktan gclen yetkilisorumlu; o susan, olup bitene gözlerini yuman, sırtını dönen, işinden başka bir şeyle ilgilenmedl ğinı söyleyen oy sahibl yurttaş; o aydınlıgı. yalnız kendi bencil çıkarlarını aydınlatan «aydın.; o varlığını Anayasadan alan kuruluşun yönetlclsi, yoksa sen de, .Beni sokmayan yılan bln yıl yaşasın. mı demektesln? Pekl. öyle de, istersen! Ama, Hoırım sana: Bil ki, senl buglin sokmayan yılan • seni de sokar bir gün işine öyle gellrse. , ya da, yılanlarm ortammda, onlarla birlikte, on ların buyrugu altında jaşarsın yaşamak, insanca yaşamak dersen buna! Hiç lstemesen de, hiç aklından geçirmesen de, hiç niyetin olmasa da, yılanlaştığını. gergedanlaştıgını, koyunlaştığını, ya da Kafka'nın Gregor Samsa'sı gibi. böcekleş tiğini anlarsın bir gün. Aynaya bile bakamazsın utancmdan. Iş lşten geçtikten sonra. «Cehenneme Giden Yol...» 12 Mart'tan birkaç ay soııra. «HoşgörU» üzerlne bir yazım yayınlanmıştı (Milllyet, 14 Temmuz 1971). O yazıda söyledikleriml, beş yıl sonra bugün de söylemek kaçınılmazlığı doğacagını aklıma getiremezdirn: .HoşgörüsilzlUğU, çogu zaman, tembelllk, bllgisizlik, kOrku, kıskançlık ve kişlsel çıkarcıhk da CHP'nin Sorumunda Vedii BiLGET EMEKLÎ AMİRAL 1!)A8 yılıııcla Paris'te bir kiiap yayımlandı: «Savası Nlçln Yitirdinı?» (Adolf Hitler'in Anıları). Kltabın yazarı, Hitlcr'e atıtta bulııııaıak birtukun açıklamalar ve öneriler bütününti rle aldiKinı hclirtlvordıı. Führer'e göre 2. Dünya Savaşının en buyük yanıİKisı, tiinı Batılı ülkrlcrin «Sovyetlcr ltirllji'ne karşı bir ittifak kurmamalarıydı.» Saint Paulin, Hitler'in şöylc dediğitıi iıkliu ıdlyordıı: «JJI/iııı cloktrlnimiz, 1 k aşaına1 cla, tüıu Avrupalıları lcqnıüniznıe karçı tek cephede toplanıalıyilı » Kitap, gerek . yazarının, gerekse yayuıcısımn amaçladığı «.saıiMi.svuıuı» yaratıııakU gecikıııedi. O (liiıifiiKİckl gençlik harekctleri durulur durulmaz, gözle görülür, clle tutulur bir «Hitlerci <Ia!«ıı» canİHiıdırılma.>a glrişilflj. Halı Avrııpa ve Amerikaıı kitap pazarlarında Üçüocü Keichle ilgili bol rpşitli yayınlar dlrlldi. 1973'lerc varüdığıncla bu vab»larııı daha ıla yoğunİHştığı göriilüynrdu. Bu yıl yalnız Federal Almanya'du Nazmne ovKiiler düzen hiıçok kitap vavınlanıyordu. l!f!4 yılında Frankfurt'ta yer alan Kitap Fuarı'nda, yazarlarının Hltler klİRİnin ye ııa/.izmln v l n l | c ı ve suvlarmı goniil rahatlıgıylc bagışladıkları 27 kitap ılikkati <^ekU. Ayni yılın ıııart u\ıııdan baslayarak Jon Jahr yayınevl «ÜçUnctt Relch» adlı, büyük tirajü ve periyodik bir yayına başlaılı. Artık bu vapıtla llıtlcr ve öbür Na> 7.1 liderleriııin, buıılunıı özel yaşantılarındaıı sahııeler yansıtan fntoğral'ları, Nazilerln toplantı \e yürüyüş reslmlcri de yaymlanacak, Führer'ln kendi seslndrn söylrvlerlnln kaydedildiğf plâklur ve Völkischer Heobachter gazrtrsinin bazı sayılarının röprutiüksyonları da armağan edllecektl. Yine aynl duncnıde blrçok llatı Almanya kentl televlzynnlarında «Mciıı Kaınpf»Ia iİBİll yayınlar devreye glriyordu. Bazı kanallardan Nazi partlsinln kongrelerl gösteriliyor, «Führer'in Çucukları», «Hitlcr ve Halk» adlı programlar sunuluyordu. Amerikaıı basını da bu arada bos durmuyordu. Nazi dlktatörlüğü ve Hitler'e alt yayınlar coğalmış; VV. Cralr, E. Zi. emko, B. Smitiı başta olmak iizerp birtakım yazarlann Führer'l bağışlama kampanyaları öıı plâna çıkmıştı. D. Hoggan' ın «Zorla Savaş» adlı yapıtınd» Nüremberc Dıırıı.şması lcararlarmı sert bir dille eleştirmeyl yeğlemesl Ujlnç konulardan olmuştu. Ertesi yıl Batı Almanya'da yapılan bir toplumsal soruşturmanın suııu^ları da glderek şas'rtıcı olacaktı: «Nasyonal Hosyalizmlıı iyi bir düşünsel akım olcluftunu, ama, yanlıs uyKulandığına inanıyor musunuzV» sorıısnnu halkın çeşitll kesitlerinin ytizdc 50'sl, öğrcncilerin yüzde 9'u ve öğrctim dışı gcnçliğln yüzde 43'ii «Evet» olarak yanıtlıyordu. Anlaşılan, neonazist akınu güçlendlrme yolunda Schiitz, Sündermanıı, Grabert ve Flnk ynyınevlerlnln, Natlou Europa'nın, NPD (Batı AUnan Nasyonal Demokrat Tartlsi) yayın organlarının çalısmaları hiç de yabana atılır nitellkte deglldi. Tarihçi II. Grabert de bu konuya eğilcrck. nasyonai sosyalizmi «milliyetçl düşüncenin cn yüksek ve biitünleşmig sentezi» olarak gösterlyor ve Hitler'in huluşlarından yararlanamayanları ve ona karşı ittifak kuranları kınayarak «Avrupayı, komünlst Avrasya kıtasına karşı koruyup savunmak gerekir» <!) demiyor ıııuyclu? L1. VValendy, G. Wlck, ü. Bennecke gihi tarihçiler ele Führeı'i diriltme kampanyasında yer alıp, diğerlerlne oranla, bazı savaş stratejilcrlndeki yanılgıları ele almıyorlar mıydı? tşte güncel olarak Batı Almanya'da MUSRUPK liderllğindo neonazist amaçlarını vurgulanıaya çalışan NPD'nin giderek kitlelere uzanma ugraşı verdijtl ortamda, yine bir Batı Almaıı partisi lideri, SPD'den VVllly Brandt, Kcevlt'in konuğu olarak ülkcmize celdi. Bu noktada şaşılacak benzerllklerln olustuğu tla ayni anda dikkati çektl. Türkiyede de Batı Almanya'da olduğu gibi kitlclerl avucu Içlne sıkııjtırmaya çabalayan, ancak bunu daha çok silâlı gücünc bağlayaıı bir neonazist glrişlm var. SPII İçinde birtakım kayna5.nıalar ve anlaıjmazlıklar var, C:iH''de olduğu glbl. SPU nconazlzme karıjı gtiçlü bir karşı • propaganda glrişiminde bulunamıyor, CHP de RÜÇIÜ muhalefet çlzfilsinl "âlâ arıyor da arıyor .. Bu benzerllkler hemen çoğaltılabilir ama, konumuz o degil. Batı Avrupa scmyal demokrasi özleminl çekeıı CHP saflan, biıce, kuşkusuz ki Avrupa'd» gidPrek giiçlenrn «sol»a knrşı, hangi desteklerlc bir neonazist akım başlatUdıgının d» billnctndedir. Bdyle olunca da, bu akımın kök saldığı ülkedekl kendi paralellnde varsaydığı bir antînazist partiyle işbirlitlni yegipmesi, ülkemlz politika tarihi İçinde azımsanmayucak bir aşamadır. Nc var ki, Kuzey Avrupa ülkelerl buzda dondurulmus bir «orta sınıflar» ekonomipolitikasıııa sarılırkcn, Güney Avrupa'da buzdolapları hemen her gün «defrost» cdllerek, Marksist iizü daha güçlü sol partiler iktidar olasılıklarına ulaşmaktadırlar Yine de, üzerinde dıırulnıası gereken nokta, neonazist eylenılcrle yumuşıımayı baltalamaya çalışan Batı Avıupalı ve Amerikalı saff ınilllyetçilcrin glderek senıi azıya aldıklan ortamda, CHP'nin RÖZÜ kapalı bir işbirllğine yönelcrek «dondurulmuş» bir ortasol politlkaya takılıp kalmamasıdır. Çünkü, çaftdaş tarih öylesine hızlı bir akıntı sürecinl vurgulamaktadır ki, düşün ve eylcm birliği her geçen gün yepycnl değiçim doruklarına vardığını kanıtlamaktadır. Bu akıntı ortasında donup kalmak, »uların sürükleyeceği yöne Ister Istcmez kaymak demektir. Oysa. emek Kerckslnlmi lle emek arasındakl çelişktlerln pürüzlerinl ayıklayarak, akıntıya uygun bir araç bulmak görev olmalıdır halkçılık eyleminin önde gelen saflnrı içln. Ve bu görev de. llk kez Batı Avrupa polltikasına «ııydu» degil «özııe» olmaya çalışan blr partlmizin, CHP'nin lorumundadır ı>iındi. Bu sorıımluluk, dışta Batı Avrupa toplumlarını pkonoıntk, polltlk, milltcr ve ideolojik açıdan tek blr bütün olarak görnıe alışkanlığından kurtulunduğu, Içte de, toplumsal i\as kendi sürekli dejslşkcn ve olgun boyutlarıyle inUdİKİ başarıya ulaşacaktır. DEMIREL Ç1KMAZI os'/a! yasalftrdan blri de, lider leri toplum koşuUarının yarattığıdır. Bazı toplumbllimcller, bu yasayı, her toplum lâyık olduftu biçimde yonetilir, diye ifade oderlerse de, aslında bu iki ifade, ayni kuralı degil fakat birbirınden ayrı ikl olayı açıklamaktadır. örneğin, Osmanlı lmparatorlugunun yıkılışını izleyen dönemde, Anadolunun sömürgect emperyalistler tarafmdan yagmalannıaya başlanmasının kaosu içinde bir Umit güneşi olarak Atatürk'Un dogması, liderleri top lumun içinde bulundugu koşulla rın yarattıgına nasıl bir kanıtsa; yurdumuzun son bir yıl içinde yuvarlandıgı duruma bakarak De mırel yönetiminin. toplumun için de bulundugu bozuk düzeni en İyt şekilde yansıttığını ralıatlıkla söyleyebiliriz. Gerçekten, bugün toplumun içinde bulundugu soa yal, ekonomik, ahlâksal ve hukuksal verilere göre blr program hazırlayıp elektronik bir bilgi de gerleme makinasuıa vererek, bun dan nasıl blr yönetim biçimi çıka bilir diye sorsak, hiç kuşkusuz makinadan alacagımız yanıt «Demirel yönetimi» olacaktır. Başka bir deyişle, eger bir kıyaslama yapmamıza izln verirsenlz, Atatürk nasıl bir çare Umidi idiyse, Demirel de bir çaresizlik simgesidir, diyebiliriz. Dahasını söyleyelım: Demirel, bugünkü koşullar içinde bir toplum çıkmazıdır. S Neden böyledir? önce genel külttir açısından ele alalım. Göreceğlz ki, Demirel. genel kültür, bilgi ve yetenekleri bakımından, Türkiye'nin ve giderek dünyanın içinde bulundugu sorunları ve bu nalımların nedenlerinl temelindcn kavrayacak yetcrlikte değlldir. Bu tanıyı (teşhisi), teknlk blr eği tim görmüş olmasından değil, Tür kıye'ye, dünyaya ve insanlara ba kış, davranış blçlmlnden çıkarıyoruz. Sorunlara yaklaşma tarzı, onları ele alış ve tahlil biçimi, Demirel'in bu konuları iyi anlıya madıgını, hele hiç çare olamıyacagını daha llk adımda belli etmektedir. özellikle Ttlrkiye'nin sorunlan o kadar derin köklüdür ki, iyi bir genel kültür alma mış, uzak ve yakın tarihimizi iyi bilmeyen, ekonomik ve sosyal te mel bılgilerden dahl yoksun. dev let bütünlügU içindekl çellşkılerden haberslz ve bu konularda an cak kulaktan dolma bilgi kırıntıları tasıyan bir yönetioi, toplumun gelecegi için en büyük talıh sizlik sayılmalıdır. Bunlardan yok sun olmak, kişisel bir kusur deftilse de, bu durumda olan birlnin, 1976 yılı TUrkiyesinde ve dünyasında, çok sorunlu blr top lumda birinci söz ve karar sahıbl koltugunda oturması Umit kı rıoı bir çıkmazı simgelemektedir. Demirel, kendi partlsl içinde de bir çıkmazdır. Adalet Partisi gibi büyük bir kuruluşun başına geçerken kullandıgı yöntem ve belge düzeni bakımınd&n daha ilk gün güven yitlricl olmuştur. Par ti baskanlığı gibi. geniş bir görü» ve yrtnetlm yetenegl isteyen bir mevkide, içinde karşı görüşlerin de bulundugu bir ekip çalışması, kuramamış, hoşuna gitmeyen veya kavnyamadıgı görüş )ere srrt çerirerek bu glbileri etrafından devamlı şekilde uzakİHş.tırmıştır. Bu suretle, devamlı biçimde değişen ve gelışen toplum koşullan içinde, partisinl dondurmuş ve kendlsiyle birlikte yıpratmıştır. Gerçekten, bir lider İçın, partisi içinde kendinden başkası için şans tanımamak, onun yıkılışının oluşmaya başlamasıdır. Demirel bu hatayı ynpmıştır ve hâlâ yapmaktadır. Oysa ki, Demirel gibi, yetenek ve bıl gılerı sınırlı bir lider içtn, kar«ı Körüş ve kişilerden ögrenlleceK çok şeyler vardır. Bu yolu tıkanıası yüzünden Demirel, evetçila rinin ortasında partisi için bir çıkmaz hale gelmi^tir. öte yandan, ekonomik enflasyon furyası içinde. öbur benzerlerl gıbihız'a zengirıleşen hısımlarını, gerUtop Yeni kaynaklar arayarak ve mer cut kaynakları zorlayarak hızlı PASiF VE RENKSiZ DAVRANI$LARiYLE DEMİREL, HIZLI KALbir kalkınmaya gerek duymamuk tadır. Oysa MC HUkümeti olarak KINMAMIZ İÇIN BİR ÇIKMAZ VE BİR TIKAÇTIR. çok kullanıp yıprattıkları ve sadece kendilerine mal ettikleri mil liyetçiligln ekonomik tanımı hızlı kalkınma olsa geroktir. F'akat Zeki KURUCA son günlerde, bir müşavirinln tavsiyesine uyarak, Halk Partisi nin benimsedigi bazı sloganlan alıp kullanmaya çalışıyorsa da, sanüdü duygusu 11«, »avunmaya metle ilgisı bulunmadıgını açıkça bu onun gerçekten «fakir fukarakalkması, dogrudan llgisi ve yarar ilan etmesine ne denir. üysa, çogu nın» adamı olmasını saglayamabaglantısı olacagını sanmadıgımız sokaklarda ve meydanlarda geçen maktadır. îçeriği boş bırakılmış konularda kişiligini yıpratması, bu olayları önleyememesi ve ka kavramlar kuüanmakla. ne ekokendisi kadar partisi içın de ta tıllerimn bulunamaması, yönetici nomik ve sosyal kalkınma saglalihsizliktir. lerin kastını degilse, hiç olmazsa nabilir. ne de bir insan «halkın kanunları uygulayamBdıgını ve adamı» olabilir. Ekonomik ve Demirel yönetimi, Türk demok gerçekte hUkümet olamadıgını sosyal kalkınma konusundakl bu rasisi için de bir çıkmaz yolu yanı hükmedemediğini, aczini en pasif ve renksiz davranışlarıyla temsıl etmektedir. Son bir yıllık kesin şekilde ortaya koymaktadır. Demirel, hızlı kalkınmamız için İktidar döneminde. lâfla koruma Hükümet, elindeki normal kanu blr çıkmaz ve bir tıkaçtır. ya çalıştıgı genç demokrasimızi, ni olanakları kullanmamış ya da MC HUkumetinin başı olarak, eylemleriyle devamlı şekilde yıp kullanamamışken, olaganüstü ted ratmııj, yıpratanlara göz yummvış birlerden olan sıkıyönetim özlemi daha bir çok çıkmazların slmge ve ülkeyi sürüklediği ortam için duymakla da genç demokrasiml si durumuna gelen Demirel, bu de demokrasinin, demokrasıyı ye zi blr kaşık suda bogmak istedi çıkmazlardan nasıl kurtulabilir? mesini özendırmiştlr. MC HUku gıni ve bu niyetini TUrk askerine Bunun tek yolu yoktur ama llk metini kııruluş biçimi ve dayandır uygulatma kurnazlıgını açıkça yolu. Demirel'in gerek parti ve gerekse hükümet başkanlıgından dıgı komünizmle mücadele teme göstermektedir. aynlmasıdır. Bunu yaparken, De li, karşısında yer alan düşün ve Yukarıda degtndigimiz gibi De mirel'in karşısında cesaret verici davıanışların tümünü gizli veya açık komünizm sayarak bir sava mirel'in ekonomik ve sosyal gö blr çok demokratik örnekler de ça girlşmesi, glrişenlere destek rüşlerinln yannki ve hatta bugün vardır. Nixon vardır, Willv olması veya göz yumması hukuk kü Türkıyemiz için yetersizliği, Brandt vardır; daha taze örnekler devletl kavramına ve demokrasi ekonomik ve sosyal politlkamı olarak da Norveç ve Ingiltere anlayışına en acımasız bir darbe zın uygulamasım olumsuz yönde başbakanları vardır. Çok partltl olmuştur. Daha MC HUkümetlnt etkllemekte, bu uygulama lle alı demokratik Ulkelerde, böyle dav kurma sırasında kullandıgı slo nabilen sonuçları yeterli saymak ranışlar. başbakan kalmaktan d« ganlann kanlı saldınlan özendi tadır. Anayasamızuı devlete gö ha itibar verici olmakta ve çok receginl dilşunmemiş olsa btle, rev olarak verdigi ekonomik ve defa seçimlerde halk taraiından Bilinbir yıl içlnde öldürülen 60'a ya sosyal kalkınma (aaliyetlerini, be mUkâfatlandırılmaktadır. kın genclmizin ve sayısız yaralı ğenmedigini sık sık açıkladığı melidir ki, bir kislnin istifasıynın akan al kanları ortasında hü Anayasamızuı başka bir hükmü la ne parti batar, ne devlet yıkllır kUmet koltugunda rahatça otura ne sıgmarak, devletln mevcut ola fakat çok defa her lkisl de kurbilmesine ve bu olayların hükü naklan ile sınırlı saymaktadır. tulmus olur. EKONOMİK VE TOPLUMSAL KALKINMA KONUSUNDAKi BU 1968 yıhnda Kafkasya'dan KHiakiMan'» ıızanan hlr eerl Tmpmıatım. Balru'dan AlmaAta'ya. Moskova'dan Kuvhlşct'e rtpftin her yerde TUrk yaımrlarından sOz açıldıtmı Işlttlm. Sanırun Sovj'etler'de, Bulgarlstan'da VugdsİHvyH'ria. Komanya'da, MâcariıUn'da, Türldye'yi ve Tilrklerl Unıtmak diye bir »orunıımuz yoktur. Blzim derdlml/ hıı dpfill. So«yallst ülkelerl blr yana bıntkalım; hlçhlr ardınımız ya da seçklnlıniz, HlndUtan'ds. Pakistan'da, Vletnam'cla, l'sanda' da, Yemen'de, Türkiye tanınmıyor diye vakınınaz. Hiz «BatılUar bizt niye tanımıyorlar?» dive Uzliliiriı/.. (.İinkii ılicimlze Işlemis blr «şaKil'k duygumıyla Tanzimat mantıfeı İçinde tutuklanmışız. Bizim İçin dünya. Batı demektir. Pransa, Almaııya. llollanda, Amerlka, lngiltere. tsviçre ve ikl elin on parmağı sayısında ülke, blzım İçin tiim dünya anlamına gelir. l«te oralarda kendimizl tanıtamadıgımız İçin çok uzülürüz. Boşuna üzüntü... Blr kez Almanya'nın hizl tanımamam dive blrsey nlamaı. Adamlar varını nıilyonu aşkın Tiirk Işçisl çalıştırıyorlar. Blzl tanımadıklarını sanmak enayillktir. Blr patron; kiml, nedrn. niçin ve nasıl çalıştırdığını blllr. Hnllanıla, Avusturya, Btlçlka eibi ülkeler de Tiirk Işçilerlnl yıllarrian herl çalıştırmakta... Batılılar btiylece huyumuzu «uyuınuzu veterince, helleeliler, glzll viinlerimizi de öcrendller. Sözırellşl alafranga aptesane oturaklarına »vakta tünpttigimlzl. Işimlzi gördükten sonra su kolunu çrkmeden helâdan çıktiRimisn deneylerle saptadılar. Bıınca Içlldışlı tanışmadan sonra blz istediglmlz kadar bagiralıın: Bbd tanımıyorlar: kendimizl tanıtalım... dlve. Nafiledlr. Adamlar blzl tnnıyorlar ama. bizim lstcdiglmiz Rİbl değll fözleriyle jrördiikleri trlhl tanıvorlar. Hele Amerlka'nın Tiirklyr'vi tanımadı^ını snviemek, artık jılımaklıkUn öte bir aymazlıktır. Amerlka; topraklarımızın altını İUtünU, denlzlerlınlzln dlblnl. Agrı dagındakl Nuh'un »emlsinl nllmekte; yüksck vönetlcllerimizln kimllk ve klslllklerinl. ayııçlarındaki çlzgllrre detin tanımaktadır. Klssdnger, Dışlşlrıi Bakanımızın yanaftından makas alıp gırifir gpçmpkt^rilr: Sis TUrkler çok yaınansınız; slzin dlllnizde ödttn •özciijü yok; paltomu bile alze kaptırdım. Gallha bizi Batı'da en «ı tanıyan. ya da öyle eörünen ülke Fransa'dır. Ama ton günlerde Pranmr basını da I'ürk tlyatrocuıu Mehmet (Jluvoy'dan KOZ nçmakta: «anıtçıyı goklrre çıkarmakta . OVM Mehmet Ulunov 1971'e degin Türkiye'de çalışıp çabalamış, «TÖS tlyatronu. Oevrim tcln Hareket Tlyatrosu»vl» Ansdnlu'va çıkmıs, baıına blr hayll Iş trlmlşti. Blzde polUten. vallden, kaymaknmdan, AP'den, komandolardan kıırtulup Fransa'ya giden IHusoy. Paris'te hlr de Nazım Hlkmet'ln «Sevdalı BuluUunn ovmmmın ınıî Eyvah ki eyvah... Blzim Cephcnin kolu oraya uzansa, ço* cuğu dogru Devlet Gövenllk IVIahkemeslne çıkarırdı; sinv dilik hurada flsini dolduruyon»... Mehmet Ulusov'un Pmıin'te düzrnledi&i yeni ovun Frınsa'nın »»yıtın gazete ve dcntllcrinde iivülcriursun: Azlz Nesln Sovyetler'de okunsnn; Taşar Kemal Isveç't sarıın; Türk işçllerl Almanya'da sendikal eylcmlerc geçedursun; hâlâ dnvünüyoruz: Blzl tanımıyorlar!... Yok canım! Hkir özgUrlüğüne kapalı çok partlll rejimin faşlzme döntlk düzeninde vaşadıcutıızı herkes blliyor. NATü'nun llerl karakolu. Amerlkan rampası. ve aydınlannı, sanatçılarını, razarlarını düşnıan belllyen blr vönetlmin toplumu olarak saptamıalar hizl... Bur.Juva demokraslslnln üstüne alafranga hcl& oturağına çıkar eibi tUnedlftimfzl RftriiyorLar. Hiç canımızı sıknıayalım, herkes blzl tanır. Şurada OksOrsek hepslnln haberi olur; bırakalun artık blr rans şu aşağüık duygusunu... ETİBANK GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN BİR DAİRE SATILACAKTIR 1 Bankarnıa mulkiyetinde bulunan Ankara Çankaya Kıbrıs Sokak No: 10/3'de kftln daire kapalı zart usulü lle gerektlginde lhaleye lstlrak edenler arasında açiK pa» zarlık luretiyle satılacaktır. 2 Satış çartname hUkümlerıne göre yapılacaktır. 3 îhaleye iştirak etmek lstiyenlerln S5.U00. TL. lık te> mınat akçMinı Genel MUdurlu&umtiz Plnansman 9ı> beti MudUrlÜRÜne yatırmalan şarttır. 4 Bu tşe aıt şartname re müt«mmlm malumatın talipler tarafmdan lstenlldlslnde Etlbank Emlftk ve t&ttmialc Şubestnden, Bankacıiık Kredller Şubesınden ve Ankara'dakl Etibank Bankacılık Şubelerinden temln edllebillr. 8 Bu ışın Uıaıesi 3.5.1976 gunu saat lS.UO'de Etlbank Sıtıhlye CUıan Sokak No: a'dekj Genel MUdllrlUlc binasındaki Ihale Komlsyonu odasında vapüacaktır. 6 Tekhriertn engeo 3.5.1976 RUntl taat 14'e kadar Bankftmıs Umuml Muhaberat Servlsine tevdt ecıtlmlş olması şarttır. Bu saatten sonra vcrllecek teidifler nazara alınmıyactktır. t Bankamuı 2490 sayılı kanuna tabl değlldir. (Basın: 14808) 3420 YEJN RÖPORTA JI DARAĞACINDA Nihat Behranı Deniz, Yusuf ve Hü seyin'in son günle r t . . , Yakalanışları.» Hücre anıları.,, Niyazi Ağırnaslı'nın î nönüyle yaptığı tari hi görüşme... De nlz'leri kurtarmaya çalışan arkadaşlannın serüvenleri . . . Son mektıpları, son sozleri... Ölümü bekleyişieri, Infaz gecesi. . . Ve ölüm ön cesi üettikleri haberler... Ayrıca bir çok ünlü hukııkçu Nlhat Behram'ın sorularını yanıtladı. Hava Harp Okuluna Öğrenci Alınacaktır 1 Ogremm süresı 4 yu olan ve tilektrlk • Kiektronlk üçak ve tşlstm* BUlm Uallannda Usarıs dUzeyinde figretlra yapan Hava Harp Okuluna. 1U76197? öftreum tRitlm yüı için l'ıno) »ınıluia gırmeye isteklı ögrencUeruı. a) Üruverslteierin bütün f><akUlt«iertne gırebiimeye hak kazandıran Otvlet Lıse ve muaflllı M.E. Bakaniıgınca tasdıklı okulların FKN koiundan mezun olmak, (Moaern F«n uygulamalı Uselerln T»blı Bılımier Bölümünden mezun olsnltrdsn Matematlk derslru seçmell okuyanlar oahıi), b) En çok 19 yaşında olmak, c) VUcut yapısı duzgün ve her bakımdao saglarn olmak, d) Sabıluuu bulunmamak, şartını tafidıklan takdirde, Nlsan ayı 2'ncl haftasında. bütUn Llse MüdürlUkJtrl, H». Blrllklerl ve As. şuDelerlnde bulundurulacak H». H.ü. broşürUnde yazıiı dıgeı ınrtş çartlarını da tasımalan halınde Uroşüriln Müraraut Pormunu doldurup (Hava Harp OKulu Kayit Kabui Komlsyonu Baskanlığı Vesllyurt tSTANBUL) adreslne gOndermelerl gereklidır. 2 Unlverslte ve YUksek Okullara devem edenler, Ünl. sınavlanna girmek Uıere oekleyenierle, Dtltüniemell ögrencllertn, MUracaat r'ormundaiti Ugili bölüme durumlarını tşaretlemeiert, gtriş sınavlanna çagınlma tarthiertnin tesbttlnda kflndlleri açısından çok mllhimdiı. 8 Gtris Brosürt) ve MUracaat Pormunu vukarda bellrtHen mBkamlardan temtn edllmest ve ounun içtn avnca Hava Harp OkuJu KomutanlıgındRn mektupia uteKte DUlunulmamaıı rlca olunur. HAVA HAitH OKIJLO KOMUIANL1OI (Bosın: U739) DenizGezmiş davasınayenidenbakılabilir mi? YAKINDA V A T A N DA (Cumlruriyet: 3426) lumlarda raslanın bir kabtlei.le TÜRK DONANMA VAKFINI ÜNUTMA. O, TÜRK PJENİZ KUVVETLERiNiN GÜÇLENMES1 ÇABASI . İÇİNDEDİR.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear