16 Şubat 2025 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Aiîl OMmtfH *1 beklenmektedtr. HalbuM düny»nm en güzel şehirlerlnl güvercin lerden önce zevksiz yapılan ile şehlrlerl çirklnleşttren kus beyinli mimarlann hendese kafalarını değiştirmek bizce hepsinden daha önemlidir kamsındayız. • MUnih'ten biîdiriliyor: Birkaç haftadan bert MUniht« bir klinikte tedavi görmekte olan General Ludendorf ani bir kalp krlzi sonu vefat etmiştlr. Birinci Cihan Harbinin en önemli kişilerinden biri olan general içın çektiği bir telçrafta Hitler şu telgTafı çekmiştir: «Ebediyyen ona minnettanmi •«Generalin ölUmü bütün Almanya'da büyük üzüntü yaratmıştır. • Üniversite bahçesine dikilmek Uzere gençlik sembolünü gösteren bir anıt G.S. Akademisi Profesörlennden Belling'e sipariş edilmiştir. 1971 40 YIL ÖNCE CUMHURiYET 21.12.1937 Festival, Türkiye'ye sanılandan çok daha pahalıya maloldu Birind tstanbul Uluslararası üluslararası Film V8 Müzik Festivalinln TUr kiye'ye kaça maloldugu, bir so ru önergesi biçimtnde yasama organına intikal etti. Sanırız ya kında aydınlıga çıkar. Yabancı basmda çıkacak ve haberimiz ol duğu ölçüde duyurmaya çalışacagımız yansımalar ise, bu şenhğın gerçekten Türkiye için olumlu b:r propaganda vesilesi olup olmadığmı ortaya koyacak. Ama asıl, bu olaym ulusun onuruna, haysiyetine nelere mal oldugu sorulmaga değer. TV sayesmde mılyonlara nakledilebi len müzık yanşması, kamuoyuna bu konuda bir fıkır verdi. Ka palı kapılar ardında yapılan ve (kapanış gecesi dışında) çok az klşınin izleyebüdigi film yansmasınm aşamalan ise, daha az bilimyor. ı 1 mmaszaimmU W » " W A •»"' ..«,».. .,.,.. , , f m a ,.„ .«^ w ... . ^ $£HİRLES V ! GÜVERCiNlER Paristen gelen haberlerde, fazla ürediği ve anıtları kirlettikleri için Paris belediyenin bu güvercinleri yok etme kararı aldığı bildirilmektedir. Avrupa'nm birçok şehirlerl güvercinlert ıle meşhurdur. Venedik. Lizbon, Stockholm, Münih... Istanbul'un da Eyüpsultan'ı ve Beyazıt meydanı gibi semtlerinde güvercın ler büyük rol ojnar. Venedik ve MUnih belediyeleri turizm açısm dan bu kuşlan beslemektedlr. îki büyük sehirde iki büyük katedralin önüne turistler üşüşür. Az bir Ucret karşılıgmda bu güvercinlere memurlar tarafından yem verilir. Kendileri nedcnse ugursuz sayılan bu kuşlann ters leri o şehirlere ugur getiriyor. Son gelen Fransız gazetelerinde bu güvercinleri savunan yazılar çıkmakta ve Paris belediyesinin öfkeslnln bir dereceye azalması Festivalin Perde Aıkası TELEViZYON 18.40 ÇtZGl FtLM Programda küçük seyirciler içm hazırlanan çizgi filmler dizismden btr bolüm sunulacak. 19.05 İKÎ ARKADAŞ Dizlnin «Joey Aranıyor» adlı bölümü yayınlanacak. Joey, Fete ve bir arkadaşıyla birlikte bayTam tatilinde kamp kurup balık av lamak için çevredeki bir ormana gider. Yola çıkmadan birkaç saat önce btr kopek elini ısınr. Üçdört gun sonra köpegin kuduz olduğu anlaşılır, Joey'in hemen bulunup aşılanması gerekmektedir. Böylece bü yük bir arama başlar. M30 İPLtKTEN KUMAŞA Izmir Televızyonunca hazırlanan bu egitim proşramında, pamuğun kumaş haline gelınceye kadar geçirdiğı gelişım görüntülerle konu ediliyor. 20.00 HABERLER ve HAVA DURUMU POLÎS DOSYASI Dizinta «Kumanda Zlneiri» adlı serüveni yayınlanacak, kentin zencilerin oturdugu bir kestrninde iki polis memuru öldürülür. Bölgenin sorumlu polis müdürü bu cinaverin bir öreutün işi olduğunu ve tedbir alınmasmı is'en.ektedir. Ancak üst amir leri çıkabilecek sonmlan düşünerek ona yetki vsrmekten kaeımrlar. 21.25 TÜRK SAN\T MÜZİ&t BtR SOLtST Programda Ankara Radyosu Türk sanat müziği solisti Meral Uğurlu izlen^cek. Sanatçının sunacagı parçalar şöyle: «Fidan Eder Yine Bülbül Bahar 2035 Görmüştü», «Dili Blçarei Meğruh Eden Tirk1 Nigâhındır», «Sensiz Cihanda Aşıka Işret Reva Mıdır», «Deva Yokmu? Bimarı Aşkı» ve «İltimas Etmeye Yare Vannız». 22.45 TVDE TERLt StNEMA «Sehirll Hayat» Yönetmeni: T. înanoglu Oynıyanlar: Cüneyt Arkın, Semiramis Pekkan. Konu: Zengin bir ailenln penç kızı, şoförleri gence aşık olur. Babasının fabrikasında çalışan genç bir mUdür ise kızı istemektedır. MUdür, kızm red cevabıyle karşılaşınca bunu hazmedemez ve kızın babasj fabrikatörü öldürerek suçu şoför gencin üzerine atar. 23.15 GÜNE BAKIS 2330 PROGRAM ve KAPAVIŞ • BAJMİMAR. K:M! Birind îstanbul Festivallnln baş mimarı, kuşkusuz Turizm ve Tanıtma Bakanlığının nero deyse değişmez Müsteşarı Mukadder Sezgin'dir. Sezgin, böyle bir şenlık düzenlemeyi yülar dır hayal ediyordu. Sezgın'ın Ba kan Lütfi Tokoflu'nu ikna ede rek gerekli parayı Bakanlık büt çesine koydunnası zor olmadı. Bu lşin organizasyonunu, başından berı yapılan çeşitli uyarılan dinlemeksızuı FilmSan Vakfına bırakmakta dırenmesi ise. dikkate değer. Sezgın'ın bu konuda değişmeyen bir açıklaması var: Yasa, devlet daıreleri nın ancak vakıllarla ışbırliğine olanak tarumaktadır, bu nedenle smema çevresmdekı tek vakıf olan FilmSan'la isbirlıği «> runluydu. Atillâ DORSAT Şenlik, Mustaf» Akad'ın Hz. Muhamed'in yaşamı üstüne yaptıfı .MesaJ» fUmlyle noktaUndı. Ancak bn llfrlnç filnıln göstertsl bile, çesitU orçanijasyon aksakJıklan Ue (ölfelendl. Film de Anthony Quinn, Hz. Hamza rolünde jörülüyor. Sezgin biraderler işin bu yanıyla hıç ilgilenmiyor, herbıri kendi şenliğini yaşıyordu. Utku, genellıkle akşam üzerleri kokteyller veriyor, Fransız'lardan ne olduğu büinmeyen nişanlar alıyor, Marisa Mell'leri, îra Furstenberg lerl alâyı valâyla basına sunuyor, geceleri ise öz«llikle Mell'le Boğaz lokantalannda başbaşa yemek yerken göriilüyordu. Mukadder Sezgin ise, daha çok «gecelenn adamı»ydı. Sheraton veya İnterContinental'de dıneler ve supeler veriyor, bazen yabancı gazetecileri gruplar halinde toplayarak festivalin düzensızliğini açıklamaya çalışıyordu. Yapılan basın toplantılannda her türlü ciddiliği aşan başka şeyler de oluyor, yabancılara ya lanlar söyleniyordu. Örneğin fes tivalin artık ismini anmaktan usandıgım ün!U düzenleyicisi, bir basın toplantısında Marisa Mell" le yanak yanağa pozlar verirken, bir soru üzeruıe: «Türkiye'de si nema sansürü yoktur» diyebiliyordu. Oysa toplantıda bulunan lardan Isveç Devlet Sinema Enstitüsü müdiresi bayan GunHylten Cavallıus, bize daha sonra kendi getirdıği «Garaj» filminin, hem de bir festival çerçeve si içinde yasaklandığını anlatarak: «Koskoca bir festival düzenleyicisi gerçeklerı nasıl böyIp saklar?» diyordu. Ayni kişi, yanına aldığı Alberto Lattuada ile bir ortakyapım anlaşması imzaladığını beyan ediyor, öte yandan yıllar öncesinden tanıdığımız dostumuz Lattuada bize: «Bu kişilerle ortakyapuna girmem. Zaten 2 yılımın dolu ol dugunu söyledim» diyordu. (Bu ifadeler teypimizde mevcuttur). Böylece kişisel bazı davranı? biçımleri, yabancılar önünde ve tüm ulusumuza maledilecek blçimde pervasızc» uygulanabülyordu. Bu şenlik, kuşkusuz Ilk ve da son Mukadder Sezgin / Ümit Utku şenliği olarak kalacak, gelecek yıllarda her şeye yeni baştan başlanacaktır. Ama o zaman da elâlemi işın ciddıliğine lnandırmak hiç de kolay olmayacaktır. Türk ulusu, ışi bu hale getlren kişileri gerçekten de haketmemiştir. Istanbul'u 3 kıtaya yerleştirecek kadar coğrafya bil gısmden, sabahm saat dbrdünde seçim nutku çekerek kendisini yuhalatacak kadar insan psikclojisinden, Yeşüçam yıldızlanndan oben size gülmedim» diye imzalı belge alacak kadar ciddilikten uzak bakanlan haketmemiştir. Şımdi beklenen. bu kişüerin «ÎSTÎFA» diye bir davranışın varlığını anımsamalandır. Hem de bır an önce... SOLCU FESTİVAL» RADYO 11.00 11.01 05 00 Açılış ve program 11 16 05 05 Türküler ve oyun havalan 1130 06.00 Kısa haberler 12.00 07.00 Kısa haberler 13.00 07.30 Haberler 13.15 07.40 Sahahtan sabaha 13 30 09.00 Kısa haberler 14.32 09.02 Radyo am)arı 15.01 09.22 Türkçe sözlü hafif mUzık 16 00 10.00 Kısa haberler 16.05 10.01 Arkası yarın 16.45 10.21 Bolgesel yayuı 17.00 TRT 1 1 1 11 I Kısa haberler Çocuk bahçe3İ Türk halk oyunlan Yabancı dil dersi Bolge haberleri Haberler Oyun h a r a l a n Bolgesel yayın Beraber ve solo şarkılar S.zlerle bırlikta Bolge haberleri Yabancı dıl dersl Çocuk bahçesi Kısa haberler Olaylann içinden Bir sohstten şarküar Turizmin getirdikleri Baglama takımından turküler ve oyun havaları Okul radyosu Bir sohstten şarkılar Arkası yarın Bir solistten türküler Konser saati Kültür değerlerimiz Yurttan sesler erkekler Toplulugu Minyatür müziköğle konseri Kuçük koro Konser saatl Çağdaş Türk sanat mUzigi Konserlerden dermece Çeşıtli sololar Kuçük konser Caz muzığı Akşam konseri 19.00 Haberler 2015 Erol Küçükyalçın'daa şarkılar 20.30 Türküler, oyun havalan 20.55 Çocuklar için 21.00 Kısa haberler 21.02 Y. Kip ve M. Derya'dan şarkılar 22.00 Kısa haberler 23.10 Türk sanat mürik toplu programı 24.00 Kısa haberler 00.02 Alkışlanan eserlet 01.0005.00 Gece yarısı 19.00 19.30 19.45 20.15 20.30 21.00 22.00 22.15 22.45 23.00 23.15 23.30 23.35 23.55 19.00 20.00 21.00 21.30 22.00 22.30 23.00 24.00 01.00 Haberler Çeşıtli müzik Bir solıst konseri Barok müzik Olaylann içinden Radyo tiyatrosu Hafif müzik îki solistten şarkılar Bir solistten türküler Hafif müzik İ Vj* ş",ı Bir romanımıs tar * T İ Haberler Solistlerden seçmeler Program ve kapanıs Ezgiler geçidl îlgınç eserler ve yorumcular Ünlü yorumcular Barok müzik Lied saati Charlie Eyrd ve Top. Gece konseri Gece ve muzık Program ve kapanıj TRT II 08 00 09.00 09.30 10.00 10.30 11.30 12.00 12.20 12.40 13.00 13.15 GUn başlıyor Olaylann ıçinden Melodiler geçidı Muzık müzık muzık Okul rüdyosu Türküler geçıdl öğle muzığı Sağlığımız Dunya lolklonından Haberler Hafif müzik 13.30 1400 14 15 14.35 15 01 16 00 16 20 16.40 17.00 18.00 18.30 Yıllar yüı düzenlediği Antalya şenliğını, her turlü cıddüıkten uzak, eşe dosta odül dağıtma ve bellı bir zumreyı eğlendirme şölenlerine dönüştüren hazırlık komıtesınde bulundugu Balkan ülkeleri film şenliğını, yine kuşkusuz Sezgın'le fıkır birliği ederek yaptırtmayan Umıt Utku'nun îstanbul şenligıne de smema sanatı kaygılarından uzak, belli bir politık renk vermege çalışacağı dogaldı. Nitekim, festıvalcıler, işın başmda sosyalıst ülkelerle ilışkiyi pek agırdan aldılar. Ne zaman kl birçok Batı ülkesiııin ciddıliğinden kuşkuya duştuklerı bu şenhğe katılmaya cakları ortaya çıktı, o zaman du rum değışti. Utku takımı dört eile sosyalıst ülkelerın sinemasuıa sanlıverdıler. Boylece Türkiye' de en «solcu festivabu de yapmak Utku'ya nasip oldu: Tam 7 komunist ülkenin filmleri gosterildi şenlikte!. Ne var ki bu, iktidann rengi açısından irkiltıci bir durumdu. Hele Fransa'nın, Sezgin'in yıllarca görev yap tığı, kültüriine yakından âşına olduğu, ılişkilerıne güvendigi bu ülkenin şenlige katılmayışı ola ütku, son daükada Yaşar Kemal Onat Kutlar, Erman Şener gıbi isimleri de jünye katmayı denemiş, ama bu oyunu kimse yutmamıştı. Kültürel etkinlikler, çag nüların yerli sinemacılarımızla, basınla, sinema kurumlan t«msilcileri ve yazarlanyla tanışmam, fihn tartışmaları, açık oturum lar gibi uluslararası şenliklerın aynlmaz parçası olan çabaların hiçbiri yoktu. Bu arada kaybolan 3 FranMz filminin gümrükt* unutulduğu (!) son gün anlaşılıyor, bu filmler gösterilemeksizin Fran sa*ya gert yollanıyordu. Evet, işte böyle inanılmaz birşeydi bu: yönetmeliksiz, salonsuz, filimsiz, seyircisiz ve jürisiz bir şenlik!.. KONGRE E61EHİY0R Ama ne gam' Şenlik sürüyordu bazılan için. Gösterıler ağır aksak yapılmaj'a alışılır, bunun için Utku'nun yarü vefakân bazı kişiler koşuşup dururken, Utku/ ORTAOYUNUNUN SON PERDESi Börflkler kaf» kafsra Kanlı dö|Ü8İer oluyor sandalve Için Aç kurtUr diyorlar ba^kalann» Kendllerlnl lyl kisi sayıyorlar. öfkelendlklerlnl görtiyoruı telllm Dö^üstühlerinl blrbirleriyle Beslemek Utemezsek onlmn Anlasıveriyorlar blrden. birleşivorUr. ve silâhlar konuşuyor. 2 ölü, 6 yaralı, 8 berell, 10 çürük... Rezalet. sirkat, hiyanet v? cina yet tayfasmm bezmi MECLÎS'TE Gavgâyımenfaat ve yağmayı devlet oturumu suregelmekteyken. (Sans culotte) donsuz'ların reyiyle ve kamuoyu desteğiyle parlamento koltuğuna fırlamış olan buyuk burjuva CAVOUR şoy le söyleniyordu: « Meclislerin en kotüsü bile. meclissizlikten iyidır.» Ve ekliyordu sözlerme « Kendimi, hiç bir zaman, mec lislerin tatilde olduğu zamanki kadar zayıf hissetmedim.» Ffpndlden geçllmezdi alanUr Kaplanlar mı Istrrsinlz sırtlanlar mı? Kartal ya da domuzlar Nemlze gerek besledlk hepntnl. Şu. demokratik Cumhuriyet dev letının genel oy kurallarıyla seçılmış meclisi'nin salonundakl kavga, meydanlardaki kavgamn yansımasıyla ama, bu meclisin antmetiği acaba sokaktaki insan ların matematiğl ile ayru ORANTIDA mıydı? Meclisin en yüksek koltuğunda ki farklılar (büyük burjuva) sını Dr. thsan ÜNLÜER fından Mehmed Beyefendl, sanklılar ıderebeyı) smıfından Hacı Mehmed ağa, çanklılar 'or ta burjuva) sımfından Mehmet bey üe yalınayaklar sınılından vatandaş Memo ajTU oranda mıy dı Meclıste? Gerçekte genel oy kavramı yarar sağlanmaktaydı burjuvaziye Sınıflararası çatışmayı yumuşat mak ve Vayanam sınıfının devrım cı atılışını kanalıze edıp durdurmak ıçın fraklüar, sanklılar, çarıkülar dıktasını maskelemek ıçın zorunlu bir şeydi genel oy kavramı.. «Karamanın koyunu • Ver Kırata oyunu» diyerek halkın oyunu yutup iradeimılliye. iradeı revaııiyeden atıp tutanlar halk uyanıp bılinçlenip de kendi ıradesıne yönelınce allem edıp kallem edip türlü numaralarla Gasperi'nın Italya'da, Adenauer'in Almanya'da örneklerinı vermış oldukları bir sürü dalaverelerle halkın iktıdara geçmesıni önlüyorlardı. Boylece DEVLET adı altında, emekçı kitleyi haklamak ıçın palazlanan, egemen Suıifı gormekteyiz. Bürokrasi çarkı yukardan aşağı verilen emırlerle ışler. Burjuva devletmın parlamentosunu sağlayan seçimler, 4 yüda bır «Hangı guvenılir adanun» halkı temsıl etmek ıçın meclıse gırece gıni saptamak ıçın yapılır. Danıştay kararlan hiçe sayüır. öğrenci yurtlannda gençler kıyılır, dört bir yana yobazlığm temelleri atılır, el emeğı yabancıya satılır ve ucuzdur insan yaşamı beş pa raya... İşte Kapitalizmin çöküş dönemidır bu durum.. Sömürücu siyaset, düşünen kafaları, üretıcı bilekleri engelleme amacına yönelir bu dönemde. Sömürulenlerın ekmek uğruna yaptığı her mü cadele yolunun üzerınde karçısında devletı bulur. Buhran çağında emperyallzmin çelişkılerı daha da genışledi mi kapıtalizmi kurtarmanın yolu olarak savaşa başvurulur sonunda.. Barışı sadece «iki saldırı arasındaki bir mütareke» gibi gören kapitaliit görüş, öfke ve savaş üretımı uygular Kamu oyunda.. Bunun ıçın de savaşa karşı çıkan işçı ve devrimcı smıîını susturmak şarttır. Ve sonunda Faşızm'e çağnda bulunuıur. DUVARA TEBEŞIRLE YAZ1LAN YAZ1 : •Savaş Istiyoruz!» En önce vuruldu Bunu yazan. Gorülüyor kı Faşizm bır partinin diktatorlüğü degıl iapıtalıznıın son çaresı olan lerorcu diKtatörluğudur. Faşızm, ou rolda ılkm orta burjuva sınıfını yoksullaştırır. Yoksullaşmış orta sınıfları savaş nağmeîenyle kahramanlık ve şovenıst davraruşlaı;a uyutmaya çalışır. Fetıh runu, gâzılık ruhu ve nane ruhu lie yoksulluğu unutturmaya îaiışılır. Yoksullaşan Orta Burjuva sır.ıîı böylece NASYONALIZM demaijo jısı üe baüandınlır.. Bundan son ra yapılacak ış İŞÇİ »ınıfına gerekenlen yutturmaktır.. Paşizm, ışçılere kendisinın antıkapı*alıst ve DEVRIMCİ olduğunu kanıtlamaya çalışır. SOSYALtST maüam dan nağmeler atar işçı Eirufına.. Boylece Faşızmın komcdısı; orta burjuvaya oynanan NASYONAL oyunla ışçılere kesilen SOS7A LİST pozu sonucu NASYONAL SOSYALIST ucubesı, anormal yaratığı şekline dbnmüştür. Kapitalizm bu eylemlerle gerçekte CAN ÇEKIŞME süresını uzaima çaresine dalmıştır. Ellnl göriirdüm hani ben senin, nğlum, •HAYL HtTLER!» diyerek tcaldırdığm eltut, Hltler'I selamladın diye, nerden oilecektün, Kuruyacağını bir gün elinin. Kâid gömlek vardı her .aman sırtında «jcnln Glvme su gömlcei demedün sana, demedim, oğlum Bn çünlcri RÖreceğiml lıilmiyordum. ne vapayım Sana o pömleğin KEFEN OL.4CAĞIM bllmiyortlunı. BRECHT mi<& « # * 6 * ^ üceiuıe Sıra kapaklan vuruluyor, hay kırmalar, küfürler, yumruklar TRT III 07.00 07.02 08.00 09.no 10.00 11.00 Açıhş ve program Güne başlarken Sabah konseri Plaklar arasında Günün konsen Yurttan sesler erkekler toplulugu 11 30 12.00 13.00 13 30 15 00 16.00 17 00 17.30 18.00 18.30 Parıs'te aldılar. Orada Sezgin, kişisel ilişkilerini kullandı ve 3 Fransız filminin festivale gönderilmesini sağladı. Biraderler, oradan îsveç'e uçtular ve 2 îsveç filminin gelişini garantiye aldılar. Ne var ld bu yolculuk pek işe yaramadı. Çünkü Fransız filmleri, şenliğin unutulmaz skandallarından birini yaratarak «kayboldular» (!) ve gösterileme dıler. tsveç filmlerinden biri ise sansürümüzde reddedildi ve yalnız biri gösterilebüdi. BiR GARiP JENLiK SİNEMALA; KYOGLU ANKARA (641686): Gülşah KU Çük Anne H. Koçyıgıt, G. Soydan AS (476315): Savas Kurbanlan R. Snaider • R.F. ATLAS (440835): Çapkın Hostesler R. Lıvıngston R.T DÜ>fYA (490166): Zincirli Köle S. George, K. Norton • R t EIVIEK (448439): Tnmmy O. Reed, A. Margret • A.t FİTAŞ (490166): Şehrin Üzerindeki Korku J. P. Belman do R.F. GAZİ (403625): Ük Defa J. Michelson • R î . İNCt (404595): Çızmeli Kedl S. Taner. C. Şahbaz • R. KENT (477762): Zincirli Köle S. George. K. Norton R.t. KONAK (482606): Şehrin Üzerindeki Korloı J. P. Belmando R. MELODİ (641314): Dünyaya Dü fen Adam D. Bowıe R.t. MISTIK (461514): 1 Püskül lü Bela B. Eouchet. 2 Hız U Adam T. Mıilian R.T. ÖZLE>I (666083): 1 Deprem K. Inanır. 2 Gurbetçiler Donuyor T. Yiğıt R. RtYA (445457): 1 Gurbetçiler Donuyor T. Yigıt. 2 Onun H'.kâyes! M. Görgün R. SES (452416): Rbntgencı Kız I. Bıacmı R.T. SİTE (476947): Tehlikeyi Sever:m M. Landau • R.I. SİNEPOP (442422): Dur Yapma E. Fenech R.T. YEXİ MELEK (444289): Tehlikeyi Severim M. Landau • R.t YUmTlCAK (610191): 1 Deprem T. Şoray. 2 Zaval lılar R. ECZANELER BAKIRKÖY: Yıldız (Ataköy), Gün (Yeşıhoırtı, Atalay (Kanarya), '"eni (K. Çekmece), Merkez (Se'faköy), Fıkrot (Esenler) Bengi (Merter Sıtesı), Hürnyet (Şirınevlen, Fıısun (Gungöreni. BEŞİKTAŞ : Altmay (Şehit Asım cad.), Ferah (Ihlamur cad.), Dereboyi1 (Dereboyu cad.), Boğaziçi (Bebekı, Altuğ (N'isbetije cad.). BEYKOZ: Paşabahçe (Paşabahçe\ BF.YOGHJ : Melis (Galatasarav,, Hülya (Tarlabaşı), Saglık (Şişhaneı EMÎNÖNÜ: Hal (Küçvikpazar), Huzur (Sultanahmetl, Yeni (Kumkapı). EYVP: Uçşenıtler (Islâmbey Ortada ciddi bir yönetmelik yoktıı, filmlere ödül verilip veril meyeceği, yanşma olup olmadıgı bile belli değildi. Seyirci yoktu DOS T LA R TÎYATROSO ortada, festival halka kapalıydı, AKSARAY bilet alıp girilmesi. böylece hem BULVAR (213578): Deprem (47 04 08) «Bitmeyen KaTga» • birkaç yüz Istanbullu sinemaseve K. înanır T. Şoray R. Pazartesl, çarşamba 18.30. salı rin filmleri izlemesi, hem de belli HAKAN (234233) Deprem K . 21.30. Cuma,, Pazar 1530. «Sabo bır gelir sağlanması düşünülmeInanır, T. Şoray R. taj Oyunu» Çarşamba 2130 mişti. Program yoktu ortada. tPEK (222513) 1 Çapkın Hos Cumartesi 18.30. Pazar 12.00 Filmler gelmemişti çünkU, peytesler, 2 Öldüren Çınli Bebek «Kerem Gibi» Cuma 18.30 derpey geldikçe program yapılı R.T. G. ÜLKO U. OZCAN I yor, onun için de hemen hiç bir ıMLUAT (240556) 1 Deprem film ilân edildiği saatte gösterile (46 80 tü) «RJme Niyet» Sa K. İnanır, 2 Bitirimler Sosmiyordu. Film jürisi, adısanı lı hariç, her gün 21.00 Cumaryetede K. înanır R. duyulmamış, film sanatıyla ilgisl tesı, pazar 16.00. RENK (211525) ÇizmeU Kedl büinmeyen kişilerden oluşuyordu. S. Taner R. t. ü. HALK TtYATROSD (BaySUR (236712) 1 Dansözün rampasa Beledlye T. 76 15 02) Seks Hayatı, 2 Tehlikeyi Seve•Günestn Katli» Pazartesl, Sab rim R.T. nariç her gece 21.00 ŞAFAK (222513) Tehlikeyi SeveÜMİT TİÎATROSO (Nisa rim M. Landau R.l. Tolga AŞKINER 47 18 86) KADIKÖY •Başbakan Oluyorum» Çarşam ma 15.30, Perşembe, Cuma 21.30 • 22 aralık çarşamba saat 13.30 OCAK (363771) ÇizmeU Kedi ve 21.00'de Tepebaşı'ndaki ttal Cumartesi 15.30 2130 PaS. Taner, C. Şahbaz R. yan Kültur Merkezi'nde, yönetREKS (360112) Deprem T. Şo zar 18.30 2130. men Marıo Monicelli'nin «Dostray, K. Inanır R. NEJAT UVGUR TÎYATROSU lanm» adlı filmi sunulacak. USÜREYYA (360682) Dünyaya (22 41 12) Muzdarip Çarşam go Tognazzî, Adolfo Celi, Phılıp Düşen Adam D. Bowie R.L ba hariç her gün 2130 Cumar. pe Noiret, Dilıo Del Prete'nin oy tesl, Pazar 18.30. TiYATROLAR nadıklan Dostlarım'da gençüklerini geride bırakmış Floransah TEVFtK GELENBE TtYATROALİ POYRAZOGLD (49 56 52) beş arkadaşm eğlendirici, çocuk SU (Kadıfcöy tl) «Genç Bak «Dur Konuşma Sus Söyleme» ça hareketleri ve bu eksen çevre kallar» Salı hariç her gün 2130. Salı 21.15. Çar. 21.15. sinde olusan bir diinya sergilenÇarşamba 1530. cumartesi, pa18.30. Perşembe 21.15. Cuma mektedır. Guldüru öğesinın ardın rar 18.00 (matlne). 221.15. Cumartesi • Pazar 15.30. KENT OYUNCULAR1 (46 35 89) da günümüz yörelerinin ince bir 21.15. yergısi sezılir. «Yasak Elma» Çar. 15.00 ÇEVRE TİYATROSU (A. Erbo• Sınematek Derneği. Dziga lafe • M. Sereıü 25 01 78) «Na21 15 Perşembe Cuma Vertov'un <cDünyanın Altıda BilınJar. Pazartes) narlç her g D U 21.15. Cumartesi 18.15 21.15. ri» filmmi bugun saat 18.00'de 21.15 Cumartesı 18.15 Pazar 18.15«Katır Tırnağı» Pazar 15.00 Tepebaşı Der.eme Sahnesı'nde 21 15 perşembe (Halk) 18.15. üyelerıne gosterecektir. BtRLtR SAHNESI (48 S3 46) HARBİYE ŞEHtR TtYATRO• Fatıh Şehir Tiyatrosu'nda Sezuao'uı iyl tnsam ÇarsamSU (40 77 20) Oyun Yok. saat 18.00'de Sencer Dıvitçioğlu' ba 21.1i). cuma. pazaı 18.15. cuKAD1KOY SEHtR TIYATROnun «Kapitalizm ve Sanat» adlı roartesı. pazar 15.15. SU (33 03 97) Oyun Yok. bir söyleyışı var. DEVEKUŞD K A B A R E ÜSKÜDAR ŞEH1R TÎYATRO• «Türk Sınemasının Yakın (44 48 75) .YaiaD Dunya» SU (36 31 21) Oyun Yok. Geleceği ve Sansür» konusu 22 Pazartesl hariç tıer gün 31.30 aralık 1976 (yarın) saat 18.00'de FATİH ŞEHtR TtYATROStl Çarşamba, Cumartesi, Pazar Teşvikiye'dekı Avusturya Kültür (28 53 80) Oyun Yok. 1830. Ofısı'nde yapılacak bir açık oturumda tartışıl?xak. Cem Duygu lu'nun yöneteceği açık oturuma konuşmacı olarak Atillâ Dorsay, Selim 1leri, Onat Kutlar vs Veo KASIMPAŞA: Doğu Karadeniz cad.), Aydın (Bayrampaşa), Badi Sayar katılacaklardır. (Kulaksız), Sedef (Bahriye cad.). şak (Altıntepsı), Beşyüzevler • Richard Attenborough'un (Bayrampaşa), Yeni (Rami), SeSARIYER: Tülin (Büyükdere), yönettiği «Oh! Wat a lovely war» bat (Alibeyköyü). Çehkbaş (Yeniköy). adlı film ikinci kez Ingiliz KülFATtH: Yavuzselim (Ya\uzŞtŞLt: Amber (Şisli), Arda tür Heyeti'nin Galatasaray'dakl selım), Halıcılar (Halıcılar). Ba(Pangaltı), Utku (Teşvikiye), Merkezi'nde saat 18.00'de ikinşak (Şehremini), Cafer (Molla Mecidiyeköy (Kervangeçmez soci kez sunulacaktır. Filmde rolGürani). Yerügün (Cerrahpaşa), kak), Omür (Çağlayan), Mehleri Ralph Richardson, Meriel Doğan (Balat). metçık (Çeliktepe), Sanayi (SaForbes, Kenneth More, Lauren G.O. PAŞA: GünUşen (Cengiz nayi rnah.), Engın (Gültepe), ce Olıvier, Michael Redgrave ve Topel r^d.). Sağhk (Dörtyol). Semt (Gursel mah.). John Mills paylaşmaktadır. KADIKÖY: Seda (Moda), tSKÜD.VR: Ülkü (Hakimiye• Devlet Güzel Sanatlar AkaHülya (Altıyoll, Pazar (Muvakti Milliye cad.), Necatı Baykara demisi salonlarında bugün saat kıthane cad.), Coşkun (ŞaşkınCSelmanıpak cad 1. Bağlarbîşı • 17.30'da Israil Grafik Sanatlan bakkal). Aybars (Goztepe), Ne(Bağlarbaşı), N'ükhet (Kısıklı | Sergısı alçılacaktır. Gene aynı şcm (Ki7iltoprak) meydani). Kuzgıınruk (Kuz binada 22 aralık'ta da (yann) KARAKÖY : Ziya Boyer (Perguncukı. Alper (Ümraniye). saat 17 30'da Bedn Rahmi EyubCîmü sok.). oğlu'nun yapıtları sergilenecekKARTAL: tdealtepe fKüçukZEYTtNBURNU: Jale (Yenitiı. yalı), Istasyon (Pendik). doğan) BİR KİTAP, BİR SORUN Atillâ AKSOY «EKONOMt DERSLERİ» PROF. SADUN AREN, GERÇEK YAYINEVİ, KASM 76, 207 S., 30 TL., (BÜYÜK BOY). îktisat biliminin tüm toplumsal bilimler gibi, tarihle zorunlu bir ilişkisı var. Zaten gorevı, tarıh içmde bir dönemin ya da çeşitli dönemlerin ekonomık yasalannı, eğilimlerıni açıklamak. Bu açıdan tarıh ıktisadın öznesı. Iktısat ondan uzaklaştıkça bilim olmaktan da uzaklaşıyor ve «burjuva ıktisadı» ya da Man'ın deyimıyle «vulgar iktisat» oluyor. Macar fılozofu Georg Lukacs'ın şu sözlerı bunu vur gulamakta: «Günümüz sorununu tarıhsel bir sorun olarak ele aldıgımızda, burjuva düşüncesımn tarıiı dışı ve tarihe karşı özü en çarpıcı biçimiyle karşımıza çıkar.» Prof. Sadun Aren'ın son çalışması «Ekonomı Dersleri» bu tarıh dışı olma kategorısının ıçıne bir gırip, bir çıkıyor. Nedeni, ayrı yontemlerle geliştirilmış ayrı iktisat dallanndan tek bır kitabın oluşturulmuş olması. Ilk beş bolümde Aren üretim tarzı, kapıtahzm, mal, emek, değer yasası, sermaye, artıkdeğer ve bölüşüm gibi ekonomı polıtiğını, yani tarihsel ve toplumsal bir bilim olarak ıktisadın kavramlannı ele alıyor. 69. sayfadan sonra karşımızda farklı disıplinleri buluyoruz: Tüketici davranışı, marjinal fayda, ışletmeci davranışı, arztalep, piyasa mekanizması, işlet me dengesi gibi konulardan oluşan mikro, arkadan da millı gelir, pars, enCasyon, dış ekonomik ilişkiler, vergl gibi konulardan oluşan makro iktisat. Kitabın konu ve dolayısıyla yöntem açısmdan taşıdığı bu ikilik belkl ona günümüz iktisat eğitiminde okutulan tüm ana konuların tek bır kitapta toplanması olanağını vermış ama bilimsel olma niteliğini de son derece sarsmış. Önce değeri Ureten ışçiler ve artıkdeğere el koj^an kapitaHstlerin oluşturduklan, sonra da tüketici ile işletmenin piyasada karşı karşıya geldikleri dünyalar var ortada. Birincisinin oyunculan sınıflar, lkincısinın ise bireyler. Son bölümde ise bunların yerini devlet vatandaş ilişkisi alıyor. Gerek mikro iktisadm (ikinci bölüm) gerekss makro Iktisadın (son bölüm) bu sınıflardışı oyunculan, onlan toplumsal bilimlerin dışında «şayışımlzın ana nedenini oluşturmakta. Önemli blr başka nokta da Aren'in b\ı bu konulan ne ölçüde başanyla sunabildiğı. Muhtemelen okunma kolaylıgı sağlamak amacıyla kitaba ne bir dipnotun ne de kaynakçanın konmamış olması eleştiriyl, değerlendirmeyi oldukça zorlaştınyor. Neyin, nereden, neye dayanarak alındıgını, nelerin dışarda bırakıldıgını kestırmemız son derece güç. Bununla birlikte birkaç önemli sorunu sıralamakta yarar var. S. Aren toplam talebin toplam arzdan fazla olması biçiminde tanımladığı enflasyonu dört asll nedene dayandınyor: Dev let harcamalannın gelirlerınden fazla olması, ozel sektör yatırımlarının tasarruflaımdan fazla olması, ihracatın lthalattan fazla olması ve yurt dışmdan gelen gelirler. En önemli neden olan tekellerin fiyatları belirleyışinden söz edilmiyor oysa. Azgelişmiş bir ekonominm kapitalist yoldan sanayileşmesinin olanaksızlığı ise yalnızca bu ülkelerin dış pazarda rekabet edecek güçlerinin Dulunmayışı ile açıklanmış. Yine. bağımlılık ilişkisinin bu ülkelerde bizzat Uretilmesinden söz edilmiyor. Bu durumda çağımızın temel ögesi olan sermaye ıhracının gerçek anlamı gozden naçırümış oluyor Bırtnci bölüme, ekonoml politik bölömüne ilişkin en canalıcı nokta ise gerçekleşme sorunu ıle bunalunlar gıbi kapitalizmın temel sorunlannın kapsam dışı bırakılmış olması. Son olarak Aren'in kapitalizmde üretim güçlerıyle üretim thşkılerı arasında varolan çelişkisine getirdigı yoruma kulak vermek gerek: «... memleketteki (Türkıye'dekı) üreum güçlenrün gelişme düzeji apartmanlar biçiminde büyük bmalar yapmaya elverişliydi. Ama var olan mülkiyet düzeni, bu olanağın gerçekleştirilmesini önlüyordu. Üretim güçlerıyle üretim ilişkileri arasındaki bu çelişki, kat mülkiyeönin kabul edilmesiyle çözüldü. Bunun üzerine memleketteki bina inşaatı (bu alandald üretim güçleri) büyük bir gelişme gösterdiler. Şimdı de, sayfıye evleri İçm, kat mülktyetınin zamanla kayıtlanması gibi bir usul söz konusu edilmektedir. Buna göre, Jenız kıyısındaki bir daire, diyelim oniki kişiye, her h avrı 'r sı icm nlmak üzere, sanlabılmek tedir... Bu tür mülkiyet biçimi hukuken de düzenlendıği zaman, sayfiye konutu inşaatının büyük gelişme göstereceğine şüphe yoktur... Bu örneklerde olduğu gibi, üretim Uişkileri üretim güçlerindeki değişmelere rahatça uyabüiyorsa mesele yoktur.» Bu sözler bize, toplumsal ve ekonomik önlemler getirildiği sürece kapitalizmin çöküşünün söz konusu olmayacağını öne süren Bemstein'l ve Fabiancılan anımsattı. Özetlersek, «Ekonoml Dersleri»nden çıkanlacak «dersler. çok. tktisat, açısından öğrenilecekler ise aynı ölçüde zengln degil. Sanat Dünyası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear