Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMKinittT 28 KASIM 1976 YAHU Bu KApAty DA 0LMA2j U l & Bu ?!... 6 i i N£ IffFH/UK'N ^EVKİMıN I Pİ CAKlHA OMYOfcLA&N Dı'VECEKlffo'Mİ? / .... KAÎIKJ AYAÖı Öyit / t4ir£LÎMî>£[)iİ4. KAfAllNf l üMı DEVl£rT£LE./ K 1 Z ÖEMESL. Stalingrad "Son Kurşuna Kadarır Y azan : HEÎNZ SCHRÖTER 55 ç e •1r e n : N. DİZDAROĞLU Türkiye'de Eğitim ve Öğrenci Hareketleri Murat Belge Ömer Lâçiner Ondokuzuncu yüzyılm "bilgi için bilgi,, yaklaşımı, bugün artık kimseyi inandırmıyor «Eğiümin Demokrat&lestlrUmesiv gibi bir deyim, kullananın bakıs açısına göre, çeşitli anlanı lar taşıyabilir. Biz şu anda, be'. i başlı üç anlam ayırabüırız: 1) E ğitimin bütün kitieye yayılması; 2) Eğitim öğretim kurumlarm da öğrenci durumunda olanUnn bu kurumlarda yapüan faali yet üstüne söz ve Uarar hakkına sahip ornıası; 3) Eğitim ve ögretimin bizzat kendısinin, ga rek içerik, gerekse yapüış biçı mi bakımından demokratikleşme si ve devrimselleştirilmesi. Bunlann hepsinin bir arada saglan ması, gerçekten demokratik bır işleyişin maddî temelini oluşturabilir. Her birinın ayn ayrı ve bir arada gerçekleştirilme derecesi, bir bakıma. toplumsai gelişmenin aşamasma da baglıdır. Bu aşamalara göre, uç mad denin içeriğinın ne olacağı DelU ölçülerde degi^sblllr. örneğin, smıfU blr toplumun belli bir asamasında da, «bütün kitieye» • Kuşatmamn son temsllclsi olarak ordunun birlnd emlr subayı yüzbaşı Behr uçakla ordular grubu genel karargâhına gönderildi. Görevi lse: Gereksınimleri konusunda Hitler'e kesin bügiler vererek ordunun kurtarüması için önlenndekı 48 saatlik süre içinde neler yapüması gerektiği yolunda net bir cevap aliD gelmekti. Behr, bu uçuşu, Ruslann 15 ocakta kesin sonuç alıcı vuruşa geçmelerinden beş gün sonra, yani Pitomnik düşmeden bir gün önce yapmış bulunuyordu. Aradan 38 saat geçtıkten sonra kuşatmaya dönemeyerek Tagonrog'a indi. Yanmda bir uçak dolusu domuz yağı lle bir sıirü yiyecek paketı getırdı. Yaptıklannın hepsi işte bu kadardı. Yüzbaşı Behr, ordu başkomutanının verdiği son yönerge geregince Führerle ikmaj konusunda yaptığı konuşmalara ıiişkın notlannda: «Uçak mürettabatının ustun özveriyle başarüı çalışmalanna karşılık, kuşatmada tutunmamız içın verilen emri bozacak kadar yeterli ve esaslı bılgılerle donanmış bir insan yoktu» dıyordu. Başkomutan tarafından kabul edüdıği sırada fiklrlerini çekinmeden soyledi. Yüzbaşı Behr, ordunun durumu konusunda bildıklerını çok açık, net ve hıçbır soruya meydan bırakmayacak ölçüde korkusuzca anlattı. Hitler ük kez, kendi akıl hocalan çevresinde, bir yuzbaşıdan Stalıngrad gerçeğinı dinliyordu. Wehrmacht Yuksek Komutanlığı kurmaybaşkanı general feldmareşal Keitel, harekât şefi orgeneral Jodl, Hitler'in emir subayı tuğgeneral Schmudt ve Reıch SS komutanı Himmler ile Hitler'in parti sekreteri Martin Bormann da oradaydüar. Hitler ise, altı hafta içinde cephedeki durumun oluşturacağı bütün olanaklariyle kendisi tarafından yapüacak harekâttan, güneyle kuzeydeki durumdan ve yapüacak yanlışhklarla bunlann düzeltümesinden soz ettigi halde yüzbaşı Behr'ın istedıgı yardım konusunda hiçbır şey söylemıyordu. Sonunda harekete geçmenin zamanı geldiğine karar veren yüzbaşı Behr, Hıtler'ın sözünü keserek, «Ordu içın kuşatmaya uçakla ne kadar yardım gonderileceği daha önemhdır, ordu ıçin geleceğe ilişkın yapüacak tasarlamalar artık geç kalmıştır. Ordu şımdi sonuna gelmış bulunduğundan gereksinımlerinin sağlanarak koruma hareketlennin yapılması yolunda kesin karannızı rica etmektedir». Hitler konuşurken, şimdıye kadar hıç kimse tarafından sözü böyle kesilmemişti. Odaya bunaltıcı bir sessizhk çökmüştü; her an kötü bir tepkiden korkuluyordu. Ancak böyle bir şey olmamış, Hitier'ın söylenenlerin etkısi altında kaldığı ve tamamen dingin olduğu görülüyordu. Sonuç olarak hiçbir şey alınamamış, yüzbaşı Behr o akşam da cevapsız kaimıştı. Ancak ertesl günü general feldmareşal Milch'in hava ikmal genel komutanhğına getinldiğlni ögrendı. Ordunun ısteklenne karşılık Hıtler'in verdiği cevap bundan ibaretti. 6. ORDÜYA VERtLEN RUS İÎLTİMATOMU Kızılordu genel karargâhı 7 ocakta 6. ordu başkomutanlığına telsizle üç parlamenter göndermek istedığini büdirdi. Ordu da parlamenterleri kabul etmeye hazır olduğu karşılığını verdi. Zanıanı ise 8 ocak günü öğleden önce saat 10 olarak saptandı. Don cephesındeki Rus kuvvetleri başkomutanı tümgeneral Rokossowski'nin gorevlendirdiğı parlamenterler 8 ocakta kuzey cephesındeki Alman mevzılerıne gelerek aşağıdaki ültimatomu verdiler: «6 Alman ordusu başkomutanı orgeneral Paulus ya da onun vekili üs Stalingrad'da kuşatılmış bulunan Alman birliklerinin bütün subaylariyle mürettebatına. 6 Alman ordusu, 4. nrhlı ordu ve takviye amadyle emirlerine verilmış bulunan bütün birlikler, 23 kasım 1942 gününden berı bütünii ile kuşatılmış bulunmaktadırlar. Kızılordu birlikleri Almanlann bu ordu grubunu güçlü bir çember içine almış durumdadır. Alman ordusunun. buradakı birhklerini, güney üe güney batıdan yapacağı bir taarruzla kurtarma çabalan da başanya ulaşamamıştır. Onlar yardım etmek üzere hızlı gönderilen Alman birlıkleri Kızılordu tarafından yok edilmiş, artıklan da Rostov'a doğru çekilmek yolunu tutmuşlardır. Size açük gidericı yiyecek maddeleriyle oephane ve akaryakıt getiren Alman hava taşıt filosu da, Kızılordunun başarılı ve hızla ilerlemesi sonunda çok kez alan değiştirmek zorunda kalarak kuşatmaya uzak yerlerden dolanarak uçmaya yoneltümişlerdir. Bu arada Alman taşıt filosu da gerek uçak, gerekse mürettebat bakımından ağır kayıplara uğratılmıştır. Bu nedenle kuşatılan birliklere yardun isteği hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. Kuşatılan bırlıklerin durumu ağırdır. Açlık, hastalık ve soğuktan acı çekmektedirler. Şiddetlı Rus kışı henüz yeni başlamıştır, önümuzde daha kuvvetli don olaylarıyle dondurucu ruzgâr ve kar fırtmalan vardır. Erleriniz kış gıysilerıyle donatılmış bulunmadıklan gibi ağır sağlık koşullan içinde bulunmaktadır. Kuşatılan bırlıklerin başkomutanı olarak sız ve bütün subaylannız, kuşatmayı yarıp çıkacak hiçbir gerçek olanağa sahıp bulunmadığınızı herhalde iyıce takdır edersiniz. Durumunuz umutsuz. karşıkoymayı sürdürmenız ise bir deliliktir. Yine sizin de takdıre edeceğıniz gıbi, içinde bulundugunuz kurtuluşu olmayan bu durumda daha fazla kan dokülmesıne meydan vermemek içın size, aşağıdakı teslim olma koşullannı kabul etmenizı öneriyoruz: 1 Kuşatılmış bulunan bütün Alman birlikleri başta siz ve otekı komutanlıklar olmak üzere karşıkoymayı durduracaklardır. 2 Bütün Wehrmacht mensuplan ile silâhlan ve bütün savaş donatımı ile ordu malları zarar gormeden ve düzenli durumda tomutanlığımız kullanımına teslim edilecektir. 3 Karşıkoymayı durduran bütün subaylarla erlere haya^ lanyla güvenliklerı, savaşın sona ermesınden sonra da Almanya'ya, ya da savaş tutsaklannın gıtmek istedikleri yerlere gondenleceklerıni garanti ederız. 4 Teslim olan bırlıklerin bütün Wehrmacht mensuplarma ünıformaları, rutbe işaretleriyle nişanları ve kişisel degerli eşyalarmdan başka yuksek rütbeli subaylara kılıçlan da bırakılacaktır. 5 Yine teslim olan bütün subay, assubay ve erlere men normal yiyecek payı verilecektir. 6 Bütün yaraularla hastalar ve donanmadan zarar renler doktor bakımma alınacaklardır. hegö Eğitim sistemi, toplumda iktidar dağılımını birinci derecede etkileyen bir kurum haline geldi Etitünln demokrmtikleçme»!, bakif K U U U för» çeştiU aalamUr Ujıyabilir. BilgiSayarların bütün potansiyellerini gerçekleştirmesıyle, bilginin merkezleşme gereği kalkıyor ğitim yapılabilir. Ama bu eğitim yaygınlaştırması, toplumun hiyerarşik yapısım yeniden üretnıeye yönelikse, bunun gerçekten demokratik sayüamayacagı açık tır. Eğitimi demokratlaştınnaktan söz ederken bizim çıkıs noktamız ise ekonomik değil, politik bir ölçüt oluyor: Kitlelerin politikleşmesi ve kitlelerin bütün toplumsal kararlara aktif biçimde katılması. Bu, devrimci düşünce adına sürdürülen bir hareketin temel ölçütü olmak zorundadır. Çünkü smıflı toplumda tahakkümün temeli ekononuk olmakla birUkte, toplumda tahak kümün somut mekanızmalan çok farklı biçimler alabilir. Bu yazının başında da değindiğimız gibi, çağdaş tekelci kapitalizmde, mülkiyet belirleyiciliğini büyük ölçüde kaybetmiştir. Bır firma yönetlcisi, hiçbir mülkıyete sahip olmadan, tam bir kapitalist gibi davranabilmekte, kapitalizmı artık «jet sosyete» hayatına dalan çoğu büyük mülk sahiplernıden daha iyi yürütmektedir. Eğitim sistemi de, toplumu yönetecek çeşitli kademede uzmanlar yetiştirme sistemi olarak, toplumda iktidar dağüımını birinci derecede etkileyen kurum haline gelmiştir. İşte bu ba kiTTKfon «Politik katılma ve karar venne» ölçütü. tahakküme dayanan ve dayanmayan toplum larm ayırıcı ölçütü haline gelmektedir. eskl Yunan kentlerinde. demokrasinin ideal koşullara en yakın işleyiş biçimlerinde, mekân aşağı yukarı bir kentten ibaret kaldığı için, o kentte yurttaş sayılan herkes topluluğu agilendiren kararlara doğrudan katüabilme ımkanına sahiptl'. &n& daha geniş mekana yayılmış toplumlarda böyle bir şey düşünülemezdi. Bu, daha sonraki dönemlerın «Nisbî temsüe dayaiı» demokrasi anlayışlarınm bir anlamda coğrafi zorunluğuydu. Ancak, msbi temsile dayanan «demokrası»de, değişen aynntılara karşüık, degişmeyen öge şudur: Bellı sayıda ınsan bır temsüci seçer; bu temsilcı seçımi, duruma göre, bırkaç kademeden geçebüir. Sonuçta, iktidar temsücüerde toplanır ve yukarıdan belırlenmeye başlar. Bır sure sonra, tabandaki şeçımin biçımselleşmesı, gerf^k ıktıdar mekanızmasının yukarıdan belırlenmesi kaçımhTiazdır. Oysa bugün, kitle haberlesme araçlarında sağlanan teknolojik ilerlemenin boyutlannı düşünelim. Bu araçların, kıtlenin politik kararlara doğrudan katılmasını sağlayacak bıçımde kullaml ması şımdiye kadar pek düşünülmedi, varolan sınıflı toplum yapüannda düşünülemezdi de. Oysa. bu alandakı teknoloji, geç mişin fiziksel engellerrni yok etr meye yetiyor. Bu kadan, şüphesiz, sorunu çözmeye yetmez. Çünkü geçmışin geri tekniği yüzünden ortaya çütan fiziksel engeller demokrasınin «nısbî temsüe dayaiı» olmasını gerektırıyor idi. Bu kıtle haberlesme araçları ise, ancaK, başka türlü bir temsilin altyapısım sağlar; ama bu altyapuun ötesinde daha birçok öge olmadıiıça, düsünülen kıtle katılmasının sağlanması imkâm yoktur. Çünkü şimdiye kadarki toplumların yönetim biçimlerinde kararlarm merkezileşmesi gereği, yalnızca yukarıda söyledığimiz fiziksel engellerin değil, aym zamanda, bilginin belli eilerde toplanmasuun sonucuydu. Belirli çevreler, toplum içinde ve dışmda olup bitenleri, daha iyi değerlendirebiliyorlardı, çünkü nesnel konumlan btmun içın elverişliydi. Şüphesiz ki sorun, temelde, yöneticı sınıfm kendi çıkarını koruması ıçin, iktidar organlarına da el koyması gereğinden doğuyordu. Ama bunun bir yan sonucu olan bilgı toplanması da, birinci sorun olarak ileri sürülebiliyor, cYönetiın buradan yürütülmelidır, çünkü verıler en iyi burada değerlendınlebilir» denüiyordu. Daha önceki tanma dayaiı toplumlarda, ülke çok geniş de olsa, egemtın sınıf ile iktidar arasındaki oağ daha dolaysızdır. örneğin feodal, her türlü hâkimiyeti kendi ehnde tutar. Kapıtalist toplumun karmaşüc yapısı ise, daha geniş çaplı bir uzmanlaşmayı gerektir mış, politik kararın merkezileştiğı kurum olan devlet, görece bır özerklik kazanmıştır. Ama bu görece özerklik de, haktm Bımfiflnmn tamamının çıkarl&rını, ıçteki sömürülen sımflara ve dışanya karşı koruma işlevıni en iyi biçimde yerinde getirmenin bir gereğidir. Demokrasilerde de, ortaya, birkaç ayn partinin temsü ettıği alternatifler çücabüir; halkın bu alternatifler arasında seçme yapması ıstenebilir. Böyle de olsa, halkın yapacağı seçim, sonuçta, dolayh olarak kendisine en fazla yarar sağ layacak egemen sınıf politücasını seçmektir. yeUer Birliği'nin 5j Tülık Mer kezl Plân (Gosplan) kurumunu ele alalım. Bilindiği gibi bu m o delde, bu kurumda çalışan uzmanlar, planlanan dönemin ıütiyaçlannı tesbit eder. plan aedeflerinl buna göre düzenler, ük taslağı çıkarırlar. Plan bundan sonra bütün kurumlara, özelllkle üretim birimlerine gönderilir. Her binm, kendi kapnsıtesinı de göz önune alarax plan ustünde çalısır, eleştırılerıni ve önerilerinı yeniden merKeze gönderir. Böylece, en üst *»demeden en alt kademeye kadar, halkın planlamaya katılması i&jt lanır. Bu, şüphesiz, bütün kapıtalist ülkelere oranla çok d«mokratik oir sureçtir. Gelgelelim, bu iemokratik ar.layışla büe, bilgi merkezîleşmesının, bazı kademeleri öteküere oranla daha yetkili küması önlenemez. Çünkü ne de olsa her kademe, kendini doğrudan ilgilen diren birimde yeterli bügı sahi bidir. Ama asıl belirleyici karar lan vermek, doğal olarak, bu ko nuların önemli bilgi verUerina sahip olanlann elindedlr. Böylece, hiçbir sınıflı kapıtalist toplumda eşi bulunmayan bir demokraük işleyiş büe, bir aşamadan sonra bır yetki tekellcşmesine yol açar. Bu tekelleşmerun, demokratüı biçimde işleme si veya işlememesı, artak iktidan oluşturan kurulusun elindcdir. Bu kuruluş, kararlannı kit le çıkarma en uygun biçimde verebüir ya da vermeyebUlr. Bura da önemli olan, bügi yoğunlaşmasının odak noktası olan kademelerin varlığıdır. Üretici güçlerin belirU bir aşamasında, bir başka söyleyişle, teknik imkânların belirli bir aşamasmda, bu işleyişi daha içsel biçimde demokratikleştirmek mümkün değildir. Çünkü bu bilgi kademelenmesini asmak müm kün değüdi. Gelgelelim, bugünün dünyasında, bugünün teknolojisinde, bir de, bilgisayar dediğimiz araçlar var. Bunlar, inMnhga, fimdiy* kadar tasavvur edilmemiş yeni imkânlar «agüyor. Çünkü bügi sayarlann bütün potansiyellerini gerçekleştirmeye başladüdan bır dUnyada, büginin merkezileşmesi gereği ortadan kalkıyor. Bügı de digimiı seyin ya da daha dogrusu, bilgiyi uygulama dediğimia şeyln maddî koşullan dejişıyor. Klasik dünyada, bilgi dedigünis şey, insanın frnf««ıpır> içinde olan bir nesnerdi. «Bllgtli insan», bilgi diye niteledığimiz au nesnelerden görece daha fazlasını kafasının içinde tutan bir m sandı. Daha önceki iinıfh toplumlann genel mantığına uygun biçimde, bügi de bireyseldi. Dola yısıyla bilgi sahibi olmak, kimısi toplumsal (yani, bilgi edinmenin smıfsal imkânlanna bağlı), kimi si de biyolojüc sayıldıgı halde (zekâ, bellek gucü v.b. gibi) so nuç olarak gene toplumsal konu ma göre belirlenen, ama toplum sal ıdeolojinın mistifikasyonu içinde kişisel, bireysel sayüan y» teneklere sahip olmayı gerektiriyordu. Çagımızda, bu yarüış temel yıkılmıştır. BUgi, insanlann kafası içinde olan şey değildir. Gerçek ölçütü, istediğimlz anda elimizin altında bulabileceğimir bilgüeri değerlendirebümek, kullanabümektir. Geçmiş dünyada belkl bilgi dUnyasmm en yüce ve aym zamanda en «bireysel» sayüan biçimleri, öraegin teorik çalısma gibi şeyler, şimdl kesinlikle kollektlf calısmaya bağlıdır. Bugünkü dünyada bügi, fülen kollektifleşmlştir. Ama sınıflı top lum yapüannda, şimdiye kadar hep vurgulayarak tekrarladıgımız gibi. koUektiflesmenin sınırlan dar tutulmuştur. Çağdaş bUgisayar tekniği ise, bu sınırlan yıkma imkânını acmaktadır. Şim di, belirli bir biçimde yetişmiş olsun olmasın, herkes, toplumun ortak mah olan bUgileri, lstadiği gibi kullanabilecek teknik ara ca sahiptir. Bu tekniği kullanma sım öğrenmek ve bümek, dünya mn bütün bilgilerine tasarruf etmenin de yolunu açmaktadır. Do layısıyla, kıtle haberleşmesinın gelışmesıyle, onemlı haber bilgi lerm dünya çapında (ve gelişli gıdişli) dolaşımı sağlandığı gibi, edınilen biigüerin herkesçe tasarrufunun maddi altyapısı da kurulmuş oluyor. Ama gördüğümüz gibi, bu da yeterli değil. BUgi, son analizde, ne içindir? On dokuzuncu yuzyü «elitistlıberal» anlayışuun «bilgi için bilgi» nosyonu bugün kimseyi inandırmıyor. Bazı bügUeri daha çok bilgi içın edınmemiz gerekebüır, ama sonuçta, bilgı, toplumda insanın hayatını daha mutlu, daha yapıcı, daha verımli ve anlamlı kılmak içındir. İnsan lanıı hayatlanm beürleyecek ka rarlar (buıılar temelde «ekonomik» kararlar olsa büei politik düzeyde alınacağına göre, soruç olarak bilgı, insanlann kendi Ka yatlanm beürleyecek politik kj rarlan verebümelerı ıçmdır. Eo\ lece, bu yazının başından beri vurguladığımız «politik karar» ölçütüne yeniden dönüyoruz. Şu halde, bugünkü teknolojıyle maddi kosullarmm sağlandığı m söylediğimiz bu «politik aktii katüma»nın bir olgu haline gelme sı de, kendi başma öncelikle rc litik bir sürecin sonucunda ger çekleşebilecektir. Surası açık ki, kapitalist toplumun, her za man ve her yerde hiyerarşiler yaratan yapısı, anlatmaya çalıştığımız türden bir politik katılmanın, politüt paylaşmanın man tığlna tamamen aykındır. Yazımn başında da belirttiğimiz gibi, kapitalist toplum, çağdaş dünyanın avantajlannı ancak kısıni olarak tabana yayarken, bunlann gerçek tasarrufunu da aym an da önler; gerek ekonomik, gerek politik, gerekse ideolojik egemen liğin, tabandaki «nımet» dagılımıyla orantılı olarak, ta^'anda te kelde toplanmasmı gerektırir. «DEMOKKA»> Politik katümanm maddl koşullanmn bugünkü toplumda var olduğunu söylemiştik. Eunu kısaca şöyle açıklayalım. Geçmışteki bütün demokrasi deneylerinde, kararlara doğrudan kafalmayı güçleştiren, hatta ımkânsızlaştıran, fiziksel engeUer vardı. Kararlann merkezüeşmesı her zaman zorunlu olmuş, buna karşıuk, mekân sorunu nedeniyle, halk bu kararlara katüamamıştı. örneğin, Atına ve FARKLI BİR ÖRNEK Halkın kararlara akul katılmasına bir örnek olarak, sınıflı Kapıtalist toplumlan aşan bir örnek Uzerine konuşalım. Bu, kapitalist sınıf Uişkilennin ortadan kalktığı, ama halkı karar verme konusunda yetkili küarkcn, bilgi eşitliğini (somut maddî yetersızlik nedeniyle) kuramadığı .çin gene de demokrasinın görece kaldığı bir örnek olsun. 8ov Y AR IN : PROGRAM SORUNU BULMACA zuv 8 Doğu bölgemizde eski bır deprem bolgesınm adı 9 Bırdenbire Mermilerin ıçırıe konulan ana madde. YUKAKmAN AŞAĞIYA: 1 Deniz, göl ve ırmaKİarda balık yatağı olan yer 2 Tersi değer Açık arazı, düzlük 3 Gemilerin yük boşalnp mdirdikleri yer Sonuna sessiz bir harf getirilirse bır iskambü oyu nun adı belirır 4 Gelir getiren dükkân 5 Tersı katışıksık Tersi senet 6 Milli pet rol şirketimizin simgesi Ye! mek yeme gereksınimı duymayan 7 Yatüc yazı Doğala ay kırı olarak meydana gelen, hastalık nıteliğindekı yumru 8 Ks SOLDAN SAĞA: 1 Ateşli süâhlarda, barut ga kiden yapüan bir savaş gemisi jarun basıncı Ue fırlayıp hedefe adı 9 Yollannın veya geçitleri varmcaya dek merminin uğradı nin çokluğu ve kanşüdığı dolayı ğı etkileri inceleyen biUm 2 sıyla içinden kolay kolay çıkılaEskiden Anadolu'da bulunan ta mayan yer. rikatlarda bulunan ınsanlara veDÜNKÜ BULMACANIN rilen isim Fazlaca bön 3 ÇÖZÜMÜ: Tersi yük taşıyan İki şeyi bır SOLDAN SAĞA: birinden ayıran uzaklık 4 Ter 1 Olıgarşı 2 Dalaş Ada si giriş çıkışlann yapüdığı yer 3 fberik As 4 taD Nas Tersi yavru, çocuk arüa.nında ri 5 oD San 6 ramO bir söz 5 Sodyum'un sın.geOh 7 alE Laf 8 Uskumru si tki şeji birbirine tuttur 9 tki saK. mak içm çaküan ucu sivri, çoTUKABIDAN AŞAGrYA: ğu başlı maden 6 Bir nota 1 Odıtoryum 2 Labada 3 Tersi bir general rütbesl So ileD Maki 4 Gar Soluk nuna sesli bir harf getinlirse ae 5 Aşina Emi 6 Kano 7 fa anlammda bir söz beiirir 7 şA hluS 8 İdare 9 Asi Gönül çeken hal Tersı bır u Ufuk. TiFFANY SıCl VACO BU BEM1MDE BES MIM V/AR DiŞi BOND Cevabınızın 9 ocak 1943 günü Moskova saati ile 10 sıralarmda yazılı olarak verilmesı beklenecektır. Tarafınızdan kişisel olarak görevlendirilecek bir temsilcınız beyaz bayraklı bir bınek otosu üe Konny'ye gıden yol üzerindekı Kotlubanj Istasyonuna gelerek bekleyecektir. Temsilciniz yetkiir Rus komutanları tarafından bekleme yerının 0,5 kılometre guney doğıısundaki 564 buluşma yerinde 9 ocak gunu saat 10'da karşılanacaktır. Silâhları teslim konusundakı önerımizden kaçınacak olursaruz, Kızüordu birlıklerıyle Kızüordu Hava Kuvvetlerinin kuvvetlerinin kuşatmadaki Alman Bırliklennın yok edilmesi içın barekete geçeceğıne dıkkaîinizi çekerız, ancak yok edilmenız folundaki sorumlulugu da sizin taşıyacağmızı belirtmek iste(DEVAM1 VAR) r.