Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 19 KASIM 1976 Ur çevirmenin güçlüğünü, belkl de olanakşniıgını en iyi anlatan soz, «Şıir kendi dılıne de çevrilemez» »ozrudur, gerçi bu sozde şiir i]a düzyazı arasındakı karşıtlığa da dokunulmaktadır, şürta başlta bır dil oldugu anlatılmak lstenmektedir, ama belli bir dılde kurulmus bir sozcukler biçıminın, başka hiçbır düde bır 'T'ryhgı bulunamayacağını düşündürmesı bakımından çok ogreticı ve düşündurucüdur. Dahau, bır şiır üstune ozanından da bır açıklama bekleyemezsınız, şurı ne durumda ıse oyla Mvmelisiruz anlamınadır bu. Ama tarıh boyunca şur hep boyle, başka dıle çevrılemez olmuştur dıyemeyız; sözgeksı Homeros çevnlebılır ve bundan ötünı çok da yıtırmez kendınden, oykusu olan bır şiirdır çünku o, ayrıca koşuk ilkçağm teJc arüaüm aracıdır, bılun adamlan da o aracı kullanmışlardı. Güçluk çafımızda kendınl gösterdı, çünkü şürde sbzcuk, kendısı içın kullanılır jldu. «Şur sozcüklerle yazıür» soztı, «duygularla yazalma» anlamınadır. Bir sözcük büyüsüdür bır tur şur. Bu açıdan baküınca, onun başka oır dilde tarsüıgını bulmak olanaksızdır dencbilır. Ama isteyen ınsan neyl basarmamışür kll Bu güç ış içın de doğrudur bu. Ne yapıp yapıp bır dilın şııruü, başka bir dılde, gerekırse yenıden yaratacag», ld ona türnden kapalı kalmayalım, «Başka Ulkelerin şiirlerini bılemeyiz» diyerek kaderimlze küsmeyelim. 5 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER En degerli beslne kavnşacaksın Sinirlerin damarlann ıgındeki gozlerle Aydınlık iç alev \e sabahın urperiş» Kaps gozlerini vakn geç vann ışıldar lann daha iyidir bugunden tanıracakaın dünyayı Bir çunun her gunfin ve her verin ftizeli Zayıfbğında da aynı süs var gucunde de FV herkesin sevgilısl ey sevgillsi bir ttkin . Mutlu olma sözu verdı s«ssizliktea ağzın Herkesin vureğinde bir tekin yureflnde rurpğindıde. Bu kıtap gıbı, fakat ondan once çıkmış başka bır çevııı şıir kıtabını da gunlerden ben baş ucumda tutujcnım Turan Oflazoğlu'nun buyuk bır tıtızhk ve ba;.ırı ıle dılımıze kazandırdıfı Bılke"nüı şiırlennı getırdi bu kıtap. 1875'de doğmuş, 1927'de ölmuş olan Rainer Mana Rılke 17ın kıtaba çok yararlı blr önsoı yazan Turan Oflazoğlu'nun, bu çenrılerde büyuk guçlükleri jen mek zorunu ıle karşılaştığım sezıyorum, oza nuı bırtakım kuçuk hareketlerde şiiri araması nm, sonra da bunu dıl uyumu ile vermek ıste raesinin buna başlıca neden oldugunu sanıyorum Fakat ürtlu oyun yazanmmn şıır sezgısl o den h guçludur kı, başanlı sonuçlara varmış. Çevıı okuduğunuzu unutuyorsunuz çoğu yerde, çenr men çekılıyor aradan. Kutlanm Turan Oflazoğ lunu. Işte Rılke çevirilerinden bır ömelr Öptük Sizî... aat 8'e vaklaşıjordu. Habeıleri dinlemek için telerizyonun dugmesıne bastım. Karşıma Doğu Almanya TurM\e futbol maçı çıktı. Btraz şaşkınlıkla izliyorum. Çünku \tmanlar bııim yan alanımıza yiiklenmlşler, habire paslaşıvorlar, kalemize abanıyorlar, şut ustfine şut çekiyorlar. Maçı anlatan konuşnucı neredeys* Tannya yakaracak: Bızünkiler yonıldu, nefesleri vetmiyor, ah zaman çabuk geçse, 10 dakika kaldı, yedi dakika kaldı, hakem saatine bakı\or. uç dakika kaldı. ah blr bitse şu maç . \e bitti. Ertesi sabao gazeteleri »çUm. Spor sayfalarıada baslıklar insanı çarpıyor: « Dünyayı yine şaşırttık > « Muci7e yarattık » « Öptuk sızı » « Dresden des'anı > • Işte bız boyleyız » Aallahi boyleyiz biz, futbolculanmızda < dalrikalık m«M çı çıkaracak nefes joktur, ama muciıe ^aravma>a gellnce jaratınz. Bir mncize de yarattık mı, jıllarca yatanz ustune; gel kejfim gel... Ne çalışma, ne disiplin, ne büım tlkel kabileler gibiylz. Tengide çığlık çığuga ortalıfa dokülüruz; yenilgide hıçkıra hıçfara ağıt yakarız. Nedenlerle sonuçlar arasında ilişki kurmaya yanaşmayız hiç Sporurauz neyse, toplum yönetiraimiz odur: Dünyayı saşırtır, mucize yaratır, destan oluştnnıruz; Işte bis bdyleyic, dünyanın belki en garip ülkesiyiz. Nasıl garip obnayalım ki! Dresden'de taknnımıs dönyayı şaşırtırken, avnı gün polisimiz Ankara'da mucizeler \aratıyor; filkemizdr konser vermek için bulunan Oç Şilı'li sanatçı sınır dısı ediliyorlardı. Isabel Parra, Angel Parra ve Patricio Castülo, ne anlatabılirlerdi Turk halkına? Sonmun yamtını Şili'nln unlü ozanı Pablo Neruda verivor: « Işte sızm butun ıstediğinız bayım. Şarkı soyleyen, yukselen düşen kelımeler Onlann önunde ben dız çökenm Severim onlan. ısmnm onlan, deger verirun onlara, arkalarmdan gıdenm, agzımda eritirun . Sevgıli kelimeler Renklı taşlar gibi parlarlar, platinden bahklar gibi sıçrarlar, kopüktürler, ışındırlar, madendırler ve de çıy öj'lesme güzeldırler ki onlar, elimden gelse hepsini sılrlerımde kullanmak istertm » Ama Nerada'nın ülkesinden eagllerl, ftlkıanlıe yansrtmak isteyen ŞUl sanatçılanna blzim polis dedl ld: Haydi bakalun sınır dısına! Slzin burada işlniz yok, bnrası Turkiye'dir, şarküanmzı başkl yerde sflylejrin. TJlkelerinden kovulmnşlardı ÇiU'nln sanatçılan; TurIdye'den de kovuldular. Plnochet faşi 5 n n i n de yasaktı «arkılan; Turkiye demokraslslnde de jasaklandı. Böylece Dresden'de tüm dfinyayı bir kez daha şaşırtırken, Ankara'da da gösterdik kendimizi Dunva böUe bellesin bizl Istedlk: Plnochefnln ülkesinde yasak olan, Türkiye'de yaaakUr. Hem Bayan tsabel Parra, Bav Angel Parra, Bay Patricio Castillo otunıp kalkıp dua etsinler. Ya başlanna blr başka i» gelevdi? Eğer bu sanatçüar Turk olsalardı, Cesa Yaaamın lsletir, 141 ya da 142. maddeden mahposhaneye tdaverirdik ıkisinl de. Halk ozanımu Şah Turna'ya ne yaptık? Sorap ofrensinler Şili sanatçüan. Siyasal Iktidarm saptadığı yargiçlar, ikl göıünden yoksnn kadın aanatçıyı şiir doztip tiırku »dvlüyor dlve ağır cezava çarptırdılar. Diyeceğimiz şu ki, Şüili sanatçüann yerlerl; ne ŞUI'dir, ne Turkiye Onlar, dzgurluk turkülerini demokratik ulkelerde söylemelidirler. Pinochet. Demirel ya da Turkeş; İnsana türku söyletmezler. Şili'de \c Türkiye'de yalnız «hür tcsebbüs» vardır; bir de futbol ojnanır. Hem de bizdcki gibi futbol; dünyayı şaşırtan futbol; mucize yaratan futbol; destan oluşturan futbol Hem Doğu Almanya komunlst degil ml! Kesinlikle futbolcnlanmız, komflnlstler karşuında şahlanıp destan, ya da mncize yarattılar; ve optuk onlan... Evet, Şilıli sanatçılar, slzl de öptük: baydl gule gule... ELUARD ve RÎLKE Melih Cevdet ANDAY çevinler bütün dünyada çok tutmuştur. Elbette koklen bır, demek aynı aıleden olan dıller arasında bunun on«ml daha da beürgındir. Bir lspanyol şıırınl, Pransızcası ıle karşılıklı bastımz mı, okura büyuk kolaylık sağlarsınız. Gezdıgım, gordüğüm yabancı ulkelerde şur çevınsıne btlyuk onem verildıgini saptamışım dır. Orneğın Macanstan'da, yabancı dıl bilen ozanlara bu iş bir ek görev olarak devlet tara îından çok lyı koşullar ıçlnde verüiyordu, boyıe bır ise yatlun olan bır ozana, diyelim Baudelaıre ıçln aylıklı olarak beş yıl gibı bir süre ta runıyordu. Bızde klisiklerin çevrilmeye başlandı£ı yıllarda, «Tercume» dergisı şlir çevırisl işine başan ıle öncüluk etmişb. En iyi şiir çevin lerlnin ilkleri orada yayımlanmıştır dıyebillrim Sonralan epey şıır çevirmeni yetişti, çeşitli dillerden tanınmış ozanlar dıllmıze gctırıldi. Buıı lann ıçmde başarısız çevinler çogunlukta ıdı elbet Başansız şıır çevınlannın en buyuk kotuluğu, dunyaca ün yapmış bırtakım büyü't ozanlara dudak buktünnelendır Ama oyle lvı şıir çevırmenlerlmlz de var kı, onlann yapoklan »ıir çevirilerüıden alman tad, iyi bir ozaramıan şıinnden aldıgımız tada benzer. Bu yıl TUrlc DU Kunımu şıir çerirtrt ırmağınını kazanan (Aragon'un şiırlen) ozan Saıt Maden, tinlu Fransız ozanı Paul Eluard'dan çe\ırdıgı şlirlerl «Şiirler» adı altında kalında bir Jutapta topladı. Yeni Ankara Yayınevımn bas ürdıgı bu Idtapta Eluard'dan 387 şıır var, demek ozanı üsttaıe yeterlı blr kanı verebılır. Saıt Maden'm, kıtabm başına koydugu, tarıhlerle ozetlenmiş yaşam oylcusü, bıze yalnızca ozanı tanıt rnakl» kalmıyor, Fransa'da yazın, sanat yaşamı run ne denli canlı oldujunu imrendırerek duşün düruyor. Şur, sanat akıralanım bırbın arkasına ortaya çıkması, uyandırdığı etkller, toplantılar, konferanslar, kavgalar, ayrılmalar; sonra toplumsal, Eiyasal olaylarla bunlar arasındakı ilıntıler şıirın, aanatm oralarda ne denlı yaşamın ıçıne glrmiş oldufunu öfretiyor. Sıze burada Paul Eluard'ın kitabından yalnızca bir şıır vere bileceğim için Uzgunum. Saıt Maden %azınımi7a bilyük kazançlar geUreeek bu ustalıklı ışınde başan ıle ılerlıyor S ŞÜT çevinsl aynca çok da nankör bir iştir, neden derseniz, en ba&anlı çevtrmen, basardıgı ölçtlda ltenfHni siler ortadan, bir aferin büe almaı olcurdan, onu ozanla başbaşa bırakır. Okuyan da begendl mi, çevtrmenı degü, ozaru över artık. Ben de şiirler oavırdim, kımllerlnde başanlı da olmusumdur, byle derler, deneylerima dayanarak diyebılınm ki, yabancı bir ozaru kendi dilimizde yerlüeşürmekten kaçınmalıyız, ondaki yabancı aesı duyurmalıyız okura ve şıınn yalnızca ruhuna degıl, bıçımıne de bağlı kalrnjlıytz. Gıderek yalnızca biçımıne bağlılıkta başanya erersek, merak etmeyın, o şunn ruhunu da vermış oluruz Insan gıbıdir şiır de, bıçim pttı tnı, ruh da gıder, ara kı bulasın. Daliası, çevınyı aslı ıle karşüıklı vermek. en iyi yoldur derim. Aslını okuyup anlamasak da olur, jvter ki gorelim ozanın yarattığı şüri, gereklrse sdzlüklere bakar, ozanın bangi sözcuğti nereye koydugunu »111811». Bu çok önemhdir bence. Ikı dilli BİR ÇOCUKLUKTAN Zençinlik gibivdi karanlık, odanın içinde; saklanıp oracıkta çocuk, oturorken. \e anne sanki d&ştevmiş gib\ Kİrdiflnde. sessız dolapta bir kadeh titredı birden. Odanın kendinl ele verdiğıni duvunca, optu çocuğunu eğilip Sen burdasın demek? Bakülar piyanoya derken, urltek iirkek; anne sık sık blr şarkı sdylerdl akşam olunca, bir jarkı, çocugu çeken derinliklerlne. Ne sessiz otururdu. Iri bakışlan yine takılnuş, yuzüklerden sarkan eline kadııun • sanld karda gflçlükle yürfirmüş gibi tasın, bevas tuşlar ttatdnde K<<ien eline. GÜZEL Uynrkerı ztnelri kvacaksın (fizel Kİ gtee ysnaıniB tflyünfi kttlftn hnrfnnans bağlar Ve canns \ucndu dâşte neraysn hayvanı OtUr ve Içiçe eeçmiş yapraklar arasmda GSlj*yi leen kömürleri var yeşil aydınbğın Danışıklı Doguş mu OKTAY AKBAL Evet Hayır 1976'da Cumhuriyet'imizin Noksanları u Cumhuriyet, Turkiye İçin çok anlamlı ve çok yönlü bir sorundur. CumhurıyeUn anlam çugısl doğ&l olarak, boyuna yücelerek yükseklik kazanır. Onun çok yonlültlgune gelinceBundan; Cumhurıyefin, k:şısel ıktıdar suıırsus ıictıdar tekelsız ıktıdar dıktasu ıktidar değışkensızlıklen (sabıt noktaları) üzennde kalmak koşulu ıle, çağa gore ortaya çıkan gereksınımlerı gıdermede yeni yeni değerler, goruşler, kurumlar ıle zengınlesme çeşitlllıği anlaşılır Şımdı donelım şu anlam çızgısıne. Bu, bır bakımdan, «demok rası.yı deyimler, Türkıye'de.» Turkiye'de Cumhuriyet demek, demokrası demektır. Sözcüklerın yerıni degıştırerek, şojle de soyleyebihrız: Türkıye'de demokrası demek, Cumhurıyet demektır. Bu her ıki sloganın içinde yatan temel düşünü aradıgınız zaman da, şunu bulursunuz. Türkıye'de bir Cumhuriyet anyorsanız, bır Cumhuriyet kurmak istl yorsanız, bı'r Cümhortyet g*liştır mek ıstıyorsanız, bunun, ancak demokrasi ile ölabUecegini düşünmeniz gerekir. Yoksa gene de padişahsiE bır devlet bıçimt ıçmde, saltanat kışıselliiine varmış olursunuz kı, bu bır Cumhuriyet olmaz. Atatürk'ün deyımi ıle •haldmiyetı şahsiye hılkümranlığı» olur. Cumhuriyet, hıç blr şey bile yapmamış bulunsa ıdı, sıyasal ık tıdan, saltanatçı ümmetçı emperyalizme uşak bır oltgarşi temerküzünden kurtarmıştır. Sıyasal iktidan, ulusa yaymış ve mal etmiştır. Şimdi bu cumhunyetin 54. yılında bile Demlrellerin, Erbakanlarm, v.s.lenn iküdarları ne geöriyor? Paylaştıklan hukUmet kesimlennde demokrası değerlerinden \a kurumlannın ışlerliğınden uzak bir cumhuriyet görüntusü 1çmde, kendi zümresel somürü te kellennin buyurdugu yolda kendı «hakimiyeti şahsıye»lerini getiriyor; onun aldatmaca ekonomısinl getinyor. Ve en sonunda, boy le bir düzene ve uygulamaya dırenme gösteren merkezlere karşı, kendı zümrelennin hukuk dışı eziciliğıni getıriyor. Önce şunu saptamamız gerekın Bugün ilen endüstn toplum lannm bir bdlUmunün sıyasal rejımi olarak, bır burjuva demokrasisı vardır. Bu; nukleer enerji ve kimyasal bıleşımlerle ya pılan bir üretim düzejine ulaşmıştır. MUthiş bır teknolojı, çok guçlu bır burokrasi, bu toplumlann korkunç bır aygıtı hahnde çalıştınlmaya elvenşh bır sıyasal giıç, bu toplumlar ıçmde olıgarşi merkezlerı yaratmlştır Böy lece düzen. azmlık smıflannın diKtasının, tekelınm duzenı haline dönuşmüştür. Üretımde yarattığı fazlalıklar ile, çausanlann goz lennı doyurmuşluk duygusu yaratmıştır. Fakat artık değeri, gene kendıslne ayırdıgı için, sdmu rü, gene de sürmektedir. Teknolojınin ve bürokrasınin yardımı ıle, bu siyasal ohgarşmln, çalışanlan insana ve ınsanlık onunı na yabancılaştırması da sürmek tedır. Bu düzen, somurüsünün ve ça B Dr. Deniz SAVUN Bu, hentiı, gerçekleştlrflmis blr olgu değıldir Ama blr arama vardır. Portekizi, ttalya"sı, Fransa'sı bu arama ıçindedtr. ilk adımlarda Italya'daki 1976 vaz seçimlerinden sonra bır pra tlğe gıdılmıştir. ttalja'da radıkal akımlar, seçımı alamamışlardı Fakat kendılennın nzalanna daFakat ote yandan. bu Batılı vanmayan bır hukumet de, azınburjuvacı demokrası; öjle bir lıkta kalmaya mahkum kıhnmış«ozgUrluk ortamı», Oyle bır 6? tır. Sol bıleşım, nzasını çekmce, gürlük kurumlaşması, öyle bır Italva'da hükümet bunahmları ozgurlüJt pratiği de yaratmıştır yenıden dogacaktır. kı, bu toplumlarda, tum dyasal Bu nedenle Italyadaki hükümet, oligarşilere direnme yontemi de yerleşmıştır. Bu direnmeyı, yeni solun nzasmı alabılmek için, daarayışlara doğnı venmleştirme ha kurulurken programına, radıkal çizgıler koymak zorunda çabalan da gelıstirilmlştlr. kalmıştır. AjTica, sol radikalizm, ParliBu direnmeden arayıştan, gelişmeden. şu genel akım bir mento içmde btlyük blr agırlık sonuç halinde dogmuştur Bur olmuştur. Bunun sonucu, yapılatuvacı smıfsal dlktayı antma a cak yasalara da, burjuvamn tekımı; bu smıfsal dlkta ve keluıl sürdürdügu vakit, hiç bir tekelin, artık yapma gUcu raman Kİrışmeveceft reformlarm nün de işletilmedigi ve böyle çızgilermi koydurmak olanagı da ce yapfbnas duruma fftlmış sa dogrnustur. yılan reformlan yapıcı güçts bır Fransa, bu durumdan daha da hükümet arama akımı... elverişlı bir duruma varabılmek îşte dünyada, böyle bir arayış istiyor Onun için. proleter dikvardır. Bu, aslında, sol eksen ü tası köprüsünu zorunlu saymazerinde bir hükümet arama akı yan bır yöntem ile sosyahst topİuma yönelmeyi onermiştir. mıdır. Bunlar tartışılabıhr durumlarBu noktada da yeni bır gehşme olmuştur: Burjuvacı smıfsal dır, çözümlerdır, önerilerdır Bız ne yapacağız' 1976'da Cumdıktanın ve ıktidar tekelinın antılması yanında, proleter diktası hunyetımızı nasıl duşuneceğız? nın da zorunlu sayılmaması; seBunun için, 1976'da noksanlançımlerle reformcu blieşimlere va mızı bümemiz gerekir. Bu noknlması; bir sol büeşım içinde de, sanlar, türlü kitlelenn sosyal yukardan inme yekpare bir ira bekleyişlerinl tanımaga ve tanım de tekelınin antılması... lamaga kalkınca, ivice bebrirler. Ojie ıse Türk kitlelerinın sosyal bekleyişleri nelerdir? Bunu, kabaca saptamalıyız: TUrkiye'deki bekleyiş; yerel koşullarla tanhsel gelışımlerin özü tarafından belırlenecek bır Hasan ile Rahime demokratik üerleyiş ile, bır sol kızlan yonetimdır. Sömürüsüz, eşitlıkçi bır dunya GÖNÜL olarak düşünülür bu bekleyiş... KOCAOGLU'nun Doğumundan ölümüne kadarki dogumunu dost senivenınde, bir sosyal guvence ve akrabalarjia altında olmayı düşlemektir bu bekleyiş... Eğitimden başlayarak, müjdelerler meslek seçiminde, meslek uygulamasında, üretim alanındaki Samsun 13.11.197$ tüm gelışmelerinde, raslantılara, başkalannm keyfme bağlanmadan bır sosyal guvence ve sosyal Cumhuriret 12864 olanaklar şemsıyesi altmda bulışanlar ÜEerindekl egemenliğtrün sürüp gitmesl için, ttim reformculuklara ve radıkalizrnlere kesin olarak karşı çıkmayı, vazeeçılmez bir politıka yapmıştır. Yanı reformculuga tam sırt dön müştür. Onu artık yapamaz duruma girmiştir. omanao Ayvaı «Kanunsuz talimatı nygulamam» dlyor. Ayvaı'iB atadıgı Enstitü Müdflrleri başkaldınyor. «Sonımluluk bana ait» diye bir yazüı kifıt istiyorlar Bakandan. Türkeş'in ealerinin adlannı bildlkleri için sınav kazanmış bir takun gençler direniyorlar. Enstitiileri «isgal» edip, okumak, öğrenmek, «gerçek» oğretmen olmak isteven gençleri derslere sokmuyorlar. Eğitim Bakanı «Yeni «tuıavlar 22 kasımd» vapılacak» diyor. CHP Genel Baskanı, Komando trvaz'm yirmi dört saatte Korevden abnması gerektıjtlnı tneydanlarda açıklıror. MC ortaklanndan MSP, AP1İ Bakanm kararını dognı balovor. CGP bir şev demivor. Ama kıyaraeti koparan tek parti, MHP'dir. Bütün bunlann bir anlamı var elbet. Anlamı şu: Komando Ayvaz'ın Genel Müdurlücunde, Eğltfon Enstitüleri MHP1! mllitanlann eline Reçmiçtir. Önümutdeld genel »eçlmlerde MHP aday listelerinde yer alması beklenen Bay Avv»z «Bozkurt Nall» diye pohpohudıiı Ali NaOl Erdern'in vumuşaküğından yararlanarak OgTetmen Oknllan Geocl Müdürluğunu Turkeş partisinın blr ussü, blr karargahı haline cetirmiştlr. En başta, Egitiın Enstitulertnin başına MHP yanlısı "Renç» mudurlerl atamıştır. Sonra da Enstltülerdeki devnmcı, Ataturkçu. gerçek eğitimci oğretmenlrn î<>revden uzaklaştırmıştır. Yerlerine, kendl deyimiyle «maksatlı» ögretmenlfri, yani yakalan bozkurtlu militanlan getirmlşttr. Bay Ayvaz'ın, daba doğrusu MHP'nin Iklnci planı da şmdu: Eğitim Enstitülerine bu yıl alınacak otuz bine yakın gcncin hüvük çogunluğuvla kendilerinden yana. «blrer bozkurt» otmalannı sağlamak. Sınavlan yapanlar boıkurtçu, «mülakat» denen ozel goruşmelerde adaylan sorguya çekenler bozkuru çn Enstitfllere alınacak gençler de bozkurtçu olacaklardı elbet !Bu goriışınelerde adaylara sorulan soruları günlerce yatdı gazeteler, başbuğun kim oldugu, Bay Turkeş'in dogum tanhi, 9 ışık, ırkçı turancı gazetelerde yazanların adlan vb Aday SgrencDer, milftan ögretmenlerin hoşlanna gidecek yanıtlan verdller, klmisl Içtenlikle, kimisi zonınlulukla bozkurt gönuv dfiler, böylece Egitim Enstitulerinin ilk sııuflanna aündılar. «Maksatlı» genel miidür «maksatlı» öfretmenleriyle Uerde kendUcri gibi «maksstlı» davranacak blr kadro oluftunnuştu. tkl öç yıl sonra eğitim ve öğretim alanma geçecek bu yirmJ be<* otuz büı kişi biivük bir orduydu. Hele gelecek yıl da aynı oyun ovnantrsa, Tfirklve Cumhurljeti'nın lâyfk, demokratik, Atatürk devrimlerine dayanan millı eğitim polltikası temellnden çökertllmiş olacaktı Ama bu kadar «hız»Iı partizaniık çok llerl gltmekti. Nitekim basm, CHP, en sonra da Başkan Koruturk bu çirldn ve yanlış davranışa karşı çıktı. ö\le ki AP1I Bakan Erdem Eğitim Enstitülerine girlş sınavunn iptal edildiğlnl bildırdi Şlmdi yeni smavlar 22 kasımda vapılacak . Çok haklı olarak TÖBDER Genel Baskanı «Danışıklı döğuş» diyor bu tutuma Avnı genel mudur, aynı muddrler, aynı oğretmenlerle yapılacak bır sınav uç asafı bes yukan aym sonucu vermez mi? Erdem'den beklenen, girış sınavlannı iptal ettlğini açıklarken, MHPTi genel mudurün \e tum mudürlerin, ögretmenlerin de başka gorevlere atandıklannı bildınnekti Böylelenm adalet önüne göturmek gerekır gerçekte, ama MC Eğitim Bakanından bu kadan beklenlr. Ama partizan görevliler ergeç bu hesabı verecekler kımsenin kuşkusu olmasın . Bu yazı yayınlandığı zaman durumun ne olacağmı bilmem. Erdem, Komando Ayraz*ı görevden uzaklaştınr mı? Ayvaz'ın atadığı tüm müdürleri ve öğretmenlerl Enstıtulerden ayıklar mı? Bunu yapamazsa attığı adıın yanm, eksik ve zararlı olacaktır. MHP yanlısı birer komando olmadıklan İçin yttz bın Ttirk genel öğrenım dışı kalnuştır. Bu gençleri de dfişunmemeU mi? Bu yüz bin gence de okumak, aydınlanmak olanağı tannunamalı mı? Ya da enstitüye ırlrmek içın Komando gibi görunmek» Içtenslzliğlne mi ttmell bu onbinlerce genci? Neden, ah çin? Bay TOrkeş'in uç Idşiük partisi boyle ıstıyor dije mı? Kamuoyunun tözleri Bay Erdem'in üstundedır Sınavlan IpUl etme karan tek başına yetersizdir. Aynı kadrolarla, aynı ko•ullarla yapüacak yeni blr sınav «L'zun surede faşistleştirme» planı uygulayanlann işlne yarayacaktır. Ecevıt de bunu büdıgi içta, Demirerden Bay Ayvaz1! yirmıdort saatte gorevden almaaını istemiştir. Yalnız Bay Ayvaz'la da bitmez, Enstitulerin mudürlerini de değiştirmek, sınavlan açık yapmak, özel görüşmelerde gözlemcilerin de bulunmasını sağlamak gereklr. 22 kasınu uç gün kaldı. Bekleyelim, görelim. K GDKSEN OERSANESININ LİSE SON 2027 kuım 1 . 1 1 1 8 aralık KTUir < *UMSI\ \ TM M H T* ^ 17111) ÜNİVERSİTEYE GİRIŞ FEN SINIFLARI BEKLEMEULER] 3 ecak 1 7 1 4 2 0 aralık f TEŞEKKÜR Geçirdıgım anl blr mlde kanaması sonucu kaldınldıgun Ege Ünıversitesı Tıp Fakültesı Gastro Enteroloji KUniginde ilk tedavimi yapan Doç. Dr. Sadun Kosay'a ve Basasıstan Dr. Bakl Gürgen'e, daha sonra 3. Cerrahi Klinlginde ameliyatımı başan ıle yapıp beni saglığuna kabuşturan Opr. Doç. Dr. özdemlr lararbaş, Başasistan Opr. Dr. Enis Yetkin, Ass Dr. Ibrahim Belen, Ass. Dr. Fahrettin Badnr, Anestezıst Dr. Ayten Elar'a ve Ass. Dr. All Menteş'e aynca benden yakın ılgısıni esırgemıyen Prof. Dr. Sermet AkgUn, teşekktır ederun. | J © (Cumhuriyet: 12863) TEŞEKKÜR Ebedivete tetîkali Ue bizlert unutulmaı acılar içinde bırakan değerll ve sevgili varhğınuz (Cumhunyeı: 12873) Ankara Iktisadi ve Ticari ilimler Akademisi Başkanlığından Akademımız Muğla îşletmecilık Yuksek Okulunda görevlendirilmek Uzere aşagıda belıraîen dallara MELİHA ŞENER'in cenaze merasimine katılanlara, Saym tstanbul Merkea Komutanlıgına, Sayın TümgeneTal HamdıKızgınkaya'ya, askeri merasımde bulunan kıymetlı subay ve erlerimıze, alâkasını esırgemiyen Daruşsafaka Derneğıne, çelenk gonderenlere, Turk Eğitim Vakfı ve diger muhtelif hayır cemiyetlerine bagışta bulunanlara, evımize kadar gelerek veya mektup, t«lgraf ve telefonla büyuk acımıza paylaşan akraba, dost ve yakmlanmıza sonsuz teşekkurler ederiz. : Nejat ve Birsen Şener Jale ve Halid Kemal Elbir Torunlan : Zeynep ve Sibel Şener Kardeşlerl : Fnad Anm ve Evfip öncfl Evlitlan îsteklilerın bır dılekçeye ekleyeceklen özgeçmışleri üe 26 kasım 1976 güniı mesal saatı sonuna kadar Akademi Personel Mudurltığune başvurmalan nca olunur. Tunzm Coğrafyası öfretım Üyesı veya Öğretim Görevlısi Malıye iKamu Malıyesı). Ögretım Üyesı veya öğretım Görevlısi Ingılızcp : Okutman (Basın 28187/12866) Öpretım Elemanı Alınacaktır ı Cumhuriyet: 12862) lunmayı Istamektlr bu bekleyiş... İnsan olmazun onuruna deger bır özgürlük içinde yaşamayı um maktır bu bekleyiş.. Ve, daha şimdiden de, bunUn vermede baş yardımcı olan kuvvetli bir sosyal güç dılıml halındeki siyasal örgütlenmelere kavuşmayı aramaktır bu bekleyiş.. îşte, bu bekleyışler Uzerlnde belirmektedir 1976 Cumhuriyetimızın noksanlan Bunlan Batılı demokrasi anla^şlan içinde kalarak. çok ılkel bır biçımde olmak üzere, şöyle ozetleyebiliriz. 1 Önce Parlâmento İçinde, ken dıni açıkça deyimleyen bır sosj alıst muhalefetın etkinleşmış olarak var olmayışı, v« glderek, onun, bir konsensus dempkrasisınm eksenı olmasmın hehüz ulaklarda bulunması. ' 1976'da Cumhuriyetlmiıin blr İlk noksanı budur. Cumhuriyetımizin temellerinde, çalışan kitlelerin halk hükümetl olma felsefesl yatmaktadır. Çağımızda çalışanlann siyasayı etkılemesl, ve bir konsensus demokrasisinm eksenı olması, ancak, böyle bir sosyalist muhalefet yoluyle olabilir. Demokratik bır süreç içinde bır sosyalist goruşun irdelemeleri ile vanlabılır konsensus denen ruaya. 2 Sonra parlâmento dışında da serbest duşün merceklenmn muhalefetlerinın bulunmayışı; 1976'da Cumhuriyetımızın bir başka noksanıdır. Çağımızın Turkıve'sınde, eşltsizliklerin arttıgı ve somUru boyutlannın genışlediği bır toplum var. Bunu giderecek reformlara gerek var. Bu reformlan, salt blr burjuvalaşmacılık akımı yapamıyor. Boyle reformlara erişmek İçin burjuvalaşmacüık akımını, askersel güçlerin itmesi de, çıkar bir yol olmadı. Öyle ise, sömürüsüz, demokratik eşitçi bir toplum boşlugunu, yeni bir bileşim ile doldurmak gerekir. Bu, blr konsensus demokrasısıdir. Yani demokrasınin, mevcut sosyal kuvvetlenn nzalanndan doğan bir bileşimdır ki, bu, ttalya'da aranan «tarihsel uzlaşma»nrn Türldye'mn yerel ve tarihsel kosullarmdan dogacak bir türiidür. Bu tür içinde, Batı demokrasilerinin aradıgı Uzere, dıktayı, yu kardan inme yekpare lradeyi artık aramayan bır halkçı güçler birleşimi dogar. Onun, belli dbnemli genel seçimlerden başkasını aramayan yontemi, bir temel olur. Bu temel Uzerinde olmak uzere de, fmans kapıtal tekelınden arınmış boyle bır tekelden doğan dıktadan kurtulmuş, bojle bır dıktadan doğan devnme kapalı duraganlıktan çıkmış kategorılerin, halkçı güçler birleşımı ne katılması olanak ıçine girer. Yani halkçı güçler bırleşumne, annmış oteki sosyal kategonlertn katkısı üe vanlmış bir bileşim doğar kı, konsensus demokrasısl, bu büeşimi ve onun nzasını deyimler Ve bu nzalar, vardıklan boyle bır bıleşım sonucunda, toplumu, radikaîızmleri kabul etmiş duruma getirir. Böyle bır konsensüs demokrasısıne varabılmek için, parlamen to ıçmde ve dışında sosyalist bır merceğm, bnce serbest muhalefetler yaparak, sonra bileşim onerıleri sunarak eylem göstermesı gerekir. Aynca parlamento dışında da, bir süru serbest düşün merceklerinın, bır sürü serbest düşün kurumlanmn buna koşut muhalefetler ve eylemlerle, nzalar bileşımi demek olan konsensüsü yaratma eylemıne katkı getirmeleri gerekir. tşte böyle çok yönlu bir muhalefet Ue başlayıp, çok yönlü önerıler ve nzalarla, sosyal kategorılerin tümünün radlkalizmlere dırenmelerl kınlır. Bu radikalızmleri gerçekleştirme konusun da, halkçı güçler eksentnde bir yapıcı bıleşıme vanlır. Türklje'de en kuvvetli blr gereksınme olarak 1976 Cumhunyetmde duyulan noksan bunlardır. Bu noksanlan gıdermek pek kolay değıldır. Aynca, bır sosyalist eksen üzenndeki bıleşımi deyimleyen bu bıleşık rızava karşı buyuk dırenmeler de olacaktır. Cumhunyet yaşayacak ıse, kotu politıkacı yutturmacalan ile değıl, zorluklan ve dirençleri go ğüsleyecek demokratik sosyal devınımlerle yaşayacaktır. ACl KAYBIMIZ Ahmet Kazım Paşa ve Vehibe Hanımın oğlu, Mihriban Hammın sevgili eşi, Tevfik KemahlıYun kardeşl, Eren Kemahlı'mn amcası, Korgeneral Adnan Orel, Dr Orhan Orel, Asan Orel ve Tenasup Güngör"ün eniştelen, EKREM KIVILCIM vefat etmiştır. Cenazesi, 19 Kasım 1976 Cuma gunü Fatih Camiinde kılınacak öğle namazından sonra Edarnekapı Şehıthğıne defnedılecektır. Allah rahmet eyleye. A î LE S t (Pepro: 1190) 12883 TEŞEKKÜR Dört senedir çekmekte olduğum ve teşhisi dahi konulmayan hastalığımı zamanında teşhıs ederek Türkiye'de İlk defa yapılan bır amelıyatla benı hayata tekrar kavuşturan Doç. Dr. Edip U. Kürklü'ye ameliyata yardım eden Prof. Cemıl Barlas'a, Dr Enver Dayıoglu'na, Anestezi Şefi Dr. Müfit Erkul'a ve dıger anestezıstlerden Dr Seher Başlı"ya, Dr. Meral Morova ve anestezi teknısyenlenne, Klıruk Sefl Prof Ergun Sabar'a, Vakıf Guraba Hastanesı Başhekımı Cerrah Patalog Doç. Dr. Maahar Özman'a, konsultasyona katüan Prof. Kuddusi Gazioğlu'na, Doç. Dr Tuğrul Çavdar'a, Dr. Münevver Sandalcı'ya, ameliyat sonrası bakımda hastayı devamlı ızleyen (Istensive Care) hemşirelen Gülnaz Buberoğlu'na, Fulya Yücekaya'ya, Kâmıle Günay'a, Kevser Par'a, amelıyathane hemşıresı Zehra Akşahın, Vefa Guler, sems hemşiresi Zıynet Dursun'a ve servısin değerh personellerı ve ozellıkle Ömer Bulut'a aılece şükran ve minnetle teşekkürü bir borç bıhnz. T. Mimar Teoman TUNÇAT DEVLET MALZEME OFiSi ISTANBUL ANA DEPO MÜDÜRLÜĞÜNDEN Personel Alınacaktır Ünıtemizde açılr bulunan Genel îdare Hızmetlen Suııfından 3 adet «Depo Memuru», 1 adet «Evrak Memuru» ıle 5 adet «Tasmicı» kadrolanna atanmak ve 6571897 sayüı Devlet Memurlan Kanununa gore aylık odenmek Uzere sınavla personel alınacaktır. Aynca, depo memurluğuna atananlara brüt 480, TL. evrak memurluğuna atananlara 400, TL. ve tasnifçıliğe atananlara 440, TL. iş güçlüğü zammı ödenecektır. Sınav 28.11.1976 günü saat 10 00'da başvuranlann öğrerüm sevıyesınde genel bılgı konularından Ana Depo Müdürlugumuzde yapüacaktır. îsteklılerin Ünıtemızden temm ederek dolduracaklan gorev ısteğı formu ıle 2 adet vesıkalık resım ve 1 nüfus kağıdı orneğını 25.11.1976 günü akşamına kadar Devlet Malzeme Ofisı Istanbul Ana Depo Mudürlügu adresme gondermış olmalan veya elden vermelen ve sınav gunu sınav yennde hazır bulunmalan zorunludur. GtRİŞ ŞARTLARI: 1 657 sayüı Devlet Memurlan Kanununun 48 maddesindekı şartları taşımak, 2 Mecburı hızmetle yukümlü bulunmamak, 3 Depo memurlan ve evrak memuru içın en az Hse veya Tıcaret Lısesı mezurıu olmak, (Bulunmadığı takdırde Evrak Memurluğuna Ortaokul mezurılan atanabılır ) Tasrufcıler için Ortaokui mezunu olmak, 4 Depo memuru ve tasnıfcılık içın cmsiyeti erkek olmak, 5 Erkekler içın askerlığını yapmış olmak. (Yuksek öğremm gorenlerde bu ş>art aranmaz.) (Basın: 28171/13887^