12 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
c E ü/konorai Füsun ÖZBÎLGEN Ekonomj Ekonomi ... Ekonomi Ekonomi ••• Ekonomi Ekonomi ... Ekonomi «... konominin en önemli darboğazım 1977 yılmda üış ödemeler dengesi açığınm oluşturacağı vs bu açığı kaparnak üzere gelecek yıl en az 2 milyar dolarlık bcrç bıüunması gerektiği bildinl mektedir. 1977 yılı bütçesi ve programınm görüşüldüğü şu günlerde uzmanlar. uzun vadeii kredi bulma olanak'arır.uı çok sınırlı olduğunu ve bu nedenie önümüzdeki yıl MC'nin en az 1.5 milyar dolar kısa vadeii oorç alacağıru veya almak üzere çalışacağını belirtmektedirler. 1977 yılı programında itaalatm 5,5 milyar dolar olarak planlandığı, aneak seçim yılında ithalat kısıtlamalarına gidilemeyeceğinden gelecek yıl ithalatmın 6 milyar doîarı bulacağı uzmanlarca ifade edilmektedir. önümüzdeki yıl içinde ihracatta ise bu yıla oranla pek fazla bir gelişme beklenmediği ve genellikle tarım ürünleri satışına dayanan ihracatımı zın vergi iadelerı ile canlı tutuîmaya çalışıldığı bildirılmiştir. Alman bilgiye göre bu yıl mracatı canlandırmak üzere uygulanan vergi ıadelerinin tutarı geçen yıldan bir misli fazla artış göstermiş bulunmaktadır. Bu tedbirlere rağmen son aylarda ihracat gelirleri geçen yılki seviyenin de altına düs meye başlamışnr, 1977 yılı içinde savunma giderîeri için ise 500 milyon dolara ıhtiyaç bulunduğu belirtilmiştir. Uzmanlar, önümüzdeki yıl daha önce alınmış dış borçların ana para ve faiz ödemelerinin de yanm milyar dolar civarında hesaplandıgını belirtmektedirler. Bu durumda ithalat. dış borç ödemeien, savunma giderîeri ve diğer çeşitli giderleri karşılamak üzere 1377 yılında Türkiye'nin 7 milyar dolar civannda bir dış gelire gereksınımı bulunmaktadır. Gelecek yıl ödemeler dengesi açığını kapamak için en az 2 milyar dolarlık borç gerekecek ÖNÜMÜZDEKİ YIL DIJ 80RÇ VE FAiZ ÖDEMELERiNE 5 0 0 MiLYON DOLARLIK HARCAMA VAPILACAGI HESAPLANIYOR. 1977 PROGRAMINDA İÎHAUTIN 5,5 MİLYAR DOLAR OLARAK GÖSTERiLMESi DÜJÜNÜIÜYOR. ANCAK SEÇiM Ylll NEDENİYLE BU MiKTARIN AJILACAGI BELiRîiüYOR. Fiyatlardaki artış yüzde 20'yi aştı üluç GÜRKAN FİYATLAR GENEL SEViYESi 197S 2,1 3,0 0,4 1.0 1!»75 r iyatlar genel düzeyindekl artışların giderek nızlandığı izlenmektedir. Ticaret Bakanhğ» tarafından tutulan Toptan Eşya Fiyatlan Endeksi'nin ekim aymdaki yüzde 2.1'lik artışıyla birlikte, 1976 yılının ilk on ayındaki artış hızı yüzde 15,2 olmuştur. Fiyat artışları son oniki ay ittbariyle ise yüzde 20.4'ü bulmuştur. Bu, ekim 1975' deki 100 liranın bugünkü satınalma gücünün 83 liraya kadar inmesi anlamına gelmektedlr. Dünyada, Şili, Arjantın ve Brezilya gibi bazı Latin Amerika ülkeleri ile Izlanda'dan sonra en hızlı fiyat artışlarmın yaşandığı ülkemizde, enXlasyonun vergi gelırlerindeki artışın da en önemli nedeni oldugu saptanmıştır. Maliye Bakanlığı bünyesinde yapılan bir araştırmada, «Enflasyonun son yıllarda yüzde 10'un üzerinde bir düzeyde süreklilik kazanması, a>nı zamanda gelir dağıhmı açısmdan da olumsuz etkiler yapmaktadır» denilmiştir. Toptan E?va FJ.Tatlan Gıda Maddeleri Sanayi Hammaddeleri Ankara Geçinme Endeksi Istanbul Geçinme Endeksi Kaynak: Ticaret Bakanlığı ısns 1,4 1,6 1,1 1.5 2,4 5,6 7.7 2,0 13.9 1978 15^ 1,5 135 13,6 18.2 12,9 15^ 1975 7,7 12,2 0,4 17,2 18.1 1976 20,4 19,7 21.5 16,7 18,3 BAŞLICA VERGi GÖSTERGELERi 1973 1974 64.958 25,1 »,5 53.930 1975 1916 1/ 120.450 283 Fiyatlar genel düzeyındekı artışlar, 1975 yılı İle karşılaştırmalı olarak üişikteki tabloda verilroiştir. Tablodakı bilgıier, fiyatlar genel düzeyindeki bu yılki mzlannıayı açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Ayrıca, geçen yıl kayda değer bir liyat yükselmesı olmayan sanayi hammaddelerinın bu yıl gıda maddelerıni de aşan olağanüstü bir hızda arttığı gözlenmektedir. Yüın ılk on aylık donemınüe yüzde 18,2 oranında artmış bulunan sanayi hammaddelerindeki yükselme, başlıca ıkı kalemdeki sıçramadan etkılenmi.ştir. Yapı malzemelen fiyatlan yılbaşına Röre yüzde 365 oranında anarken, dokuma maddelenndeki artış >üzde 33.5 olmuştur. Bu arada, Toptan Eşya Fiyatlan Endeksi'nde ağırlığı fazla oimayan deriler kalemindeki yükselme yüzde 35.0 olarak beurlenmiştir. Toplam Verıi Gelirl: (Milyon TL. Carî Değer) Artış Yüzdesi Vergi Geltri Kazancına Esas Olan Bir Onceki Yılın Fiyat Artışı Toplam Vergi Geliri: (Milyon TL Gerçek Değer) Artış Yüzdesi Toplam Vergl Gcllri: (Ulusal Gelirin Yüzdesi) 1/ 51.958 30,2 93.481 43,» 29,9 71^64 10,8 17,6 18,0 U.032 10,3 16,8 ıoa 109.401 17,0 183 33 Gerçeklefme Tahmlnleri Kaynak: MaUre Bakanlıit GELİR KALEMLERİ Dış ödemelerimlzi karşılamak tizere fhraeat, işçi dövizi gelirleri ve borçlanma dışında Türkiyenin belli başlı bir gelir kalemi bulunmadığı ilgililerce ifade edilmektedir. Uzmanların tahminir.e göre 1977 yılı ihracatı 1976 yılına göre fazla bir artış gösteremeyecek ve 2 milyar 200 milyon dolar civannda kalacaktır. Son yıllarda giderek azalma gösteren işçi dovizlerinin de 1977 yılında 1 milyar dolar civannda gerçekleşeceğı belirtilmiştir. Işçllerin tasarruflarını Türikye'ye getirmeîerini saglamak üzere mayıs «ymda Dresdner Bank ile yapılan anlaşmanın da işlerlik kazanamadığı ve 6 aylık süre içinde bu hesaptan ancak 28 milyon dolar civannda bir gelir saglandığı öğrenilmiştir Diğer görünmeyen kalemierden 1977 yılında elde edilecek gelirlerin de 300 milyon doları aşma yacağını tahmin eden ilgililer, geri kalan açığı kapamak için başvurulacak yollann çeşitli kalemierden borçlanma olduğunu belirtmişlerdir. Türkiye' nin halen anlasrr.aya bağlamış bulunduğu ancak etap küllanmakta olduğu 1 milyar dolar proje kredisi bulunduğu belirtilmektedir. Ancak. bu kredi çeşitli yıllarda kullanılmak üzere projelerin gelişmesine ve harcama yapılmasına göre çekilebıl mektedir. Proie kredilerinden bazıları da Afşin Elbistan'da oldugu gibi kredı veren kuruluşun ıstediği koşullara uyulmadığı takdirde kullandınlmamaktadır. 1!)77 yılı içinde yapılacağı tahmin edilen 6 mil yar dolar civanndaki ithalatın bir kısmının bedclsiz ithalat ve yabancı sermaye girişieri ile bir kısmının da klerıng yolu ile karşılanabileceğini belirten ilgililer, bunun dışında gelir gider farkımn kısa ve orta vadeii borçlarla kapatılabilecegini belirtmektedirler. Bu nedenie 1977 yılında en az 2 milyar dolar dış borç ahnması gerektiği bildirilmekte ve MC'nin bu borcu bulabilmek için çeşitli dış baskılara boyun eğmek dunımunda kalacağı tahmin edilmektedir. Ticaret Bakanhğınm ekim ayına ilişlon fiyat butgulanndan anlaşıldığma göre, 1975 yılı içinde yüzde 20'nin üzerinde artış gösteren geçinme endekslerindeki fiyat patlamalan devam etmekt*dir. Ocak ekim döneminde, Ankara Geçinme En deksindeM artış yüzde 12.9 olurken, Istantjul O çinme Endeksindeki artış yüzde 15.2'yl bulmuştur. Geçen yılın eş dönemine göre, tüketici fiyatlan bu yıl Ankara'da 1 puanlık bir gerileme gösterirken, İstanbul'da 2 puanlık bir hızlanma islenmlstir. 6EÇİNME ÎNOEKSLERI YORUM Yalçuı DOĞAN K NE SONUÇ VERMİJTİ! 1976 yılında eylül ayı sonuna kadar IMF, IFC, IDA. Dünya Bankası, Avrupa Yatınm Bankası gibi kuruluşlardan ve Kuveyt piyasasında satılan tahvıllerden Merkez Bankası'na gelen döviz mıktannın 432 milyon doları bulduğunu ifade eden ilgililer, önümüzdeki yıl bu kaynakların dışında yeru kaynaklar bulunması gerekeceğini ve özel kesimin sağladığı DÇM kredüen uygulamasına benzer devlet borçlanmalanna gidilmek yolları aranacagım bildirmektedirler. Çeşitli bankslardan ve Avrupa Para piyasasından borçlamna yapmak üzere 1976 yılı ıçinde Maliye Bakanlığı ilgililerince sürdürülen görüşmeler pek olumlu sonuç verme miştir. Bu yolda çeşitli bankalarla temasların de vam ettiği öğrenilmiştlr. Yetkililer bu yoldan 1977 yılında 500 milyon dolar civannda bir kaynak sağ lanabileceğini ancak kısa vadeii olarak alınmak is tenen 1.5 milyar dolarlık kaynağm bu tip temasla la sağlanacağını tahmin etmediklerini bildirmekte dirler. EKONOMiK CEVRE Yeni Dengelere Doğru... endi Irine kapanmış kalmıış btr durumda nanki rürkiye. Boyle bir gorıinüm yaratılmak isteniyor dahn çok. f.ünlük ekme^inden caıı kavç:sıns deçin uğraştıği. karşılaştığı olavlar halkı kapalı tutmaya, polittka dışı kalmaya zorluyor. Ama, bu zorlama bile sağlanmak istenen görüniimü dclme eğiliminde. Folitika dışı tıılma. halkı kendi günlük u^raş'sı içine ümr. gerç«kte politika ya da politikalar oluşturnıanın en bilinen yöntemlcrinden biridir. Türkiye işte ?ıı RÜnJerde yeni bir politika oluşturmanın tam ortasında yaşıyor. Aslında. yeni politika ya da poliıikalar ne bıifrünkü siy.ısal iktidarın, ne de gelecekteki hcrIıangi bir siyasal iktidarın isteği rioğrultusunda ,'ITçeklcşebilir. Onların üstünde ve onları aşan bir ee!i'mr dünya denjesinde her zaman olasılık kazanmaktadır. Buna rajmen, bu demek de;ildir Ki. siyasal iktidarlar oluşturulan polilikaların dışındanır ve habrrsizdir. llayır. tcrsine siinümüzün sîyasal iktidarı oınrmli sereneklerle kar.şı karşıyadır. Türkiye'nin en azından nnünıüzdeki bcş yılına damgasım basacak Uördunrii Bc; Yıllık Kalkınma Plânı son derece önemli bir döııemeç niteliği ile scçcncklcrin «En ağır noktasinı» o'uşturmaktadır. Va da hfş yıllık bir düğüm, anılan planla bir çöziıme ulaşacak ve böylece Türkiye'nin uyıculamaya yönelik yeni densesi ve dünyadaki reri bu belgeyle krsinlik kazanacaktır. Türkiye 1963 yılından bu yana üç tanc beş yıllık plan dönemini geriüc bırakmiftır. Birinci ve Ikinci Keş Vıllık Plinlar özünde Batı kaynaklarına dayanan, dl$ yardımdan, dı? finansman kurutnlarınaan uıuut bekifjen bir (elişuıcyi simgelemektedir. Her ıkı planda da «dış» kavramı «Balı» kavramı ile özaeş tutulıuuş ve Türkiye kapitalist dünyanın yörüngesinde istenıldiği anda. istenilen yönr kaydırılan bir ııydu olmaktan ötoye eitmemiştir. Batı'ya bağunlılık bu iki planla düztnlenmiî ve rayına oturtulmuştur. Içüncü Beş Yıllık Plan Batı ile olan bağları sislerin arkasına llmıştır. Ozünde yine Batı'ya lıağımlılık vardır. Ancak, bu kez önemli bir katkıyla dcğişiklik var gibi gösterilmıs \e dayanılan kaynaklara «İşçi dövizi» ekienmiştir. Lçünrü Bcş Yıllık Kalkınma Plamnda ana kaynaklardan Oiridir işçi dövizleri. Bağımhlık yok edilmemi?. dolaylı yoldan ithal edilmiştir Türkiye'nin ekonomik kararlarına. Işte, Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Plan çalışmalarının sürdürüldüğü bugünlerde Türkiye yeni seçe nekleriyle karşı karşıyadır. Seçeneğin yönü bir vaıı dan iç dinamik güçler, diğer yaııdan dış dinamik güçlerle belirlenecektir kuramsal olarak. Ne var ki, bugünkü siyasal iktidar iç dinamik güçlerin bir bülümünü yaratılaıı günlük olaylarla politika dışına itcrken, diğer bölümüne de yaranamamaktadır. Daha doğrusu yaranamadığı egemen süçler arasındaki çelişkiler, çıkar farklılıkiarı kendi iktidarını bir kez daha tlış dinamikJerin emrine sunmaktadır. Dış dinamiklenn kararlarını egemen kıJraaktadır yeniden. Ana suruı, Dördüncü Beş Vıllık Plan hangi kaynaklara dayanacak, kimlerin kararları beş yıl boyunca egemen olacakiır'.'. Bunun savaşı yürütüunektedir şu anda. lcl yerl açısından belirlryici olmaktadır. Sag bir ıklidara rağmen, Sosyalist Dünya Türkiye'nin önemli alt yapı yatırımlarını. önemli projeleıini yüklenmiş görünmektedir. Elektrfk vcrnıck. demirçelik fabrikası kurmak, rafineri kurmak sanayileşmenin ana engellerinl aşmakla rş anlamdadr. Aynı zamanda üretim güçlerinl geliştirmekle de eş anlamdadır. Ve Türkiye Sosyalist Dünyaya ne zaman başvursa, karsılığını mutlaka almıştır. Başvuranlar sürekli sağ iktidarlar olmuş, buna rağmen hiçbir zaman bir isteksizlikle karşılaşılmamıstır. Soguk savaş yıilarında, •Amerika, pır pır oley, Amerika» plâklarımn diüerdcn düşmrdiği bir döneraden sonra Menderes'in başvurusu bile geri çevrılmemiş, ancak DP'nin ömrü bunu gerçekleştirmeye vetmemiştir Virmi yıl sonra Türkiye yeniden, hem de planjı bir bivimde Sosyalist Dünyaya yünelme eğilimleri taştmakta, üstelik bu «Saldırmazlık Paktlarıyla» desteklenmck. tedir. Ancak, burada son derece önemli ve de belirleyici hir nokta vardır. Batı ve Batı'nın tutunıu. Türkiye Sosyalist Dünyaya Batı'nın «icazeti» ile yonelnıiş çörünmektedir. Batı'ya küskünlükten aeğil, Batı'nın kaynak kesmesiııe tepki oiarak değil, Batı'nın beklcntileri doğrultusunda bir yöneliştir bu. Batı, açık drylmiyle kapitalist dünya beş yıllık bir üazırlık döneminin başlangıcında Türkiye'den vazgeçtiği izlenimini vcrmektedir. Beklcntisini gerçekleştirmek için de, kendi açısndan böyle bir zorunluğun gcreğine inanmaktadır. Gereğin kaynağı Türkiye'nin yeni iddialanna üişklndir. Sagdan sola Tiirkiye'deki tüm partilerln ortak >aıu «sanayileşme» istegidir. Teknoloji ithal etmek dejil, teknoloji üretmektir. Aslında, Türkiye bu noktaya get miştir artık. Bunu Batı da görmektedir ve engellemenin yollarını. en azından yavaşlatmanın yoilannı aramaktadır. Kapitalizm beş yıllık planların üçünde de clinde tuttuğu Türkiye'nin iç pazarına, bir rakip yaratmıştır. Türkiye'deki tekeller, kendi büyüttüğü yavrular, daha da gelişmek istemekte, sanayileşme isteklcrl bunlardan güç almaktadır. O halde, kaynak blrlkimini düşürmek, yeni yeni ekonomik kesimlerle sennaje>i ve kârını yaygınlaştırmak gerekmektedir. Bunun geçerli yöntcmlerinden biri, kamu ve özel kcslm yanıııda, başka cazip alanlar yaratmaktır. Öylesıne cazip olmalıdır ki, halk bu kesime ortak olsun, sosyal adalet sağiandığı sanılsın, üretimden alman pay artsın \t üretim güçlerinin böylelikle gclişmesi engellensin. Bir taşla iki kuş. Halkın aldığı pay artar ve kavgamn yoğunlugu düşerken, yerli tekellerin de önüne geçtlmis olunsun. tşte Batı'nın beklentileruıin özeti budur. Beklcntiler şu anda bir geçiş dönemine gereksinme göslcrmfktedir. Sosyalist Dünyaya yöneliş ve oradan alınan kaynaklar geçiş dönemini simgelemektedir. Veni beş yıllık plana henüz kaynak bulunamaması, ele alman projelerin belirsizliği özetlenen nedenlerüen dolayı bugünkü siyasal iktidarın boyutlarını aşan bir olgudur. iktidar kendi giiçsüzlüğünü, karar almada etkin olamadığuiı saklamak amaciyie halkı politika dısına itmektedir. Büyük tirajlı basm, TRT son günlerde bu işlevi yüklcnmişlerdir. Anüan çabalar gerçekte Batı'nın gelişmeyi yavaşlatma erekleriyle özdeştir. Bir dönem sonra Batı nasılsa Türkiye'yi kendisine yeniden bağunlı kılmanın araçlannı sergileyecektir. Geçiş döneminde bu telâşa ne gerek var?» Geçinme endekslerinin, yüksek orarüı fiyat artışlarına rağmen, yaşam koşuilarındakı gerçeıc UÜçlesmeyı yansıttığını kabul etmek olası degıiuır. Geçinme endekslerinde, ortalama gelir düzeyındeiı bir aılemn harcamalarının yaklaşık üçte bıriru yutan kıraıar sabit. varsayılmaktadır. Son yılda özellikle büyuk kentlerde bir kat yükselmış bulunan kiralann, geçinmedekı ağırlığı ölçüsünde dikkate aiınması halinde, tüketici fıyatlarının 1976 yılı artışmın yüzde 30'un altınaa olmadıgı görülecektir. ENFIASYONUN VERGilERE EÎKSi Maliye Ba$mufettlşı Yavuz Canevi'nln son Maliye Dergısı'nde yayınlanan bir araşunnasmdaıi yaıarlanüaralc hazırlanan ilış'Ktekı ıkıncı tabioda, başlıca vergi göstergelerındekı son dört yılın gelı^melerı, tıyat auışlan da dikıcate alınarak verilmıştir. Tabiodan da görülebilecegi gıbı, toplam vergi gelirleri son dört yılda hızla kabarmış bulunmastadır. Ancak, parasal deger olarak bu kabarnıamn önemli bir bölünıünün fiyat yükseimelerinden doğduğu açıklık kazanmaktadır. VERGI CE1IRLEBI Vergi gelınnin, kazanca esas olan bir önc«kl yılın fiyat artışından arındırılması suretiyıe bulunan gerçek degerlerdekı büyüme, cari degerlerle olan artışın çok altında kalmış buıunmaktadır. Bu durumda, B&şbakan Süleyman Demirel Urafından 200 milyar lıranın üzerinde baglanacağı açıklanan 19T7 Bütçesinin, bu yılki yüzde 30'yi aşan fiyat artışları çerçevesinde şişirildiği beltrlenmektedir. Yapılan hesaplamalar, önümüzdeki yıl vergi hasılatının yalnızca fiyat artıslanna bağlı olarak 120 milyar liradan 150 milyar liraya çıkabilecegini göstermektedir GEliR DAOILIMI AÇISINDAM Enflasyonun vergilere etkisinln lrdelenmesl, bir başka ilginç olguyu da sergilemektedir. bu olgu, son yıllarda Bütçelerln «aıflasyonist etkileri canlandırmaktan çok, ekonominin yapısına baglı olarak yüzde 10"un üzerinde süreklilik kazanan enflasyona dayanmaları olmaktadır. GELIROE GERİLEME Enflasyonun vergilere etklsl aynca, TBTUZ Canevi'nin araştırmasında da üzerinde önemle durulduğu gibi, gelir dağılımı açısından da olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu, tilkemizdeki vergi sisteminin dayandığı artış kaysayısının ücretlilerde beyannameli yükümlülere oranla daha yüicsek olması ile verginin gelir esnekliğınin dusük ücretli ve kalabalık ailelerde 1 birimlik gelir artışmın ödenecek vergide 2 birimi aşan bir etki yapmasından doğmaktadır. Böylece, yıllar içinde artan ücret ve maaşların miktar ve oran olarak eskisinden daha fazla vergilendirilmesi, sabit gelirlüerin. bir yandan vergi yükünün artmasına n*den olurken, öte yandan da reel olaraK gelirterae gerllemelere yol açmaktadır. Veni bir dönemin eşiğinde ve hazırlanan bir beş rılın programında en büyük eksiklik kaynakların !>sğlanmasuıdan doğmakta, bu noktada Batı ile Sosyalist Dünyanın tavırlan Türkiye'nin yeni dengesi, dünyada Olmayacak Denilirse ephe yetkilileri «olmayaca]c>t sözcüğünO «olacak» aniümında kullanmayı pek seviyoılar. r,Taliyo Bakanı Yılmaz Ergenekon'un, «Devalüasyon yapMmayacaktır» dedifi gün Resmî Gazete'de Türk Lirası'mn değerinin yabancı paralar karşısında düçürtildügünü açıklayan kendi tebliğinin yaymlanması buna bir örnek. BİR HAFTADA112 MİLYON DOLARLIK COK KISA VADELİ BORC ALINDI MERKEZ BANKASI HAFTALIK Son haıta A K T t F : Altın ve döviz mecvudu Kamu kesimi kredileri Özel kesim kredileri Tarım kesimi kredileri Diğer pasifler (DÇM karş.) ... T o p 1 s m P A S î F : Emisyon hacmi Döviz borçlan (Knv.) Merkez Bankası mevduatı ... Mevduat munzam karş Diger pasifler (DÇM karşö) ... Brüt rezervler Net rezervler 5 11/1976 C DURUMU 19 7 6 En yük. 17.671 70.21P 15.763 20.833 52.452 171.059 K En düşük 12.800 39.566 5.295 13.076 39.971 119.362 (MİLYON TL REZERVLEB MİLYON DOLAR) Önceki haftara fark (%) 7 11,1976 11.2 1.2 1.9 0,7 1.3 17.38S 39.793 fi.3fi2 14.65R 38 402 116.593 asım ayının flk haftası İçinde Merkez Bankası, Birleşik Amerika WeUs Fargo Bank'dan 50 milyon dolar, Federal Alman Dresdner Bank'dan ise 150 milyon mark (yaklaşık 62,1 milyon dolar) borç almıştır. Verilen bilgiye göre, Wells Bank'dan önümüzdeki günlerde 100 milyon dolar daha alınacaktır. Bir başka örnek ise, elektrik zammı öncesinde Er.erji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı korosundan dinlenen «yok böyle bir şey» şarkılan... Son olarak da Sanayi ve Teknoloji Bakanı Abdülkerim Doğru cam fiyatlanna zam yapılmayaca&mı açıklamıçtı. Ancak, cam çeşitlerinin satışında iki haftadan berl yeni fiyat uygulamasma geçilmiş bulunuluyor. Cam flyatlanndaki artışın oranı yüzde 15 ile yüzde 20 dolayında. Zamlar özellikle pencere camlarında daha dikkat çelcci ölçüde. Eskiden 36 lira 71 kuruş olan i mm.iik camların yeni fiyatı 42 lira 50 kuruş. 3 mm.'lik camlann eskiden 58 lira 60 kuruş olan fiyatı ise şimdi 68 lira 71 kuruş. 14.943 67.714 15.7R3 20.187 52.452 171.059 1.8 0,4 253,7 0,5 1,8 1.6 2.5 0,8 53.4»1 1.641 7.645 33.287 74.995 838,5 2.847,6 42.869 606 5.891 27.312 39.915 1.118,8 867,7 54.282 3.622 10.469 33.267 74.995 1.154.9 1.070,1 39.455 432 6.352 23.646 40.289 695.7 2.847,6 Finansman çevrelerinde «bankalararası kredi» işlemi olarak tammlanan bu borçlanmalann geri ödeme süresi üç asi geçmemektedir. İktidara geldikten kısa bir süre sonra döviz birikimini 1 milyar dolarm altında «kritik» duzeye düşüren Cephe Hükümeti, Uluslararası Para Fonu'ndan 450 milyon dolar, öteki finansman kuruluşlarmdan ve yabancı bankaiardan 400 milyon dolar orta vadeii kredı kullandıktan başka, kısa vadeii ve yüksek faizli Dövize Çevrilebüir Mevduat hesaplarını çalıştırarak tehlikeli ve agır bir dış borç yükü altına girmiştir. Yübaşmda yavaşlama eğilimine giren DÇM borÇlanması, ekim aymda yeniden hızlanmış ve 5 kasım itibariyle 1 milyar 650 milyon doları aşmıştır. DÇM borçlanndaki son haftamn artışı 50 milyon dolar olmuştur. Cephe iktidarmm döviz kullanımı bununla da 13 bankanın kurduğu finansman şirketinin sermaye piyasasına doğrudan yararı yok Nuri ÖZDENiZ «HEMSEHRİ 5İRKEILERİNİNFtHANSE IDiLEMEYECEĞİ ÖNE SÜRÖlOYOR K ısa b!r süre önce 13 büjük banka tarafından kurulan Yatırım ve Finansman A.Ş.» nin hükümetin özelMkle Adalet Partisi kanadından gelen etkiyîe gerçekJeştirildiği ve âoğu'dakı yanm kalmış •hemşehn şirketleri»nı finanse etmekten öte gidemeyeceği öne sürüimüştür. Onüç büyük bankanın 3(K) milyon lira sermaye oluşturarak kurdukları «Yatınm ve Finansman Şirketi»ni AP'nin hükümetteki MSP kanadına karşı çıkışı olarak niteleyen çevreler. bankalan biraraya getiren etkenln ekonomik nedenlerden oluşmadığmı öne sürmüşlerdir. İlgililer, kuruluçu bir hükümet istegi olarak nite lerken örellikle Maliye Bakanı Yılmaz Ergenbkon"un 10 ay kadar Önce başlattığı ve ağustos aymda îstanbul'da bankacılarla yaptıği görüşmelere değinerek şöyle konuşmuş'ardır: «Maliye Bakaınnm bankacılara setirdiğl istekler arasmda ucuz kredi, sanayi kredileri limitlerinin arttınlması, orta vadeii Kredi limıtlerinin tümüyle kullanılması ve geri kalmış yörelerdeki yatırımlann finansmanı için bir STITIrım şirketi kurulması yer almıştır. 3u hükümet isteklen karşısında bankacıların tercihleri ise en ucuz gördükleri son madde ü^erir.de oiuş muştur.» ilgihler 3on milyon lira sermayenin yanm kalmış ve çok or'cklı görünen hemşehri şirket lerini dahı t:n,.nse etmeye yetmeyeceğini öne sürerek, bu sekıldoUı geçici tedbirin köklü bir sermaye piyasa.sı oluşttjrmaya yetmeyecegini öne sürmüşlerdir. Öte yandan kendisiyle »örüstüğümüz, çirketin kuruiuşunda görev alan Smai Kalkınma Ban kası Genel Müdürü özhan Eroguz, şirketin h:ç bir kâr amacı gözetmcdiğini belirtmiş şöyle konuşmuştur: «Şirket sadece gen kalmış yöreıerde yapımı na başlanmış ancak finansal nedenîerle tamam lanamamış çok ortaklı şırketlenn hisse senedi ni alarak gerçekleşmesine yardım edecek daha sonra da bu hisse senetlerini kârsız olarak yine halka satacaktır.» Şirketin kuruluşunda politik bir etken bulunmadığını öne sürerken böyle bir isteğin Ma liye Bakanı Yılmaz Ergenekon'dan geldigini doğrulamıştır. Eroğuz bankalann kâr amacı gütmeyen bir şirkete neden ortak olabilecekleri yolundak: soru\Ti da şöyle yanıtlamıştır: «Çeşitli şekilde önieğin kredi yollanyla bankalar bu Inıruluslara şimdiye Kadar katkıda bulunmuşlardır. Doğaldır ki, bankalar şimdi bu kuruluşların yaşamasını isteyeceklerdtr. Bu nedenie de böyle bir şirkete ortak olmuşlar dır.» (Devamı 9. sayfada) kalrnamıs. yabancı ülkelerdekl muhablr bankalar nezdindeki Merkez Bankası hesaplan borçlu çalıştırılmaya başlanmıştır. Yabancı muhabırlerin Merkez Bankası adma yaptıkları ve borç nanesine jazdiklan ödemeler de 360 milyon dolan bulmuştur. Yabancı muhabirlere olan borçların son hafta içindeki artışı iki buçuk kat düzeyinde olmuştur Cephe iktidarı son olarak da bankalararası kredi sistemine yönelmis ve birkaç ay süreiı borçlanmalarla günlük sorunlan çözümlemeye gırişmiştir Yurt içinde yaratılan ulusal gelirin yedide birl büyüklüğündeki ithalatı sürdürebilmek, gün geçtikçe ağırlaşan dış borç ana para ve faiz ödemelerinl yapabilmek tçin borçtan borca girilirken, 1.7 milyar dolarlık ithalat istemine ilişkln akreditiflerin açılmış olmasına rağmen döviz karşılıklarını göndermek mümkün Gİrnamıştır. Merkez Bankası ilgilileri bu tularm 600 milyon dolarının mahsubunun yapıldığmı öne sürmektedirler. Buna göre, Merkez Bankası'nın döviz yükümlülüğü olarak adlandırılan döviz karşılığı gönderilmemiş açılmış akreditifler toplamı, bir tanımlamayla 1.1 milyar dolar, daha gerçekçi bir başlca tanımlamayla ise 1.7 milyar dolar düzeyinde bulunmaktadır. Merkez Bankası, dış finansman güçlüklerinı borçlanarak atlatmaya çabalarken, inracat ve işçi dövizi gelirlerine üişkin bekleyişler giderek olumsuzlaşmaktadır. Ekim sonu itibariyle 1.6 milyar dolara ulaşan ihracatm son aylarda yavaşlama eğilimine girdiği izlenmektedir. 2.1 milyar dolarlık ihracat hedefi hayal olmuş görünmektedir. Pamuk, tütün ve çekirdeksiz kuru üzüm gibi ana ihraç ürünlerinde gehşrneler umut kırıcıdır. Tütünde kasım ayınm ilk günlerinde tek balyalık dahi dış satış yapılamadığı. en büyük alıcı Birleşik Amerika ve Federal Almanya'mn sipanşle•ini Yunanistan. Bulgaristan ve İtalya'ya kaydırdıkları bildirilmektedir. Pamukda da dış satışlann bırüaç gün arayla ve küçük miktarlarda gerçeKleşebildiğı gözlenmektedir. Bütün çabalara karşm şimdiye aeğin dışanya 19.9 bin ton pamuk satılabilmiştir. Bu tutar geçen yılın eş dönemlnden yarı yarıya daha ızdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear