23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
MISIR: Nasır Sosyalizminden Sedat Kapitalizmıne. tsi bajına en az 75 Mısır Lirası vererek luks ^ Meridian Oteli'r.de parlak bir yılbaşı geçiren yeni düzenm seçkinleri 1975 yıiının ilk günü hiç de parlak olmayan bir haberie uyandııar Aylık asgari ücretin 12 Mısır Lirası oldiıgu Kahire'oe öinlerce kişi sokağa döküimüş. «Kanal kahramanı Enver, hani bizim kahvaltımız. aşımız? Hani vadettiğin bolluk?» diye haykınyor, dayanılmaz hale gelen jaşam kosullannı protesto ediyordu. Kahire'deki otobüslerin yarısı bakımsızlık netieniyle çahşmıyor, kırsal kesimdeki yoksulluk ve ışsızlıkten kaçarak başkente doluşan 8 milyon Mısırh, evinden işine gitmek için ner gün saatlerce süren bir ulaşım kavgasına girişiyordu (9). Liberal kapitalizme özenen Enver Sedat xn hiç de «liberal. olmayan polis yöntemleri bu göstenıerle bir kez daha ortaya çıkmış ve gösterilere katılan katılmayan ayınmı yapümaksızın yönetimin tüm muhaliilerine karşı yoğun bir baskı ve sindirme kampanyasına girişilmiştir. Nâsır döneminde olduğu gibi, sol eğilirnli muhalefet gene Daskıdan aslan payını almış olacak bu kez Nâsırcılığı sürdürmek isteyenlerin de solcu sayılarak «toplananlar» arasında bulunduğu görülmüşt.ür. Dunımun ciddiyetini kavrayan Sedat, baskı önlemieriyie yetinmemış, bir yandan gıda maddelen ithalinin arttınlması ve yoksul kitlelerce kullanılan tipte ucuz kumas ve ayakkabı üretimirun arttınlması için tüm olanaKİannı seferber ederken diğer yandan karaborsayı önleyici yasalann acımasızca uygulanmasını emretmıştir (îoı. Emekçi kîtlelerin durumunda farkedilir bir düzelme olmamış ve üikenin en büyüK pamuk fabrikalarmda çalısan 30.000'i aşkm işçi tüm baskılara karşın mayıs 1975'te eyleme geçerek yönetimi ve hayat pahalılığım protesto etmişlerdir (11). Ekonomi alamnda ciddi sorunlarla karşılasan ve iktidarı sarsılan Sedat, öte yandan özlediği 'barış»a da bir türlü kavusamamış ve bu konuda ABD'ni sıkıştırmaya başlamışnr. ABD ise, Ortadoğu banşı konusunda manevra alanmı sırurlayan iküemlerle karşı karşıya bulunmaktaoır. Bir yandan Ortadoğu'daki Sovyet etkisini sıfıra indirmek ve petrolün Batı'ya düzenli akışını garantilemek için gerekli olan «barış»ı, silah yapımcılannın tepkileriyle dengelemek; diğer yandan Ortadoğu'da kilit ülke durumunda olan Mısır ı kesinkes yeni sömürgeciliğin etkı alamna çekerken îsrail'in güvenini yitirmemek tasası Kissinger'i hayli uğraştırmıştır. Silâh yapımeılannı Iran, Suudi Arabistan ve Basra Körfezi ulkelerinin petrodolarlanyla susmran Kissmger, «g:tgel diplomasisi>nin tüm olanaklannı kullanarak îsrail ile Mısır'ı uzlastırmayı da başarmış, Israil'in Mitla ve Gidi geçitterinden çeknmesini ve Abu Rudeyis petrol kuyulannı Mısır'a bırakmasını öngören Sina Anlaşması 1975 eylülünda lmzalanmışîır. YENİ UFUKLAR AÇTI Süveyş Kanah'nm temizlenerek yenlden hizmeıe açılması, kesin barışa giden yolda ilerleme sagteması ve Abu Rudeyis petrol kuyularının devralınması Sedat kapitalizmine yeni ufuklar açmıştır. Süveyş gelirlerı teminat gösterilerek yeni borçlanmalara girümiş. Kanal kesimini geliştirmesı ıçm yabancı sermayeye yeni ayrıcahklar tanınnııştır. Ote yandan Başkan Sedat, elinde şapkası, zengin Arap ülkelerinden bagış vt yavdım dilenerek ciddi biçimde salianan ekonomisıni dış payandalarla ayakta tutma çabasıru sürdürmüştür. Sedat'ın bu çabaları sonuçsuz kalmamış, Suudi Arabistan ve Kuveyt'ten 30O'er milyon dolar, Birleşik Arap Emirliklerl nden 150 milyon dolar bağış kopardığı gibi 2 milyar dolar tutarında uzun vadeli ve düşük faizli kredi almayı da başarmıştır (12). US News and World Report dergisi bunlara ek olarak petrolcü Arap ülkelerinin önümüzdeki 5 yıl içinde Mısır'a 12 milyar tutarınaa kredibagış vereceğini. ABD'nin 1976'da yaptıgı 1 milyar dolarhk yardımı Assuan Barajı için sağlayacagı 2 milyar dolarhlt ek bir yardımla tamamlayacağmı, Japonya ve Batı Almanya'nın da kanncakarannca 200'er milyon dolar vereres yardımseverler kervanına katılacagını yazmıştır (13). Sedat'ın amacı bu büyük dış yardım ya da bağışlarla toplamı 10 milyar dolara varan dıs borçlannın Sovyetlere olan 5 milyar dolarhk bölümünü tasfiye etmek ve kapitalist «açılım»ı sürdürerek ekonomik bunalımdan kurtulmaktır. Ne var ki, 500 Mısırh milyoner, Krallara oz;ü bir yaşarm sürdürürken 10 milyon Mısırlımn 12 Mısır lirası aylık asgari ücreti bile anca* rüyasında gördügü yıllık gelirl 45.000 Mısır iirası nı aşan 2.000 ailenin yanı sıra yılda 100 Mısır lirasıyla geçinmeye çalışan tam 4.500.000 ailenin bulunduğu, (14) toplam üretimm yarıya ya'.cın bölümünün nüfusun yalnızca "olO'u tarafından tüketildiği bir toplumda (15) eşitsizligi körükleyicı bir kalkınma yönteminin sosyal tepkı ve bu nahmlara yol açması kaçınılmazdır. Tek parti tek, sef yönetimi geçerli oldugu sürece tüm bu tepkiler Başkan Sedat ve çevresindeki yönetici gruba yönelecek ve onların siyasal itibarını zedeleyecektir. Sedat öncelikle bu tür bir sorumlulugu pay laşmak için çok partili sisteme doğru bir adım atmış, Arap Sosyalist Birliği içinde, kitlelerin istek ve tepkilerini ögütecek ve yönlendirecek üç grubun oluşturulmasım onaylamıştır. Ayrıca kapitaîizmin özgürce eelişmesi için ekonomi dışı etkenlerin ve özellikle bürokratik engellemelerin sırurlanması gerektiğini belirten Amerikalı danışmanlarının, çok partili demokraslye geçilmesi yolundaki önerileri de Sedat'ı taışkusuz et kilemistir. Geçtigimiz mart ayından beri Arap Sosyalist Birliği bünyesinde örgiltlenmeye başlayan üç gruptan en etkilisi kuşkusuz Sedat'm destekledi gi ve Başbakan Memduh Salem'in liderliğini iist lendiği «orta grup»tur. Nâsırcılığı günün koşullanr.a uygun olarak ekonomik «açüımula bağdaştırdığını :leri süren ve kendisine Mısır Sosyalist Grubu adını veren bu grup seçimlere genis oîanaklarla hazırlanmış ve zaferden emin olarak propagandasını sürdürmüstür. Bir bölük eski bakan ve yüksek bürokratı listelerinden aday gösteren ve ülke çapmdaki örgütlenmssinde, yerel ağırlığı olan büyüK toprak sahiplerine, eşrala ve şeyhlere dayanan «orta grup», hükümet denetimi altmdaki basmdan da büyük destek görmüştür. Arap Sosyalist Birliği bünyesinde örgütlenen diğer iki graptan Mustala Kemal Murad liderliSindekı neoliberal «sağ grup» da girişım özgürlüğünü savnnmuş, devlet müdahaleciliğinin ta mamen kaldırılmasım ve basın özgürlüğünün ge nişletilmesini önermiştir. 19S2 «Özgür Subayiar» ından Halid Muhittin liderliğindeki «sol gnıp» ıse kamu sektörünün senişletilmesini, Nâsır'm bağımsız dış politika ve Arap Birliği ilkelerine döniilmesinı ve ışçılere grev hakkı tanınmasııu öneren bir programla seçimlere katumıştır. Seçimlerin iki türlü dar bölge sistemıyle yapılması kararlaştırılmış ve bu sistem «orta grup» listelerinde yer bulamayan ya da herhangi bir gruba şu an için angaje olmak istemeyen nüfuziu kişilenn bağımsız aday olarak seçime katılmalarına olanak sağlamıştır. Nitekira «orta grup» 450. «sag grup» 220, «sol grup» 6ü adayla seçirr.lere katılırken bağımsız adayların sayısı TOO'ü asmıştır. (16) Mısır'ın koşullarmda hareketü sayılabilecek o!an bir kampanyadan sonra birıncl turu 28 ekim ve ikir.ci turu 4 kasımda yapüan seçimler beklenilen sonucu vermış. «orta grup» ezicı bir ço gunluk sağlarken. bağımsızlar ikinci sırayı al* mıştır. Sonucu alınan 342 sandal'eden (toplam sandalye sayısı 350) 276"sını «orta grup» adaylannın, 52'sini bağımsız adayların, 12'sini «saS rup»un ve yalnızca 2'sini de «sol grup:>un k=zandığı anlasılmaktadır. Diger bir söyleyişle Sedat'm senaryosu eksiksiz uygulanmış, ekonomik «açılım»dan yana tutucu güçler koalisyonu bu kez «özgür seçim» yoluyla yönetime agırlığını koymuştur. Başkan Sedat. taraftarlanyla dolu olan Meclis'i açarken yaptığı konuşmada ise Arap Sosyaüst Birüşi içirde oluşturulan Uç gnıbun artık resmen ayn birer siyasal parti olarak örgütlenebileceklerini, Arap Sosyalist Birliğinin daha çok kültürel sosyal bir örgüt olarak faalıyetıni sür düreceğini ve basmı denetleme'e devam edecegini açıklarnıştır. Görülüyor ki Sedat, yeni sömürgecilikle bü Osman ULAGAY K KOMÜNiSî PARTİ YILLIK KONGRESiNOt MARiO KONUŞAN CUNHAL, SOARES HüKÜMETiNi len sıkma programı çerçcvesinde alır.an tedbirlerde en büyük fedakârhk payıcın işçilerin omuzuna yüklendigini belirtmiştir. «İSÇiLERf KAR5I VE KAPiTALiZME DONÜŞ YCM.UNOA. BiR KÜCADELEYE DEVAM Cunhal konuşmasmda, partisinin Stalinist çizgisini sürdüreceğini de belirtmiş ve «Gerek Batı Avrupa Komünist Partilerinde beliren p sosj al demokrat reformiznı, gerekse Maoizmin» karşısında olduklarını kaydetmiştir. Cunhal, geçmişte oldugu gibi gelecekte de, sosyal demokratlann, sosyalistlerin ve aşırı solcuiarın izledikleri antikomünizm ve antiSovyetizm politikaİ3rına karşı mücadeleye devam edeceklerini söylemiştir. SAOIK KALACAK «Avnıpa komünizmi»ni savunan partilerle belirgin görüş ayrılıklan içinde olduklarını söyleyen Cunhal, partisinin <Marksizm, Leninizm ve proleterya enternasyonalizmi ilkelerine sadık kalacağmı belirtmiştir. DAHA ILİMLI Portekiz Komünist Partlîi Kongresi'ni izleyen Batılı gözlemciler, Alvaro Cunhal in iıer zamanki gibi kendinclen emin bir görünüm içinde bulunduğuna, konuşm^larında ise Avrupalı komünistlere yöneltilen eleştirilerin eskisine oranla daha ılımlı olduğuna dikkati çekmişlerdir. (Dış Haberier Servisi) Mısır'da nüfusun % 10'u, toplam üretimin yarıya yakın bolumunu tüketiyor PROGRAM İ21EMEKLE SUÇLAOI i I Mısırda yıllık geliri 45 bin .Mısır Lirasını aşan 2 tnilyon ailrnüı vanı»ıra, yüds 100 Mısır Lirasıyla grçlnmcye çalıaan 4,5 milyon aile var. tünlesme yoiunda bir dönemeci daha baçanyla dönmüştür. Nâsır'm kemikleri mezannda sızlarken Mısır'ın bunden sonra uğrayacagı duraklan saptamak için tllkemizin deneyimlerıne bak mak her halde nfiıydadan âri» dlğildir. B İT T i ( 3) The Cuardian, 13 ocak 1975. (10) (11) (12) (13) (14) (15) The Gnardlan, 7 ocak 1975. The Guardian. 20 nisan 1975 ve 24 mayıs 1975. The Guardian, 1 Mart 1976, Cumhurlyet, 1 Eylül 1976 The Observer, 25 Ocak 197<k. A. Yusuf, «Arap Sağının Yükspli?! rp Knr tuİDf Hareketleri», Race&Oass, XVII, 3 (Kıs 1976), 3. 2S7. (16) Le Monde, 29 Eldm 1976. ) • Portekiz Komünist Partisi lideri Cunhal: Soares Hükümeti iflas ediyor,, L tZBON Portekiz Komünist Partisi lideri Alvaro Cunhal, Soares' in üç buçuk aylık sosyalist azınlık hükümetinin iflâs ettiğini ve ancak komünistlerin de katıldığı bir hükümetin, Portekiz'in acil çozüm bekleyen ekonomik ve sosyal sorunlarını çözebüeceğini söylemiştir. HÜHÜMETi HJÇLADI Alvaro Cunhal, Mario So ares hükümetirü, «işçilere karşı ve kapitalizme dönüs» yolunda bir program izlerr.ekle suçlamıştır. Cunhal, Komünist Parti'nin etkinhgindeki işçilerin bu politikaya karşı gerekli eylemlerde bulunacaklarına da dıkkati çekmiştir. YÜK, Q(ilRDE Lizbon'da çahşmalarını tamamlayan Portekiz Komünist Partisi yıllık kongresinde konuşan Alvaro Cunhal. Soares hükümetinin zengin sınıflar ve orta tabakamn çakarlanna hizmet eden bir politika lzlediğini savunmus ve kemer CHE GUEVARA VE MARİLYN MONROE'NİN POSTERLERİ KAPIŞILIYOR vlerin içierini gtlslemede büyük bir moda halini alan posterlerin satışında Che Guevara, Marilyn Monroe ve Kitty adlı kedi başta giriiyorlar. Le Point dergisinde verilen bilgilere göre, Kitty adlı kedinin posteri, Fransa'da iki buçuk yıl içinde 150 bin adet satılmış bulunuyor. 1967 yılında ölen Lâtin Amerikalı devrimci Che Guevera ıle Amerikalı artıst Marilyn Monroe da en çok sa E tılan posterler ara«ında yer alıyorlar. Dergride verilen diğer bilgilere, göre, hemen hemen her eve girmiş olan dev posterler, ilim adamlarının da dikkatini çekmiş ve üniversitelerde bu olay ciddi olarak incelenmeye baslanmıştır. En çok satılanları 1 metre eninde, 1.60 metre boyunda olan dev posterlerin 1966 yılında Ameri ka'da bir yayımcı tarafından ortaya atıldıgı da belirtümektedir. Mertln Geisler adındaki bu yayımcı 1966 yılında önce Humphrey Bogart'ın siyahbeyaz bir fotoğrafını büyüterek satmaya ba$lamışOr. Amerikan gençliği bu fotografı kısa bir süre içinde çok miktarda satm alınca 50'ye yakın şirket; aktor, şarkıcı ve polltikacı resimterini basmsya başlamıştır. 1967 yılında poster olayı Avrupa'ya sıçramıştır. Aynı yıl tsveç'te fıd ögrencinin, ayuı fotoğTaflanru basıp tskandinav üllcelerine satarak milyoner olduğu bilinmektedir. Daha sonra ise poster tnodası Fransa'da görülmeye baslamış, anahtar/ık ve hulahup modası nın yerini almış. 10 YIIDAH BERİ Aneak daha öncekl benzerlerinden farkU olarak posterin uzun süre varlıgını koruyacağı belirtilmektedır. Ortaya çıkısmdan bu yana 10 yıl gecnsds olan poster, artık devamlı olarak tüketilen aanayi ürünleri arasına girmiş bulunmaktadır. Poster olayını inceleyen vs «Ev afişleri» adlı bir de kitap yaymlayan Christine de fiendinger adlı bir psikolog, posterlerin sadece eğlence olaıak kullanılmadığı, toplumurr.uzıın renkli yanlarını bize yansıtan bir ayna niteliğini taşıdı6ı için daha uzun süre moda olmaya devam edeceğmi ileri siirmüştür. Ük bakışta poster büyütülmtiş bir fotograftan baçka bir?sy degildir. Altında, «savsş yapma. ask yap» ya da «zenciler güzeldirıı blçiminde stoganlar yoksa, posterlerde yorum da yoktur. Genellıkle çiğ renkler kullanılmakta ve mizaha da yer verümelrtedir. Nixon'ın LSD içen posteri gibi... Posterlerin yapımında tek bir kural oldugu beUrtümektedir. Bu kural da posterin ilk bakışta etkili obnasıdır. Psikolog Christine de Redinguer ortaya ilginç bir sonuç çıkartan bir de sıralama yapmıştır. Psikologa göre, en çok satılan posterlerin başın ds renkli manzaralar gelmeJctedir. (DaJga, rüzgâr, bulutlar) ikinci sırada aşk, çevre kirliliği, savaş gibi konuları içeren posterler yer almaktadır. Üçüncü sırayı ise hayvan posterleri almaktadır. Dördüncü sırada da aktör şarkıcı ve politikacılar gelmektedir. Toulouse Lautrec'in resimleri ise her zaman satılmaktadır. Artık posterlerin Avrupalının da günlük hayatına girdiçı de beürtiJmektedir. Geneüikle 25 y»s civanndaki gençlerin ragbet ettiği posterlerin cinsl ve evde kullanıidığı yer sahibinin dünya gorüşünü de yansıtmaktadır. Bununla beraber poster merakJılarının belü bir biçimde sınıflandırüamıyacağı da iddia edilmektedir. Genç kszlar sanatsal ve romantik posterleri seçerken, özellikle bekâr olan yaşlılar hayvan posterlerine rafbet etmektedir. 15 yaşındaki gençler fantast.k afişlere değer verirken. 20 yaşına doğru erotik posterlere kaymaktadır. Psikolog Rendinger'e göra poster sahibinin kendislni çevresine tamtmak amacma da hizmet etmektedir. (Dıs Haberier Servisi) POSTERLERİN OLJJTURULMASINDA TEK BiR KURAL VAR: 0 DA iLK BAKIJTA ETKiLi OLMALARI. [ Ankara Ankara .,, Ankara Ankaxa ... Ankara Ankara Ankara Ankara ... Ankara Anka Öztürk ile Cantürk Salı günü Erbakan'nı başkanlıgında toplanan A;ır Sanayi Yüksek Koordinasyon Kurulu başlamadan önce Başbakanlıktaki en önemli sorun Ağır Sanayi Kararnamelerini Ferit Melen'in imzalayıp imzaUmayacağı sorunuydu. Erbakan toplantıdan önce iist katta Soyfi Öz türk ile bir çörüşme yaptı ve bu yüzden 17 tane yabrıracı kuruluşun eenel mudürü alt kattaki toplantı salonnnda 40 dakika bekledi. Erbakan büdırilen saatten 40 dakika sonra beraberinde Devlet Bakanı Seyfi Öztürk, Bayındırlık Bakanı Fehim Adak, İmar ve İskân Bakanı Nurettin Ok, Raşbakanuk Müstesan Ekrem Ceyhun, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Yahya Öğuz ve Planlam.i Müsteş'rı Kemal Cantürk olduğu halde «teşrif etti», ı..men kendi yerine oturan Erbakan, televizjon kameralarına dönereb konuşmaya başladı Bu arada, Erbakan'm yanındaki sandalyelerde oturan Se>fi Öztürk ve Yahya Oğuz'ıın arasına bir sandalye getirtlldi. Plânlanıa Müsteşan Kemal Cantürk buraya çağrılıh. Cantürk, öztürk'ün yanına otarur oturmaz I>evlct Bakanı cebinden bir kartvizit çıkardı ve üzerine bir şeyler yazarak Cantürk'e verdi. Cantürk; «Kime verilecek» diye sorunca fla «Ferit Melen'e» diye ccvap verdi. Erbakan Hoca 300 projenin açıklamasuıa devam ediynrdıı. Daha sonra Cantürk ve Ör.türk başbaşa verip bir konu$ma>a daldMar. Bu arada eîlprinfleki «Sarıuhna Sa .syi Yatırınüarı» başlıklı ya nyı birbirlerine göstererek, şöyle konuşuyorlardı: Şu kelimenin arkasina (için) diye ilâve edümesini istiyormuş. Peki bunu ekliyelim ama öbürleri ne derler?. Canım zaten bunlann ekleyelün gitsin. hrpsi palavra, olur ya. Maazallah ya ilânı okuyup Sinava girerler bir de kazanırlars»... Amca ve yeğen Akrahalar arasında siyasal yakınlık bulımması şart değildir. Nice kardeş biliriz ki ayrı sivasa) partilerde birbirleriyle savaşmıslardır. Biri AP11 olur, öteki CHPli, bir baska$ı da MHP'll. Örneğin AP'li İhsan Ataöv'ün kardeşi CHP milletvekilidir. Soıcu Doğu Perinçek AP nıilletvekillerinden Şaılik Perinçek'in oçlu(lur. Talât Asal'ın kızı da hiç Talât Asai ı/e aynı görüşler paylaşamaz. Hatta Türkeş'in oğlunun da pek Türkeşçi olmadığı söyleniyor. Mobilya Uavasını yürüten Ankara 1 Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Lütfi Erdemir dc. MHP Genel Sciiicteri Ali Fuat Eyüpoğlu'nun özbeöz amcasıdır. Siz soyadı değişikliğine bakmayın. Siyasal yakınlığa gelince, biz ne bilelim otıu. Şımdilik biri yargıç biri politikacıdır. VakınlıkJarı var tm yok mu. o ancak ileride ünlaşılır. Köprölerin altından geçen sular, Adalet Partisinin «Barajlar Kralı» diye adlandırılan Gene! Başkanı Demirel'in belleğinden bu sözleri siimis olacak. Geçen akşam enerji santraliannın kimlerle kurulacağını anlattı uzun uzun. Eski deyimiyle «Demirperde» ülkeleri bunlar: Polonya, Çekoslovakva, Romanva ve SovT.etler Birlifi. Batılı tek ülke vok sayın Demirel'in sıralamasında Adalet Partisi Genel Başkanı o konuşmasınds enerji tesisleri kurulmadaıı sanayileşmrnin bir anlamı olmadığını da sötledi. Bu sözlerde yardımcısı Erbakan'a da sataşıyor. Ama bu sözler yalnız politika cilveleşmesi değil. Demirel'in enerji santrallan kurarken sosyalisl ülkelerle isbirliği yaptığinı da jrösteriyor. MSPIiIer de kara kara düşünüyor şimdi: «Üikenin sakızını Batı, enerjisini Dnğu sağlarsa Turkiye nereye yönelir» diyorlar. Demirel'in önceleri teblikell bir yol diye gö>terdiği Moskova yoluna «Selâmct yolu» diye baknuksından kuşkulanıyorlar .. Acaba Devlet Bakanı ve Plânlama Müsteşarı ncyi konuşuyorlardı dersiniz?.. Sınav ve önlem Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon. Bakanlık yeminli mnrakıplanna pek sempati beslemiyor. Belki tiplerindcn hoşlanmıyor, belki de yaptıkları işlerden... Ne vapmalı. nasıl vapmahyd; da, bu mtırakıpları disiplin altına aimalıydı. Havdi cidekiler böjle, hiç olmazsa, veni gelecekler için birşeyler düşünmeliydi. Bugünlerde Bakanlıli jeminli murakıp yardımcjsı sınavı yapılacak. Bunun için gazetelere ilâh veriUyor. Ergenekon, sınav için ilân verirken, Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinp ilân verilmejeceğini de emrediror. Böylece, bu pazetelerin okuyucıılan sınaM öferennıemiş olııyorlar. Maiüm ya, gazcte okuvucuları da solcu Moskova yolu ! Daha tnönii dönemlnde CHP'nln ortanın »nhı politikasına karşı çıkar, «Ortanın solu, Mnskova'mn yolu» diye sloganlar oluştururlardı APTUer. HAZIRLAYANLAR : Müşerref HEKİMOĞLU Uğur MUMCU Füsun ÖZBİLGEN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear