Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
i * IKI CÜMHÜRlm 14 KMIM 1978 B ashkta söztinü ettiğim ikt ayıtı adı ekim ve kasım'dır. Atalürk'ün büyük yengiden sonraki yaşamı ve gerçekleştirdiği devrimle ilgill en önemli olay ve aşamalar, 1922 ile 1938 arasındaki bazı yıiların fikim ve Kasım ayların» rastlar. TUketmek Uzere olduğumuz 1976'nın eklm ayını gerlde bırakalı iki hafta oldu. Şimdl kasınVdayl2. Bu veslle ile eski eklm ve kasımiardan kimisine rastİ3yan aşamalarm yıl sırasıyla en önemllleri üzerinde durmak lstiyorum. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER O dönemin işbagındaki devrimcil»fl böyle ülkUoü ve kararlı idiler İsviçre YurttMlar Yasası ömeği üzerir.e haıırlanan Türk Yürttaşlar Yasasının 4 ekim 192S'da yurürlüfe giri«l, ülk«mi»u» dınsel hukuktan layik hukuka geçişin ve dolayısiyla TUrk devriminin önemli ftşamalannâan biridir. Mutlufuk Aranışı utluluk deyince aklınıza ne gelir? Bir evlenme sahnesi. Genç dnm.it pırıl pırıl. Gelin ısıl ısü. Kalâballk, kut* lamalar, çlçekler, gülücilkler... Mutlu mUsunuı? Çok mutluyuz. Ya da btr aile tablostı. Koca, Amerika'da haşkan adayhğına sıvanmışcasına gülüyor. Kaduıın rüzünc yuvasının sıcaklığı yayılnuş. Elele vermijler... Mutlu musunuz? Çok mutluyuz. Eğer bunlan beğenmedlnlzse bir başka görünüıtl anftlım. >mif Piyango'dan büyük ikramlye vurmuş, veys Çok Mtışll gazetenin kuponundan otomobil kazanmış blr yurttaşa bakalım. Atlamcağız şaşkm sıntıyor... Mutlu rausunuz? Çok mutluyum. Ne var ki, bütün bunlar birer fotoğraftır. Birer an'ın fotoğrafı. Oysa yaşam bir fotoğraf değildir; sinemadır. öyleyse mutluluğu fotoğraf makinesiyle saptamak yetmez, »inema makinesiyle izlemeli. Hir güniin mutluluğu. yıiların mutsu/.iuğuna dönüşebiür. İnsan yaşayısının dejişimi ve »iirekliliği içinde mutluluk kavramını aramak doğru y6ntemdir. Oünden gelen, bu^üne varan, yanna yönelen bir çizgide mutluluk grafiği nasıl çizilebilir? Para, güzellik, aşk, kadın, ün, sağlık, başan? Hangisl sağlar mutluluğu? Hepsi? HiçbirT Şöyle çevremize blr pö* atalım. Kim mutiu? Klırı mutsuz? Çalkantılar îçinde yaşıvoruz. Dünya küçüldü. Savaş, darbe, devrim, karsıdevrim, su baskını, deprem, açlık, yangın, saigın. yeryüzünün neresinde olursa olsun evimizin eşiginden firiyor. Kisisel mutluluju toplumdan soyutlamak olası mı? tnsan çevresiyle birlikte mutluluğa ulaşahillr, çevresiyle mııtsuzlaşır. Tek basına mutluluk yoktur. Çevreslyle çelişkiye düştü mü hayvan bile mutsuzlaşır. Bir Penfuenl Afrika ormanlannda düsfinün. bir kaplanı kuzer kutbıında... Çevreyle urnşmazlık blr süre sonra acıya dönüşür. Ta«amak, çevreyle canlı arasında blr uyum saflanırsa güzeldir. Ama ya bu uyum saglanamıyorsa? Türkiye'de yaşayan insan eğer gerçekten Iruansa çevresiyle nasıl uyum sağlar? Açlann kol gezdifi filkede midemiTİ doldursak bile btllnç altmdan tırnaklannı nzabp keyflmizl tirmalıyan blr hımırsuzlıık duymaz mıyız? Yoksulluğun halk yığınlannı sardıpı blr toplumda sişkin banka cüzdanlan ne anlam taşır? Doğu Anadolu'd» salfin, brşikttk! çoctıklan eBtürürken Batı'nın rengin kentlerinde yüzblnlere rrst çekmek insanca bir wvkl ml vurrular? öğrencfler sokaklarda avlanırken insan yüreŞjine sahip Usi re«levln nasıl rahat uyur? Böylesine bir ortamda İnsan, Ister lstcmez çrvredyle nvumsuzluga düşer: ve bu uyumsuzluğun acısını çekmeye baslar. O zaman tutum ve davranışlanm yönlendiren; yv santumın rotasını çlren temel etken belirğlnlesnılştir. Kişioflu; çevresiyle uyumsuzlugunu gidermeye, ve bu amaçla çevresini değiştlrmeye çalış3caktır. Daha güzel bir dünya, daha İnsanca bfr düzen; daha mutlu bir yasam aramsı kaçınılmaz olur. Zengin ve rahat olanaklar içindeki nlce lnsanın yoksullar yanında yer alması; sömürüye karsı savaş»roa katıtanası; ortak mutluluk çabasının paylaşüması demektir. ••• Mazlum ftlke ardmlarının bu bakımdan mutlu sayılmaUn gerekir. Çünkü aydın olmak bilinciyle muthıluk blllncl bir noktada esdeğerlidir. Sömürüye ve ernperyalizme karsı dlrenmenln ve özgürlük savaşının dışuıda mutluluk anyanIaruı, aradıklarını bir ömür boyu bulmalan olanaksızdır. Vietnam'dan Angola"ja, TürMye'den Kıbns'a, Portekiz'den ŞUİ'ye değin kunıl kımıl bir dünyada yasıyoruz. Özgttrlük türkülerinin; devrimci marşlann, halkçı ezgilerin dünyasıdır bu... Mutluluk bu dünyada yaşadığının bllincine varmak, bu büincin ısıgında yürümektir. Yürümek eylemdir. Eylem, yasamuı taa kendisidir. Yaşamı ciğerlerine solnk »oluğa çekmek istiyen, savaşundan kaçınmaz ve yakınma», Kaçınanlar ve yakınanlar, kişisel mutluluklannm üstüne kendi elleriyle ölü toprağı serperler. Bu tür aydınlar mutluluğu bayağı dergilerin gönül sütunlannda ve evlenme Uinlarında arayan bilinçsizlerden daha talihsizdirler. 24 Ekim 1934 1 Kasım 1922 Bu tarih, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde saltanata ve dolayısiyle Osmanlı Devletine son verildiği tarihtir. Hain Padişah Vahdettin'ın başkanlığında toplanan Şurayi Saltanat'm Sevr Antlaşmasını 1920'de onaylaması ile Osmanlı Devleti zaten batzruş, daha doğrusu, kendi yasamına kendiei »on vennişti. Ondan sonrakl biriki yıllık yasamında, Sultanlığın, Istanbul'dan başka hiçbir yerde sözü geçmiyordu. Aslında Istanbul'da da sözü geçtiği yoktu. Çünkü bu güzel kentimiz isgal altındaydı. Şu halde Türkıye Büyük Millet Meclisi'nin 31 ekim 1922'de görüşüp 1 kaaım 1922'de verdiği kararla saltanatı kaldırması, artık yaşama gücü kalmamış bir sultanlığın sona erdığini belgelemekten başka bir anlam taşırmyordu. Bununla birlikte kasun ayındakl bu olay, 30 ağustos yengisinden ve İzmir'in geri alınmasından sonra girişilen sıyasal ve sosyal devrimln ilk ve en dnemli aşaması oldu. Devrimde İki Önemli Ay Hıfzı Veldet VELiDEDEOĞLU cHUkümet şekillerirü saymaya lüzum yoktur; iıakimiyet kayıtsız şartsız miUetindir dedikten sonra, klme sorarsanız sorunuz, bu: Cumhuriyet'tir. Biz, şımdi çoktan doğmuş olan ç o cuğun adını koyuyoruz. Ama bu ad bazılanna hos gelmszmış, varsın gelmesin.» O tarlhte başka parti bulunmadığından CHP kurulunda verilen blr karar TUrkiye Büyük Millet Meclisi'nde verilmiş blr karar gibıydl. Aydınlarm ve Istanbul basımnın bir bölümü, Cumhuriyetin Uânıyla TUrkiye Büyük Millet Meclisi'nin egemenlık hakkının zayıflayacağından ve Gazı Mustafa Kemal Pasa'nın dlktatflr olacagından korkuyorlardı. Oysa, Cumhuriyetten Önceki duruma göre TUrklye BUvük Millet Meclisi'nin, yani yasama orgarunın başkanı Mustafa Kemal Pasa aynı zamanda devletln, yani yürütme organınrn başkanlıgı yetkisine sahip olduğuna göre, asıl o zaman diktatörlük sözkonusu olabllirdi, Cumhuriyette değil... îşte yalnız devrimln degil, TUrk tarlhlnin en önemli bir aşamasına böylece 1923'ün ekim ayında ulaşıldı. hukuk kurallannı temelinden sökUp atmak t«şebbüsündeyiz.» Bu kesin arüatım biçimi, kararlı ve yürekli bir devrimclnin anlatımıdır. Atatürk'ün Ankara'da «Bu müeseseyi açarken duyduğum mutluluğu hiçbir tesebbüsta duymadım» sözleriyle açmış oldu^u ilk yüksek öğretim kurumunun bir «Hukuk Mektebi» oluşunun anlamı büyüktür. Bu kurumda layik hukuk öğretilecek, layik hukukçular yetiştirilecek ve bunlar Türkiye Cumhuriyetinde yeni hukuk kurallannın uygulapcısı ve yeni hukuk duzeninın bekçiai olacaklardı. Atatürk mutluluktan sözederken böyle düşünüyordu. Bu da kasım ayına rastlayan çok önemli blr aşamadır. Bu tarih, Mustaia Kemal'in «Atatürk» soyadını sldıgı tarihtir. Özel bir yasa ile belgelenen 8u olay da devrimin çok önemli reformlanndan bindır. Bomalılar dönemınden ben Bstıd» herkea bır soyadı taşır ve bu adla anüır. Bizim Anadolumuzda da genellıkle hsrkesin bir soyadı vardı, ama buna soyadı degil «Lakap» veya «Şöhret» denillrdi. Soyadının öz adla birlikte kullanılmasının »orunlu olmaması nufus ve aakerlik ı$Ierınde bırçok kanşıkiıklar doguruyordu. Ninayet 1934 hazıranında kabul edüip 2 ocak 193ö't« yürürlüğe giren Soyadı Yasası ile herlsesın soyadını nüfus kütüğüne ve kimlik cüzdanına yazdırması zorunlu kılındı. İşte bu jasayı ilk uygula>tan kışl Mustafa Kemal oldu ve 24 ekim 1934'de Atatürk soyadım alarak nülus kütüğüne kayduıı yaptırdı. Hem sosyal devnmımiz, hem tarihimiz bakımından önem taşıyan bu olay da goruldügü gibi ekım ayına rastlıyor. M 10 Kasım 1938 Gazi Mustafa Kemal Pa$a AtatUrk soyadını aldıktan dört yıl ve Cumhuriystm ılânından 15 yıl sonra yaşama gozlerını yumdu. Bu da kasım ayındadır. 38 ölüm yılını analı dört R n oldu. Ü Söylevler verildi, toplantılar yapıldı, radyo ve televızyonda birçok kişı konuştu ve böylece Atatürk'ün türlü yönlen dıle getirıldi. Bir bunlan ve bütün yazılıp söylenenlen düşünüyorum, bır de ülkemizde Atatürk ve devrim düsmanlarının açıkça sürdürdUkleri karşıdevrim kmmpanyasma bakıyorum da, Türkiye"nin nereye doğru gittiğini yıilardan beri kendı kendıme sormaktan alıko\amıyorum kendimi. Atatürk: «Benım için bir yanlüık vardır. O da Cumhuriyet yanlılıçı; düşünsel ve sosyal devrim yanlüığı» demişti. Biz şimdi ülkemizde, bu söfr deki «Cumhuriyet yanlılığıom alıyor, «DUfÜnsel ve sosyal devrim yanlılıgısnı ezmeye ugrasıyoruz. Çok önceleri bir kez daha yazdıgım gibi, Atatürk'U baştacı ederken AtatUrkçUlügü ezmek i> tiyoruz. AtatUrk döneminâeki ekim ve kasunlar katücsus devrimcilerindi. Şimdiki ekim ve kasımlar, sahta Atatürkçülerin aylan oldu ve ben bütün gelip geçen bu olaylann hepsine klslsel olarak tanık oldum. Gözlerimi, katıksız gerçek devrimcilerin Tflrkıye'de eeemen olacaklan döneme de tanık olduktan sonra hayata kapamak, benim için en büyük mutluluk olacaktır. Bugün Atatürk'U anmayı bile ilkel tapınm» sayan gericılerin zıhniyetine tanık oldukç* ıçtmiı hüzünle doluyor. 29 Ekim 1923 Herkesin bildiğl bu tarlh, Cumhuriyet'in ilân edıldigi tarih olup, Türk siyasal ve sosyal devTüninin en önemli asamasıdır. Cumhurlyet'ln ögesi, özü, ülke yönetiminde ulus egemenliği ve devlet başkanının ulusça veya onun temsilcilerince seçilmesi olduğuna göre, ülkemizde cumhuriyet, daha ulusal egemenligi ilân eden ve ulus lşlerine el koyan TUrkiye Büyük Millet Meclisı' nin açıldığı 23 nisan 1920'de eylemli olarak ilân edilmış durumdaydı. Ne var kl, halkımız Istanbul'daki sultanın düşmanlarla işbirliği yapan bir hain olduğunu henüz bilmiyordu. Bağımsızlık eavaşının sloganlanndan birl, Izmlrtn ve bütün vatanın düşmandan temizlenmesi ise, öbürü de saltanat ve hilâfet makamının kurtanlmasıydı. Halk bunu böyle biliyordu. Kurtuluş Savaşı başanyla sona ermeden Cumhuriyet sözü edilemezdl. Niteklm sultanlığa ancak Anadolu'nun düşmandan temlzlenmesinden ıkl ay sonra son verüdi ve ondan hemen hemen tam bir yü sonra da Cumhuriyet ilân olundu. Cumhuriyet Halk Partisl Meclis Grubu toplantısında Türkiye Büyük Millet Mecüsi'ne Cumhuriyetin ilânı önerisinde bulunulmasına karar verildiği zaman, Istanbul Mılletvekili sıfatıyla bu grup toplantısına katılmış olan tarihçi Abdurrahman Şeref Bey, toplantıda şöyle konuşmustu: 4 Ekim 1926 Atatürk'ün yukarkl komısmasından yaklaslk olarak bir yıl sonra TUrk Yurttaçlar Yftsan ve Turk Borçlar Yasası yürürlüğe gırdi ve uygulanmaya başladı. Bu yasanın hazırlanış evreleri üzerinde duracak değilim. Şu kadarcıgıru sdyliyeyım ki, daha 1923 jolında jeni blr Yurttaslar Yasası (Medenl Kanun) hanrlanmaB içın Adalet Bakanliğında kurulan türlü komisyonlann b«sansızlıgı uzerine, Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, yine geroek blr devrimciye yarasır fu tarihsel konuşma ile bu komisyonlan dağıttı: «Sayın arkadaşlar! Türk devriminin karan, batı uygarlığını kayıtsız şartsız kendisine maletmek, benimsemektir. Bu karar o kadar ke«ln bır azme d.ıyanmaktadır ki, önune çıkacaklar, demirle, ateşle yokedilmeye mahkumdurlar. Bu prensip bakımından yasalanmızı olduklan gıbl Batıdan almak zorundayız. BÖylelikle TUrk ulusunun lstencine (iradesine) uygun harekette bulunmus olacagus. Keyif ve isteklerimiae göre degıl, ulusumuzun dileklerine göre iş basarmaya borçluyua. Şimdiye kadar geçen hlzmetlerinize t«sekkur eder ve komiayonlann görevlerine son veririm.» 5 Kasım 1925 Saltanatın kaldırüıp Cumhuriyetin ilânından sonra TUrk devriminin gerektirdiği türlU reform harekeüerine girisildl. Bugiin sadece ekim ve kasım aylanna rastlayan aşamalardan soz ettiğün için öbür reformlara değinmeyecegim. 5 kasun 1925 tarihl, Türkiye'de layik hukuk devriminin ilân edildiği tarihtir. Bunu Atatürıc, Ankara'daki jlk yüksek öğrenim kurumu olan Ankara Hukuk Mektebinl acarken yaptığı tarıhsel konusmada bütün cihana söyle duyurmuştu: «Cumhuriyet Türkiye'sinde eski hayat kurallan, eski hukuk düzenl yerine, yeni hayat kurallan ve yeni bir hukuk duzeninin geçmesi bugun artık kaçmılmaz bir olup bitti haline gelmiştir. Busbütun yeni yasalar yaparak eski Hezeyan Deyip Geçmeyelim.. OKTAY AKBAL Evet Hayır % Nobel, Bilimsel Kişilik ve Değerler m sveç Bilim Akademisi, birProf. Dr. Ruşen KELEŞ I kaç hafta önce, 1976 jbel Ekonomi ödülünü, Amerıka lı ekonomist Milton Friedman'a verdiğini açıkladı. Profesör Fri edman'ın sahip olduğu kimi nıte bilimleriyle uğrasanlann, birey deki adaylarm, salt yann, bilim likler, hizi, Nobel'cüerln so ka sel ve toplumsal değer sistemle ve barıs alanındaki somut çararına yakından bakmağa zor rinden tumüyle sıyrılmaları hem lısmalannm ötesmde; asıl, ınluyor. olanaksız, hem de gereksiz ol sanlığa yapmıs oldukları hızmetBir kez, Amerika'nın en ünlü duğuna göre, onlara bu alanda lerle ilgüenmek, onların kisilikUniversitelerinde uzun yıllardan genis bir davranıs özgürlüğü ta lerini de hesaba katmak zorunberi başanlı bir öğretlm görevi mmakta da yarar vardır. dadırlar. Bunun gibi, îsveç Biyapan Priedman'ın; ekonomi biNe var ki, bUginler, yanlıs yol lim Akademisi, dunyaya egemen liminin, fiyat kuramı, tuketim, da olduğu açıkça görillen siya olmasını arzuladığı sistemler ve para, enflasyon ve istikrar poli sal iktidarlann yanında yer al rejimlerle ilgili bireysel eğilimtikası gibi temel konularında dılar; bunu, özendirici tutumlan, lerini, ödül kararlanna yaantyazılmıs önemli yapıtları var alkışlan ve hatta sürekli sus mak hakkına da sahip sayılamaz. dır. Bu kitaplannda yer alaa Xualulüanyla ortaya koydular ÇünkU, bu ödüllerin dağıtllmagörüsleri, kapitalist ülkelerin rm," Mrçok yönlerden tutarsızlı smdaki temel kural. cinsanlığa devlet ve siyaset adamlanna reh ğa düşmekten kendîlerini kur hizmeUtir. Toplum bilımlerinde ber olmuş, ögpencilerini ve piya taramaz, saygmlıklarmı yitirirler. ve bu arada, ekonomide, «ınsa yaşamını derinden etkilemiş İnsan haklannın çiğnendiği, siya saıüığa hizmet» i tanımlamak ise, tir. Bu çalısmalanyla, ekonomi sal mahkumlara akla gelmedik kuramının gelişmesine büyük kat işkenceler yapıldığı, sendikala flzikte, kimyada ve tıpta oldukılarda bulunmus olduğu da, bi nn işlemez duruma sokulduğu, ğundan çok ayn ve güç bir iştir. lım çevrelerinde genellikle ka siyasal partilerin ve derneklerin Ekonomi gibi, değerlerle ve siyasal tercihlerle gırmış bul edilmektedir. hukuka aykın olarak kapatıldı bulunan bir dalda içiçe verilecek ödül Priedman'ın ikinci özelligi, han ğı bir ülkenin başındaki cunta kişilerin seçiminde, bu nedenle, gi yönden bakılırsa bakılsm, tu ya, ekonomik konularda olsa bi çok duyarlı ve doyurucu ölçüttucu bir ekonomist olması; adı le, bir bilim adamının rardımda ler uygülamak gereği vardır. nın, liberal ekonomi ve kapita bulunması; degerlerden tümüyle Bu açıdan bakıldığuıda, tsveç lızm ile hemen hemen özdeşleş arınmış bir «teknik yardun» ola Bilim Akademisinin bu yılkl karak nitelenmege ve UsteUk ödUlmiş bulunmasıdır. Adam Smith' ran ile, gerçekte, Friedmanın in, bireylere suıırsız girisim öz lendirilmeye hiç elverişli değil kendisi degil, fakat yülardır süz gürlUgü tanıyan, toplumu hiç dir. Burada, bir doktorun, ya cUlüğUnU yaptığı bir ekonomik önemsemeyen öğretisinin ufak te ralı birfraHHrıyardımına koş sistem ile, dâruşman olarak hizfek değisikliklerle çağımızdaki masından çok, onun yeni suçlar esirgemediği antidemoksavunuculugunu yapan sayısı çok işlemesine destek olması aöz ko metinlbir siyasal rejim ödüUenratik azalnus bilim adamlannın ba nusudur. dirilmis oluyor. Nobel ödüllerişında, kuşku yok ki, o gelir. Bu NOBEL'iN SAYGIKII6I nin dagıtımında bir süredir gözyönüyle, yalnız Üçüncü Dünya Nobel Ödülü verenler, önlerin lemlenebilen bu siyasal eğJUm, Ülkelerinin genç, aydm ve yeniliksever ekonomistleri degil, kapitalist ülkelerdeki meslek arkadaşlan bile, onu yadırgamakta; tutucu ve eskimiş bulmaktadırlar. Nobelin saygınlıgını da açıkça etkilemekte; bu ödüle erişebılmeyi yakm zamanlara değin bir onur sayanları, dus kınklıgıai uğratmaktadır. Bu yUzden, birçok değerli kişi, ödüle aday olmaktansa olmamayı, kendi bilim ve sanat mnlayışlarma, dünya göriislerine daha uygun bulmatt tadırlar. Bizde de, bilim adamlan, ötaden beri, topluma, devlete hısmet sunmağ» çalışmıslardır. Içtenlikle ve tutarlı olarak •avunduklan düşünceler doğrultusunda gelişmeye katkıda bulunrnalan, geri kalmış ülkelerin bilim adamlan için daha da büyük bır zorunluluktur. Bununla birlürte, bu hizmetin, topluma hizmet ol maktan çıkıp, çıkarcı iktidarlann partizanca emellerine hismet biçimine dönüşmesi, büyük tehlikeler doğurur. Üstelik, bu gibi ülkelerin büginleri, tercihlerinl, dunyadaki gelismelere ters düşen, yoksul insan kütlelerinin geleceği için en ufak bir ışık umudu tasımayan doğrultularda yaptılar mı, toplumlanru ve tarihe karsı da ağır bir sommluluk alUna girmis olurlar. Bugün, TUrkiye'de ısmarlama ders kitabı yazarak gençUğin geleceğini karanuklara itenlerin bağh olduğu akımla TUrk toplumunu daha ileri götUrmeğe calışanlann yUz yılı asan savasımı, bu açıdan da, büyuk bir anlam tasıyor. emlek « * bütün kiiltürfiyle, medeniyet anlayısıyla ve v e r l ' 'renftler eliyle gâvurlstan hayatına tesltm edllirken aynı feryadı çıkaramamısız da, tarihte emsali görülmemiş bir soytarıbkla blr takım mumyalann arkasınduı ağlatümaya zorlanmışız.» «Öliimünün iizeriaden lark yUa yakm bir zaman geçen blr Hmsenin arkasınctan zorla, baskıyla sürdüriüen ve iptidai deTirlerin tapınma törenlerinl andıran bu resmî zorlamalar da ne oluyor?», « Büyük bir milletin torihi içüıde kendisine zorlama yoUarla lâyık olmadığı bir yer ayrılmak Istenen bir kişinin ölünı çüniinü daha dün ünişçesine her yıl bir aglama irünü vej^ bütün bir milletl bir aflarıcılar takırnı haline mi geürelim?», « Ecelleriyle ölen diktatörlerin bu dünyadan hesap vermeden gitmeieri beşeriyet tarihi açısından esef edüecek bir husus değil midir?» Bu satırlarda söz konusn edilen Jdsl, bepinizin de anladığı gibi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Türldyenln, Türk ulusunun kurtancısı Gazi Paşa'dır «murnva» sayılan, «dünyadan hesap vermeden» giden, «kendisine zorlama yoUarla lâyık oU madıgi bir yer» aynlan .. S. Es kimdir, necldir, neyin nesidir. nerden çıkmıstır, bilmiyorum. Her gün gazetesinde Atatürk e, Atatürkçülere, devrimcilere, solculara, çağdaş uygaruktan yana olanlara, gerçek müslümanlığa hiç yakışmayacak sözcüklerle, davranışlarla saldıran bir kişi!.. Tazar, düşünür diyemiyorum. çünkü bdyle şeylerle ilgisi yok. Ama hiç belli olmaz yakında belki de MSP'den parlamentova girer, bakan makan da oJur, yani yarını hem parlak, hem de epey karanlık blri! On kasım günü gazeteye tclefon eden okurlar, «Okudnnuz mu bugünkü «M.G.» gazetesinde çıkan yazılan?» dtye sordular. Getirttip okndum. On kasunda MSP'nln Snde gelen kisfleri inanılmaz blr lçtensizlikle Anıt Kablr'e gidip, Ata'nın önünde başlannı eferken bu çirkin satırlan yazmaktan çeldnmiyor aynı partinin bir yazarcığı... Bu ülkede yasalar var, savcılar var. herşey var, ama Atatürk'ün anısma en çirkin söılerle saldıranlan çörmezler nedense!» Oevlet Baskanı Aksay' m çıkardığı bir gazete diye mi? Bir yandan Anıt Kabir'e gidip saygı duruşunda bulunacak, blr yandan da «tnumya» dedirtecek, «lâyık olmadığı yeri almış bir kişi» saydıracak o büyük ölüyfl!.. irtensizUk, her türlü küığa girme, Cumhuriyet 11kelerine ant içip sonra bnnun tersi ne varsa. onu yapma!... Kontenjan Senatörü Çelebi Senato'da yaptığı bir konuştnada bu konuda bakın ne demiş: «Zorla mı gittiler Anıt Kabir'e? öyle ise burada yazıldıgı gibi hokkabazlık rolüne mi çıktılar? Böyle blr rolü islâmiyet tecviz eder mi? Cevap bekliyorum. Susarlarsa olayı ikrar etmls sayacağım.» Çelebi, yukarda bazı cümlelerini sunduğum yazıyı «Hezeyanname» diye tanımlıyor. Sanld o gazetenin, una benzer başka aşın sagcı gazetelerin her gün yazdıklan, yayınladıklan yazılar «hezeyan» rieğilmiş gibi! Çağdısı, akıl dışı. mantık, sağduyu dışı ber sav, her söz, her konusma, her yazı elbette ki, «hezeyamdır. Ama o tür sözleri söyleyenler, yazanlar, söyletenler, yazdıranlar büyük büyük görevlerde İse, hezeyanlan, ahlâka, milliyetçilise uygun sayılır! Ben tslâmcı bir yazann Mustafa Kemal Atatürk'e «mumya» demesini, ona a^ır saldınlarda bulunmasını anlayamıyorum. Türk ulusuna Yanan ordusundan, yabancı isgallnden kurtarmak, bağunsız bir Türkiye devleti kurmak, o devleti yeryüzünün önemli bir ülkesi haline getirmek mi suç yoksa? S. Eş adlı kişi ne demek istiyor? 10 Kasım yazısı yetmezmis gibi, bir gün sonra yine Atatürk konusona dönrr.üs bu yazarcık. Doknzu bes geçe tüm sirenler ötmeye başlayınca korkan çocnfuna «Sey öldü de ondan bu gürültü» demiş. Sonra «ser»in ne olduğnnu bir tfirlü anlatamamıs. Şey, iste şey, diye geveleylp duruyor! Deviet Bakanı Bay Aksay'ın gazetesinde!» O Aksay ki, Mecliste Anayasaya bağh kalma andı lçmiş, her bayramda Anıt Kabir'e gidip boy göstermis biri. Atatürk'ün burtardığı, yarattıgı, yaşattığı bir ülkenin, Türkiye Cumhuriyeünin bugünkü hükümetinde Devlet Bakanı olrauş birl... Evet, Türkiye, Türk ulusu, içlne glrdiği bir çıkmazdan kurtnlmak zorundadır. MC çıkmazı deyin adına, şeriatçı, ırkçı turancı, çıkarcı ortaklığı deyin, ne dediğini bameyen, ne yapbğını bUmeyen poliükacılar topluluğu deyin. ne dersenlz deyin, bu batak yoldan, bu çıkmaz yoldan kendüıi, gelecefinı kurtarmak zorundadır. Bunu da yapacak. Kendi Istemiyle, kendi gâcüyle... Ük genel seçlmde Atatürk'e «mumya» diyenler, on kasımı «ilkel tapmma» sayanlar. böyle «hezeyan»lanla bulunanlar, böylelerinl tutanlar, destekleyenler, beğenenler halkınuzın oylanyla bir yana itilecekler. «Gâvur rolüne çıkan», «tnanmadan Anıt Kabir'e giden». sözleri, davranıslan hep yapay, yalan, sahte olan tüm poliökacüar, tüm çafdısı yaratıklar, ulusumuzun yumruğuyla yamyassı edilecekler .. öğrencimiz lebrizYükserin976Ü.S.S. TÜRKİYE DÖRDÜNCÜSÜ ISTANBUL BİRİNCİSİ olmasından kıvançlıyız ve .DÖRTLER DERSANESI Modern ve klosik smıflor: Lise sonlar için:13.20.27 Kasım Beklemeliler rçin:15.22.29 Kasım Cagaloğlulstanbu! 2224 " Deneme eğitimine kaiıldıkian sonra karar veriniz NOfia VE }«J Üçüncü nokta, ödül saMbi • konomistin, siyasal davranışı, dünya görüsü ve kisiligi Ue Ugilidir. Ünlü bilgin, bir süredenbe n, totaliter bir rejimi her çareye başvurarak ayakta tutmağa çalışan bir cuntaya, Şüi diktatörleri ne akıl hocauğı yapmaktadır. Ken di Ulkesini yönetenlerin başka ülkelerdeki diktatörlere her türlü desteği sağlamakta bir sakm ca gönuüyor olraası, kuşku yok kı, bir bilizn adamı için cankurtaran sünidi sayüamaz. 1970 son rası Şili'de demokratik güçleri şiddetle bastıran General Pinochefye hizmet sunarken, Friedman, onun kurduğu totaliter re jimin tümüyle karşısında olduğu nu, bununla birlikte yaptığı «tek nik yardımın», halkı bir salgın hastalıktan kurtarmak için bu tür hükümetlere bir doktorun yapmak zor nc oulundugu yar dımdan farklı olmadığını belirtmekten de geri kalmıyor. Böyle ce, değerleriyle davranışı arasındaM açok tutarsızlığı, dünya ka rauoyu karşısında, kendince hak lı göstenneğe çauşıyor. Bilimsel düsünce özgürlüğünün saygı gördüğU her yerde, çağın gelişmelerine uymasa ve çok genis insan kütlelerinin özlem ve gereksinmelerine yanıt vermese de; bilim adamlan, bil diklerini, düşündüklerini, araştırmalannm sonuçlannı özgürce açıklarlar. Bu, onlar içm bir hak olduğu ölçüde, bir görevdir de.. Şu ya da bu yönde düşünmeleri, olsa olsa, akademik çevrelerde, bakış acısına göre, bir ölçüde kı nanmalanna yol açabilir ama, susturulmalanna hak verdirecek bilimin, insanlığın yüksek değer lerinin gelişmesinden, doğruların bulunmasında umut kesilmis olur. Bilim adamlan, kimi zaman, billmden başka şeylerle de uğrasır; düşünmek ve düşündüğünü söylemekten daha da öteye glderek, yaşadıklan toplumla ve dünya ile hizmet llişkileri kurar, yeteneklertai kendi toplumlannın, hatta tüm insanlığın hızme tce sur&rlar. Özellikle toplum KENDİNİ ANLATIYOR TBriciyc Haft Kurtuhı» Ordusu (THKOJ/Turkiye Komfinist Partiıl (TKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türfciyc Birlik Partiu (TBP), Türkiye Halk Kurtulu» PartisiCephesi (THKPC), Türkiye Emekçi Partisi (TEP), Sosyalist Parti (SP), Turkiye Iht.lalc işçı KöyKi Parüsi (TİİKP), TUrkiye Komünist Partisi«.Marksist Leninist (TKPML). Türktye Sosyaiist Uçi Partisi (TSİP), Vatan Partisi (VP), TürVıye Işçi Partisi (TİP), ve Devrimd Gcnçbk, OzgOrlük Yokı, llerici Yuasevef Gençlik, Kurtuluf Oergileri... ve tMğntısuiar... TEŞEKKÜR Ostün yeteneği, sonsuz şefkat ve ilgisi ile blzlere kıymetli annemiz Fatma Seymen'i kazandıran sayın I Dr. Turhan ÜN AL'a ameUyatında emekleri geçen sn. Dr. Canbek Seven'e, amelıyathane ekibine, bir an yanımızdan ayrümayarak bize destek olan can kardeşimiz Gynekolog Operatör Dr. Aysel Yavuz Şengüler*e, fedakâr hemşire Sırma Erdoğan'a ve tüm yuksek îhtisas Hastanesi Gastroenteroloji servisi doktor, hemşire, hastabakıcı ve perscneline telefon, telgraf ve biazat gelerek geçmis olsun dileğinde bulunan dost ve akrabalara yurek dolusu minnetlerlmizle, tesekkürlerimizi sunana. \ E V L A T L A R I NİHAT BEHRAM'ın RÖPORTAJI # Soklıkl ötfiit vt gruplano düoya ve TUrkiye koşulUnnâs mucadde anlayışlan # "Sosyal emperyaUzm",v "Maoizm'. Rtvlzyoıüzm ... gibi kavramlan. bangi çiagl natü degertendiriyor? % "Ceçmlşin özeleşürisi", 'Mücadeiede bJrük", Faslzm , Türkiye'Din yapuB,;'Müc«delenln kooumu. na Ulsklo tokUkl göıiia ve anlayı»U:.,j I • • (Heris Beklâm: 1017) 12693 > • • • ••• • • • • • • • • • • • • • • ••••»»••••••••••••••» 14 Kasım 1976 Pazar saat 20.00'de İstanbul Spor ve Sergi Sarayı'nda Şilili sanatçüar tsabel Parra, Angel Parra, Patncıo Castıllo'nun da katılacaklan • \[ VİLIAV PANStTON KALORtFERLt Lâle ^ OREN Yagmurdan, çamurdan ve sonbahar kasvetinden kaçanlar, BAYRAM, YILBAŞI, HAFTA SONO dinlenme tatillertniz, doğum ve evlenme yüdönümlerinız için staleri VÎLlA LALE"nin aüe sıcaklığına bekliyoruz. GÜLİSTAN ve GÜLÇtN dairelerimiz BALAYT'na Okan venı evliler ıcındir. Dairelerde iç ve dış telefon, devamlı sıcak su, kalorlfer, zeyön ve gül fldanlan içüıde nefis manzara tam pansiyon 150. Ura'dır. VtLLA LALE, ÖREN BCRHANtYE'dedir. TeU 34S YARIN DA (Cumouriyet: 12682) Şili Halkıyla Dayanışma Gecesi Genel Başkan Behice Boran Aziz Nesin Genco Erkal Meral Taygun Onat Kutlar Tan Oral Adalet Ağaoğlu Rahmi Saltuk Parti Korosu. TÜRKİYE ÎŞÇi PARTiSî • '•••••••' »•••»••»••»•••••••••••< Cumhuriyet 12696