23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5RT CUMHURİYET 8 Eylül 1975 VÎ, P Î i HÜ A W ^ VAPTI. M O D ^ İ ABBULCANBAZ DEVLET YOKUŞU Ali 3 7 Mlimde sivri, soğuk dokusunu hissettira. Y u naya başladım. Başkan odanın içinde kaybolluştu. Onu unutmuştum bil*. îyl ki unutmusum. O zaman devlete acıdım. Kimlerin elinleydi devlet. Varsın batsındı örgüt. Batacakı sonunda. Yokuş asajı hızla iniyorduk. Yöa erenimlz, sahibimiı yoktu. Ben mi. Ben nasıl sahip çıkabilirdim örüte. Sendika kurardım beUcl. özkurt'a açmaydım bu düsüncemi. Seodika. Orgüt ıçinda >rgüt. Ooama altın sansı günes ışınlan döküuyordu. Uzmanlar, odacılar, şoforler, bir büun olmalıydık. Örgüt içinde örgüt* karsı. ötekı bolümde neler oluyordu acsba. Yeimden kalktun, kafamın içinde Mndikm düuncesıyle kapıya yaklaşıp bır sür» bekledim. çerden kahkaha sesleri jeliyordu. Öteki bolümün müdüru tek basınaydı, ülüyordu. Telefonun teli koptu diye gülüordu. Telefonun teli mi. Acele gelinıı. Deli laşkan. Kesik kesik anlatıyor, gözlerinden aşlar akıyordu. Gelirim, dedim, gelirim. Az onra tekıar telefon. Derhal gel. Derhal geli:m. Biraz sonra gelirim. Ne demek bıraz onra. Hemen gel. Hemen mi. Biraz sonra. )lmaz derhal gel. Ne yaptıra biliyor musun? Lhızeyi kıçıma götürilp bütün gücümle yellenlım. Alo. Arıza, mı. Tel mi koptu. Tel koptu tel. Gülüyordu öteki bölümiin ba^kanı. Yesil :özlennden neredeyse göa yaslan yesii aka;aktı gülmekten. Sendikalaşma tek kurtuluş umudu gibi gaiyordu bana. Devletın sahip çıkmadığı örgü« biz sahip çıkacaktık. Çözülüp, dağılmayı K ye önierdik belki. Hiç kimseye bilgi vermeDl len, birden bire kuracaktık sendikayı. IX). Başkam lsi tam anlamıyle antmıstı. >kmecesine sakladıgı viski sişealnl çıkarıp ıkır lıkır içiyordu. Oğleden sonra saat 16'da sallana sallana odasından dısan çıkma zamaııydı. tki bolümü denetliyor. Şadlnin odasına ;ıdıp kahve içiyor v» tam 17'da herkesin örfatten çıkıp gittiğl saatte odasına gelip sekreter hanımı içeri çağınyordu. Ufak boylu, rorgun bakışlı, hanım hanımcık sekreterin yü?üne baygın baygın bakıyordu. Sekreter d« usanmıştı bu bakışlardan. Bır gün dayanamavip arazı çıktıgı kadar bagırdı odadan dısan [ırladı ve kondorda bayılıp kaldı. Bir ıis« k o ianyayla zor ayılttılar. O zaman durumu beşinci müsteşar» iletmeye karar verdik. Öteki bolümün müdürüyle ıçeri gırdığünız zaman, maımnm yaıunda oturuyordu. Gözlüklerlmn üzerinden biai gördü ayağa kalktı. «Bu makarnı âlıyi bondeniz muvakkaten ışgal ediyoram» dedi. «Buyurun bir emrıniz mi var?» Bir ricsmız, dedik. Durumu anlattık. Sekreterin öykiisünü d« katnk anlattıklarımıza. Konunun üzerindeyim, dedl. Hiç meraklanmayınız paşam. Başbakan beyefendiyle görüştüm. EUerım uguşturdu. Güç durumda olan kişilere özgü bir tavırla: Bir şey içın beyefendıler, dedi. Çay mı, kahve mi? O ttonuya gelince, sabırlı olmak insana çok şey kazandınr. Otuz yıllilc memurluk hayatımda çöhretimi tamamen »abnma borçluyum. I.D. baskanı. Ha. ona gelince. Göreceksiniz on gün içinde. Evlâdım beyefendilere birer çay. Kor.uyu Ba?bakan beyefendiye açtım. Durum düzelecek dedi. Inanın bana. Yo ben içmeyeceğim, beyefendilere. Aramızda kalsın, Başbakan beyefendi degerli arkadaslan kaçırmayalım diyor. Sizleri de çok beğeniyor. Dün kendisi bana söyledi. Böyle birlnin bu örgiitt« bulunufu bir skandal beyefendi. Şey. Tabiı. En kısa zamanda çaresine bakacafız. Göreceksiniz. On güne kadar. CİA GÜNLÜĞÜ PHiLiP AGEE Nejat ÖLÇEN On günden sonra çok «on gün»ler geçti. I.D. basJtarunın emrınde çalışmanın cenderesınden kurtulamadık. Bir süre daha çekecegimis vardı. KÜÇtK BALIKLAR Uzman yardımcüarı ulacık çakıl taşlan gibi bir araya toplanmış, kafa kaiaya vermişlerdi. Dinçeri başkanlıktan atmak ıstiyorlardı. Bir odadan otekins giriyorlar, bazan ynvarlanıp dagılıyor bazan toplanıp bir araya gellyorlardı. Beşincı Müsteşann başkanlıtında sü rüp gıden toplantılarda. Dınçer'e karşı bütünleştikleri belli oluyordu. Dinçer masaya abanmı? blsküvit ylyordu sadece. Müsteşar BÖZ lsteyenlen sırayla uzun bir kâgıda yazıyor, konuşması bitenin lsmini çizerek «Sıra size geldi paşam» diyordu. İşin içinden çıkılmaz durumu, büyük bır hünerle idare ediyordu dogTusu. Konuşmuyor hatta dinlemiyordu da. Uzmanlar da neler söylemiyordu.. Ülkenin geleceğıne ait stratejüer, yönt«raler, ilkeler, çareler.. Amaç istihdam sorununu çörümlemek olmalı. Yanlış diyordu öteki Kalkınırsak istihdam sorunu çözümlenir. Istihdamı çözümlemek için mi kalkınacaktık yani. Kalkınma bir araç mı diyordu biri. Hayır amaç diyordu öteki. Kavram tartış malannı siirdürmek Elçinin uyguladığı kusursuz bir oyalama yöntemi haline gelmişti. Çakıl taşlarının sessiz direnişiydi bu. Sonunda bir gtm ilk olarak Beşinci Müsteşar: «Beyefendiler vaktimiz çok az kaldı• dedi. «Başbakan beyefendiye hesapların bir aya kadar hazır olacağını arzettim.» Çevresine bakındı. Toplantı odasının sigara dumanı dolu havastnda, sıkıntmın görünmeyen parmaklan yüzümüzü tırmalıyordu sanki. Elçi çenesini masaya dayamıştı. Emln'e gülümsüyordu. Yan yana oturmuşlar. «Kesin bir gün veremeyiz» diye mınldandı. «Aman nasıl olur, paşam.» Müsteşann gözleri büyüdil ve anlamsız bakışlarım Elçin'e yöneltti. Dinçer söze kanştı: «Süre için aşagı yukan bir tahmin yapabiliriz» dedi. Bisküvitinden küçücük bir parça kopardı. «Başbakan beyefendi bir ayda hesapların bitmesini..» Elçin yüzünü buruşturdu. «Bır ayda bitmez» dedi. Beşinci Miisteşar: Hesaplar hazır değil miî Dinçer: Hazır sayılır. Ne sayılır, paşam. Yani, hazır. Elçin söze kanştı: Pek hazır denemez. Pek iyi paşam, dedi Beşinri Müsteşar. îki aydır neyl tartıştık?. tlkeleri. dedi Elçin. Beyler mahçup oluna dedi Müsteşar. OluniB, dedi Ünal. Başmı salladı. Emine güldü. Müsteşar çevresinde olup bitenleri anlamaya çalıştı. Alınan yol bitmişti artık. Tıpkı makaraya sarılan ipİık gibi. Toplantıdan sonra .Olmaz Elçin, bu yaptığın olmaz» dedim. Hırslandım. Bu denli önemsediğin, hesaplar nedir? Ne kadar zamanda yaptınız? Bir yılda, dört Wşi Öyle mi? Yirmi günde aynı hesaplarm daha iyisini yapanm haberin olsun. Hem hesap nasıl olur görürsünüz. Dinçer ele geçirmek lstiyor hesaplan. Bakanlar Kunılunda tek başına kendi açıklama japacak. Sonra da bize tekmeyi yapıştırır. Şımdi örgütte güçlü durumdayız. Gözlüklerinin üzerinden suratıma bakıyordu. Küçücük kafası. sivri ufacık burnuyla Faust'un Teufeli gibiydi. Tek başına mı karşıt oyunu oynayacaksm. dive sordum. Çenesini avuçladı. Bilgiç bir tavırla: Tüm bölüm. Emine de bizden. Hepimiz aslında büyük balıgm midesinde birbirini yemeye çalışan küçük balıklara. Bu düzen, siyasal iktidar btei tüm yutuyor. örgütün gelecegi söz konusuyken kimseye oyun ovnatmayacagımdan haberiniz olsun. (DETV'AMI VAR) Uruguay "Amerika'nın İsviçresi,, olarak tanımlanıyordu ama zamanla işler tersine dönmeye başlamıştı ED MONTEVtDEO 18 mart 1964 Güney Amerika'dakl ülkelerin içinde küçüklük bakımmdan »on dan bir önce gelen Ekvator'dan en küçügüne geldigımde ulusal kalkınma yolunda burada dev adımlar atılmış oldugunu gordunı. Dısardan bakınca, modern, toplum için sosyal yardımlar sağ layan devletin çevresinde örgütlenmiş bölünmez bir toplum olarak görünen Uruguay'da öteki Lâtin Amerıka ülkelerine özgu ortak yanlara rastlanmıyor. Burada aşırı yoksulluk içinde yaşayan, bir kenara ıtilmiş yerli halk kitlesi, kıyıdaki büyük fıdanlıklar üe dağlık bölgedeki çiftçilik arasmda da doğal ayrılıklar yok. Devamlı bunalım içinde yaşanmıyor, düzen sağlamlığını koruyor, cehalet, militarizm ve nüfus artışı gibi sorunlarla karşüaşılmıyor. Ekvator'da cuntanın devrim programıyla sağlanacagını umduğum yararlann çogu Uruguay'da h»men gözüme çarptı. Uruguay'da bolluk içinde yaşandıgı görtilüyor. fert basın» düşen yıllık 700 dolarlık gelirle, Lâtin Amerika'da en yüksek gelire sahip ülkelerden biri. Nüfusun yüzde doksam okuma yazma biliyor ve sadece Monte\ideo'da ondan fazla günlük gazete yayınlanıyor. Nüfusun çogu (uo85) kentlerde oturuyor. 2.6 milyonluk nüfusun yansından fazlası da Montevideo'da yaşamakta. Halk saglıgı ve beslenme sorunlan çözümlenmiş, sosyal güvenlik ve emeklilik programları da standart ölçülere göre çok ileri. Nüfus yogunlugu Lâtin Amerika ortalamasının sadece üçte birini teşkil ederken dogum oranı yüzde 1,3 ile en düşük düzeyde. En önemlisi ise, Uruguay'da coğrafi durum, çogu otlak olarak kullanılan topraklann vüzde 88'inin kullanılmasını elverişli kılmakta. Yirminci yüzyıl içinde politikaya askerlerin kanşmadığı, politik düzenin sağ lamlıgına örnek teşkil eden Uruguay, «Amerika'nın Isviçre'si» diye adlandırılmaya gerçekten hak kazanmış. Uruguoy'ın mutlulugu, 19O3'de Jose Batîley Ordonez'in seçimle işbaşına gelmes:yle başlar. En bü yük ve en etkin Batılı Liberal devrimcilerden biri olan Batile, ondokuzuncu yüzyılda bir çok L A tin Amerika ülkesinde görüldütü şeküde Uruguay'da yer alan şiddetli köykent çatışmasma son vermiştir. Uruguaylılar zamamn en ileri sosyal yaşama gücünü, günde sekiz saatlik çalışma süresini ücretli hafta tatilini, işçi kaza tazminatmı. düşük ücret uygu lamasını, emeklilik ve sosyal güvenlik haklannı, devletin sağladı ğı özgür, layik ve parasız eğitim sistemıni Batlle'ye borçlular. îş FERT BAŞINA GELİRÎN DÜŞMESİ VE KALKINMA HXZININ GERİLEMESÎ ÜLKEDE GENİŞ BÎR HUZÜRSUZLAR KITLESt YARATMAYA BAŞLAMIŞTI çilertn ihtiyaçlannı karsüamak ve ekonomik gücün özel yerli ve yabancı kurumlann elinde toplan masını kontrol altına alınması amacıyla Batile, kamu hizmet ku ruluşlan ile malı ve baza ticarı ve sanayii kurumlarını devlet tekeline almıştır. Politik düzenin sağlanması için Batile, azınlıkta kalan Blanco Partisinin (Ulusal Parci olarak da tanınır) kendi Colorado Partisıyle iktidan paylaşabilmesi için her iki parti üye lerinden meydana gelen ortak bır devlet yönetim kurulu kurmuştur. Böylece iktidar paylaşılmış, aşırı uçlara yer verilmemiş ve devlet yönetimini ele geçirmek için yapılan kanlı çatışmaların önü alınmıştır. Politik düzenin sağlanması sosyal bütünlüğün ku rulması, odenekierle eşit gelir da ğılımı, sosyal yardım kurumları, ticari, mali ve kamu yararına ça lışan kuruluslann devletui teke linde bulunması Batlle'nin başarılandır. Fakat herşeye rağmen 1954'den beri Uruguay'da yaşam düzeyi ve rim ve fert başına düşen yıllık gelir düşmekte, sanayı alanındaki kalkınma ise nüfus oramnın en alt düzeyine inmış bulunmaktadır. Belki de Uruguaylılar alıştık ları tüketım seviyesınin altına in mek istemediklerinden olacak, az sayıda yatırımlara girişümektedır. Bu arada orta ve daha aşağı sınıfların yaşam düzeylerinin düş mesi, geniş alanlara yayılan, sık sık tekrarlanan ve ulusal hayatı etkileyen grevlerle kendıni göste ren kanşıklık ve bunalımlara yol açmaktadır. En iyi şekilde işleyen bu modern demokrasiye ne olmuştur? 1950lerin ortasından beri karşılaşılan ekonomik sorun, Oruguay'ın başlıca ihraç ürünleri olan et, deri ve jrün tıyatlarının dünya piyasalannda düşmesidir. Ihracat gelirleri azaldıgından, şimdi otuz yıl önceki düzeye inmiştir 19301ardaki ekonomik bunalım ile 194555 arasmdaki bolluk döneminde kurulan yan sanayiilerde kullanılan mamul ve yan mamullerin fiyatlanndaki artış yüzünden Uruguay'm ithalâtı da oldukça tıkanmıştır. Sonuç: Paranın değerini kaybetmesiyle fiyatlann yükselmesi, dış ödemeler dengesinin bozulması, ekonomik durgunluk, işsizliğin artması (şimdi yüzde 12) ve para değerinin düşürülmesi. şimm aevıet Kuruıuşiannd» ı«reginden fazla görevlinin yer almasında her iki partinin de suçlu olduklannı söyleyebiliriz. 1938 de 58.000 olan devlet memurlannın sayısı 1955'de 170.000'e, çimdi de 200.000'e yükselmiş bulunmaktadır. Çekici emeklilik v« yaa haklar saglandığından, herkes devlette görev almaya hakkı olduğuna inanmaktadır. Aylıklar yükselen fiyatlara yetişemediği ve yaşayabilmek için devlet memurlarının çogunun ikinci bir işte çalışmak zorunda kaldıkları halde, tüm olarak ortaya çıkan sonuç: Beceriksizlik, işlerin ağır ilerlemesi, bitip tükenmek bilmeyen kırtasiyecilik, memurların çogunun görevinin başında bulunmaması, yönetim zayıflıgı, düşük teknik hazırlıklar ve genel olarak rüşvetin yaygmlaşması nedenleriyle sık »ık eleştirilen idarelerin zarar etmesi ve bunları beslemek için devletin mali yönden sıkışmasıdır. Uruguay'da devlet memurlanna sağlanan yardımlar, döviz kur larının birden fazla tespit edilme siyle ihracat gelirlerinin bir kıs mınm alıkonmasıyla yapılmaktadır. Yani Merkez Bankası ihra catçıya ihraç ettıgi ürünlerin ser best piyasadaki değerinden daha düşük fiyat üzerinden paso ödemekte, geri kalanı da banka tara fından devlet işlemlerinde kulla nılmaktadır. Gelir dağılımınm sağlanması için bir yol olan bu sistem, uluslararası pazarlarda ülke ürünlerinin rekabet güciinü düşüren bir ihracat vergisinden baska bir şey değildir. İhracaat gelirlerinin bir kısmınm devlet ta rafından alıkonması, Montevideo' Yasama organlan ise daha çok kendilerine hizmet ediyorlardı Özel bir yasayla senatör ve milletvekillerine her yıl gümrüksüz yeni bir otomobil ithal etme hakkı tanınmış, politik görevlerde bulunanlara özel emeklilik ayncalığı ve ev yaptırmak için büyük kredi olanaklan sağlanmıştı. BOND da hükümet bürokrasisi fle devlet tarafından memurlarına sağlanan yardımların sırtlanndan çıkmasına içerleyen, başlıca ih raç ürünlerini yetiştiren sıgır ve koyun üreticilermi etkilemektedir. Sonuç olarak, üreticiler son yıllaraa yün ve etlerinl elden çakarmamakta veya Urünlerim kont rol edilmeyen BrezilyaYun güney smırından kaçırarak satmaktadırlar. İhracat gelirlerinin düşmesiyie sğırlaşan koşullar yüzünden köy ve kent çıkarlan arasındakl fark nedeniyle. Ulkede verirn azalmış ve yaşam düzeyi düşmüştür. Hemen hemen yüzyıl muhaletette kalan Blanco Partisl 1958'de Kırsal Alan Eylem Federal Birligl veya Ruralistalar olarak da taru nan bir baskı grubuyla birlikte seçimleri kazanmıştır. Kurdukla n koalisyon hükümetinin hayvan yetiştiricilerinin ihracat ürUnlerinin lehinde hazırladıkları programlar ilk başta başanlı olmarmştır. 1959'da dış ödemeler dengesındekl açıgı kapatmak için uluslararası örgütlerden kre di almak zorunlugu dogmuş ve para bunahmını hafifletmek, ticari dengeyi sağlamak ve ihraeatı canlandırmak umuduyla uluslararası para fonunun ısrarla üzerin de durduğu mali tedbirler almmıştır. Pesonun değeri düşürülmüş. ihracat gelirlerinden alıkonan mlktar azaltılmış, lthalat kontrol altına alınmış, tüketıra ve diğer ödenekler kısıtlanmıştır. Para bunalımı ve diğer terslikler sürüp giderken sanayii için ithal edilen malların fiyatlan da yükseldiğinden program başansiîlıga ugramıştır. 1951'da 1.5'dan 6.5 dolara düşen peso daha sonralan daha da değer kaybetmiştir. Şimdi 18 peso bir dolardlr. 1962'de yüzde 15 artan geçim lndeksl, 1963'de vüzde 33.5'a yükselmiştir. Ekonomik bunalıma ragmen. Blancolar daha çok seçim öncesl devlette yeni kadrolar açtıklanndan 1962 seçimlerlnl kazanabilmislerdir. Gelir dagılımı polinkasında te mel sorun belö de. tıavvan yetiştiricilerinin gelırlerinin kısıtlanmasmdan ve diğer bazı uygu lamalardan çok. Olke vönetimi içindeki kansıklıktır. Yetkl suistımalinin önüne geçebılmek ve iktidann ild ana parti arasında paylaşılması için kurulan yönetim slsteml, altısı çoğunluk üçü de azınlık partisinden olan dokuz üyeden oluşmaktadır. Dygıı lamada İse, seçim sisteml yönünden ana parüler lçtndek: parüzanhk nedeniyle ulusal devlet konseyl Uçüncü bir yasama organı niteliğindedir. ömeğin, şimdi ulusal devlet konsevi, Blanco partisinin bir kanadından Uç, b&şka bir kanadından ild, üçüncU bir kanadından b'r temsilciden oluşmakta, azınlıkta kalan Colorado partisinin iki .bir kanattan, biri de ötetd bir kanattan olmak üzere Uç üyesl bulunmaktadır. Böylece, devlet yöneüminde her biri kendi prog ram ve politik örgüt* sahip be$ aynı kanadın temsilcisl bulunmaktadır. Devlet yönetiminde ve kararlar alınmasında partiler arasında çeşitll konularda görilş ayrılığı bulunduğundan (füçlüklerle karşılaşılmaktadır. Yasama organlan içinde de aynı durum kendinl göstermekte ve daha çok kendilerine hizmet etmektedirler. özel bir yasayla senatör ve milletvekillerine her yıl gumrüksüa yeni bir yabancı otomobil ithal etme hak kı tanınmıştır ve ulkede gittikçe yükselen fiyatlar karşısında arabamn değeri iki, hatta Uç ka tına çıkmaktadır. 1961'da politikacılar lehinde çıkanlan yeni bir yasa ile, politik görevlerde bulunanlara özel emeklilik ayncalığı tanmmış ve ev yaptırraalan için büyük kredi olanaklan saglanmıştır. Senatör ve milletvekillerinin kendilerine böylesine çıkarlar sağladıklan bu ülkenin sorunlarının çözüm yollan nelerdir? Belirli bir ölçüde Bert tedbirler alınmalı, devlet kuruluşlan, nay van çiftlikleri ve hepsinden çok devlet yönetimi içinde yenüemelere gidllmelidir. Verim alınmaj'an, devamlı zarar eden ve sayılan 28'i bulan r>7erk devlet kuruluşlannda rü^vet ve kokuşmuşluk sürüp gitmektedir. Böylesine küçük bir ülke ıçın bu tür kuruluslann elinde bulunan çalışma alanlan çok geniştir: Demiryollan, Havayollan, kamyon ve otobüs işletmeleri, petrol rafinerileri ve dağıtım sistemi, çimento üretimi, alkol üretimi ve ithalâtı, etlerin paket lenmesi, sigortacıhk, ipotek ve tıcari bankalar, denizyolian, Monteviedo liman işletmesi, elektrtk, telefon, telgraf, su ve kanalizasyon tesisleri. Merkezi idare tçınde de özerk kuruluşlann karşın çeşitli bakanlıklar . yönetimın düzgün bır hale getirilmesi, israfon ve rüşvetin önünün alırmh sı da kuşkusuz aynı ölçüde önem lıdir. Çütçilik alanmda çözülmesi ge reken iki sorun vardır: Topra.? ve gelirin bır araya toplanması konusunda durum şöyledir: Unıtelerin yüzde beşi toprağın yüzde iO'u bulunmaktadır latifun dia • minifundia sorunu Batllem gözünden kaçmış olmalı. Toprağın yüzde kırkından fazlası ise arazi sahiplerınin keyfine göre ıslenmektedir. Üretimi arttırmak ve işsizlere iş alanlan açrr.ak içın geniş araziler bölünüp, işleyecek olanlara dağıtılmalıdır. Devlet yönetimi konusunda, Anayasada deglşiklik yaparak yenileşmeye gidilmesi üzerinde görüşmelere başlandı. Ya tek bır kişinin başkan olduğu başkanlık sistemine gidilecek, ya da Devlet Konseyinin bütün üyeieri aynı partiden olacak. Hiç kimse ülkenin sorunlannın nasıl çörümleneceğini bilemıyorsa da, herkes Druguay'ın eko nomik, politik ve Bhlâki bunalım içinde bulundu&unda birleşiyor. TESEKKÜR 29 ağnstos 1975 cuma günü ölümüyle bizleri acılara garkeden değerli varhgımız babamız sonsuz M. RECEP DÜRÜŞKEN'in (DESÜKlZADE) hastahğı esnasında kendisine alâkalarını esirgemeyen Göztepe S.S.K. Hastanesi asabiye uzmanlan FEHMİ İSHAKOGLU başta olmak üzere GÜNGÖR TURHAN ve Dahiliye uzmanı SERMET GÖK'e, asistan Mustafa GÜÇER'e, hemşire, hastabakıcılar ve hastane personeline, aynca cenaze törenine iştirak eden, çelenk gönderen, Egitim Vakfına teberrüde bulunan, telefonla veya bizzat gelerek başsağlıgı dileyen, acımızı paylaşan, bizleri yalnız bırakmayan akraba, dost ve arkadaşlanmıza minnet ve şükranlanmızı sunarız. EVLİTLARI: Dr. ömer, Ş. Durfişken, Desuld, Fahriye Dürüşken, Muammer Dürüşken, Aysel Tunç. HFFANY JONES A KAUDSA ONUN 9URAOAM &) TTf<SlN6 S E . Uruguay'ın kaçınılmaz olarak bu tür sorunlarla karşılaşmasının bir nedeni de, son yıllardaki bolluğun îkınci dünya savaşı ve Kore savaşı sırasında olağanüstü mal çeken pazarlann ortaya çıkmasıyla suni olarak doğmasıdır. Sorunlarda devletin bazı politikacıların ve özellikle işsizlgi hafifletmek ve oy kazanmak için devlet içinde ve devlet kuruluşlannda yeni kadrolar açılmasının da pa$n vardır. Devlet dairelerindeki görevler, 1930'larda uygulamaya konulan «üçe karşı iki sistemine» görs dağıtıldığmdan (Çoğunluk partislnden üç kişinin atanmasma karşın azınlık gru EDİT KOHEN (Dog. Grünberg) vefat etmiştir. Cenazesi « eylül 1975 fünü saat 12.30'da NeV3 Şalom Sinagogundan kalkacaktır. E»l: Oavut Kohrn Çocuktan : DUber Marrn Rnhen Tonınları: Darut • Cem • trol 7(E8» VEFAT YARIN: TROÇRİCÎLER VE ANARŞÎSTLER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear