Catalog

I ABD ile ilişkiler konusunda, "bir ay sonra dağ ikinci fareyi doğurdu,, demekten başka elden negelir ? Vedat Dalokay'a artık tahsildar dayanmıyor, istifa eden edene retlerinde gbruUnemiş bir düşe goruldü. Aydan aya para teslım edılince, her ayın ılk b;ı kaç gunü içinde, hısım, akraba, çoluk ve çocukla birlikte para toplamaya çıkan tahsildarlar, bu kez ışi yavaştan almaya başlamışlardı. Belediye borçlanm boylece bır türlü toplayamıyordu. Dalokay, geçenlerde bır dostuna bunu anlatıp «Azizim zengin olnıak ıçin ne yollar varmıs» diye dert yanıyordu. Teşkıl&tlanmamış kredl piyasası. belediyeleri de özel yontemlerle kullanıyor demek ki . Dalokay'a şimdi tahsildar davanmıyor. tstifa eden, edene. Ankara Ajıkara • • Ankara Ankara Ankara Anla J AP'liler CHP ile pazarlığa başlayınca MSP'liler öf kelendi Cephe uyumsuz. Cephe telâşlı ve tedırgm .. örnek, en son ambargo ile ılgi11 geçıci statunun uygulanmaması... Örnek Sakarya seçımleri.. Crnek, Mıllet Meclısinin çarşamba giınku oturumu . Hani şu Cumhurbaşkanı tarafından VETO edılen Dıyanet işleri kanunuyla ortaya çıkan gorunum .. Diyanet îşleri Başkam, katolik kilısesindekı papa gıbi seçimle mi işbaşma gelmelı, yoksa layik dev lete uygun şekılce fcukumet tarafından atanarak mı'.. Çarşamba gunu. Meclis Başkanı taiılden once gDm^ülen ve tamamlanan yerden goruşmeiere başladı. Yırmmcı maddeye kaaar, CHP AP arasındakı ortak hareket sonucunu vermış, «seçüır» sozcukleri maddeierden çısarılmış, yenne «atanır» sozcukleri ko nulmuştu. Yırmınci madde ise, bu konuda en onerr.li ıkı maclüeden bınydı, «Dıyanet işleri Başkanhğına ve Dın İşleri Kurulu uyeliğıne atanacaklann adaylığıru tespıt etmekle gorevlı bir aday tespıt kurulu kurulmuştun» diye başlıyordu madde. Bu kuruiua, aEtkıli ve yetkılıs taşilerden daha çok il muftülen ve vaızlenn ilde seçecekleri bırer temsilcı de bulunacaktı. CHP bu maddenin metınden çıkarılcıa&ı ıçin oncr DP'Iİ ÖLÇMELV, «AP İKİLİ OYNUYOR SAYIN BAŞKAN, BUKTJ ZABITLARA TESCİL ETTİRİYORUM; MİLLETİN GÖZÜ ÖNÜNDE AP İKıLİ OYNUYOR» DİYE BAĞIRIYORDU. ge vermışti. Oneree oylat&eakken, MSP'lıler yoklama is^aıışlerdı. Sonra da Mechs tHtiie ^ırmişti. ŞimdiM yenıden önerge. Fakat ne olduysa ; AP grubu onergenın >eddı ugm oy kullandı. Arkadan, AFTi 16 uyenin bu maddenin açık o;.a sunulması ile ilgili bir önergesı okundu. AP"U Ömer Çakırt'ğlu ılk ısundi. «Buradayım» îzâı. Sonra MSP sıralanndan b>: koşuşma başladı. Senet BattEJ Çakıroglu'nun yanına gelip hrşeyler lısıldadı. tkinci imza sahıbi AP'li ctuı:du. ıBen imzamı gerı alıy&rmu» dedi. İkinci imzanın sahibl ise muftülükten gelen Feyzullajı Degerli idi. İmzasını geri almajc isteyince iş bitmiyordu ki. îç TIJTÜge göre, önerge sahibı saiianda yoksa ya da kabullenmiyorsz. bır başka üye, «Ben kabuilmvorum» dıyebilıyordu. Nıtekım CHP Grup Başkanvekılı Selçuk Elverdı, «Yerıne beru yazm» dı\e seslendı. 15 AP'lı bu stKiide hareket etu, 15 CHPlı açık c>iama ıçin onerge>T kabullendılor. Bu sırada AP'lıier CHP'Ulerle pazarlığa başladı. APTı Yıicol Dırık, Oğuz Aygun ve bırkaç arkadaşı, «Çekin onergeyı gerı, sızınle birlikre oy vereceğız» demışler. CHP'lıler de, «Hayır. Sız bizim onergemızı reddettınız. soz verdıgıruz halde red oyu kullandınız. Itırr.adımız kalmadı» karş.1lığını \erdıler. Bu pazarlık sürerken Konya Milletvekili Ozer Ölçmen ayaga kalktı yuksek sesle bagırmaya başladı: « Sayın Başkan, AP ikili oynuyor. Bunu zabıtlara tescıl ettirıyorum. Mılleti aldatmak için, mılletın gözu onünde AP, ikıll o\Tiuyor. Basın mensuplannın da dıkkatıne sunuyorum..» MSPTıler kızguı ve tedirgindi. Sonucun nereye varacağını ızliyorlardı. Açık oylama başladı. AP lıler CHP ile anlaşma umudunu yıtirmış, dagınık ve şaşkınhk ıçmdeydi kımısı «red» dıyordu. Kimisi «Kabul..» CHP'lıler gıbi AP'li bakanlardan Ali Naüı Erdem, Seyfı Cwtürk ve Mahir Ablum Ue CGP'li Kemal Demir de «red» oyu kullandılar. Mesele sonradan anlaşıldı. Meğer, tatılden önceki gorüşmelerde AP'mn MSP yapısındaki nulietvekilleri kendi arkadaşlanna kızmışlar ve kımlerın CHP gibi oy kullandıklannı zabıtlara geçırmek içın bu 16 imzalı finergeyı vermisler. Ertesı gun Demirei' ın isteği Ue AP grup karan al | mış, Diyanet Işlen Başkanının seçimle degıl, atama yoluyla iş I başına getırılmesi içın oy kuîlanma yolunu seçmis. Önerge sahıplerı Grup karannı mı çığneyecek | ler, bu mümkün degil. öyleyse, onergeyı genye almak yoluna gıdilmeliydi. Ama, bunda da başanh olamadılar. Işın sonradan farkına vardılar. «Meclısı topladık ama CHP çalıştırmadı ki . ı > yolundaki seçim edebıyatı oyunîan da boylece açığa çıkU. 16 temmıızda Mılli Güvenlık Ankara Belediye Başkam Vedat Kurulu toplantısı altı buçıık saDalokay, belediye geknerini artırat sürup de, bir açıklama yapılmak içln uğraşıp duruyordu. Bır madan dagılınca, «Tamam» dedi ara, elektrik ve havagazı ucretlebazı tecrübelı gazetecıler, «üslerı nnin nasıl toplarıdığını merak kapatacaklar.» etu. Tahsıîdarlar, her ayın bırincı Gerçekten uslerın kapanması ve ikinci günleri, abunelerden ev degıl de Bakaniar Kurulunun hıç ev dolaşarak paraları topluyorlar, degılse uslerın hukuki statusunanc&k topladıklan bu parayı gede bazı koklu değışıklıkler yaplecek ay başında vezuelere teslım masını, ya da onemsiz bazı üsedıyorlardı. Boylece her ay, ıkılen, tesıslen kapatmasını bekliyuz. uçyüz bin lıra tahsıldarların >ordu konuyla ilgilenenler. elınde kalmaktaydı. Bakaniar Kurulu saat 20.00'de Memleketımizde tfeşkılâtlanmatoplandı ve tam gece yarısını mış kredı piyasası» yururlükte olbeş geçe dağıldı. Avnı tecrübelı dugundan, tahsildar dostlanmız meslektaşlar, «Bu ış ciddt, arda yıllardır bu paraları, eli dar kadaşlar» dedıler. Hele Başba da olanlara verip bunun faizını kan toplantıdan çıktığında, «Bun alıp, gul gibi geçinip aurmaktaylar buyuk memleket meselelenmışlar. dır, biz halkımıza hizmet yapıDalokay, tahsildarların aydan yoruz. Böyle konular buralarda aya degıl, günden güne paralan ayaküstü açıklamalarla geçiştikasalara verilmesini ısteyince, bir rılemez» deyınce sağıyla. soluyla den bire, elektrik ve havagazı üctum basın mensuplannda, hükumetın gerçekten sert tedbirler | aldığı izlenimi uyandı ve aynı ı f ^ U l p ' l î duygularla 17 temmuz sabahı Dış , w I I F II işleri Bakanınm Encümen salonundaki basın toplantısı başladı. Toplantıya gelirken Çaglayanjrü'in huzursuzluğu her halıyle bellıydi. Yıllann Dışışleri Bakanı. sogukkanlı, basın mensuplaw , , •• hne getırmış tecrubeh devlet adamı Çağlayangıl. gazetecılerin sorulannı cevaplandıracak gucü bulamadı kendınde. Iki üç soruya kaçamak cevaplar vererek 15 dakıka ıçmde basm toplanüsmı bıtirdi. Sanatçı Ali Özoğuz, diğer adıyla "Ali Baba,, ardindan renkli fıkralar bırakarak aramızdan avrıldı Tiyatro, sinema ve televizyon sanatçısı ve planlamacı Ali Özoğuz öldü. Çevredeki adıyla «Alt Baba» .. Genç yaşına rağmen o sohbet masalannm. tiyatro kulislerinin. televizyon stüdyolannın, «Baba»sı idi. Ali'nin fıkralan sağlığında olduğu gıbi. ölümünden sonra da dıllerden düşmüyor . Bir «Espiri makinası» »îbiydi Ali Baba .. Pantenti kendine aıt olanlar kadar, duyduğu, ögrendiği fıkraları da çok ivı anlatırdı. Birkaç yıl önce kaybettigimiz 55ermet Çağania çok iyi arkadaştı Çağan öldüğü raman, Osman Nuri Koçtürk, «Tabiat, çok zeki olanlan, bir de çok geri kalanları, erken ögütüyor. » demişti. Tabiatın japamadığı. Ali'nin eserlerini, yani fıkralannı ve şakalannı bğütmek.. Birkaç örnek verelim: Ali sık sık işsiz kalırdı. Bu işsızlıklerin nedeni, çoğu zaman bürokrasi ile çatısmasıydı. Ali bürokrasinin çarklan arasında ezilmemefc içın kendi deyimıyle «kurumamakn için, sık sık «istifa» ederdi, bazan da. onu «hazmedemeyen»ler işine son verırlerdi. Ali İşsiz kaludı ama, neşesiz kalmazdı. Nasılsın Ali? Tabii halimdeyim. «Tabii halimdeyim» demek «işsızım» demekti. Bir defasında aynı soruya, «Tabii halden çıktım» cevabını vermişti. Karadeniz Bakır îşletmelerine girmişti. Arkadaşlan sormuştu: Nasıl oldu bu iş? Bende biraz bakır komplek si vardır da .. PEMİ^EL VAR ıKİLİ TARZAM... parlamenterlere 1975 yıh hiç de 061171601, nnı idare etmeyi bır hiıner ha ' U Û U N U Kıdem tazminatı konusunda sigortacıların umutları neden suya düştü? Işçi kıdem tazmınatını 13 gün den 30 gune çıkaran yasa, her ne kadar ışcilerin hakkını devlete yukleyen «fon» ilkesi ile Mecİıslerden geçtıyse de, sigortacıları çok uzmüş. Çıinkü, komisyonun kabul ettiği metin, Millet Meclısinde bır önerge ıle degiştınlmiş ve bu sigortacıların milyonlar üstüne kurulu umutlanna kapılan kapatmıştı. Çünkü, «işve ren, tazminatı hiçbir şekilde sigorta ettiremez. hükmü getirilmişti. Geçen haita perşembe günü, CHP Istanbul Milletvekili Engin Ünsal bir kahvede bazı işçüerle buluşmuştu. Onlara partiojn glriş beyannamesini veriyordu. Der ken, garson yanına yaklaşıp, birının kendisini aradığmı söyledi. •Kimmiş?» dedl Ünsal. «Şuradaki bey.> Arayan, aradıgının yanına yak laştı: • Yaktmız bizi Engin bey..» Hoppalaa.. Daha selâm vermeden «pat» dıye söylenmis, «yak tınız bizi> lafı. Neden yakmıştı acaba? Ünsal sordu: «Ne oldu? Anlayamadım?» «tşçi Kıdem Tazminatı Kanunu görüşülürken sız tazminatlar sigorta ettirilemez diye bir önerge vermişsıniz.» •Evet, verdim.» «îyı ya işte, ben sigortacıyım. Bu önerge yüzünden bizim ekme ğımıze mani oldunuz. Milyonlarca îiralık ış yapacaktık.. Ünsal gülümsedi. Demek ki sigortacıların mılyonlarca liralık para desteleri üstıine kurduğu umutlar bu yüzden silinmiş, yanmıstı... Ünsal, bir işçilerin gözüne baktı. bir sîgortacının yüzüne. • Iyi ya işte...» dedi. «Sız yandınız ama, milyonlan sızin, mılyarlan ısverenlerin yakmasına da engel olup, şu işçilerin hakkını savun muş olduk.» «Ya biz? Bize İş gelmesin ml?» «Başkalarnun hakkı sizin işinız ise, geünemeli.» değdi sanki CHP'li parlamenterlere 1975 yıh hiç de uğurlu gelmedi. Nazar değ di sanki. Peşpese kalp krizi, pespese kaza .. Bir hafta içinde yıgınla haber: « CHP'li Türkmenoğlu kaza geçirdi. Eski Gümrük ve Tekel Bakanı Mahmut Türkmenoğlu ıle k ı a agır yaralandı. Kazayı goren CHP Bahkesir Milletvekili Sadullah Usumi ise kalp knzi geçırerek hastaoeye kaldırıldı.» « CHP Millet72iili Mustafa Kemal Güneş, arabasıyla bır çocuğa çarpmrak ölümüne sebep oldu.ı « CHP Sınop Milletvekili FikMemleketın yüksek menfaatleret övet, Sakarya seçımleri yapüri ıçin DP'den isüfa edenlerden dıgı gece trafik kazası geçirdi . bıri de Hatay Milletvekili Abdulövet, bır mınibüsün çarpması solah Çılli'dir. Çilli, 1946 yılından nunda omuzundan yaralanariüc beri politikanın içindedir. 1946 hastaneye kaldınldı» yılında CHP Mebusu olan Çilli, « CHP Aydın Milletvekili tsa 1954 yüına kadar bu partıde kalAyhan, kalp krizi geçirdi. Hastamıştı. 1954 yılında Demokrat neye yatırıldı. Ayhan'a doktorlar Parti"ye geçmiş, ancak 1957 seuzun süre istirahat etmesıni soyçünlennde kaybetmişU. Bu, Yasledıler.ıı Eiada'dan kurtarmıştı ÇlUi'yi. Bu haberler Genel Başkan Ece19571961 arasındaki dort yü Tit'i çok üzüyor. Ecevn, geçen yıl hariç 30 yıldan beri sürekil parşiddetli bir kalp krızı geçırerek lamentodadır Çilli. Yığınla anısı surekli istirahata çekilen Samsun vardır. Ama, geçenlerde bir anıMületvekıli Sait Erbü ile başlasını anlatmca cevresindekileri j yan haberlen duyunca gerçekten guldü geçirdi. I duygulanıyor. Her kaza ve hasta1946 yılında Abdullah Çilli, lıktan sonra bızzat gıderek arka«Ben bugun konuşacagım» dıye daşlannı ziyaret edıyor. Gıdemetutturmuş. Atatiırk devrinin ta dıklenni de telefonla arıyor, «Geç nınmış politıkacılarından Suphi mis olsun» dılegıncle bulunuyor. Bedır, eteğıne yapışmı* Çilli'nin, Şımdı CHP'de nazar değenlere «Aman Çıllı, yapma .. Senın şıyenılerinin eklenrnemesı dileğı ven hiç anlaşümaz, önce Türkvar. Kıs aylaruıda büyuk bır traçe'yi tam öğren . Bırak, vazgeç fılc kazası geçırerek kaburgalan şimdi konusmaktan» diye yalvar kırüan, iki ayagı alçıya ahnan Ismış. Çüli, «Vurdurma alnıma t&abul Mılletvekılı Necdet Okmen betiim...» diyerek fırlamış kursulylleşiyor. Kütahya Milletvekili ye, başlamış konuşmaya: Haşun Benü'nin sağüğına kavuştugu haberleri sevınç yaratarken, «Bizim memlekette var felaIsa Ayhan, sessız bır yerde en az hat. Var bambuk. Ammavelâkiin ikiuç ay kalmak ıçin yolculuğa lâzun çaknk... Var cebel, Tar çıkıyor. Buzda kayarak ayagı kıfilefilee... Ama yok çaknk > rüan Izmir Mületveküi Alev CoşBunlan söyleyip inmis kürsükun, çok az topallıyor. 'Dsuml yaa den, Dinleyenler ağlasın m , gulboyunca dinleoecek ve doktorlasün mü?... Anlamamıslar söylerın ttadesine göre Uhlıkeyi atladiklenni... Sonra tercümeai yatacak. pılmıs tra sözlerm: * Bizim memlekette var çiftMuğla MUletvekill Ali Dögerll'likler, var pamuk. AmmaMİâkln nin arabasına arkadan çarpaa oto lâzan çırçır. Var dağlar, r a r bi mobilin caoa degil, mala sarar berler, ama yok çırçır!.^» yermesi ise ba nazann sona erÇırçır, büindiği gıbi pamuk ı mesi müjdesi olarak kabol ediUçıknğıdır. îşte çırçınn olmarna yoR Dilekler şöyle: smı anlattnak istemiş Çilli. Hastalar iyileş9e, kaıalar bitEski mebusun anlattıgmı <Hn se. Ve de seçımlerdea zater gelleyen yeni muletveküleri ve sena se. torler kahkahalarla gülerken, yenilerden bıri yepyenl blr olayını anlattı Çilli'nin. Geçenlerde Abdullah Çilli'ye bir grup genç gelmiş. «Efendım biz yoksuluz, okumak istiyoruz ama ailelerimlz çok yoksul. Bize kredi veya burs bulabüirstniz siz» demisler. ÇUU şöyle blr b»kmıs onlara. Sonra şu karşüıgı rormiş: •Ey çocuklar, ben maruı adam., Ecevh'in Karabük geeisi sır»Akdeniz Palas'ta kahr. Burs e , Binda Hatay mıiletvekili Sabri fendiyi oraya kadar getirin tam •Ince'nin çarptıgı isçuün ayagı sınz, o vakit hallederim...• kesümışU. Ali Bulut adradaki işçi, |n»»nrfMn hemen sonra sogukkanlılıgını kaybetmemişti. Sabri Ince ve arkadaşlan âniden meydana gelen k&zadan sonra, kosarak isçinın yanına gitmışler di. Ince'mn arabası ansızın karMC hükümetinin «Sola v« kcsısına çıkan arabaya tam karştmünizme» karşı kuruktugu özendan degil, yandac vurmuştu. A]a açıklanmıstı. ma, devrilme ve çarpma sırasınöncelikle bu iş içln kurul&n da Ali Bulut'un sıkışan ayagı cephe işbaşma gelir gelmes, önkopacak kadar ezilmişti. ce Sovyetler Birliği ile temasa Durum Kcevtt'e iletüdi. tşçigeçU ve uzun müzakerelerden nin bacağının koptuğu s&ylendi. sonra önemli mfktarda proje yur CHP lideri çok üzüldü ve durudımı aldı. mu Genel Merkeze iletti. YarŞimdi de MCnin başı Demirel dım yapılmasım önerdi. Karar Bulgaristan'la elektrik enerjisi çıkü ve Ecevit 50 bin liralık çeUısverisini başlatıyor. kini Genel Başkan olarak imzaSola ve komunizroe karşı kulayıp, Zonguldak milletvekiU Zerulan MCnin bu kanşık tutumukâi AltiDay'a verdı: nu kime sorduysak başka şekilde « İşçi aıkadaşıma geçmiş olyorumladı biz ne cevaplar aldıgısun dilgkterrmle bu küçük armamızı yazalun siz de kendi düsünğanımızı da sunarsınız. Lütfen düklerinizi yazın bize. Ohoo kardeşım atı alan Üs üzüntülerimizi de beiirtiniz» dedi. küdar'ı geçmiş, meğer adamlar komunizme karşıyız diye diye Altınay, şu satırlan okuduğu! koraıinisUerle ışbırüğine girnüs nuz gun. 50 bin liralık çeld İşçi ler. Bu uyuyoruz vallaiü. Ali Bulut'a teslım etmı* olacsk.. "Çocuklar, getirin burs efendiyi, tanışırız, hallederim sizin işi!,, • ALöOO!. T.K.T. MuPÜRü UYuVöR Mü ?.. KOMÜNÎZM Kendisine MHP'li süsü vermiş Devlet Istatistik Enstitüsü Baş kanlığını «tedvirse atanan DPT uzmanlanndan Mehmet Yılmaz Akyörük, cuma sabahı enstitiiye gitti ve eski başkan Yaşar Yaşerle görüştü. Sonra bir de enstıtüyü gezdi. Devlet İstatistik Enstitü kadrolarına MHPl'i genç lerin doldurulmasuıa karşı çıktığı içın görevinden alınmıştı. Yeni başkan vekill ise asaleten değil de vekaleten getirüiyordu ve MHP yanlısı olduğu söyleniyordu. Yeni başkanın asaleten atanmamasının nedenl olarak 10 yıllık devlet memurluğuna sahip olmaması gösterilmişti. Meğer işin ash öyle degilmiş. Akyörük, Devlet îstatistik Enstitüsü Başkanlığına kadrosu DPT'de kalmak üzere «tedvir»e getirilmiş. Bunun nedenini şöyle açıklıyormuş Akyörük: Bu hükümetin ne kadar yüruyeceğl belll değil. Bir değişiklik olursa. ben de açıkta kalmaz yeniden Planlama Teskilâtma dö nerim.» Bunu duyanlar Akyörüktln aslmda militan MHP11 olmadığını boylece anlamış oldular. Meğer kendisine MHP'li süsü vermiş. tşsizlik, parasızlığı da beraber getirirdi dogal olarak... Bu nedenle, bir koca kışı «paltosuz» geçirmlş ama, «Dosta düşmana karşı» bütün bir yaz boyunca da «palto» ile dolaşmıstı. İşsiz kişınin acısını, «işli» ilkbahardaki ilk maaşından aldığı «palto» ile çıkarmış, «Ali'nin bir paltosu büe yok» diyenlere böyle cevap vermişti. • Ali lâfı uzatanlardan, hele «Büyük büyük konuşanlardan» hoşlanmazdı. Bir gece, rakı masasında söz uzamış, nutuklar atılmış, her kafadan bir ses çıkmıştı. Ali sıküıp dururken, masasındakilerden biri «Senin memleket meseleleriyle ilgin yok galiba. deyivermışti de Ali'nin cini tepesüıe fırlamıştı: Yok ya.. Niye? Ben Caponum arkadaş» «Capon Ali.nin bir de «Norveçli Aydın» adında arkadaşı vardı. •Norveçli. lafını Ali çıkarmışrı. «O Norveç'ten bakıyor bu işlere, ben Caponya'dan... derdi. Norveçli Aydın, Ali'nin anlattığına göre. ilgi çekici bir Üpti. Akhna estiği gibi yaşar, olnaaz zamanlar da, olmayacak laflar ederdi. Bir gün Van Gogh"un adını hatırlayamamış, «Ali abi be, neydi o kuîağını kesen ressam arkadas?» diye sormuştu. ••• Ayağıkopan işçiye Ecevit, 50 bin liralık çek yolladı Ali bir zamanlar, Ankara Konya yolu üzerinde, şehrin en dış tarafında bir evde otururdu, başmı dinlemek için. Bir içki gecesinin sonunda, sabaha karşı uyumuş, fakat saat beşte «çat» kapı uyandırılmıştı. Karşısında Norveçli Aydın vardı. Ali uykulu gözlerle sormuştu: Hayrola? Geçerken bir u|rayayım dedim de abi. Ali'ye gore Aydın kendisine «benzin istasyonu» muamelesi vapıyordu. Ali'nin sevdıkleri, sevmedikleri, tanıdıklan tanımadıklan ve bu arada da «hayran»lan pek çoktu. Gece masasına gelır, «Abi bi fıkra..» derlerdi bu hay ranlan. Ali, havasındaysa anlatır, deŞılse, «dükkân Kapalı» derdi. Bir de gece yansma dof nı masaya çöküp «tanışmak. ısteyenlere bozulurdu. Bir defasmda adamm biri «tanısalım efendimmmm» diyerek masaya çökmüştü. Tanışmam, demişti Ali. Niye? Gece 23'den sonra fcrmseyle tanışmıyorum artık. • ••*• Televizyoncu ve ^azet«ci çevresinin pek sevdıŞi biı otel barı vardı. Tabiî, özo»uz ds bann müdavimlerinden. Ecev.''ın Başbakanlığının ilk sünlennae barda oturuyor. Ali bardan sofuk bırayı alıyor ve götürüp helâva döküyor. Buîki h,; nerken barmenin sabn rasıvor «Ne oluyor» diyor, «Arkartaş npsabın otuz lirayı aştı. oiravı alıp alıp dökuyorsun.» Aü'ıin cevabı kısa ve kesın; « Ne yapalım antaasç, aracıyı kaldırıyorum...» ••• I. MC'NiN KOMÜNİSTLER İLE IŞBiRLiĞi Hazıriayanlar: üğıır MUMCU Murat GENÇOSMAN Füsun ÖZBtLGEN Ismet SOLAK