25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUHİYET 14 Temmuz 1975 H intli denince, çlviler i'jserinda yatan ya da «sihirU» melodilerle yılan oyn&tan bir «faktr» imajı canlandınrız gözlerimizin tinünde. Böyle sartlandırılcük. Başka bir Hintli imajı da belleklerimizdedir: îngiliz filmlerindeki sömürge «ubaylannın sadık «hizmetkarn. Bu «imaj»lar, Hindistan'ın bağımsızlığmı aldıgından bu yana geçen 28 yıl içinde ne denli degışebildi? Bu soruya cevap bulmak kolay degil. Banşçı, pasifist, ünlü, baba Gandhi'nin yarattığı degişik «imajlarıta rağmen. Hindistan sirodi iyice kanşmıştır. îktidardaki Kongres partisi ve onun lideri Bayan İndira Gandhi, ülkede, beklenmedik bir biçimde diktatörlük ilân etmiştir. Bayan Gandhi'nin, muhalefet partileri tarafından, çe&itli yolsuzluklarla suçlandığı bir sırada alınan böyle bu karar çeşıtli yonlerden şaşırtıcı olmuştur. Şimdi kapitallst ülkelerın, sosyalist blokun vo özellikle tum geri kal mış ülkelerin gözleri Hindistan'a çevrilmiştir. Dünya kamuoyu şaskındır. Gelen haberler çeliskiiidir. BaU basınında çıkan yorumlar şaşırtıcıdır OLAYLAR VE GÖRÜŞLER HÎNT DRAMI Melih TÜMER bireysel BzgürlUkçti demcfltrasi işlemeye başîarm* tır. Yine 195O'de derhal bir «Planlama Komisyonu» kurulmuş re 1951'den itibaren (yani Turkıye'den 10 yü önce) beşer yıllık kalfcmma pianlan nazırlanmaya ve uygulanmaya baslamış*ır. Hindistan, bu yıl, Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planını tamamlamak nzeredir. Diger bir deyünle, uozü edilen siyasal yapı içinde, 25 yıllık bir «planlı kalkınm&ft deneyimine sahip, dünyanın ük geri kalmıs ülkelerinden birisidir Hindistan. 1971 yılı nUfus sayımmın resmt «onuçlanna göre, Hindistan'm nüfusu 548 milyondur. Bu, yanm milyardan fazla nufusun, yine 1971 resmî hesaplarına göre yüzde 29,45'i okıunayazma bilmemektedir. Diğer bir deyimle Ulkede 165 rrülyon Kokumuş», 383 milyon «cahil» vardır. Kisi başına dusen gelir yılda ortalama 50 dolar dolaylanndadır. 1971 yıhnda kentlerde yasayan nüîusun toplam nüfusa oranı, resml aç:klamalar« göre. yüzde 20'dir. Hindistan siyasal özgürlügüne kavuştuğu »man ekonomik iktidar tılusal burjuvazinin elinde idi. Bu burjuvaa, özellikle înçilizlerle bütünleşmis durumdaydı. Kapitalist ekonominin, bi»de bile, bazısı henüz kurulamamıs ya da geU> memis olan, «müesseselerlani de haor olar&k tngiliz yönetimlnden devralmıslardı. örnegta sermaye piyasası, dış tlcaret bankacılıgı, ithalat ve ıhracat ticareti gibl. Birinci Eeş Yıllık Kalkınma Planı (BBYKP). Hind toplumu için «Befah Devleti»ni anaaç olarak alnuştı. Bu amaca «bir tur planlı «osyalist toplum» yapısı fle uiasılmsk Öngörülmuçtü. Fakat «çoğulcu parlamenter kapitalist özgürlükçü demokrasi» vasgeçilemeyecek bir İUce idi. Aradan ?5 yü geçmisür. Bugün ortay» çıkan olaylar Hindistan'da «birşeylenıin iflâs ettigini göstermektedir. Acaba «iflâs eden» nedirî Kötıi işleyen siyasal düzen mi? tılenen ekonoml politikası mı? Dış emperyaüst güçlerin etkl derecesi »ıı? Refah devleti ümitleri mi? Çoğulcu pariamenter • kapitalist ttzgürlükçü demokrasi mi? Acaba, bu sorulara tutarlı bir cevabı, geçmişe bıraz daha yakından bakarak, elde edebüir miyız?. nomid» kamu ttülkiyetl r% denctiml, 25 yıl b o yunca, giderek yogunlaşmaya baslamıstı. BBYKP da toplam Tatmmlann yuzde 53,6'sını özel sektör, yitede 46,4ttaü ise devlet sektörü gerçekleştirmis iken; bu oranlar her beş yıllık planda özel sektör aleyhine değiserek Beşinci Beş Yülık Kalkınma Planında (BEBYKP) tamamen tersin« döndü. Son planda yatınmlann yüzde 65,9'unun devlet sektörü, yüzde 34,1'inin <feel sektör tarafmdan yapılma» iateniyordu. Kamu yatınmlannın bu denli hıriı artışı büyük kapital çevrelerinde zaten varolan hurursuzluğu iylce artUrdı. Kongrea partislnin kamu yatınro ve denetimini genisletme poUtikasına tepkiler başlıca iiç yönden. artan öîçülerde, gelmeye başladı. Birinci büyüfc tepkl ktynağı büyü* kapital sahipleri ve onların çevreleridir. tkinci büyük tepki kaynağı, yatınm projelerlnin dış finansman olanaklannı sağlayan büyük kapitalist ülkelerdir. Üçüncü tepki kaynafı yan unayi ya da küçük aanayi sahiplerinden olusan küçük burjuvazidir. Çofu marjinal işletmelerin sahipleri olan bu ttir küçük kuruluşlar, kamu sektörunün ve denetiminin genislemeslnden kaygı duymaya başladılar. Bu tiç vönltl teplönin, ülkede, siyasal tartısmalan ve suçlamalan 1900lardan beri arttırdığı büiniyor. Yapılan yorumlara göre, siyasal alanda yapılan suçlamalann $iddeti, Kongres partlsinin, başka bir deyimle, İndira Gandi'nin tutucu güçlers karjı daha sert tedbirler almasına neden olmuştur. Şimdi bu tedbiriere kısaca, bakalım: • Iflis eden, iyi yönetilmeyen ya da aşın fiyatla satıs yapan özel işletmelerin devletleştirilecegi ilân edilmiftir. • 1968'da 14 Ticaret Bankan devletleştMlerek ekonoznideki mevduat ve kredi poUtikasının Mlt denetiml hükümetin eline geçmiştir. • 1971'de 64'U Hindli, 42'si yabancı olmak uaere 106 sigorta ortaklıgı devletlestirilmiştir. • Aynı dönemde ithalat ticarettnin yüzdB 60'dan fazlatı devletleştirilmistir • 1972 »onunda 678 adet özel kSmür işletmeal devletleşUrilmiştir • 1973'de «hasta» olarak nitelenen 103 özel mensucat (abrlkasma devlet el koymuştur. • 1974'de Ulkede faaliyet gösteren Amertkan «Esso» petrol ortaklıgının yüzde 74 payının devlet tarafından tatmalınması kararlaştınlmış tanm keslmtade çok Snemll adımlar atılamamıstır. 548 milyonluk bir nüîusun yüzde 80'inin yasadığı kırsal bölgelerdeM yarıfeodal düzen degiştirilememiştir. Beşer yıllık plânlar bu konuda gerçekçi, pratik, hızlı ve tutarlı bir uygulamaya otanak verememişlerdir. Birinci plSn, tarım Teformtınun «anahatlarmnv. Ikinci plân «politikalarsı oluşturmuş, üçüncü plân ile «uygulamalama başlanmış, dördüncü planda ortaya çıkan sorımlar için «Yenl yönler» araştvnlmış, beşinci planda «Yeni düzenlemeler» öngörülmUstür. Belld Hindistan'daki tanm reformunu böyle anlatışımda aşın bir «özetleme» vardır ama bugün herkesin bUdiği durum şudur: 25 yıldan beri tarımsal yapı düzenlenememiş, ülkede açlık en yüksek düzeye çıkmış, miUî gelir artışında tanmsal üretimin payı 3/4 oranında Tannnın vereceği yafmura bağlı kaîmıştır Yeni Demokrasi,, Rüyası« SADUN TANJU n yıl kadar önce, Avlan Gölü yöresindeki köylerde dolaşırken Ecevit'le, kadınlar, kutup gecesinde birbirıne sokulmuş Fokiar gibi merakiı, sessiz, bakarlar ve dmlerlerdi. Küçük köy meydanlannrîa tener ışıkları altında hıg kıpırtısız konuşulanlan sonuna kadar dinleyen köylü kadınlanmızın düşün dünyalarmı merak ederdim. Farklı mıydılar erkeklerinden?.. Saçı uzun aklı kısa mıydılar?.. Olaylara bakışlan ve degerlendirmeleri başka mıydı?.. Kadının, şehirde olsun, köyde olsun genellikle aile çerçevesını aşmayan Bir Ugı dünyasında yasadığı söylenır. Öyleyse bu kadınları gece baranlığında siyasal toplantılara çeken neydi? Bir eğlence, bir değişüdik, bir «seyir. miydl bu onlar için; yoksa erkekleri gibi, onlar da Göl'den kazanüan toprakıann devlet tarafuıüan bey'e ya da kendilerln* verilmesi konusundaki karan mı öğrenmek istiyorlardı?» 0 Tedbirler ve Sonuç Hindistan'da yine lytce bllinen bir olgu var Kongres partisinin politikasını yıpratmak için özel sektörün öne sürdüğü gerekçeler. Bunlar ekonomik alanda başlıca şu klâsik stratejiler içinde görülüyordu: Birinci strateji: «Devlet iyl işletmec! olamaz» İdi. Bu stratejl o kadar işlendi ve milyonlarca işsizin bulunduğu bir ülkede tıka basa dolan kamu glrişimleri Byle eleştirildi ki sonuçta hükümet bu konuda bir dizi tedbir almak ve politlkasını değistinnek zorucda kaldı. Böylece, kamu ekonomifc glriçimleri 1çin baslangıçtan beri uygulanan «Ne kftr, ne zaram ilkesi bırakıtdı ve «Maliyet artı kar» ilkeslne döndü. Bazı işletmelerdeki aşın kadrolann azaltılması, örgütleme ve yönetirn ile ilgili tedbirler de alındı. Özel sektörün ikinci stratejisi kamu sektöründe çalışanlara «Özel sektör daha yüksek ücretler öder» sloganını işleyerek ısrarla istedifi devlet işletmelerinln Bzel «eV.töre devrt için jtereklı Ortamı haarlamak olarak ortaya çıktı. Üçüncü •trateji, Kongres partisinin tabanı ile bası trasmdalö gttven bağlanra zedelemek İçin İndira Gandi'ye yönelttiği asın suçlamalarda görülüyordu. Samyorum sor. büyük olaym patlak vermest bu «tratejlnln bir ürünüdür Çoğulcu parlamenter kapitallst 6zgüriükçü demokras! İçinde «Refah devleti» kurmak «maciyle yola çıkan Hindistan bugün, bizim için, blr karanhklar ülkesldir. Sansür, tutuklamalar ve kaba kuvvet, agır bir bulut gibi, ülkenin urerindedir. Bu bulutun altmda olup bitenleri anlamak olanagından yoksunuz. Ancak Hint dramınm kalın cizgileri de acık ve seçÎK ortava çıkmış gibidir. Bu çizgi içinde şunları görüyoruz: • Devlet kapitalizminin yarattığı ekonomik ve sosyal sorunlaf. • Tanmsal yarıteodal toplum yapısmm yarattıSl ekonomik ve siyasal sorunlar. • tşçiaydın koalisyonunun boyutları ve demokratik karar gücil olarak işleriiği, • Kalkınmak isteyen bir ülkenin dışa bagımhlığının yarattığı sorunlar. • Çin Halk Cumhuriyetine karşı Sovyet blokuna kaölış belirtflerl gösteren bir uluslararası siyasal terclh. öyle samyorum ki bizlm gibi ulkeler için Hindistan'ın asıl dramı, bedeli kendi fakir ve aç halkınca 38 yıl boyunca çok pahalı olarak ödenen ve sonuçta yine açlıktan, işsizlikten ve cehaletten kurtulamayan bir «Kalkınma modelinnin iflasında gibl gözükmektedir. Bakalım bekleyelim. Gelecekteki olaylar böyle bir sonucu doğrulayacak mı? Ne oluyor Htodistan'da?.. Türkiye'deki yorumlar da değişik. Mümtas Soysal, Amerikaiun Güney Asya'dan çekitip gitmesinden sonra Bayan Gandhi'nin, Çıa Halk Cumhuriyetine karşı, Moskova Üe yakınlaşaralc denge aradığını yazdı. Sami Kohen, yüzeysel bir yaklaşımla, olayı bir «Hind Watergate»i olarak ele aldı vo yorumladı. Ali Sirrneu, yaptığı bir yorumda ekonoml politik üzerinde durdu ve «Bayan Gandhi, olaylann zonaması ile 1970 başlanndan itibaren bir dizl tedbirle ekonomlk yapıya can vermeye çahşıncen hâkim güçlerin sıkı dırenişiyle karşılaşmafctaydüı dedikten sonra, «Gandhi nin girişimi klâsilc parlamenter düzene 3on vermiştir. Ancak Hindistan'm sorunlan bunun çok ötesindedir» dedi. Yalçın Küçük, «Hindistan, kapitalist dünyanuı uzunca bir süre vltrini oldu .. Bu vitrin Nehru'nun kıa İndira Ganhi'nin zamanında parçalandı. Kapitalist demokrasi, kapitalistleşmek yolunda yavaş adımlarla sürünen bir büyük ülkede bir yol ağzına geldl» diyerek kapitalist demokrasiye, onu aşarak, yetismeye çalışmak» gereğini ileri sürdü. Gorülüyor ki, bizdeki yorumlM da değisüc Bundan 15 yıl önce, öğrencisi oldugum Prof. Galbraith henüz Hindistan'a Elçi olmamıştı. Bızlerle seminerlerde, Hint kalkınma modelıni tartışıyor, geri kalmış ülkelerde bıle bireysel özgürlüklerin erdemini anlatıyordu. Bazı Hıntliler bu goruşlere kesinlikle karşı çıkıyorlardı. Onlar da konuyu devlet kapitalizminin erdemlerine çeknıeye çalışıyorlardı. Aradan yıllar geçti. Hindistan kalkındı, kalkınıyor derken Kıta Çın'ı geldi ve çok değişik bir toplum yapısı ile onu «solladı» ve ilerlemeye başladı. Bu kez, nerkes, yine «Ne oluyor?» demeye koyuldu Son olaylann da ortaya koyduğu gibi Hinth'nin dramı henüz bitmenustlr. Asunda Hıntli'nın dramı, bütün az gelişmis ülkelerln dramıdır. SİYASAL iNSAN'IN OLUŞU Yaşanılan çağın, köyde, ya da kentte, kadınerkek ayınmı yapılmaksı?.ın herkesi bütün olaylarla ilgüendirdiği bir gerçektır. «Siyasal tnsan» olma değişimtnden kadınlann uzak kaldığını düşünmek yanlıştır. Görüyordura ki, kadınlar da, bütün bilgisizlikleri ve ürkekliklen ile toplumsal kadere kanşıyorlardı. Kendi güçlerinin bilincıne ermemi$ de olsalar, olaylann itmesiyle narekete geçivorlardı. Toprak elden gıderse, sefalet ve açlık kadın, erkek, çocuk herkese birden geliyordu ve bey onlan yasadıklan yerden sürerse, Tann, «dur, ne yapıyorsun?» demıyordu. GEÇMiŞ, TEKRAR YAŞANAMAZ! Yirminci yüzjilın İkinci yarısınm tartışılmaz özelliği, insanlann uyanmasıdır. Bu, öyle öğunülecek şetalde. vönetimlerin bügili ve şefkatll kollan arasında olmuyor. İnsanlann sömfirfilmeat ve blr azınlık uğruna çofunlujtun limon gibi sıkUması metodlanndan vazgeçılmemişUr. Ama öylesine hızlı bir nüfus artışı dönemine gırilmış ve çoğulcu demokrasilerle kapitalizmi güçlendirmek isterken, teknclojık devrimleriyle dünva nimetlenni öyle çekıcı hale eetirmiştır ki eski sömürücüler. bu itme ve çekmelere karşı duramazlar artık. Kadınlar da, tüm insanlıeın bu bürâtc de\Inmesi içındedirler. Çağ, tüm insanlann «siyasal lnsan» olmağa yöneldıklerl btr dönemdir. Kadının görevi evıni yonetmek, kocasına bas eğmek ve çocufeunu btiyütmekten ibaret değildlr. Öğrencinin görevi, derslerine çalışmak, hocalarını dinlemek ve büyüklerin sözlerinden çıkmamak dağüdir. Memurun görevi üstlerme lnanmak ve uymak, isçinin görevi sadece çalışmak; vatandaşm eörevi hükümetin boyundurugu altma Birmek değildlr. Görev anlayısında ve karsılıklı tilşkilerde artık yeni «anlasmalar». yenl ««tatuler» döneml başlamışör ve bu bir oluştur. Hızlı bir oluştur. Hoşlanmıyanlan sinırlendiren, hırçmlaştıran ve geçmışl özleten bir gelişmedir. Ama gtçmlş tekrar yaşanmıyacakrır. Geçmişe Bakış Hindistan, Ingiliz sömürüsünden kurtulup bağımsızlığını kazandıgı 15 ağustos 1947 tarihinden sonra 26 ocak 195O'de demokratik anayasasını jrinirlüğe koymuştur. Böylece 1652 ana düin kon:ışulduğu, Hindu, Müsluman, Buaıst. Sıkhs, Jams, Hıristiyan gibi pek çok dinsel inancın iç i';e bulundugu, yüzde 90'dan fazlası okumayaznıa bılmeyen, kast sisteminin yürürlükte oldu^u, bir zengıne karşı müyonlarc3 fakirin bulundugu bir büyuk ülkede çoğulcu • parlamenter • kapitalist • Devlet Kapitalizmi Hindistan, geri kalmış bir ülkede, özel kapitalin «kâr» kriterine vereceği agırlık nedeni ile ulusal üretimde yaratacagı anarşiyi ve başı bo» kaynak tahsis kararlannm olumsuzluğunu 6ngörerek daha BBYKP da «özel kârların ekonominın motris gücü olmamasına çalışılması»nı ilke olarak benimsemisti. Bu doğrultuda olarak eko AKIL iŞi Mi? ERKEK iŞi Mi? 1975'i kadınlar yılı olarak ilân etmek ve kadın haklan konusunda uluslararası toplantüar yapmak çoğulcu demokrasilerin yeni bir fantezisidir. Bugüne kadar, kölellgin v« ezilmenuı tarihinde ne kadar acı bırikmişse, feadınm ve erkeğin payına dusen farklı değildir. Amaç, kadınnğın değtl. insanUğın uyanmaaıdır ve mutluluk o ki, böyle bir döneme girilmiştır. Ecevit, geçenlerde Konyalı kadmlan görünce miting meydanında, en büyük sevincinin bu o'dugunu söylüyordu. Kadınlanmızı da siyasetin içine soktular diye hayıtlanan, yönetımi akü Isi değil de erkek lst sanan politikaa anlayısı n* kadar gerçek dışı kalıyon Tarım Reformu Sanıyide, öwllikle. temel sanayiler ve kilit •konomik faallyetler devlet denetimine girerken Aricadaşımız Oktay Akbal bugünden itibaren yıllık iznini kullanmaya başlayacağından yazılanna bir ay süre ile ara verecektir. . : ., Evet Hayır MG HÜKÜMETl VE EKONOMİ zunca sayüabileceic bir süreden sonra okjıyucu|anmızuı karşısına çıkarken iyf oır tablo çizmeyi çok isterdik dogrusu. Oysa ekonomik bakımdan durum çok endışe vericidir. Cep he hükümeti iyi bir tarım ürünleri yılmın ve birikmiş dövizlerin geüıdigi bol ithalâtla varatıl&n sabte bir bolluğun rabatlıgı hatta eski deyimle rehaveti ıçindedir. Bazı kendıni tutan çevrelerden Demirel'in ekonomiyı iyi yd netecegi yolunda, deney kftTanmış lıgı yolunda erken ve MC hükiımeü kurulmadan yapılan iyimser öngöruler, kredüerde ve fiyatlarda görülen bazı iyUeşmelerle dogru çıkmış gibi görünüyor. Ama bu çevreler bile gelecege endişe üe bakmalıdırlar. EkonomiK durumda doganın ve bulkmis dövizlerin bir de son alınan dövize çevrüebüir mevduatın IDÇM) yarattığı erken iyimscr tablo, ne yazak, çok •ürmeyecektır. KADIN VE «SINIF».. Şu sıralarda Ud «egemen» kadının yarattığı olaylar dünja kamuoyunu çok yakından ilgılendıriyor. Hindistaa'da İn> dlra Gandi devrtm adına, Arjantln'de tsabeüa Peron kışisel otoritesini büyük sermayenın çıkan adına güçlendirmek için «erkekler glbt» sert politikalan denemeğe koyuldular. Dünya «kadınlar» yüında iki kadının erkeklere tas çıkarttağından söz ederek konuyu şakaya boğmak mümkün. Hatta, olaylann kadın egemenllğine dikkati çekmek için erkekler tarafmdan bir karşı hareket olarak yaratıldığı fantezisl de yapılabılir. Ama ciddl bir gözle bakıldığında, bugunüD flünyasında, kadm • erkek güçlfilerle giiçsüzler, haklan çt|nenen> İerle haklan çlgneyenler, egemenlerle bu egemenliktea hoşnut olmayanlar yanvanadırlar. Cinsiyet ayınmlanyla sorunlan bozmaga çalışmak, haklan savunmak degil, gerçek dışı blr smıf yaratmaktır. Kadınlar ayn bir sınıf değildırler. Tarihsel ayınm ve farktüaşma sadece lnsanlar arasındadır. Onun çözümü de baska koşullar altında gelişiyor. Ü REKORLAR KIRAN BAKIMDAN DURUM VföfiCîöift." "CEfHE HÜKÜMETi, İYÎ" BîR TARIM YILINDA VE BİRİKMİŞ DÖVİZLERİN GETİRDİĞİ İTHALÂTLA YARATILAN SAHTE BOLLUK İÇİNDE OLUŞUN UYUKLAMASI İÇİNDEDİR. "Ecevit Olayı,, Dizisi Bütünlendi KAYHAN SAĞLAMER Arslan Başer KAFAOĞLU dağılımı bozuldukça ya da bozuk gelir dağılımı hep aynı kaldıkça, ulkede daima lüks mal Ure*imi için istek artar, temel mallar ve eneriı kîtlıfeı ekonomiyi ternellerinden sarsar. Kurulan kapasiteler bazı hammadde, bazı da enerji ya da teknik eleman yetersizliğinden tam zaman çalışmasına giremezler. Atü kapasite ler doğar. Gelir dağılımı düzelmesinin yakın camanlara kadar tasarmflan azalttığı bahanesiyle kalkmma hıanı düşüreceği tezi ıleri sürülürdü. Bugün ise kalkınma hızının nominal olarak artışının bir değer taşımadıgı, hatta gelir dağüımının bozuk olduğu, teknolojisi ilerlememiş Ulkelerde hızlı kalkınmalann sosyal patlamalan beraberinde getirdiği anlaşılmıstır. Şündiki hükümetin ekonomik politikası da bu yöndedir. Elbis tan, îskenderun projeleri yatmaktaflır, yavaslamaktaâır. Hü" Icümet yüksek' savunma harcamaları ve personel ödemeleri artarken vergi gelirlerini arttıramadığından yatmmlann özellilde enerji ve demir çeliğe dönük olan lan aksamaktadır. Çiklet ve meş rubat, lüks otel ve binek otomobili yatınmlanrun enerji, ta* rım ve temel insaat malzemesine yeğ tutulduğu bir dönemdeyiz. Bu gidişle demir, çimenıo ve enerji kıtlığı daha da artacaktır. Hükümetin mal boUuğu yaratmak için yersiz derecede genıs blr ithalat politikası izlemesi ayxı bir konudur. Ithal mallan ban genç endüstrilerimızi oldürmektedir. Özellikle demir • çelik endüstrimiz bunlar arasındadır. Döviz rezervlerimizin daha tazia erimesini önlemek içuı hükümet dövıze çevrüebüir mevduatı (DÇM) kabul etmiştir. Bununla yapılan aslında ıthalâtı daha sonra ödeme olasilığını sağ lamaktır. Daha açığı dış borçlara ödenen faizler arunaktadır. Geçid bir ferahlığa karşüık, öde meler dengesine yülarca faız odeme zorunluluguna katlanılacaktor. Aynca dısardanfti^r^anve mev duat gibi görünen bu borçlar, apayn spekulasyonlara yol açacaga benzemektedir. Geçmişte olanlan bılenler, uygulamaya bu nedenle endişeyle bakmaktadırlar. Hükümet vergi politikası yc~ luyla tasarruHarı arttırmavı da denemiyor. Vergi gelirlenndeki artış, aslında, ya ithalâttaki anor mal artışlara dayanmaüladır, ya da Ucretlerin sayısal biçimde artış somıcudur. Bütçedeki vergiler tahsilâü, Beş Yıllık Planlardaki toplam üretim degeri (gayn satı tmi|î hasıla) oranına nâlâ yüksei* mış degüdir. 1974 oranı 1966'da ııi^gıimagi öngörülen orandan biBu durumda cephe liderierinin neye dayanarak ekonomik başanlardan söz etuklenru anlamak zordur. A^ı^ria Ecevıt bükümeü ve Irmak nükümeU de özlenilen ekonomik poitikayı izlleyememişü. Ancak Ecevit hükümeti bir temel doğrunun farkma varmıştı: Ekonominin temelden düzelmesinin gelir dağılnoındaki düzelmeye bağlı olduğu. Ama burada bata yapümış, ücret ve geürlenn artışına karşılık, bu gelir gruplannın isteginı karşılayacak tanmsal ve endustriyel mal UretiTnintTi arttmlmasj hiç düşünülmemışti. Böylece paraca artan gelirler, gerçek olarak, karşısında mal hHİRiTia(1ı£pnffap, aynı oranda artmanuştı» Şimdi görülen göreceli ferahlık, aslında o zamanın sıkıntüanndan daha sağlıksız bir gelişmedir. Bu nu bile sürekli savmamalı ve nele hava koşullariyle, dışarıya borçlanmalarla, döviz nazinemızden harcamalarla ügüi olduğu unutulmamalıdır. Kalkınmada ger çek yolun temel mallar ve teknolojik llerleme ile oiasılık kazanacağı da unutulduğundan, blze kalırsa Türkiye'yi gelecekte kacsanu tjenış parasal (döviz ve iç para) mıt'rıMl'"' da beklemektedir. Özellikle uzun sürell yanlış gidiş yanında, kısa süreli İç ve dış finansman sorunlan üzerinde daha sonra da duracagu. BAŞARISIZBİR MODEL Ekonoml yorumcusu Valçın Küçük, kapitalistleşme yo> lunda yavaş adımlarla üerlemeyi amaçlayan çoğulcu demokrasllenn günümüzde bir yol ağzına ulaştıklannı yazıyor. Geçen zaman, başlanpçta ümit edilen sonuçlan yaratmamıstır. Tersine, Hindistan'da olduğu gibi, kapitalist dernokrasi öyle bir noktaya gelmiştir ki, ya kendinl asacak, ya da sağ darbe ile ortadan kalkacaktır. tndira Gandi, sağ daroecilerin oyununa gelmemek için yeni demokrasiyt kuracak güoleri kendi etrafmda toplanmağa inandırmış görünüyor. Gö» lemciler, Bata'nın büyük ümitlerle dünyaya bir model olarak sunduklan Hindistaa demokraslsi'nden eser kalmadığını bellrtiyorlar. Portekiz'de Salazar rejimlne karşı bir tepki olarak dogan ve gelişen sosyalizm, Hindistan'da çoğulcu demokrasinln basanstthklarmdan doğan bir «alternatif» olacak roıdrr, şimdi merak edilen budur. tndira Gandi'nm süruklenöığı büyük tutuklamalar ve şiddet tedblrlerinin yeni ortamınna, pkış yolunu bulmak hangi koşullardan geçecek, göreceğiz. KIBUIS ÜVREILVTI BİR BAŞBAKAN1N DOĞUŞU "yy 1. Cilt (11. Baskı) 15 Lira 2. CÜt (5. Baskı) 20 lira A Ekonomide günün kurtanlması nı yeterli görenler vardır. Piyasa ışiesin, ıthalât yapüsın, işçi memur iyi kötü maaşmA alsın, vergiler iyi kötü toplansın yeter derler. Onlar ıçın gelir dagılımı bozuklugu, enerji ve ük maddeler bunaumı, temel yatınmların gerilemesi de önemli degüdir. Bel lı ölçüler içinde nüfus arttıkça bu tutumla da toplam üretim değerlert (klasik deyimle gayri sali millî hasüa)' de artabilir. Ama bu tutumla toplum ber şeyin iyi gittiği sanılan dönemlerde, bunalırncian bunaiıma ciüşer. En yakın ornegi "/• 7"ye yakm, oldukça hatın sayılır, bir gelir artış döneminden sonra 1971 mart ayında rejimin çıkmaza gir mesıdir. Gelir dağüımını düzeltmeyen, enerjı ve temel mallarda kargaşalık yaratan, dışarıya ekonomiyi içinden çıkılrnaa derecede bağlı Kılan gidişin mimarlan, üretim ve gelir dagılım kargaşalığının yarattığı bunalımlarda ortaya çıkan patlamalann gunahını kendi deyımıyle sapık ideoiojüere (!) baglayıp baskı ve yanlış tenkil (!) politıkalanna gırince, toplumun yasalan, bu yasaların dayandıklan direkler sallanınca, güçlünün guçsüzü alt ettigi bunalım dönemleri gelir. Ekonominin sadece parasal «iç ve dış» dengelerde belirlendigi ve buna sadece «is ve isstalik» dengesinin katılması gerektigini savunan Keynes'çi kuram koskcca B. Britanya ekonomistni bugünkü uçurumun kenanna geürmiştir. Bizim ekonomi yöneücileri ise Keynes'çi kuramın tam çahşma (herkese iş bulma) yöntem ve yaklaşıminı bile bir kıyıda bırakarak ekonomiyı günlük isteklere göre yönetmektedirler. Demir politikası mı? Dısardan aursın oluı biterl lsJrendcrun'u hızlandırmak için çabaya ne gerek? Enerji mı yok? Elektrik kısıtlaması yaparsın olur gider. Bü yuk kent taaUu sıkıntı içinde mı? Beledıyeler nıye kurulmuş? Para bulsun, dertlerB çare arasın. Ama anlaşılmayan şudur: Ekonomi tuketüne değil temel mallara ve enerjiye göre düzenlenır. Enerji bulunamayan bxr ülkede ne tank fabrikası açılabilir ne de traktör tabnkası. Ekonomiyi temelden düzeltmek gerekir. Gelır uagılımına dokunmadan Türkıye ekonomıst düzelmez. Neden? Çunkü gelir Hıfeı Veldet Velidedeoğlu DEVİRDEN DEVİRE IKtNCl CWt ÇIKTI: Sosyal, uucutsal, ekonomik türlt] gözlem v« ıncelemeier, absolütizm, aberaltem, •osyauzm, Casizm gibi ogredlet. 456 an. 25 TL. BtRlNCt CtLT: Yenl Türklye^Jln Atatürk 7fırrn'"T"rtn|ri ve Atatttrkteo sonraki çok Uginç olay ve soruniannı blr özyaşam navası tçtnde bel» geleriyle anlatan büyük eseı 25 TL. (Tükenmek üaeredir» DEVtBOEN DEVtRE: btllmse) Blr dlsiplin ve sistatn tçttıde, berkesm anlayacağı bir dllle meydana geörllen ve bugüne degtn vazann hlç blr knabında yer alnntnTia olan bir bütl bazinesidlr. ZAMANLAMA Talçm Kfiçfik, böyle blr karar zamanı gelince, iktidar için mücadelede, güçlerin bütün ağırlığı ile K.onulması gerekUdlr diyor. Bu doğal blr sonuç eıbı görünmekvedir. Hindistanda, iküdann eüerinden kaydığını gören sermaye sa hipleri ve büyük toprak beyleri nasıl bütün ağırlıklan Ue bastuıyor, hatta asın milltyetçi JanSanj partisi Orntormalan ve teel kamplanyla yan askeri bir Brgüt kunıp iktidan silâhla ele geçirmeyl düşlüyorsa; sol da «tarlhl an»m gelip çatüğı düşüncesiyle hiç bir hata vapmamak Bayretinde görünüyor. Yanl, çoğulcu demokrasinin bu «partak» modelinin iflâsı olayj ile birlikte, şimdi karsılıkh ağırlıklann ortaya konması gerekliliSi de duynlmaktadır. Yalçın Küçüğün dediği gibi, Hindistan va kapitallst demokrashrl asacak, va da çıkmazı büsbütün acüaştrran «sag» batağına düşecekör. DOYURUCü PAY ArJanUn'dekl olaylar da, politlkasını, ordudan sonra en büyük güç olarak yarattığı işçi örgütlerine dayamış blr Peronlzmin; çofnlCD demokrasinla gerçek eeemenl sermaye nnıhna dayanarab bir emekc) İktidan eSrfinflmfl vsratma sahtecütğinde Iflâsa doğnı sürüklenişidlr tsabella Peron. enflâsyonun beşiğinde sallanan ülkesinde. ttazan kaldıran isçüere verdiğ) ödünlerle ne sallantıyı durdurabllir ne de halktan gelen tsteklert. CSzürn volu: tktidar han0 sımfa dayalı olursa olsun, tüm halkın refah ve özgürlUkten doyumcu pay almasına bağlı kalmaktadır. BiLGi YAYINLARI BÜTÜN KİTAPÇILARDA. 3. Cilt («Kıbns Harekâtı»Yeni Çıktı) 20 Lira DÜŞ MÜ? Attilâ Öhan*ın bir yazısında degindiğl Pransız soiunun önemli kışüerinden Mitterand'ın sözü dogrudur. Amaç »»• dece iktidarın Isçl aınırmın eline eeçmesi değildir, önceld fktidann ySntemlerfnin de detistirilmesidlr. Bugün dünvada artık «iktidar binm elimizdes diye. sosyaust iktidarın başansızlıklanna katlanacak «militan» Kalmamıştır. Sosvalist Uttidar, toplum için halkın bütünü için refah, özgüılük, huzur getiren bir Yenl Demokrani olacaktır Merkezd bürokrasl diktasının saBsol valpalamalan arasında çile dolduran Reri kalmış ülkeler lcin lenl Detnokrasl bir düş müdür. daha? Bütün Kitapçılarda Genel Dağjtîm: Tekin Yayınevi, Cağaloğlu, IstanbuL Tel: 27G969 Curnhuriyet 5610 İLAN ISTANBUL ASLiYE 12. HUKUK HAKiMLiGiNDEN 1973/521 Davacı Gülcemal Alparslan tarafından davalı Halit Karadayı aleyhine ıkame olunan tazminat davasının yapılan duruşmasında: Karaköy, Kemankeş mahallesi Eski Şarap lskelesi sokak 7/8'de oturmakta iken adresi mechul kalan davalı HALİT KARADAY1 adına Uânen tebliğat yapılmasına karar verildiginden adı geçenin duruşmanuı bırakıldığı 24.10. 1975 günü saat 9.55'de Mahkememiz duruşma salonunda han r bulunması veya kendistal bir vekil ile temsil ettlrmen davetiye yerine kaim olmak uzere tlânen teblığ olunur. (Basın: 5319) 5604 Personel Almacaktır Müessesemize Sanat Okulu Mezunu, Gtısso Soğutma Tesisatında Soguk Hava Kompresorlerinda tecrübeli 1 eleman alınacaktır. Müracaatlar Istanbul Süt ve Mamulleri Sanayii Muessesesi Müdürlügü. Londra Asfaltı. Kuleli Mevkiı BAKTRKÖY (Basm: 19339/5605) AÇIKLAMA ~ Yazarımız tlhan Selçuk"un «PEN'CERE» köşesinde dün A. A Genel Müdürü A. Onuk'un bir tekzip vansı, ikinci kez yaymlanmıştır. Yazının Mahkeme Karanyia ikinci kez yayınlanması, ilkinde «PENCERE» köşesinin alt bolümünde ytr alması nedenınden doğmuştur. Okurlanmıza duvururuz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear