29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KOnomiK geıışme surecıne geç gırmış uıse lerde eğıtım, plan ve uygulamalarmın kalkınma hedeflen doğrultusunda olması gersk tiğı inancı hemen bütün az geuşmış ulkelerde yer leşmıs gorunmektedır. Ozellıkle endustnleşmeyi amaç edınmış olan ulkeler ıçın egıtım ve orgutlerrnın dınamık yapı taşıması beklemr. Dınamık: bır efıtım sıstemının sürekli ve çabuk degışen çevresel koşullara ayak uydurması ıse ekonomık \e sosyal gehşmede olumlu ve yapıcı bir guç kay nağı olmasını sağlar. Ancak, bu yolla eğıtım eko nomık alt yapıyı etklleyebillr, ve geleceğm oluşmasında katkıda bulunur. Ülkemlı sçısmdan da eğltlm ve kalkınma p» raleli gun geçtıkçe önem kazanmaktadır. Çünkü, içınde bulunduğumuz geçış donemınde endustrıleşmemiz ıçın gerekli teknoloji ıthaline yon vermek, kendı oz modeiımıze uygun teknolojıyı kısa donemde yaratmak durumundayız. Bunun ıçın de dışandan alınan teknoloimın şekıllendınlmesl ultemızın kaynak dağılraıına uydurulması yoluı aa gırışunler ıçmde bulunmami2 gerekır. Aksı halde, batının çabak değısen teknolojısınl her zaman ıçın ıthal etmek zorunluluğu doğacaktır. Boylece organık vapıva sokulamayan, ıçenlemeyen teknolojıye egemen olamayacagız. Ondan ul ke^e ozgu bır bıçımde yararlanılması da beklenemez Bu nedenlerle toplumumuzun jarınmı ha zırlayacak kalkınma çabamıza ujgun teknık % 8 uretım kadrolarınm yetıştınlmesı şart olmuştur. E OLAYLAR VE GÖRÜŞLER rede ögrenciyl topıuma yararıı rar KIŞI oıaraıt hazırlamaaı kadar kamu ve ozel fcesımde ters donmuş is giicu pıramıtlerını duzenlemesl ve üretici kadroyu g jlendırmesı açısından da reformcu nltellktedıı. itici Görev ÖN LtSANS AŞAMASI Dr. Güven ALPAY Bogazlçi Ünıversitesl öğretım Elemanı amacı gerçekleştirmekten uzak görürjnektedır Egıtımımız daha çok burokrat yetıştıren, uretım yenne hızmet kadrolannı dolduran bır çark ha Lne getınlmıstır Bu çark yan endusinleşnıış ve eskı değerlen de bunjesınde taşıvan toplumumuz aa herkese yuksek unvanlar bağışlayan ış olanaklan olmayan elemanlar yetıstırmektedir. Pek genel ve uygulaması hıç olmayan bır egıtim veren hselerımızm mezunlan buyuk vığınlar yaratınca yuksek eğıtım kuruluşlannın sayıları ve kapasıtelerı arttınlmava çalısılmıstır Fakat, kaçınılmaz ve gerçekleştınlmesı gerekli olan eğıtım oz ve yapısı üzerınde gerekli reformlar japılma mıştir tılmaktadırlar. Bu fconuda pek acı deneyler feçırmış olan Hındıstanaakı g;bı \uksek lıs<ı'is sahıbı kışmın otobus bıletçılıgı vaptıgı (l) henuz sojlenemez ıse de dnrurnuı iç açıcı olmadıgı ortaaadır Kendı ıhfısa* dallarmda çahşmayan veja jetenegıne ve bılgışıne gore alt kademelerde gore\ alan (ınvanlıların sa\ılan da gün geçrıkçe artrnakta, ış gücu dengesı daha da bozulrr.aktadır Boyle bır ortamda ıse çalı^anlarm ış yerlennde tatmın olmalan \e organızasyonlann verımlıhklerıne katkıda bulunmalan guçlesmektedır. Bu nedenlerle uzun donemde çok daha alt kademelerden başlanarak venıden duzenlenmesı gereken eğıtım sıstemımızde venı bır gırışım olarak ön Lısans modelı bır anlam taşımaktadır. Gerçekten, ÖnLisans Yuksek Okulîan en düstriyel lhtivaçlara yönelık, lısanstan ayrı programlara sahıp, uygulamacı ve üretici elemanlar vetiştirmeleri açısından ekonomimizde pek olumlu olabıhr. Bu atılım egıtımımızdekı dar boğazlara çozıim getırme yonunden gerçekçı bır yaklaşım ve tyı bir başlangıçtır. Kısa sü Endüstnyel bır toplum lçln gerekl! orta fcsdeme guçler bu okullann ıırunu olarak endustrıdekı ıtıcı gorevlennı yenne getırebıleceklerdır. lyı yetıştırılmelerı halınde bu tıp elemanlar orgütierdekı uretım sureci \e karar mekanızraasmı daha etkuıleşnnp uvgulama ve karar arasındala uvtımu saglavabıleceklerdır Uyumlu bır çalısma düzeni içınde ıse, vetenekli ve is« jarar teknısyenler ışçılenn ıstekı egıtımınl de gerçekleştırebilecekler ve alt kesımlerdekı tüm elemanlann vararlılığını arttıracaklardır Bovlece daha üretken dunıma selecek olan orgutlenn kalkmma planı do*rultusunda ve amaçlanna uygun ola>alc cahsmalan olanaSı doğacaktır. Gelecekte buvuk teknık ve profesyonel gnıplardan olusaoak ve genıs kaDsamh organızasyonları gerektırecpî endustn bıçım ve vontemlerl tcaçınıl'naz olursa ureticı kadrolar o »şama ıçın hazır bulımacaklardır Bızce ülkemlzde loss ddnemde orta sevtv» de değerlı elemanlar yetıştırecek yenl ÖnLısans Okullannm açıiması için zaman kaybedıhnem*lıdır. Ancak, bu okullann kendl modellerine, verel koşullara uygtm eğltlm programlan tilk«mızm gereksınmelenne gore de ayarlanmı? olmahdır. Programlar yorelertn kamu ve Bzel sektorierırde ış olanaklan arastınldıktan ve gerelch etudler vapıldıktan sonra saptanmalıdır. Boyle bır gmsım, ülkemızln gelecegınl yaratacak ureticl kadrolann yetıçrflesme kuşlnısuz olumlu bır katla getlrecektir. ıl) Gerald Breese L'rbantıation hı new!y Developing Countries fPrenticeHall Intematlonal. Inc. London 1BS8) «. tt. Danıştay'a Neden Saldırıyorlar? utnco juçler, TRT konusundaM son karan yflıtode* DanışUy'a saldınyorlar. Bir yenilik defUdlr bu .. 1961 Anavasası'nın düzenlediei bağımsu hnkub kurumlan, egemen serrnave sınıflannın 5teden beri nlşan tahtasıdır. Acaba neden? T • Geçiş Dönemi Avnca, endustrıleşmemızın bu geçış donemın de orgamzasjonlardakı ıhtısas dallan \e uretıme ılışkın roller eskısıne oranla daha da behrgmleş mıştir. Bundan boyle ıs gucunun sektorlere ve seuyelere dagılımı gereksınme ve koşullara gore planlı olmak zorundadır. Bu asamada endustnleşmemış toplum ahşkanhkldrmdan olan «adama gore ış yerıne, ışe ve amaca gore ış gucu. yaratmak gerekır. O>sa, ondokuzuncu asrın lıberal genel eŞıtımını benımsemış ve uzun suredır uygulamakta olan ülkemız bugunkü sıstemıyle bu Bozulan Denge öte yandan. turo sektorlerde üretlcl bürokrat oranı alabıldığıne uretıcıier aleyhıne bozulmuş. orgutlenn bu>uk çoğunlufu kapasıtelerının çok altında venmsız orgutler halıne donüş muşlerdır. Bu arada ış bulamayan unvanlılar i"=e hergun artmakta olan işsizler ordusıına ka Fikret Adii'i Anış ^urullah BERK 1973 yıhnın 4 hazıranında affetmejen bir ha^talı|ın a'ın goturdugü Fikret Adıl'm olümüyle bır fıkır ve sanat tıUıtunu daha aramızdan ayrılıyordu. Ve bu\uk, candan bır dostu da kaybedıyorduk. Sozluk onu gazeteci, yazar, tercümecı dıve tanıtır. Ama bız onu, 1930larda. ressamların, heykeltraşların en j'akını bılmiş, bu nıtelıği yüzünden ona bağlartmıştık O yıllann basm çevresinde, edebıyatcılar, gazetecı!er arasında kaç kışi vardı res'mle, ressamlarla ılgılenen' Belkı \ardı ama bu ılgı, Fikret Adıl'de süreklı. coşkun bır turku Dlarak belirıyor, onu otekı aydınlardan ajırıyor, bıze gore ozel, seçk'n bır yere oturtuyordu Otuz beş yıl öncekı kesıkler fkupürler) gözden geçınhrss îs'anbul gazetelermde plâstık sanatlar eleştıncısı olarak Fıkret Adıl ımzasından başkasına rastlanmaz Eleştırılerinin asıl değerı. bızlerle teker teker Ugilenmış olmasında. ozel ha\atımi7s yabancı olmamasında, yuzeysel yargılarla yetmmeylp yenı do^an çağdaş Türk resım ve heykelimn ılk adımlanna ayak uySurmasındaydı Evlenmlze, atolyelenmıze gelır, uzun uzun konaşur, dertlenmizi dlnler, beğenlr, beğenmez, beğenmedıgıni de kaçınmadan belirtırdl. Ne çabuk unuttuk onu, ^llar suren hastahğmda, ne kadar az kald'.k yanmda, o çareslzlik İçınde bıraz guç vermek, blraz avutmak Içın! Oyşa, sağlıklı olduğu Jonemlerde, Asmalımescit, Yüksekkaldınm, Tünel, en sonra raksım gıbl semtlerde oturduğu yerlert sabah, akşam, gece demeden, oralan kendl evlertmlzmlş glbl, aşındırmaz mıydık? Fıkret Adll'ln koltuklan, aedlrlerl, kltaplan, sofrasmdald yemeklerl bizimdl. Klml zaman bohem dagınıklığı, kıml zaman maat>ut, çahşma havası lçlndeM yasantısırun yaranda ounuştuk, pülarca. Türklye'nln Hk tanat derglslnl, cArtlst»i o çıkarmifb. Ilk kes memlekette çagdaş ganatm eglllmlerl anlatılryor, onlan tetlrenler tanıtüıyordu. O dönemlerde tstanbul'da ne sanat mUzesl, ne galerisl vardı T« sergller rastgele, halkevlertnde, bo? dUkkânlarda, Uyatro fuayelerln<l« açüıyordu. Ama bir [alert vardı kl oradald tablolar saman n m a s deglşlr, yenilsolrdl T» genç ressaml&r, edeblyBtçılar, oyuncular orada toplanıp yanm hazırlarlardı. Bu falert, tro ganat ocağı Fffcret &dirin erlydl Asmalımescit 74"Un o dar, loş tavanarası saılece blr eğlenc* yerl, blr bohem ocağı deglldl, sanıldıgı gltıl. Sanat tartışmalanmunn sabaha dek sUrdUgünü anımsarun. Daha sonra Pikret genlşçe, rahatça yerlere taşındığında evleri yalnız TUrklerln değü, yabancı ressamlann yazarlarm, aktörlenn seve seve koşruklan sanat ocaklan olmuştu. Sozltlk. Fikret İçin ırterctlmecl» dlyor. Ama onun tercüm»eClği öyleslne gönlünce ldl kl çevırdiği hlkayeleri, denemelert. Bzellikle piyeslerl yeniden yaratıyordu sankl TUrk sahnesın» fcazandırdığı «Gergedan» ve «Dell Saraylı» bunlardandı. Sabrt Esat SiyavuşgU Edmond Rostand'm «Cyrano»sunu nasıl yeniden yarattıyşa Fikret, TUrkçe olarak, Ionesco ve Giraudoıa'yu yeniden yaratıyor, onlara yeni bir çeşni katıyordu, Bu seçicilik, begenilerlnde göşterdlğl titızlik Fikret Adll'ln yazar ve eleştlrlcl olarak verlminl sınırlandırmıştı. Blraz da dağıtırdı kendinl. Sergıden sergıye, oyundan oyuna koşuşu, sajısız dostuyla sohbetleri arasında daha sistemli blr çalışma sürdürmek olanaksızdı. Plâstık sanatlanmızla üglli tek yarar olduğu donemlerde orada burada yayımlanan eleştırilerla yetınmış, ondan beklediğımiz kltabı yazmamıştı. Fıkret Adıl'in yazar olarak, çevirlci ve sanat eleştlrıcısl olarak değeri, renkll yaşantısınca da desteklenıyordu. Ğ>ylesina ki yazılannı kendismden, kendisinl de yazüanndan ayınnak güçtü. Yazar kişiliglyle insan kişilığinın bu lçıçe, kucak kucağa gıden paralellıği ölümünden sonra onu çabuk unutturan hem kusuru, hem meziyeti olmuştu. Hastalığı sırasında canlılığından jnerak ve sevgılerinden h!ç bır şey kaybetmemıştı. O menhus hastalık ılkln pes far kına varılmayan bır hareket ve konuşma agırlığı, yavaşlıgıyla baslar, aydan aya, yıldan yıla artar. Ama Fıkret ytne sergüere, tıjatrolara, toplantılara gıder, akşam sofrasını dostlanna açardı. Sonunda sokağa çıkamaz olmuştu, çıktığında eşınln kolunda, ağır adımlarla yururdu. O halıyle onu, kaç kez, »ergılerde, toplantılarda gormuştum. Boylece, akgun, karagün dostu, sanatçı olduğu kadar sanatsever, duygun, ıçll bır arkadas yavas yavaş sonerek aramızdan a\nldı gıttı. Kımseyı koyamadık yerıne GÜNÜN KİTAPLARI KEMALTAHIR TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI SUNAR ATATÜRK'ün YURT GEZİLERl Yılm En llr/ınç Araşiırmast Mıllî Mucadeleden onca ve Mıllî Mücadela yıllarında, daha sonra Cumhurbaskanı olarak ATATURK, Yurdumuzun 52 ilinı zıyaret etti • Cogu sehırlerımızde gurlerce ka'dı • Yurt sorunlannı yennde ınceledı, ılgınç konusmalar vaptı • Devnmlerini gezılennde baslatıyor, uvgjlamalarını yurdu gezerek ız'ıvordu. BILGİYAYINEVİ ATATURK ÜN YURTGEZiifRS ^. X ANALAR. BABALAR, ÖĞRETMENIFR ÇOCUKLARINIZA TATİLDE EN YAKIN ARKADAŞ „"** Klâslk Sfretive jtBre bir devlette nç füç 1) Yasama gücu, 2) Yürutme gtıcü, 31 Yargılama gücıl. Yasama fücn parlamentod» olnşnr, kannn •»«•'• T ^ rfitme nıciinü hükümet kullanır, toplumn yflnetir Tarjıl»ma güciı mahkemelerin elindedir, adaletl gerçekleşörlr. Batı demokrasilertnde eeçerll anlayışa g«re, blr hnlnık devletınde hiçbir kişi ve knrum hukuk denetlmJ dıçında defildir. Çok partilı demokrasilerde, devletln öç ıröcfln» avn ayn denetim altında bolnndurarak hukuk devletinln (rüvenceleri sağlanır. 1961 Anavasamız Işte bu Ukeyl benlnıgemeye çalışmıştır. Halkça onavlanıp benhnsenen Anayas»" mıza göre berbir siıcün lşlemleri, bağımsn vuksek mahkemeler elivie denetlenmektedir. Ş5yle ki: 1) Yasama gticünün lşlemlerl Anayasa Mahkemeslno*. 2) Yurutme gıictmün işlemlerl Danıştayca... 3) Yargılama gücünün işlemlerl Yargıtayca denetlenlr. Bir bfitündiir bn mekanlzma . 19501960 arasında eeçerll uvgnlamays jöre, TflTklyc'd* Meclls istediği yasavı çıkanr, Hükfimet «gbrülen lüzum» üz«rıne» memurlan dlledlfince görevden atar, mahkemelerl olu^ turan varrıçlar da siyasal iktldara bafımlı makamlarca saptanırdı. Tek parti vÖDetimlne göre kurulmuş bu mekanlzma; 1950'de lkiidara tüm ağırlıklanyla oturan sermaye egemenlerinin elınde blr dikta aracı gibi kuUanılıyordn. 27 Mant devriml bu gidişe karçı btr tepki oldu; ve herbir pücü denetlemek rolnnda Anayasal güvenceler ıçetirildl. Bugün parlamentonon çıkardıp yasalann temel hukuk llkelerine T» Anayasa'ya aygun olap olmadığma Anavasa Mahkeraesi bakmaktadır. Ysrçıçlann seçUmesl ve atanması da, siyasal iktldardan blr rlçSde bağnnsız bnlnnan taırnmlann yettdsine Terilmiştlr. De\let gücfinfl kallanan parlamentoyn Anayasa Mahkemesi; Hukumetl Danıştay; ve mahkemeleri Yarçıtay'ın 4enetlml altında bulundurmak; ve butun yuksek mahkemelerin flyelerinl siyasal lkrldardan bağunsız knrumlara seçttrmekle bir Anavasal slstem olnştnrnlmuştur Ne var kl Türklye'de siyasal iktidara e^emen bulunan dıs» bağmıl] ve hırslı sennaye sınıflan, çıkarsal Işlemlenne blr ölçüde tnıknk frenl getiren tüm bağimsız knrumlara dfişman kesllmlştlr. Çünku hukuk düzeni, ekonomık düzenln yansunasından doğar. Eğer bir ekonomik dnzen kapkaç kapitalizmini öngörüyorsa, bu sistemin egemenleri, hukuk derletl ddzeninden rahatsız olacaklardır. Dışa bağımlı sermaye egemenlerlnin sömürüsünü hiçbir yasava kulak asmadan yürütmek hırsına kapılmış siyasal kadrolar; Işte bunun Içindir ki 1961 yılından beri Anayasa Mahkemesine, Danıştay'a ve bağımsız mahkemelere dunnadan saldırmaktadırlar. Saldınlar 12 Mart faslzan rejiminde donığuna ula^mısto. Olafanüstıi mahkemeler kurulmuş; eçemen çe\relenn, yasamada, yürütmede ve yarçüamada hukuk dışı işlemleri jogunlasmıştır. 27 Mayıs ^navasası. dışa bafımlı sermaıe çevrelerinin istemlerine pöre degistirilmiştir Bunların içınde Uginç üç yönelıs vardır. 1911 Anayasa değişıkliklerijle: a) Anayasa Mahkpme"=ın ın gorevlen kısıtlanmıştır. b) Danıştay'ın vetkıleri daraltılmıştır c) Dogrudan siyasal iktidara bağlı Devlet Güvenlık Mahkemelen kurulmuştur. Boylece iktidan elinde tutan sermaye egemenleri, hukuk devleti gnvencelerinl yok etme yolnnda tam basanya •lasamasalar da önemli adımlar atmışlardır. Uypılamada Ise Danıştay'ın yctkllerj çoktan beıi geçersi» nltellğe dbnüşturulmuştür. Bugun Türkıye'de mahkemeler Yarjıtay'ın, parbunento Anayasa Mahkemesi'nin denetimlndedir ama; Hükümet Danıştay*] hiçe saymakta vuk•ek mahkemenin kararlannı kâgıt üstünde bırakmaktadır. Bn bnkuk dışı eğilim, Cepne Hükümetinde doruğuna ulasrnışttr. TRT Genel Müdürlüğn konusundakl hukuksal sonın, Işte bu genis kapsam icinde değerlendirllmelidir. ARKADAŞ KÎTAPİAR Cem Yayınevi Cocuk Dızısı B'tjaz Tren, Yurctan dört bucağına mutluluk taşırken halk bayram yapıyor, ATATÜRK'll yahından görmenin heyecanım paşıyordu. Yunlıın 52 ilinde ATATURK, Belqe!erl ve fo. toğraflartyla. Genel Dağıtım: BATEŞ / İSTANBUL SEVDALI BULUT Nazım Hıkmet (masallar) 2. FORSA ömer Seyfettın (hıkâveler) KUĞULAR Tolstoy (masollar) BEYAZ YELE Rene Guıl'ct (romon) KUÇUK İZO MİZO Angel Karaalıçev (masallar) KUÇUK KARA BALIK Samed Behrengı (masal) 1. MOIÜIAT 5. SAYI ÇIKTI DIDSI1 UdNSmiK EKİİIE12 S l H l gunce yayinlan Biz taritı boyunca zalimlere boyun eğmemiş bir halkın evlatlanyız. N.Krupskaya^nn önsözü ve Clara Zetkin'in yazısıyla DEDEM KORKUT Erdal Oz (masaliar) 8. MARANGOZUN KÖPEĞİ Cehov (hıkâye) BIR ŞEFTALİ BIN ŞEFTALI Samed Behrengı 10. SEFİLLER Vıctor Hugo (roman) 11 KİBRITÇİ KIZ Andersen (masallar] 12. ELLERINDEN OPERIM Angel Karaalıçev KIBRIS SATIŞ HAREKAII HA1KIN ALIH IERİNİ YABANCI ICEKÎIRMEYICEGİZJ Zulme boyun eğmemek halkımızın geleneğine yerteşmiştir. Vİ.Lenin KADINLARIN KURTULUSU tşte basında yankılar uyandıran degışık konulu gerçekçi bi roman Devrimciler Faşizmi Yargılıyor # ECEVİT DİYOR Kİ, m> TÜRAH GÜHE5 HALUK ÛLMAH H.ESATISIK FRUKO FRUKO bir KUTSAL CEZA (Necatt HAKSUN) Milliyet Datıtam hrtanbul daha VJ<VAJ1.«»I ANKARA AJanstek: 75/2574364 Mukavva Kutu Yaptırılacaktır 1 Muessesemizın ihtıyacı için 10 000 adet tereyağ anbalaj kutusu yaptırılacaktır. 2 Kutulara aıt şartname mesai saatleri içersinde aşağıdakı adresımızden bedelsız oîarak temin edılebüir 3 Bu ışın geçıcı temınatı 2 500. TL. katî temınatı 5 000 TL. olup teklıf mektupları ıle bırlıkte geçıci temınatın verılmesı gerekmektedır. 4 Bu ıse aıt teklıf mektuplan kaoalı zart usulü Ile en geç 13 Hazıran 19V5 Cujna gunu saat 17.00'ye kadar n uessesemıze \erılmesı gerekmektedır. 5 Muessesemız 2490 sayılı kanuna tabı olmayıp, lhaleyl yapıp japmamakta ve\a dıledığıne yapmakta serbesttır HALKIN 3 Haziran 1975 2OOKuruf PÜSKÜLLÜ DEVE Samed Behrengı (masal) 14. SIŞKOLARLA SISKALAR Andre Maurois (roman) 15. FULLAR SAVAŞI Ulkü Tamer (roman) 16. KÜÇÜK KAPTAN Paul Biege! (roman) 17. KUÇÜK PRENS SaintExupery (roman) 18. BU YURDU BİZE VERENLER Aziz Nesin (hiköyeler) 13. . CEYHUN AÎIF KAHSU: ÎÜTÜN VE DEMÛKRASİ ERHAN YASAR: I J OÎORİTER L AHÎİOEMOKRATİK KlSİLtK VE SİYASAL 12 SAYIA 2.5 TL BAYİLERDEN ARAYIN m. KIBRIS SORUHU UlERİNE BÖRÜSLERİ Birincl hamur kfiğıt Resimli. çok renkll ofsat baskı ARKADAŞ KİTAPLAR Cem Yaymevl Cocuk Dizisi Ankara Caddesl 40 Caf alo£lu (Cumhurlyet: 435 Tarihi yaratan biricik guç halktır İÇİNDEKİLER: KIBRIS'IN KADERtNİ KIBRIS HALKI TAYÎN ETMELtDÎR Fetihçilii Yanşını Klm Kazanacak? • TÜRKİYET5E MÎLLÎ MESELE ÖZÜNDE TOP RAK MESELEStDÎR (1) * «Provokasyon» Teonsı Neye Hızmet Edıyor •• MADENÎŞTE SENDIKA * AĞALARININ SALTANATINI YIKALIM • Sovyetler Blrliğin'de Kapitalızme Geri Donüş 2: «YENI SISTEMsIN FECt SONTJÇLARI • 12 MART ÎŞ KENCECİLERI GENE ÎŞ BAŞINDA (Devrımcüere vapılan işkenceler) ie Kore ve Romanya, Süper De\ etlere Karşı Çıkıyorlar. Yazışma Adresl: PK 1112, Sirkecl, îstanbul. Abone ŞarUan: Yurtiçl yıllık 100, altı aylık 50 hra TOPLU ÎSTEKLEBDE % 25 ÎNDÎRÎM YAPILIR ANATOLE FRANCE ' TURKİYE SÜT ENDÜSTRİSt KURUMU İZMİR S t T MAMULLERt SANAYİI MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ \ d r p s: 1"88 sokak 2 Çınaılı İZMH Tel 61054 61201 n t «190/1 B22fl/43721 ihtilâlin cocukları J I / ' P.K.57.istanbul ' tekin yayınevi ankara caddesi 51, istanbul ÇIKTI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear