22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎKÎ CUMHFRÎYET sunmakta, «Ayasofya Müzesi ne zaman cami ?ıa line seîirilip ibadete açılacsk?» st.rusunu sor makta Meclis'te' CHP vetkili oıgnnlanndan ' e s çıkmadı bu konala^da şimdiys nek. «Quo V'icus CHP?» demek gelmiyor ına iç^nizden? 10 Haziran 1975 eph« HOKmetl, lsbasın» e*çtilrten bu yana sınavlar vermekte. Gazianlepii yaşlı ketrapçının sözleri kulaklfırımda: «Tatın, reremeyeceğimia ıınavlara çekmesin Mzl.» C OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Seç, seç al! Büyük fld bayramımırda, Cephs Hükümetlntn şaşümayacak tutumu da eklendı, onemuı lcıyımı» bssıboşluguna. özel girisimciliği hovardaca desteklemelere: Atatürk'ün Samsun'a çıkış günü olan 19 Mayıs'j kutladıgıraız Gcnçlik ve Spor Bayramı üe, 27 Mayısh Devritnlni kutladığımız Özgtirluk ve Anayasa Bayramı, Cephe HUkümetince, «başa gelen çekilir» jn'bilerden karşılandı; «kutlama» degil de, «katlanma» gümiydü sanki bu günler onlar için! Başbakan Yarduncısı MSP Başkanı, 19 Mayıs için, bir şeyler söylemiş görünmek davranışıyla verdiği yazılı demeçte, «bin yıllık tsrihimizsi anlattı ama, Atatiirk'ün adını almadı ağzına. Neden kutluyonız 19 Mayıs'ı, kim ne yapnv.ş o gün, anımsamaz göründü Başbakan Yardırncısı. Sonra. bu konuda yenl açıklama zoruncH kalınca, kinıseler bilmezmiş gibl, «19 Mayıs mült bir bayram günüdür. Her günün kendine nıahsu? ehemmiyei vardır» yollu lâflar etti; etti ama yine söy lemedi 19 Mayıs'ın «ehemmıyeti» nereden gelir, yine anmadı Atatürk'ü. Oysa, 29 Mayıs'ta, MSP gençlik gününde, benimsediğl «rçek gençlik bayramı havasıyla neler dediğini, 19 Mayıs törenlerinin ertelenmesl konusunda CHP Baskanının eleştirisine yer venneyen radyo ve televizyondan izledik. Ne denir bu tutuma? MSP yanlısı gazeteler nlcedir bir «19 Alayıs düşmanlıg!* yayma çabasında, kız • erkek gençlerimizin övünç ve güven verici çağdaş gösterilerinl, en agıza ftlınmaz sözlerle yerme yarışmda değiller nıt? MSP'nin istediği belli: Atatürk ne yaptıysa, r.a yapmak istediyse çağdaş uygarük düzeyins yükselmemiı için, MSP hepsine karşı; tarihin elnşj geriye dönsün uğraşlannda! Öte yandan, 77 Mayıs özgürlük ve Anayasa Bayramı için, Cephe Hilkümetinin Başbakanı AP Başkanı da söyleyecek tek &öı bulamadı. Her konuda yaptığı konuşmalarla siyasal edebiyatımıza renk Katmakta bir garip ün salmıs AP Başkanı, 27 Mayıs'ta sustu. Onu da srüamak gerek: Ne soyüyebilir ki bu gün îrin? 27 Mayıs kimlere, neden karşıydı? AP sbzcüleri hep, yılda bir gün susup, neredeyse 364 çtm, 27 Mayıs'a saldıımaktan, o günü yaratanlara kara çalmak tan geri kaldılar mı? Hem, AP'nin en çok yakındığı, degtştirme heveslerini açıklayageldigi. «balyozlanmasını» alkışlarla karşıladîğı Anaya samız, 27 Mayıs Urunü değfl mi? 27 Mayıs'ın «ulusal suçlu» saydıklanna, «ulusal kahramanlar» gibi kucak açmach mı AP? Onlann uzantısı olduğunu söyleyip durmadı mı? Neyi, neden övsün AP Baskanı, Cephe HuklimeUnto başı oldu diye? En ıyisi susması; kutıaır>.ı filân bir yana, aklınca leçiştirmege çalışması, çağdaşlığa, uygarlıga bir büyük adım olan bö>le günleri! Cephe HUkUmetinin MHP tar.ac'nrtan gelmiç Başbakan Yardımcısından a* na bekliyecektik 27 Mayıs ta? İlk ses onuukiydi radyolarda, ESNEYEN BOŞLUK,, Seha L. MERAY 27 Mayıs 1960 sabahrt Bugün Başbafcan Yardım cısı olduysa, nasıl övgülerde bulunsun o aynı kişi, demokratik bir Anayasa, özgürlük, sosyal haklar getiren 27 Mayıs Devrimi'ne? Onun derdi başka: Yalnız kendi kurtlannı dol&ştırmak ister ortalıkta! Vralinin başkanlığındakl Komltenm karanymış bı: iptal işi; Hükümetin hiçbir etkısi baskısı < İ Jmamış. Ojle kı, iptali öğrenir ogrerunez, Hükümet, «istisman önlemek içir», heınen törenlerin yapılmaaını kararlaştırnrş! Demek, «istisman önlemek», «zevahlıi kurtaımak» içinmiş Hükünıetin, sonra da onun karanna uyan Knrlama Komitesinin telâsı! O «kendi ıotalini iptal eden» komite üyelerinin yenne koyun kendiniri: Nasıl bakarsımz dostlanr.ızın, yakınlannızm vüzüne? Bir öğrensek... îlgtng aonuçlar verlrdl şByl» Mr arastırma: Cephe HükUmetl ortaklanndan f.er blrisa, bir «oru dlzelgesl (listesi) göndermeli; birtakıra tarimleri, kavramlan tanımlanjalsnnı Utemeli: «MilliyetçiliK», «layildlk», «özgürlükçtl demokreîi», «düsünoe öîgürlüğti'». fçaÇJaş uygarlı!:», «komünizm», «anarşızm», «'osyaJ demokras'», «sol». «sağ», «fasizm», «çofulcu toplum», nAratürkçülük», «fukarahkla mücade'.e>> «hukuk nev leti» «dışa bağhliK», «sosya]rtrvlPT».Ne anlıvor lar bu sözlerden. sisli lâfîar »tmtvler bir aıısılt lopediye yazarcasına, belirtsuıl»T b:r kez. Hem kendileri. hem ortaklan, h3m cie herkes ögr»nmış olurdu ne bildiklerinı. ne dü^ıir.düklerinl. İşlerine gelir mi bu yola eıtmek cephe nrtaklarımn? Böyle vaparlaraa. tYfOO ben s^nuı gibi milliyetçi değilim» tarrışrnası çıkabilir aıalarında. Böyle yaoariarsa, ı^er b»Jrenmediklerirte anarşist, komümst; va da Anayasnmızın iia1?lar, ozgürlükler macldelerinı \ükst.s sesle okuyanlara «anarşizm, komünizm Vışkırtıcısı» "altasmı kcîayca yapi5tırama."isır f i k Bövle v»parlarsa, seçım uğruna, dinrel C.ıngulara TÜ5vet yarışıca kalkışîmaziar ıl^v:'» bir devlev'e. Kendileıi gibi düşünmfyenlerı kaoa kuvret aösteriienyîe. teleîonlu, mektııp'.u rö?oağı rennelerle. 1961 Anayasamıza emeği eeçnns sayîn değer iki profesörümürijn evine üntnba atmaya > aracak kışkırtmalarla, sustunriaga yelten«>mezlar. Kavram kargaşası biraz avdmlaaıria. dışa serçekten kimin bağlı ildugu cıkivrsr ortaya. Okul suz, doktorsuz, hastanesiz, ecjape;ız. yolsuz, ışik sız köylerımizde yaşayan. is nulınak için kentlerimize, yabano ülkelere göç enen yurttaslanmıza. o balyoz yaralan almıs Arayasamızın bile fanıdığı haklann. örs'irlüklerın hesabtm "ereme^ler. Böyie yanarlarsa AtaıUrkten. ftratürkçülükten m d°nli uzak aüştükleri bu u n 19 Ma;.is, 27 Mavıs bayramiaıınua görüldüğü gibi serilir gözler önüne. Ülkemizde Anayasa 1961 Anayasasında fld yönelis van 1) Hukuk devletine yöneliş, 2) Sosyal devlete yönellş. Birbirinl tamamlayan bu ik) vönellşle 4nava!>amız. Bah demokrasilerine uyguD biçim ve özü aranuştır. Bir vanctan ö^sürlüf^ler g^ivenceye bağlanmak istenmiş, devletin «yasama yürütme yargılama» ırüçlerine, «Anayasa Ma.ikemesi Danıştay Yargıtay» üçlüsüyle hukuk denetlmı getirilmiştir. Bir yandan «sermaye emek» deneesinde sosy*l devlet ilkelerl rözetilmiş, işçiye «grev toplu sözleşme sendika» haklan sağlanmıştır. Kuaca Batı'da eeçerli burjnva bukukunun verlleruuleo esinlenerek ülkemizde demokrasinin koşnllan saptanmıslır. 37 Mayıs, küçük burjuva tüçlerinin ağnr bastıgı hir devrinıdi. Kiienk burjnva, büyfik sermaye çevreleriyle empkçi yıpnlui arasmda UrircikU bir feonumda hulunur. tki vana da bağlanabiJir, hlımet edebillr. 1960 Türkiye'slnde b<linçli örgütld lşçi güçleri çok zayıf olduğuiKİad 2 ' Mavıs devriraciİRiinin ardında emefe dönıik a^ırhKiar voktu. Demokrat Parti «grev hakkını sağlıyacsgımv diye iktidam oturtnuştu 1950*nin 14 ma>ısmda... Tam on yıl bu söziinü hasıraltı etti; ve lşçi sınıfından zorlu bir diretıme çörmertı Demokrat Parti, büyük sermaye sınıfının .ıas psrtisivdi. ama işçi vr köylü kesiminin de büyük bir kesunini peşinde süriikleyebiHyortiu. Bo ortamda, 2" Mayıs devrim eylemi. vapabüeceğinl yapmış, 1961 Anayasasıyla önemli aşarnalan rurtula{iık(an sonra çeri çekilmiştlr. \ma BatiDin anayasal hukukuna özenerek düzenlenmiş olan 1961 Anayasası maılunı fiUcemizde özgün bir nitclik kazanmıştiT. Şöyle M: Batı'da, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay çitıi hagımsL/ hukuk kunımlannın işlevleri tutucudur. Oralarda hu kunımlar, burjuva egemenleıinin yaranna bir lşle\1 sürdiiriirler; ve siyasal iktidara ajirırlıklaruiı koyan emekçi njınlarına karşı göreneksel hukuku korurlar. Blçimsel ve snvut açıdan; bafımsız hukuk kunımian, Batı'nın tutncu hukuk düzenini simçelpr. lürldye'de bunun tenti bir durum oluşmuştnr. Baçımsız hukuk kurumlan, ülkemizde anavasal ilkelerin lrâvenc«si gibi islemişlerdir. 1960'ta bir devrinıci atılımia gerçekleşen sosyal haklann »e gerçekleşen demokrıuik nnkukıın desteği görünmüşlerdir. Çünkii Batı'nın çeçtiçi asamaları başka biçimlerde yaşayan mazlum nlkemizde Katı kurumlarının işlevleri de başka biçimlerde oluşmuslur. • Rir de oların zaman içinde deferlendinnesl vardır. 1%1'den sonra «hukuksal ve sosyal devlet» ilkelerini azgıa sermaye e^emenlerine karşı konıyan haçtmsıı Anavasa kurumlarının nltellkleri gelecekte deeişebllir. Türkive'oe »İTisal iktidann sınıflar densesi, bujriin pmekçllfrin alerhlnedir. Amı lşçi ve köylü yıeınlan, parlamentoda ağır oasarak çofünluğiı kazandıkça Anayasa Mahkemeslnin Türkıyede de Batı'daki işlevini sürdürmesi olasıcür. Huku'< kurumlan, fiikeden ülkeye. toplumdan topluma. camnndan zamana göre değisik Içerikler kaz^nirlar. Buırün Türkiye'de egemen sermaye ce*Telerinin vargfiçteriyle Anayasa Mahkemesine ve Danıştay a saldırmalan, rerçeKte Anayasaya saldırmalan demektir. 27 Mayısuı devrimci stılımı, egemen sermaye çevrelerinin veremivecekleri. ve bn egemenliğin baskısı altmdakj emekçi sınıflannın da •lamıyacaklan haklan 1961 Anavasasına yazmıştır. 1975 Türkiye'sinde demokrattk solun sıntrı yuzde 33 oy oranına dayanmaktadır. Vüzde 67'si sermave sınıflanna dönük bir ters deıvtede demokrasiye tutnnmak isteyenlerio eüvenceleri oluyor Anayasadaki bagimsu kurumlar . Emekçi keslmi, kucük burjuva radikaUerinio 15 yıl fince •afladıkUn haklann billnclne ancak 1970lerin İlk yansınds Dİaşabilmiştir. Son ırünlerde Anadoludan gelen haberler, her yand» bir büyük uyanışın lzlenimlerlni vansıtıyor. Sola ve sosyalizmf sçık deronkraslnln ne demek olduftıımı büyük yıtmlann «nlamaya başladığı döneml vaşıyoraT. tşte bu dönemde Cepbe yönetimi, TRT konusunda en kaba biçimde (önüdüğü gibi Anayasa) hujaıktı çiğnemektedir. Gerçekte hukuk, efemen sınıflann elinde bir araçtır. Bn aracı istedici gibi yontup biçimlendirmek ister egemen sınıf... Ve bn Isi yap&madıği laman da hukuku ve yasalan çlğner... Süleyman OemireJ'in davranış gerekçesi de kökeniııde budur. «Devletin adamı» olmak Politikacılar bildiklerir.ee davrana dursunlar, kamuoyu da ne diyeceginl bilir boylelerine Devlet adamlığına yükselemeyen nice politikacı, boş yük vagonlan gibi gelip çeçer haikın sırtından. Çok çok, ders alınacak davranışlanyla anılırlar. Bunun böyle olduğunu en iyi, en açık seçik görmesi ?erekenler, kendilerıni devletin hizmetıne vermiş yöneticiler: Partilerin degil, «Devletin adamı» olmalan r^eklenenler. Doğrusu, bunu şörenler de vsı. görmezlikten gelenler de. Kiml yöneticiler, tL*%letin adamı» olma onurunu, sorumluluğunu bir yana bırakıp, «partinin adamı» olmaya kutıanablliyorlar! Kimileri, bu «yönetid kıyımı» guÜPrtnde Cumhuriyet tarihünizde Düyük bir yen olan rahmetli Cevat Dursunoğlu'nun o ços sevdiğl deyişe uygun davranma çabasında: «<uı, külâhm gö rünmesin!» demüş Dursunoglu. böv'e davrananlan gördükçe. Kimileri sınrnskte; kimileri de, belki beğenen «bilyüklenmiz» çıkrr umuduyla, kiilâh göstermekte. Hem her fcıyım, bir «külâh l'upışması» ortamı varatmaz mı° Küni yöneticiler «külâh kapmak», kimileri «külâh kaptırmamak» kaygısında. «Sayın Bakanm k&fasından ne geçmekte?», Bakandan önce bulup ona suıunatutkusu sarar kimilerinl. Ya da. «sayın parti büyüğunün» tutarsız, ipe sapa ge)ınez sözlerine anlam kazandırma gönüllüsu olanlar da çıkar ortaya. Ara sıra, «evdekl pazar. çprfiya uymaz»; yaranılmak istenen pohtikacılar, sıkıçmca, bırakı verirler bdyıe yöneticileri kendl başlanna. Bakm son 19 Mayıs •'örenlerinin AnKa a serüvenine: Valinin başkanlı*mdaki Kutlama Komitesl, «hava yağmur, stad çamur, ckuîitr tatile girmekte» sözde gerekçesiyle, ertelemekle de kaimayıp, «iptal» etmiştl törenleri. Sonra da aynı Komite, Atatürk'e billnçle bağlı, gerçek Atatürk çüler seslerini yükseltince. havanm yagmuruna, sndın çamuruna, okullarm ta r ı)ire hemen care ler buldu! llk «iptal» lcaranm alan cö'fvliler j Ç i n j H u . kümet yetklHlerinin dediklerini tegendiniz mi? Yeni değil ki... Politikacılann bu çeşit davı&n:ş]arının, cagdışı açıklamalarının doğruiufunn kanıtlarna çabasına girişen yöneticilerin unutulmayan başka ömekleri de var. «Güzel Tstatınui» heykeli, CHP • MSP ortaklıgınm yüz «arası olaıak geçti hem sanat, hem sijasâl rarihimize. O 7arr.an da Başbakan Yardımcısı c!an MSP Saşkarı neler scylemişti bu heykel için! MSP'li gazeteler, aile top luluklannda okunamayacaic saldınlar yajinlamışlardı. Ortaklışın MSP'ü Içişieri Bakanı kaldınlsın lstemiştl heykel konuldugy yerden. Heykel, bir gece, kaçırüırcaınna, sökülüp alındı; gözden trak bir kumsala stıldı. Kimin ayıbmı örttü bilinmeı. bir branda beıi altıiîda yattı zün lerce. Istanbul Valisi ve Beledlys Ea^kanı, «HeykPİ îevksız oldugu için kaldınldı. Kaldırma karannı heykelin çıplak olmasmdan aunadılî» gibilerden. çizmeyi de, yeteneklerini de eşan, künseleri ınandırmayan açıklamalar yapnuşlard] olay üzerine. Asıl böyle açıklamalar Uzücü oluyor; umut kınyor: Aydınımsı görünüp, kaçarraklı, «ne şiş yansm ne kebap» davTamslan yck mu? Üstelüt, söyledlklerine Inamlsın da istiyorlar' Ya «Hilâfetin Iraldınlmasını anma pulu» olayı unutulur mu? Bu konuyla iigılı o zamanki CHPTi Bakan da kulağı MSP ortağmda pulun «zevksiz» çizllmiş olduğu için surümclen çekildiğini «açıklamıştı!» Ne var k<. «zevklisini» <rtz dirme olanagını bir türlü bulf.:ribaılar! Bir başka çelişMli turıtpı da, lialkın artan bir umut bağladığı, çağdaşlığm teg temsilcisi gö rünen CHP'de: Eğilecekleri sorun kalmamış eibi ülkemizde, çok deger vereres «transfer» cttikleri bir politikacı CHP'ye firis Hldirisindeki imzası kurumadan «Hafta tatilinn cumaya alınması», «Devlet memurlannın cuma günlîri 10.30 13.00 arası Jzinli savılnıaîan» önergeleri «Khaos»mu? Yunan'da ilk fllozoflard«n Hesiodos"a göre, beslangıçta «Khaos» vardı. Sayın Prof. Macit Gökberk, düşünmenin serüvenmi «nUtan özltt yapıtmda (Felsefe Tarihl, Anksr* 1974, s. 25) şbyle yazryor: «Khaos, (e3neyen boçluk) detnektir. Bu da bize, hiçlıği, boş uzayı. boş raınanı, kendisinden sonra büriin varoianlsnn olusacagı, o difeenste, karmaşık yıgua tJüşîindtirüyor.» Başlangıçm sonu mu, sonun taşlangıcı ı»n dersiniz. birl, geri getirilmez pecmişin kalın'Jlarma bulanmış, Cephe ortaklarmra Bözlerin* göre, «manevryftT.cı» ama «seıwst teşebtnls» ve «feodal toprak düzenl» jraniıs?, bcşka deylmle «maddiyatçıhğın, çısar tekelciliğinin daniskasi)) bir düzen savunucusu; ötekl, çoğunluğun mutlulaguna, çagdaşhğa, yarınlara dönük itd <Jtin?a görüşlü toplumumuzda varanlar bu toraki Khaos'a bakıp? J OPRAK HAYHAMI ibrahim TÜRK kerr.elerinde. Tüm aydınlar, yurtseverler toprak agalığının artık ulusal bir düzen olamayacağım savunuyorlardı. Çeşitli il ve ilçelerde kurulu bulunan birliklerin tüzükleri bunu öngörüyordu. Gene böyle bir haziran ayı idi. îşçilerle Î5ğretmenler dayanışma içinde bir birlik kurmuşlar, agahğın düzen dısı sayılmasını Istemişlerdl, amac olarak. Onlann bu amaçlan yasa dışı sayıldığı için aylarca yargılandılar. Yargılama sürerken. hüktimette ve çeşitli kamu kuruluşlannda Toprak Reformu Yasası gündeme alınmış tartışma konusu yapılmıştı. Toprak sorunu en azından tüm cumhuriyet yıllannı böyle içeriyor; bir yanda reform tasanlan, öte yanda, toprak ağalığınm dilzen dışı edilmesini isteyenlertn acüan, sancılan ve özgürlüklerini yitirmeleri. Dahası, 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu 1945 yılında yürürlüğe girinceye değin de böyle olmuştu. 11.6.1945 günü yasalaşan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu acüan durdurma umudu getirnüşti. Ama yasa ne yazık ki bu umudu boşa çıkaracak nitelikte yapümış, toprak ağalığuu düzen dışı saymayı öngörmemiştl. Yasamn amacmı düzenJeyen, degişik 1. madde bu kanunun güttüğü başlıca maksatlar şunlardır. diyor, arazisi olmayan ya da yetmeyenlere arazi verilmesinl, üretim araçları sağlanmasını. işlenmemiş topraklann da böylece işlenmesini istiyordu. Aynı madde ile arazilerin yüzölçümleri, küçük; (500 dönüme kadar), orta; (5015000 dönüme kadar), büyük: (5000 dönümden yukarı) diye sınırlanıyordu. Demek yurdumuzda, 5.000 dönümden büyük araziler de vardı. Vardı ki yasa bunu sımrlama sırasma sokuyordu. Gerçekten de, 1963 tanm sayımına göre, yurdumuzda, 5.000 dönümünden daha büyük 412 işletme vardı. Aynı sayıma göre, 5005.000 dönüm arasındakl lşletmelerin sayılan da 2.000 yakınlarındaydı. Başka biı anlatımla, 2^00 toprak ağası tanm ekonomisine egemendi. Bu sayı 3 milyon toprak işletmesi içindeydl. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, özel kişilerin kullanımında bulunan ve asıl ekonomik ve sosyal sorunu yaratan topraklara pek de ilişmiyordu. Yasaya göre. ilkin dağıtılacak topraklar, devlete ait olan topraklar olacak, arkadan öteki kamu tüzel kişüiklerine, sahibi bulunmayan arazilere, kurutulan yerlere el konup dağıtılacaktı. Yasamn 8, 14. maddeleri, ile toprak ağalığı düzeni konınuyor, ancak özel kişilerin 5.000 dönümü geçen arazileri dağıtıma konu ediliyordu. Yasamn tam uygulanması halinde bile. 2.000 civanndaki toprak işletmcs; ve onlann sahibi bulunan kırsal burjuvaziye ilişilmeyecekti. Bu umutla yola çıkıldı. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu toprak sorununu çözecek, topraksiî köylüler de insan onuruna yaraşır bir yaşama ulaşacaklardı Uygulama sonucunun beklenmesine gerek yoktu. Bu yasa, toprak ağalığını düzen dışı etmeyi amaçlamıyor, ağalığın köylü üzerindeki sosyal işlevini kaldırmayı da istemiyordu. Bu yasanın en önemli amaçlarından birisi, kurtuluş savaşlannın bitiminden beri, kırsal kesimlerde biriken öfkeleri, umutlar: oyalamak, köylünün iktidara olan güvenini sağlamak mıydı diye zorlanıyor insan. Zorlanmaya gerek yoktu. Otuz yıldan beri yapılan uygulama yasan:n konmasını ısteyenlen amacına ulaştırmıştı. Ama umut fakir'n ekmeği idi. Otuz yıllık bir laman kaaanmıştı toprak aealığı kurumu. Dahası. Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun, bu yetersizliğini saklamak için dört gün sonra, 15.6.1945 günü 4760 sayılı yasa ile bir de «Toprak Bayramı» konuyordu. Bayram yasasmın tamamı üç maddeden yapılmıştı. Birinci madde; Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun kabul edüdiği 11 haziran tarihini takip eden pazar günü her yıl toprak bayramı olarak kutlanır, diyordu. Ama, köylümüz hiç böyle bir bayramı yaşamadı. Bayramlar, kara günlerin ak günlere döndüklerinl simgelerler. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile bayramı topraksızlar değil, gene toprak ağalan kutlamıştı. Kanun yürürlüğe girmeden önce, 1000 dönümün üzerinde toprağa sahip olanların sayılan 450 civannda iken 1954 yüında yapılan sayımda 92S'ya yükseldigint görüyoruz. Bu da gösteriyor ki Çiftçiyi Topraklandırma Yasası ile, kamu tüzel kişilerinin kullanımında bulunan topraklann dağıtılması: yeniden 1.000 dönümlük toprağı kullar.an 500 toprak ağası daha yaratmıştır. Çiftçiyi Tocraklandırma Kanunu ile saptınlan birikim, bugünkü yürürlükte bulunan yasa ile yeniden daha ustaca saptırılmaktadır. Kamuya ait topraklar kalmayınca bu kez, özel kişilere ait topraklann kamulaştınlmasında pilot bölge yönterrü uygulanmaya başlanmıştır. Böylece toprak ağalığı uzunca bir zaman daha soluk alacafc ve düzen tarafmdan korunacaktır. Urfa Uinde başlayan uygulama böyle bir eğilimi içermektedir. Ve gene Urfa ilinde yapılan uygulama otuz yıl önceki topraklandırma felsefesini taşımaktadır. Burada da topraklar; «Kişilere toprak» ilkesi yerine, «Kişiye toprak», ilkesine göre dağıtılmaya çalışılmaktadır. Kişiye verilen küçük toprak parçaları ekonomik yönden büyük zorluklar çıkaracak, aradan yirmi yıl geçmeden topriklar gene üretim araçlanna sahip olanlann ellerinde toplanacaktır. Gerek yurdumuzdaki uygulamalar, gerekse Hindistan, Venezüella gibi Güney Amerika ülkelerinde yapılan uygulamalar bunu göstermektedir. Topraklar. Mısır'da olduğu gibi, birlikte işlenecek biçimde dağıtılmadıkça, agalık düz«n dısı sayılmadıkça, yasama meclislerinde köylüler ve işçiler çoğunlukta olmadıkça, topraksızlar ak bayramlar kutlayamazlar, kanımca. GÜNÜN tDEAL KÎTAPLIK Serlsinin 47. Kltabı KİTAPLARI G eçen dönemde yüzlerce ögretmen, lşçi ve aydra toprak düzenini eleştirdiği için yargılandılar, Sıkıyönetim Mah Baskan Yaymlan A.Ş. BORA P.K.78 Tophane yayınlan istanbull Lângelot ve Sarı Denizaltı Dağıtım: BATEŞ FRUKO FRUKO bir EGON LARSEN ısterne odre* PK 226 lozıtoyonJt daha m (Ajanstek 75: 1262» 4602 GENÇLER iÇiN KORE SEYLAN 0EIVBİMİ 1971 NİSAN ÜZERİNE ASAKLANMASI ıot/ ]0tl kim il sunq^ (rTwijeweera/f.hallklay TEKNİK TARIHI Horst Erdmann Verlag ve May Yayınlan Ortak Yapımı May Yayınlan Cağaloglu . Istanbul HALLIDAYMcCORMACK Bavındıı Iık Bakanhî ı DEMİRYOLLAR; LiMANLAR VE HAVA MEYDANLARI İNŞAATI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 63 milyon tahmlnl keşa bedelll Eregli (Bozhane) Balıkçı Barmağı Rıhtıro Tevsil tnşaaü lşinin eksUtme sureOyle yapılacak ihalesine iştirak edecek müteahhltlerin seçimi ile ilgili Uan: 1 Türkiye Cumhuriyeti Bayındırlık Bakanlıgınca; Ereğli fBozhane) Balıkçı Barınağı Rıhtım Tevsii tnşaatı 6237, 7305 ve 527 sayılı kanunlar hükümlerine söre eksiltme suretiyle Ihaleye çıkartılacaktır. Söz konusu inşaat taahhüdünü meydana getiren başlıca İ5 kalemleri özet olarak: Beton bloklu nhtımlar dolgu, tarama, saha kaplaması. su. elektrik. ve drenai tşlen ile balıkçı depolan tnşaata. 2 Bu ihaleye İştirak etmek için veterliü Delgesi almak isteyen flrmalar ihaleye girebilme şart.lartnı Kapsayan başTurma büdirilerini 6.6.1975 cuma günt' saat lO.OU'dan ttibaren resıni tarilter haric mesai saatlen dahilinde «KarayoUan Sitesl B Blok Yücetepe ANKARA» aaresındek: DLH İnşaatı Genel İfüdürlügü Müşterei: Teknik HizmeîleT Dalresi Baskanüğına dilekçe ile müracsat edere< alabilirler. Gerektiğmde istekiiler aynı yere rrüracaat ederçk ıtı&ıe evrakus tetklk edebihrleı 3 İhaleye iştirak etmek için yeterlık beıgesj aımak isteyen firmalar. başvurma bildinsinde oelirtilen bilgı ve belgeJert 20/6/1975 cuma günü saat ll.UO'e Kadar aynı adreste Müsterefc Teknik Hızmetleı Daıresı Başkanlıgına maSbua karşüıgında ve vazı ekinde vermelidir Pos'ada vâKl Olacak gecikmeler nazan itibara alınmaz. 4 Belgelenn mcelenmesmı müîeakıp ihaleye ıştıraKi uygun görülen fırmalara gerekli teblığat yapılacak ve ihale evr&kı verilecektir. tlgililere ilân olunur. KARANLIKLAR BİTERKEN V.I. LENIN GÜNÜMÜZDE İ ÜNÜMÜ JAPON . " EMPERYALIZMI SESA GEDA DAGITIM Materıalizı ve Rıııpiriıkritisizı uup ı: 29.TL fBlrlnel klUpçıktı) H»Ü.IS.TL AŞAMA YAYINLARl RK:3ia YenişehirAnkara çağrı yayınevi PK.568 KızılayANKARA HALKIN lOHaziran 1975 200 Kuru* SOSYAL >WINLAR Farihi yaratan biricik qüç halktır iÇiNDEKiLER TOPRAK! HÜRRİYET! BÜTÜN BORÇLARIN İPTALİ! FAŞÎZME PAYDOS! * Çocuk îşçiler Üzerindeki Baskı, Dayak, Küfür ve Angaryaya Son! s^ Çocuk Îşçilerle Konuşmalar * TÜRKİYE'DE MÎLLt MESELE ÖZÜNDE KÖYLÜ MESELESlDtR '2> * Edebiyat ve Gerçek * SOVYET KIRL1K BÖLGELERİNDE KAPİTALİZME GERt DÖNÜŞ * Kitap lar: •Devrimciler Faşızmi Yargılıyor» Vazışma adresi: P.K. 1112, Sirkecl. tstanbul. Abone şartları: Yurtiçı yıllık 100 lira, altı aylık 50 lira. Ç«vir«fi: C. Korokayo Lenin, bu ün!ü eserinde, yuzyıiımızın bcslarındo bilim oiamnda yapılan bir sıra önemti keşiflerin idealistce yorumlonmasına dayonan bazı öüşünurlerin. marksızmi yıkmak veyo tohrif etmek yolunda giriştikleri denerreleri tenkit etmekte ve genış bilımsel ve felseti kulljruyle tabiat bilimlennm diyalektik moteryalist bir senteziri sunmoktadır Kitop. ingilizce ve fransızca nüshalorından, büyük bir titizlikle ve mümkun olduğu kadar kolay anloşıimasın sağhvocak bir acıklık ve sadelikle dilimize çevrilmiştir Buyük boy. löke kapak, fiatı 25 liradır P.K. 716 istanbul Istaibul Dağıtım: GEDA, Cağaloğtıı/lsîanbut An«aro Doğ'tım: Aydın Kitabevi, Kocabeyoğlu Pasajı 117 Aakaro S O S Y A L Y A Y I N L A R MHiplZMVE RlflKRtnSlZH ıj.lcıi SUNAR iBasm: 16SKJI 4610 i L AN Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. den Eleman Ahnacaktır MontaJ ekibmde Vinç Oner%tört* olarak çau'jtırılmak üzere aşağıda belırtüen ft7.ellikl«?ıe haız eleman alujacaktır. ARAMLAN S^RILAR: 1 2 3 4 ö 3ü yaşuu geçmemış oımaiî Aikerliğmı yapmış olniBA Ağır rasıta ehliyetlm naız olmak Daha ^nre vinç operatöru olarak çalîşc.ış olmak. Sanat Ensfi'ij?t> Motor Bölümü msztınu olmak tercıh sebebıdır tsteklilerin ış saatlen dahiltn'ie Türkiye TeKcr Fabrikalan A.Ş. Genel MüdürlüğO Mı'naipasa Oarldesı. No 14. YENİŞEHtR ANKARA adrpsınde, Persone) Uaues' Baskanlıgıns müracaat etmeleri rica olunur (Basın: 16632) 4611
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear