Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
irJ indlstan'dan başlayan, PorteHz'den geçip, îsveç'e kadar uzanan bir arayıs var. Bu arayış, demokrasiyi sağ, ya da sol tekellerin ve dıktalann aracı olmaktan kurtarmak isteyen bir akımı deyimler. Kendimm, bu evrenin bunalunlanndan kurtanp duruma bakacak olursak acaba ne görürüz? Demokrasiyi, bir yandan kapitalist burjuva ka lıpları içmde uğradıgı darlıktan kurtarmak isto yen, öte yandan da yine demokrasiyi bir merkez sel bürokratik sol diktadan da kurtarmak 15teyen bir çağcıl demokrasi arayış içinde mıdir dünya'' Eldeki verileri tümü ile nesnel bir irdelemeden gççırirsek acaba şunu mu görüruz? Bilindiği üzere bugünkü Batı, bir burjuva devinırai (hareketiı içinde doğmuştur. Onun felsefe sinin siyasal ilkeleri; özgiirlük eşıtlik mülkiyet gtivence âdillık ilkelerinden oluşmuşrur. Bu felsefe hberaldir. Çünkü tanıdığı olanaklar «herkese>dir. CUMHURlm 10 Aralık 1975 H OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ARAYIŞLAR Prof. Bahri SAVCI rln üretim sürecine ve toplumun kendisine yabancılasması; bu yabancüaşmanın üstune, artık değerin ve üretim yönetımının tekelleşmesınden doğan bir yükun bınmesi ile, bir kargaşalık bir dıdısme bır bunalım . İşte Batı bundan kıırtulmak istiyor. Coğrafya sı ile değıl. fakat siyasal sıstemı ile batı ailesı ıçine giren Hındistan'dan İsveç'e kadar uzanan bir şerit içinde. bu kargaşakktan didişmeden bunalımdan çıkma yolu aranıyor. f Örnefin Kindis an'a bakalım: Hindistan, plan ü bır sosyalıst yöntem» ile <bir sosyalist toplum. aramaktadır. Bunu. çoğıılcu bir siyasal yapı içinde, .parlamanter demokrasi. mekanızması ile yapmak ıster. Fakat Hindistan'ın sosyal yapısı. geleneksel bir çerçevede katilaşmıs durumdadır. Dıl din siyasal basamaklar yüzünden, bu üike, çok karmaşık bir toplum olmustur. îşte bu karmasıklık içmde, onun planlı sosyalist vöntemı de bır saomaya uâramıstır. Ortaya. kapital sınıflannın tekeline dayalı bir ekonomı çıkmıstır. Bu ekonomi nin üstüne de bır yerlı ve uiuslararası sermave tekelmin esemenhğı oturmustur Övle kı, yerlı ka pital. uluslararr.sı sermaye tekelinin ajanı durumuna gırip ülke ekonomisıni, bir sömüril ekonomisme dönüstjrmüstür. İşta şimdı Hindistan yöneticileri. hem ülke ekonomisini. hem d° siyasal ve sosyal yaşamı, öz gürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşturma yolunu aramak zorıında kalmışlardır. Bu arayış, özünde. ulusal ekonomiyi ve Işgü cünu one alması ile bir çağcıl demokrasi arayışı teşkıl eder. Fakat Hindistan'ın sımdıkı yöneticile rır.in davranışlarından ve eylemlerinden, bir .faşızme varış. da dogabilir. Portekız'e gelınre Orası da karmaşık. Faşizm arıtlanmış gozuküyor. Fasızmm baskısmdan kurtulmuş olan bu ülke. çağcıl, fakat yerü ve demokratık bir sosyalizm aradığım soylüyor. B J ülke. 1974 nısanında boyle bır süreç başlat mıştır. Önce açık bır faşizmi arıtlamıştır, şımdı de halkın sesıni ve ıradesıni yerleştirmek ve geiış tırmek istemektedır. Ama bunu yaparken; bir yandan. orta karar bir burjuva reformcuîuğuna saplanıp kalmak is temıyor. Öte yandan da. tepeden ınrae burokratik bır kollektivizme, sekter bir öğretıye sekter bir azınlığın sekter merkezcı ıradesme tu'sak ol mak istemıyor. Istedıği; msar.ın, insanı sömürme sıne son verecek bir toplumdur Su anda Portekiz'de Vt 76'hk bir halk potansiyelını bır araya getirmiş olan sosyal nıtelikh bir bırım var Bunun içındeki demokratik güç'.erden bir saglam topiumsal bîok kurmak Ister.iyor. Bu blok. fasizmin sermaye gnıo'.annm tvtsağı mmrs olan ekonomiyi, şimdi. artık, en voksul olar.lann ve üreticılerın ekonomisi olmaya doğru geliştirme ile görevli olacaktır. Adı geçen "« 76lık halk Dotansiyeli, şimdılik üç kanada aynlmıs durumdadır. Bu kanatlar. bırbirıyle bir ıç savasa bıle girebilirler. Ama, böyle oldıgu halde. birleşık bir ara yış iç:ndedırlpr. Faşizmi arrıavan Nisan Devrımı nm halkçı ıdeoloüsine sadık kalarak, el:onomıyi yoksullarınüretirılerın ekonomisi haline getır mek.. Bunu da çoğtıleulugıınu yıtirmem:"; top'um ıçinde, hiçbır diktaya ve hiçbir tekele düşrneden, bir sosyalist biçera içinde yapmak.. Batı'nın Çırpınışı Fakat burjuvamn üretim blçimt olan liberal kapitalizm, zaman içinde öyle bir sonuca varmış tır ta, «artık değer. hemen hetnen tümü ile, burjuvanın tekeline düşmüştür. Zaman içinde. Batının doğal sayılan uretım biçim: artı değeri burjuva tekeline vericı bir nıtelik kazanmıştır. Kapitalizm bu noktaya şöyle bir taktlkle gelmışt:r: Üretım güçleıinı ufalamak; çağcıl teknığin ve bilimin getirdiği olanaklarla son derece genişleyen bir işbölümünün teknikleri içinde, iş guçlerini bütün uzmanlıklanndan soymak; boylece işgücünü üretimin basit bir vidası haline getirmek; çağcıl tekniğin ve bilimin yarattığı makineler ile işçinin yerıni doldurarak, bıiyuk bir ıss;zler ordusu yaratmak ve bunu işhlerin karsısma rakip olarak çıkarmak; böylece tüm emeğin bütün leserek bir güç haline gelmesini önlemek; emeğm buldufu sendikacıhğı sadece ticret ayarlama sı işinde sınırlamak; bu sendıkalarla vapacaSı v.cret pazarlığmda zaman zaman ödünler vererek, sendikayı ve temsil ettiği işgücünü, bu kez kendisi ile bütünleştirmek; yani işgücünü kendi kur duğu düzenin bir parçası haline getirerek, onun, adı geçen artı değer tekelleşmesine karşı çıkma sını önlemek... İşte böyle olunca. son yıllarda, burjuva siyasal duzenı. temeldeki liberalliğini (yanı tum hak larm ve özgürlüklerin herkese olmasmı) yıtirmış tır. Ama dünyanın bütün bilim adamlarmın sapta dıgına gbre, durum ıç açıcı olmamıştır. Lıberal demokrasının ış dünyası ile burjuva dünyası ara sında kurduğu uyum bozulmuştur. Sermaye bırıkimcüiğı ile bir burjuva egemenhğı doğmuştur. Bilim ve tekniğin gelişmesı ile elde edılen teknik gelişme sayesınde de teknokratlar ve bürokratların egemenliği doğmuştur. Buradan da şu sonuca vanlmıştır: Üretenle Nereye Varır? tste bu biçem. (üslup) bir çağcıl demokrasi arayısını teşkil eder gözükmektedır. Cünkü bu arayış ftabıi söylenenlere göre) tüm özgürcüdur: Önce bir daha faşizme düşmemek dilegı ile ozgürcüdür. Sonra sekter bır azınlığın sekter öğretısine, ondan doğacak diktaya. bu dıktayı deyım leyecek olan bır azmlık ıradesine dıjsmeyi reddet mesi ile de özgürcüdur. Ama, bu biçem. aynı zamanda bıçimsel ve yüzeyden bir sosyal lesme ile, batı sosyal demokrasisinın bir kankatüru durumuna düşmekten de kaçınmak ıstenmektedır. Ama bütün bu amaçlarda Portekızın başında bir soru çengeli sallanıp durmaktadır: Özgyrlük ekseni üzenndeki çafcıl demokratık karakterı ile belıren bir ybntem bulabilecek mi? Bunlann dı?ınd», batı demokraslsinta üç kla»ik orneğinde de bir çağcıl demokrasi arayışı gözükmektedır AvusturyaFederal Almanyaîsveç, şur.dıye kadar bılinen nıtelikleri içindeki kapitalizmden yaka silkenlerin aradığı «bir başka türden sosyalize olmayı başarmış çağcıl demokrasi» dır bu... Yukarda vaktiyle libera! nitelikte olan burji> va ve onun üretim biçiminin, zamanla iki tekelciliğe düştüğünü belirtmıstik: Kapital sınıflarmı elinde sermaye birikimciliğinin teşkil ettiği tekel, ve. bürokrasi ve teknokrasinın elindeki işin yöne tımi tekelı. Adı geçen üç ülkenln başbakanlannın daha altı hafta önce saptadıklarma göre, işte bu iki tekel karşısında sosyal demokrasi de zayıf kalmak Udır. Sosyal demokraside devlet; serbest, rekabet' serbest pa2ar temeMne dayalı kapitalıst ekonomi olayına kanşmıştı. Onun yerine, plancılığı getirmisti. «ts»i korumuştu. Hatta. işin ve ilcretin öte smde kalan daha genış çapta topiumsal korumalar da getırmışti. Fakat adı geçen çifte tekelleşme karşısında sosyal demokrasinin geti'diği bütün bu koruma lar, gene de zavıf kalmağa başlamıştır. Cünkü sosval demokrasi geregi emek. tam karsılığını is terken; kapitalizmin gerektirdiği ve uyguladığı «ıleri derecede sermave lirikimciliği» emeğin bu ısteğmı yerine getirmez olmustur. Ayrıca. ekonomi. müthiş bir •tüketim ekonomisi» dunımuna varmıştır ki. bunun içinde. emek, çok zayıf bir f d'i*rımdadır. Bövlece or ada bir sosyaî demokra sı buiunmasına karsm emek. kendi gerçejine ve îrereğine ters bir yöne ıtılmiş duruma düşmüştür. öyle ise, adı geçen üç ülkenın başbakanlannın ıstedigi üzere. yeni bir aşama aramak gerekmistir. Öyle bir aşama ki, onun :çmde, önce, ser mave bınkimıni kapıtalistin btıyruğtmdan ve teke lmcien kunarmahdır (iireırnden. ısçi adına bir bölümü ayırarak). Sonra bu birikimin bundan böy le. sonsuz bir tüketim tophımu yaratmak için de ğil, bır tasarruf ekonomisi toplumu yaratmak içın üretime vurulması sağlanmalıdır. Bu îkisini yapabilmek için de: almacak tüm ekonomık kararları. özel sektör sermaye birikim cılerivle bürokrat ve teknokratlarının tekelinden de k'irtarmak gerekır. Bu: hem bınkıme, hem de bu birıkimi ekonomıye vurma kararma, (yani ekonomik kararat ve bu kararın uygulama sürecine, (yani yönetime) ışgüçlerinın ortak ılmasıdır, katılmasıdır, ka nşmasıdır. Böylelikle birikim tekeliekonomik karar tekeli ekonomıvı yürütme tekeli kırılarak. tüm demokratık guçlerin neîes aldığı bir topluma ulaşılmış olacaktır. Bu; bir çağcıl demokrasi arayışı tçinde sayılacak bir oluşumdur. Onda da öteki arayışların başındaki soru çengeli vardır: Üç Başbakanın arayışı da, bilınen kapitalizmin. (yine tam kendi çerçevesi içersinde) bir başka türüne m: varır? Ipek Yolu oğu zaman bllincine varmadan knllanınz bazı sdzlerl «Türidye Doğtı İle Batı arasında bir koprüdür» lâfı ds çoju kişinin kullandığı, biidiğl. hiç olmazsa duydnfu bir tiinıcedir. Ama bu tümcenin dünya tarininde önemli gerçeği vurçuladığını unuturuz. Gerçekten 16'ncı îüzyıl ortalarına değin. Doğu ile Batı arasında bir köprüydü Anadolu. . Osmanlj Devleti, adına «îpek Solu» denen bir «transit» bölçesi üstüne kurulmuştu. Selçuklular döneminde yoğunlaşan yollar. hanlar, kenansaraylar; Asya'nm ipek ve baharatını Avrupa'va taşıvan kervanların rahatça akımını sağlıyorlardı. Osmanlı kııruhışlan, bu akımın can ve mal Küvenliğini üstlenmişlerdl. Otuzkırk kilometrede bir kervansaray ve arada haniar bulunurdn. Yoltar ve k5prüleri. bir fırgiit. sürekli biçimde denetlerdl. Geçiş çizçiierl üstünde bulunan kasabalar, kentler. ulaşımın gerektirdi|l ticaret ve zenaat. .va da ikmal hizmetlerini verine eetlrecek biçimde oluşmuşlardı. Antep'te çlzme. avakkabı: Maras't», nal. mıh. çivi, zinclr, fem: Konya ve Afyon'da keçecllik; Sivas ve l şak'ta, yavçı, seccade. halı . Kervanların taşıdıgı mallardan alınan türlü haraç ve resimler, Devletin 8nemli bir gelir kaynağıydı. Tarihsel gelisnıenln nedenlerin! kurcalavan ve zamanla Anadolıınun niçin yoksullastığım araştıran kimi uzmana före «tpek Yolu»nnn eözden düsmesi, Türkler besabına bir önemli dönemeçtir. Yeni Dünva 1492'de keşfedildl. 16"ıncı >üz>n!da Atlantik Okvanusnna ve Amerika'ya açılan Avrupa için, Anadolu kervan vollan önetninl yltirmistir. Acık denizlerde ıılaşımın ilerlemesi de kervancıiıgı öldör>> dü. Amerika'ya vönelen vağma furvası Avrupa'ya daha çekicl eeldi. Sonrald dönemlerde i<« Batı doknmacıhgi zaten Doğu'nun el tezrîhlannı öldüreeek biçimde makineleşti. tpek Yoln'nıın barılan kervansaravian da önemini yltirmiş birer anıt fibl kaltlı Anadolıı topraklannda; vızır vızır kenanlann geçtiği yollar ıssızlaştı. • Ne var kl. son villarrta bazı çarpici haberler Izledlk R»zetelerde .. Hippilik tnodası Batı'da almış vürfimüstfi. Avrupa'dan yola çıkan Hipplier, tpek Yoln'nu vrğliyerek Anadolu üzerinden Hindistan'a de?in uzanıyorlardt. ABD, lldncl Dünva Savasmdan sonra Türkive've karayollannı yapmak İçin makineler vermiş: ama otomobil, kamyon, traktör, otobüs rabrikasi vermeve yanaşmamıştı. Biz valnız karavollannı düzenlevecektik: Amerika bize motor satacaktı. Nitekim bu proçram çevrek vÜ7nl sürdfl. Ülkemlzin vollan azbuçtık eelisfnce. bu kez topraklanmızın fi* tünde TIR kamvonlannı eörmeye basladık. Halkımızın kervancılık çeleneçi zaten vardı. Avrupa'dan jrelen TTRnar, Ralkanlan asıp Boğaz'ı reçivor, Orta Anadoln'dan Doğu'va, İran'a uxanıynrlardı. Hem ticaret. hem kaçakçılık tçin blrebirdi TIRIar .. Istanbul Boçan'na köpru yapıldıktan sonra isler daha kolavlash. L'luslararasi bir kumpanya kısa Kürede oturtuvermisti Boğazın üstüne kBpröyü... Bu arada Akdeniz'den Karadeniz'e Tuna nehrinden kanallarla Avnıpa'nm kurevine bir su volu tasansı çıktı. Beri vanda tran, aşın petrol pelirinden Türkive've kredi açmanm kosııllarım şövlece ileri sürfivordu: Ankara. Anadolu'nun Doçu'ya açılan ynllannı ewılşletecek: şebekevi rahatlatacak: bu vollara bağlanan Karadenlz limanlarım yapacakti. Cephe Hükümeti. Istanbnl • tskenderun arasmda t»m »nlamınri» bir venl otovolnn bedelinl. Planlama Teskilâtına hesaplatıvordu. Demirel'e vakın çazeteier. Devletin «BoSaz Knpriisü eibi» paraiı karavollan vanman gerektl&ini vaziyoriardı. Devlet Hava Yollannı reırftli bölçelere doçrn tenişletecek «ö/ei Ha\a Yollan» ıririMmi hazirlanmıstı hile... Yabancılann da Ise karıştıçı bir şirket. kiiçük uçaklarla ba işi yapacaktı. Avrupa'dan başlavip Türkiye'den fecerek tran • Paklstan • Hindistan'a ulaşan tpek Yolu canlanacak mıydı? Ortadoçu kımılkımıldı. Petrol üreten ülkelcrln par»> sal itici çıiçlerivle, voksul halklann devrimci özlemleri birhirine kansıvorHn Ratı. ^ w i v vitirmlsti percekte . Ama hem ekonomik ilişkllerini jteliştirmek zonındaydı; hem de TürkHe Iran • Pakistan kusasım kanitalizmin sancılanan föbesine sarmak i<itivordu. Ankars'nın tutucu iktldarlan da ne vapıp edip. tran'dan ve Sundl Arabistan'dan bir şeyler koparmak Szlemlndevdiler. ** » 4 ire^ıi ffbeR tolîr» Wf kez *nadolu'vu kurtaracak mıydı? Tarih. kimfne «öre Tİnelenlrt klmine pöre değiserek süreçeliı. Çaftmn; İse keBi»ncılıkla toplumların kurtulamavacaklarını sövlüvor hizlere Türkive Doeu İle Batı arasında belki veniden köprii olacak: ama hem «Dofu». hem de «Bıtı»nın anlamlan enkisinden o denli defi$ik kl; aralannıia köprii kurma\a bile gerek kalmadı. Çini, ya da Sovyetler'i Doğulu sa\übilir miyiz artık? Ç Değiştirin Kordelayı... OKTAY AKBAL Evet Hayır Öğretmen'in Çabası Gerek Gerek tlk, ya da Temel, gerekse Orta Ocretlnıde. ozellıkle. IX. Eğitim ^orası k&rarlannın uygulanmayo baslandığı 1974 1975 Ders yılından bu yana. Ö£retmene yeni çorevler yüklenmiştir. IX. Eğitim $urası. olumlu olumsuz bırçok Kelişmeleri. Efeıtim bakımından saptamış. uu özelliğı ile de bır döniım noktası olmuştur. Bu gelısmelerden biri, hemen her okulda en az Iklli Öğretim ^'apılır hale gehnmesidir. Bir başkası Cmnmrtesi tatilinin getirdiği zorunluMardır. tlkin. bu vazıda. öiretlm'den çok Eğitim konusunu ele alacağımızı belır'eüm. CKsa bılindiji Kibi Okullanmız, «kaçmaktan kovalamaya zaman bulamamak» diveceğimiz bır sgitime de uvarak. daha çok ö&retime ajtırlık vermislerdir. Eğitim ikinci plandadır. Eğitim calışmalan. genel olarak. tek tek öfcretmenlerin benim«edigi ölçiide. öğrctim çalışmalarının ıçıne. el dejrdiğmce. zaman bulundıığunca serpiçtinlmiş durumdadır. Bu seroistirilmenin ötesınde hemen hemen bir tek. «EGİTSEL CALIŞMALAR» içinde kendüie baslı başma ver bulabilmektedir. Eğıtsel ÇaUşmalar, EGtTSKL KOLLAR aracılığıvla yürütülmek tedir. Bunların savısı smırlanma mıştır. bir lıste, azaltılarak, va da çoialtılarak uvgulanır. IX. Sura kararları urgulama^ına değin. ÖKretim. maas ve ücrct karşılısı iken. Keitim. özellikle Knl Görevi. tümüvlp Maaşütz ve tcretsizdi! Devim verindevsp, ftKrctlm Profesvonel, Eeitinı İse amatnrdö. IX. Sura. eğitime de belli bir profesyoncllik getirdi. Şimdi bunu acıklavalım. Yukarda da degindigirn ?ibi, değısıklik zorunluklardan geliyordu. Tekli öğretimde. daha çok zaman bulunabildiğmden Eğitsel Kol'un amatör. ve amatör ruhlu oğretmeni, özellikle çarşamba giinü riğleden sonra okula eelir, Kola ayrılmış oSrencileri ı!e bu çalısmalan vapardı. Buna karşı bir para almaz. senellikle paravı ak'ma bile eetirmeıdi. Bu durum başka meslek sahit) Ierine tııhaf selebilir. Ama öğretmenın özvprisı. amatörlüğü bundan ibaret değildir ki. Kısaca deeinelim. Rahmetli Hasan Ali Yücel'in bakanlıfı sırasmda bir milletvekili. öğretrnenin çahsmasını ispatlamış. Övle va. sövler misiniz. siz seoelevm mısıl mısıl ııvurkcn. va da televizvon se"rfi der, bezik mezik oynarken, Öğretmen. o ö£renci ödevlerini. vanlı kâSıtlsrını. hangi mesai. vb. ürreti kar^ılığı okur? t"=tf> söziinü ettiğimiz paravı d;i<!ünrrıerrıe dıırumu, bu ahşkanhgın ürünüdür. «Tü'eK icad oldu mertlik bozuldu» örneği. profesyonellik geldi (ama ne Droîesyonellik!). amatör ruh Kitti mı dersinız? Acele etmeyelim. Gerçekten, İkili Öğretim bu amatör çalısmalara epey tırpan attı. Biraz da 'i/üm üzüme ba vet, MHP de aynı kanıd», Bay Türkeş'in yandaşlan Ecevit'le Demirel gibi düşünüyor; «12 Mart öncesindeki filmi tekrar seyrsdiyoruz.» Hepimiz bu kanıdayız, eski bir filmi bir kez daha görüyoruz. Bu kez epey de sıkıntıyla, bıkkınlıkla... Öyle olmaz mı, bilmeden girersiniz salona, bir de bakarsınız o eski, o yıllarca önce gordüğünüz film beyaz perdede... Çıksan çıkamazsın, kalabalık tıkamışlır orlalığı; kalksan kalkamaısın başkalan rahatjız olur, para vermi? girmişsindır, hadi bir daha seyredeyim, derjin. Bu k«z filmin konusuna d«ğily başka yanlarına dalarsın, oyuncular, giysilerine, dekorlara, konunun gclişmesindeki inceliklere... Çunk • nasıl biteceğini biliyorsun, oğlan kızı öpecek, ata atlayıo gidecek, aıdından da «The end», ıFina ya da «Fine» diye bir yazı çıkacak, baygın bir muzik kulaklarına dolarken tokağın ayazında bulacaksın kendini... E AMATÖRLlK RUHUKIU YıIiRMEMESi GEREKEN ÖĞREIMEN, TEMSil KOLIARINI GOSÎERMElıK OIMAKTAN Q1KARİP TıYATR0 • OKUL ıLi^KiSi YARATMAK, KULTÜRE YENİ BOYUTIAR SAĞLAYABiLiR Sadık GÖKSU ka baka karardı v« btiçâhşmalar. eitgide i\nce gösteTmelik oldu. Ders yılı başında Kollar kurulur. sonra olduğu gıbı bırakılır, bır de yıl sonunda bir dosya tedank edılir, bazan bu tek kâğıt da bu ışe veter. su şu yaoıldı, sunlar. şu nedenlerle yapılamadı dive vazılır. eecilir oldu. Ama tümüvle degil kuşkusuz. amatör ruhu busün de vasatan meslekdaslar hem de çok. Cumartesi tatlll. eski amatörlük düzenıni hemen tümüyle altüst ettı Bu tatil a^inünden kaldırılan dersler setirilip çarsamba günü öğleden sonraya kondu. Amatörlük eski ?ücünü vıne gösterırdi. Araa IX Sura'nm Batılıhğı. Çağdaşl'ğı. Tanzimat gibı vetisti. eskiye ÖZRÜ RÜCÜ kokten tırnanladı. S'ıra. EJitsel Kol çalışmalarını ders saatleri ıçıne almış ve buna ücret ödenmesi uvpulamasmı getirmısti. Şimdi. amatörlük aöma Cumartesı. Pa7ar eünü okula gelıp. ögrencileri toDİayacsk. çahşscak ö*r<»tmeni kim Koiavca bulabi1 lirdı » Ama Ş"ra 1si bu kadarla bırakmamış. mekanizmanın ışlevecefci başka kosullan da bırlikte getirmişti. Sakınca. kararlaıdan değil. onlann kovuştıırulmasından geldi. Haftada. her sınırt» iki Rehberlik ve bir Eğitsel Knl sa»ti çalısmasında. frecen vıl senellikle ne vapıldı* Bu yıl ne vapılacak? Önemle sorulmaya değer. Bircok sınıfta bu üç saatte, yetiştirilemeven başka derslprin işlendiğini cok arkadaşımızdan, pek cok dinledik. Bize sorarsanız, Eğitsel Kollar, zorlu bır değışim çabasında, çok şey vadeden. ama hemen pek az el sürülen koskoca bir olanaklar alanıdır. Bu olanaklar. yonetım tarafından getirilen. tnmüyle Mekaniztna içinde. vepyeni mücadele araçları yığınıdır. 1788, 1797. 18»5, 18K. 1815 . savilı Tebliğier Dergileri dikkatle incelenmelı ve bu mücadele araçlan yığını ışler hâle getirilmelıdir. nek olarak sadece TtYATRÖ' açi. smdan kısaca ele alacağız. Eğitsel Kollar'dan bırı de Tiyatro ile ilgilı olan «Temsil Koludur. Bu kolun. sadece üç beş öğrenciyle bir okul temsılı koyacagı düşünülebilir. Oysa, örneğın Kadıköy Halk Eğitim Başkanhğının yıllardan beri sürdurdüğü Liselerarası Tıyatro Yarışmalan (tLTO>, bu çalışmaların ne denli üstün düzeyde olabileceŞini herkese göstermıştir. Gerçi bu niteliğin düşürülmesi için, yönetimce olumsuz önlemler alınmamış değildir. Ama öğretmen ve öğrenci. yeni yaratım. uygulama olanaklan aramayacak. bulmayacak mı? Her kırılan dahn altından yeni tomurcuklar sürmeyecek, yeni çiçekler açmayacak mı? Bu çalısmalara örneğin Sehir Tivatrolan'nm Halk e\leri'nin de yardıma koşacağı herkesm akhndan geçse gerektir. Bize göre Temsil Kollannın başka bir işlevı, belkı bundan daha yararlı sonuçlar sağlayacaktır. Bu da. «Gezi ve tnceleme Knlıı. ile birlikte, okuldaki 5fercncilerin. çerredekl Tivatrolara eötürülmesl. nitelikli ojTjnlann ızlenmesi yoluyle yenne getirilebilir. Bu görev, kuşkusuz. ne denli istense de tüm okullanmızta yerine getirilemez. Her yerde Tivatro yoktur çünkü. Ama Tivatrolann hem de en çok bulundugu Ankara. tstanbul, tzmlr gibi bü\ük illerimizde henüz kacta kaçı yerine geririlmektedir? Eskisehfr İTtA'nın düzenledi^i «I. Türk Tivatro Konırresii.ne ve Sehir Tiyatrolan'na verdığimız bildirî ve raporlarda şunu belirtmistik: •Kaba bir makro analiz . tstatistiklerden saptadığıınız sayılarla. Şehir Tivatrolaruıın 197071 dönemindeki 334.90C, Uevlet Tlvatrolan'nın 196566 dönemincteki Opera ve Bale ile birlikte 641.2ÎS kişilik seyirci savılan en yüksek noktadır. Bu iki makro sayının toplamı 976.17.Vtir. tstanbul, Ankara, lzmir'deki kentli öğrenrl savısı toplamı ise 1974 sonunda Başıma çok geldi bu, kimi filmler varriır, birkaç kez görülür, oyuncuların ustalığı, konunun ilgincliği, yonetenin becerisi iıslun düzeydedir. Ama çoğunlukla bildiğin, oğrendiğin bir oyunu bir kez daha izlemek asap bozucudur. Yahu dersin, nedir bu, baska film mi yok, niye iki de bir aynı kordrla, bıktık, usandık, ezberledik, çoktan çozduk bu körduğumiı, katil kim, olen kim, aradaki dalavereleri döndüren kim, öğrendik. Coğu kisi başlar ıslık çalıp, ayaklarını vurmaya, bir kıyamctlir kopar salonda. «Boşa mı verdik parayı, değiştirin kordelayıı diye bağıranlar çıkar... Yöneticiler tutar atarlar böylelerini, huzur kaçırıyorsunuz, gbrmeyenler dc var aranııda, onları düşünun biraz derler... Kısacası aynı fümi, hem de kötü, latsız tuzsuz bir filmi ikinci kez görmek çeklir işkence değildir... CHP, AP, şimrü de MHP «1Î Marttan önceki filmi »ekrar seyrediyoruzi derken bu bıkkınlığı belirtmek istiyorlar herhalde... Neydi film? Gençler ildürulecek, katiller bulunmayacak, bu kez gençler baş k a l d ı r a c a k . O n l a r a k a r ş ı b a ş k a gcnler çıkarılacak, iş büyüyecek, derken ise polis, jandarma karışacak, sonra asker çıkıp gelecek. Bu arada işbaşındaki basarı kazanamamu polilikacıları «sıkı» bir yonetimle yeniden bir «dinlişte kavıısturmak yolları bulunacak... Duruşmalar, tutuklamalar, «beynelmilel komünizm, anarsizm, Maoiım» söıleri arasında gerçekler yitip gidecek, fşler tam çıkmaza sokulacak... Ama bilirsiniz kimi zaman film birdenbire kopar. En ıımulmadık yerde, en heyecanlı anda... Işıklar yanıverir, herkes bir anda kendıne gelir, nerdeyiz, ne yapıyoruz, niye kapıldık bu saçma sapan konuya, nasıl yanıldık, yanıltıldık deyiverir. Filmi önccdcn on kez görsenfr de kordela kopunca aklınıtı başınıza devşirirsiniz. Kimi zaman da bobinler karısır, başka bir filmin sonu gelir o bildiğiniz kordelanm sonuna eklenir, dram teyrediyorum derken bir de bakarsınız iş guldürüye dönmiış. Bir kez benim başıma geldi, Şehzadebaşı sinemalarından birinde Lorel Hardy filmlnden bir sahneyi Boris Karlof filmlerindcn birinin sonunda görüverdik. Ner.en oldu. nasıl oldu, anlayamadan ışıktar yandı, beş on dakika sonra kaldığımız yerden sürdürdük o korku filmini... Bir de her ulkeye göre aynı «sonıları bulunan filmler vardır! Hanl TV'de seyrettiğimiz «Kaçak» vardı va, onun üçbeş tane «son>u varmış. Katil kimdt? diye iki yıl birbirimıze girdik, sonunda katiiin tek kollu adam olduğ'i ortaya çıktı. Hepimizin nefreti o tek kollu hırsızın uzerine toplanmıjtı, cyle de cıktı. Oysa başka ülkelerde katil tek kollu adam değilmiş, kahl kimi yerde doklorun kendisiyıriş, kimi yerde komıser Gerard, kimi yerde doktorun bir yakını... Ustadır bu filmciler, en inandırıcı cson»u bulmuşlardır her ülkeye yakıjan biçimlerde... 12 Mart'ın da biraz «hakkını yiyoruz» sanırım. 12 Mart 1971 Muhtırasını oncelerı hep beğendik, övdük; ne yalan söylemeli, koleksiyoniar ortada, Bay Erim'e bile üç bes gün çjiivendik. Dcmek isteoiğim 12 Mart unlü «12 Mart» olarak başlamadı, ılerici, devrimci, gercek anlamıyle Kemalist bir çizgidc, daha doğrusu bir görunuste ortaya çıktı. Bir hafla sonra başka bir cMartı cıkageldi! SİTidi yfni bir «12 Mart» bekleyenler var. Eski filmi noktası noktasına çevireceklerini, ulusa da seyrettireceklerini sanıyorlar. «Tarih bir yinelemedir» diye bir yalan var, ona inananiar hep yanılırlar, cunku tarih hep değişir, hep yen'leşir, yinelenmez... Demek istediğim, Bay Demirel'in ilk iktidannın son günlerinde, ya d3 o iktidar sözvm ona değiştikten sonraki aylarda çevrilen füm bir kez daha yurt diizeyınde oynatılmak isleniyor, ama <son»u nas I olacak, orası belli değı!. Baksanıza MHP bile ne diyor: «Füm aynı, ama sonuç dcğişik olacai't» Sonu değişikse, ki değişiktir, fifm o film değil, daha başkasıdır... Sonu n3sıl mı olu>? Bunu bMmese bilmese ancak MHP bilemez. Bildiğini sanyorsa çok, ama çok yanılır.. 1.317.301'dir. Resmi Tiyatrolanmızın Üpera ve Baie ile birlikte en yüksek seyirci sayısının birbuçuk misli:Yukarıda andığım Tebiiğler Dergileri ile. bu tiyatrolara, eğitsel nitelikli oyunlara öğTencilerin Eoliirülmesi. cenel hükümler yoluyla, önerilmekten de öle. buyurulmaktadır. Toplumun ıieri götürülmesinde Tiyatrodan gerçekten yararlanmak için biraz daha degişik»türden il»riei«f»xla»kârlıklara gerek vardtr."" * 5 Ama salt öğretmeflierih" Wr" şeyler yapmasıyle de sonuç ahnmaz. Tiyatrolara da görevler düşüyor. Her şeyden önce, bu vent düzen içinde. öğretmenlerın öârencileri tiyatroya topluca götürebilmesi için uygun DERS SAATt MATtNELERt. koymak! Ögretmenlerin. öğrencileri gece 21.00 oyunlanna toplu olarak getirecegine pek umutla bakamayız. Aynca sorumlulugunu da düşünürüz. Cumartesı. pazar, ya da 18.00 vb. matinelerinde de um dugumuz sayıda, toplu satışla gelmiş öğrenci bulamayız. Çaresi. Ders Saati Matineleri koymaktır. Bir okul yönetimı. egitsel bulduğu bir oyuna, Yönetme liklere göre. ögrencilen ders saati içinde de götürebüir. Takdirı de kendine aittir. Bu uygulaına, 19741975 Tivatro ve Ögretim döneminde t.B. Şehir Tivatrolan İle tstanbul Millî E6İtim Miidiirlüeü arasında dar ölçüde denenmiş ve umulmadık basan sağlanmıştır. Bu matinelerden daha çok şu sekilde yararlanılmaktadır: tkili öjfretim vapılan okulda, örnegin sabah öğretimini yapmış olan öğretmen ve ögrenci. ögleden sonra toplanarak matineye gidebilmektedir. Bu. Öfretmen Tiyatro tsbirlijH yaygın bir biçimde gerçeklestiginde, Eğitim ve Tivatro, ortak işlevini bir çok kat arttırmıs. toplumu ilen götürme görevı bu ölçüde yerine getirilmıs olacaktır. Bunun için ilk bir adım. Temsil Kollan ile Tivatrolar ilişki<iinin kurulması olsa aerektır Bu örnegın. Müzik. Resim. SJnrma çibi öbür kollar tçm de düsiinülüo uvpılandıgında. vıırt düzeyınde ne hüyük Eçitspl Kül türel canlılınn yaratılacaği gnz önüne getirilebilir. MEVLIT Bize ve insanhğa büyuk hizmetlerı nlan acı Kaybımız eşım ve babamız, Pendık Lisesı emeklı tarih ögretmeni, Haydar GÜNEÇ'in velatınm 4U. güniıne rastlayan II. Aralık 1975 günü Kartal Maltepe Cami'mde runıına atten ıkındı namazını müteakip okuttunılacak mevhde arzu edcn dın kardeşlenmızm teşrıflen rica olunur. GÜNEÇ AtLESt Cumhurıyet 990 TEŞEKKÜR S. S. K. Istanbul Hastanesın:n Fizık tedavı bölümünde yatrr.ış olduğum kısa süre içinde beni yeniden süıhate kavuşturan ve ıyi insanhk tirr.salı Dr. RESA AKSOY Hammefendiye Dr. HAMDi YAPRAK Beyefendiye ve masörlerden A. ORHAN DEMtREL. ALt GÖKCEN beyefendılere. hemsıre Gülsiim Günay, Sabrıve Özcan ve Kastabakıcı Asiye Yılmaz. Ahmet ÇeUn ile tüm personele ıçtenlıkle teşekkür etmeyı bir borç bîlirtm MAKBL'LE DOGAN Cumhuriyet 9903 Olanaklara ümek Burada bu olanaklan, bir ör Kızımız oldu adını ZEYNEP kovduk GÜLEıN ve H.\KAN DURA 7.12 1975 Istanbul AZOT SANAYJi T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN: hcrftoMc siyasi haber ve yorum dergisi BAYRAM GAZETESI Bayıam günlennde rurdumuzurı her yeruıde okuyabileceğmız gazete VEFATLAR İÇİN K>fi«etlı ii:ıv vt FotejfkVıi :«sa;t r e ' j r . f n ıi> PC Bir te'e'fflt» t v ı t n ^ ' , ıctı ı^n btr ucrf jttff»ı: ttfiit ıti«rnıı t|!f'«*<**; MmlHt '*><, Istanbui Bayram Ga^etesi'dir tlân vererek vuksek ttrajından vararianabılecegınız yeeâne gazete, Otset baskılı ISTANKUL BAYRAM GAZETEStdır. Atlres: Gazetetıler Cemhetı Cağaloğlıı Istanbul Tel : 22 12 22 22 54 08 ızı IH «f ıtn vtvisıını 4720K Tri 4 0 6 8 M İSLÂKI CENAZE İSLERİ a ' flm&fc ı j * c *«,{ .t I U ' T ri ctnııt 35. SAY1 ÇIKT1 Yalçın Küçük: Boy Hedefi îşçileşen Aydınlar Istanbul olaylarının perde arkası MC'de son perde: Sıntan Faşizm Emekçiler Dıkkat: Bütçe Zam Getirıyor Skandal: Ergenekon'un sermayeve yeni heaıyesı İlhan Akalın: Çalışanları bölme çabalan ve ardındakiler Ozcan Kesger'in «İşçı memur» ayrımıyla il?il] özel demeci Bumedven: «ABD. Basra Atlantik fıattında direnivor.s Bir belge: Emoervalizm üçüncü dünvaya nasu sızıyor? Gencl Dafitım: Yürüi'tiş Dergisi Konur Sok 15'8. Yenişehır • Mayi Amonyak Satınalınacaktır,, 1 Samsun tabrıkalanmızın thtiyacına mnaen ve İlk 3KU Iı metrık tonu sıpanşımızı müteakip ı» çün ıçınde ve bakıyesı talebımızı müteakip ayliR rakrıhen d.uuo touluk partüeT hnllnde olmak üzere tamarm Ntsan lir<0 ayı sonuna kadar tesiim edılmek Kayrüvle 33*C"ae sogutuımuş 12.WJ0 ton mayi amonvaK satın alınacaktır. 2 lstekliler, bu tşe ait şartnameyi tzmir Cnrirtesı ıso 3.1 ANKARA adresındeKi Genel MödürlüğümÜ2 Tıcaret Müdürlügünaen temın edebtllrler 3 FüB ve C+P riotlan beimen leklif mektuplan en çeç 23 Aralık 1975 Pazartesi günO saat IB.SOa Kanar iienel Müdürlügümüzde bulunaeak şekilde oostalanırus veya elden Haberleşme MüdürlüttlmUze tevdl edümlş olaeaktır Postada vakl gecikmeler ve zamanınds venlmeven t e t llfler nazan Ittbara almmayaraktır 4 Şlrketimiz 2440 sar>l) kanuna tabi olmarlıŞınrian thalevi vapıp vapmamakta ve (İi)edıgine vermeKte tamatnen serbesttlr. ÜENKL u (Cumhurıyet: 9899) İ LÂ N Nülus slcUinde ISTANBUL diye yazılı soyadımın tSTANBÜLLU olarak düzeltilmesme Istanbul 2t. Asliye Hukuk Mahkemesınin esas: 1975/2480 vp Karar: 1975/3435 sayısiyle 28.11.1975 tarininde karar venldi^ı tlân olunur. İstanbul Bevoglu tstiklâl caddesi No: iTSH de Dr. Asım Istanbullo ina ttr nı'nlt esr.