23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 26 Kısım 1975 Uksek öğreHme geçiş sorunlarla yiiklü bir konu. Bunlardan su yüzünde görüneru kapıdaki yığılma ve seçme sınavı. Sınava giren iki yüz yetmiş bıni aşkın ögrenciden yüz seksen bin kadarma yüksek öfretimde yer verile miyecek. Uykuınuzu kaçırması gereken bir durum. Ama sorunun asıl düşündürücü yanı eğitimirmzin tümü ile yapıca çarpık, dengesiz. kap samca perişan halde oluşu. Bununla pek uğraşan da yok. Y OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Geriligin Benzerliği Astında az gelişmiş ülkelerde eğitimin ortek sorunu bunlar. Aşağıdakı satırlan Brezılyalı bir lizik proîesörü olan E.W. Hamburger m Unesco ıçin hazırladığı bir rapordan aktanyorum. «...Bir süre öncesine kadar Brezilya karnavallar ülkesı, futbol ülkesı, keyfli bır gamsız lık ülkesi diye bilinirdi. Ama bugün. okullar açılırken 0İ7İm bu yana gelenier Brezilya'yı ünıversiteye giriş yarışmaları üikesi olarak görecek lerriir. Gazeteler, radyo, televizyon her şey gıriş sınavlarımn hizmetindedır. Kayıt yönergeleri, sınav denenıelevi, adaylarla öğretırsenlerle, sır.avcılarla. aııa banalarla görüşmeler, en sonunda sınavlar ve eîektronik hesap makınaların dan gelen sonuçlar. Hemen ardından gelecek sınavİF.r için açılan öze! yetiştirme kurslannın boy boy rekiâmîan. Artık karnavallar arkaya itildı, futool unutuldu, tüm konuşmalar smavlarla ilgili. Bı:. tcplumsal bir saplantı halinde. Adaylar ve aileleri oyunun gelişiminı acı Ue yaşarlar; sinir bozuklulugur.dan ilâçlar ahr, yataklara düşerler...» Dünyanm bir ucundaki bir ülke üe böylesine benzer koşullara girmemiz bir raslant: olamaz. Az gelişmiş ülke'.erde sınavlar ve dıplomalar önemlidir, eğitimin kendisi degil. Soruna çözüm getirmek ve yüksek ögretimde sığayı büyütmek ıçın son yıllarda epey çaba harcıyor. yeni vriksek öğretim kurumları açıyoru7. Ama özelîikle ögTetici darlıgıru karşılamak için geçmezlıgi artık anlaşılrmş da olsa .uçan proffsörlük. yörtemine bel bağiamış görünüjOrur. Üstelik yenı kuruluşlarla genişleyen s;ga, açıkta kalanlann yüzde birini bile karşıhyamaz. Runun j'anında mektupla ögretim gibi, önlisans öğretimi ile ara düzeyde mesleK egittmi gibi yön temlerin taşıdığı potansiyeli akademik saymadığımız. küçümsediğimiz için yüksek ögretim üniversite dışında genişlemede. Aslında bu yıu seksen bin sayısı da çok aldatıcı. çünkü, bunun önemlice bir kısmı sınavlara birçok kez gırdigi h?lde yeterli puan tutturamıyanlardır. Oyunun kurallp.rı bunlar için ınsafsız... İkinci önemli kısmı ise. puan esintisinin attığı yeri begenmediği için sınav kapısmı bilmem kaçıncı kez çalanlardır. Kendilerini smav düzeninin kurbam sayan bu iki grup yeni gelenlerin ustalaşmış rakipleridir. Kapıdaki birikmeyi kabartan üçuncü grup ise orta dereceli meslek okullan çıkışlı gençlerdir. Mesleğe dönük öğrenim gördiikleri ıçin «akademik. nitelik taşıması gereken üniver sîte giriş sınavına hazır değillerdir ve s:nava yetiştirme kursları yolundan gelirler. Böylece orta rtereceli okullarımızın her çeşidi çocuklanm Yüksek Öğretime Geçiş Prof. Dr. Rauf NASUHOĞLU üniversiteye. yiik«ı?k diplomaya götürecek tpk boyutiu kuramsal programlara hazırlama baskısı altındadır. Eli ile kafasını bir yere getırerek ış üretebilecek aydın sanatkâr yetiştirmesı gereken sanat enstitiilerinın bile bürokratkânp sınıfına heveslenmeterı toplumun sanatkâra saygı duymayışından. Bu tutumu ile yenı Türkıye. sanaıı • altın bilezik sayan aralarından genye düşmiıştür. Asıl yapılması gereken lıselere yeterın: e pratik yetenek ve sanat derslçri koyarak orada okuyanları e!ı ile çalışmanm ve iş üretmenm zevkini ve saygısım duyan insanlar olarak yetişmesini saglamak olmalıydı. Meslek okuilannı • liseleştirmek egıtimi yozlaştıran «diploma>cı sosyal anlayışımszın sonucu. Köy Enstiîüle: ını iş okulu nıleliği ağir basan çizgisinden çıkarırken ki. yan:lg.mızı yineleyip duruyoruz. Kısacası yuksek öğretim kapısmdaki yığılma nın nedeni, iyi parah, aygm bir ışe girmel: için gpncın eMr.de üniversit?den. olniazsa bır yüksefc bğretim kvınımundan bir diploma cramamızdır. Bahçeye döıt duvarlı bir garaj yaptırmak ıçın bir dıplomalının ımzasını taşıyan bır projeyi diplomalılarm oturduğu mak2mlardan onaylatrr>:'K zor;ınaas;ntz. Amı bu denetimle kentierimizin zevksiz yapılarla dolmasını önleyemeyız Artık diploma okunıuşlujun organik öyie bır parçası olmuş kı. her şeyi dış ülkelerden gelen oir IİÜCI eczane riolabır.dan aiın s.ze vermek yetkisinin lisans düzeyinde bir eczaoılık diploması is tf>me?ını yadîrRarnaz olmu.şuz. Crvsa ra*beı sören işlerin çofu bir diplomaya tanman yeteneklerle ilgili bile degildir; ama diploma «ayncalıklı» bir toplumsal sınıt yaratır olmuştur; artık önemlı olan diplomanın temsil ettigi dlişünülen yetenek ler degil kendisidir. Toplumda başanlı sayüan kaç kişi diplomanın perektirdigi düzeyde ve gerektirdifi çeşitte işlerde çahşır? Nice hekımin, nice yüksek mühendisin yönetim işlerinde ve hatta çok basit bilgi isteyen teknik işlerde çalıştıklannın ömegi sayısız. Yedek subaylık için yüksek ögrenim diploması aranması. diplomaya daha bir ajırlık kazandııdı. Artık tüm ögretimin amacı bir yüksek diplomaya ve onun sağladıgı toplumsal .ayrıcaliğa» ulaşmak olmuştur. Bu amaç uftruna sınavlarda hile yapmak, ögrctmenl zorlamak, yalancı diploma düzenlemek veya kolay diploma veren standartı düşük eğitim krınıiTiları aç;ırmak. yönetmelıklen degiştırtıtıek, smavları sonuç alıncaya değin tekrarlatmak, al yasalan çıkartmak gıbı akla gelebilecek tüm yoi lar geçerlıdir Eğitim kurumiarımız ise bütün bunian dogal karşılayar. bır hoşgörü içındedırler. Öğretimin kendisinin değil sınavlann. insanlann verer.eklennın değil diplomalann önemli sayıldıga bır ortamda eğitim anlamını yitirmiştir. Yüksek öâretime bu anlamda bir ragbet ülkerr.iz için sağiıkh sayıiabilir r r ı ' Devlet Planlamanın \erdiâi insan gücü aç.g.rı dik^av almsdan yüz binlerce ger.ee. gelişı gjzrl d.V.larda yükse* eğitirn vermek ülkenin kısnlı kaynaklannı ve insanların zamanını bosa harcamak^an da oreye. tüm sonuçlan ile. ağır bır okunvış i.şsiz'İJi sorunu gelıştirmenin kısa yoludur. Egitimi, diploma pazarı olmaktan kuıtnnnals ıçin diplomanın bır toplumsal r.yrVahk sıacı eımaktan çıkarılması gerekir. 3u pek kolny (k'fil. ama ancak boylelikle eğitim kurumlsnmiz din'omacılfirdan armabiHr ve cezasız rtsjerİFnöivme ile isleyen. dogru d:ışünmp. anlama ve öŞren:rıe yererejini ve sevgisin: eelistiren bir egilım ortamı yararma yoîu açıiabilir. . Bunu bugtin dah» basa.n ile yürütmeyt bekleyemeyiz. Uygulama»ı güç de olsa başka bir öneri ögrencinın orta öğretimdeki tüm eğitim sürecıni değerlendirerek bir «akademik nitelik puvaru» çıkarmak ve giriş smavı puvanıru buna katmaktır. Ama belirtegeldigimiz gibi temeldeki bozukluk, her düzeyde çeşitli meslek eğitimi seçenekleri getiren çok bojoıtlu sağhklı bir eğitim yerine, yüksek diplomaya dönük tek ooyur'u bir toplumsal çabanın egitimi yozlaştırmasidır. Yüzeysel önlemlerden önce bu tutumumuzu hiç değilse bır ölçüde düzene koymalıyız. Yüksek ögretime geçişm eğitim düzeni açisrndan asıl önemlı sorunu gınş sınavından çok, orta öğretim üniversite sımrının ve tm smırı geçısm psikolojik <ve eğitsel* güçlüklerle vüklü oluşudur. Bir kez bu iki Kurumdan ikincisı Kendini ayrı »e ferkh görür. Üniversite daha i'.eri yaş diliminde bulunar., daha yetişkin insanlarla uğraşnğı için okulîar gibi «öğretme» değıl. «oğrenme» merkezı sayılır. Üniversitede öjrenme, yetişme sorumluluîtu okulda olduğu gibi ofretmene değjl. ögrencınin kendine düşer: başarısızlığın suçu okulda daha çok ögretmene 'nik'endı*i halde, üniversitede bu öğrencinindir. Ona oğretimde insan (öfrencil önemlid'r. Üniversitede ise düşünceler önemli sayıhr. t?niversite öfrencı almakta seçıci olmak zorunîuğu duyar; okul ise hiç deeilse sözde herkese açıktır. Başka b:r deyimle okula çitnıek her genç için bir hak, üniversiteye gitmek ise bir ayrıcahktır. Tartışmaksızın özetlediğimiz bu farklar orta öŞrptiınden üniversiteye giden gencin ne kadar de»işık bir toplumsal ortam içine gideceğini gösterıycr. Genç öğrenci buna uymağa hazır mı? Üni\ersİTelerdekı verim düsüklüğüne VP ksrşıhklı 7üv«nsizliğe bakarak buna «evet» demek kolay değil. Dar kapıdaki sıkışıkhk bir yana. egiumın bu ıkı basamağı aıasındakı uyumsuzluk başlı ba,;na bir eğitim somnudur. Bu nasü giderilebilir? BILGIYAYIMEVI buayçıkan kitapları TAHSIN YUCEL camasan RHAfSJ VELİı * • T • I L. DEMIRTAŞ CEYHUN , ıran insan w n h i i l 47 iite FÜRUZAIM f türkJıl hmmıı ı kimı ' apattman DEMİRTAŞ CEYHUN.f ütk dil OGUZ ATAY b i r b i l i m musnıfa adamımn romonı inanORHAN HEMALhikâveleri.4 Yönelme Basamağı Görünüşe ;ore en doğal ol. orta ögretim iı« üniversite arasına bir «uyum» bir «yönelme» basamağı bir «tampon bölge» ko>mak olabilir. Bu bastmak lisans düzeyi diye taıumladıgımız dört yıl'.ık öğrenim süresinin yarısım (ön lisans bBsamRğınıı içerir. Bu basamak, yukarı doğru yürüme yeteneğı gelişemeyen gençleri bu düzeyden meslege yöneltpcek biçımde düzenlenmelidir. Bu. yeni fakülteler açmaktan daha koUy yürütülebilecek bir ngretimdır. Böyle bir tiğretım basamag! ççsitli ülkelerde farklı şekilde var. Kimi Ulkede orta öğretime eklenen sınıflar halinde. kiminde üniversitenin ilk iki yılı içr.ide. Bızde her iki şekil uygulanabilir. Önemli olan bu basamagın sadece Jır eleme bol?esi değil, ara düzeyde meslek eğitimi basamağı olarak islemesini sağlıvacak eğitsel yapın'n ve sosyal inliıvışın getirilmesidir. Kanımca üniversiteyi aşağıdan gelecek baskılara karşı konıyacak ve insan <;üoümürü yeteneklerine göre geliştirip degerlenUnecek en etkili önlem budur. Buna karşı çekimstr durmak dofal bir gozümü geciktirerek sorunu ağırlaştırmaktan baçka bir şeye yaramaz. Sınav Kurnazlığı Kapı önündeki yıçılmayı sırav'a koymaktan öteye bir amacı olmayan Ü. Seçme Sınavuıın bile egiti:ne etkisı çok olumsuzaur. Çünkü bu s;navda ögrencınin önüne konulan soruiardan üniversitenin adaylardan ne bekledıği anlasıimakta ve okul bundan hiza almaktadtr. Sınavia ne gibi konular rağbet görmekte ise. ögretim onian işlemekte. dengeli bir ogrenım venr.e bir smav ustalığı. sınav kurnazlıeı bğrstimi yapılmaktadir. Giriş sınavını islah ederek eğitime bv.'Ti \eı*me çabalan Brezilya, İspanya, Hindistan gibi bir çok ülkede baçarıh olmamıştır. Giriş sınavına bır seçenek. bakılorya gibi olgunluk sınavı «ribi bir süre uygulayıp bırakmak zorunda kaldığımız, < y »M bunları geliştiren Ulkelerin hâlâ bmşarı il« yurüttükleri bir düzey saptama sistemi getirmek ozturkce sozluk ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU .. Tarihin Nelret Çukurunda..» OKTAY AKBAL Evet Hayır GÜNÜN KİTAPLARI Turkiyede ilk kez Güney Afrikah bir yazar iıan 193( da itpanya Mllltt Meclisi Corttı'd» durum »uydu: Sağcı partiler bleku 142, Merkez partileri 31, u l c u partileri 271 sandalyeye sahiptiler. Sağda en biiyük parti CEDA, sağcı ispanyol konfaderasyenu, tolda «n büyük parti Sotyalitlkrle Cumhuriyetci sol'du. Franko'nun yavaş yavaş lideri olmaya başladığı Kar;ı Devrim patlak vcrdiğlndc Cumhuriyctçl Ispanya'da politik ağırhk demokratik soıyalizmdeydl... N Sağcı !id«r SoteFlo H haziran 19W'da Mecllı t« |öylt diyordu: «Bu kııır, bu Işlemez devlttc karşı, bulünleşmi» bir dcvltt bn«riyorum. Birçokları ona f a j i j t devlet diyecckler biliyorum. Ama fa;iıt devlet grevlerin, kargaşalığm, mülkiyete karşı uldırmanın sonu demekse, fav'ıtim ben. Bunu övünerek ilan ederim.» Üç hafta sonra Soltllo öldürüldü, ardından da tolcu tcğmen Castillo... 14 temmuıda Madrlt'te iki büyük cenaze töreni yapıldı. Sagcılar bir yanda, solcular ayrı bir yandaydı... Meclis'te çalışmak olarvaksızdı, Cortez bır tiirlü toplanamıyordu, bu yüzden d« dağıldı gitti. 1« temmuzda da General Franko lıpanyol Fat'ında karşı devrimin başladığını bildirdi. İspanya'da leçimler bt% ay Snce H }ubat 1 W d a yapılmı; ve halk(i cephe iistünlük »ağlamıjtı, ama gerici güçler, Nazi Almanya ve Fa«Jıt Italya'dan yana politikacrlar, bir takım komulanlar demokrasiyi, sola açılmayı, ttalk yararına bir politika güdülmnini istemiyorlardı. Memlekatl bir dikta yonctimine sürüklemek, Almanya'ya İtalya'ya benzttmekti özlemleri... General Franke jöyle diyordu: 1< temmuzda Fas'la yaptığı radyo konuşmasında: cOrdu İıpanya'da düzeni uğlamaya karar vermişlir. Bütün yurtsevar, namuslu İspanyollan mücadeleye çağırmaktadır.ı Ote yandan İspanyol Cumhuriyeti Bafbakanı Azana dünyaya sayle »esleniyordu: cDavranışımızın tümü üzerinde ancak Mvajın sonucuna göre kesin bir yargıya varılabilecektir. Yenilirsek gelecek kuşakları akılsızca, canlce, budalaca hareket attiğimize, isyandan bizim torumlu olduğumuza inandırmak için yogun bir propaganda yapılacak. İsyana bizim başladığımız, itpanya'nın ve insanlığın en avağılık yaratığı olduğumuz scylenecektir. Kazanırsak o zaman da tam tertine büiün geçmi;imiz, kahramanlıkla, san ve zaferle bezenmi^ bir anıt olacaktır.» Öncc karşı devrimin basında Mola ve Sanjurjo gibi generaller vardı, Franko onlardan sonra geliyordu. Ne olduyu oldu, bu iki general d« öldü, meydan Francitco Franko'ya kaldı. cYaşasın Olum» sloganını silâh gibi kullanan faşist general yurdunu ve ulusunu ezmek için Hitler'cileri, Mujjolini'cilerl yardıma çağırdı. Cumhuriyetciler tek başlarına kalmışlardı. Ingiltere ve Fransa işe karışmak istemediler, Sovyetlerin gönderdikleri yardım da yeterli olmadı. Dunyamn bir yanmdan Ispanya'ya koşup gelen devrimci aydınlar, yatarlar, kurdukları savaş birlikleri Alman ve İtalyan ordularının teknik üstünlukleri, tanklan, topları, uçakları, acımasız davranışları, kan dökücülüğüyle başa çıkamatdı elbet. H3^a kadar surdü bu savaş (Sürünerek yasamaktansa ba$ı dik ölmck yeğdirı diyen Demokratlar, Cumhuriyetciler, Sosyalistlrr faşizme karşı srtak bir savas verdiler. Verdiler, sonunda da yenildiler. Franko 1'Wdan beri tek başına iktidarda kaldı. Oemir bir yumrukla yönetti iilkyi, tam otuz altı yıl... Kusaklar geldi, değişti, yaşlandı, o hep aynı acımatız, aynı geri kafalı, aynı halk duşmanı tutumuyle sürdürdü dikta yönetimini... ispanya gari kalmıs, Avrupa'nın en yoksul ülkesi olmaklan kurtulamadı bir türlü. Emekçiler ezildi, öğrencıler özgürlük nedir bilmedi, ne bilimde, ne sanatta bir gelişme olmadı. Yalnız doğanın nimetlarinden yararlanmasını bildi Franko Ispanya'sı, Avrupa'nın Amerika'nın milyonlarca turisti her yıl aktı bu güzel topraklara. İsçileri yabancı ülkelere çalısmaya gitti. Yine de bir zamanların gorkemli ulkçsi İspanya kırk yıl önceki sosyal ve iktisadi durumundan bir parmak daha ileri gidemedi. Fasist rejimlerin bir ülkeye, bir ulusa hiç bir zaman yarar sağlamadığı, olsa olsa bir mutlu azınlığı zengin ettiği, yalnızca kan dökmeye, zulme, acımasızlığa dayanarak ayakta durduğu bir kez daha ortays çıktı... Şimdi Franko arlık yok. Seksen uçündt bıraktı gitti dünyayı. Aylarca canlı cenaze gibi yaşadıktan, yasatıldıktan sonra, en yakmları bile «artık oisiın bu adam> dediler, bıkkınlıkla, usançla, belki de gizli bir özlemle... Franko'dan sonraki İspanya «hiç kusku duymayalım «Franko İspanya'sı» olamaz artık. Nasıl Salazar' dan sonra «Salazar Portekiz'i yıkıiıp gittiyse... Otur altı yıl eg«men olan zorba diktatörden kendi ulusu da, dünya da kurtuldu. Oeçen aksam TV'de gösterdiler, Madrit sokaklarında diktatörün olum haberinl yazan gazeteleri okuyanları... Kimsenin gozünde yas yok, bir üzüntü belirtisi yok. Zoraki desteklerie, zoraki çoskularla ölümünden sonra ayakta tutulamaz diktatörier. Kinle, kanla, 61 üm korkusuyle egemen olanlar tarihin nefret çukuruna gömülürltr, Hitler, Mussolini, şimdl de Franko... JENVİRCARIM ffl ÖNEMLI DUYURJJ . Evrensel Çelişki ve Tarihsel Maddecilik YAYlNlfc»! "^. Cyr«?, Mrik»' da azınlık 4ALK\AYINEVİ IHıpçılır, »jr»tm«nlaf n tüm kiUpı*Ytri*rln sıbtrıızlıklı b«kl»dikİKİ Mrük indiHmli 1975 1976 kitıp kıtıloğunu yayınlımıjiır. Turdun h»r ytrindı ftnıiljHı »« postı miirıtıız k'rttp g«nd«rilir. Ytni çıkM ücrıhiı kıUloğumnru iıleyinir. 1. CiLT ÇIKTI J CİLTLtK TAPITIN 1. AYRIMI 3ZS SAYFA 35 TL. Bu yapıtta Marksizm Leninizmin felsefesi olan Evrensel Çeliski ve T»rihsel Maddeciligin Marks Engels tarafından knruluşu ve Lenin'in katkılanna değin, Antik Yunan'dan Rönesans'a, Fransız ütopik Sosyalızmine, tngılu Ekonomi Politiğine ve klasik Alman Felsefesine kadar, Bilırosel düşüncenın gelişim süreçleri incelikle ve açıklıkla anlatılmaktadır. Şemalar. grafikler, fotoğraflar ve haritalarla gerçekleştirilen bu anlatım, yapıtın öğreticiliğini güçlendirmekte va ilk aşamada yararlanılması gereken bir kaynak niıeligini kazandırmaktadır. tSTEME ADRESİ : Q .'ac.çı a*ıi airaz baskıve zui• .. ık ayırımırır «okfrirflflu " s " ı< v etı5rasırı, ztrci ordtr i f r soruriarı deeerlerdirisı": ••" evie~le r iri vs yuz yıüık r.r r ı ^ ; « ı r i r pa'Uma roktasıra o ^ ü i i r ı d i l » jetirivor. Ü HALK YAYINEVi Erkıf Sok. 114. (MİMritti] Ttl: 27 06 97 ANA YAYINLARI Rlodfarer raddeıi örer Han No. 3335/1 SULTANAHMET tSTANBUL Sander Yayınları TÜRKTARİHIDİZİSİ 5 ATATURK U DEVRIMI SOSYOLOJISI İŞ HUKUKU A » o fc a t Prot Ut. AOtL tZVKREN 4> t)ç utapt&o olusan bir cılt ıçınde DugUnkU U Hukukunun bütün sorunıan, tüm mantceme <çf.ınatlanyle bırlıkte açıklanmaktadır. • Fıyatı cütlı olarak 150 TL.'dır Ve Pit. 31 Maltepe ANKARA adresınden ödemelı olarak göndenlır. Kurt Steinhaus ÖCRCTnfN ORGÛTCÜLÛCÜHİF FASlSTLtRCtÖlOORÜLEN BİR MRETI1ENİN ROIİANI slînesînkatıi memei iutkkan '«55* K İ T i a i R İ N EMPEMAlÜtiE FMDAÛZMt KAR5\ YÛZ YtlUK OEMOKRATİK MÛCAOEIESI * AYDINLIK VAVINLARI PARTİNİN ÇALIŞMA TARZIIMI DÜZELTELİM iı)*mt Adrni: T0» . O* hUnbul : Ctğaloglu fU. S.»d«t lıh.rv K»l 4 No <0S Mao Zedung oynanmamı ı (Hnaif0 eteti) bu oy\jn ilk ve orta dereceli okul öğrencilerinin en büyük yardımcısıdır Konu ve maddeler renkli,siyah.beyaz resimlerle açıklanmış, fen ve sosyal bilgiler öğretim programına tygun olarak verilmiştir. HAYAT KÜÇÜK ANSİKLOPEDİ öğrencilerin bütün sorularırun en doğru cevaplarını bulacaklan başan anahtarıdır. 1230 sayfa tek cilt dağıtım:BATES HAYAT KUÇLJK ANSİKLÇPEDİ ANTAIYA fESTİVAUMDt MAVSİYON MJIN CFYVOYU V«L\Kn OİĞER OYKÜLtR "• memei iunkan Sikıyönetimae ' ;..::tn« A * e â : P. K. 66 • felıkc»r t3 0eak19fi9torihîndeyoyınfanon1S37sayıTı «TebliğîerDergisî»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear