23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gm oırKaç sozcuğu örnek aiarak bugunün onemlı uJusal sorunlannm tartışılmasında, tartışüanların anlamlarınm belırlı oluşunda Osmanlıcamn nasıl yetersizleşmekte oldugunu beUrtrneye çalışnıışüm. Aaıacım sıyasa ya da hukuk tartışması yapmak degıl, asıl üzennde duracagım «anlam sorunu» açısından sozcultlerın, ç«ş;tlı alanlardakı onenum, kınu kez bunlana karanlık amaçlara kullanıldığını göV«rmektı. Bir «ulus toplumu»nun kendı dıli olması da. mek, o dıJdekı sozcuklen toplumun kışılerının Bnlaması, onlann hangı kavramlann karşıliğı oldugunu bılmesı demektır. Kanna bır dıldekı anlamı bıımmıyen sozcuklerle, anlamını yıtırmış sozcuklerle, anlamı karanhklaşmıs ya da anlamı yp»'Ieşmemıs sozcüklerle toplumıçi anlaşma işi0 ru yurutmey çaüsan bır toplumun kişılen uluslaşna surecıne gırememiş demektir; uiusal dılt gehşmemış demektır. Düın gelışmesı yalnız sozcuk değışmesı ışı defıl, sozcuklerının anlamlannın hem aydınlanması hem de halklasması demektır. Gelışme ıçınde bulunan bır ulus toplumu çsğdaş anlamlar örgutunu geliştıren totjlumduı Czel ıkle tam toplum yapısını değıştırme zorunda olan toplumlarda. Anlamsızlıklar ıçmde debelenen bır toplum gelışmemekte olan, yaratıcılık gucunu, çağdaş uygarhgın getırdıği yabancı sozcuklen de kendı dılıne uygulama yaratıcılığmı gostermıyen, kavram yoksulu bır uydu »piumdur. Turk dılinin doğal gellşiminto ölçeği sanılan Dsmanlı Turkçesı bugun ıçın anlam taşımayan sozcuklerle dotudur. Soztintf ettığım gehşmede, paranrıhk guçlerını yıtırmışiır. Bu yüzden, bır ranaaT çaşdaş uygarlıktan gelen çok sayıda soz:uX Tur.t dılıne gore uygulanmadan, îngılızceden, : "ransL;cadan kulağın duyduğu çarpık çurpuk bı;ımlerde yayılmaktadır. Ekılı topragı yaban otarının kaplaması gıbı bır durum. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ANLAM SORUNU Niyazi BERKES tuğu, Osmanlıya bzgü dığı sozcuklerdu anlamlan olduğunu sançerçevesi içlnd« kullanılan en temeUl EözcUkler bıle zamanla ya anlamlarıru yıUrmışler, busbıltun anlamsızlaşmışlar va da belıriı yeni kavramlann karşılıgı olma yeteneSını kazanamamıslardır. Koklü bır slyasaı değışmenın bllınçsızlıgl kavram ve anlam karanlıklannda kendını yansıtır. Osmanlı anlam dünyasının toplumsal çatın, çerçevesı bozuldukça Osmanlı okuryazar ioşılerı bıle ne dedıkJerını bılmez, ne demek ıstedllclennı bırbırlerıne anlatamaz bır durum içınde buldular kendılennı Sıyasal alanda bu sozcuk anarşısinın one n'ı bır orneihn] «Kanunu Esa81.» cerirmnde karar kılınışına dek geçen yıllar ıçınde gorüruz. Osmanlı Kurul ve kurallarımn bozuluşu karşısmda yenı bır sıyasal yon tutabılmek ıçın • e ı kavr?mJar, bu kavramlan ya>n yacai yem sozcukler, jenı terımler gerekıyordu. Ilk çaba olarak gozuken ve Ittifak Senedı dıve bümen belge anayasal kavram ve sozcuk yoksulu bır belge olarak Kaldı. Bugun ortaokulu bitırmış çocuklar bıle onun daha ıyısı olan bır belge yazabıürJer O belgeyi yazanlar ne lstedıklennı bılmıvorlar, ıstedıklen kadarını anlatacak yerınde sozcukler bulamıyorlardı. Daha sonra, eskı Osmanlı yasa düzenıne son verecek çagtiaş bır anayasa gelıştırme çabası daha bılınçh olarak gelaığınde boyle bir yasarun adı bıle sozcuk kargasası ıçınde yuvarlana yuvarlana sonıında nKanun u Esasl» sözcüğunde sonuçlandı. Oylevken b:le avn kışüer ondan ayn anlamlar aniıyor'ar, ya da o sozcükten başka sozcukler kuUanıyorlardı aym şeyı soylemeK ıç.n Dıl anarşısmde karaniık sözcıiklen bilerek sı>asal çıkan ıçm scmıırmenın en buyuk ustası, o zaman Abdulhamıt ıle yandaşlan ıdl. Türkçenm sıyasal sozcuğunu bır çırkefe çevirmekte buniann buvuk bır payı vardır. özgürlıiklere duşman olan her reıımde boyle oyunlar oynanır. Yıllarca «burrıvet» nedır. «kanun» nedır, «meşrutıyet» nedır anlasılamadan yu\arîanıp gfdıldı Surdürulmek ısrenen Osmanlı toplum ve devlet yapısı ıçınde. gerçekte. bunların hiç bınnın anlarru voktu. Bir ulus kunılusu lçîn gerekli seçık anlamlı tüz etme ışmin karanlıga sokulabürnesi, dü sorununun yalnız bır sozcuk sorunu degil, kavram ve anlam sorunu oldagunu gosterır. Osmanlı jto. Wr uhıa « M olarak yoteul Mr dfldir. NaB »ü devlet Ue haik arasında doldurulmaması gereken bir uçurum varsa, Osmanlıca üe Türkçe arasında da öy'e bir uçunım olacaktı. Böyle bır siyasal slstemde haik Ue devl«tin bırbinni aniamaaı değil. anlamaması dogaldır Batı'da olsun Dogu'da olsun moden çaglardan öncefci tanhte hem DeTİet hem Din, kendilerl Ue haik arasında anlaştnanıa olmasım çok do*a] bulurlar, bunun karşıtını ya suç ya da günah sayarlardı. Çunkil Devlet ya da Dın ancak sınırü seçkınlerin tekelinde olaeaktı Batı'da bugun b:le Katol.k kilisesı dan dılırun halkın anlamadıgı Latnce olmasında dıremvor, kımı ülkeierdekı Katolıkler bu ilkeden a\Tüdıklan haîde DUı Arapça olmavan müleüer arasında da Arapça boyie bır tekelcıligin aracı olmuştu. İspanya'dan Türkiye'ye Ayak Oyımları spanya'dı bes eencin ldamı, bütfln dBDysd» ve BnrenK le Avrupa iilkelrnnde hurük tepkiler yarattı. Ingiltere Federal Almanv* Ualva ve Fransa Hükiimetleri, Id hep «i AET'nin (rüçlö üvel^ridir duydaklan üzuntayü sert biı dille Madrit'e blldirdilcr Bati hasını da az raslanır blr önen ve tepkivlf olayın üstiinrte durdu. Acaba salt Insaniık dı^eulannd»n doğan ve olıısan tepkller midır bunlar? Düntanuı neresınde olursa olsun, Insanhk dısı karsı BatTnıo ilencl ve liberal çevreleri tepkiler gösterir ler. Ama bu çevreler ccnelükle Batı Hükümetlerinln dısındı iriıçlerflir. LJberal dernekler. af örsrütleri. ilerici sendlkalar sol partiler. ve ardın ke«cmidlr. Tepkiler. Batı'nın tutncı hükümetlerine dek tırmaıup resmi blr nltelik kazandıfc saman, olayın fistnnde durup düşünmFk ferekir. Işin aitın da bdzı haşka amaclar çıkarsal esilimler, parasal tasarılaı bulnnabilir. tspanva. Batı ekonnmlsiyle bütünleşml; blr Glkedir. ÇoS nluslu sirketler örümcek ajh fihi sarmıstır Franco'nun dlk< tatörluçiınü . tspanva riaki belll bash sanayi kuruluslan Ingüiz. FYansız, Alman. Brlçika, tsvtçre Krmayelerinin d» netimındfdir. Ama rine l«panva'da Amerikan sermave«i ekonominin bir kesimirtı kontrol edebtlecek rüçtfrtir. Aynca itlkede çob önemli Amertkan üslerf bulonmaktadır. Kısa deyisle, lspanva, siyasal rejimlndr Avrupa âlkelerinden aynlsa bile ekonomik rejimlnde bütünlesmek' tedir Ama bn noktada blı tercefi anotmaınak ırereldvor. Buçün Avrupa dlkeleri blr yandan çok nluslu slrket Irrin örümcek ağivle birblrlne bağlanmakta, bir yandan OrUkpazar'la butünleşrae sârecini vasamaktadır. tnfriltere'nin de AET've katılmasırla ba pazarda bir a;amava ceçilmistir. Ispanya Jse styssal rejimi dikiatörlük olduğundan Ortakpazar'a giremivor abnanuyor. Hem Avnıpa'nın sermaye Binıfı. hem tspanvol bnrjnvadsinln hir kesimi; fllkevi Franco diktatörliıçıinden çok partlli demokraslve trcirmeble bu engelln ortadan kalkacacııu düşünmekie; ve bu dü^uncrvl evleme donüştürmekte varar pörnirlrtedJr. Cünkn fspanva'nın katılacağı bir Urtakpazar büshntun eüçlrnerPk. bu bütunleşrae ortasında Franaız ve ttalvan Komiınıst Partilerinin çapı ve Snemi orantısal bakrmdan knçfilecektir. Ne var ki Amerika'ya davanan hir sermave krsiml de, Franco diktatörliigünün deıammı bayat soruno sarmakl»dır. tşte bu dlkta cevrel^rinin hesabıvla ve bilincivle jer« çekleştirllmiştir bes «eiıfin ldamı... Çellsldlerl kestdnlesttrmek, iç çatışmayı dikta vsnlannın istediçi gertlim ortamına fetirmek, çok partfli rejime (recisin ko$olu sayılan vumusama havasını vok etmek Için; Uıtiyar tilki Franco'ya ve yandaşlkn, kurbanlaruıı törtnle öldürmuslerdir. Avrupa ve orv celikle Ortakpazar devletlrrinin ldaralara RSrulmemis bir tepkiyle çıkışları da kuskosoz Kmelinde çıkarsal hesaplar yatan blr gösteri niteliğıni de tasıyor. I îki dillller Ancak şu da rar Id Osmanlı Imparatorluğu içmdekı halklann, dılı Turkce olanlan yuzyıllar bo>u kendı sınırh vaşamlarında doğal Turkçe konuşurlardı. Osmanhca gıbı suslu bır dıl olmadıgı kaba bır dıl sayıldıfı ^lalde padısahından vezııme kadar anadıh Tur'tçe olanlar tfzel yasamlannda, devlet dısı vaşamlarında eene de Türkçe konusurla.dı En çetrefıl dıllı devlet belgelennin kımı kez ba$ına padı«:ahİTrın kendi ellerıyle yazdıfcları. çoğu kez kaba Turkcedır Onlar istedıklerinde Hacıvatla^ma zonmluğunun ustunde olabılırlerdı Oniann dısındakıler Reaya katından çıkıp ta Osmanhlık katına %ukselenlpr ellenne kalemı aldı'ar mı bır resmi vazı yazmaya kalktılar mı, bır kesıde ya da gazel vazacaklar mı, bır paöısah haztımca çıkacak ya da bir vezinn etefinı öpecekler mi hemen HacıvatİEşırlardı. Evlenne, dogal yasamlanna, haremlerıne döndükierinde ytne Karaeoz'ün dilıne donerlerdi. Blri dogal. bır de vapma ıkı çeşıt dıllerı vardi (Kıbnsl> olan sadrazam Kâmıl Pasa'nın ev halkına yakın bır bayandan duvmusfum Pa^a çok kez Hacıvatlıktan bunalır. ev halkına. «aman çocuklar, kap>lan pencerelert kapaym da rahat rahat Kıbrıslı gıbı konuşalun» dermış). Okumuşla'' arasında dilı Türkçeleştırme akımı da sozcük sorunu olarak degıl. anlam sorunu olarak dogmuştur Mesrutıve'm selı^ı uzenne. Bu. okumuslar arasında Osmanlı düzenıne karşı yabancılaşma ıle, ozellıKle halkla dogrudan dogruyB anlasmayı sorunlu yapan ıhskılerde bulunan subavlar arasmda Hacvat Türkçesins karsı tepkl olarak baçlamıştı Dı) sorunu bır anlam sorunu olaraıc dogmuçken sonra nasıl oldu da yalnız bir sozcuk sorunu bıçımme gırdı' Bu biçime gırisle, nasıl oldu da sorun «Galatatçılar», «Osmanlı Türkçülen» ve «Tasfıyecıler» olarak tanman üç sozcuk tdeolojisı yanlılannın elinde yanl^ bir yola suTÜklendl; sftzeük çıkarma, sözcülf kom» fslne ddnüsfOnildü? Başka bır yazıda bunu tartışmalc gerekecek. Karagöz Hacivat Örneği Dıl sorununun yalnız bır sözcükler sorunu degıl, daha önemli nıte.ığı ıle bır anlam sorunu olduğunu kavramak guç degıldır. Gerçekte, dıl sorunu bu anlamda yenı bır sorun da degıldır. Onu ılk başlatan Osmanlı seçkınleri katınm sozlerını anlamayan Turk dıilı haik olmuştur Bunu yansıtan ömeklerden bırl Karagoz'dur. Onun sımgeledıgı dılın karşısında, Karagoz"un boyun» gulünçleştırdlğı «mustalah» bır dllle sozcük perendelen atarak konusan Hacivat vardı. tkisi arasındakı anlaşamama komedısı, Osmanlı düzen yapısının çerçevesi ıçınde, yüzyıllar boyu sürdü. Karagöz gerçek, somut klsldlr. Dill kab» ama yaşayan dü. Hacivat soyut klşldır. Gerçekte yoktur, yalnız kişı Osmanlı ldsl olduğu an Hacıvatlaşır. Hacivat*ın kendisi gibi dili de yapmadır doğal dıl değıldır Zengm. ama halksal açıdan sınırlı, sankı anlamsız bır dıldır. SOZCUK kuyumcularınm ışledıgı. ancak Osmanlı yonetıci kaürun kışılennuı kendı aralannda kullandığı bır kus dılı. Bu, Osmanlı toplum devlet örgütlenısine özgıl olan sıstemin dılaeki görünüşudür. Ona ozgü olan yan, haik ıle devlet arasında, gudulen sürü (reaya) Ue çobanlan arasında sıyasal gücun kıülanılışında, gıdılecen yönün seçılrnesınde kesın oır aynhk olması kuralıdır. Halkın, Hacivat katmdakilenn eylemlertnde ppçerlt sOzu olmaması, o kattakılerın ışlennı Karagös katındaJdlenn secme hakta olmaması, sürunün hanşı otlaklarda otlanacagmm Hacivat katındakılerin «ıradeıeıne gore olması kuralı. Osmanlıca bir imparatorluk dıli olarak zen Uydurulan Sözcükler Osmaniıcadaki çoğu Arapça, Farsça sozcük?r de eskıden kokenlennden sokülerek uyduruan sozcukîerdı. Ö,,Ieyken bugün buniann anlamînnı bııaığıni sanan bir avuç okumuş, bu digerçek Turk dılı sanmakta dırenıyor. Esıuden ırapçadan alınan sozcuklenn uyduruklarınm kulinılmasını dnlemek ıçin Gaiatât Lugati denen oz.ukler yazılırdı. Sozcüklenn Osmanlıca ıçıne gerçek anlamlannın Icaybolup gıtmesıni onTnek ısıtıyorlardı. «Galat» sozcük, Arapça anınu ya da bıçımı bozuk sozcuk demektır. Ne arü bu, kaçınılamaz bır sey oldugundan eskıen bıle pek az kışı bu »oiluklere basvururdu. smanlılasnııs Arapça ya da Farsça sözcükler apık bıçimleriyle Osmanlı imparatorluğunun îhrli bir katındald Osmanlı Kişıle arasında îndılerıne gore anlamlar kazanmışlardı. Ancak ükuı kafasında bunlar hlç bır anlam taşımıırdu. Onlar, anlamamakla birllkte halkın kork Tarancı'yı >KTAY AKBAL Evet Hayır GÜNÜN KİTAPLARI YAYINEV1 *NİN l •UTIM »EKIIHI'I I ekim 1910'da Wr TUrk salrl doğdu: Cahit Sıtkı Tarancı. Yasasaydı şimdi tam altmıs bes yaşmda olacaktı. Oysa 13 ekım 1956'da Vıyana'da öldü, kırk altı yasmda... Nerden aklıma gelecek; elbet dergUerl, Kitaplan, antoloen sık sık kanstırmamm sonucu .. Baktım, ekimin dördündoğmuş başka bir ekimin on üçünde ölmüş .. Şiirlerinl okum yenıden, kıtapianru buldum, Ziya Osman'a yazdıgı mekplan natırladım. Tarancı'ya alt anılanmı canlandırdım. Karaşmalarun, konusmalanm, Saba'dan dlnledlfclerlm... Bir zar öğle sonrasınd» Tarancj*yj dizelerinde duydum, yaşatn. Boyledlr, şainer büsbürun yok olmazlar, o dızelerde kenıl bulan ber ttsiy» yeniden dofarlar, kaldıklan yerden jatıalannı sürdürttrler, «Paydoa bund«n böyJe çılgınlıklarm Sert konuşmaya ba^ladı aynalar Yetişir koşrum aşkın peçi sıra Bitlrdi benl bu lçkl. bu kumar. Ne ssklıyayun ^aflet etflğiml Elimle batırmışım gonçliğiml Bmip binecegim en güzel geml Aldıgun geri verme dalgalar» Zaman alır götilrür durmadan .. Hern nedir M Wr ?a!rln •amı? Okullar, Galttasaray, bir lkl yıl Mulkıye ogrencılıği, •ken Pans, sonra savaş yuzünden oradan bısikletle kaçış, Undan askerlik gbrevt. o da bıter memurluk yıllan başlar, adolu Ajansı çevlrmenliği, Çalışma Bakanlıgmdaki görevı, l'ın temmuzunda evlılık. 1953 aralık aymda hastalanması, ; oluşu, konusamaz hale gelişi, en sonra da Viyana'da tedavi •urken yaşamdan aynlması... Bu, dümdüz bır çizgıdir. Olaysız bir yasama... Tek blr deilik, «35 Yas» şıiriyle CHP Şıir ödulunıi kazanması... Baş'.. Başka bır şey yok. Akşamlan işten çıkar çıkmac küçuk yhanelerde bır masa başı, tek tek ıçtığı rakı kadehlen, durksızuı siır şıır şnr!... yazmak, ama daha çok şnr üstuno »unmek, okuyar^k, yaşayarafc şiirle haşır neşir olmak. Bu jek yaşamidir saırin, tek yaşamı... Daha Galatasaray sırandan başlayan bu şıir tutkusunu bakın kendısı nasıl anla>r: «Bende edebiyats ve bilhassa siire karsı haklkî ve köklü ılebılecek ılk alaka Ualarasaray onuncu sırufında sıra arksım Ziya Osman Saba nın delâletıyle tanıdıfım Baudelaıre başlar. Bu dev Fransız şeınnı ıçune sındıre sındıre oSutan sonradır KI sıır jrazmak bemm ıçin teneffüs etmek, yec ıçmes kadar tabiı bır hayat faalıyetı oldu... Baudelaıre a, suyun dıbme inmesım, ogrettı, ıçunle dışım arasındaki a «Les Fleurs du Mab>ı okuduktan sonra ıdrak ettim. Bauure bana kendıau buldu.du.» Bırden hatırlayıverdızn, Tarancı yürüyemez, konusamaz, ımaz hale geiaıkten sonra bır yazı yazmıstım. «Sanatçıyı arKen i>e\melı» başlığını tasıyordu. Bır yanda unutulmuştu , ıjıleşmez artık jargısma vanlmısu. Nerdcyse olumü lenır gıbıydı Ben de o jazımda sanatçmın yazgiMiu belırtıaum. 111e de olmelı nıı bır şaır, bır yaaar, oır ressam, yağı surece nı>e onu değerlendırroemelı, kendısıne topluman îisını, se\gısını gostermemelı? Eır iKı ay sonra Tarancı ol>tu. Ardından yazılar yazıldı, kıtaplan bır üez daha basıldı, ra toplumun ılgısı bıttı. Bugıin kitaplan yenıden basılraıadı pek anilmıyor, antolojılerde be? on sayfa ıçınde genıs alara seslenıyor, bır de okul kıtaplanndald tek tük sıır,le... Tarancı şıirımızın mr öncüsü müydti? Yeni bır beğenı mi rdı' Hayır. O, bır Nâzım Hıkmet, bır Orhan Velı degıldır. 3ıgı temalar da yenı şeyler olmaktan uzaktır. Baudelaıre, aıne çi2gısının bıze getırdığı duyarlılıklar, ozlemier, ıncer .. Tarancı nın şıırınde onemlı olan konu degıldır, sczerdır Sozcuklerın, en sağlam, en gereklı bır bıçımde sıraıasıdır. Yaşanmışı venr bu ıtmayia seçılcmş sozcüklerle. aırıı, çe">resını, ıç dünyasını.. Ama hepımız icendımızı buluortak oluruz o korkulara, sevmçlere, coşkulara.. • Içımı tıtreten bır sestır her gun Saat her çalışmda teketier Ne yaptın tarlanı, nerde hasadm? Elın ooş mu ieKsın geceje Bu duşunsen yarıyı geçtı Ömrun Gençboyleuır ışte, gelır gıder Ve kırılır sonra kolun sana Koşarsın pen<er3den pencereie» dıyordu. «Gençlık edır ışte« şıınnde .. Daha ılk gençlık dızelenni vazarken ordu herşeyın gelıp geçıcılıgınl. Sanatmtn en olgun çagında ığı «Otuz beş yaş» şirındeki karamsarlık nerdeyse çocukj başlamıştı onda... Yeni Ufuklar rçy ISTİKÜIL Sanat ve Edebiyat dergisinin Ekim P.K. 1034 KARAKÖY İSTANBUL Altm borsasında dönen dalaverelerin içyüzü... *nat*«M 0 KUMNKİ1AP Tfirkiye hesahıns bu olavdan alınacak dersler vardır. Bir ulkede devletin içlnde yuvaiannus örgiıUer, sermaje sınıflanrujı ejilimlerini asan, ya da bu eğillmlere yön veren planlatma ve eylemlere şeçebillrler. Fasizmln mekanizmaları çoğu zaman böyle lşletilir; Sermaye sınıfını faşizmın bayrağı altında biıtünleştirmeft için oyunlar sahneye konur. Buçün ülkemizde bir yandan çıkar dolapları oUganfistü bir hızla döndürülüyor; bir yandan baskı çarklannuı ivmesi artıyor. Komando saldınlan ölümler, baskınlar, »ür. Riinler birbirtni kovalıyor. Haftalık Yürüyiij derçisinin verdiği bilçilere göre nisandan bu yana 10 adet dernek ve Uyatro kapatümıs, 18 silâhiı baskın yapümıs. 39 blna ve lo> kal patlayıcı maddelerle tahrip edllmlş, 546 Msl yaralanmış, 16 kişl fildürülmüs. 9 öjrretim kunımo kapstümıstır. Bunlar» bir de surulen memor, öğretrnen ve cörevüieri katınız. Cephe ikHdannın bfliâa çabası, İç çatısmavı sertlestirmek, demokratik ortamı yok etmek, Bermaye çevrelerinl fasizmin peşinde biitünlestinnektlr. Acaba Cephe fasizml bu yolda dıs desteklerüd bulabilecek midlr? Az geUşmts ulkelerde tnflztn, dıs deste|e dayanmadan t yasajaroaz. Bnnun Içlndir U, sora önrm hszanıyor. Şimdt> Ilk Adana ve Izmır «ermayesi Ue börünle^n Opbe önfitüniin töm sernrave «evrelerini kapsadıfı da sövlenemez. Ba durumda İZ ekim teçimlerinden sonra gerilemeal olanak içidlr. Ama secün venilgislyle bfisbütün azarsa.. da sasmıyalnıı. • niıjâzi berhes Donusum 6 tordjnıan motchane CHRYSLER Şirketimizirj tkmal Dalreslnl YCnetecek SANAYİ A.Ç. anaina* Özdemir asaF IKMAL MÜDÜRÜ CKEKLERI YEfnEYiri MMŞBİR «IMH m nuı MRT1^"^•^ ^ V UL NÜ ULENT ECEVTT paul r\\zöt\ HALKIN SE SESİ26 MC FASlSTltRİNOtN HESAP SORAUM ÎÇ/NDEKÎLER: • HtÇ BİR PARTİTİ DESTEKLEMtYORUZBnnunla beraber, TürUye Birlik Pnrtisine oy verümeslne karsı SEiiuıcrrR EMEKCI • «NE AMERİKA NE RLSYA SUM5.4N1. YANLIŞTIR / EMEKÇ3 SEÇÎMDE Tntumnmuz T E P EVREN'INSIRLARI İNSAN Bugün bütün bayilerde «. Halkın Sest, CHP ve TBF hakkındald bu elestirUeri dolayısıvla. daha önce açıkladıği seçlm programına bağ lı kalarak, bu parlilert dcstcklemİYor ve bu partilere ov rerme konusuntl? bir çaçnda balunmtıror. lanl biz, ba partilere oy verilmesi için berhançı bir kampanva vurütme\ eceğiz. Bununla beraber, TBPnin son açıkladıçı programında da fansıyan yurtsever ve demokrat niteliklerl dolavısıyle, TBP'ye oy verilrnesinin halkımız için bir mahrur taiımadıjı görfisündeyiz Bunun yamsıra, çerek CHP ve gerekse TBP'yi iki super devlete, MC faşlnnine ve sosjal emperjalızmin ajanlanr.a karsı mâcadele cttikleri her noktada var gücıbnnzie destekliyeceğimizi burada blr kere daha belirtiyoruz . » • • • • • FRANCO D İ K T A T O R L Ü G Ü M Î N ^LLMÜ tSP4M'4 HALK1NIN »rÜCADELESİNt DURDURAMAZ tŞÇt SINIFI! SENDÎKAM SOSY.\L EMPERYALIST I T Ş\RUR1NA BIUAKMA» Kemallst Devrim 5 YENÎ TROÇKIZMtN VARPlfll NOKTA: VÇVNCÜ DÜNYANIN REDDt.. YENI ÇAR LAR KENDİ GVCtNE Gtn"ENME tLKESÎNE NÎÇtN «5MDIRIYORLAR?IXKELER BAĞIMSIZIJKMİLLETLER KLRTULÜİj. H.\LKLAR DE\?RİM tSTİYOR., P.K. 1112 SirkecıIST. Ist. Dağıtım: Fuat BÜTE/Türkiye Dağıtım: HÜRRIYET DAGlTIM.. aranmaktadır. Istlhsal ve stok Vontrolunda, malzeme ikmalinde, ltnal « gumriik rejimlerınde tecrübe sanıbl olmak ve çok tyl trıgıhzce bılmek sarmr. Otomotıv endustzisinde çalışmış bulunma terclh sebebi. dir. Mesleki açıdan tatmln edlci nitellklere sahlp olan Ust kademedekl bu pozısyonla llgılenenlenn, Gebze / Çayırov»'daki 'abnkimua bızzat veya P.K. 53 Kadıköy istanbuJ adresıne aynntılı bır yazıyla müracaatlan rica olunur. Sağlanacak ücret ve yan menfaatier pozısyon seviyesln» uygundur. Müracaatlar gızli tutulacaktır (Reklâm: Moran: 1537) rtW türkiye işçi partisd her ne işçi < ttiridye deödl Sesp 6 gnıerke; nur*u zrya sok,i7/5 tünelg TSIPle vazısnıaiaı demokrasi bildirg'esi lOti&b*skı ı GREVLER, DtRENÎŞLER VE DISK ı YTJRTSEVKR OĞRETMENLER ÖLJDÜRÜLÜYOB ı VERGl İADESI Mt, İANESÎ Mİ? TARIM KOOPERATtFLERÎ VE İŞÇILER \ VIETNAMDAN SONRA ORTADOĞU MTJ? ı ABD, ORTADOGV VE TÜRKÎYE ABD EKONOMÜC KRIZI NE DURUMDA? • Haberleşme adresi: T/careihaoe üo. 12,7A Cağaloğlu tstanbul gıincel görev yohuımzaçık olsun arires TİP nuru nuru ziya sokak rf/5 tUneListanbul ;, Dağıtım: GE DA •••••«••••••••»••>••••» KÖZ VAYirMUARI KÖZ YAYII\«ARI Karl Marx • . ». Tevfik ÇAVDAR 4 « Sadece öfrenciler İçin mlT Hayır Tum Tarihseverler lçtn... Vazgeçilmez el Idtabı prof. dr. rasim adasal normal ve anormal cinsiyet ve evlilik DORUK KÎTÂP VS YAYIMEVI Zafer Car. Y.SAVn r/ur.^i nn KUCELMANIM'A MEKTUPLAR 40^eyozj».lstanbul • MİLLÎ MÜCADELENİN " EKONOMİK KÖKENLERİ, PK. 40 BeyazıtJstanbul MARX Tarih Ansiklopedisi \ M. ÇAĞATAY ULUÇAY Büyük boy 562 sayfa 2. Baskı'JUUra Dağıtım: BATEŞ ve ENCELS 3. baskı 8 lira
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear