22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 15 Ocak 1975 19R51971 yüları arasında basında yayımlanan yazı ve p.rastarmalarla kamuoyuna maledilen «kıyı yagması olayı»na 1971 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı egilmek zorunda kaldı. Bakanlık bir yasa tasansı hazırlad'.. Ekim 1972 tarihini ve «Kıyılar ve Turistik Alanlar Kanunu Tasansı» adını taşıyan bu tasan daha sonra Bakanlar Kurulunda göriisüldti ve Millet Meclisine gönderildi. Tasan Meclis'in 1873 yılında venilenmesinden önce ele alınamadığı için «kadük» oldu. Sonrakl hükümetler tasanya ilgi gösterraediler. ""'asan böylece unutuldu. Olavlar ve görtisler Kıyı ve Kıyı Şeridini Korama Prof. Dr. Ümit DOĞANAY kl özel mülldyete fcomı olamayan devletin hülanılması özel kamu hukuku hükümierine taMdir. Bu nedenlerle özel mülkiyete ilişkin hükümler sahipsiz topraklara uygulanamaz. Tanımına göre kıyılar sahipsiz topraklardandır. Herkesin yararlanmasına açıktır. Kıyılar kapatılaroaz, kişisel tasarruflara konu olamaz. Kıyıya sınır tapulu toprağı bulunan kişiler, vatandaşların bu yerlerden yararlanmasım engelleyemezler. Kiyı şeridinin durumu farklıdır. Kıyı şeridi özel mülkiyete konu olabilen topraklardandır. Ancak kıyı şeridi üzerinde özel mülkiyet tmar Kanununun 7. Ek maddesi ile. «toplum yaran ge reği» sırurlanmıştır. Ek madde 7'nin 1. fıkrası hükmüne göre kıyı şeridi içinde «hususi şahıslarca umumun istifadesine ayrılmayan bina insa edilemez ve mevcutlara ilâve yapılamaz.» Kıyı şeridinin Bakanlar Kurulu karan ile genişletildiği durumlarda, bu alan «turistik alanlar» içittde bulunan taşınmazlar da aynı hükme tabidir. Yasa bu sınırlama yanında, ek maddenin 2. fıkrası hükmü ile turistik alanların imar plânlarının öncelikle hazırlanmasmı emrediyor. 3. fık raya göre de kıyı şeridi ve turistik alanlar içinde kalan tüm toprak ve arsalann kuilanümasına, ifraz ve tevhidine. bunlar üzerinde «umumun istifadesine ayrılmış» her çeşit yapuun yapılmasına, İmar Kanununu değiştiren 1605 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 20 temmuz 1972 tarihinde kıyı şeridinde bulunan ve turistik alanın tespiti terihinde bu alanda var olan yapılann genişletilmesine, kat ekienmesine ilişkin esaslar ile yapılacak .umumun istifadesine ayrılımş» binalarla. evvelce yapümış binaların kullanüma biçünleri. bir yönetmelikte gösterilecektir. İmar Kanununun ek madde 7'sinin aon fık rası hükmü Üe kıyı jeridi ve turistik alanlar içinde bulunan devlete ve öbiir kamu tüzel kışilerine (âmmeyeı ait binalı, binasız kamu mülkiyetindeki ve özel mülkiyetteki toprak ve arsaların mülkiyetinin özel kişilere geçirilmesi yasaklanmıştır. Kıyı şeridinde denizden doldurularak ve bataklık kurutularak kazanılacak toprakiar da özel mülkiyete geçirilemiyecektir. Hâkimlerin dertleri Yasalara Aykırı 4 ekim 1926'dan beri yürürlülrte bulunan 'Medeni Kanunun 641. maddesi bugune değin uygulanmamıştır. Devlet, hüküm ve tasarrufu altmdaki topraklara, özellikle sahipsiz topraklara. sa hip çıkmamıştır. Kıyılar açısmdan olumsuz tutumuyle kıyı yağmastru teşvik etmiştir de denebilir. Herkesin yararlanmasma açık olması gereken kumsal, taslık, kayalık ve sazlık alanlar kıyıya sımrı bulunan özel mülk sahiplerince kapatılmıştır. 6785 sayılı Imar Kanununun 7. ek maddesi 20 temmuz 1972 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu hük mün de tam olarak uygulamasma geçildiği soylenemez. Basından öğrendiğimize göre (Cumhurıyet 30 kasım 1974) tmar ve tskân Bakanlığı 4 kasım tanhlı bir genelgede maddenin 1. fıkrasına dayanarak «kıyı şeridi» genişliğini 100 metre olarak açık;..;nıştır. Bakanhğın bu konuda baskaca olumlu girisimi saptanamamıştır. Bakanlık henüz maddenin 2. fıkrası gereği olarak «turistik alanları belli etmemiştır. 3. fikradaki sözü edilen kıyı şeridi toprağının kullanılmasuu düzenleyecek yönetmeliği çıkarmamıştır. Kamuya ait binalı. binasız toprak ve arsaların özel mülkiyete geçirilmesini önleyecek, kıyüarda doldurarak veya bataklık kurutarak kişuerin toprak kazanınasmı önleyecek tedbirleri almamıştır. A nkara lli hikımlerinden Sayın Cemal Gürsoy'dan aşadaki mektubu aldım: «Sayın llhan Selçuk, Koruyucu Çaba ve Hükümler Tınizın ve Tanıtma Bakanlıgı çalışmalarım sürdUrürken Millet Meclisinde üd milletvekili «6785 sayılı tmar Kanununda Bazı Değişiklüder Yapılması Hakkmda Kanun Tasarısmnın görüçülmesl sırasmda kıyılann ve kıyı şeridinin korunması için gerçek tedbirler alınmasını öneriyorlardı. îstanbul MMetveküi Reşit Ülker ve Kastamonu Milletvekili Hasan Tosyalı. tasannm 7. Ek maddesi görüşülürken verdikleri önergelerle maddenta kıyı yafmasını önleyecek biçimde degiştirilmesini istiyorlardı. Her iki milletvekilinin çalışmalan başanlı olmuş, sonuçta tnadde 6785 sayılı tmar Kanunundaki biçimi almıştır. Kıyı yağmasının önlenmesi için çahşanlar ve gelecek kuşak «Kıyılar ve Turistik Alaniar Kanunu Tasarısumı hanrlayanları, hazırlanmasında katkıda bulunanlan, ve Sayın Reçit Ülker ile Sayın Hasan Tosyalı'nın adlannı saygıyla anacaklardır. Basın mensuplarının hiç ilgl »östermediğı konular arasında hâkim ve savcıların durum'.arı vard'.r Oysa sorunlanmız o kadar çoktur ki, insan nereden başlayacağını saşınr. Bu mesleğe ilk girenlerin ayhğı 2 bln liranın altındacfır Gündeliklerı 65 liraya gelir. En azından 15 yıl okul, 1 yıl staj. 2 yıl staj sırası beklemek üzere toplam 18 senenizi bir amaca harcadıktan sonra 1 aylık izninizde bir on liravı hesaplayarak harcamak zorunda kalırsınız. Bugün Türkiye'nin asgarî dört yüz ilçesinde ikişer hikim kadrosu vardır. Ancak bu ilçelerde hâkimlerin izin, tâyin, rapor, istifa, ölüm gıbl hallerinde genellikle tek hâkim kahr. Bu tek hâkim o ilçede, asliye hukuk, asliye ceza, sulh hukuk. sulh ceza, sorgu, lcra ceza, icra tetkik, tereke, ticaret ve iş mahkemeleriyle, efer tapulama bölgesiyse, tapulama hâkimliklerine de bakar. O zaman haftanın 5 gününe 2 mahkeme düşer kl, hâkim en azmdan4050 dosya ile duruşmaya çıkar. Bunun dışında, yapılması gereken keşifler, yazılması gereken kararlar ve seçim lsleri vardır. Kuşkusuz her insan gibi hâkimin kişisel ve ailevl dertleri rfe bulunur. Bir insan bu kadar yükü nasıl kaldmr, ve karsıhğı nedir? Yukanda belirtüen asgart 400 dolayındaki ilçede hftkim sayısı bundan 20 25 yıl önce ö*e iki ldi. Oysa bu sürede nüfus birkaç kat artmıstır. Buna paralel olarak Adllyede ls birkaç mlsli artmış bulunmaktadır. Bu durumda ilçelerdekl hâkimleri arttırmak, verimll ve çabuk adaletl iağlamak bakımmdan elbetta gereklidir Hâkim kadrolanndaki 500 600 kişilik açık bir türlu kapatılamamaktadlr. Mesleğe yenl giren hâkimler kadar meslekten istifalar olmaktadır. Bu durum mesleğin maddl yönden cazip olamayısından ileri gelir. Devlet Memurlan Personel Kanunu, Asker! Personel Kanunu, Onlverstteler Personel Kanunu çıkmıştır. Oysa Hâkimler Personel Kanunu Anayasadaki kesin ve açık hükme rağmen hâla çıkartılamamıstır. 1488 layılı Kanunla değisik Anayusa'nın geçici 20. maddesine göre adı geçen kanunla değisik Anayasa'ya eklenen hükümler gereğlnce gerekü kanunlann bu tarihten itibaren bir sene içinde çıkartılma zorunluğu vardır. Bunlardan biri de 1488 sayılı kanunla değisik Anayasa'nın 134. maddesidir. Ba maddeye göre hâkimlerin aylık ve Odenekleri kanunla düzenlenecektir. Ancak yukanda bellrtildîğl gibi Anayasa'nın geçici 26. maddesinin zorunluğuna rağmen bu kanun bir seneyi çoktan geçtiğl halde çıkartılamamıştır; ve ne zaman çıkacağı da meçhuldür. lcabında gençliğin birtakım eylemleri Anayasa'yı ihlâldir diye cesalandınhr, ancak Parlamento mensuplarınm Anayasayı açıkça ihlâl etmelerinin hiçblr müeyyidesi yoktur. Hâkimler bu «ebeple hâlâ aylıklannı Devlet Personel Kanunu geçici bir maddesine göre almaktadırlar. 1970 yılından b e n gelen lktidarlar bu konuyu bir tür» lü ele almazlar. Ama Parlamento, istediğinde, bir ay öncesinde olduğu gibi, 27 Mayısia mahkum edilen kişilertn siyast haklannın iarfesine dair kanun tekllfinl İki gün içinde Meclis ve Senato Genel Kurullanndan ve Servato Komısyonlarındac geçirterek çıkarmıştır. Bu çabukluk hâklmlere gellnce islemez. Basın tüm bu konulara neden flgislzdir? Susuc, elektriksiz, yolsuz ve hattâ gazeteslz birçok yerlerde görev yapan hâkimler ikinci tınıf vatandaş mıdır? Yıllardir hfikimlerin lojman sorunlanna eğilen olmamıstır. Orta dü • teyde bir ü merkezinde Mr valinin oturduğu lojmamn ya nçapmdakl bir yerde hâkim oturmaya kalksa, ayda 1500 ' lira kira verir. Çok daha lyl bir yerde vali bedava otururken hâkim necîen 1500 llra verirî Aslında blı hâkimler bu konularda bize blr imkân sağlanacağı inancı ve hayalinde değiliz, ama gerçekler acıdır. Aynca Adliyelertn kütüphane sorunu da çözümlenmemiştir. Hiçbir kitap Adliyelerde bulunmaz. Her hâkim gerekli kltaplan özel bütçesinden satın almak zorundadır. Oysa bu kadar «nl«:"lSfr*îtîft>ikat içinde çeşitli kitapları satın nlnhiimefr, mmMî yör.drn imkansız olmaktadır.» Kıyı ve Kıyı Şeridi Nedir Yasalarda kıyılan ve kıyı şerid:ni koruyuou İM ana hiikilm vardır: Medeni Kanun'un 641. madesi ve 6785 sayılı tmar Kanununun 7. Ek mad desi. Medeni Kanun'un 641. maddesi toprak mülkiyetl düzeni ile ilgili genel hükümdür. 1605 sayılı «Imar Kanununda Bazı Değişiklikler Yapılması Hakkında Kanun» ile îrr.ar Kanunu'na eklenen Ek madde 7 hlikmü ise kıyı şeridi üzerinde mülkiyetin kapsamını düzenleyen özel bır hükümdür. «Kıyı» ve «kıyı şeridi» ayn toprak çeşitleridir. Kıyı deniz veya dogal veya yapma göl veya nehir sulannın başladığı yer ile tanm topragı »Tasmdaki kumsa!, taşhk. kayalık veya sazlık slanlardır. Bu nitelikleri ile kıyıiar MK. 641'de küm ve tasarrufu altındaki «sahipsiz» topraklardandır. Kıyı şeridi ise îmar Kanunu'nun Ek madde 7 hükmünden anlaşüdıgı gibi, kıyıdan içeriye doğnı devam eden ve genişligı 10 metreden aa olmamak üzere îmar ve Iskân Bakanhğmca saptanacak deniz, göl ve nehir kenarlanndaki toprak şerididir. Kıyı şeridinin içeriye doğru başlangıç noktası tayının bittigi yerdir. Kumsal, taşhk, kayalık veya sazlık bir alanm (kıyının) bulunmadıgı durumlarda kıyı şeridinin içeriye doğnı başlangıç noktası deniz, göl veya nehir suyunun doğal şartlarda ve en yüksek duzeyde kara ile birleştiği yer olarak kabul edilecektir. Yapay engeller nedeni ile dogal dunımun saptanamadıfı durumlarda ise kıyı şendinın içeriya doğru başlama noktası deniz, göl veya nehir suyunun kara Userindeki yapıtlarla birleştiği yer olacaktır. Ek madde 7*nln 1. fıkrasına göre tmar ve Iskân Bakanlığınca saptanan kıyı şeridi, maddenin 2. fıkrasına göre İmar ve îskân Bakanlığının önerisi ve Bakanlar Kurulu karan ile genişletüebilir. Uygulamada «turistik alanlar» denilen genişletilmiş kıyı şeridi de, bütünü ile kıyı şeridi hükümlerine tabidir. Yasalar Uygulanmalı Kıyılann ve kıyı (eridinin korunması yasalardakı koruyucu hükümlerin uygulanması ile mümkündür. Devlet hüküm ve tasarrufu altındaki topraklara sahip çıkmalıdır. İmar ve îskân Bakanlığı tmar Kanunu'nun Ek madde 7. hükmü le kendisine verilen ödevleri yerine getırmeli ve tedbirleri almalıdır. Yasal gerekler tam anlar nu ile yerirıe geürilmedikçe zaman zaman ortaya çıkan koruyucu girişimler, olayı külleyici gö»tennelik tutumlar olmaktan ileri gidemiyecek» tir Sınırlı Mülkiyet Medeni Kanunun 641. maddesi hükmüne göre sahipsiz topraklar özel mülkiyete konu olamaz. Bu çeşit topraklar Devletin hüküm ve tasarrufu «kamu mülkiyeti» altındadır. Sahipsiz topraklar herkesin yararlanmasma açık kanıu mülkiyetindeki topraklardandır. Isletilmesi ve kul BİR ANNE •• • • OLDU OKTAY AKBAL Evet Hayır Ekonomik Düşünce Alışkanlığı ve Bütçe T oplumumuzda bize göre en önemli eksiğimiz, her düzey ve çevredeki yurttaşlann eko nomik yapıyı bozucu davranış ve alıskanlıklara gerekli önemi vermeyip, ekonomik olaylar biraz ters gidlnce paniğe uğramamız. ha tayı hata ile karşılamamızdır. Nedense toplumun sosyoekonomik yapısmı kollaysuı, dünyadaki eko nomik gidişe uyan davranıslara, önlemlere (tedbirlere) düzeylere varamıyoruz. Bunun birkaç ör neğini açıklamaya çalışalım. «Sizin hıı; anneniz öldü mü? Ölmediyse de ölecek. Hepimiz ölecegız. Ama anneler hep once ölecek. Doğanın bir guzelliği de bu belkı. Anlatnı, yüceliği.» Birkac yıl önce annemi yitirdiğimde böyle demiştim bir ya»ımda. Açıp buldum khapta, yenıcien okudum. Anne ölümleri es duygular yaratır bende. Ortaokuldayken bır uzak akrabarun hanımı ölmüştü genç yaşta. Dört erkek çocuk kalmıştı ardmda. Gecelerce ağlamıştım onun için. O çocuk'arı düşunerek.. Sonra hep*i büyüdu mühendis, yargıç, avukat oldu. Ölenıe ölünmez. Kalanlar yeryiizünde yaşayacak süreleri bıtene dek. Kazıme Nadi 1890'da doğmuştu, 1975 de öldü. Uzun bir yaşam. Ama boşa geçmemiş, yararlı olmuş bir yaşam. Eşinin savaşma katıimış, fıer zaman yanında yer almış. Yalnız ona çocuklar vererek yeüştirertk değil, düşüncesinde. uğraşında da yardımcı olarak. O kadar ki Yunus Nadi'nin ölümunden sonra da «Cumhuriyet»i bir bayrak gibi taşımış, yere düşürmeden, son gününe dek. Gerekli bir öğreum görnıemiş, eskı zaman hanımlaruun kapalı yaşamı içinde bir Türk kadını. Eşne, çjcuklarına tam bır güven duyan bır insan. Onların kötü bh şey yapmayacaklarına, düşünemeyeccklerine inanmış bır eş, bir anne. Kocasından aldığı emaneti son ânına kadar yaşatmıç, hem de aynı kişilikte, aynı anîamda.. •Cumhuriyet» gazetesinin yarım yüzyıldır devrimci çizgid?, gerçek cumhuriyetçilik anlayışında, özlenen bir demokrasinin savunmasmda, hiç bir zaman gerilememesinde en büyük pay bu annenindir, Nazüne Nadi'nindir... Bunu hiç çekinmeden yazabilirım. Çünkü birkaç yıl öncek: anlamsız fırtınada ters rüzgârlar Cumhuriyet'i de önüne katıp bataklara sürüklemeye kalkışınca buna ilk karşı koyan Yunus Nadi'nin eşi, Nadir ve Doğan Nadi'nin annesi Nazime Nadi hanım ohnuştu. «Cumhuriyet» kendine yaraşan, yarım yüzyıldır temsil ettiği ilerici, devrimci, öncü görevini boyle yaşlı bir Türk annesinin inancıyle füfdürdü ve her türlü sapmalardan kendini korudu. Annelerin yaşı yoktur. Kaç yaşır.da olursanız olun bir anneniı varsa onu çocukluğunuzdaki, Uk gençliğinizdeki kişiliğiyl» göriirsünüz. Varlığı en büyük güçtür sizın ıçın. Annem seksen yasındayken bile iigilenirdi giydiğimle, yediğimle, içtiğimle. Ükokul, ortaoku] ögrencisi sanırdı beni! Yanmdayken yüların geçtiğini ur.uturdum. Bir güç, bir gençlik kazamraım gözlerine baktıkça. Hepimizin bir takım görevleri var annemize karşı. Kimimiz gereğince yerine getiririz, kimimiz getiremeyiz. Acısı çıkmaz bunun, içimizden yülarca. Ah neden şunu yapmadım, neden öyle konuştum, neden dediğini dinlemedim diye bir takım pismanlıklar... Ne iyi. annesine karşı görevini yapmış, buna kendini inandırmij bir oğul olmak. Sanırım Nadir Nadi bu güzel duygunun huzuru içindedir. Bu da ölüm denen gerçeğin önünde bix yışamda kalanlara düşen bir avuntudur. Güzel bir avuntu,Nazime Kadi'yi «Cumhuriyet» ailesi hiç bir zaman unutatnsz. Türk gazeteciliğmin tarihi gerçek aynntılarıyle bir gün yazılacak olursa «Cumhuriyet» bu tarihde en önemli yeri alacaktır. Elli yılm bütün olaylarına, bütün ilerici eylemlerine, kamuoyunu olumlu yönde oluşturan bütün atılımlara karışmış öncü bir düfün gazetesi olduğu için.. «Cumhuriyet'in bu kişiliğini tam yarım yüzyıl sürdürebilmesinde en büyük paylardan blrinin bu ses»iz, aevgi dolu anneye ait oldugu da unutulmayacaktır.» BÜTÇE SORUNTJ, HÜKÜMETE, GEÇEN YILKÎ BÜTÇE ÜZERİNDEN BÎR HARCAMA ÎZNİ VERMEKLE ÇÖZÜLEBÎLİR. BU DURUMDA BAŞKA BİR ÇÖZÜM ARAMAYA KALKIŞMAK YANLIŞTIR, Arslan Başer KAFAOGLU mız lhraç olanağı bulamaktadır. Önlem daha yeni aranmaktadır. Oysa yapılacak şey agustos başında pamul: için dış satımda (ihracatta) vergi uygulamasına geçmektı. Bizde bu araç ne yazık ki çok geç. esnek olmayan şekiMe uygulanmaktadır. Katftb ti "pamcgun1 ıbr«oı için bu vergi iadeleri bile yeterli olmayabilir. Daha başka önlemlere gidilebilir, gidilmesı gereklidir. Bir yandan pamukta bu yapılırken, öte yandan da pamuk endüstrisindeki gıder vergisi oranlan üzerinde hızlı şekilde bir lndirime gitmek sarttır. Aslında bunlar bütçeler üzerinde de (gelir ve gider bütçeleri) önemli oynamalar, düzenleme ve ayarlamslar gerektirirken, bütçeyi sa bitleştirmek. hattâ budayıp dondurmak her halde uzun uzun düşüntilecek bir konudur. Hükümetlerimiz haber alma Denge mi, denge bozucu mu? Ekonomik düşüncenin toplum ve devlet yaşamına hiç girmemiş olduğu savmuı bir kanıtı da eko nomide hâlâ çok eskimış dengeci sanılan. ama aslında dengelerin bo zulmasından ba^ka bir şey getirmeyeeek. adunlaLKjanAilMdftîMpıul masıdır. Örneğin, Resml Gazete'de yayımlanan ve bütçede hemen he men carl kalemler dışında bütün ödemeleri donduran hükümet karan bunlardan biridir. Bütçe dengesini her ne bahasına koruma gi bi 1930'larda geçerli sayılan (o da sadece Türkiye'de geçerli olan) bir inanca dayanan bu uygulama ekonomiye büyük zararlar getirecek niteliktedir. Unutulmamak gerekir kı, özel kesimin son on yüda aldığı uzun yola ve geçtiği asamalara da bakılsa, ülkemizde bütçe. her türlü ekonomik işlemle rin ana ekseni, itici gücüdür. Sene sonlarında getirilen anlamsız don durmalar, sadece bütçenin kendi içindeki uyumlan bozmakla kalmaz, ekonomide duraklamalara da yol açar. Hükümetlerimiz ve ilgililerimiz, bir şeyi unutmamak zorundadırlar: Bütçe dengesi ekonomik yasamınuzda kurulması gerekli dengelerden sadece birısi dir. Bütçe dengesi ötesinde, ondan önemli olarak temel mal sürüm ve istek <arz ve talep) dengesi, dıs ödemeler dengesı, iş ve iş arama dengesi, yatınm tüketim denge leri vardır. Bize kalırsa hükümetimiz bütçeyi araç olarak kullanıp bu dengeleri korumayı temel amaç alması gerekli bir zamanda, bir tasarruf gösterişi içinde sert, uygulanması ekonomik zorluklar doğurarak, ülkeye de fazla bir şey getirmeyecek bir örüemi başa al . miftır. Aslında sadece bu hükümet değil, ta Ecevit Hükümetı zamanından bu yana, karşı karşıya bulunduğumuz iki temel konuda, iki ekonomik ana politikada hâlâ bir şey yapümış değildir. Bunlardan tasa evreli sayılabilecek olanı, temel inanç Urünürniiz olan pamuğun ve temel endüstrimiz degilse bile, önemh endüstrimiz olan pamuklu dokuma endüstrisinin içler acısı durumlarıdır. Üçdört aydır pamukları yiş konularınl anlama yol ve alışkanlığındadırlar. Eğer dış piyasalarda ekonomik haber almaya önem verseydik, haber deferlendirme btrimlerine önem verseydik. ne pamuk ve ne de, demirçeükte gecen yıl ve bu yıl ugrar.ılari iafarlsfr" aıeydâaa'ge' lirdi. Şunu da ekleyelim ki, bazı çevreler pamuğa verilen taban fiyatlann yüksekligt Uzerin de durmaları yanlıştır. Ecevit Hükümetinin 8 liralık fiyat koyuşu, kim ne derse desin, hatalı defildir. Daha aşagı düzeyde bir fıyat saptar.saydı. gelecek yıl pamuk ekimir.de alan olarak eksiimeler meydana çıkabilirdi. Temel tanm ürun dengelerinm korunması bizce esasa dayanan çok önemü bır sonındur. Hükümetlerin hatası Eeçici dengesizhklerin doğıırduğa geçici bunalımlar ve çıkmazlar karşısında. denlnce, sadece savunma ve asa daha önemli mekanizmalan harekete geçirmeyışleridir. Hükümetler eleştirilecekse buradan başlamalıdır bu eleştiriler. Burada denebilir ki. hükümet bunabmı 44,5 aydır sürüyor, ne yapılabilırdi? Zaten bir ekonomide otomatik işleyebilecek melıaniBmaların kurulmayışını dile getiriyoruz. Ekonomiyi ön plana almış bir toplum olsaydık, bu otomatik mekanizmalar hiçbir esaa Jı hükümet karan gerekmeksilin ışlerdi. Uzun evreli sorunumuı İse, yurt dışında çalışan işçilerünizin 1975 ve üerideki yıllarda ne olacaklardır. Burada da fcurulması gerekli mekanizmalarda geç kaluımaktadır. Çok yakon bir gelecekte bu konu, önemli buna lunları çağırabiilr. Şimdiden geregine bakılmazsa, çok. ıstırap çekeriz. Ekonomiyi ön plar.a alan .^ir devlet yapısına yöneltneye|, bari bu büylik t»hlike bir vesile olsun. Bütçe değil, izin! Son olarak işaret edecağimiz nokta, 1975 bütçesinin ne olacağı hususunda düşünülen aykırı durumlarcür. Kişisel kanımız, bütçenin bir ekonomik program oldufu, siyasal bir görüşü yansıttığıdır. Boyle bir belge hiç bir zaman güvenoyundan yoksun kalmış bir hükümetçe öneriimemelidır. Eger hizmetlerin sUrdürülmesi, kesinti olmaması üzerinde duruluyorsa, hükümete global (örneğin ödenekleri bır yıl öncesine göre yüzde 10 artırarak) bir harcama ızni verilebiiir. Gelirlerı toplama konusundaki yet• kileri tefcrar uzatılır. Bunun dışında bütçe hakkı gibi, parlamentoların tarihsel varoiıış nedenine gölge düşürecek bir uygulama. dunya parlamentolan tarihinde eşi olmayan bir uygulama, bızım parlamentomuzdan ç:kmamalı... Sayın Cemal Gürsoy'un mektubunda kuşkusuz haklı yanlar vardır. Kütüphanesız hikim olur mu? Dosyslar arasıntfa boğuîmuş hâkim olur mu? Geçim darlığından yakınan hâkim olur mu? Belkl olur, ama adalet Işleri de aksar. Bu acı gerçek ülkemizin nice sorunlar.ndan ,biri; hem de birincil sırayı tutan birl... Sosyal Sigortalar Kurumu I Göztepe Hastahanesi Başhekimliğinden 1 Hastahanemizin bir >nllık ihtiyscı bulunan «şağıda cins ve miktarları yazılı yakıtlar, kapalı zarf usulüyle ih&le edilecektir thale Ctnsi Mflrtan Gün ve Saati FuelOU (5.11.650 sn.) 1500 ton 28.1.1975 HM FuelOU (5.1.350 sn.) 72 ton . . . » Motorin ıVizkorite 100* F de maksimum 42 sn. Redwood l'e kadar 130 ton » » » » 2 Bu işe ait şartname ve teklif venne jeklini havi tip sözleşme Hastanemiz Levazım Şefliğinden temin edilebilir. 3 îhâleye iştirak etmek isteyen firmalann jartnamemlze göre hazırlıyacaklan teklif mektuplannı, teminatlanyle birlıkte 28.1.1975 salı günü saat 14.00'e kadar Satmalma Komisyon Başkanlığına tevdi etmeleri veya posta ile göndermeleri gerekmektedir. 4 Postada vaki gecikmeler kabul edilemeı. 5 Kurumumuz artırma, eksütme ve ihâle kanununa tabi olmadığından ihâleyi yapıp yapmamakta ve dilediğine yapmakta serbesttir. (Baan: 10134) 345 universife SALobAMCAJUOaaM*, fcn»o Ltannfanno SÖMESTRE TATILİ'NDE g e ?r r gec"etn • r k U m,^ bı>otoı t=st te," :• •v"* yete^et •'sfeyen ^"er<*<° :x\. (Motif: 7) 34i BasTur Turizm 7975 gezileh İLÂN Odamızm 21. Genel Kurulu 2 kademeli olarak dclegasyon usulüyle yapılacaktır. 1. kaöTeme Genel Kurul bütün illerde 30 Ocak 1975 günü saat 10.00'da başlayacaktır. Ankara'da Oda Yönetim Kurulunun. îstanbul ve îzmir'de Şube Yönetim Kurullarının tesbit edecekleri gündem ve çağınsı ile diğer bütün illerde de aşağıdaki gündem dahilinde U temsilcisinin davetiyle yapılacaktır. Eütün üyelerimize duyururuz. T. M. M. O. B. ZtRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 1. 1 2 3 4 Kademe Genel Knral Gündemi : Açıhş ve açılış konuşması Divan teşekkülü (1 Başkan, 2 Yazman) Öneri ve eleştiriler Seçimler a) Orfa 11 TemsilcİJİ ?eçimi (1 asü, 1 yedek) b) 2. Kademe Genei Kurula delege seçimi 5 Kapanıs. İKıNCi GEZi 14/5/1975 27/5/1975 ÎSTANBUL MAGOSA (K.bns Adas. Ci.rne ve Leikoşa turu) BEYP.UT •ban) • ISKENDERİYE (Kah.re ve Ehram lara t U r ) • VARNA (Romanya) • ODESA (Ucakla M<»skova ya tur) ÎSTANBUL REAAINGTON* 4 ILAN İSKENDERUN DEMiR VE ÇELiK FABRiKALARI MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜNDEN: 1 A1115 no'lu dosya konusu 60'aı adet ait ve üst harita plân çelik dolapları ve 15 adet mikrofilm kart muhafaza çelik dolabı satın almacaktır. 2 Bu işle ilgili olarak hazırlanan ihale dosyası, n) Iskenderun Demir Çelik Fabrikalan Ticaret Müdürlüğünden, b> Ankara, Tunus Cad. No: 63 Kavakhdere adresindeki Tevsiat Koordinasyon Müdürmuavinliği Ticaret Şefliğinden, bedelsiz olarak temin edilebilir. ci Teklif mektuplan içiçe iki zarf halinde olacak ve ilk zarfa kapalı teklif konacak, bu mekrup ile teminat ikinci bir zarf içine konacak, dış zarfın üzerine dosya numarası, ihale konusu «Teklif» ve «Satınalma Komisyonu Başkanhğı'na» ibaresl yazılacaktır. 3 thsle 17.1.1975 Cuma günü saat 15.30'da lskenderun'da Muessese Müdürlüğü, Satınalma Komisyonu huzurunda yapılacak ve «Satmalma Komisyonu Başkanlığına» ibarelı teklif raektuplaıı aynı gün saat 14.30'a kadar Muhrberat Ser%»istne tevdi edi'.miş olacaktır. Belirtilen saatten sonra verilen teklifler Ue postada vâkı gecikmeler kabul etiilmeyecektir. 4 Müessesemiz 2490 sayüı kar'ina tâbi olmadığından ihalcyi yapıp, yapmamakta veya dilediğine yapmakta tamsraen serbesttir. STANDARD CED VEL (Elektrtkli modeli de vardır) ÎSTANBUL M A L T A (şen.r luru) • PALMA (in C ı fabnkası Mavı mağaralar Chnpen.n ev. ne tur) • BARCELONA (Fiamengo. Boğa güreşlen Obitabo şeh.ı ı u ru) • MARSILYA AJACCIO (Napolyon'un memieket'i • NAPOLI ıPama luru Capn adası ve Pompeı harebelen turu) • MESINA • ÎSTANBUL ÜÇüNCü GEZi:29/5/197512/6/1975 i 1 DoRDuNCü GEZJ: 22/6/1975 */7 1975 (Cumhuriyet 350) ILAN BAŞKANLIĞIMIZCA 450 TON SÖĞÜT VE 450 TON KAVAK AĞACI SATIN ALINACAKTIR. a) Ihale kapalı zarf teklif alma usulüyle 24/1/1975 Cuma gunü saat 15.00 de Başkanlığımız toplantı salonunda yapılacak olup, teklif mektupları. aynı gün saat 14.30'a kadar Başkanlığıraız muhaberat servisine verilmıs olacaktır. Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. o) İhaleye ait sartnameler Başkanlığımız Satınalma Müdürlüğünden bedelsiz olarak temin edilebilir. e) Muvakkat teminat 25.000, TL.dır. d) Başkanhğımız 2490 sayüı kanuna tabi rteğildlr. ÎSTANBUL • CATANIA (Etna yanardağı) • NAPOLI (Capn aduSı luru) • CIVITAVECCtA (Oiobusle Roma) • LİVORNO (Otobüs'e Pıza ve Fioransa gezıle C :*> • CENOVA «Mezarhk müzesi turu) BAPCELONA ıBoğa gureşleri, * " r f aınengo Dıbiabo şehir iu u) PALMA (Chopen ın evı N'av. mağaralar ve incı »abı.kası cece klüpler) SYRACUSE (Sicıiya adaso ÎSTANBUL. ÎSTANBUL ODESA (Uçaku Moskova gezlsi) KOSTENCE iRomanya)^ VARNA ıBuigarıstan) • SIBENİK (Yugoslavya) • VENEDİK (Oîobusle Mılano luru. gondolia' dıvan) • TRIESTE (Ahs • verış merkezi) • İSTANfiUL ÎSTANBUL • VESfNA (Sıcıîya adası) NAPOLI (Cao" adası) • MCE (Montecarlr. kumarhanesı Cannes gezısı) • MARSILYA • B A R C £ L C N A (Fiamengo. DıCıdabo şehir turu. boğa güreşierı) • PALMA (Gece kiypifln inc 'abnkası ve Mavı mağaralar Crıopen m evı) SYRACUSE (Sictlyâ ad.iM ÎSTANBUL BE$İNC! GEZİ: 8/7/1975 21/7/1975 ALT1NCI GEZİ: 23//7/1975 6/8/1975 babadan oğula RKMtVAC Halâ«k»rc.izl Caıi. 31/1 Hnrhlyp Tel.: K 87 II lımiı C:ı<i 3S/2T, Ypnisrhir. Anhar.ı TPI. : 17 43 4!) YEDîNCı GEZİ: 13/8/1975 27/8/1975 ETİBANK ALÜMtNYTJM TESİSLERÎ GRUP BAŞKANLIĞI ÎSTANBUL MESINA ıSıcıiya adası) • PALERMO ( A I I Ş ver>5 i ?"<ezı) PALMA ıMavı mağaralar i n c labnkas' Gece k i j p i e n C^open .n ç. SEPTE ;Açık pazar otobusie Tanca gez'so • C E B E L I T A O I K (AÇ,K ! r MALTA Ingıtız ve Japon maliarıt • MALAGA ıSarap ve eğ!ence e a<>ar I A ' I K p a : f l r •il' 11 ? rra'ldrı) İSTANŞU1 7F.NGIN TURK MUTFAÛI. SAZ CAZ YÜZME HAVUZU KOKVEYl'.ER OALOLAR V S aoatenzıiân. sai'Ş'a^d NOT Şut)a! i9'"3 son^na ^aoa' S i O «enzıiâıı. sa^ş'afdan .siı'ada £3ınıi BBOŞÜa İSTE>IMZ Cağaloğlu • îstanbul TF.L 22 45 37 Cumhuriyet 346 Cumhuriyet 347
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear