28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 6 Ağus«os 1973 BÖUF Bfc MAttADlM YuKîuAÎM gcYFENDİ, f.AfftîÇrîıtfz i* DÖiLİM, W/Air/C îlMı AVftl* T£ BüLüMÎUM... Alaca Karanlıkta.» AYSEL ALPSAL21 Çığdem ysna çekılmlsti. Afcu doiusu konusan Melâhat Hanım, annesl, zayıl kısa boylu, boynu içıne gotnulu, gulmez suratlı yabancı kadm onden, erkekler arkadan yürCyorlardı. Annesı keodınden yana bakınca, belİisızce başmı salladı. «Senl namaracı Ayşe Hanım1 B«nl boyle vitnne konulacak mal pbt suslersin ha! Alacagtn olsun'» Çığdem, kendini »çık bir beğenKle süzen genç adama goz ucuvla baktı. Beyaz, soluk, uzunca yüzünde büvük gaga bumu, çstık ince kaşlarımn alticda kara gozleriyle genç adam, Çiİ#em'e epev sevımsız gelraiştl Arkalarında sessiıce yürürken, Vendısıni tatsız bir oyunun hem ovuncusu, hem de seyircısi olarak gorüyordu. Üstelik bu tür ovunlardan da Mç hosîanmazdı. Yine de salondaki yerini aldı. Çiğdem, korvuçmalara katılmadan tedlrgin, vuzune bakıldıkca gulunrcsejıp, soruldukça cevap vererek bıkkın oturuvordu Sıkjntı, ılkın ıncecık bir sıs gıbi bastı odayı. Sonra her 3 an durran duman oldu Çiğdem gozlerını kırpıştırıp duruyordu Sankı oda kararrmştı cBovle gulunç bir oyunun ne gereği vardı'» dıye dusunuyordu. Sıkıntı kara kanatlt kartaldı. Çiğdem'i boynundan yakalayıp vukselıverdl. Şımdi tavandaydı kız. Odadakılere oradan bakıyordu. Şu aralıksız konuşan, şışman, gergın yanaklı, bol pudralı, Melâhat Hanım!» Çenesı hıç durraaz. Baskaları konuşurken de uyuklar. Yalnız kendîsının konuştuğu bir dunyanın ozlemi içınde olmalı1 Onun janmdaki ka\nana ada3i. İçıne çokuk gozleri fıldır fıldır çevrede dolaşıyor. Bu kuçuk gozler çojunluk Çiğdem'in vuzune vapışıp kahyor. Kadın kurumla oturdu£u koltuktan, kıpırtısız, gulumsemeden, vitnnden mal beğeniyormu'çasına bakıvor Bakıvor Sonra oğluna donup kasılarak guluvor. OjSlu da utuden ienı çıkmış sankı. Bir kaşını kaldırıp, boğumlan kabarık, kemıkli parmaklarını sallavarak ktmusup duruvor Arada bnr keskın ufü!u pantolonumm Cstundeki dujsel toza bir fıske vuruvor. Cumle'lnin sonunn da Çiğdem' ın yuzunde noktalıvor «Bu da benım Elleri kucaginda, gbzleri ellennde dımdik oturan san kız. Yüzümden dllşunduklenmı anlayan \ar mı acaba">> Dudaklarmdan kaçan, sıkıntıh ıç çetaneyi siddetli bır Bksürükle gizlemeye çahştı. Ama vine de annesinin kınayan baiışlanndan kurtulamadı Ipı çekılmış kukla gibı büsbütün diklestı, gozlerini açarak konuşulanlan dinlemeye koyuldu. Blzim zamanımızdaki idareciler kalmadt bevefendıcı|im Benım valilığım sırasında djkleşme kımın haddıne duşmuştu. Şımdı bir başıbozukluktur gıdıyor Demokrasıymiş... Binm oğlanın burosuna gıtmıştım Odacı Şabanın bile sesi yukselrruş Ulan kopek sana ne oluyor dedim. Bir bagırdım. Sus pus oldu. Oglum barm kızı% or Baba odacıysa o da insan, böyle bağırılıp h«karet edılır mı' dnor îşte efendım boyleleri ıdare ettıkçe ıkı yakamız bir araya gelmez. Bızım camanımızda.. Çıfdem ığne bannlmıs glbi yerınden fırladı Sonra durdu Gulümseverek çevTesıne bakındı Kapıya doğru yurudu Dışarı çıktığında avaklaruıa dolanan, Arıf Beyın «Demır yumruk gerekp cümlesine hırsla baktı Sonra ayağının ucuyla içeri fırlattı. Bu sozcuklerın donup, Anf Beyın u^zına birbiri ardına dolduklannı, adamın gozlennln faltaşı fribı açıldığını düşledı Keyıfle vurudu. Mutfağa glrdi. Tepsıyı, bardaklan çıkardı. Sana yardıma geldim. Daha doğrusu îçerde bunaidım. Of be1 Ne adam1 Bu kısacık, sıska ufar&k adamm yüreğinde bu kadar kin blrıkıml jaşılacak «ey Insanlan sevmlyor. Bövlelenne acımaJı. Dikkat ettlm, çabucak sertleşen. kabalaşan ınsanlann çoğu aşağılık duygusu içinde kıvrananlar. Metnduh Bey amca da katıdır. Ama onun agzından îimdiye dek asalım, kesehm sözcuklenni ışitmedım Evet' Babam çok iyi yureklıdır. Ceza hakımhfi sırasında da çok az, bir ikı olum cezası vermıştır. Artık hıçbır kurtulu? yolu kalmamıştır da o zaman bu karara varmıştır. İnajur mısm' Buna rağmen o gunler, haftalarca uyumaınıştır. Metnduh Amca lçin sövleyecetln bütün lyl şevlere inanınm Bu Arıf Beyo gelince... Onun en onernll sorunu, kendısi çalışmak Istedığı halde emekll edilmı; olmasıdır. EmekllHtinî durdurmak' lçin nefer yapmadı. Ama sonuç Bİtmadı. Desene herifın meslegi kursagında kalmış1 Arıf Beyi bir ymna bırakahm da sizin Ayşe Hanımın düzenüıdekı rolünuze gelelim. Bılıyorsunuz degıl mi 9 Eh! Bırazcık! Halam usıldavıverdi Zaten o yüzden ^atıya kaldım. Ama ben yalnız pantolonvmu çıkartıp giyinmen oyununa katıldım Ne yapsın kadıncağız. Kaynana hanım blraz eski kâfalıymış, pantolonlu gelin istemezmıç Devamı '»ar) LOZAN'A DOGRU "Türkiye'ye yöneltilen yoketme çabalarına tek bir özür bulunamaz,, Lord CnrKm nutlnınu bitirince, Ismet Paşa, Fransızca olarak aşagıdaki konuşmayı yaptı: Sayın Başkan, «Dort yılı aşkın bir »Ure once, Başkan VVılsonun ılkelenne \e bunlara ınanç âuygusuna dayanarak yapılmı<; bir mutâreke, Osmanlı ImparatorluSunun da ka* tılmış buiundufu çarpı$malan resmen durdurmuştu Banşın nımetlennden her zaman yoksun kalan Turk ulusu, o tarıhten bu yana, hak ve adalet elde etmek ıçın ara vermeden yaptığı barıa glnşımlerinın yeter sızUğmı \e hıç birşeye yarama dığını anlayarauj, varlığını korumayı \e maddı ve manevî kendı k&ynakiarıyle bagımsızlığını kazanma>ı başarmı?tır. Türk ulusu, bu yoldft, ozgur uluslann da içten bir yakıniık ve anlayış duy gularıyle tanık oldukiarı pek çoıC acılara katlanmıs sayısız fedaKâr lıkiara rıza gostermıştır. Kadın ve çocuk, her yaşta ve her durumdakı Turkler, bu savunma savaşına katılmışlardır. 1918'den bu yana, Turk ulusunun karşılaş tığı sonu gelmeı saldınlan ve acı lan burada hatırlatmaktan kendı mı alamıyorum. Gerek bu saldırılara ve acılara, gerekse hıç bir askerı zorunluluk olmaksızın, Turkıye toprakiannm en zengın ve en bakımh parçalannda, yoketmekten başka bir şey duşünme yerek, sıslemli bir şekılde yapılmı$ yakıp • yıkmalara tek bir ozur bulunamaz. Hâlâ bu dakıkada bıle, bir milyondan çok masum Turkun, Ana dolu ovalarında ve yaylalarında, evsız ve ekmeksız, yıkıntüar ara sında, başıboş dolaştıklarını da hatırlatmak ıstenm. Turk ulusu, ınsan gücunü aşan bu fedakarlıklara katlanmakla, uygar ınsanlık içınde, koklu bir >aşama gucune sahıp uluslara ozgu olan varlık ve bağırnsızlık haklarıyla, barış, huzur ve çalış kanlık unsuru olarak, buyuk bir yer kazannuştır. Turkıye Buyuk Mıllet Meclısının yuce arnacı, bu yen korumak ve guçlendırmekt:r Son yılların olaylan msanlığın vıcdanında genel bans ve huzurun devletlerce birblrlennln hak lanna ozgurluklerıne ve bağımsızlıklarına karşıhkll olarak saygı gosterilmedikçe gerçekleşmeye cegı gerçegmı bir ınanç ılkesı lıa linde yerleştırmış bulundugundan, bu olayların anısı, gelecek ıçuı bir banş ve huzur temınatı olur umudundayım. Duşunulmesı mumkün en bü yuk bir iyi ruyetle dolu olan Turk Temsılcı Heyetının, otekı Temsılcı Heyetlerde de aynı ıyı nıyetı bulacağı ve boylece konfe rans çahşmalannın memnunluk verıcı bir sonuca ulaşacağı umu dınu beslivortım » Sayın Başkan, «Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı hükümeti adına Isviçre Cumhu nyetıne, konferansımızın burada toplanmasmı kabul etmekle Itt fen gostermiş oldukiarı nâzık konukseverlıkten dolayı teşekkur ederek sozlenme son vereceğim Tsrıhı sanlı soylu bır ulusun, ken dı bagımsızlıgına ne kadar büyuk bır değer verdiğını inkâr edümez bır s«kılde gosteren bu ülkenin, konferansa toplanma yeri olarak seçılmesınden buyuk bır mutlu luk duvmaktayım.» îsmet Paşa konuşmasmı bitı nnce alkışlandı. Muttefikler alkışlamadılar. Yalnız Mussolini, bır an kararsız kaldıktan sonra, aliışlavanlara katıldı Pasa, bu konu?mavı vapmakla, Turklye'nın Konferansta Muttefıklerle e?ıt olduğunu belırtmek istemıstı Turkıye, eşıtlik konusunds çok tıtızdı Ismet Paşa. bu konuşmavı han gf düsüncelerle nasıl yaptığını şovle anlatır«Muzakere başlamadan evvel îsviçre Relsicumhurunun açma merasunınuı nasıl yapılacağını blze haber verdıler. Ilk haber, Reisicumhur Konferansı açacak. ve ondan sonra çekilecek, Konferans toplanacaktı Biraz sonra ikinci bir haber geldi Reisicumhur Konferansı açacak, Muttefiklerden biri soz alacak, konuşacak ve tören kapanacaktı Bunu bıze soyler sovlemez, «Muttefiklerden bın konuşursa, blzim de, bir utraf olarak, konu«Bunun uzerıne, Fransız BasveklH M. Poincar*, benım ne konuşacağımı ofrenmek ıstıv ordu. Kendısıne, hazırlamış olduğumuz bır açış konuşması bulunduğunu söyledım. MUttefiklerden Ingıliz Harıcıye Nazınnın, Konferans namına, yalnız teşekkur edecegini, bır baska sey \ apma^acagını sovledı «Ben de valnız teşekkür ederim» dedim. M. Poıncare merak etti, konu?mamın ne olduğunu görmek istedı. Çıkardım, gösterdım. İçınde çok sikâyetler vardı Memleketunızın gbrdugü tecavüzJen, haksıziıklan anlatıvordum llk anda böyle bir çatıs maya vanlmaması ıçın M Poıncare çok ısrar ettı Nıhayet bır ıkı kelıme degistırmeyı kabul, başka bır SPV değıştirmemekte ısrar ettım. Aynldık. «Üçuncü haber, tekrar, Reısl Yazan: Bilal N. ŞİMŞİR «Fransızlarla Türkler ayni otelde kalıjorlar ve sürekli ve süa temastalar Ismet Pasa, yarın (21 Kasım) benımle gorüsecek. «Onun (Paşa nın) bugunkU tutumu, Türk delegasyonBnua hangı z'hnıyetle konferanaa yaklaştığuıa bır misal ve her vesıleyle huzursuzluk çıkacağuıa alâmettır.» Ismet Paça'nuı yaptıgı bu ılk çıkış, etkısıni gostermış demektı. Turk delegasyonunun, eşıtlik konusunda pek hassas oldugu, davasını savunmak u^runda ınatçı olacagı \e kavgadan gozunü kırpmayacagı ı.k gunde lord Curzon a anlatılmışU. Pasa'nm nutku dış basında da \ankı vaptı Bırçok gazeteler, dtekı ıkı nutkun yaninda Turk Başdelegesının nutkundaa da parçalar verdıler. Bırkaç gazete Pasa'nın nutkunu aynan ve tam olarak verdi Basın aynca, !»• met Paşa nın hangı amaçla bu çıkışı yaptığını da anlamıştı Bır gazete, Ismet Pasa'nın, «Lord Curzon konuşursa, ben de konuşurum» dıyereK bu nutku sfiyledığmı yazdı. Bır başka gazete ıse şunları soyledı. (Nıhavet İsmet Paşa fkursüye) ge<dı Bu sabah. MUttefik temsılcı iennden bıri söz alırsa cevap vermege kararlı olduğunu soylemıştı, bbylece. tam bır eşıtliği behrtmek ıstıyordu Turk mllh>etçılıgının tezını bır kez daha ortaya koymak içın de (bu fırsattan) yararlandı. Yunan IUlumlerme doğrudan doğruya ımada bulunuşu, delegeler arasında hafif bır huzursuzluk yaratü ... Isviçre hakkuıda o da nizık sozler kullandı. Mussolmi, bır an tereddutten sonra, salonun alkışlarına katıldı. Müttefık temsılcılermın hıçbıri alkjşlamadı » Turkıye, muttefıklerden alkıs beklemıyordu. Eşıtlik ıstiyordu. Ismet Pasa'nın konuşmasından sonra, açılış töreni eona erdl. Toren, oldukça sade olmuş ve Kisa sürmüştU. Saat 17 sulannda delegeler, pardesülerinı alarak sessiz sessiz dağıldılar. Ertesı sabah, bans konfortnsı çalışmaiarma başlayacaktı. îsvıçre Hükümeti, konferans lçıfl Ouchy satosunu ayırmıstı. Tftrk Heyeti B*şkanı Ismet Inönü cumhurdan sonra kımse konu?mavacak şeklinde geldi «Kım se konuşmazsa, ben de konusma. acağım, bir kisi konuşursa mutlaka ben de konuşacağım» dedim da sataşmalar ve usul manakaşalarıyle, torendeki müdahaleml hazmedip geçtıler.. cBunlan söylemekten maksadım, eşıtlığm şartlannı dıkkatle takip ediyoruz.. Konferansa hangl haleti ruhıve ile gıttıgımız, simdıve kadar anlasılmısUr zannederim» ' Lord Curzon, torenden blraz sonra Londra'ya bir telgraf çekti ve îsmet Pasa'nın konuşması olayını şöyle rapor ettı: «Konferansın bırıncl genel otununu bugün genış bır salonda, umuma ve basına açık olarak yapıldı. Isviçre Cumhurbaşkanı, ıyı hazırlanmış münasıp bir hosgeldınız söylevi okudu. Delegasyonlar adına, kompliman nıtehgmde bırkaç kelımeyle benım cevap vermem kararlastınlmıştı. Bunu yaptım ve toren sona erecek ıken, îsmet Pasa kursıye Ueriedı, bır kâğıt çıkararak, pek tarafgir ve oldukça sert bır nutuk okudu Fransa Başbakanı, kendisinın etkisı olmasaymıs bu nutkun çok daha kötfl olabilecegıaı bana •oyledı. dı Lord Curzon, teşekkürfcde bırhkte, sulb arculanyle geldiğını soyledı; sulhun lurumunu butun mılletler ıçın gostererek ve temennı ederek, hajdı ve iyi nıyetlı bır eda ıle konujma japtı. «Lord Curzon verıne oturur> ken, törende toplanmıs olanlar benı, hayretle, kursüde gorduler R«ısıcumhura hiup ettıkten sonra, konuşmama bayladım. Sulh arzusuyla geldığimızl, çok haksızlık gordüğılmüzü »byledım, sulh arzularının butun Kon feransa hakım olması, adalet içınde bır sulh yapüması düegı ıle sozu bitırdım. Oturdum. «Herkes, garip bir vasiyette, nıhayet benim hareketıml diplomat usullerini bUraeyen bir asker oiduguma vererek, amma MALKOÇOĞLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOĞLU BEYAZ İLÂHE BİTTt DİŞİ BOND UE gıCAZ QA TİFFANY JONES GARTH NTVOB 6BM ZİN DEPODJ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear