26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
riUEÎYET 29 Ağustos 1973 ABDUL CANBAZ ONU Bîıiaîrt, BîfcfcvtiıîMKi Y A {AMİİİ?!». ? TW=H«H ÎCtCUK Alaca Karanlıkta.. AYSEL ALPSAL43 Kendlnl beğenmlî, pis budalaJ diye ho murdandı. Dlşlerirrf sıkt.ı Tırnaklan avoçlanna batmıştı. Yavaşça yerine oturdu. Bası önündeydi. Demin yüreğinde döndik yükselen öfke, usul usul eğiliyordu. San, eksimsi pişmanlık hafiften yüreğine atanays koyulmustu. Kapımn açümasryle başını kaldırdı. Kabveler gelmişti. îllrin Çiğdem Hanıma ver Kasım. Hanımlara önce verilir. Bunu öğrenetnedin ml? öbürilnü de sen iç. Fırat Bey gitti. Çigdjemin kızgın gözleri, Turgutfun Ustünde dolastı, yunnışadı. Czamp kahve finrmmm aldı Turgut. Bir yudum içti masaya geri koydu. Yüsünü buruş turdu. Bugünlerde her şey canını sıkıyordu. Kahvenin sıcak olması... Soguk ohnası... Her •Ne oluyorum böyle? diye düşündü. Nedir dsrdim? Demin Fıraüa konuşurken bir ona, bir de kendine baktun... O etiyle kanıyle yaşıyor. konu$uyor. Benae oyun oynar gibi... Neden? Bir dolu sonüar var önfinde. Hangisini çözümjemeüyim? Neden Diroen bıre yasantunda anlam aramaya başladıgımı mı? Yoksa şimdiye dek yainızca kazanmak için nasıl yaşayabüdignni mi? Son bir aydır fabrika avuçlanmdan kayıverdi. Artık benim değili Ya da ben onun degilim!... Gece yanlanna dek çalısamıyorum. Peki neden? Su fabrikayı babam görmeliydi diye gizli gizli şişinemiyorum artık. Babam... Evet babaır.'» Zilin sesi düşüncelermin akışnu kesraişti. trkilerek telefona baktı. Çiğdem'in isteksiz eli uzanıp kulaklığı kaldırmıştı. Merhaba güzeüm! Nasılsın? Çlğdem kulaklığı öne doğru uzatıp baktı. Bu minik delülerden dökülen sesin kendisiyle ne ilgisi vardı? Yabancıydı, uzaktı... Sorulan İsteksiz isteksiz cevapladı. Hayır canım sinemaya gitmek Istemiyor Gündüz! Hiçbir şey istemiyor... Sıkılıyorum. Eve gidip yatacağım! Aynı ilgisizlikli sürdürdü konusmayı. Telefonu kapattıktan sonra Gündüz*ün kırılabileceği aklına geldi. Omuzlannı silkti. Canı tek başına sokaklarda dolaşmak istiyordu. Sinemaya kapanmak jstemiyordu. Hele saçma sapan konuşmalar yapmak... Hiç!... Kimseyi de görmek istemiyordu. Şu yakışıklı patronunun alaycı yüzünü, dalgın gözlerini de... Oysa o patronuydu, yakın arkadaşıydı... Ama böyle konuşmadan bir süre daha karşmnda oturursa, bağırmaya başlayacağmı sanıyordu. Vandaki gözden desenleri çıkarıp önüne dizdi. Eyy! Niye atlattık Gündüz'U? Hiçbir gızli nedenl yok. Canım istemiyor o kadar! O kadar mı? Evet! Hem... AA! Nasıl da unuttum. Bugün Yesimie buluşacaktık... Buraya gelecek. Tuh! Keşke Gündüz'e sinemaya gitmek istememe neden olarak bunu gösterseydim. Hiç aklıma gelmedi. Turgut, Çiğdem'in telâçlı konusmasını kah kahalarla yanda kesti. Genç kız bu sinirli gül menin sonunun gelmesini avırarak bekledi. No olmuştu bu adama? Demek kaianu bu kadar karısıki Fırat mı kanştırdı? lyi! Bir de Fırat'ı sevdiglml söyleyin. Olsun bitsin! Niçin olmasın? Evet niçin olmasınT Herkesi ieveblllrlm... Belki de her kadm tüm erkeklere aşıitır, her erkek de tüm kadınlara... Geriaı fasarya... Niçin olmasın? «Fasarya mı? Peki GUndtlz içln an çekmeme ne demeli? GÜNDÜZ! Gündü» y»l Yüreğimin ikiye bölüneceğini sandığım günleri unuttun mu? Ama demin de atlattım. O bana bunu yapsaydı? Ol O! Yandıydı! Ya o? Acaba kızmadı mı?» Kızmıştı. Eli telefonun üstünde, ayaklarını hırsla vestiyere vurarak duruyordu. Her yanı gitar sesiyle dolmuştu. Akordu bozuk muydu. Ney. di? Berbat bir sesti! Yeni alınan gitaristle saatlerdir prova yapıyorlardı. Bu sesten gına gelmişti artık. Gitar sesi duyulmayan bir yerde bulunmayı düşledi. Döndü. Yandaki bronz aynaya baktı. Gülümsedi. Kendi yüzünU görmek güven verirdi Gündüz'e. «Allah kahretsin bu karı milletini!» dedi yavaşça, eaçını tararken. Anladık! Yakışıklısm arkadaşıml Çıkıyor musun? Döndü. Ritm gitar çalan Salihtl. Kısa boylu uzun saçlı, ergenlik sivilceleriyle kaplı yüzüyle çirkin bir gençti. GündUz gülümseyerek omuzuna rurdu. «Benim kadar yakışüclı olmadığma üziüme!» dercesine. Provaya kalmıyor musun? Bırak Allah askına! Canım çıktı saatlerdir. Vedat da nerden bulur böylelerini. Gidiyorum. Güle güle Gündüzcügüm! Ben de blra» dan çıkacağım. ' V : ^ Gündüz merdivenleri lklşer lki^erç*tı*i Güneşli cadde kapıdan çıkar çıknıaz önüne serilivermişti. Çiğdem'in kendisini atlatması, sıkıcı provalar da kulübün loş duvarlan arasında kalmıstı. Elleri cebinde ıslık çalarak jürümege koyuldu. Yanından geçen kadının bacaklannı süzdü... «Bir ünlü olayım! diye düşUndU. BUtUn kadınlar avucumun içinde... Yalnız kadınlar mı? Para... Eğlence... Hey dünyal Bekle geliyorum!.. Gülümsedi. Dünya önUnde duran kocaman bir elma şekeriydl. GündUz'se çocukluguudan beri onu yalayıp duruyordu... Bir banka memurunun üç kızından eonra dünyaya gelen tek oğluydu. Doğduğunda evlerinde bayram olmuştu. Annesi babası, beşığinin başında mutluluktan ağlamışlar, babası arkadaşlanna bir ziyafet çekmiş, hayatında ilk kez içki içmlştl. (DeT&mı ?ar) ÎSTİKLÂL MAHKEMELERÎ İstiklâl Mahkemeleri üye seçimi milletvekilleri tarafından engelleniyor 21 Sayılı İstiklâl Mahkemesi Kanununun 1. maddesi söyleydi: Md. 1 Muvazzaf Teya BÖnüllü olarak askeri hizmete dahil olup da firar edenler veya her ne suretle olursa olsun firara sebebiyet verenler, firarinin yakalanmasmda ve sevkinde ilgisizliiE gösterenler ve firarileri besleyen, gizleyen ve donatanlar hakkmda Ti^jji^i v« asker.i 4FKnunlarda mcvcot Hükünüer ve gerekmce ıliğer etmek üzere Büyük Millet Meclisi âzalarından meydana gelen İstiklâl Mahkemeleri teşkil olunmuştur. Kanunun öbür maddelert, mahkeme üye sayısının üç olmasmı, üyelerin Meclis çoğunluğu tarafından ve milletvekilleri arasından seçilmesini öngörüyordu. İstiklâl Mahkemelerinin kararlan kesindı. Emir ve kararlannı uygulamayanlan veya uygulamakta gecikenleri yargılama yetkisl de bu mahkemelere tanınmıştı. Kanunun görüşülmesi Tunalı Hilmi Beyin (Bolu) «Allah bu Meclis'e basiret ihsan etsin» söıleriyle sona erdi. leketln içlne gider vazifemizl görürüz» diye adeta meydan okudular. Meclls'in 22 Eylül 1970 tarihli oturum zabıtlan, MilU Mücadelenin ancak sertllkle başanya ulaşabileceğini savunan milletvekillerinin gür ve devrimci seslerini yansıtan belgelerdir: Ihsan Bey (Cebelibereket): «Efendiler, sekiz on gün evvel îstiklal MBhketnelerinin teşkiline dair müzakerelere devam ettik ve muhterem heyetiniz ittifaka yakın bir ekseriyetle ve alkıs tufanları arasında bu kanunu ka bul etti ve mahkemelerin teşkili için aza intiha'bına başlandı.» Tunah Hıl.ni Bey (Bolu): «Hazreti Nuh tufanı gitri.» İhsan Bey, (devamla).. «Şlm di efendiler bender.ize de bunun içinde 45 rey isabet etmiş. Bundan dolayı teşekkür ederim. Fakat efendiler böyle kanaaüeri, görüşleri her dem degişen arkadaşlann bana yapacaklan istinadgâha güvenerek böyle bir vazifeyi bendeniz yapamam. Onun için affımı istirham ederim.» (Alkışlar) Muhittin Baha Bey (Bursa): «Efendiler durmayan, yürüyen bir düşman vardır. Durmayan ve durmaması gereken bir vatanseverUk görevi vardır. Dur Yazan: Emin ÇÖLAŞAN S İstiklâl Mahkemelerine üye aeçiml Için yapdaa oylamaUr bir türlü »onuç vermlyorauıraymız. Yürüyünüz, Dönmeylniz. Fakat iyi düşününüz, iyl biliniz ki bugünkü vaziyetle blzi Körev yapamamaya sevkediyor ve yaptıgmız kanunu siz yıkıyorsunuz. Sahip olduğunuz kuvveti siz ihlâl ediyorsunuz. Efenclüer, bu kürsüden ilan etmek isterim ki, Meclis, ordu, millet bir olmadıkça, bunlar birbirine yan gözle baktıkça Yunan ordu^u burada da durmaz. Sivas'ta da dur maz. Binaenaleyh Allah bu işl anlamayanlara iz'an ve irfan versln.» (Amin amin sesleri). Ben vazifeml.ifa.ettim. Tarih hakem olsun. (Sürekli alkışiar, bravo sesleri). mirden slperler yapacak bir kudrettir efendiler. Ben bu kanunla değü, vatanı tehlikeye düşüren bir adam garürsem, bu kanun elimde olmadığı zaman bile yine onu öldürürüm. Çünkü bana vazife aşkı bunu telkin etmiştir. Bana, lman bunu emrediyor. Eğer memleketin tehlikesl karşısında askerden kaçanlan öldürmezsek, askerden kaçanlan teo ziye etmezsek bu memleketi kim müdafaa edecek? Şunu katlyetla temin ederim ki ben deruhte etbu vazifeden dönmeyeceğim ve vazifeme başlayarak katiyetle devamına çalışacagım.. Çün kü efendiler, biz kani olduk ve iman etmişiz kl bu memleketi kurUrmak için cüretk&rane hareket etmek lâzımdır.» kâmı ser'iye diye bar bar bağırdığımız Kanunlar başarılacak? Hangi kanunun ve hangi rr.adde nin tatbik edilebileceğini, hangi kanaat ve hangi emniyet ile bağı racağız? Efendiler, biz alenen ya lancıyız, yalancıyız, yalancı... (sözünü geri al sesleri, şiddetli gürültüler). Efendiler, valan demek hakikatten sapraak demektir. Biz hakikatten saptık. Bendeniz isterim ki Hamdullıh Suphi Bey o güzel lisanıyle, o gvizel heyecanıyla bu içinde yaçadığımız inkilâbm yegâne hatibi olsun. Daha ise başlamazdan evvel korkakhk gösterdi ve korktu (şiddetli alkışlar)... Hakfkat sizi yola getirecektir. MusUfa Kemal Paşa Genelkurmay Başkanı, Mil 11 Savunma Bakanı. Eu kanunu tutuk irad ederken ordu ile eeçinemiyeceğiz diyen Hamdullah Suphi Beye derim kl, biz geçina ceğiz. Köylü ile, kentli ile. Bu maksadumzı muhafaza için çahCacağız. Gideceğiz, asacağız, as:la cağız, hapsedeceğiz. Ve ancak bu suretle muvaifak olacağız efen diler. Muvaffak olmak için de asacağız, keseceğiz, kesileceğiz. Rica ederim efendiler, bendeniz 80 reyinizi aldun ve bana rey veren arkadaşların teveccühün» eminim. Fakat bendeniı bu kürrü den söz söylemekten çok, köy köy gezerek, kaza kaza dolaşarak, hiç olraazsa kendira Millet Meclisi'ndenim diyerek konfe(Devamı 7. layfad») Memleketi kurtarmak. Mustafa Necati Bey sa): «Efendiler büyük tehlike karşısuıda çareler arayan bizler memleketin selameti, vatanın saadeti için bir Kanun yaptık ve dedik ki: Bu kanun buna merhem olacak ve büyük bir ekseriyetle de bu kanunu alkışladık. Kanun kabul edildi ve ilk seçimde altı arkadas aza olarak seçildi. Sonra, nasü bir kanaatle bilmem, henüz kanunun kabul olun madığından bahsolunuyor. Efendiler, bu kanun memleketin selâmetini. vatanın saadetini temin edecek bir kanundur. Düşmanın hücumu, düşman tehlikesi karşısında askeri cepheyi de tutacak olan bir kuvvettir. De «Asılacağız.. Refik Şevket Bey (Manisa): «Muhterem arkadaşlar, b*!ndeniz ju dakikada Büyük MUlet Meclisi'nin vaziyetini bir tinema variyctinde görüyorum. Biri, burada bir kanunun teklif edildi ği sırada, bütün mukadderata eî koy duğumuzu bu kürsüden oağırıp durduğumuz halde, heyeti um\ımiyenin ean attıgı bir Innunun kabulü için yukan kaldırılan eller, ikincisi jimdi çekimserleri sd kışlayan ve takdir eden eller. Hangi selâhiyeüe Iddia edebiliriz kl jrapüğranıı temettu kanunu, meni müskirat kanunu, ah Atatürk'ün önerist ve... Meclis'in 18 Eylül 1920 tarihli toplantısmda, Mustafa Kemal imzah bir yazıyla 14 adet İstiklâl Mahkemesi'nin kurulması, bunlardan «altı kırmızı kalemle çizili olan» yedi adedinin ise öncelikle kurulması önerildi. 14 mahkeme kurulmasma, tstikUl Mahkemelerine zaten karşı olan üyeler ylne karşı çıktılar. Yapılan oylama sonucunda, mahkeme üyeliklerine sadece 6 meclis üyesi yeterli çoğunluğu sağlayarak seçılebildi. Bunlar Mustafa Necati Bey 'Manisa), Refik Şevket Bey (Manisa), Hamıt Bey (Bıga), Tevfik Efendl (Çankırıl, Hüsrev Sami Bey (Eskişehir) ve Muhittin Baha Bey (Bursa) idiler. Oylamalar sürüp gidiyor lakat öbür üyeler seçiiemiyordu, Meo lis'teki tutuculann çabalan s o nuç vermiş ve çözülme baslamıstı. Milletvekillerinin yansına yakmı İstiklâl Mahkemeleri ne üye seçimini engellemek amaayla çekimser oy veriyor ve mahkemelerin kurulup göreve başlamaması için ellerinden geleni yapıyorlardı. Yeterli çoğunluğu saglayamayanlar üye adaylığından birer birer çekilmeye başladılar. Reis: «Reye iştirak eden tevatın adedi 144... müstenkiflerin aoedı 67». Hamdullah Suphi Bey (AntRİya): «Çok şayanı memnunıyet». Dr. Fikret Bey (Kozan): «Bu büyük ve ağır viikü bu kadar ve pek az ekseriyete da\:anar^ Y katiyen kabul edemem. Sureti katiyede istifa ediyorum.» Hüseyin Bey (Elâzıği: «Ben de istifa edjyorum efendım» Dr. Suat Bev (KastamonuV «Bendeniz de aynı şekilde affedılmekliğimı rica ederim efendim.» DİŞİ BOND PTT GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN MÜFETTİŞ MUAVINI ALINACAKTIR PTT Genel Müdürlüğü Teftiş Kuruluna sınavla yeteri kadar Müfettiş Muavini alınacaktır. Yazılı sınavlar; 3 ve 4 Ekim 1973 tarihlerinde Ankara. tstanbul ve îzmlr'de yapılacaktır. Kazananlar, aynca kendilerine bildirilecek tarihte Ankara'da sözlü sınava tâbi tutulacaktır. 1 Giriş sınavuıa katüabilmek tçin : a) PTT Teşekkül ve Müesseselerlnde goreve alınacaklarda aranan genel niteliklere sahip oLmak, b) 1.1.1973 tarihinde (30) yaşıru doldurmamış buluıımak, c) Hukuk, tktisat, Siyasal Bilgüer, tşletme. O.D.T.Ü. îdari tlimler Fakülteleri üe İktisadî ve Ticarî İlimler Fakülte ve Akademilerinden veya bunlara eşltliği Millî Eğitim Bakanlığuıca tanınmış Fakülte, Akademi ve Yüksek Okullardan binni bitirmiş olmak, ç) Eylemli askerlik hizmetini yapmış olmak veya sınav tarihinde ertelenmiş olduğuna daiı belge vermek gerekir. 2 Sınav konulannı ve gerekl) diğeı bllgllen kapsayan broşür, Ankara'da PTT Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulundan, taşrada PTT Bölge Başmüdürlüklerinden sağlanabilir. tsteyenierin adreslerine de gönderilir. 3 tstekliler, dilekçelerinl ve gerekü belgeleri en geç 24. 9 1973 günü akşamına kadar. PTT Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığına vermeleri veya bu tarihte ele geçecek şe>.ıde göndermelidir. TİFFANY JONES ... Tepkiler Hamdullah Suphı Bey (Antalyai: «Arkadaşlar, bu kanun müzâkere edilirken noktai nazanmı söylemiştim. İstiklâl Maukemeleri Kanunu'nun arkadaşîanmız arasından teşkiline ait olan en son maddesi yavaş yavaş viodanJarımizda bir hatâ seklini nlmaya başlamıştır. Evvelâ 14 çek:'iı!'Pr varken sonradan bu aded>n 67'ye çıkması müthiş olan hatânır tarafımızdan idrak edıldiğinc payet eÜ7el bir delildir ve bnrdan mesut olmalıyız.» îîte o eünlerde Refik Şevket, Mustafa Necati ve Muhittin Baha Beyler enerjlk müdahalelerde bulundular ve Meclis'e karşı «bizJer ilk seçimde seçildik, mem GARTH BU SAElŞlH VüUÇl, BEMfCOC ETÖLHJ SÛİNA ON İEİN VTBBIVOÎ2UM (Basın: 201842) 6797
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear