28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
40U1CHURIYCT 38 A£ustos ABDİİL TıPfcrt 5AMÎ VAPMA &URASI9... Alaca Karanlıkta.. AYSEL ALPSAL42 Çığdern havayı yumuşatmaya, Fıratm «•vaplarmdaki anlamı hafıfletmeye çahfiyor, gereksız yere guluyor, konuşmayı gaçma sapan ko nulara çekmek ıçın çabalıyordu Her »ustuğunda da «Bu oğlana da ne oluyor* Turgut bey» niçm boyle davranıj'or'» dıye düşünüyordu. Şu Avukat JErtuğrura çok sinirlendim. Fırat, Turgut'un konuşmasmm ortanna, Vonuvla ilgıaiz bu cümleyi fırlatıp adamı custurmujtu. Neden? dedl Çi|dem telâjla. Turgutun yflzflnde cArtüc bu kadar da fazla» anlamını yakal Çücam, bej para etmez adamm blri de ondan. Turgut, bu sözler flzertne Fırafa kaç yafinda olduğunu scrdu. Bir sıgara yakan Turgut, Fırata eğlenerek bakı yor, «Ben daıma haksızlığa karsıyım» gibi sözlerıni, tutumunu iddialı ve toyca buluyor, Fırattan sorusuna cevap bekliyordu. Yirmi yedi Yaslandıkça değigecegimi mi «öyliyeceküniz. Ben... Bunu bırakın da Ertuğrulla tlgili olayı anlatayım, dıyen Fırat, çalıştığı fabrikada Memi| adlı zavallı bır işçınin i? kazası davasını avukat Ertuğrul'un almayışını kınayarak aynntılariyle anlatu. Demek Ertuğnıl beyi lnsan olarak tutmadığinız halde arkadaşınızın davasını verecekstniz, diye gulumsedi Turgut Bunda çeliski yok mu? Sızın içm onemli olan yalnız amaç mı? Bu sonuca ulaşraak içın kullandıgrnız araçlarm, gittiğinij yolun onemi yok mu? Fırat gözlerini kısarak baktı. Turgutun gevsek, karşısındakıne değer vermediğini behrten bır sesle sıraladığı cümlelcrden taşan anlam ho5una gıtmemişti. Sovledıklerinizle bu olav arasında yakın blr Ilgı kuramadım. Bu zavallı adama yardun etmek istiyonım. O kadar! lyı ya1 Yardım isteğıniz bu !ain amaeı. Ertuğrul bevle. kullandığınız araç. Bu aracj be ğenrredığınıd, he*n de epeyee afır söderle an •latmıştınız. Değil mı' Genellemeye gıdince is değısir. Be de by konu uzer nde duşunmüşümdür. Aeaba amaca ulasmak ıçın kirlı, temız ahlâklı, ahlâksız, her turlu yolu kulianmış bır insanın kazandığı zafer geçerli midır? Her zafer alkışlanır. Dunya, ber zaman kazanandan yanadır. Bu sorunun bır vâ nu. Gerçekten amaç, tek başına yuceyse değer lıvse ona gelene dek alınan jolun kırlilıği onun değerını duşurur mu? Yoksa sonucun dayandığı pıslıgı gormemezlıkten mi gelmelı? Yoksa.. Çığdem arkasına vaslanmış, kendini unııtarak konuşan ıkı erkeğe bakıyordj. Turgut dudaklarınm ucunda, belll belirsiz ala\cı bir gulumsemevle, sözleri birer pıyon ola rak ılerı suruyordu. Ne söylediklerine, ne de söylenene aldırdığı voktu. Eğ'enıyordu besbelh.. Satranç oynar gibi. Oysa Fırat, yüzü aydınlanarak, duşunerek, söyledıklerıne kendini de katarak konuşuyordu. «Yirmi vedi yaşında' Benden Oç yaş küçük. Bunu hiç duşjnmeraıştlm. Ya Gunduz'den. Bcş \as.. Oysa Gündüz ondan kazık kadar herif diye soz edıyor. Gündüzcuk' O hep çocuk kalacak. Buyumez ki.. îstemıyor. Buyumek, sorumluluk demek. O sorumluluk tetemıyor. Kendi so rumluluğunu büe... Fıratsa... Yedı yaşında bile kocaman bır adamdı kujkusuz. O buyuk doğanlardan. Gunduzse..» Fıratla Turgutun yanına Gıinduz gelip duruvermıstı Çığdemın kafasuıda ıncecık, sarı, guzel yıızuvle onlar kadar canhydı. Neler, neler duşunmedı uzun siıre Çiğdem nefes nefesejdı.. Bmlerce ajak koşuyordu kafasının içinde. Kocaman gozlerınde slevli çıralar yanıyordu. Iskemlesmde, ıleri fırlayacakmış gıbi duruyordu. Elîerı koltuğun kenarlannda kılıÜenmıstı. Çiğdem bize çay kahve «öyliyeceksin dlye bekledim amı, niyetin yok anlajılan. Bakıyo rum, bizi de dinlemıyorsun? Nerelerdesın? Turgutun sesıyle ellen çozuldü Derın bir nefes aldı. GulumsedL Zıle bastL Yasan küçük dalgalar gıbıydi. Çıfdemın ıslak kumsalına bırden vuruyor, sonrs çozulüp gıdıyordu. Arkasına dayandı. Kapıda duran odacı Kasımın yüzüne bakü. Ne Içerslnîz Fırat bey, Turgut b«yT Ben kahve, dedi Turgut Ben de, dedi Fırat Odacı Kasımın hall «• kl anıları, yoksullarla Bavaftıklan günleri hatır launıştı Fırat'a. Bır süre sonra ııkıldı. Anlayif«ızlıkla karfi kar^ıya olduğu Inancındaydı. tzninizle ben gideyım, dedi çabuk çabuk. Zaten aoyle bir uğrayıp, Memlsin i^ini konujmayın demiîtırru Çıedem gdzlerinl kırpıatırarak Fıratm yuzüne baktı Şaşirmiftı. Kasım çıktığından beri Fıratın yüzunde oluşan bozgunu izliyor, çSrumlemeye çalıjıyordu. Çiğdem kucağına dölcü len sıkıntının nedenlerıni araştırmağa çabsu* ken, Fırat gıdeceğini •oyleyivermifti. Çay içmeden giderseniz, Çığdeme hakaret etmiş olmaz mısınız? dedi Turgut alaylı bir »e«le. Fırat'm kafasmda bır problemdi oJruyamayıp bır kışinm kapıcı, odacı oluşu. Fıratın sozleri kırmızı bir balondu, Çiğdemln «aşkınhğmda saUanıp duran. Turgutsa kızdınlmıj bır iğne batırmıştı bu balona. Binlerce par ça kiTin yıizüne savruluverdi. Bu îaşkınhk içınde, Çiğdem öfkenin saldınsma kar?ı koyamamış tı. Zaten o hıç bir zaman ofkesine karfi duramamıştı ya' Yennden kalktı. Elleri tıtriyordu. Fıratm karşısında, masava yaslanarak durdu. Ofke beynınde tepinıyordu. Çiğdem benim kabalıklanma alı?ıktır, almmaz desenıze Fırat bey! derken, sesi çatallaşmıştt. Kendini toparlamava. gulumsemeve ça lıştı. Sozlerıne şaka gorüntüsü vermek istıyordu. Bır kasılmadır gidıyor aızde.. Şımdi n« yap tık stze? Bozulmanızın nedeni ne? ı Ç.ğdemın sesi, odada bütün tüyleH havaya kalkmiî, atılmava hazır anaç tavuk gibi dolajtı durdu. Son kelimesi bir naykın?tı Yuzü kıp kırmızı olmuştu Fıratm yüründeki küçümseme, ilgısızlık ofkesıni busbutiin arttınyordu. Fıratsa ona ivi gizledığı bu* jaîkınhkla bakiyordu Neler soyluyordu bu kız? Anıların yıfılmasıyla yureğmde kabarıveren, buradan u7aklaçma isteğıni ne kadar yanlıs yorumluyordu. Tabii senin. Kasımm okumamasında Szel bir suçun yok, dedi kjpkuru, makınadan çıkıjormuş gıbi bır sesle Ne Kasımın, ne de çocuklarının okuyamamasından sonımlu değıisın. To runlarının okuyamamasından da sorumlu tutu lamazsın. Dedığın gıbi, belki okusalardı da senın kadar başanlı olamıvacaklardı. Ama bunu hıç kımse kesın olarak bılemez. Bunu anlamak içın senınle aynı fırsatlardan yararlanmalan ge rekır. Koşuya a>Tiı çızgıden, aynı koşullar altında baılamak gerek . Eğer bır koşuda, kosuculardan bın çok onden çıkmış, öbıirünün koş maya değıl yurumeâe bıle gucü yoksa, bu ko•unun sonucunun âdıl olduğunu hiç kimse soylıyemez. Tabıı ne haksızlıklarda, ne de insanların açlıktan ölmesınde senın suçun yok... Ama bunları bılıp de hıç umursamadan yaşantını sur dürmekle bu suçluluğu paylaşmıyacağını düşunuyorsan bencıhn bırisın Benim olçülerime go rejse bencıllerın hıç bır değeri yoktur Arkadaşlarımın arasında yeri de Cumlesının sonu top gıbi patlayan kapının îesjyle noktalarmıştı Ç:ğdem yumrukları sıkılı, kulaklannda sonu bır ;ığ! ğa donüşen kendı s»si, gozleri kapıja dıkııi katılıp kalrruştı orda. (Devamı rar) ISTİKLİL MAHKEMELERİ Yazan: Emin ÇÖLAŞAN İnsan hakları ile ilgili bir tartışma ve İstiklâl Mahkemeleri önerisi îç ve dış düşmanlann ortalıkta kol gezdıği bir ortamda, savaşın kazanılması içın zorunlu olan cephe ve cephe gensi düzen ve dısıpl.nının sağlanması ve özellıkls asker kaçakiığımn onlenmesı amacıyle hükümet, 1920 vılı eylul ayında bir kanun teklıfı hazirlayarak Meclise sundu Sadece bu tekhğin gerekçesl bıle, o gunktf koşullan gozonüne sermek içın yeterlıdir. G«rekçe şo>leydi: «Orduda fırar vukuatmın sıklıgı, vatanın selamet ve istıkl&linı tehlıkeje duşurecek bır şokil alrrustır. Bu hususun şıddetlı tedbırlerle derhal önüne geçraek zamaru gelmiştir. Gerçekten, umuml harbm sonlarına dofru fırar ohrlan çotalmış ve mütarekeden sonra sıjasetın tesınvle de bu fırar kevfıyeti âdeta teş\ ı* olunmuştur. Askere bu devamlı fırar curetıni veren keyfıjet, bırçok genel aflarla şuphesız cezadan uzak kalmış olmalan da $ımdıkı askeri kanununun fırarıler hakkındakı cezası dusman karşısı mustesr.a olmalc tızere bırkaç ay hapıs ıle tecdıdı kavıt ve darp cezasından ıbarettır kı tesın hemen hemen voic Ribıdır. Bınaenaleyh, butun mılle* efradı fırarın cezası olmadıgına bu.uk bır kanaat hasıl etmıştır Bu zan ve kanaat sert b:r ceza ıle ortadan kaldırılmazsa, ordunun hal ve istıkbalı pek büyuk tehlıkeye maruzdur. ler Bu hususa dair birçok verilebıhr. ömektınd» orduda talim ve terblye ve duzen ve dısıphn mejdana gelmedığı gıbı, suâh ve cephane ce teçhızat ve elbıseler dahl kavba uğramaktadır. ÇOK miktarda mejdana gelen firarın önü almmazsa, muvaffakıyet ihtımali olamaz...a tann evlerirdn tehrlbı yerine mueadere edllerek buralara ıcdçınen lerın yerleşmelerıni önerdl. Asker kaçaklanyla ılgılı ı'inun tekhfının Büytik Mlllet Meclısınde görüsülmesı ılgınç aşamalara sahne olmuş ve Mılli Mticadelenm ancak serthkle başanya •ulaşacagını savunanlarla yumusak davranışlardan yana olanlar meclıs kürsüsunde gunlerce tartısmıslardır Ömefın. Hamdullah Suphı nın (Tanrıover) başı çektığı büyük b r grup daha ılk gunden sert tedbırlere karşı çıkmışlar ve asker kaçaklariyle ilgılı kanun tekkfinl engellemeye c lı^mısiardır. Ceza Bu gorüsmelenn ve tartışmalann o gunlenn Meclıs tutanaklarından alman bır bolumıinJ bura;.a aktarmak, konunun daha ıv ı anlaşılmasmı sağlamak yöHamdullah Suphl Bey kanunun aceleye getirilmeslne kars.ı>dı. nunden yararlı olacaktır: Harndl Namık Bey (tzmıt): «Bu muhım kanundur. Basılsın karsı doğruca dağa çıkacak ve Bine, alçakçasına duşmanlara ovle muzakere edehm. Acele et b ' suretle de Anadolu nun her bırakıp da karısının kucağına meyelım » kaçanlara karsı nasıl bir şey yatarafını eşkıya ıle dolduracağır. Mehmet Şükrü Bev fAfyon): Bız, şefkatle, ahalımn gdnlunJ parsınız efendiler? Bunlann her «Azizım düşraan durmuyor. ala ala, ona karşı musaadelerde b,nsı muzır mıkrop gıbı bızım (Mernleket gıdıyor sadalan) Ba buluna buluna, onlara olumlu maksadımızı oldjrurler. Memsılsın dıye duşman bekler T ' » leket ve istiklâl şiirle kurtarılbır takım şeyler yapa yapa hal Hamdullah Suphı Bey (An ..m kalbmı ıyılık ı'e kazanacamaz, fedakârlıkla kurtarılır. Fetalva) «Arkadaşlar, bazan kıaçuk ğımi7 yerde yangına vangın ılâna uzuviarı oldureceğiz ve cepb.r sıs gorumüzun önunde kos ve edecegız, blüme blum ılâve henin gerısınde fırarilere, azim koca bır ufkıın gorünmesıne mü edeceğız Ve emm olunuz ki, esa\e ımatji zavıf alçaklara sığınaessır olur. Bugün elîm bır vazı sen bıraz havada asilı vaziyette cak ver bırakmavacağız Herke» yette bjlunduğumuz ıçın hukü duruyoruz. Ve esasen halk bizolecek, biz de oleceğız . » metjn gorüslerını bazı degışıkhk den bırşey anlamamıştır. (Şurle lerle ujgrun bulan komısyon bıze memleket mudafaa edılır mı ses İstiklâl Mahkemeler] anlamı bakımindan tıtreye tıtrelerı) Ve bu suretle busbutün ıçınye daşunmemız gereken fevkalâ de bulunduğumuz çukuru ka7aönerisi de muthış bır teklıfte bulunucagız ve en büyük hüsrana dogm Meclisin 11 evlul 1920 tarıhll yor. . Yalnız korku hıçbir zaman gıdeceğız » (Şıddeth alkışlar).. toplantısında soz alan Refık bir hukumet ıçm emın bir. esas Şevket Bey (Mânisa), b5yle bır olmamıstır. Arkadaşlar, yalnız Ama, gerçek;. kanunun sadece flrarileri vs korku ıle hukumet etmek, valnız aılelermi cezalandırmakla amakorku ıle memleketımızı mudaHamdullah Suphl Bey'den ca ulasamayacağını, bu nedenfaa etmek ıstedık ml mutlak bır fark'ı duşünenler vardı: le fırar edenlerln yanında fıraçokuntuye ugrarız ve başımızın Ihsan Bey (Cebelıbereket): ra sebep olanlar, firarının yakaüzerıne son vıldırım uıer ve bl•Efendıler, bulerl bu çatı altınlanma ve sevkirde gecıkme goszımle beraber memleket de yada toplayan saik ne ise, bu katerenlerln, bunları besleyen ve nar Bız halka doğru bır hareket nunun kabulune olan mecburısakla>an!arın da ceza gormeleri yapmavı nıçm düşünmedık?... Deyet tfe odur . Bız buraya meşnılıvor kı, kaçan askerın mallan gerektığıni savundu. Mevcut ruivetın gereklenni tamamiyle alınacaktır, aılesı slırulecektır. mahkemelerin yeterli olmarfığıtatbık etmek... veyahut hukuArkadaşlar, ilâhı ve dunyevi hıçnı da savunan Refık Şevket meti kontrol etmek için toplanbır kanun hatırlamıyorum kl bır Bev, İstiklâl Mahkemeleri adı madık. Saltanat ve lstıklâlimıze, suçluyu değıl, yakalavamadık dıverılecek ve Meclıs uyelerinden din ve mıllıyetimize taldıran, ve evlâtlannı, karısını, masum meydana gelecek ozel yetkıli koca bir âlemi ebedî bir suretta çocuklarmı oldürsün, kurban etmahkemelerin kurulmasını oesaret altmda yasatmsk lsteyen sm Bır adam kı uzeti nefsı nerdi ve şoyle devam etti: hain blr dusmana karşı varlığıyoktur, bır adam kı ölümden ka Refık Şevket Bey (Manimızı, mevcudiyetimlzi topla>açıyor, belh olan olumden, düssa): cNe istıyoruz efendiler? lsrak savasmak Jçln azmettık ve manın onunden kaçıyor, kendi tivoruz kı, bugun Turkıye'de blr toplandık efendiler... Bugun canmı kurtarmak istıyor, o evtmılll hareket olduğu anlaşılsın. gerçek Tarhjımıza laldıran azBu milli hareket cesaret, yiğlt•ı, kansını, çocugunu ihmal ea» gın dıişmana karsı seref ve celik, aiddet ve mukavemet ister. nılır. Bu ı'ıbarla, na olacak? Kö «aretla boğusan, harbeden kahyünde yakalanmak ihtımalıns ramaa arkadaslannı, namertço(Devamı 7. »ayfad») Suç.. Bu gerekçe altında, Bakanlar Kurulu kaçaklar hakkındaki 4 maddelık kanun tasarısuu BUvu< Mıllet Meclisıne sunuyordu. Bu tasanja gore, hukumetge belirlenen süre içinde teslım olmayan kaçakların evleri tahrıp, mal ve havvanlan müsadere olunacaktı. Silaa, cephane veya havvaruyle kaçan, so\ gunculuk vapan >a da vakalanmasına >etkılı kılınanlara sJâhla karşı koyanlann ıdamı ongoruluyordu. Avnca, asker kaçaklarınm takip ve sevkinde \a da askere almada müsamaha gosteren \eya gorevını kotuye kullanan ıdarl ve askerl vonetıcıler ve oburlerının de, bır Osmanlı kanunu olan Hıjanet ı Harbıye Kanunu uyannca hapsolunmalan onerılıjordu. Mı!lı Savunma EncOmenl, hükumetten gelen onennın kımi bolumlenni degıstirerek, yargılamaiar ıçın ozel mahkemeler ku rulmasını, kaçakların aılelennın surgun edılmesını, aynca kaçak DİŞİ BOND Meselâ: Sıvas dolaylannda ban taburlann muharıp mevcudu seksen, \uz nefer iken. üç, dort nefere tnmıştır. Bu son günlerde, yer degışimi dolayısıyle, mev cudu yuz küsur nefer olan bir taburdan bir gecede 24'u silâhlı ve 52'sı sılâhsız toplam 76 nefer ve keza mevcudu 70 olan Tokat suvari boluğunden 34 nefer sılâh, cephane ve hajvanlanyle flrar eylemişlerdır. Bu sartlar al ELEMAN ALINACAKTIR Başmüdurluğumüzde boş ve ilerida bosalacak Genel Idare Hızmetleri sınıfından 8 adet Usta kadrosunun doldurulmasını temınen 39.19T3 tarihınde saat 14.00'de yapılacak sınavda kazananlar arasuv dan yeterı kadaı eleman alınacaktır. Aşağıdaki şartlara haız olanların sınava gırebilmeleri ıçın nüfus cüzdanı, dıploma ve bır adet fotoğrafla bırhkte en geç 1 9 19T3 gunü mesaı bıümıne kadar Gayrettepe Yıldız Posta Cadde=indekl Personel Servısunıze sahsen müracaatlan Uân olunur. İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDUBLÜGO Ş.\RTLAR: 1 Enstıtu mezunu, bulunmadığı takdlrde Ortaokul ve Ükokul mezunu olmak (Insaat işlerınden, demir islerinden, oto motor, oto kaynak ve kaporta ijlerınden anlayanlardan «lınır> 2 Askeri iğinı yapmıs olmak. 3 İS yaşından küçük, 35 yasından gun almamıı olmak. 4 Vucutça gozle gorülür bir sakatlıgı bulunmamak. 5 Herhangi bır teşekkülde çalışır veya calısıp ayrılmış olmamak J 657 savılı Personel Kanunu hükümlerine gSre aylık verılecektir. T Sahsen muracaat etmejenlerin düekçelerine cevap verılmeyecektir. ÜENİZCİLÎK BANKASI T. A. O. GENEL MÜDÜKLÜCÜNDEN Ortaklıgımıza baglı Tersanelerle lşyerlerıae fcaiifiye telınik eleman jetıştırmek amacı ile: Denızcilik Bankaşı Gemi Yapı Sanat Rnstitü^ü ortak I Mnıfına Ingilizce dili okuun ortaokulu bıtırenler arasından seçme Imtıham ile dgrenci alınacaktır : 1 Okul gunduzlüdür. Her çeşit gıyım eşvası ile ders araç'an, öğle yemekleri ve harçlıklan Okulca venlır 3 Okulu bltirenler Bankanın lUzum göstereceğl Tersanelerle (Izmır, Alavbev Tersanesi dahil) lsyerlerinde meoburl hızmetle yükumlüdürler. S 3 Erlül 1973 Pazartesi günö OTtaolcul programlanna göre, TÜBKÇE ve MATEMATtK derslerinden yanU olarak yapılacak seçme lmtıhanlan İle sağlık muayenelerlnl kazananlarrn velâyet hakkun taşıyan velilertnden Noterlikçe dUzenleneeek mtlteselsil kefllli blr taahhütname alınır. 4 Aday kaydına ba?lanrru;tır. 17 yaşını geçmemlş ve Ortaokulu bkirdıkten sonra Lıse, Sanat Enstittisü va da bunlara denk bir okulda okumuslarstt, sınıflannı geçmiş olanlar arasmdan isteklılerln 31 Afustos 1973 günü akşamı na kadan a) Tahsil belgesi, b) Nüfus, ikarnetgâh, kanna aşı kâğıtları ve c) 6 adet vesikalık fotoğraflannj eklevecekleri btr dilekçe ile doğrudan dogruya Kasımoaşa da Halıç Tersanes! tçinde bulunan Denizcihk Bankası irrmı Tapı Sanat Enstitüsü ve Teknisyen Okulu Madürlufcbn» n^« vurmalan gerekir. Posta İle yapılactk müracaatlar dıkicate (Basın •li b i TİFFANY JONES GARTH «Basın: 21242/6781)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear