26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHTJRtYET 14 Ağustos 1973 on lkl aydır, CHP Ar.kara II örgütünün düzenlediği gezileri izlemek fırsatını buldurn. CHP'liler, yeni akımın dinamizminln ve heyeeanımn verdigi hızla, bu kısa sür« içir.de, 1200 ü aşkın köyü, geceyi gündüze katarak ıfolaştüar. Ben. son gezi programının 100 köylük bölümüne katıldım. 100 köy azımsanacak blr gözlem alanı değildir. Buna, öbür köyleri dolaçan ekiplerln gözlemlerini de ekleyince. partilerin seçim öncesi durumları üzerinde oldukça lağhklı yaklaşımlara varılabilir. CHPlilerle yapılan blr gezide, bu parti 11» llgili gözlemlerin yargı bölümünün bo? bırakılrr.ssı doğru olur. Onun İçin yazımın CHP bölümür.de yalnız somut örnekler vermekle ve CHP' rıin karşı karşıya bulunduğu bazı kolaykkları belirtmekle yetineceğim. Geziler sonunda benim ve görüşebildijiın. Bbür gTîlerncılerin içtenlikle ve olanaklar oranır.d'a r.esnellikle edindiğimiz birleşik kanı »u: Büyük bir kitle kendisini AP'den çözmenin. uğraşı içinde. Düşür.cede karar«ız, eylende dağınık ve tereddütlü çözülme eğilimi, AP'lilerin bir bölümünü ve sempatizanlanmn tiimünü CHP'lilerle karşılaşmaya, CHP'lilerle tartışmaya. CHP'lilere eçılmaya itiyor. CHP'ye kapah olmakla tarr.nmış birçok köyler, şimdi bu istenmeyen parti'den konukseverliklerini esirgemlyoriar. Sert tartısmaların scnunda Şereflikoçhl»ar'm bir köyunde, Çubuk'un bir köyünde, Polath'nın bir köyünde benim karşılast'.fım ve obür gruplard'aki konuşmacılarrian örneklerini lşittigim gibi soru'.arınm sivri ucunu en şiddetli bir davranışla CHP'ye yönelten bir kahvecinin. bir koy imamının, militan yaradılışh gen; bir köylünün; Dogru, doğnı »öylediklerlniz, diye ferahladı|:, AP'nin yaptıklannı ben de biliyorum, yetti artık ona oy vermeyeceğim, diye boşanrtığı ve «Ama siz ne yapacaksımz, hep sonu aynı değil mi?« diye umudun» ışık aradığı görülüyor. S Seçim Öncesi Gözlemleri Turhan ERKER partlnin, MSP lle bölüseeeğinl hesaplamak ayn bir inceleme konusu. MSP'nin sessizce ve alttan alta yürüttüğü çalışmalanr.ın derecesinı kısa sureli duraklamalarla öğrenmek olanaksız. Sağlam bir kar.ıva varabiimek için köylere tehdil çıtmek, hiç rteğilse sessizce girmek gerckli. îşitileniere göre bir yargıya varılabilirse, AP yumağını kemiren bu dişlerin oldukça keskin oltfuiu söylenebilir. CGP, bir yazboz tahtası üzerinde çalışan tembel ve beceriksiz bir öğrencinin şaskınlıSı ve perişanlığı içirde, Parti vönetieilerinin, CHP' den kendılerine miras kalan kişisel dostluklanna dayanarak yaptıkları çok az sayıdaki «hayır kayıtlırı», öbür köyden çıkar çıkmaz siliniveriyor. En hayret ve ibret verıci husus ise, CGP' lüerin. köylerj dolaşırken, CHP ve onun lideri alevhind'e söz söylemeye cesaret edemeyişleri. Liderlik düzeyine çıkamayan ınsar.iar. eski psrtilerine yapılan hiyaneti, hiç olrr.az«a halkSa yüzyüze iken tesçil etmemeye dıkkat ediyorlar, dikkat etmek zorurıda kalıyorlar. Halk, karşısındakilere TRT rr.ikrofonu olmadığım anlatıvor. MHP'rıin bazı köylerde bulunan biriki militanının, topUntıIarı yalnız izîemekle yetindiklerini gördüm. Kendileriyle yaptığım konuşmalarcia, sessizce «doğru süylüyorsıır.uz ama..» diye gerçeklere karşı çıkmacfılar, fakat «ama» larının sonunu getirerek «9 ışık» tan söz etmekten de geri kalmadı'.ar. Ola%lann ve CHP'deki yenileîmenin yarattığı gerçekler karşısında, bu partıye yöneltüen «orular ve suçlamalar. cevaplarını da birlikte götürüyorlar. Bu nedenle, arrık, CHP konusmacılannın sözleri bavada kalmıyor. Sorularm cevabır.ı, sorularla ılgili olaylar s'eriyor. Kcnuşmac.lann bu olayları dile getirmesi, belgeleri açıklaması yetiyor. CHP'lilerin kendi savlarını da kanıtlamalan çok kolay oluyor: Eskiden «Biz halktan yanayız» tferken karfdakilerin halktan yana olmadığını lspatlamak gerekiyordu. OySa şimdi halkın karşısında olanlar bur.u saklam'yorlar. Türkiye'de bir Bakanın egemen çevrelerin temfilcifi olarak tanitılmasınrisn çekinilmiyor. O BRkanın da buna karşı, «Hayır. ben halkın temsilcisivim» dediği işitilmiyor. Yine bir ik?idar. nüfusun V» 70'ini oîuşturan köylünün ürününün değer fiyatım buimasına, pahalüık doğuracağı neceniyle, karşı çıkabiliyor. Ama 6 ay sonra. taban fiyatlarına zam yapılmadığı halde hayat •• 19 pahalılaştığı zaman. ay/ ni iktidann temsilcisi, fiyat artışlannm kendisi rti sevindirdisini söylüynr; «fabrikatör malını pahalı satarsa daha çok kazanır. daha çok fahrika Japar. Türkiye kalkjnır» diyor. CHP'liIer bunları hatırlatmca köylü bunun «ben Türkiyenin kal k.nmssını köylünün sırtına vuracağıra» demek olduğunu pck güzel anlıyor. Eçnaf. büyük alıcı kitlesi olan köylünün güçsüzleşmesi sonunda da ra'.an pazann. zengindcn yana yürütülen kalkınman:n yükünü ayni zamanda kendisine de çektireceğini çok iyi görüyor. Halktan yana olmayan blr kalkınmanın altında köylüyle, esnafla blrlikte ezüen küçük memurun ve işçinin perişau ha> li ise biitün gözlerin önünde serilmiş duruyor. CHP'liIer bu durumdaki köylünün, esnafın lmdadma koşacaâ:z derken, yalnız düzen değişik liği programlarına dayanarak kitapta kalmıyorlar. Genel Başkanlarının geçmisi. sözlerinin sornut güvencesi oluyor. Sayın Ecevit'in iççilerin yararına yarıtığı işleri bir bir çayıyoriar. Köylü. işçiyi sendikalaçma, topl'J sözleşme ve grev yapma hakkma kavuşturanın, kendisini de kooperatifler içinde 6rgiit!e?tirebileceğini. aracmın tefecinin, faizcinin elinden kı;rtarab:leceğini tath tat lı düşünüyor. Kendi has:ahğının maluliyetinin, karısınm duMuğıınun, çocuklarmın yetimlişinin güvencesine kavuçmak için ne yapması gerektigini snlar gibi blduğunu gözlerindeki pınltılarla ortaya koyuyor. CHP'lilerin «gerçek halk iktidannı kurmak» «avları da halkın son iki yıllık geçmiçtp gördüsü olaylardan güç aîıyor. Haika sırtı dönük olanları temizlemek için 45 günde 3 kurultav yapan bu parti, liderinin tek baçma yaptıeı yiğitçe mücadelelcr de ortadayken, halka güvençe vermekte zor luk çekmiyor. ~Okuyucu Mektupları Karakoçan Yatılı Bölge Okulu MüdüriVnün eleştirilere cevabt: Yatılı Bölge Okullan, Dogu ve Güneydoğu Anadolu'd'aM halkımızın, «Ejitımde sosyal adaiet» ılkeslnden paylarını alabılmelerinı sağiaraak üzere; 27 Mayıs Devrimi Üe kurulmu» eğitım kurumlarıdır. Temel eğitim okullarıdır. Bu güzel yurt beldelerimi/e Türk kültürünü yaymak, okulsuz köylerimızin çocuklarını okula kavuçturmak, bulunduk ; lan kırsal ve geri beldelerimizı geliştirmek. Atatürkçü eğltimi yaymak amaçlarının başında gelmektedır. Okulumda suiistimal iddiasını aylardan beri yayanlar, bu amaçlan tanımayan ve bu okulları kendi amaçlanna çöre vönetmek isteyen okumus karanlıkçılarGece gündüz TV'nu yerenler, sözlerün sizedir: dır. Umanm 7 Ağustos, Salı günKarakoçan Yatılı Bölge Okü gazetelerden TV progranukulu emsalleri içinrie amacına nı okumuşsunuzdur. daha çok iki yıldan beri koşma çabası eöstermektedir. 21.30 Hafil batı müziği Bana çamur atanlar da bu a31.53 Televizyonda Sinemm maç için çaba'jara ayak uvduttEkmek Kavgası» ramayan çıkar zümresınin oOynayanlar: kul içmdeki tem?ilcileridir. M. Nur. Y. Güney Bunu bütün çevre apaçık bildiğinden, ta.şrayı kandırabilBelki bu ne biçim program mek ıçin maalesef gazetenîzi diyerek akşam TV'unuzu aobulabilmislercfir. Atatürkçü mamışsınızdır bile. Oysa biraa çizgide yürüyenlerin Atatürksabırlı olsaydınız 21.30 da şarçü ruh beşinini yavan gazelekılar dinleyecektiniz. (Bizim nizi nasıl âlet edebildiler, ben şarkılanmızı). Batı müziği yeonun üzüntüsü içindevim. rine şarkı! Doğrusu fedakârlılt Isimlerini dahi açıklamak ve de cefakârlık lsteyen bir iş, cesaretini kendilerinde buladeğil mi? mayan bu kişiler, 4 aydan be21.53 de de fıstık gibi «dilri okulun amaçlan içinde başa berler» seyredecektiniz ekranrılı çalışmalannı çekemeyen, lannızda. Ekmeği de, kavgasıamacı dışında ögrencl almak nı da • kısa bir süre de olsa • lsteyen ve ldarecilikleri sıraunutacaktınız. Bu ne büyüi sında alan, okulu kendi kirli mutlululctur, bilir misiniz? ard niyetlerine göre yönetmek Daha birçak övgüye değer isteyip de bu fırsatı bulamayönleri var TVumuzun, baçayan, maalesef yatılı okullara nlı ve gayretll çalışmalanndan sızmış kişilerdir. Bu yasa dışı dolayı kutlamalı kıymetli yönetutum ve amaçlan çevrece keticilerinl sinlikle billnmektedir. GereSonra da oturup güzel şeyler kirse Cumhuriyet'i etüd etmedüşiinmeli, karanısarlığa kapılye çağınyorum. madan. Hamn AY Maalesef, bu Sğretmenler oBogaziçi Üniversitesl kulun çevresinden ve Elâzıg Bebek tst. ilinden, yerlilerdlr. Bazı siyaset bezirgânlannın desteğinl bulan ve bunlar» güvenen, Elâzıg'da bir basın organının sahibini kendi arzulanna göre yönelten, Türk öğretmeninden beklenenl verme gücünden yoksun, yatılı Bölge Okulunda tesadüflerle görevlendirilmiş kişilerdir. Türk öğretAmerika'da Los Angeles Ba». meninin şunun veya bunun konsolosumuzun ve birinci kâarzu ve emeline göre çalışmatibin bir Ermeni tarafından öl«ını isteyen yıkıcı tihniyetin dürüldüğü herkesçe bilinen bir temsilcileridir. hâdisedir. Amerika'da yerleşmis Ermenilerin daimi Türkler 7 yaşımdan berl okuyucusu aleyhine yaptıklan propagarıda olduğum ve Atatürkçü fikirnaalesef durdurulmamakta. leri ile beslendiğim CumhurlBu Tilrk düşmanlığı sürüp giyet Gazetesi'ni de âlet olarak derken Amerikan ordusu menkullanabilmislerdir. Ben buna sup'.arma yabancı dil öğreten üzülmekteyim. Monterey'deki ordu lisan okuBahsettikleri gibi; Oç mülunoa (Defense Language Instifettij bir «y çalışmışlardır. tute West Ciast Branch) dekan Yapılan soruşturma evrakı da yardımcısı Borıs Jordan'ın ofı ilsili mercilere lunulmuj ve sindeki büyük duvar haritasınkanunl gereklerl yapümıstır. da TUrkiye'mizin yarısının (DoGönül ister ki, bunlar haklı ğusunun) Ermenice dilı konuçıksın ve Cumhuriyetin da şur ve Istanbulumuzun da ferli üyeleri bunların mektukocaman harflerle Constantibunu sütunlann* *ldıkl«nnnople olarak gösterilmesı çok dan üzüntü duymasın, Müesef verici bir hâdıse. Bu hatâ fettişler herhangi bir miistiBüyükelçiliğe bildirilmij ve rnal tespit etmişler de kapatBüyükelçi Sayın Esenbel okuı nıaya çahşmıslar veya idarl kumandanına bir mektupla hamakamlar beni destekliyerek ritanın hakaretâmiz olup indıkapatmaya çalışırlars» ben de rılmesinı rica ettiği halde bâli şikâyetçilerle blrlikt» kamu bu harita yerinde bilhassa tuönünde davacıyım. tulmakta ve Atatürk dü^manı olan ve 25 senedir vatana dönŞurası bilinmelidir kl, lddiameyen asker yoklaması kaçağı ları aksine onlar müfettişlerin Türk Şubesi Müdürü Velid Dağ ikisi tarafından maalesef destarafından hoş görülmekte ve teklenmelenne rağmen iddiabir zaran olmadığı söylenmeklan sübut buîmamıştır. Bu iki te. Türklere düşmanlığı olan müfettiş, dosya hakkında bunBulgar asıllı Jordan'ın bu harelara bilgi vererek basına inketini protesto eder, dost biltikal ettirmisler ve hazırlanan diğimiz bir memleketin askerl dosyanın hukukl varlığım da lisan okulunda böyle düşmanca zedelemişlerdir. Bu rfosy» ühareketlere yer verilmemesirü zerinden benim için verilecek ve gazeteniz vasıtasıyla bu çirmüspet ve menfl kararlar, hukin hareketi Türk milletine dukuki dayanaklardan yoksun yurmanızı bir Türk vatandaşı bırakılmıştır. Çünkü müşteki olarak ve arabasında Türk baydurumunda olan bu kişiler rağını taşıyan korkusuz Türk mutlaka müfterl durumuna olarak ilân etmeyi vazife biligeçeceklerdir. Durumlarını rim. Yardımınıza teşekiürler Çok iyi bildikleri için benim Teievizyonumuzu başarılı çalışmasından Sonuç Köylüyle konusurken ortaya çıkan bir gerçek. Türk demckrasisinin başına gelenlerinin nedenini bütün acılığı il e sçıklıyor. Köy!ü Devleti kendisinin dışınca, kendişine yabar.cı hir kurum olarak eörüyor. Bir yoîun yapımını müteahhide üıale eder gibi. rîevletin yönptimini de partilere ihnle ediyor. Köylünün ağz.rdan «biz, yapalım, erie'.im» sözcükîeri çıkmıyor. Hep «siz» diyor, «yspmazsınız. etmezsiniz» diyor. Aydınm dilinde dolaşan «halkla bütünleçme, halkla özdeşleşme» sözleri de aslında bir ayrıhğm var olduğunu orlaya koymuyor mu? Dev letle. halk arasmdaki bu yabanc.laşma kalkmadıkça. halka devletin eerçek sahibinin kendisi olduğu inandırılmadıkça. elden hayır gelmeyeceği, kendine ancak k?ndinden hayır gelecegi anlatılmariıkça Tiirkiye'de demokrasiyi kurraak olanaktızdır. Köylerde gezerken, halkın ezilerek, korkutularak, yoksul bırak'.larak, düşünmektcn alıkonu larak ve çeşitli yutturmacalarla devletine yabancı laştırıldığı gün gibi açığa çıkıyor. Demokrasi, halk devletiyle özdeşleştiği gün kurtulacaktır. ötürü kutlarım (!) Öbür Partiler fP'nln gözle gözükür bir örgütleşmesl var. AP'den kopacak oylann çekimser kalacak buyük çoğunlugunun ve CHP'ye kayacak bir bölüır.ünün dışında kalanlarından r,e kadannı bu CHP'nin Kolaylıkları Tartışmalardan ve konuşmalara karşı gösterilen tepkilerden arlaşıldığına göre CHP, seçirr.lere önemli kolavlıklar'ıa giriyor. DANIŞTAYDA GlZLtLİK Faruk EREM T. Barolar Birliği stanbul Barosu Başkanı sayırı meslekdaşım Burhan Güngörün Barosunun görilsü olarak, Danıştay Kanununa eklenen bir hükmün Anayasaya aykınlığı hakkındakl tlyan•ma katkıda bulunmak istiyoruz: 1740 sayılı kanunla Danıştay Kanununun 82. maddesine eklenen fıkra söyledir: «Görevli daire veya krurul veya kanun sozcüleri tarafından Betirtilen veya idarece gönderilen gizli her türlü belge ve dosyalarla, hakim reddi istemi üzerine reddedilen hakim tarafından bu hususta verilen cevap taraf veya vekillerine incelettirilemez». O halde davada taraf olan kişi veya vekili, kendi aleyhlerine olan herhangi bir vesikayı göremeyeeektir. Memleketimizcîe. resmt evrak yazışmalarında gizlilikte ne kadar lfrat* gidüdiğl düşünülürse, uygulamada bir kimsenin kendisinl nasıl savunacağını kestirmek mümkün değüdir. Bu hükmün Anayasaya aykırılığı bakımından ?öyle düşüntllebilir: Anayasamızın 31. maddesine göre: «Herkes meşru bütün vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak, iddia ve BRVunma hakkına sahiptir». Kendisine ilişkin bir konuda ilgili, gizlilik lddiası ile dov.asını göremezse dava v* savunma hakkını nasıl kullanabHecektir? üsul Hukuku'nda savunma hakkınm önkoşulu «itharm öğrenmek hakta»dır. Idari işleml dava. eden ilgili, idarenin gizlilik iddiası ile Danıştaya gönderdiği evrakı göremesse hakkındaki suçlamajı nasıl karşılayabilecektir? Anava^amınn 31. maddesinln gerekçesinde, «klasik haklar» arasında bulunan, 1924 Anayasasında da kabu! edilen «Savunma Hakknma ve «Hakkını Aramak özgürlüğü»ne, yeni Anayasamızda, yarsı bölümünde değil «Temel Haklar» bö'.ümiinde yer verildiğine işaret edilmektedir. Anayasamızın, Temel Haklan «Herkesin kişiliğine bağlı. dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez hak ve hürriyetler» olarak tanımlaması karçısmda «Hak Aramak özgürlüğüsnü kısıtlayan hükümlerin Anayasa'ya açıkça aykın olduğunu kabul etmek gerekir. Kanunla temel hakkın özüne dokunulabileceği yolundakj Anayasa değişıkliği dahi. eklenen hükmü meşru göstermez. îdarenin «Gizli» damgasmı bastığı her varaka böyle bir ayncalıktan favdalanırsa artık Eavunma hakkından bahse imkân kalmayacaktır. Eklenen hükmün, Anayasada yer alan duruşmalann aleniyeti kavramına da aykın düştüğü görülmektedir. İdarenin gizİi dedifi evrak dunı?mada da okunamayacaktır. Oysa bu evraka ciayanmak suretiyle «Hüküm» veya «Vicdani kanaat» teessüs edebilecektir. Bu durumlarda Danıştay verdigi kararda ya «Gizli Belgenden söz edemeyecek veya ne ihtiva ettiğini göstermeksizin sadece böyle bir belgenin varlığına işaretle yetinecektir. Bunun sonucu olarak da ne hakkını arayan, ne de kamııoyu davanın ne sebeple reddedildiğini anlayamayacaktır. Bu durumda Danıstay'da açıklıktan söz edilemez. Bu münasebetle. benzer bir olay hakkında Fransız Damstavmın bir kararını (1969) nakletmek isteriz: «Fransa'da yüksek memuriyetlere geçebilmek için yüksek idare okulundan mezun olmanm, bu okula girebilmek için de bir sınavı başarmanın gerekli bulunduğu. idarenin sınav adaylanndan bazılarının dosyalannı inceleyerek. onlann sınava kabul edilmemelerine karar verdigi. bu karann iptalinin istendiği göriildü. Danıştay ilgililerin dosyalannı, incelemek üzere hükümetten istemiş. idare ise gizlilikten bahisle dosyalan vermemiştir. Yüksek mahkeme şu gerekçelerle karan iptal etti: Böyle bir karar kamı hizmetine alınmada eşitlik hakkını ihlâl eder. Dosyaîarın Danıştay'a verilmemesi vakıaM, da\Tacı!ann sivasal kanaatleri nedeniyle sınava almmadıklannı iddia suretiyle ortaya attıklan karinenin aksinin sabit olmaması sonycunu verir. tdari tasarruiun her türlü dayanajı yargının denetimine dahildir.» Her açıdan 1972 1973 yıluv.n. yargının ve savunmamn yetkiîerini politik çıkarlara dayanan davranı.şlarla geçmiş olduğunu izlemenin verdigi sonuç şudur: Memleketimizcie üç kuvvetten biri olan Yargı biçimselüğe sürüklenmekte dolaylı olarak yok edilmektedir. Tarihte. bunun nasıl bir toplumsal end:?e ve bunalım getirdiğini bilenlerin üzüntüsü daha derin oluyor. ZAMANE ENFLASYONU!. eçen haftaki yazımızd» kapitalizmm 1930'lardan bu yana hemen hemen resmî teorisi olan, «New Economics» adı verilen, Keynes kavramı ile ilgili uygulama üzerinde durnıuş ve bu kavrarrun sadece savaşlar ve enflasyon sayesinde kırk yıllık saltanatını sürdürebildiğini belirtmiştik. Bu noktayı biraı daha açahm bugiin. İ G BİR YANDA «ATEŞTEN GÖMLEK» HAYAT PAHALILIĞI, ÖBÜR YANDA İFLÂSLAR VE DURGUNLUK: İŞTE «ZAMANE ENFLASYONU» DENEN B UDU R Aslan Başer yi dengelemek. Kapitalist ekonomi tanmın ve tanmdan geçinenlerin derdine çare bulamamıştır. Tarım fiyat yarışmasında toplumda öteki kesimlerden endüstri ve ticaret geri kalryordu. öyle bir çare bulunmalı ki hem endüstri ve ticaret kesimlerine yük olmasm ve hem de tanmdan, faz la gürültü çıkmasın! Ayni zamanda da burada devlet eliyle bir ek gelir yatmlsın ki endüstri ve ticaret kesimi pazar bulsun. Bunun yolu, tarımsal fiyatlan yeter li, hattâ yüksek tutmak için buraya devlet bütçesinden veya büt çeye benzeyen kamu fonlanndan desteklemede bulunmaktı. Burada da tanm ile öbür kesimler arasında bir fizik plânlama söz konusu değil... Tanmda da özel kesim dilediğini ekecek, satamaz sa devlet alacaktı, hem de uygun fiyatlarla. Dilediği tarım yöntemini uygulayacak, dilediği kadar makine ve adamı kullanacak ve devletin buna kanşması söz ko KAFAOĞLU nusu olmayacaktı. Kejnes teorisi özetle budur. Bu uygulama enflâsyon ve bir de savaşlar sayesinde tutarlı ve geçer gibi göründü. Yani kapitalizm kendini kökten tedavi ettirme yerine kendini ilk bunalımdan kurtaran ilâcı kullanmayı ve bundan sonra da hep bu yolu denemeyi seçmiştir. Olanlar kısaca budur. Şimdi bu teorinin, daha doğrusu Keynesçi uygulamanın sonuçsuz kalış nedenlerini inceleyellm: 1932'de, Amerika'nın gelmi? geçmiş en popüler Başkanı olan, Ruzvelt iktidara geldiğinde, işsizler Amerıka'da hiç görülmemiş bir düzeye yükselmişti. Hergün yeni iş yerleri kapanıyor, işsiz ve gelirsiz sayısı yükseldikçe satınalma güçleri azahyor ve bunalım daha da ciddileşerek sürüp gidiyordu. O yıl Amerika'da işsiz sayisı 12 milyon'a yükseliyordu. Ruzvelt «iş hacmi daralması i.şsizlik daha daralma daha çok işsizlik» seklinde bir kısır döngüyü bir yerde kırmalc için gelir kaynağı aramadan bayındırlık islerine girişti. Bunun başka bir şeklini Alman Sihirba7i Doktor Schacht uyguluyordu. Piyasaya yeni satınalma güçleri çıkınca stoklar satılmaya, fabrikalar işlemeye, çarklar dönmeye ve işçiler fabrikalanna yeniden girmeye başladılar. Hızlanan bir gidişle iflâslann yerini, refah aldı. Bu politika aslında işçinin de lehine idi. Çünkü iş bulundukça, iş alanlan arttıkça bir ferahlama oluyordu. Ama son tahlilde aleyhineydi durum. Çünkü 5 yıl önce daha ucuza aldığı malları şimdi daha pahalıya alıyordu. Aslında işçinin daha çok lehine olan, bunalım olmamasıydı. Ama madem ki bunalım olmuştu, başka da çare kalmamıştı. nüne hiç gidilrnemlştlr. Kırk yıla yaklaşan uy^ilamalarda buna benzer bir uygulama varsa bile bu sınırlı kalmıştır. Bu haliyle ekonomi alıştlmamış bir ferahhğa para bolluğuna alışmış işyeri (fabrika ve ticaret evı) topluluklariyle dolmuştur. Bazı kesimlerde öyle üniteler ortaya çıkmıştır ki, bunların durmadan para basılmadan ayakta durması olanağı yoktur. Para basımı bir yerde durdurulunca fiyat arttırmalan süregittiğinden, tüketiciler değişmeyen ya da pek az değisen gelirlerinin önemli kısmını tüke timleri için çok gerekli mallara yatırmışlar, kenarda kalan ihtiyaç'ıarı veya tüketimlerinde özellik bulunan mallan lireten dallarda bir talep eksikliği olmuştur. Tüketilişinde özellik olan mallara örnek, giyim eşyasıdır. Bir gelir düzeyine göre herkes yılda üç gömiekle de 30 gömlekle de yaşayabilir. Yar.i ihtiyaç kade meli olarak ve aksamadan bir çok düzeydeki hareamaya göre karşılanabilir. Bu gibi endüstriler, bunalımların ilk bırakanlandır. O halde firmalar iklye ayrılabilir, fiyat yükseltebilen firmalar ve para hacmi artmadıkça fiyat yüksek'.temeyen firmalar. Ka pıtalist ekonomide ne üretim ve ne de gelir dağılımı belli ya da bilinen kurallara göre dağılmadıjından, arada bir denge kurulamamıştır. Para hacmi artmadan, ortalama vurttaş celiri gerçek değil, gösteriş olarak da artmadığından, bazı firmalar fiyatlan arttınrlar. Neden? Çilnkü firmalar devleşmişlerdir, üretim planlarını ve gelirlerini, o gelirlerin ne kadannı harcayacaklarmı üçdört yıl önceden hesaplamışlardır. Artık onlann karar ve fiyat esneklikleri kalmamıştır. Fiyatlar artır.ca satış düşse de onlar daha az satıştan ayni ve yıllarca önce planlanan kârlan elde etmek için yine fiyat arttınrlar. Onlar fiyat arttırdıkça, fiyat arttıramayan ya da mallan tüketim bakımından özellik bulunan firmalar için toplumda aynlan tüketim fonlan azalır. Buralarda sendikal nedenlerle, ücretler azaltılamadığından, kâr fonlan azalır, ödemeler sıkmtıya girer, durgunlukla enflasyon başbaşa gider. Bir yanda atesten gömlek hayat pahalılığı, öte yanda iflaslar ve durgunluk. «Zamane Enflâsyonu» dediğimiz olay işte budur. Ve bu toplumumuza Keynesçi uygulamalann bir armağanıdır. Çünkü bu teori, tanık gösterilerek durgunluk hep enflâsyonla tedavi edilmiştir. Bunun sonucu olarak firmalann kredilert en ufak bir sarsıntıda onlan yıkacak düzeyi bulmuştur. Durmadan enflâsyonun uygulanması sermayeyl ve fcrediyi pahalılandırmıştır. Bu pahalılıkla yatınmın geleceğl teh likeye düşmüştür. Amerika'da Ermeni propagandası Dengeleme KejTies kuramı bir dengelemeyi esas tutmuştur aslında. D\ırgunluk olursa para hacmi genisletilecek, enflâsyon olursa daraltılacak! Bu daima birinci kısmiyle uygulanabilmiştir. Yani durcunluğa düşülünce hep para arttınlmıstır. Ama fiyatlar artınca piyasadan para çekilme yö TEŞEKKÜR Anî zuhur eden hastalığımda, Candan alâkalan ve derin bilgileriyle hayatımı mutlak bir tehlikeden ve vücudumu da büyük bir ıstıraptan kurtaran, memleketimizin ender yetiştirdiği Kulak, Boğaz, Burun Hastalıkları Miitehassısı SAYIN OPERATÖR DR. Kapitalizm için önünde iki yol vardı bunalımdan sonra: Birincisi böyle bir bunalıma girmeyecek tarzda, karar mekanizmalannı, ekonominin işleyiş kurallarını düzeltmek. Bu yola girilemezdi. Bu zahmetli, büyük egemenlere yaramıyan bir yoldu. Onun için ikinci yol seçildi: Yani geçici, parasal yollara güvenme yolu. Keynes teorisi aslında bu yolun «kitabi şekilde» deyimlenip allarup pullanmasıdır. Denebilir ki kapitalizm, sosyalizme dönüşmeden Keynes teorisi dışında ne pibi bir çözüm yolu bulabilirdi? Bu ayn bir konudur. Son dereco teorik olmakla beraber bir fırsatını bularak okuyueulanmıza bu Ü konuda bilgi sunmayı isteriz. Şim di konumuza dönelim. Ruzvelt, Keynes ve Schacht'ın teorik ve uyfulamau çahş:Tialariyle para basılarak ounalımcian kurtulundu. Ama acaba bunalımdan kur N ^ tuluş en ekonomik yolda mı oldu? daha ucuza bir yol bulunamaz mıydı? Toplumun bu dumma düşmemesi için başka yollar aranmah değil mivdi? B'.ınlan kimse düşünecek değildi. O kâbus günlerinden kurtulunmustu ya... SAİP TEZEL'e teşekkür eder, memleket sağlığına daha cok geneJer hiamet etmesini dilerim. Sağolsun. Ayrıca yakın alâkalan ve moral takviyelerl ile beni büyük ferahhğa kavuşturan TEŞVİKİYE SAĞLIK YURDÛ Sahibi SAYÎN DOKTOR lerımize de çamur atmaktan cerl durmamışlardır. l e birhkte çok değerli ldarecibihk ederim ATTtLA COŞUR Türk Dili Şubesi öğretmenlerinden OSMAN ÜÇER'e Ü de teşekkürü zevkli bir vazife bilirim. ÖMER ABALI (Cumhurivet 6459) | lst. Dz: Tek: Sat: Ah Kom; Başkanlığından: 1 Kapalı zarf usulü üe Denlz Harp Okulu kalorlfer f« elektrik tevzi tablosunun onarımı yaptırılacaktır. Keşü bedeli 129.S80.00 TL. olup geçid teminatı 7750.00 TL, dır. Keşif ve sartnamesi Komisyonumuzda, An kar a v« İzmir Levazım Amirliklerinde görülebilir. 2 Eksiltmesi 29.8.1973 gün saat 11.00'de KasımpaşadaJd Komisyonumuzda yapılacağmdan, ısteklilerin 2490 »ayılı kanunun 31 inci maddesine g5re hazırlıyacaklan teklif mektuplannı, ihale gününden asgan üç gün evvel t s t Dz. tnş. Eml. ve ts. K. lığına tnüracaaüa alacaklan yeterlik belgesi ile birlikte, en geç ihale günü saat 10.00'a kadar Komisyonumuza vermelerini. (Basın: 2üld&) 6451 Atatürk Anıtı dlkilmi? v« •çılışı da Atatürk'e ve okulumuza yaraşır »ekilde, kalabalık bir konuklar topluîuğu ile yöneticiler ve ordumuı temsilcileri huzurunda ıçılmıştır. Takdir, o fünü yajayanlara aıttir. Cumhuriyet ekibinl da gormeye davet ediyorum. Okulumdaki bütün icraatlarımdan her laman hesap vermeye hazınm. Iddialan yerinde etud etmeye Cumhuriyet'in «aym ve değerll y3neticüerinl çağınyorum. Ayinesi işür kişinln, l«fa bakılmaz. Değil ml efencfim» Saygılanmla. Mefamet KÖSE Karakoçan latılı Bölge Oknln Müdürfl ELÂZIĞ ne Memurlardan kesilen aidat OİUVOr? Uiuyur . Y A R I N : DEVLEŞME VE EKONOMİ KAVRAMLARI Çarsamba Belediye Başkanhğmdan kân Beledive Tüzel Kişiliğine ait. aşagıda belirtilen altı dükkapalı zarf artırma usulüyle satılacaktır. * 127.000 00 115.000.UO 115 000.00 115.000.00 115.000.00 127.000.00 Devlet Düzeltmesinden Uzak • No 5 5 Parsel No 1 2 3 10 Yüzolcnmu M2. 81 80 80 80 80 80 Arsa ve Bina Bedeli TL. t t t t 5 5 5 5 11 12 1 Tahmin bedelleri hizalartnda gösterilmiş olup. geçici teminat 2490 sayılı k a n u n u n 16 tncı maddesine çöre h9saplanarak a h n a c a k t ı r . 2 S a r t n s m e . Dİan. harita ve diğer evrskları bedelsiz olarak m'ihaseberien temin edilebilir 3 îhalesi 4. Eylül 1973 Salı e u n ü saai 15'de Çarsamba Beledive =nciirneninıHr vapılacaktır 4 tstekliler teklif m e k ' ı ı p l a n n i engeç iha'.e saatinden bir saat evveline k a d a r Enoümen Kalemine vereceklerdir. Postadaki gerikmeler dikkate alınmaz. îlân o l u n u r . (Basın: 6450 Oysa Keynes teorisi üretim birimierinın ne kurultı=larına ne de işleyiçlerine bir devlet düzeltmesi getirmiyordu. Nerde ne fabrika kurulacak? Ne kapasitede fabrika ktıru'acak? Yine bu sorulara piyasa mekanizmasiyle özel girişimicr karşı'.ık bulacaklardı. Bu noktalarda devlet özel piyasanın kararlanna sayeı du^Tnaktan baş ka bir davranış seçmeyecekti. Ama bu karariar bir bunalım doğurursa. devlet işe kanşaeak para hacmini arttıracak. hem bu yatınmlan ve hem de ekonominin tamamını çöküntüden kurtaracaktı. Degişen nejdi? Degisen sadecp rievletın para. faiz ve kamu yatınmlan hacmini iyire gözetlemesi ve özel teşebbüsün (ve belki de bazı özel teşebbüs niteliğindeki kamu kuruluşlannın) hatalannı para ve bütce gerekirse bir de vprgi • politikalarivle düzpltmektir. Bu konjonktüre yani ekonomik durumun gidişine göre ayarlanan para ve j malive poütikasma bir nokta daha eklenmiçti: Tarımla endüstri VEFATLAR tÇİN Kıymetll hocalar ve du«hanlardan müteşekkil cenaze merasim ekibüniz bir telefonla emrinizdedir. Gazete, ilân ve umum musmelât için ayrı ücret ahnmaz. Cenaze işlemlerinl işletmemiz denıhte eder. Acı gun lerinizi paylaşırız. Aydın Lisesi mi, Anıt Lisesi mi? Aydm LisesiM girdiginizds Atatürk, M. AMf Ersoy, Ziya Gokalp, Namık Kemâl ve Fatih Şultan Mehmefin anıtlariyle karşılaşırsınız. Etrafı eski yapıtlarla donatılan bir müzeye benzer, Aydın Lisesi bahçesi. Bir ilim yuvasmda bu denli amtlann çokluğunun ne gereği var? Bir tek AtatürkTinki yettnez miydi? Cumhuriyet TUrkiyesinde büyük önder Atatürk'ün heykelinin dikilmesine bir sözümüz yok. Atatürk'ün «Benl anlamak behemehal yüzümü görmek değil, benim duygulanmı, lsteklerimi ve özelliklerimi anlıyorsanız o yeter» sözii var. Fakat di*erlerinin dikilmesine, tiim görenler bir türlü akıl erdiremiyorlar. Bir 1lim, irfan yuvası Cumhuriyet'in 50. yılında mtize durumuna mı eetirilir veya getirtilir.? (tslm adre* saklı) 657 Sayılı Devlet Memurlan Kanunu gereğince her memurun aylığından °i5 Memuı Yardımlaşma Kurumu aidatı fcesilmektedir. Ayni kanun hükmüne göre Memur Yardımlaşma Kurumu Kanununun 6 ay zarfında çıkanlması, kanuni hükme bağlandığı halde, 3.5 sene gıbi uzun bir müddet geçtiği halde, ilgili kanun cıkmamış bulunmakta ve aidatlarda muntazaman kesilmeye devam edilmektedir. Kesilen aidatlar ne olmaktadır? Ve kanunun bugiine kadar çıkanlmamasındakı maksat nedir? Arif Aslan Öprehnen OSMANİVE Konya Ereğli Malmüdürlüğünden 58 059.00 Ura keşif oedelli Hükitaıet Konağı onanmı 2490 saplı kanunun 31'inci maddesi gereğince kapalı zart usulüyle ıhaleye uonulmustur. Muvakkat teminatı 4.340.00 liradır. thale 21 Ağustos 1973 Pazanesı Bünü saat ı ! OO'de Malmüdürlüğünde yapılacaktır. Eksıltme şartnamesi mesai saatleri içinde Milll £mlâk servısinde bedelsiz olarak görülebilir. tr eklilerin 1973 vılı Ticaret Odası vaesıni yaptırmış olmalan ve ihale rününden 5 gün evveline kadar Bayındırlık Müdürıüğünden i^tirak belgesi almalan sarttır. Taliplerin tek'i; mektuplannı Ihaleden bir saat önce vermeleri, oos&riakı vaki gecikmelerin dikkate alınmayacağı İlân olunur. (Basın: 20908) 6448 Bir velinin iddia ve şikâveti Sor?un'da bir veliyim. Sorgun lisesinin orta kısmmda bir çocuğum var. Her dersi çok güzel; matematiği de çok güzel olmasma rağmen. öğretmeninin gerek ders islemeden, yazüı yap ması; gerekse sabahlara deirin kumar o\"iayıp, içki içerek uyfcusuî derse gelip: der?te de: eazete. resimli roman okuması be nim cocuffum» değil sadece hü tün 6&rencilerp karşı böyle öâretmenlikfen uzak hareketlprinin maksadı: Tatilde. kurs açmakmış. Zayıf bütün n&Tencilere: (çoeunlukla zavıfı .100>r lirs hazırlayın, kurs için. riivormuş.. Biı VeU TEL: 47 20 06 İslâm Cenaze tşleri NOT: Bürun muameleleT !»• letmeye ait olrnak fizere yurt Içl, yurt dışı, yurt dısmdan yıırd» cenaz» naklj yapılır. Günü.ı her fsatinde emrinizdedir. (Çiçek HeklSm: 1159) 6447
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear