26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 9 Temmıız 1973 PARAUK E MİLYÛNEP.HAIEFYAMİMJM İ Î « . Al BU ĞüftlDEN tri ADı Mıtfl ATMAYAtAKSıM /... İSA'NIN GÜNCESİ MELİH CEVDET ANDAY 83 OteM: Hay hay, dedl. Şisman adam alay ederek: Ben d« «oıgiiumu bekUyorthtm, dedl. öteki: Sorabilir miyim? dedi. Bnyurun bekliyorunı. Bunun tizerine Adem Elması hızla sordu: Bir H?t dört günde itiraf ederse, Iki klşl kaç günde itiraf eder? Solnesçi saktn sakin: Gene dört günde, dedl. öteki: îlfc itirafı dört günde ahrsan, lkinci itlrafı kaç günde alırsın? diye sordu. Sobıesçî güHlmseyerefc Bir günde, dedi. Sonra. Şimdi sıra bende, dedi. Çabuk söyle. Cigarayı nerde söndürürsün? Ne vakit tükürürsün? Kebap nedir? Ne vakit muzik dlnlersin? Parmak saydm mı? Tsnn*mn emri kaçtır? Kaç türlü kusmuk vardır? Hangi deri kalındır? Adem Elması'ntn önündeki yardımcısı, bu sırada bana gene bir takım resimler göstermeğa başlamısü deminki albümden. Şişman sorgucunun soruları hızlandıkça, o da elindeki albümün sayfalarını hızlı hızlı çeviriyordu. Birt ile ilgilendiğimi görünce durdu bir an. Tabutan benzer bir sandukanın içinde, ayaklan ta baldırlarına kadar bu sandukamn alt yamndaki iki delikten dısan çıkarümıs, çıplak bir adam yatıyordu. YUzü bir az gölgede kalrrustı ama gene de tanır gibi oldum, hiç yabancı değildi bana. Fakat yardımcı daha fazla beklemedi, gülerek çevirdi sayfayı. Bu nrada beni çok korkutan bir «ey oldu. Otobüs gitgide daralıyordu. Önce gözlerime inanamadım, yanımdakfler de hiç orab olmadıktan için yorgunluktan ya da uykusuzluktan düşlere daldıfımı sandım. Fakat iki yanımdaki sıralar bu daralmadan ötürü birbirine yakla;tıkça benim hasır iskemlem de sıkışmağa ve çatır catır ötmeğe başladı. Birblrlerini soru yağmuruna tutmuş olan iki sorgucu bu yüzden Bylestne yHü&şauş dununm geldiler ki, başımı çekmesma 'banmlan bJrbirtne degecektl. Bu yüzden benim bumuma değiyordu burunlan. Sıkışıyoruz, diye bajırdnn. Soru yarışmasına giren sorgucular benim bagırmam üzerine konuşmayı kesip çevrelertne baktılar. Dediğimin doğnı olduğunu görünce ikisî birden şoföre seslendi: Ne oluyor? Şoför sakin sakin: Daralma, değil mi? dedi. Son zamanlarda sık sık oloyor bu. Ya rüzgârdan, ya hızdan. Biraz bekleyin geçer. Fakat daralma arttıkça artıyordu. Bu durumda, bana verılml? olan yerde oturamazdım artık. Firladım yerimden. Adem ElmaM: Nereye? diye sordu. Bir yere gittigim yok, dedlm. Bari tek sıra olalrm. Sıralann arasmdan jrurtulup şoıörün arkasına kapağı atmca, başımı çrvirip geriye baktun: beşi de ayaklanmışa otobüsün daralmasından ötürtt sıraJar birbinne bitismiş, hattâ bu bitişen yerler yuk%rj doğru kalkmaya başlamıştı. Şişman sorgucunun vanafı çıban lı yardımcısı, yazı makınesmi iki el'yle yukan kaldırmış, korku içinde çefine Dakıyordu. Adem Elması, şoföre: Yavaşla, diye bagırdı. Şoför, arabayı yavaşlatırken söyleniyordu: Yavaş gitsem. neden h'zh sürmüyorsun derler; hızlı sürünce de otobüs darahyor. Ben ne yapayun' Rüzgâr dernin kuzey batıdan geliyordu, şimd: güneye döıriü. Ambanın içinde anlasılmıyor ki. Yoksa ben isteı mı>im ikide bir daralıp gevşemeyi! Ama diDliyen kım! Hız düşünce otobüs genlşlc.Tneye başladı, sı ralar birbirinden ayrıldı, eski duruma geldi arabanm '.çi. Fakat sorgucular, va sitaşık dururada ezileceklcrinden, ya da tenim kaçacagımdan korkmuş olduklan ıçin htp birden öne geldiler, ön sıralarda yen'den yerleşiverdiler. Şisman sorgucu: Söyle. dedi bana, kiml.'ğini o<çin deği?t:rdin? Fakat daha ben ağzrmı a^madan Adem Elması arayp. girdi: Yo, olmaz, dedi şişman sorgucuya, sabahtan beri siz soruyorsunuz toyjna yaşımza sai'gı gösterdiğim için sabrettin.. Ama bizim de işimiz var, boşuna gelmedik buraya. Hem azızim, anlaşmaya gore. sabah «orgusunu ejît o!arak kullanacaktık. Sizin buna aidırdığınu yok. BeneiUik ediyorsunuz. Sisman sorgucu: Buntın bencillik nereshıd*? dedi. Kendim için sormuyorum ya... Daha dosyalanmın birini bile bitiremedim. Üst«lik siz de görüyorsunuz ki, kaçamakl&ı vap;yoı, eoriuk çıkarıyor, sorguyu boyun» uzatıyor. Yanımd» oı masanız neyse, uyduruycr der geçeısiniz; ama gö'rüyorsunuz ki, şu ana d^in söyie tatlı, doyurucu, işe yarar bir kwjüık alamadını agzından. (Dersmı vsr) ÎMPARATORLUKTAN KAPİTÜLAS YONLAR CUMHURIYETE Nezih UZEL 1. Mahmut, tavizlere 42 madde daha eklemişti Sultan Mecit; «Bizim bankerlerde umumun menfaatine çalışma yokturf Paşalarımıza ödünç para vererek bol faizler almaya ve kolay kazanmaya alışmışlardır». diyordu; tr «Osmanlı Imparatorlugunn tutmamız boşunadır, yakmda düşüşünü görecegiz..» General o sıralarda İstanbul'u dUnyanın ortası sayryor ve Bü>ük îskender hülyaları içinde Hint yolunu açmak için bu şehri ele geçirmeyl tasarlıyordu. Direktuar hükümeti 12 Nisan 1798'de Napolyon Bonapartı «Dogu ordusu başkumandan» tayin ederefc Mısır'ı alma görevini ken disine yükledi.. General Süveyşl Fransız topraklanna katacak ve Kızıldenizi kesin olarak Fraıısa kontrolü altına alacaku. Napolyon 280 parca geml ve 38 bin askerle yola çıkıp 2 Temmus 179S'de İskenderiyeye vardı. A«lında bir OsmanU topragı sayılan Mısır için düzenlenmış seferin &&• rekçesi gülünçtür. Napolyon nalka yayımladıgj beyannamede bunu şu cümlelerle özetliyorau: sFransızlar padisaha kafa tutan Kölmen beylerini cezalandırmak • için Mısır'a gelmişlerdir..» Napolyon, Avnıpa'nın ksderîni, Pamir yaylasınm ötesindeki zen6inliklere bağlı görüyordu. Nitekim Mısır seferi ile daha son ra ortaya çıkacak olan «Question d'orient Şark meselesi.» diplomatik deyiminin üç ana ilkesi tesbit edilmişti: Çin ve Hind* in sayısız zenginliklerinin toplandığı Pamir ötesi.. . Nil ve Kızıldeniz, Istanbul ve Boğazlar. Bu üç ilke 18 ve 19. asrın Avrupa devletleri içm başhca diplomatik ve askeri meşguliyet olmuştur. Böylece 1537te açılan Kapitülasyonlar devresi bir asır sonra Türkleri Hint yolundan kesin olarak «kenara çekmek» amacına ulajmış bulunuyordu. Fransızlar Hint yolunu açmak için iki buçuk asır uğraşülar. An cak Napolyon, Akka önünde Cezzar Ahmet Paşa kuvvetlerine yenilerek 5 mayıs 1799'da verdiji ric'at kararı ile bu yolu kesin olarak Ingilizlere bıraktj. NAPOLEON leri "o 5 srerine • 3'e iniyordu. » ' Elde edılen kapitiil£syon bilhassa 56 ve 59. maddeleri ile İmparatorluğun kontrolündeki bütün denızleri tekrar Fransız ticaretine açıyor ve ilâve olarak o zamana kadar bazı mallar üzerinde uygulanan geçiş yasaklannı tamamen ortadan kaldınyordu. Fransızlar her îstedikleri malı. istedikleri !inıanlar arasında serbestçe taşıyabileceklerdi. Andlaşmanın I. Mahmudun :ktidarı ile sınırlı olmadıfiı 35. maddenin sonundaki su cümle ile ortaya çıkmaktadır: «Bizden sonrs gelecek yüksek ve asil insanlar bu maddelere asla dokunmasınlar..» I. FRANÇCtS XUr. LouisTn BüyükeJçlsi Marquis de Nointel 1670 kışında Kop rülüzade Fazıl Ahmet Paşa l'.e karşılaştığı zaman «Pek Hıristiyan Kralsını uzun uzun ögmüş ve ^ksek faziletlerinden dcm vurmuştu. Nointel Unlü vezirin yanından aynlırken Kızıldeniz yolu meselesini bir kere daha sozkonusu etmek cesaretinde bulundu, Köprülü'nün cevabı şuydu: «Böy le yüksek bir kral bu dereceda aşagılık ticaret işleri ile nasıl uğraşiyor..?» 1740 kapitülasyonları Fransızlar adına 1535'ten beri sürdürülmüs iki asırhk bitmez tükenmez gayretlerin mutlu sonucudur Başta Kral olmak üzere bütün Marsılya tüccarlan, Güney Fransa ticaret burjuvazisi Ingilizlerin karşılanna dikilmelerine kadar bir büre rahat nefes alacaklardır. thtilâl sonrası Fransanın da Dogu politikası fazla değişikliğe uğramamıştır. Bu devrede Fransızlann Dogu rüyalan haşmstlu general Bonaparte'in yüksek Mşiüginde toplanıyordu. Bonaparte Direktuar hukümetine yazdıgı mektupta şu cümleleri kullannus MALKOÇOĞLU yazan ve çizen:Ayhan BAŞOĞLU BEYAZ İLÂHE ogu vc Batı (aribJerinde «Muhtevem» ismi ile arulan II. Eüleyman 1520 Ekiminde. virmibeş yaşmda oldu. ğu halde Uhta çıkuüı naman Mısir üç yıldan beri Türk ida. resi altında bulunuyordu. Kanun koyucu oiduğu için daha sonra «Kanuni» lakabı ile aru iacak olan II. Süleymanm babası Yavuz, 1516 1517 yülannda Mısır'i Venediklüerin eski dostları, Memluk sultaclarmdan zorla almıştı. Böyiece Avrupayı Asyaya bağlayan gtiney yolu da kuzey yolu gibi Türkler taralın dan kesüiyoıdu Aradan yanro asır geçmemişt' bıle. Avrupa ile Asya arasına Çin seddi gioi dikuen Türkler, ticari ve iktisadi kcnularda öte. den beri sürdüregcldikleri ilgisizliklerine devam ediyorlardı. Bunun sonuçlan kısa zamanda ortaya çıkacaktı. Beşyuz yıldan ben Kiiçük Asva'da savaşan Türkler, cenk meydanlannın mut ]ak sahipıeri olmtışlardı, ama çimdi artık bu savas asil ve cengaver Asyan Kavimıerle ge nel olarak kurna* ve hilekâr Avrupa burjuvazisi arasında yepyeni kalıplara dökülecekti. D ve hem Hint yolunu karadan ele geçirecekler hem ae Dogu Akdeniz ticaretine sahıp çıkacaklardı. I. François paylaşılmaya baslanan dünyada kendisine de pay istiyordu. „ 1683 Viyana bozgunu Türk İmparatorlugunun çö'kuş devrine boslangıç sayıhr, bu tarihten 57 y»l aonra, imzalanan 28 Mayıs 1740 andlaçması ile Fransızlar sozkonusu çöküşten en büyük payı elde ediyorlardı. 1740 andlaşması Kapitülasyonlar tarihinin îkinci devresini açmıstır. Bu dönemden sonra imza lanan andlaşmalar krallar ve hükilmdarlar arasında değil devletler arasında düşünülmelidir. XV. Louis ile Sultan I. Mahmut arasmdaki 1740 andlaşması bir önceki sozleşmeye 42 madde ilâvesi ile 85 maddeye çıkarılmıstır. Fransızlar bu andlasma ile 84 711 ugraştıktan sonra Kızıldeniz yolunu açmaya muvaffak olujorlardı, aynca gümrük ödsme Napolyon Hindistan yolunda Fransanın Dogu ticaretmde cn pariak çağı açan 1740 kapitülasyonlan başarılı sefir Marquis de Villeneuve aracılığı ile elde edilmişti. Villeneuve hatıralannda Fransızlara şöyle seslenmektedir: «Doğu'da hristiyanlara yapılacak en büyük iyilik onlann birbirleri ni yıkıp yok etmeleri yerine aıalarında karşıhklı sevgi ve isbulîği bağlannı geliştirmektir..» «Fransızlar aranızdaki kavgaları bırakın..» Pamir'in ötesi Osmanh tmparatorluğu eski kudretinden çok »eyler yitirdiği bir devrede dahi Avrupa için bizzat General Bonaparte'in deyimi ile «Ölen fakat yenilmeyen..» kim selerden kurulu idL Şimdi yapı(Devamı 7. Sayfada) Savaş yolu sökmeyince BUK4P4KJ ĞOTÛEÜIO Osmanh tarinlerinde babası Yavuz kadar sade gıyinmedigi. süslü elbiselere ve satalath sa ray hayatına düşkün oiduğu belirtilen Kanunî, tanta geçtigi za man aldıgı Kararlar arasında «babasının tıatalanm temizlemek» gibi önemli bir bölüm \ar dı. Selim saltanatı sırasında 1. ran ile olan ipek ticaretini men etmek için ırade çıkarmı?tı. bunun sonucu olarak aykın hareket eden bazı tüccarlann mallan zapteculmiş, tjcaretlerine engel olunmustu. Bir kızgmlık enında verildiği Milaşılan bu karar Yavuz devrinde ticari ha yatta hissedilen Dir sönUklüğe yol açtı. Kanunî şımdi bu yan lışlıgı düzeltiyor, vercügi emirlerle hazineden «. .yüz kere yiiz bin akçe...» çısartarak tiiccarlann zararlannı tazmin ediyordu. Kanunî İpek yolunu açıyor OİŞİ BOND lieı A/ILYONJ VEOlLECSGl ££ ODEhlB^f& * TIFFANY JONES Asya yollannın yeni talipleri Yabancılara tethedilmiş ülkede serbestçe ticaret edebilme leri için gerekli nukuki şartiarı sagiama anlamım taşıyan Kapitülasyonlar eski çaglardan beri bilinmektedir Nitekim bas ta Bizans împaratorları olmak üzere Seiçukluıar ve btitün diğer Akdeniz devletleri ülkelertoaeki ticari navatı gelışürmek için bu çesit önctakler dlişünmüş ve tatbik etınislerdı Daha 1255 yıüannda Venedlk ve Cenevizliler Mogc! ıstilâsını getirdıği karısık dulumlara rağrnen Konya Sultan larmdan şap inhisannı temin et meye uğraşıyorlaraı. Batılı tüccarlar ıçin şirodi gerekli olan bu essı adeti Osman lılara hatırlatmaktı, bunu başardılar.. Yavuz, Mı&ırın fethini tamamlaruktım sonra 151' tarihli bir termanla Fransızla.ı ve Katalaniara imtiyazlar verdFransızlann sark ticaretind ortaya cıkmaian cu tarihte ba lamaktadır. v'enedikliier Os manlılarla bıtmez tükennrce harplere girjştiler. CenevizliİP1 Portekizlilene bir olup Hin yolunu denizden açmak için ba tıya gittiler. Fransızlar daha a kıllı davranmısla'aı, Osmanlıla: la banîçı yollardan anla$arat' GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear