26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CTTMHTTRÎYET 21 T e m m ü z 1973 ürkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevi, çıkardığı kanunlarla kamu yararım gerçekleştirmek, sürekli kılmak ve Türk toplumunu iieri uygarlık diizeyine ulaştırmaktır. Belkj bıitün parlamentolar için bu amaç geçerlidir. T Olaylar ve görüşler Bu mu Kamu Yararı? Meclis tatile girmeden düzinelerle kanun çıkarıldı. Bunlann tümünü toplum yararı, ozel çıkarlar, belli çevreleri koUama ve gözetme açılanndan değerlendirmek doğru olur. Bîz Orman Çiftliği konusunu ele alacağız. Bir maddelik kanunda şunlar yer alıyor: «... Atatürk Orman Çiftliği hudutlan dahilir.de bulunan araziden ... cem'an 167 dönum 500 metrekarelik kısmı, Arkara şehri imar nazım planı gereğince yapılması mutasavver yenj toptancı hali için Ankara Belediye«i'ne, Çiftlik Yönetim Kurulu ile Belediye arasında tespit ve emsalinin satış ve günün rayicine göre Tarım Bakanhğınca tasvip olunacak bedelle ve satış bede'i beş yıltfa ve beş e?it taksitte faizsiz olarak öderaek kaydı ile satılmasma izin veriimiştir.» Gerekçe'de söz konusu hal'ln burada kurulma5i: «Şüphesiz Büyük Atamızın aziz hatıralarının bütün Ankaralilarca bir kere daha huşu ve tazimle anılmasına vesile teşkil edecektir» denillyor. Ankara Belediye Başkanının 7 temmuz 1973 günlü gazete'erde çıkan açıklamasına göre: «Bu arazide kurulacak olan yeni hal sitesinde her biri 60 metrekarelik, bodrumlu, giriş çıkıs kap:ları olan 200 karkas dukkândsn başka, soğuk hava deposu, müdüriyet bina*ı. zabıta ve polis karakolu, PTT, banka, derrıek. acenta binaları, kantar tesisleri, lokanta, büfe, çayhane ve tuvaletleri ile. 223 motorlu araç parkı ile. ayrıca at arabaları için bir park yeri bulunacaktır. Aynca bir de cami yapılacaktır.» Bu kadar teknik bilgi ile yetinerek kamu yararına dönelim: KUŞ'KUEUZ Ankara'nın böyle bir hal sitesine kavusması bir ölçüde kamu yararı sağlayacaktır. Gerekçe'de yer alan: «Büyük Atamızın aziz hatıralarırî'ın bütün Ankaralılarca bir kere daha huşu ve tazimle anılmasına vesile teşkil edecektir» biçimindeki avutucu ve özdenlikten yoksun lâflar bir yana, durumu, parlamentodan çıkan kanunların niteliği açısından tfeğerlendirmege çalışahm. Yeni kurulan koalisyon hükümetl, reform kanunlannı çıkaracağina söz verdi. Onların yanmda birkaç düzine daha kanun, yıldınm hızı ile ve çoŞu kez anlasılması güç yol ve yöntemler uygulanarak, Meclisten geçti. Sözünü ettiğimiz kar.un da bunlardan biri. Konumuz olan kanun için bu telâs gerekll ıni idi? Birkaç ay, birkaç yıl ertelense Ankara Atatürk Orman Çiftliği Prof. Fehmi YAVUZ batar mı îdiT Ankaralılar, Atatürk hatıralan önünde huşu ve tazimle eğilmeyi bırakarak, o hatıralara yan gözle bakmak yoluna mı itilmiş olurlardı?.. Isterseniz somut bir örnekten yararlanarak konuya açıklık getirelim: llgisini de gözönünde bulundurarak, konujmacılardan kimi parçalar aktarmakla yetineceğiz. Örneğin, Ankara Belediye Başkanı şöyle diyor: «Halen bu tasarı süratli bir prosedür sağlamak için, Millet Meclisince teşkil edilen bir karma komisyona tevdi edilmis ve tasannın genel görüşmesi tamamlanıp mao*delerin müzakeresine geçildiği sırada, Komisyonun bazı üyeleri Bakanlık görevi ile aynlmış bulunduklarından, iki aydan beri müzakereler inkıtaa uğramıştır. (...) Belediyelerimizin içinde bulur.dukları çok büyük malî güçlükleri biraz olsun hafifletmek için eldeki tasarının en kısa zamanda kanunlaşması zorunludur.» (s. 101 ve 103) Izmir Belediye Başkanı da konuşmasını şöyle bitiriyor: «Bir tatbikatçı gözü ile. mevcut tasarının üzerinde pek fazla oynamad'an bunu bir an evvel kanunlaştırmağı .. kaçımlmaz olarak görmektej'im.» Bir milletvekili de söyle diyor: «Bu nıücadeleyi ben içinizden gelen bir arkadaşınız olarak, parlamentoda kendimce yapmağa hazınm. Ancak bu meselenin peşini bırakmamak lâzımgelir. Bütün belediye başkanları, mahalli milletvekillerinin üzerinde elbette büyük tesiri olan insanlardır. Belediye başkanlarımızın, mahallî milletvekiUerinin üzerinde bir baskı unsuru olmak şartiyle... zannediyorum neticeye vasıl olabiliriz.» (s. 1511 «Baskı unsuru olmak» dileğinin yakın geçmi}te başka örnekleri de vardır. 1968 martında Aydın'da yapılan «Belediye Başkanlan Bölge Toplantısı»nda. Türk Belediyeeilik D. Başkanı Ismet Sezgin föyle diyor: «Türk Belediyeeilik Derneğine yardımcı olmanızı, bu kanunların (başta Belediye Gelirleri Kanunu vardır.) çıkarılmasında sayın senatörlerinizi, sayuı millet vekillerinizi kelimenin bir manası ile tahrik etmenizin, kanunlarınızın üzerine eğilmelerini lağlamanızın, demokratik rejimin unsurlarından telakid edilen baskı gruplarmı meydana getirmenizin ve kanunlarınızın süratle çıkanlması için her türlü gayreti gösterme GerçekYol Ortadayken... Beledive gelirler sorunu yıllardan beri çölüm beklemektedir. Bu amaçla hazırlanan Beledive Gelirleri Kanun Tasanlanndan sonuncusu, iki yıl önce T.C. Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna kadar yol almıştı. Yetkiülerin, sorumlulann, belediyecilerin, bilim çevrelerinin bu konuda söyledikieri bir yana, 1972 Ocak ayınm baslarında yapılan «Belpdiye Gelirleri Semineri», sorunu, hemen bütün ayrıntıları ile ortaya koymus bulunuyor (IV Semineri açış konuşmafinda. Türk Belediyeeilik Derneği Başkanı Ismet Sezgin şöyle demiştlr: • Belediyelerimiz kelimenin tam anlamı ile perişanlık içindedirler. Belediyelerimizin gid'erİeri geometrik diziye göre çoğaldığı halde, .gelirleri aritmetik diziye göre dahi artmamaktadır. Bu agır ve güç şartlar altında belediyelerimiz üzerlerine düşen çörevleri lâjnkı ile yapaTn?maktadırlar. Şehirlerde yaşayan vatandaslanmızın ıstırabı her geçen gün artmaktaAr. Buna süratle çözüm bulunmalıdır.» O günün tmar Bakanınm yaptıgı kısa konusmadan da çu sözü aktaralım: «Malî yönü askıda kalmış birçok proienin sizler için bir dert haline geldiğini gönnüs ve bunları acı tecrübeleriniz arasına katmış bulunduğunuzdan şüphe etmemekteyim.» Seminere bildirî sunanların, tartışmalara katılanlann, 1961 Anayasasmın 116. maddesinde yer alan ve 12 Mart'tan sonra yapılan değişiklikte de dokunulmayan, şu hükmünü her fırsatta dile getirdiklerini görüyoruz: «Bu idarelere görevleri ile orantılı gelir kaynaklan sağlanır» (2). Seminerde söylenenlerin aynntısına girmenln yeri burası olmadıgından. konumuzla yaksn nlzta hem sizin, hem de belediyenlz ve hem d» belde haikı için büyük merJaatler sajlayacağını arz etmek isterim.»(3) Bütün bu olup bitenler karjısmda Od blne yaklaşan belediyeleri ve buralarda oturan 17 rnilyon kentliyi ilgilendiren tasarüar, en başta Beîediye Gelirleri Kanunu Tasarısı dururken, AnKara'daki Atatürk Orman Çiftliğinden toptancı hali için toprak verilmesi bu kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçivermesinin nedenini aramak ve bulrnak zorundayız. Bu araştırmalara basla ffrubu deyimi ışık tutabilir. BelediyeGelirleri Kanununun onemi ve önceliği seminerlerde saptanıyor: kongrelerde, toplantılarda, brifinglerde... yetkililer. sorumlular söz veriyor, belediye başkanlarının baskı grubu olma görevlerini yerine getirmesi isteniyor; hazırlanan tasan T.C. Büyük Millet Meclisine kadar geliyor. Bir de bakıyorsunuz, Meclis tatile girmeden çıkanlacak ve çıkarılan kanunlar arasında adı bile görülmüyor. Öte yandan iş çevrelerinin örgütlediği küçük, hem de çok küçük bir grup Parlamentoyu ve sorumlular] istediği yönde etkileyebiliyor. Bir Mahkeme Kararı nsanlan fikirlerinden ötürü yargılayan mahkemeler bir yeni buluş değildir. Zaman zaman geçmişin bu konudaki belgelerini anmakta yarar var. 1633'te Galile'yi mahkum eden mahkemenin karan özetle asağıdadır. Yfiksek hâkimler diyorlar ki: «Siz müteveffa Vincenzio Galilei'nin oğln. 70 yaşında Floransalı Galileo. birçok kimse tarafından vavimlanan batıl bir doktrini, yani eüneşin evrpnin mprkpzinde hareketsiz durduğunn. dünyanın derindizini ve sünlük bir hareket yaptifinı doeru olarak kabul ettieiniz. avnı fikirleri hesleyen öeTenciler yetiştirmiş olduçunuz. bazı Alman matematikçileriyle avnı görüşler üzerinde haherlpşti&iniz. pünej lekelerine dair bazı tnektuolar yarimlavarak avnı doktrini dofrnymus tibf gösterdiğiniz lS15'te bn makama ihbar edilmişti. Bn kutsal mahkemenin talebi üzerine nzman din bil(rinleri günesin yerinde durdııru ve dünyanın döndüğü yargısını aşajndaki sribi nitelemiştir: 1 Günesin evrenin merkeTi oldıısn ve yerinden harekrt edemeyeceği sacmadır. Felsefe bakımından asılsız. dine açikça aykındır. Çünkü kutsal kitaplara taban tabana zıttır. I Derslerle Dolu Bu örnek olay, demokrasimizin geleceği bakıkımından alınacak derslerle doludur. Kısaca. çıkarlannın bilincine eren küçük grupların sorunlannı, bu bilinçlenmeyi gerçekleştiremeyen büî"ük gruplardan çok önce çözüme ulaştırmalan gibi bir sonuçla karşı karşıya değil miyiz? Öyle ise bir yandan büyük kitlelerin hızla bilinçlenmesine önem verirken, öte yandan bütün tasanlanmıza. plânlı çabalarmııza kamu yarannm nerede olduğunu. iyi saptayarak, bütün kuşkulan ve sömürüleri önleyecek biçimde yön vermek zorundayız. Kanımızca. Atatürk Orman Çiftliğinden 167 dönüm 500 metre kare toprak kopanlması hakkındaki kanun tasarısının gerekçede yer alan: •Şüphesiz Büyük Ata'mızm aziz hatıralannm bütün Ankaralılarca bir kere daha huşu ve tazimle amlmasına vesile teşkil edecektir.» sözünün başındaki şüphesiz sözcüğünün çok şüphelidir ile yer değıştirmesi gerekir. Cumhurbaşkanı'nın kanunu veto etmesi de bunu kanıtlamıyor mu? «Geleceğimize (tüvenle bakmak, her alanda, bu türden kuşkulann giderilmesi yönünde atılacak adımlarm ürünlerini vermesine bağlıdır» demek abartma olmaz. Belediye Gelirleri Semineri • Teblifler ve Tartısmalar: Türk Belediyeeilik Derneği Vayın No: 29. Ankara 1972. (2) Söz konnsn idarelrr: tl Ozel tdarelerl, köyler ve belediyelerdir. Köyler çok daha perisan darumdadırlar Bn yazıda belediye IOrnnlan ele alınmıştır. (3) İUer ve Belediyeler DergisJ, Mart 196S No. 2«9, «. 117. (1) BAK DENİZE, DÜŞÜN... OKTAY AKBAL Evet Hayır İŞÇÎ OYLARI VE SEÇİMLER Ekim 1973 günü, ülkemlzin içinde bulunauğu sıyasal dar boğazdan çıkacagı, biçimsel olarak olaganustu bir siyasal düzenden olağan bir siyasal düzene geçeceği gün olacaktır. Dünya kamuoyunun iilkemizde çok yakından ilgilenecegi böyle bir günde genç demokrasimiz ciddi bir sınav geçirecek, giderek üzerinde çok şeyler söylenmış bir dönem kapanacak ve toplumun sabırsızlıkla beklediği umut dolu yeni bir dönem baslayacaktır. « 14 A emlığe doğru, k Denizi göreceksin, ™Sakm şaşırma» Orhan Veli böyle yarmıstı. Gemlik'e gelirken birden bire karşısına deniz çıkıvermiş, en ummadığın anda, en beldenmez yerde bir rnavilik! Nasü sevinç duymaz denize özlem duyan kişi! Ancak denizden uzak yaşayanlar bilirler bunun anlamını. Oysa Istanbul'da her sokak köşesinden, her yokuj başından denizi gören bizler için. deniz gündelik bir görüntü, bir dost... İşte karsımda deniz... üçsuz bucaksız, Değil uçsuz bucak«z! Şunun şurası Marmara, iyi havalarda nerdeyse karşı kıyılar göriinür. Ama simdi bakıyonım yanda şilik bir gölge görüyorum, bir de karşıda, çok çok uzajtta kocarnan bif adanın hayaleti.. Marmara iki gündür dalgalıydı, bugün durgun, sıcak, nerdeyse kaynak. Mutluluk budur, girersin «uya, iki üç kulaç, sonra kum, güneş, sonra buı gibl bira, domates, pejnir ekmek. Bir de tath sözler duyarsan çevrende, «ana bakan dost gözler, ügiler, yakınlıklar... Daha ne istersin? Bırak gitsin üç beş günlüğüne dertler, tasalar. umutsuzluklar bir yana... Bırak kendini denize, güneşe, kuma, dostluğa, teviye. Yasam bu kadardır de... Diyebilirsen!... Ne güzel! Gazeteleri görnoüyorum üç gündür, bir Cumhuriyet geçiyor elinıe güclükle. Radyoyu da dinlemiyorum. Arr.a TVden kurtulus yok ne yapsam!. Her yerde karsıma çıkıyor Mr. Spock, Dr. Kimble, Ajda Pekkan, Sema Özcan vb. Bir de kitaplar var, her yerde, her zaman dost, arkadas. Uzanmak g>Jneş altmda kuma, okumak, okumak. Bazan yazmak da güzel, vazgeçilmez bir tutku. Yazmak, bosalmak, »onra yeniden dolmak. Yazar doğraussanki ben buna inanıyorum, yazar doğulur . sen bir ses, duyarlık, izlenim, gözlem, yaşantı alma, kapma, benimseme aracısındır, sonra bunlan kendine özgü b;r dille, bir anlatımla venne, duyunna, yayma... Ne dinlenme var dır gereği gibi. herkes gibi, ne de kendini unutma. Çaresiz bir fey bu. Kaçınılmaz... Nerde olursan ol, hangi durumda bulurursan bulun. Okumak, okumak, sonra da yazmak yazmak... Hiç kimse için olmasa da kendin için... Güneş mi vurdu nedir, garip şeyler geçiyor içimden. Bakıyorum herkes kendi evreninde. Denize girmek, tavla oynamak, sarkı dinlemek, konuşmak ordan burdan. on günlüğüne. on beş günlüğüne kopmak kişilîğinden. Hep isterim, yapamam. Kisiliğim öylesine yapışmış ki bana! Okuyomm gazetemi.üç dört gün önce yazıp bıraktığım yazılan. Hoşuma gidiyor kimi. Kimini de eksik buluyorum. Nedense hiç bir yazımı, öykümü, denememi tam «başanlı» görmedim. Şu eksik. bu fazla, su noksan, bu çok. şn unutuTmus. bu atlanmış!... Bir yazann en büyük eleştiricisi kendisidir. Başkasma gerek yok! Yazarhğı kutsal bir uğras saymışsa, öylesine benimsemişse Christine Arnoty'nin «Müthiş Bir Adam» romanmı bitirdim. Bîr günde okunuveriyor hızlı hızlı. Onemli bir roman mı? Belki. Belki de değil. 1970'den sonrasının Washington'u var, bu büyük kentin bir günlük yaîantısı var, bir kan kocanın geçirdiği gündelik. ama ilginç bir serüven. Büyük savları olmayan bir roman. Ama severek okunuyor, bir çok ilginç yanını da öğreniyorsunuz çağdaş Amerikan, Fransız insanının. Hiç değilse bir kesitini.. Sonra Heinrirh Böll'ün FotogTafta Kadın da Var» romanı. Sonra Carson Mc Cullers"in «Yalnız Biz Avcıdır Yürek>i. Sonra Samim Kocagöz'ün «İzmir'in lçinde>si .. Bu deniz kentine getirdiğim dört roman. Bir de şür kitabı. Şiirsiz yaşamaz sağlıklı in«an demiş Baudeîaire. yirmi dört saat siirsiz yaşarnaz demiş! Öyleyse gelsin Aragon'un «Bitmemiş RomanM... Akşam oluyor. Tek tük kumda yatanlar var daha. Rüzgarsız bir akşam. Ben Aragonia başbaşayım. Çevirmeye calışıyorum bazı şiirleri: «Sevi bir sözcük değildir» diyor «Aleve abşabilinir mi?» diyor bir yerde. Yakıyor bir şeyleri içimde. Hep seviden yana koca Aragon. Hsa'sını bir sevi kaynağı yapm!? kendine. O Elsa öüio gidene kadar kurutmamış o kaynafı. «Elsa'nuı Gözleri» hâlâ bir pınar mı «iirle dolu? «Bir mucize birlikte olmak Işığın düşmesi yanağına • Cevrende oynasması rüzsârın Hep titrerim gördükce seni tlk buluşmasma gel miş Bir delikanlıyı kendime benzeterek.» Bu siiri yazdıği zamanki yaşı altmış «airin. «Otuz yılını yitirdim yalnız, sonraki otuz yıl» diyor. Hep Elsa. hep Elsa'nın sevisi, evreni... Yaşam bir çiir. Duyana. Her sey şür. Anlayana, sevene, okuyana... POLİTİKADA GERÇEK HALKIN EGEMEN OLDUĞU DÖNEM BASLAMALI Kİ ÜLKENİN NİMETLERİ SİYASAL GÜCÜN GERÇEK SAHİPLERİNCE BÖLÜŞÜLSÜN Engin ÜNSAL (OLEYİS Sendikası Hukuk Müsavlri) Ekonomik Güven Yokluğu Türk siyasal hayatmda geleceğine böyle umutla bakılan dönemler az olmuştur. Toplumun bireyleri günlük yasantılannda kuşkulu günler yaşamaktadır. Toplumun büyük bir kesimi ekonomik güvencelerinden yoksundur. lşçinin iş bulamama, yeterince gelir elde edememe korkusu vardır. Köylünün ürünCnü gerçek o*eğerine satamama, üretmek için gerekli araç ve gereçleri her gün biraz daha pahalı3"a alma korkusu vardır. Esnaf endişelidir. çünkü bir gelir eüvenliei yoktur. Çalıştığı gönlerde rahat geçinemeyen memur emekliliginde ne yapacağını ciddî olarak düşünmektedir. Başka bir deyişle hükümetler toplumun bireylerine sosyal ve ekonomik güvenceleri verememi?, toplumun geleceğlnf euvenlik altına alamamıştır. ülkede yaşayanlar bu güçlti ekonomik bunalımlardan kurtulabilmek için 14 Ekim seçimlerinden sonra baş layacak yeni o*öneme umutla bakmakta ve yöneticilerden çok daha yeni ve değişik şeyler istemektedirler. Topluma Istediklerin! verebilmek 1çin ülkeyi yönetecek siyasal kadronun ve düsüncenin özünü İyi saptamak gerekir. Eski Yunan'dan beri politikada bir kural kendisini acık seçik or*aya koymuştur: Yöneticiler, yani siyasal gücü elinde tutanlar. kendilerine destek olan kaynaklara yönelmek. olanaklarrfan ilkin kendfîerine eüç vermis sınıfları. »ümrelerf ya da kisileri y3rarlandırmak zorundadır. Bu ktıral ça?das politikada Wra^ daha acklık ttazanmis ve sivaşal ellcl»r tilmnm nimetlorinden siirekli olarak kendi eüç kRrnaklanm yararıandırrm? bunun «üısnnda kslanîara İse onlan rjatiama noktasma pptirme mek amacı ile wçjci çözüm yol lan sunrnuslardır Türk toplumu mı?Un tx eel'smisli»in acth eünlerinl vasa makta ise. kisller eelecekiprine pilfenle bakamıvor ise bunun baslıca nedeni sivasal Iktidarla. rın kendllertne eü( Termis eee \ men çevrelere öncelıkle hizmet etmek zorur.da otmasidır. Kittikçe bilinçlenen kadrolannda eöstermektedir. Bugün Ulkemlzde sanayl v« hizmetlerde yaklaşık olarak 4 milyona yakın kimse geçiminl emeğl karşılıftı sağlamaktadır. Bunlann bir milyonu çeşitli sen dikalann catısı altında çıkarlannı koruma mücadelesl vermekte ve 1963 yılından bu yana sessiz ve sürekli bir bilinçlenmenin çemberinden geçmek. tedirler. Sendikalı işçilerin men sup olduğu sendJkanın yönetici sı hangi siyasal görüşün yanlısı olursa olsun işçi kendi başına karşılastıgı sosyoekooomik zor luklann eleştirisini yapmakta, açık ya da kapalı olarak suçu bu bozuk düzende bulmakta ve çö ziim yolunun siyasal olduffuna karar vermektedir Isçi, vapılmasma karar verdiği bir grev ertelendisinde, etin kilosunun 30 lira olduğu bir ciönemde asgarl ücretinin en fazla briit 750 lira olarak saptandıftnda vasadan dogan haklannı kullanmadîğı halde bunları Kullanmışçasına bordro ımzaJams^a eorlandıgında, ücreti bir adım ilert gittiğinde fiyatıarm oeş adım birden öne fırladığında. sendikaıı olmak :steminde ısını kaybetmek tehlikesi ile Karşı karşıva geldiğinde oturup bir güzel düşünmekte hem de acı ile düsünmektedir. tşçinin kişi olarak, sınıf olarak düzene kırgınlıği boşuna değildir, çünkü bilmektedir ki her haklı davranışmda karşısına dikilenler olmuştur ve bunlar gücünü siyasal iktidardan almıstır. melerden ötürü kendisinin ve «osyolojik yönden kendisi ile eş değerde olan köylünün, esnaiın işbirliği ile gerçek halk iktidan. nı kurmak kararındadır ve bunu sağlamaya yetecek gücü de var» dır. Suskunluğun yokluğa çare olmadığı anlaşdmışbr. Bunun için toplumun emekçi kesiminin bilinç 11 öncüleri olan işçiler kendi çıkarlan açısmdan en iyi tercihi yapmak, geçmiş olaylan iyi değerlendirip gelecek için ona göre karar vermek zorundadırlar. Kendisinin ve etkileyebileceği oyların sayısı ile işçi oylan önüınüzdeki genel seçimlerin. kaderini geniş oranda tayin edecektir. îşçilerin bu topluma karşı kesin bir sorumluluğu vardır ve bu sorumluluklanna 14 Ekim 1973 günü eğileceklerinden kimse kuşku duymamalıdır. 2 Dünyanın evrenin mrrkezi olmadıgı. verinde dnrmadıçı. tcrsine devindiçi, hem de giinlük bir hareketle dnndüğü de sacmadır. Felsefe bakımından asılsız, teoloji bakımmdan da inançta vanlış ve temelsizdirj» Mahkeme o tarih*e Galile've fikrinden vazçeçmesl için gerekli telkinlerde bulıınuldugıınu ve Galile'nin dünyanın döndü*ünü ileri siirmek sribi saçma düşüncelerden vazgeçecegine söz vermesi üzerine serbest bırakıldığını açıklayarak karara devam edivor: «Bu derece rararlı bir doktrinin knkfınden sökiilüp atıUbilmesi için tndeks Knrulu tarafından bu doktricden aöz apan kitaplan yasak eden bir karar verilmisti.» Görilldügü eîbi yasak kitap listelerl yavrmlamak da y»nl icat edilmemistir. Ortaçag'da i!k defa 494'te düzenlenen yasak kitaplar listesi. zararlı ve aşın fikirlerin yayılmasını eneellemek amacyle cıkanlmıstır Birkaç Rün önce Erzurum Atatürk Ünlversitesl profesririiniin evinde vasak ve trhlikeU kitaplar bulunmaüindan 1479 yıl önce yasak kitap sorunu bileinlerin derdiydi. Galile'yi mahkum eden mahkemenin karannı özetlemeye devam edelim: •Gecen yıl Floransa'da yayınlanan ve yazarının siz oldtığu anlaşılan bir kitap göriildü. Yiiksck Kurul. adı geçcn kitnbm basılması sonucunda dönyanın döndiieiinü ve sünesin verinde durdueunu İleri siiren temel«İ7; eöriisü" sünden eöne önem ka zandığını fördü. Sözkonusu kitap inceden inceye irdelendipin de size teblie edilmiş olan emre kiistahça tecaviiz edlldiği EÖriilmüştür. Çünkü bn kitapta daha öncesinden kınanmış olan sözkonnsu göriisü «lavunuyor^ıınuz. Bu sebepten bu kntsal mahkeme huzuruna çağnldıntz. Yeminden sonra yapılan sorjrunuzda adı geçen kitabın tarafınızdan yazılıp bastınlıiığim kabul ettiniz.» Mahkeme 1ararında. bundan sonra delillerin ve Galile'nin davramşının değerlendirilmesine geçilmekte ve suç sabit görülerek bilgin hakkmda şu cezalar verilmektedir: 1 Kitabın tODİatılmasına... 2 Galile'nin hapsedilmesine... 3 Fikirlerinden vazgeçtiğini Mahkeme huzurunda açıklamasma... Görüldügu gibi Galile çağında. fikirleri yüzünden insanlan hapseden, kitaplan toplatan. kişilere baskı yapan düzen ve mahkemeler vardı. Bugün Türkiye'de aynı şeyleri görüyoruz. Son yıllarda yoğun biçimde kitap ve fıkir düşmanlığı geçerlidir. Yasak kitap listeleri elden ele dolaştırılmış; bazı aydınlar, evlerinde bulunan bazı kitaplan yakmak zorunda kal mışlardır. Kitaplar ve fikirleri yüzünden bir ömür boyu hapis cezasıyla içerde yatan yazarlar vardır. Peki, bir ülkede bunlar var olunca demokrasi var olur mu? Galile döneminde hiç olmazsa mahkeme: Eğer fikrinden vazgeçersen hapis cezasmdan kurtulur» sun, demek yetkisine sahipti. Şimdi mahkemelerin böyle bir yetkisi de yok, hâkimler kanunlarla öylesine bağlı ki, vicdan lan elvermese de. iki çift lâf. yarım sayfa yazı için bir Türk vatandaşma on beş yıla kadar ağır hapis cezası vermek zorunda kalıyorlar. Anlama Dönemi tşçi artık bazı meseleleri siyah beyaz açıklığı ile görmeye başlamıştır. Sermaye çevrelerinin alabUdiğine politika yaptığı ve sonunda düzenin nimetlerînden yararlandığı bir dönemde işçinin politika yapmasına neden karşı çıkıldığmı anlamaya başlamıştır. Sermaye çevrelerine hiç kimse «politika yapma, politikanm dışında kal» demezken bu sözlerin sadece sendikalara, sadece işçilere söylenmesi onun için ilginçtir. îşçiler siyasal düzenin kendîlerinden yana olmaüığını somut nr nekleri ile görmeye başlamıstır. Uzun mücadelelerin sonunda işçl nin parasını yabaneı ilâç sirketlerine kaptırmamak için Sosyal Sigortalar Kunımunun bir ilâç fabrikası kurması ile ilgili bir yasa çıktığında belli bir siyasal düşüncenin parlamentodaki temsilci İeri bu yasanm iptali Için Anaya«a Mahkemesine başvurmuşlardır. isci kendi yaranna yasalan iptal ettirmek için uğraşanlan unutmamıştır. Işçiler bütün bu olumsuz geliş OKUYUCU MEKTUPLARI Universite giriş sınavı üzerine Çalınan sorularla ilgili yayırunızı ilgıyle izledik. Bizler gibi maddi durumu iyi olmayan lise mezunlanrun Anayasadaki eğitim eşitliğine rağmen ne duruma geldiğim gördük. Bizler, îzmırli olarak, olayları yakından takip ettik. Dönen dolaplan gördük. Gazetenizin bu rezaletin üzerinde durmaya devam edecegini ümıtle bekliyoruz. tzmir Lisesi Mezunlan mamanizı ve sonuna kadar bu dâvayı yürütmenizi rica ederim. Hâkan ŞİMŞEK ISTANBUL Sınavm tekranna gerek vardır. Böyle bir olayı. «bazı dolandıncılıklar yapılmış, takip edilmektedir.» deyip yalnız sorulan temin edip satan kisilerin suçu olarak ele almak, bundın sonra yapılacakların bunların tespit edılip yakalanması olacağun söyleyerek işi oldu bittiye getirmek, ne vicdana, ne de adalete sığar. Her yıl biraz daha bozulan ve herkesçe iyi bîr ticaret sahası oldugunda birleşılen Universite giriş smavlannın böylesme olaylara gebe olduğu, bu işle meşgul dershane ve kişilerin gittikç© artsn cesaretine göz yumulmasından, hiçbir tedbir alınmarnasından belliydi. Dolandıncılarla işbirligi yapmayan, anlaşmayan bütün arkadaslar, imtihaninız iyi veya kötü geçsin, alacsğımız puanlara rakip olacak bu gibilerin durumlannj geçerli yapmamak, hakkımizı almak için hep.nızi işbirligine çağınyoruz. Ayhan Aksoy, Hasan Arkan. Remal Dinç, Tekin özatalay, Tayfun Özkök, Reba Tergök. Oldubitti Bazı kişiler, sorulan çaldılarsa bizlerin ne günahı var? Hukukl muamele yapılmak isteniyorsa, sorulan çalan veya satan kisflerin üniversiteye eirme hakkı kaldınlmalı veya Adliye Snünde hak ettik İeri cezaya çarptınlmalıdırlar. Macit ALICI ve 1» arkadası Amavutköy 1STANBUL Fırsat eşitliği Giriş sınavı sorularını zengln çocuklarına satarak onlan destekiemek, çok adî bir davranıştır. Herhalde bu dururn karşısnda Türkiye'de fırsat eşıtlığinden söz etmek gülünç olur. Giriş ımtıhanları sorulannı satın alabilecek maddî ımkânlan olmayan ana ve baöslar suçlu mudur? Soruları parayla satın alarak Üniversiteye sokulan zenginlerin ana ve babalannın, çocuklannın üniversiteye girmesiyle iftihar etmeleri, acaba haklan mıdır? Resmî makamlardan üniversitelerarası giriş sınavını bir ihale değil, imtihan şekline sokmalannı bekliyor ve ilgilileri uyarivoruz. Muharrem Koysan Konak Kasabası Tavas/DENİZLt Yalnız değii Gazetenizdeki haberleri hey«canla okuyorum. Bizlere gerçek ten çok büyük bir iyilik etmiş oldunuz. gerçek sorunlara eğildiniz. Sizlere eüveniyoruz. bizl bu savaçta yalnız bırakmayınız. \smaU ÖZPAG tzmir Karşıyaka Lisesi Alın yazısı değil Biz Urla Usesi'nin bahtsı* öğrencileriyz. Bu bahtsızhk alın vazısı değil. yöneticilerin, düzenin yarattıgı eşitsizliktir. Büyük sehirlerin kalburüstü çocııklan eibi özel dersanelerden ders alma, test tekniSinl ÖErerme imkânlarmdan yoksunuz. Kendi gayretlerimizle bir şevler vapmaya ucrasırken, Türkive'de çok azınlıkta bulu. nan kişilerin sahp olttuîu olanakîa «parayla» sorulan elrle etmelerl: bM hem üzdü. hem de savın rıiM'iikleHmize olan güvensizliîimİ7İ arftırdı. Sınavın venilenmesl halinde hiç bir sey vapamavacaSımızı, olavm W?de varattıSı bunalımla. çalısmak rorunria olrluîumıız pnnlerHen: neticesi belir5iz. eiivpn<!İ7 olan bir sinava tekrar 7aman avırmava eürümü?ün kalmadıSını sizlere bildirmek I<ttpr1z Savın bövüklerlmlz. şlmdlve kadar flffisi? tııtumlanvla sehep olduklar bu »kandalın ıçincfen na^ıl cıkacakiar? Drla LIHMİ öSrencileri artıns hir kız öçrend Gayrimenkul Satış tlânı Üsküdar snlh hnkok hakimliğinden Esas N o : 973/33 Satış Ömer Dikmenoğlu ile ziynetinin hissedar olduklan Üsküdar Solak Sinan Mahallesi, Gümüş Arayıcı Sokağında ve Tophanelioğlu Sokağında kâin. 341 pafta, 453 ada 2 parsel sayılı ve 86,10 M2 miktanndaki gayrimenkulün his.çedarlar arasında taksimi miimkün olmadığından Ş. izalesine karar verilmiş ve lşbu karar kesinleşmesi üzerine açık arttırmaya çıkanlmıştır. Mnhammen kıymeti: B. kisi tarafından verilen rapora göre gayrimenkulün halihazır rayice göre 51.600 liraya mütehammil oldugu bildirilmiştir. Halihazır dummn: Yine B. kişi tarafından verilen rapora göre gayrimenkulün halihazır durumu ise arsa halinde olrfuSu bildfrllmiştir, imar dnrumn: Celbedilen imar durumuna gellnee: Bltişik nizam ve 1250 metre yüksekllkte inşaata müsait olduğu açıklanmıştır. Birind açık arttırmifi: 28/8/973 Sah günü saat 15.00' ten 15J0'a kadar yapılacagı ve o gün muhammen kıymetinln %75'ini bulduSu takdirde kat ihalesi icra edilecek, aksi halde en çok arttıranın taahhüdü baki kalıp on gün müddetle uzatılarak tkinci açık arttırmasının: 7/9/1973 Guraa günö saat 15.00'len 15^0'a kadar yapılacagı ve o gün en fazla arttırana kat, ihalesi icra edilecektir. tşbu gayrimenkul üzerindeki ipotekli alacaklılarla diger alakadarlılann falz, masraf ve husuri alaeaklanna ait belgelenni 15 gün zarfında bildirmeleri. aksl halde haklan tapu sicillert ile ubit olmadıkça satıs bedelinin paylaştınlmasından harlç bırakılacaklardır. Birikmiş vergiler hlssedarlara. tapu harcı. fhale pulu, tellâliye resmi ile tavlz bedeli müsteriye aittir. SatıS peşin para ile tcra Iflâs Kanunu ve tapu kaydı gereğince yapılır Sartname ılân tarihinden ttibaren mahkeme divanhaneslne talik ecTilmiştir. Sartname örneginden almak Isteyenlerin 250 kunışluk damga pulu ile 200 kuruşluk posta pulu eönderdiklerinde kendilerine bir örneSi gönderilecektir. Fazla bilgi almak isteyenlerin 973/33 satıs dosyasıyle müracaatlan vc taliplerin yazılı Bün ve «aatte VolO pey akçelerl İle birlikte Üsküdar Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde hazır bulunmalan ilân olunur. 18/7/1973 (Basm: 5227/5843) Tahammül edemeyiz Bizler bir yııdanberi üniversiteye girmek için durmadan dinlenmeden çalışırken. zengtn çocuklannın sorulan parayla satın alıp üniverslte'ye girmelerine tahammül edemeyiz. Bizim bütün günahımız, fakir olmakmı? hgililerin açıklamalan, tconuyu kapatmak yolundadır. Bızler ise bunun aksini iddia ediyoruz. Biziro tek isteğimiz sınavın tekrar edilmesı ve gecesinı gündüzüne katıp çalışanların ortaya çıkarılmasıdır. Şayet sınav tekrar edilmezse. bundan böyle Okumamn kafayla değil oarayla olacagi kanısına varacağız. Ali Rıza Berber ve arkadaşlan Knrtulus/ANKARA Memnun Yayımnızdan çok memnun kaldık. Sınavların ertelenmemesi bizleri hayal kınklığın» uârattı. tmtihan konusu hakkmda gerekli yerlere basvurduk Sizin de bizlere yardımci olmanızı, oarayla soru alamayarak haksızlığa nŞrayan aday öğrenciler adına rica ederiz, M. Ali tPEK Ereanl DİYARBAKIR VEFAT Merhum Hamit bej'le, merhame KemâTe hanımm oğlu, Türkân Fişek'in eşi, Hamit Fişek'in babası, Rabia Kolatan'ın agabeyisi, Bilun Burgucu ile Gülgün Denizaşan'ın dayısı, Saadettin Ozil, merhum Orhan Ozil. Tank Ozil'in eniştesi. Beyoğlu Havagazı Şirketi Muhasebe Müdürlüğünden emekli Övünsünler Sınav sonuçlan geçerli sayıldığı takdirde söz konusu haksız lık ne olacaktır? Yoksa göz yumulup da, diğer öğrencilerin hakkı yenecek midir? Bu 8erencilerin daha şimdiden basvurduklan bu hileli yollar üni versiteyi bitirseler dahi tekrar edecektir ve topluma zararlı olmaktan başka hiçbir işe yaramaj'icaktır. Büyüyen Inanç Toplum savısız sonmlanna köklü crîzüro vollan bulmak 1stiyorsa siyssal ikt'danm dlcflnü voksul halktan «»TipŞir) Isciden köylüdpn. esnaftan ve memurdan aiaoak biçimne otusturmak zonmdadır Politîkada eerçek halkm eeemen ^Idugu dflnem baslamalı kl BlkTiin nlmetleri siyasal cüefln eerc#»|{ «ahlplen tarafından bö1Usiil«ün 14 Ekim seçımiertnde etlcUnO voksul nalktan alan bir Iktl dann olusması en azından böv le bir îkttdann oolftikava ajhrlıfını kovması halk tcinde eitttkca büruren bir tnanc nitel) thıi kazanmava baslamıstır. R«vl? hlr tnancin bosbea kav'* nağı ise kendisini lşçl gınıfının Uvanalim.. Olayı çeklnmeden Brtba.» etmek çok çirklndlr. Acaba bu oyun bir zümrenln menfaatinl korumak İçin sürüp eldeeek mi? Sayın MflH Egitim Bakam, Cumhurlvetin 50 vılında Cniverslte kapılanna blnhir rorlııfc la davanan 1 1 bln öîrenelnln W l^tlkbalinl düsönmeverek Knmf'von karsnna Inanaoak mı? Rfi'un adav artavlan sıısmsralım. uvanıp davamızı savnnalım, arayalim flmer KATA Erzincan LisesJ Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesı, 21 Temmus 1973 Cumartesi günü Kadıkö^' Osmanağa Camiinde kılınacak öğle namazından sonra Kuzguncuk Nakkaşbaba Mezarlığında topraga verilecektir. Merhuma Tanndan rahmet dileriz. FETHİ Tehlikelere karşı.„ Bir universite ögrencı adayı olarak basarınızı kutlanm. Bizlerin hakkmı her türltl tehlikelere karsi koruyarak duyurduftunuz İçin. kendinizi bahtiyar sa\sbi!!rsiniz. Bu haklı davamızda bmlerce eencin arkanızJa olduğunu hiçbir zaman unut AİLESİ Çiçek Heklâm: 1096 5852 Anadolu'nun en uzak köşelerinden eelen SŞreneilerimiz şim di ne yapacak? Artık. bu vatan düskünleri yaptıklarıyle övünebilirler. Turhan SITNA"Î tSTANBUL j Bize ne? Bizler Sivss, Erzurum gibi fllerden gelerek sınavlara katıldık.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear