26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 15 Temmuz 1973 *İF.'... lilAN gtM JtNİf» HAN(rî MfFTrMi ÛL | fYî^îUftıM* ÖA|4^Mı LOLOlö?... MUYAfrWıN I İSA'NIN GÜNCESİ MELİH CEVDET ANDAY 89 Caddeîerde tdnuecîlcler roktu, kent boşafamş «ftnydi. Bn baaa bir rarnrflık vcrdi Islanmaya eluıedeıı yürüdüm. Mîd«ınden gurultular Aım gene de açhk dttymuyordam. Bir önee »ergîlîmtn evine vanp ommla yatmak \. Aç Miuıua. «pjtrtmaTtmm önundc de kimseier yokta. Rrsr utedeki otobös durağına baktım. Btr götoeier görür gibi oLdtnrt orada. Sevi$me4nce sorjıı ifi bitsin diye dü$imerek durağa rr.. Adem Elması'm gerçi •evgüiınin eviode ilk kez, m a aal ••ıi|l ıya neden clan konuşma bu durakta geçmişti. Fakat orada da kimse yoktu. Yalnız bir iskemle konmuştu içeriye ve tavandan bir ip sarkıyordu. Oyıa «or(um daha bümemişti. Çevrcme bir daha baktıktan jçeri. Asaosor bozuk olduğu Σİn, sonülc ampııDerin yaadı£ı merdivenden çıkmaya baf. ladns. îîk eahanlıkta btr lozJa bir oğlan öpüşüyorlardı. Yanlanndan gepüğimi duymadılar bile. Sen de bakmadım hjç. Gerçi onlara bir şeyler sorsıak gepti ipmdm. Ama ne soracafımı biİmikatıca varınca durup soluk aldun, ler ramaoki fîbi. Aklım bafnna geliyordu yavaj ysvaf. Kendîmi toplanustrm. O dalgınlık, ö uyktı bali geçmijti. Yalnız dudağnnm kenarı teğirîyordu aedense. Aldırmaduıı. Kapıyı çaldım. AçıTmadı. Yerüdea, bu kex uzun uzun çaldım. îçerden birtaVtm ayak sederi geldi, ama kapı gene açılmadı. Bayağı meraka kapılmıstım. Bu fcez elimle vurdum. B«nd Adem Elroası içerdedir diye düjtlnü!wrilum. Eper bekîedltten sonra kapı aralan* . Eret, açılmatfı, aralanöı. Evin Içf karanhk «Mufa »Çİn, k»piyı acant gÖTeme<!im önce. KapmiD rfndri taknh idi. Az sonra »evfillmin yüzünâ •eçtin. Birfnd«n korkmtif olabileceği *amn içiode, zindri açmaftnt bekledim ve bir fey föylemedim. Fakat sevplim kaptnın TİTidrin! apnadt', »ra1ıkt»n bana xu sözleri söyl«di: B«n «Tİeniyoruın, artık bwraVa jilme. Ve benim n« <liyece{irai beklemeden kapıyı kapattu Orada ne kadar kaldığımı bümiyorum. Midem gene guraidadh. Mendüfani çıkanp saçlarımı, yüzümü kuruladım. Ayakkabılanm da su almiftı. Çoraplanmın ulak otdofuan duymafc beni rahatsız ediyordu ve bu yüzden ayak parmaklarımı oynatıyordum boyuna. Sabahleyin evde tıraş olmadığım için de cakallannı uzu yordu, yüzümde bir sıcaklık var gfbi geliyordu bana. O anda elektrikler söndü. Merdiverdn trabzanma tutunarak afağı lnmeğe baçladım. Her halde öpüşen o çift olacak, birflerine çarptım. Affedersiniz, dedim. Hiç «es çikmadı. Sokağa çıktıgımda yağınur hızianmı^rı. K»r=:daki otobüs duragma bakmatfan yola ko>aıldum. Bir jün önce atifta kazandığırn tarakla ayna arka cebitndeydl. Karanhkta yüzümü göremeyeceğim için ladece tarağımı çıkarıp façlanmı taradım. «Yıkanmam gerek> diye duştndüra. Sıcak su bulmasam da olurdu. Duşun altına girer, laçlanmı «abunlardım. Ta bacanağımm evine vanncaya (teğtn, Adem Elması ile yardımcılannı görmedim. Bu bana, sorguculanmm. ya bacanakta, ya da blzim evde beni bekledikleri kanısını verdi. Oysa joruşturnıayı »okakla yapıp bitirmek daha içime gelirdi. Bacanağimın apartmanında asanıör l?liyordu, binip düğmeye bastım. Asansör canki her zamankinden daha hızla inmeğe bajladı. Onları sofrada bulnrsam. hiç nızlanmayacak, biraz bir seyler yiyecektim. Kapılannı açık buldum. Îçerden blrtakım sesler geliyordu. Bacanağım, birine, «Şurasından tut, buranndan tut» gibilerden buyruklar veriyordu. Biriki adım attım ve karşımda baldızımı gördum. Bana, bir yabancıya bakar gibi baktı, sonra geriye döniip kocasına seslendi: Bak, biri geJmif, dedi. Kala kaldım. Derken bacana|ım göründü, bir eliyle kapıyı tutarak: Klmi iıtiyorsunıu? diye tordu. Gülümsedim. Sizi. dedira. Bacanagırn: Yanlışlık olmasın, dedl. Bir adım geri çekildim, bu kez bacanağım kapının öteki kanadını da tuttu. Vüzü takin ve anlamsızdı. Yanlışlık olduğunu sanmıyorum, dedim. Siz benim bacanağım defil misiniz? Bu sırada baldızım da belirdi bacanağırmn trkasında. kocasına: Kimi arıyormuı? diye lordu. • Bacanağırn, ona: Bilmiyorum, dedl. Bu kez gülümsemeden: Beni siz evlendirmediniz mi? dedim. Okul arkadaşt değil miyiz? Ben her ak$am buraya gelmez miydim? Nasıl oiur da tammazsımz? Baldızım, şaşkm şaşkın: A... A... dedi. Bacanağım da, var) YUNAN ALBAYI MlNÎS'İN ANILARI Emekli Albayın amacı demokrasiyi yıkan Cuntanın itibarmı sarsmaktı e | | « N i a a a 1967 gününden bu ğ\ yana Yunanistan'ı «sA • kerler yonetroeirtedır. Albaylar teknilc yönden başarıU bir darbe sonucunda, genel seçımlere hazırlanmakta olan bir ülkeye el koymuçlardır Yunaaistan'da o güne kadarki demokratik düzen kusursuz olmnmakla beraber, hiç olmazsa temel özgürlüklere saygı gösterilıyordu. Darbeden sonra «geçıci» bir dıktatörlük kurulmuştur. Polis derleti yönünden etkili. ekonomik ve toplumsal açıdan tutucu, dış politika bakımından da NATO*ya ve Pentagon'a bağlı bir yönetım ışbaşindadır. Yunan halkı isc Nisan 1967'de beklediği genel seçünler sonucunda «merkez» partilerinin iktidara geleceğini umuyordu. Bu yönde bir değiçiklik; Yunanistan'da siyasal demokrasiyi genışletebilecek, aosyal alanda ileri adımlar atabilecek, Avrupa ile ilişkilerini geliştirecek ve de ABD ile bağlannı hiç olmazsa bir parça gevşetebilecekti. Kısacası «ileri» bir adım atılacaktı. Albaylar işte bu adımı engeilemislerdir. Önce Kral Naibi, şimdi Cumhurbaşkanı. Başbakan, Milli Savunma ve Milli Eğitim Batanı olan George Papadopulosun deyımiyle. bu adım, Yunanistanı alçıya almap gerektırecek bir hastalığın belirtisi idi. Altı yıl süren ve sürmekte olan «Tedavinin» sonucu nedir? Albaylann hayranlan, çeşıtli istatistikler öne sürerek ekonomik; hamle yapıldıgını, Yunan askerinin hem kendi ülkesini, hem de Batı'jT kızıl barbarların elinden kurtardıgıru, Yunanictan'ın Amerıkalılara Us veren tek Akdeniz ülkesi olduğunu, halkın mutluluk ve kıvanç içinde yaşadıgını ve Yunan rejiminin, denildiği kadar totahter olmadığuu tekrarlamaktadırlar. Oysa gerçek durum nedir? Eîbette ki Yunanistan'dakj günlük hayat durmamıştır. Insaniar çalişma. oynama, giurne ve ağlamalaruu sürdürüyorlar. Ama bu insanlar çok defa özgür yaşamak ihtiyacını da duyarlar. Yine bu insanlar siyasal inançlarını dile getirmek isterler.. İşte rejim bunu büiyor. Bildifiı için de, açık, ya da kapalı bütün totaliter rejımlerde uygulanan metoda baş\ruruyor: Terör! Terörün uygulanmasım sağlayacak mekanizma da kurulmuştur: Çeşıtli polis örgütleri (Mıllî Güvenlik, Jandarma özel servislerı. asker? polis), muhbirler, yüzlerce «u;man» ve iskenceci. 1967den bu yana 130.000 kişı tutuklanmıştır! Bınlerce kadın vc erkek ce2aevi hücrelerinı, hapıshaneleri ve sürgün yerlerindeki kampları boylamışlar ve boylamaya devam ediyorlar.. Ve ışkence de mekanızmanın bir çar kı olarak işlemektedir. Avrupa tnsan Haklan Komis yonunun 1969'dakı uzun ve ayrıntılı araştırmasırda da belirtildıgi gibı «Yunanistanda ışkence, sık sık başvurulan alışümı? idari mevzuat çerçevesindedir.» Komisyon yüzlerce şikâyetı yerinde incelemiş, çok şayıda tanık diniemiş ve polis merkezlerini gezmiştir. 1969dan sonra iktidara gelişin güç döneminj aşan rejimin daha yumuşadığı öne «ürülüyor bugtin. Oysa sunduğumuz bclgeler, iddialann ne kadar yanıltıcı olduğunu ortaya kojmaktadır. Bu belgeler, 20 Şubat 1973"te sıkıyöKAYIP Bingöl'ün Doğucale Köyü îlkokulundan almış olduğum diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Abdülkadir AYNA (Cumhuriyet 5718) netim mahkemesince yargılanarak afcr hapis cezalarına çarpunlan iki Yunsnlıdan biri tarafından yazılmıştır. Nisan ve Ekim 1972 tarihleri arasındaki olaylan anlatmaktadır. Bu belgeler, resmi yollardan askeri mahkeraeye de sunulmuştur. Ayrıca Uluslararası Hukukçular Federasyonu ve Uluslararan İnsan Haklan Federasyonu Komısyonuna mensup gözlemcilar tarafından da yerınde incelenerek doğrulannuştır. Bugun de, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının İnsan Haklan Komisyonuna sunulan «Yunanistan Dosyası* içındeki bir bölümü meydana getirmektedir. İlk bakısta bu iki tutuklunun durumu, Yunanistan'daki bugünkü düzen içinde olağanüstü sayılamaz. Ancak ne var ki, söz konusu iki Yunanhnm durumları özel hayatları açısmdan bir hayli ılginçtir: Ikisi de genç degildir: Anastas Minis 1919. Stefaaos Pandelâlüs de 1929 doğumludur. Burjuva sınıiına yakosır bir ciüzeyde ya^anuşlardır. MinıS, emekii bir ha\a albayıdır. İHnci Dünya Savaşı ve d'renme hareketindeki yararlıklan sonucu bir kahraman olarak tanınmaktadır. 1951'de emekliye ajnl dıkıan sonra evlenmiştir. 13 ve 15 yaşlarında iki çocuğu vardır. Hayatmı küçük sanayici olprak rahatça kazanmaktsdır. Pandelakis ise ünlü bir çcx;uk doktorudur üniversiteda klinik sefıdir, Yunani<;tan'da ve dışarıda Birçek Tıp Dern<=Sinm üyesidir, elliden fazla araştırma ve inceleme yapnnş ve yazmıştır. Bunlarm yarunda gerek Minis, Yeşil Çember COPYRİGHT Ath^nes Presse Libre Paris CUNTANIN SERT TUT\JMU, İIJK AĞIZDA GÖSTERİLERİN ÖNÜNE GEÇEMEMİŞTÎgerekse Pandelakis'in demokratık özgürlükler alanındakı kavram ve ınançları çok sağlaındır. A. Minis, 1952'de faşist bir grubun tuzagma düserek iskenceler sonunda yargüanan bir grup havacı subayının savunmasını üzerine almıştı. Bu grubu komünist casusu olarak suç layanlar arasında bugünkü Yunan cuntası uyelerinden bazıları da vardı. Daha sonra Minis üe Pandelatis. özgürlükler için ayrı ayrı mücadeleye katılmışlardı. Minis ile Pandelakis'in tanıçmalan 1972'de olmuştur. Emekli havacı albay hastalanan oğlu için bir doktor ararken karsılaşmıştır Pandelakis ile. Bir süre sonra, demokratik özgurlükleri savunmak için birlikte bir şeyler yapabileceklerini anlamışlardır. Aslında Minis, bu yc!ds Şubat 1971'de hazırlüüara tek başır.a başlamıstı. Atölyesinde, toplıyabildiği patlayıeı maddelerle, gürültüsü fazla, zararı az «bombalar» yapıyordu. Daha son ra da Pandelakis'le birlikte Minis, 14 ayda, 'bu flp «bombalardan» yirmisini çesitli yerlerde patlatmıstı. Hedefler: Amerikan asker! rrds yonlanna veya Amerikan diplomatlanna ait aralmhır, jşbirlikçilertn evleri, Patakos*un Libya ziyareti sırasmda Libya Büyük ElçiUği. Ocax 1972'de Pransız Dışişleri Bakanlıgı MUsteşan Jean de Lipko\vskinin Atina ziyaretinde Pransız B,üyük Elçiliği idi... Minis ve Pandelakis işte böylece AAA. (Direnme, Kurtuius, bagımsızlık) âdl altında eyleme geçmişlerdi. Minis üe Pandelakis 21 • 33 Kisan 1972'de tutuklanmışlardır. Yunan baskentinin çeşitli yerlerine ve özellikle Amerikall lara ait arabalara yerlestirdikltn bombaların kimseyi yaraiamaması amacı ile gösterdiklert aşın titizlik sonucunda yakalan mışlardır. Minis'in ifadesine göre, kendisine milli güvenlik polisleri eziyet etmemiştir. Tutuklanmasından kısa bir sUre sonra Pire yakınlanndaki Korldal» los Cezaevine götürUlmtiş ve burada duruşmasını beklemlstir. Buna rağmen, dâva dosyası ile ilgiü sonısturmalann tamamlan masmdan sonra askeri polis kendisine «el koymuçtu», 15 Haziran 1972'de. MALKOCOĞLU yazan ve çizen.Ayhan BAŞOĞLU BEYAZ İLÂHE Minis'Ie Pandelakis'in amacı Bu bomba patlamalan ve gtlrültüsü ile diktatörlügü \t taraftarlanru protesto etmek, Yunan halkımn direnme azmini göstermek, cuntanın yaymak Istediği oasayis» imgesini yıkacak psikolojik ortam yaratmaktı. YARIX: HÜCRE REJİMİ DİŞt BOND MAMTİC EV SAUİBEÇİhJİ IÜW TİFFANY JONES 3£MIA<LE DEUM BLJİNE'E GBL GARTH LB.DEGİŞTİ.BOJÜ' üYLE S ? E s e ? e yozu Muc
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear