26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 14 Temmuz 1973 . ZHuHİ'HtK (îulEL * »HYA EJ>Ffo'M. YOjcSA öluM i'İİ SAMA fr f Ü ISA'NIN GUNCESI MELİH CEVDET ANDAY 88 AlabHir miyim bunuT diye sordu. O sırada saat on ikiye geliyordu, lormadı dısarı çıkıp cıkmayacağımı. Buyurun, alabilırsiniz, dedim. O gittikten sonra lkinci kâğıdı açtım. Çok tuhaf bir soru lle karşılaştım. cl5 tabletl birden aldığınız gece ılk uyusukluk sağ kolunuza mt; yokı* «ol kolunuıa mı geldl r« bu »ırada pişmanlık duydunuz mu?> Camh bölmelerd'e oturan memurlardan bl rinl çağırmak lçin başımı kaldırdığım zaman Kuşyüzlü'yü kaısımda buldum. Rengi sapsarıydı. Kuzum, dedl, yalvanrım sîze, Mmseya blr »ey loylemeyin. Yanlıs kâğıtlan vermlşlm size. 6 elinlzdekllerl alayım. Amı îlk k&ğıt lçln bir Mkınc» yok, o kalabüir. Verin, verin hadi! Uzattım kâğıtlan. Kapar gibl aldı, eeblne •oktu. Sonra bajka bir cebinden Mr tomar kftğıt daha çıkardı, ıçinden dördünü bana v«rdi. Ko«a kosa gittl. Hasta değildim, ama içimde bir baygınlık vardı. Hani insan kıtap okurken kımi zaman dalar ya, ben de öyle, soruların elımden gelebilen karşılıklarını yazarken arada bir kendimden geçiyordum. Uyuyor muydum, yoksa kısa süreli baygınhklar mı geçiriyordum, bümiyorum. Bunun açlıktan ya da dün gecenin yorjunluğundan olabıleceğini düşündüm. Belki yazdıklarımın bıle farkında değildim. Fakat bir soru, dikkatimi toplamama yardım etü: «Buumacc apoolchy ayankiriç?» Bu ne demekti? Çok geçmeden anladım, benim kesik harflerden bağladığım «ozcükleri bir araya getirmislerdi: ama bir »oru tümcesi biçiminde. Gerçi o sözcüklerden ben de birtakım tümceler kurmuftum. ama içlerinds bu yoktu. Bajlı başma bir soru olarak yöneltüen bu tümceye ben de ju biçimde karşılık verdım: «Tununa Kurttgiyge Makadam.» «Aşağıdaki sözcuklerden tiçünün altını çi» zin?» biçimindeki sorudan sonra ise, şu s«zcük. ler sıralanmışU: Cigara, mal, oyluk, kumar, fişek, altın, taş, tan, perde, dis, musluk. yaprak, ölüra. Bunlardan ta?, yaprak ve ölum sözcuklerinin altını çizdıkten sonra başımı masaya dayayıp uyukladım bir süre. Biri gene omuzuma dokundu, «Uyanın, uyamn, sizi çağınyorlar,» dedl. Telâjla doğruldum ve ayağa kalktım; fakat yanımda hiç kirnse yoktu. Camh bölmelerde çalıjan memurlara baktım, baflan önîerinde, yazıp çiziyorlardı. Demek dü| görmüftüm. Ben tam bir kâjıdı bitirirken Kuıyüzlü «elip onu alıyordu, yeni kağıda bajlıyordum v« jeni düşlere dahyordum. Bir küpeli fındık ağacmın altında oturuyordum; otlar, ağaçlar, çiçekler, benim anlamsız sözcüklenme benzer bir dill* yavaf yavaı konufuyorlardı; kujlar da onlara gene öyle anlajılmaz kar$ılıklar veriyorlardı. Bir pencereden güzel bir kız gfilümaeyerek bakıyordu bana. Annem esneye esneye dua ediyordu. Derken saat başmı bildiren bir gong aesiyle uyanıyordum. Bir ilci «oruyu daha cevaplandınyordum. O gün çok güzel düşler gördüm. Diyebilirlm ki, iyi bir gün geçirdim. Evlenmeden önce, kimi pazar günleri yataktan çıkmaz, dinlenirdim. Vücudumda tatlı gerinmeler gezinirdi. Kimsenin benden haberi olmadıgını dufunur, yalnızlıfımm tadınt çıkartrdun. Vakit geçivemüf, akşam oldu. Kujyüzlü belirdi yantmda. Burda mı kalacakaınız, gidecek midnizT diye aordu. Bunu öteki lerulara benzer bir soru sandım, Yazılı olarak mı vereyün cevabtmı? deKuşyuzlü: Hayır, dedi. Ve yuzüme uzun uzun baktıktan sonra: Yazılüar bitti, dedi. Kalktım yerimden, pardetümO askıdan alıp ağır ağır geçirdim sırtıma. Allahaıgnarladık, dedim. Ben önde. Kuşyuzlü arkada, asansöre kadar yürüdük. Apoletli kadm yoktu gene ortalıkta. Belki cezalanduılmıftı benim yüzümden. Işinden attılarsa diy* üzüldüm. Birlikte indik aaağıya, Kufyüzlu kaptya kadar geçirdi beni. Konusmadan ayrüdık. Yagmur hafif hafif yağıyordu. Pardesflmün yakasını kaldırdun. Ağaçlann altina sığınarak yüriimeye ba^ladım. O zaman aklıma geldi, dün geceki bira borcumu daireye ödememiştim. Yarm öderim, dedim kendi kendime. Bira içmek hevesi yoktu içimde. Doğruca sevgilime gidecektim. Ama ondan önce, Adem Emast ile arkadas.ları beni kularlsr da sorguya çekerlersewdurum değifirdi. Çünkü sabahleyin Adem Elması'n» sorgu için çok az vakit kalmıştı. Bütün sorgu süresıni şişman sorgucu kullanmıştı. Adem Elması bu yuzden gerçi biraz sinirlenmijti, ama arkadaşına karşı nazik davranmıştı gene de. Yaşlı diy* göz yumnıujtu onun beneilliğine. Şifman sorgucu ise, bunun bencillik olduğunu kabul etmemiştt Gizli bir yari|ma, bir çekememezlık vardı ara. lannda. Bana kahrsa. gereksizdi bu. Beni ikisl birden alacaklanna, biri sabahleyin, bir akşam üjtü alabiiirdi. Böylece hem çeki^mt olraaz, hem d» herke» kendi «orgusunu bilirdi. CDeraau vmr) Aim HAŞHAŞSIZ KALAN TOPRAKLAR.. Hikmet ÇETİNKAYA Köylü, haşhaş ekimine dönmek için çırpınıy or... Vşak çarşısınds Oreticilerdeo blr gnıp çesinin Dışli bucağı şlmdiye de> ğın 2 mılyon hra tazmınat aldu KoylU bu parayia banka ve kooperatif borcunu ödedı, dığer ta«mınat alan köylerde olduğu gibi. Kımi oğlunu ve kızını everdı. Acaba bu 2 mılyon lıranın yansı yatınm olarak tcullanılmaa mıydı? Bsz Dişli bucağından gırdiğımız ıçın konuya, değişık bir örnek vereceğiz. Dişlı'de ehnaalık gelışmıştL Tüccar elmayı dalından kilosunu 75 kuruşa topluyordu. Ama elma pazarda kilosu 6 liraydı. Bu gerçek bir sbmürUydU ve kimse bunun önüne geçemezdi. Eğer Urün bol olursa 25 kuruştan bıle alırdı kilosunu. Kurtardık HASAT dar kapı, dar pencere, geniş yürek kapamışlar bahan bir hücreye ak alnında binlerce söz demeti hasadını devşiriyor şafağın sanki ölüm değmemiş bedenine uçuyor alevinde aydınlığın REFİKDURBAŞ ir feyler döküldü içlerinden, bir se/ler kırüdı. Bulutun en l e ç t i üzerlerinden. Yalanlarm aldatmaların arkasından.. Mor yonealar bir yenilgi sonra«ında boy attı. Gunebakanlar ısıkh bulvarların kandırmacılığuu yudumladı. Anladı ve anlattı. Dar kapılan, dar pencereleri inananm o koi kocaman yüreğiyle. Hücreden kurtarmak için bahan dayandı kapıya. O ak alnı, çelik bileği, kınuıdan fırlayan bıçak gözleriyle. Anladı ve anlattı. O alev ve 3liımü, onurlu yasamanın ak çizgısini. Binlerce, onbinlerce bir yurek bir resim gibi, kavga gibi. Doğancık köyünden tsmail Öz türk'tü karfunızda duran. Yüreğinden bir feyler dökülen ya da kırılan.. ku bu... Bir özlem, »nlaülmatı güç... Mor voncalarm, dar kapıların ve geniş yürelclerm gözlerınde büyüyeri! Üstelık dış dis, üstelik buram buraın... ya tutkusuyle yürüyen ıslak ve ağır aksamlannı geçirdiği D. koyünde. San Osman hashaşı, hashaşın altında jrtan gerçekleri biliyor. Gazetelerin okuyucu koselerıne mektuplar yolluyor tık sık. Büyük şehirlerde yaşayanlardan gazete, kitap, dergi istiyor. Saksıda haşhaş Osman'a fösteriyorum saksıda bov atan haşhaşlan. Gülüyor Osman, diflerim göstererek. Sonra kasketini dtlzeltiyor gözlerinl kırpıştınyor... Ardından hemen ekliyor: «Suç değü beyim saksıda haşha? yetiştirmek» «Neden yetlstiriyorsunuz'?» «Anamın aklı lşte. Anara 80 yaşını aştı. Geçen yıllardan haşhaş yağımız var simdilik. Ama kabuk kalmamış. Konuys kom$uya vermiş anam. Şu saksıda haşhaş olacak. Yani blr İU kelle verecek. Anamm aklı bu lşte. Kellelerl saklayıp benim lozın karnı ağndi mı. lshal oldu mu verecek..j» «Her evde var sanınm böyle sak'ilar?» «Bütün dağ köylerinde var. Blzim burada her evde var. Herkes uç, dört saka ekmiı..» «Yani süs bitkisi olarak yetlsnyorsımuz?» «He yatayasın. Soran olursa öyle deriz. Ama geçen gün okuduk bir gazetede. Izmir'in Konak alanmda bile yetlstlnllyormuş. O zaman Ankara'da ve Istanbul'da da yeUştiriliyordur» Bız konusnrkea Bıam amca Çivrilll Osmanla Çocuklar bir yumak çilesi gibiydi. Çocuklar dağuuk saçlı ve çıplak ayaklı... Gün kavusmak üzereydi. Köyün alt yanında bir dere akıyordu. Bir dizi halinde uzayan kavak ağaçlan turuncu aydınlığın hzermde oynasıyordu. Karşı tepelerden davar güden çocukların sesleri geliyordu. B:z İM damın üzerindeydik San Osman'la. Osman anlatıyor ben diniıyordum. Askerligini tstanbul'da yapmış 1960 da. Pek çok anısı vardı o büyük şehırle ilgili. Sırkeci, Anadolu Saz, Köp rü altı re Tahtakale. Şimdi Çivril'in bir dağ köyünde Osman. Evet içinde Alman MALKOÇOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU AUC\ BEYAZ İLÂHE Sustuk «Ekecek miyix ^«f>ı»fi beyim, ekecek mi>iz?« Sustuk. Bir soluk gibi çarptı dişlerimizin araaında. Sonra çıkıp fışkınr gibi olduk. «Böyle bir »öylenü dolafiyor bölgede. Ama geçenlerde Ankara'da Devlet Planlama'da bazı yetkililerle konuştuk. Amerikalı uzmanlar ha$ha; bölgesinı kalkındırma çaUşmalarına katıimık için harekete geçmlşler..» Söylemedık bunları Ismail öztürk'e. Salt kafanuzdan föyl« bir «eç'i. Usak'ın Çarık köyünden Kadir Demirel 40 dekar toprağmm 3 dekarına haşhaş ekiyordu. Yavu köyünden îbrahim Aken, Kuyucak'tan Osman Yıldız ve diğerleri i donümü asmıyordu. Ama bu gerçeğı anlatamıyorlardı hiç kün»eye.. Kadir Demlrel'e sorduk, «Haşhajı n'aparduı?» diye. Bir kızdı bize sormaym. Bir süre hiç soluk almadı belki.. «Yağını bey yağını.. Bîıe yağı lâzım küspesi, kabuğu.. Ben derim ki Amerikalılara..» «Ne dersin?» «Haşhaş yağı yiyenleri sağlık muayenesinden geçirsinler Bir de ayçiçeği ve zejtinyağı yiyenleri.. Göreceklerdir ki haşhaş yağı yiyenler sapasağlam..» Osman Yıldız ise haıhajı unut muş pancarı anlatıyordu. Pancann kilosu 32 kuruf olursa firaticiyi kurtarırdı. Osman'm oğlu vardı Ali bu yü ilkokulu bitirecek. Anası ekmeğine pekmezle haşhaj yağı çalardı. Sonra tarlaya koşardı Ali babası. nın ardından. Koy yerinde çalışmak gereklidir. Toprakla oy« naşmak gereklidir.. Osman Yıldız okutmak istiyor oğlu Ali'yi. Ali okuyup büyuk adam olacak. Ama o ağır jraşam koşulları yok mu? «Kaç dönüm toprağın rar Oatnan Efendi?» «Eh 3040 dönüm...» «Sen ne kadar ekerdin haahaş?» «34 dekar ekerdlk efendlm..» «Gerisüıi pancar ve buğday değil mi?» «Evet...» Yanıyor Uşak ovası cayır cayır. Otomobiîler peçlyor önümiizden.. Yoncalı ve Susuzören köylerinde 600 dönüm ayçiçeği ekilmiş. Ekilen ayçiçekterinln yag veriml yüksek, uzmanlann cöylediklerin* Ama haşha?... Sir ne dersenlz, ne anlatırsanız anlatın.. Bir tut Acaba iki milyoa liranın bir geldl yanımıza. 70#lik blr lhtiyar. milyon lirasıyle Dışli bucağının Ak takallı güleç ytizlü. TUm ta ürettıği elmayı saklayacak bir sası hasbas yağı. Amerikalılara soğuk hava deposu kurulmasöylesine kızıyor ü , sormayın. mıydı? Elbet kurulurdu. Köylü ışte o 1946 demokratlarından Ustelik. Şimdilerde ise Demokraük Par. zaman elmanın kilosunu kurdukları kooperatıf aracılığıyla ea tili.. aşağı üç lıradan satardı. Bızim verdiğımız bu örneği çoDağ köyleri ğaltarak kırerait, tuğla ve hatta Fazla girmıyoruz sıyasal konu konserve tabnkasına kadar gıdeya. Ama hangi siyasal partiye bilıısınız. Ama bunlar plan vs bağlı olursa olsun, tüm olanak programla olur. Haşhaş üretımilardan uzak dağ köylerinde bıle nı pat diye yasaklamak; köylüyü bir kıpırdanma var. öyle eskisi yoksul duşürmek, ış değildır. gibi politikacmın ber dediğins Asıl olan 1973 Türklye'sinde balkulak asacak insan kalmamış gi kın insanca yaşamasıdır. bı... San Osman'ı Almanya tutkuDolsstığımız tüm köylerde ur suyla büyütmek, Salıh'ı aynı tut^ taya atılan t«k ıstem hashaşın kuyla uyutmak ne kazandıracaktekrar serbest birakılması. özel tır soyleym? Bız gezdık ve gördük haşhaşlıkle dağ köylerinde daha da bUyüyor bu istem. ÇUnkU ova köy sız topraklan. Tasalan yazabıldilerine gerekli olan yabrımlar ğımiz kadar yazdık. Yorgun inumutsuzluk ulaştırılmaya başlanmıs. Ama sanların nasıl bir dağ köyleri üvey evlât olarak bir içinde bulunduklanna tanık olduk. Aiyon ovasından sarkan kenara itilmış. bozyehn haşhaş kellelertaı nasıl Haşhaş üretimınln yüzde 80 • kavurduğunu öğrendik. 85'ı dağ köylerinde oluyordu. Ova Gunebakan tarlalannın boşluköylerinde haşhaş bir yan gelir ğuna uzanan donuk gözler, boy di. lşte bundan ötürü tüm ya boy yürüdüler. Ak vaşmaku katınmlann salt ova köylerlne ak dınlar bir türkü bulutunun ortatanlması oldukça ilginc bir ko smda kayboldular. nuyu çıkanyor ortaya. Boy atane mor yonealar, gunev o ışıklı bulvarların Ova köylerinde Toprak • Su, ka bakanlar nal getiriyor. Tanm Bakanlığı kandırmacılant Ve haşhaşsız topraklarm »oayçiçeği, sebzecihk. Şeker fabrikalan ise besicihk. Başta yazdı luksuz kışileri. Sızler voksul düşün, tizler ezlğımız gibi, tüm uzmanlar yoğun bir çalışma içindeler. Bu çalıs lin sömürülUn... Ama insanlık, mayı sürdürürken, tümünden ay ama uygarlık türküleriyle sanlıp nı gorüş birleşiyor. Bu görilş, sarmalanıp büyutülün... Kurtardık ya Amenkan gençllsorunlann bu şeküde oözümleneğini... Ister aç kalın lster tok.. miyeceği. ömeğin, Afyon'un Bolvadin U BİTTİ DİŞİ BOND BUM \COTZTVLA MAZSl N TİFFANY JONES içı ttden bir GARTH L
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear