24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
*UMHURİYET 27 Haziran 1973 •c MEK... HüRfcİIETÎMİ ETMeK BMM. DiifcEttK.SiNiz.8ENi, V HMHNNE StiiLc «İP i(Eyi PÜjŞÜHtfAPDİHE (/WIMÎ.' H'MI'N rllr V&^ ^. 1,1 ı liil! 6 ! IM % L d ^ 1 ISA'NIN GÜNCESİ MELtH CEVDET ANDAY 71 Bacaıugunın, korkusundan olaeak, birden bana yabancı kesilivermesi, baldızımın da bu» na karfi durmayarak kocasına yardımcı duruma gelmesi, beni çok yadırgatmıştı. Gerçi «ahte olan dostluğumuzdu, bunu her zaraan düşün* döra, ama oniara belli etmedim. inMnlar, dostlnk varmıı gibl davrandıklarında ben de uvanm oniara. Gerçekte btınun bir çeşit yalancılıic olduğunu söylemek yürekliliğini kolay kolay gösterebilir miyiz? Hem onlann böyle davranırken sahteliğin, yalancıhğın bilincinde olduklan da söytenemez hiç. Sonra da dostluk diye bir şey oldugo inancı, bir düşten Uert gitmese de gene lyidir, iyl bir aidanmadır. Çünkü in«anlar bütün gerçeklerini düşlerden yapmıçlardır. Bakarsımz, bir gün bu düş de gerçeklesebllir. O güne değin bize düjen, bu tfüşü korumaktır. Ben d« ftyle yaptım; yolda yağmur arhnda evime gelirken, bacanağımın söylediklerini bir bir düşündüm. Ben bugüne bugün koğuçturulan bir adatndım, «ağlam durtnah ve temize çıkmaya bakmalı idim. Bir güçlükle karşılaşır karşıltsmaz, dostlanmdan, yakınlanmdan yarrfım bekleınek j'akışık almazdı. Bacanağım ifade verdiği zaman (Ben sonra konuşacagım demlsti ya) elbette bütün bildiklerlni löyleyecekti. Bunlann beni luçlu gösterecek tanıtlar olmayacağı yüzde yüzdü. Neden korkup telâça kapılaeakmışım! Ama «u soru kafamdan çıkmıyordu: Niçin tonra? Niçin berlm yanımda değil? Aynca forgumu ytpan memurun konuşmasından, daha önce bacanağımla bu konuyu ele aldtkları anlatıhyord*u. N« demis olabilirdl bacanağım? Doğrusu, pı »onın da yordu kafamı: «Yapı TJrtast Solnes» oyununu okumamış da, yalnızca benim düşüneeleritn üzerinde durarak konuşmuş benimle! Bunu yeni çıkarıyordu ortaya. O güne değln, benim okuyup da, onun okumadığı hiç bir kltap olmamıştı. Ben böyle biliyordum, çünkü o bana böyle söylüyordu. «Yapı Ustası Solnes» sakıncah bir kilap idi ise, neden bana vermişti bu kitabı? Ya da en azından, okumadığını açıkça neden söylememi;ti? Şimdi sıkışınca rtı sıyırıyordu kendini? Bu olaydan ötUril artık bacanagımın evins gitmemek gibl bir karar almağa kallcmadiTn. Çünkü illc kez onun etkisinden, üzerimdeki egemenliginden turtuluyordum böylece. Kujkusuı, bu mutlıı bağımsızlığı kendi çabamla kazannuş değildim, bacanağım kendiliğinden vaz geçmişti haklarından. Evet. haJdanndan diyorum; çüniü o, ba$kalanm ve en başta beni, yönetmck, yeüştirmck, kurtarmak için gelmiştı dünyaya, Bir lnsan kendinl böyle sayıyorsa, WJ d8 benlmsemek zonmdayızdır bunu. Fakat simdi ben t«k başıma idim, özgürdUm. Bacanağıma danlmaya ka:karsam, onun aklı ve istomi olmarian yaşayaraacagıra anlsmına f«Hr<li bu. «Neden darüıyorsun?» derdi bana, «Sen insan degil misin? Benim yardımım, konrmam olmadan yaşa>ramaz nusın?» Onda bir istek görseydim, aynlmazdım buynıgundan, seve seve sünJürürdüm tuttuğum yolu, sadece onu sevinciirmek için elbet; yoksa ben hep tek başıma yaşadıra, herkeı gibi. Benim başkalanndan tek aynmım, bu gibi llişkilere, oyunlara bilerek katlanmamdır. Bani yönetmek ml istiyorlar? Peki, yönetslnler. Neyi degiştirlr bu? Hiç bir şeyi değiştirraeB. Ben kole olarak yönettim beni yönetenleri. Şu benim karımı alalım ele. Onun bütün klşiliği, beni baskı altında tutraak hevesinden, isteğinden belirlenmiştir. Hastalığı, urnutsuzlugn, rmıtsuzlutu hep benim yüzümtfendir. Bunlar olmasaydı kim bilir nasıl bulacaktı kendini? Kişiüginin belirlenmesindeki yerimi, göreviml, iflevimi bildiği için de vaz geçemiyor benden. Ama demek ki. bacanağım vaz geçtl. Böylece de beni doğal durumuma bıraktı. Bir oyun, kim bilir ne sUr« için, durdu. Gerçekte ise hiç bir değişiklik yok dünyada. Kvimde bem çok «asırtan bir görünü lle karsılaştım. Kapıyı açıp içerl girince baktım M, kanm hole bir iskemle atmıj oturuyor; elinde mendil, göıyaçlarını silmekt«. Ayakları çıplaktı, üstünd» gecelik vardj. Daha oracıkta, bu kadan ile, • » vimde büvUk değişiklikler olduğunu anladım. Sanki bütün eşyarmzı ba?ka bir eve tasımıjtık da, kanm kalmış gibi geldl bana. Ben her şeyl alıp götürmüştüm, kanmı tamtmuşum saatiarca. O da, benim artık gelmeyeeeğim kanısuıa varıp ağlamaga başlamış... Gerçekten de boyl« obnıifçasına konu?maya başladı. Nerdesln? dedi, aglayarak. Beni buralarda mı bıraktın? Böyle kimsesiz, çırıl çıplak. Ben buna lâyık mıyım? Ne yaptun «ana? Niçin bana düşman oldun? Niçin? Madem öleceğimi biliyordun, niçin mezarlıg» kadar beklemedin? Ölmek üzere olan birlni, kannı, Blmü? kanm yüzUstU bırakacak kadar korkak mısın? Ben artık yaşamıyorum ki, sana hiç bir kötülügüm dokunamaz ki... Gözya$lanm alldikten sonra, çöyle sUrdürdü konuşmasım. Ben tutulmu? kalmıştım. (Deraao var) "GEL HABERt NERDEN VEREK? Fikret OTYAM Aşağı Fırat Projesi BtR SÜRÜ. TOZ . DUMAN GtDtYOHDU EŞEK SIPALAKI KIVANÇ ÎÇtNDE, YARIŞIYOR. KARINLARI BÎRBÎRÎNE YAPIŞHC HAYVANLAK, DERMANS1Z.. GÜN YAKIYOR ORTALIĞI, AKÇAKALE YOLUNDAN, HARRAN'A DOĞRU SAPTK.. YtNE HAYVAN SÜRÜLERt, İSTEKSİZ, YORGUN.. MlNtCİK ÎKİ KIZ, BP YAZIU BÜYtJK BOY TENEKELERİ BAŞLARINA ALM1ŞLAR, EZtLtRCESİNI ÎLERUYOR HAYVAN SÜRÜSÜNÜN ARDINDA «tste Benim Hayatım:?* „ GELECEK ÎÇİN TEK BtR DÜŞÜNCEM VAR: SEVEBİLECEĞİM ERKEĞİ BULMAK, ONUNLA EVLEJNtP BtR EV KADINI OLMAK. DÜNYA UMURUMDA BtLE DEĞtL. ARTIK BEN MUTLULUĞUMU ARIYORUM. PARtS GEZtLERİM BANA ÜÇ YILDA ÜÇ MÎLYON LİRAYA MAL OLDU.. Ajda Pekkan» ve daha ilerde Basrm körfezine kadar uzanan bir deltada Dicle ile bırleşir.. Etralı binlerce hurma ağacıyla sıralıdır.. Türkiyede Fırat ve Elâzığın Hazar gölü. yakmmda doğan Dicle'nin vadileri, Batı dünyası uygarhğımn beşiği olarak tanimlanan Mezopotamya ovaiannm Kuzey parçasım teskıl ederler... Fırat üzerinde ilk araçtırmalar 193S yılında yapildı. SonraJarı, elektrik enerjisi üretimi ve diğer yararlar için fezeyanlan tut mak için ve nehir akıminı düzenlemek amacıyle Keban Projesi gelıştirildi... Keban'ın hidroelektnk santralınuı fızibilite etüdleri 1963 yılında tamamlandı ve 1965 de «derivasyon» tünellerinin kazımına başiandı. Esas yapım bir yabancı fırmaya i'naie edıldi 1966 yılında.. Yıllar akıp gidiyordu.. Sayın büjuklerimizle birlikte ve «ufurlu ellerimizle» üç kez teme lini attık, yıne ugurlu ellerimiz le «ugurlu ve hayırlı olması dileğiyle» de üç kez bilmem nelerinin açüışım yapuk.. Emekliliğime da ha üç yıl var, daha çok açarız «ugurlu» ellerimizle, çok açarız daha bu gidişle... „. VE HAYVANLARIN DIŞK1LARINI TOPLUYORLARDI TENEKELERLE... funda Fırat ovalan olarak bilinen tatlı meyilli ve mumbit bölge uzanır. Bu bölgo kısmen engebeli Siverek • Hilvan sahasuıı geniş ve hemen hemen döz olup Tek Tekyaylasına varan ÜRFAHARRAN vadisini ve Doguda Dicle üzerinde Cizre'y» kadar 200 kilometre uzanan Mardın ovalannı ihtıva eder. Bir samanlar eski medeniyetlere yiyecek ve ge çim sağlayan Fırat ovalan halen kış bitkileri yetiştinnek sığır ve koyun otlatmak için kullanılmak tadır. Bu bolge yılda, sadece, 500 mılımetre yağmur almaktadır. Bu yağışm da hemen tamamı, arazi nin, kabaca, yansmın bugday, arpa ve benzeri bitkUerin ekiii bulunduğu kıs aylannda vukuu bulmaktadır... Ya«n çok az yag mur düsmekta va tarlalar ekinsis nadasa bırakılmaktadır. Bu tarlalara su getirllmesl hallnds, bütün yıl boyunca bitki yetiştirl lebilecegi uzun Earnandır bilinmektedir. Halen mill! ekonomi ye çok az yardımda bulunan Fırat ovalan, sulama lle Ortado ğu'nun yiyecek amban haline g« lebilir.j» Böyle diyor Devlet Su î?leri yetkilüeri, böyle diyorlar.. Kardeşler, Fırat ovasındaki, TTrfa'da, Hajran'daki kardeşler, gün olacak, gün gelecek Devlet uiaşacak buralara.. Fırat'ı salla geçerken devrilip de suya temel li kanşmama ramak kaldığı bir yer var Karababa diye, Keban ile Karababa arasında 310 metrelik bi r düşümden yararlanılacak, bu rada enerji üretilecek, öyle az> buz değil çok, sonra 700 bin helt Ur sulanabilir araziye sulama «u(Devamı Ss. 5, Sü. l'de) MALKOÇOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOĞLU BEYAZ İLÂHE isliyor hayvanlar, legirtiyor Ankara mllletvekili.. Jeep akıp gidiyor gusuz Harlar yanan Harran topraklan üzerindeki hayvan dışkıları ran topraklarında... na. Eğiliyorlar ve çöküyorlar difGözttm açık olur çu ovanın kıya, minicik, su görmemiş elle tüm yeşıl kesıldigini görmeden riyle alıyorlar dışkıyı, minicik su gidersem, gözüm açık giderim. değmemiş, değmeyecek elleriyl» ömrüm yeterm'ola acep? top top ediyorlar dışkıyı ve uzeMasal gibi.. rinde BP yazüı büyük boy tenekelere dolduruyorlar, kalkıyorlar Fırat nehri Batı Asya'nın en zorlanarak, tenekeleri alıyorlar usun akarsnyudnr. •Türkiye'nin başlarına. Keçelcşmiş «açları ka Dogusunda üçbin metreden fazla ra yüzlerine dökülüyor. Fotoğ yalçın dağlardan doğar. Asıl kol raf makinesini yüzlerint değil, olan Murat, bolgenın en yüksek çok uzaktan minicik bedenlerine tepesi Ağn dağından başlar ve doğrultunca, bir tanesi acı bir Banya doğru 500 kilometre ak•ğlama tutturuyor; «Aneyy.. A tıktan sonra Elâziğ'm 45 kilomet neeeey..» Anne» Anneee.. re kadar Batı Kuzeyinden, Ke«Korkman bebelerim... Kork ban'ın mansabmda Fırat ile bir man.. Korkman akuy» Korkman.» leşir, Malatya \adisini geçer, AnUrfalı, Hacı Havadis de var ti Toroslann içinde dar bir boğa yanımda. Havadis de yaşlanmtş, za girer. Siverek ilçesinin Kuzeaklaşmış saçlan. Ak mendilini yindeki tepelerden sonra bu deçıkanp terini siliyor. Sol gözüne li su Fırat, geniş ve derin bir va dide Aşagı Pırat ovasıru aşarak sıcaktan kan oturmuj.. Suriye sınırmdan basıp gider. Jeep, kurumuî, çatlamıj HarAkmıştım «Oy Pirat Asi Fırat» ran topraklarında akıp gidiyor, ama seke seke.. Toz duman ardi yazı dizisi için üç yüz şelâle aşıp.. Fırat son iki esas kolunu Belih mız. Nerede cerenler? Nerede enlik ve Kabur'dan alır. Bu kollar çiçekleri, batıraklar, papatyalar, Fırat ovalanndan dogar. Irak'ta yaban lâleleri, gevenler? Yok. GüneyDoğu yönünde akan Fırat, Bagdat yöresinde ovalara erişir Yağmur düşmemiş de!. Havadis, başmdan geçenleri anlatıyor, köylünün halini anlatıyor. Urfa ağzıyla.. Hacca gitmi» DİŞİ BOND Havadis, bilmem kaç kere. Arapça bilir Havadis, Kürtçe bilir. Herkes bilir Havadis"i bu topraklarda, Arap topraklarında. De. mirel de bilir Havadis'i, EcevU de. Selâm etti hepsine, bol bol «elâm etti. «Burası taharriyle doldu akuy» demijti. «Burası taharriyle doldu..» «Kimler?» demistim. «Khnler Havadis, göster bana?» Göstermişti, nargile içen, cigara, çay kahve içen, tcsbih çeken, etrafa polis gözüyle bakan «Uharri»leri. Ankaradan gelmişler. •555K» olmuştu başkent Kızılay'da. Takmıjtı adamın biri, takmışü iki bin kişi içinde bana!. Sürümuşlerdi polis görevlileri, bekçiler Kızılay'm göbeğinde. Emniyet Birinci Şube Müdürü Niyazi Bicioğlu ile Sıkıyönetim Komutanı Argüç ayırmıştı, düğümümürü! Kıyasıya vuruyordn a TİFFANY JONES dam, takmıştı iki bin insan içinde bana, sonradan öğrendim Çan kaya Kaymakamı Imiş.. «Bu rüzgâr bir gün ters eser Kaymakam» diye bağırmıştım, esti de.. Kapıya dayandı, polisler, polis görevliler, sokağa çıkma yasağı saatinde Ikinci bebem yeni doğmuştu. korkmuştu da ana51. sütü kesilmişti. Sabaha dek baskı yaptılar. Orhan Birgit, elini üç kere başına götiirmüşmüf de öyle başlamış «555K», Orhan'ı arıyorlardı, «Söyle diyorlardı söyle, nerede Orhan Birgit?» Etmediklerini komamışlardı. Bir dost polis haber vermişti, «Tevkif edecekler» demişti. Ver elinl Güney. Harran topraklan. UriVda parkta Havadis, «Sunlar Ankara'dan gelen taharriler» demişti, göstermişti tek tek. GARTH Yoktu sonu kaçmanin.. Döndük ten üç gün sonra «Ak Devrim» oldu.. Bu rüzgâr ters eser mi da miştim? Esmişti.. Aradım boguştuğum kavmakarm telefonla.. Ağlayan bir kadın, «Götürdüler» diyordu.. «Go •jrdüler.. Haber alamıyoruz, çoluk çocuk ağlıyor..» Hıçkınyordu kadınsı kadınsı.. «Slz kimsiniz beyfendi?», «Ben mi? Ben arkadaşıyım..» Öğrenmişti") Harp Okuhı'nda olduğunu.. İlettim iyl olduğunu kansına, bijeye ihtiyacınız varsa bildirin.. Yokmuş... Haberdi istediklerl.. Sı*: sık bildirtlim lyt olduğunu.. Şimdi milletvekill AP'den.. P Diyor ki ilgililer.. t.. Asagı Fırat nehrinin Dogu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear