28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 24 Haziran 1973 oprak sorunu, Türkiye CumhuriyeU'nin kuruluşundan bu yana hükümetleri en çok uğraştıran konulardan biri olcîu. Kurulan hükümetlerin programları incelenirse, bunlardan çoğunda bu konunun, az ya da çok ölçüde, mutlaka yer aldığı görülür. T Olâylar ve gotüşler Bütün bu uğraşı ve çabalar sonunda, 11 haziran 1945'te Yaşama Meclisi, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nu kabul etti ve artık herkes bu sorunun kesin bir sonuca bağlandığını sandı. Ne gezer! Yine bir veya birçok köyti kapsayan yüz binlerce dönüm toprağa sahip olan ağalar; yine bunların elinde toprak kölesi olma durumundan kurtulamayan büyük bir kısım köylü halk, ü!kenin tanmsal kesiminin değişmez sorunları olarak, günümüze rfeğin sürdü geldi. Tıpkı «oktılsuz köy» sorununun sürüp gelraesi gibi! Bilmem Hikmet Çetinkaya'nın bu yılın Mayısında. Cumhuriyet'in dördüncü sayfasında yayımlanan «Okulsuz Köyün Çocuklan» başlıkh yazı dızisini Izlediniz mi? Eğer izlemedinizse, ülkenin acı bir gerçeğini biraz daha yakından ve ayrıntılı olarak öğrenmekten yoksun ka'dığınız için yazık olmuş, derim. Toprak ağası kendi buyruğu altında, kendi hesabına çalışan üretici halkın aydmlanmasını, bilinçlenmesini istemez. Zira bilinçlenen köylünün bir gün başını eline (fayayarak: «Ben bu köyün toprağında çalışıyorum, ürün üretiyorum; babam ve dedem de burada çal'.ştılar ve üretim yaptılar. Çocuklarım da çalısacaklar. Fakat ailemizin bir karıs toprağı ve kendi hesabımıza çalışacak bir yerimiz olmadı simdiye dek; olmayacak da. Hep böyle kahyoruz. Ağa ise gittikçe daha zengin oluyor; büyük kentlerde ve Hatta Avrupa'larda ailece rahat bir yaşam sürdürüp gidiyor. Bu nasıl bir adalet ve nasıl bir düzendir?» diye kendi kendine düşünmesinden, soru sormasından Te bunun sonucunda kendl rahatımn kaçmasından korkar. Ama yarasanın aydmlıktan korkması gibl bir şeydir bu: Korkulsa da, korkulmasa âa aydınlık vardır, şu hald» gelecektir ve korkunun ecele faydası yoktur. îşte biz bir bölük aydın, yalnız ezilen halka acıdığımızdan değil, ülkenin geleceğini ve yararını düşündüğümüzden, yurduna bağlı, bilinçli, kaya gibi sağlam ulusal bir toplum yaratılmasını istediğimizden, ikide bir dile getiriyoruz, bizleri hiç tanımayan bir kısım halkın acıklı durumunu. \ me 1 oprak nef ormu U zerıne X. daki içgücü hacmî genişlemedikçe Tiirkiye'nin geri kalmışlıktan kurtulmasına olanak yoktur Durum böyle olunca tanm sektöründeki toprak sız köylü sorunu. zamanla önemini yitirecek v* bu sorunun sakıncalan Rittikçe azalacaktır Yalnız bu işin oluruna bırakılması ve 19 yüzyıiın liberal ekonomi sistemî ıcinde kendi kendine çözüme bağlanmasmm beklenmesi. sosyal bakırodan çok tehlikeüdir Devletin bu çok önemü sorunu, istatistik verilerine göre bilimsel metodlarla ayarlaması zorunludur. Elimde, Ulu^lararası İş Bürosu Toprak Reformu Dairesi Başkanı Olindo Gorni tarafından yazılmıs ve Ankara'da 1944 yılında Başbakanlık bevlet Matbaası'nda basılmü bir etüd var .Toprak Islâhatı» oaşlığını tasıyan 97 sayfalık bu etüd içinde toprak reformunun türlü yBnleri, başka ülkelerle karsılaşhrmalı olarak incelenmektedir Başbakanlikça bastınlmıs olan etüdün «orunls ilgili konuiarından bazılarım buraya aktarmak isterim: 1 Toprak reformu gerejjinin neder.ieri, > 2> Toprak refomuna tâbi tutuîan arazi. 3 Ka. > mulaşttrma biçlmleri. 41 Toprağı kamulastırılanla ra ödenecek t37minat, 51 Toprağı kamulaştırmak ve parçalara ayırmakla görevlendirilecek makam lar, 61 Toprak reformunun kimler yaranna kabul orunması gerektiçi. 7) Kamulaştırılan topraklann parçalara bölünmesi ve parçaların küçük ijleticilere özgülenmesi, 8 Toprak dağıtınıından > «onrs üretimin düzenlenmesi. Bu konular toprak reformunun içinde ne den 1! önemli sorunlar yarattığını gösteriyor Türkiye Hükümetinin isteği üzerine Cenevre'de ui'.ıslararası Iş Bürosu tarafından, bu büronun başkanı ve toprak reformu uzmanı Olindo Gorni tarafmdan kaleme alınan etüdOn son kısmında. Gorni. toprak reformunun uygulamasında raslanan püç lükleri sayıp dökerek, toprak vermekle iş bitme dijini, çiftçi örgütleri kurulmasmı. teknik öğretîmin bu yönde ayarlanmasmı kred! Isinin düzen lenmesini, personel yetistirilmesini ve kooperatif örgütleri kurulmasını öğütlemektedir. Bu etüdün üzerinden nerede ise 30 yıl geçmis. Ondan «onra. basta belirttiğiıniz «ibi. 11 haziran 1945'te Çiftçiyl Topraklandırma Kanunu çıkanlmı»: fakat Türkiye'de durum değişmemiş. Şimdi Toprak ve Tanm Reformu yasası kabul edildi. Eğer tutucu iktidarlann elinde yine durum «eski tas eski hamam» biçtminde siirdürülürse, ülkemizin çok çetin ve tehlikeli sosyal so runlarla karşı karşıy» kalacaği muhakkakttr. Biraz iyi niyet, biraz sağduyu ve biraz da bilgj ve dünya görüsü. Bizim Türkiye'yi yönetecekler için yürekten dilediğimiz |eyl«r lste bunlar! Amaç ile Araç raç deyince çoğu zaman aklımıza bir ftlet veya bir mafcne gelir. Otomobil. bir taşıt aracıdır. Otoraobille dün;a turuna da çıkılabilir, dolmuşçuluk da yapılabilir. Tabanca. kıskanç bir kocanın elinde cinayet aracı olabüir, ama bazan bir hırsızı yakalamava varavabil:r. Ka«ap tezgâhınria oirzolanm vağh tarafını ayırmak için bıçak »ereklidir. Bir kır gezintisinde çocuklara söğüt dalından düdük yapmak için de bıçak kullanılır. Kadın iskarpini hem giymeys varar hem '«aveada kafa varmava... Demek ki amaç ile arac arasında çarip bir ilişki sürmekte... Bazan daha karmaşık araçlara < a raslanabilir: Sa1 vaş bir araçtr. »pçim bir araçt:r. rfevlet bir araçtır. Anayasa bir aractır. demnkrasi bir araçtır. Amacla arac.n bagdaştı«ı birbir;ne kanstısı durumlar da eöriilebilir • Demokrasinin hem araç. hem amaç oldusu zamanı Türkiye 1970'lerde yasamaktadır. Serbsst seçimi amaçladı*ımız dönem 1946 ile 1930 arasıvdı. O sıinden sonra Türkive'de seçimlerin araç niteliti agır basmıstır. Demek kj araçlar karmaşık veya sade olabiüyor. Kalem, sade bir araçtır. Bir vazar kalemini emperyalizm ve sömürti hizmetinde kullanabilir. O zaman korkunç ve çirkln bir araq olur kalem... Ama bir vazar kalemini emperyalizme ve sömürüve karşı kullamrsa bu küçük araç, bir büvük amaca yönplir. Insanlar gittikçe daha karma«k araçlar kullanmakta büyük ilerlemeler göstermişlerdir. Bu yolda Sibernetik bilimi büyük aşamalara yo! açryor. Bir amaca ulasmak için kendikendine karar veren ve eyleme gecen makineler icat edillyor. Robotlar. öteden beri nice bilimsel varsayıma, nice romana, nice filme konu olmuşlardır. Robot adı verilen makineinsan, birtak.m radyo dalgalanyle emir alacak, emirleri yerine getirecek. Bu emirlerin yerinde olup olmadıjını robot elbette düşünemez. Bir tabancanın, bir bıçağm, bir otomobilin; aklı. fikri, ahlâkı var mıdır? Yoktur. Daha karmaşık bir araç olan robotun da yoktur. Nasıl kullanırsanız kullanın, robot size karşı durmıvaeaktır. Ne var kl robotlar henüa yeterince gelişürüemedl. Bunun yerine canlı insanı robot olarak kullanmak fikri tarihin eski çağlanndan bert oluşmuştur. Çağımızda kiralık katiller var, paralı askerler var; her türlü eylemde, insanhğıyle hiçbir hesaplaşmaya girmeden verilen emirleri yerine getirenlerin sayısı az depdir. Afrika'nm yeni uyanan toplumlanna karşı, zengin iktidarlar, paralı askerleri görevlendirdiler. Bunlar ipten. kazıktan kurtulmuş, gözü kanlı kiçiler: Paramı ver, öldüreyim.. diyorlar. Gerçekte insanlarm insanları araç olarak kullanmalan, bu kaba örnektekinden daha yaygın biçimde bir salgaıdır, Egemen çevrelerin elinde güçlti araçlar bulunmakta, dünyanın her yanında geçerli olmakta... Daha ince yöntemlerle insanlan araç haline getiren, kişiUklerini sıf\ra indirgeyen düzenler vardır. Bir mimar düşünün, nice güzel yapıtlan doğaya katacagmı düşünerek ^alışmış. çabalamıs; ionra hayata atılmış. Para gücü çıkmış Karşısma: Boğazın en güzel yerine sekiz katU oır otel yapacaksın, demiş, kaç para istersin? Paralı askerler gibi, mimar da satmış kendini paraya.GüzeUiğın miman olacağına çirkinüğın hizmeucân olmus. Yalnız mimar mı? Hak ve adalet savnnmak için yetışmı? avukat, yabancı sermayenin çıkanna arag oımuş... t n ince betonarmo nesaplanm bilen miihendis en sömürucü şirketin aracı olmuş... En marifetli ve ceıbezell nukuK profssörü. en üçkâğıtçı partiye araç olmuş... Marifett, ilml, diploması olan kişiyi kullanmak için elbette marifetsiz, ilimsiz, diplomasız msana verilenden daha çok para gereklidir. Pahalı otomobue bınmek için daha çok ödeyeceksin. Yetenekl! insam ıobotlaşt:rmak içîn de kaun çek deften lâzım. Bugün Türkiye de işte bu cinayet işleniyor; toplumun aleyhine amaçlar için nice insan araç ediliyor. Hem Türkiye'ye yazalc oluyor. hem de insanlann insanlıiına... Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU Yasalar ve gerçekler arar.nda ikiük, daha doğrusu tutarsızlık bulunmasını ülkemiz için tehlikeli görüyoruz da ondan. «insan ve insanlık hakları» çagında böyle bir durum sonsuza değin sürüp gidemez. Eski Bir Belpe ve Bir Dilek A Toprak Durumu Bu yılın ba.'inda, 24 Ocak 1973'te, Razetelerde yer alan bir habere göre, Türkiye'de 1 tnilyon 268 bin 301 çiftçi ailesinin hiç toprağı yok. 2 milyon 221 bin 322 çiftçi alesinin de toprası geçimini sağlayacak yeterlikte değil. Köy îşleri Bakanlığı'ndan verilen bilgiye göre. Türkiye'de normal, ya da normalin üstünd'e toprağa sahip •ile sayısı da 636 bin 155. Yine Köy îşleri Bakanhğından verilen bilgiye göre, normal bir çiftçi ailesi bes kişiden oluşur. Bu durumda hiç toprağı bulunmayan insanlann sayısı 6 milyon 341 bin kadardır. Çiftçilikle uşraştığı halde hiç toprağı bulunmayan bu insanlann yarında geçiminl çiftçilikle sağlayan 11 milyon 108 bin kişinin toprağı da rahat bir geçirn sağlayacak yoterlikte değil. Çiftçilikle uğraşıp yeterli, ya da normalin üstünde toprağa sahip insanlann sayısı 3 milyon 180 bin 775'tir. Köy Işlerl Bakanhğından verilen bilgiye göre, hiç toprağı olmayan »Ihbuçuk milyona yakın köylü, marabacılık, yarıc.lık veya kiracıhk yaparak, işçl gibl çalısraak suretiyle yasamını kazanmaktatfır. Köy îşleri Bakanlığı'ndan alınan bu bilgiler gösteriyor ki, tarım sektöründeki 21 milyona yakın nüfusun yalnız 3 milyonu normal ve normalin üstünde toprağa sahip. Bu durum, müzmin sosyal bir hastahğın açık kanıtıdır. Çiftçi nüfusun yalnız yedide biri rahat ve hatta lüks, yamı kıt kanaat yaşasın; üçte biri İse yaşamını yoksulluk ve yoksunluk içinde başkasınm buyruğuna bağlı olarak sürdürsün; yirmind yüzyılm İşte Demagojî Anadolu Ajansının 27 Ocak 1973 tarihli gazetelerde yer alan haberine göre, Köy tşlen Bakanhğı Toprak . Su Genel Müdürlüğü, Türkiyedeki tanmsal arazi miktannı 27,5 milyon hektar olarak saptamış, bu miktarın 21 milyon 700 bin hektannın teknik yönden tarıma elverüli olduğunu belirtmiştir. Bunun da, arazinin meyline göre. yalnız 18 milyon 500 bin hektarmın teknik sulamaya uygun yapıda olduğu, bilimsel «ratürmalarla ortaya konmujtur. Anadolu Ajansımn vermi? olduğu bu rakamların kesinlikle doğru olduğu kabul edilirse, Türkiye'deki çiftçilerin hepsine tarıma elverişli «opraklar dağıtılsa, kişi başına bir hektar bile toprak düyneyecektir. tşte Toprak Reformuna karşı clanlsrın demagojisi de burada başlamak'arlır. Sanki Türkiye'nln bütün tsrun toprakları bütün çiftçilere eşit olarak dağıtılsm» diyen varmıa gibi, onlar hep tarım arazisinin çok küçük parçalara aynlması ve verimin düşmesi tehlikesinden. dağıtılacak topraklann yetersizliğinden dem vunnakta ve böylece statükonun korunması için çaba harcamaktadırlar. Oysa toprak reformu ile güdülen amaç, kSylünün toprak köleliğinden kurtarılması, tarımsal ve kırsal bölge!erde, bu yönden sosyal adaletin sağlanmasıdır. Bu ise, norma lin üstünde toprağa sahip olma, bir ya da birkaç köye, toprak mülkiyeti sayesinde hükmetme ola naklarının, feodal kahntısı olaa kişilerin elinden alınmasıyle mümkün olur. Ülkemizde sanayi, geUsmektedir. Bu nedenle yorganını sırtlayan topraksız köylü, geniş sanavi bölgelerine doğru »km ediyor. Bu akm elbett» durmayacaktır v* durmamalıdır. Sanayi alanın DÜNYA BUNA BİR İNANSA... OKTAY AKBAL Evet Havır GÜVEN VE YUMUŞAYAN HAVA Nixon il§ sirve gBrüçmelerinl yapmak için Amerika'ya gelen Brejnev, totaliterliği de birlikta getirdi. Fotoğrafçılann resim almalan, gazetecilerin yanaşmalan yasaklandı. Amerika'ya Camp David'e varan Brejnev, hafta sonunu orada geçirdikten sonra helikopterle Beyaz Sarayın bahçesine indi ve orada Nbcon tara» fından törenle kabul edildi. Fotoğraf alınamaz, haber yazüamaz, halkla temas edilemez, Washington Moskovaya benzemiştir. Böyle iken, birlikte gelen Sovyet gazetecileri, yüzünü göstermedigi halkın Brejnev'i «bağnna bastığı» haberini verrrüşlerdir. Brejnev kapalı kapılar arkasında Nixon U» görüştü. Sadece Yahudilerden alınan vize narcı sorununu görüşmek Uzere 20 senatörü bir yemeğe çağırdı. Onlan da pek kandıramadı. Bir grup iş adamlariyle de ayncs • görüştü ve Nücon ile birlikte helikopter ile Camp David'e döndü, oradan da Califomia'daki Beyaz Saraya gittiler. Washigton'da daha önce hazırlandıklan anlaşılan tanm, kültür, Okyanus bilimi taşıma ve vergi konularında beş ayn anlaşma imzalanmıştır. Brejnev'in «işgörme» gezisi, Kruşçef'in 1959'daki «tanışma» gezisinden farklı olmuştur. Kruşçef, Amerikan kapitalizmini göreceğini ve on yıl içinde Sovyet halkının Amerikalılardan daha yüksek bir yaşantı düzeyine çıkacagını söylerken, Brejnev, Amerika'dan kredi ve teknoloji almaya gelmiştir. Nixon bunları vermeye hazır, fakat verecek olan kendisi değil, hesaplı kapitalistlerdir. Bunlar şimdi hesaplarını yapıyorlar. Ve, söylediklerine bakılacak olursa iki zorluk vardır: Amerika'dan alacaklan mal karşüığında, So^etlerin verecekleri mal olduğuna göre, çok ucuz vadell krediler açmak gerekecektir. Ideolojik çatışmalar sürüp gidecegine göre siyasî ilişkilerin yannına güvenilemez. Bu nedenle uzun vadeli kredilerin açıiması, sakıncalıdır. îkinci bir zorluk da devletçi olan Sovyet ekonomisi ile piyasa'ya dayanan Amerikan ekonomisi arastnda işbirliğidir. Yannı ne olursa olsun, güvenin hem ikili ilişkiler hem de dünya banşı bakımlarından büjük yarar sağladığını göstermekte Nixon ile Brejnev birleşmişlerdir. Bu, yumuşak havayı daha da yumuşattı. Avrupa, zirveyi yakından, biraz da kaygı ile izlemiştir. Bunu anladığı içindir ki, Brejnev, dönüşünde artık kendi kendini Avrupa'nın Bsşkanı gibi gören Pompidou ile görüşecektir. Zirve: B ir şarkı deyip geçmeyin. Kimi zaman insanoğlunu kapatılmıf olduğu dört duvardan kurtarır, bir mutluluğun eşiğine getirir. Alışmışız şarkılarda uyutulmaya! Alaturka bu iş için! Çıkar «ygın baygın hanım mikrofonun önüne, TV'nin karşısına bir başlar «ah» etmeye, «oh» çekmeye, •vuslat»lardan, «buse»lerden söı etmeye, geçip gidersiniz kendinizden'. îçki de yardımcı olur buna. Dünden hazırsınız raten aldanmaya aldatılmaya. Şu düny», su gerçek dünya bos. en iyisi keyfine bakmak, çıkarıru elde etmek, vur patlasın çal oynasm bu hayat böyle geçer!. Oysa şarkılar yaşamla dolup taşmalı. Yaşama bağlamalı kijiyi. Ölüme irmemeli, bezginliğe çekmemeli, umutsuzluk aşılamamalı. îşte Anadolu'nun bağnndan kopmu? türküler: Acı vardır, kırgınlık vardır. ama alaturka şarkılardaki o vıcık iıicıklık, yaşamdan kopmuşluk yoktur. Türküler yaşama anlam verir, yaçamı güzelleştirir. Çalışmaya, direnmeye iter kisiyi. Bir direnç, bir güç kazandırır. Senay'm yeni sarkısını dinlediniı mi? «Şu dünyada en mutlu kişi . Mutluluk verendir. diye başlayanmı? Bu kadan bile yetiyor. Mutluluk vermek, verebilmek, bir huzur, bir rahathk duymaktır. Böyle bir öğüt vermek de güzel, bu öğüte uymak da... «Şu dünyada en güclü kişi . Güçlükten gelendir Şu dünyada en bilgin ki;i Kendini bîlendir.. Böyle sürüp gidiyor. Ucuzlukları olan bir manzume belki. Zaten bir sözde, bir dized» «en» varsa bir kolaylık da vardır orada! Abartma, gerçek sanatla ilgisiz bir jeydir. KolayLktîr, ueuzluktur, basit» getirmektir konuyu. Ama bu şarkı bir anda yeni bir düzeye çıkarıyor dinleyenl. Belki de bir özlem duyuyoruz kimi gerçeklerin söylenmesine, yayoınlaşmasma ondan. Kendini bilen elbette ki en bilgin kisi değildir. ama saygı değer bir insandır. Istersen gerçekten büsin de olabüir, madem ki kendini biliyor, niye baçka seyleri de öğrenemesin, kendini bilmeyen biri inanm ki hiçbir şeyi bilemez, bilmediğini kabul etmediğinden. öğrenemez de. Şenay coşuyor coşuyor, şöyle sesleniyor insanlara «Bütün dünya buna inansa Bir inansa Hayat bayram olsa» Hayat bayram olur mu dünya buna bir inansa? Mutluluk vermek, kendini bilmek, güçlükten gelmek, sevmeyi bilmek.. tnsanı, insan eden nitelikler bunlar. Ama bu yalm şeyler de bulunamıyor çoğunlukla. Ne mi var bol bol? Sömürmek. ezmek, yıkmak. çiğnemek, yalnız ben yalruz ben, demek.. Sen demespn, başkaları diyorlar bunu! O zaman ezilen hepimiz oluyoruz. Öyleyse ezilmemek için ezmek, yenilmemek için yenmek, yıkılmamak için yıkmak.. Şarkılar, türkülerde bile buna uymak! Böyle sözler düzmek, böyle ezgiler yapmak, hep bir ağızdan o sevgisiz, o yavan. o insan düşmant, sevgiye kar«ı dizeleri söylemek, sonra da bunları yaşamda uygulamak.. Şenay'a ödül vermişlerse bu şarkısı için, bundan işte tnsanı insan eden nitelikleri sarkısında övdüğünden.. Insanlan «insan» gibi duymaya, düsünmeye, davranmaya itelediğinden «Bütün dünya buna inansa Bir inansa» dediğinden.. înanır mı, inanacak mı? «Gerçek insan» denen yaratığm yeryüzünde ağırlığını koyacağı, insan olmanm bas koşullannın benimseneceği bîr gün gelecek mi? Yoksa «ezeli bir sifadır aldanmak» diyerek daha yıllarca kendimizi avutacak mıyız? Şarkılar. şiirler, romanlar, sanat yapıtlan bizi bü>"ük bir mutluluğa hazırlamalı, götürmeli, ulaştırmah.. İleriye hep ileriye. aydınhğa, güzelliğe.. Sanatın görevi budur, insanoğlunun yaranna çalışmak, insanın «insan» olmasını sağlamak.. Şenay'm çarkısı bütün bunlan hatırlattıysa, size de bir şeyler verebildiyse ilk başarıyı sağlamıştır bu yolda. «Şu dünyada en üstün insan tnsanı sevendir». Şevmek, bir kişiyi sevmekle baslar her şey demişti ya Sait Faik Öyle işte, öyle.. Her sey sevgiyle baslar, ama sevgiyle bitmez. Ama bajlangıçtır önemli olan BREJNEV'İN «İŞ GÖRME» GEZİSt «TANIŞMA» GEZİSİNDEN FARKLI WATERGATE OLAYINDA 4. TAKTİK! «YENİ NATO» DOĞMADAN ÖLDÜ PERONCU GENÇLER ARASINDA ÇATIŞMA hükümet kurabilecek mi? kurarca problemlere çözüm çaresi geti rebilecek mi? Bakalım. Arap Saçı: Sözde «düsünmek ve danıjmak», fakat hakikatte, Araplan tutan Sovyetlerin İsrail'i tutan Amerika ile aralarındaki tartışmayı Nbton Brejnev görüşmeleri sırasında sürdürmemek için Ortadoğu konusundaki güvenlik kon seyi çalışmalarına temmuz orta;ını kadar ara verilmiştir. Aslında Mısır, tsrail'i isgal ettiği Arap topraklanndan çekilmeye; Israil de Mısın görüşmeye çağırmaktan başka bir şey söylemiyorlar ve bu diyalog sürüp gidiyor. Sovyet ler Mısın. Amerika da îsraili haklı Sörüyordu. Temmuz ortasında di yalog yin» ba»lıyacaktır. Bu arada Araplann iç politika yaşanüla rı ve birbiriyle ilişkileri Arap sa çına dönmüştür. Lübnan'ın birli ği sarsılmıştır. Müslüman milletvekilleri kendisini desteklemediğinden Emin Hafız Basbakanhktan istifa etmiştir. Kaddafi'nin Mısır'ın ve Suriye'nin politikalanna ters düşen çıkıjları, Arap Fe derasyonunu sarsmıstır. Irak, Ku vejti yine tehdit ediyor, Suudl Arabistan da Güney Yemenden ya kınıyor. israO ise Mısırla arasın. da Burgiba'nın arabuluculuk yap ması hevesine kapıldı ve bu ara bulucuyu sağlamak için ttalya'nm arabuluculuğuna bajvurmuıtur. Prof. Dr. Ahmet Şükrü ESMER dinlenecektl. EsH hukuk danışmanı olan Dean skandaldan Nixon'ın haberi oldugunu ve örtbas etmek için kendisiyle 40 keı konuştuğunu, tutanaklann da Beyaz Saray'da oldugunu söylemiş. Beyaz Safay tutanaklan vermeyince, bir kopyalarınm da kendisinde bulunduğunu ve bunlan Sento Komisyonuna vereceğini bildirmiştir. Bunun Uzerine Nuon'ın bir kez daha taktik değiştirerek, suçu Beyaz Sarayda kendisine en yakın olan Haldeman ile Ehrlichman'a yükleyeceği büdirilmişti. Bu, dördüncll taktik değiştirmesi olacaktır. Her defasında suç yükletilen kişiler uzaktan başlayarak. yakına doğru gelmiş ve şimdi Nuton'm kendisine dayanmıştır. S«nato araştırmalara ara vermiş ise de, gazeteler, sütunlannda, Watergate skandaline, Brejnev'in ziyaretinden daha çok yer vermişlerdir. Peronist Hector Campora, lider P» ron'u geri getirmek için tspanya*. ya gitmifti. Peronun Campora'yı karşılaması serefine Franco tarafından verilen ziyafete çağnyı kabul etmesi, patron 0« korunuk (Campora) arasındaki ilîskiler hakkında »üpheler uyandırmiîtı. Seçim kampanyası mrasında Cam pora, kazanırsa hükümetin bajına kendisinin geçeceğini, fakat yetki nin Peron'un elinde olacağını »öy lemişti ve buna hâlâ «öylüyor. Protokol sorununu bir yana iterek Campora Madrid'de Peron'un ayağına gitmiş, ertesi gün de bir uçağa bindirerek Arjantin'e götürmüştür. 18 yıldır sürgünde bulunan lideri (77 yastnda) karşı lamak için 2 milyon hayran toplanmıştı. Fakat parlak bir karşılama olacak yerde, kanlı bir facia oldu. Partinin asın solcu gençlerl. partinin işçüerden olusan ılımlı gruplan üe çatı«tılar: 20 kisl 51dü, 250'den fazla ki«i de yaralandı. Peron'un uçağı da karşılayanlann toplandığı alan» değil, bir as kerl alana indi. Aşın solcu Peronistler şehir gerillalan halinde de örgütlenmisler ve msan kaçınyor lar. Peron'un döndüğü bugün, ak la iki soru geliyon Basbakan Campora ile nasıl geçinecek ve gençieri nasıl disiplin altına alacak?. Ofeuyucu Mektupları Periler diyarı Almanya Erzincan'ın Pelitlı (Sülümür) köyünde vancuık yapmak suretiyle gecimıni sürdüyaşındaki vataodas Hüseyin Uzun, Anayasanıizın da emrettiğl İnsan oaysiyeüne yaraşır nayat seviyesın: çocuklarma sağlamak amacıyle, altı aylık çocuğunun süt lhtiyacı için bir inekten başka (reçim kaynağı olan öküzlerinl ve diger mallannı satıyor. 3000 Tl. sinl de vüksek faizie borç ediyor ve oalıçmak Uzere turist olarak Almanya'ya gidiyor. ren aiu C C L O LK babas ve 36 Nereye Varacak? «Yeni NATO»nun Sonu: NATO Dışişleri Bakanlan Konseyi Kopenghang'da bu kez bir kırgınlık havası içinde toplanmıştı. Kırgınlığı yaratan, Kissinger'in 23 nisanda verdigi beyanat ta, «Yeni NATO» önerisini ortaya atmasıydı. Buna karşı en sert tepkiyi giteteren Fransa'nın Dışişleri Bakanı Michel Jobert konsey toplantısında sert bir konuşma yapmak için hazırlanmıştı. Fransa, 1973'ün neden Avrupa yılı oldufunu anlamıyor, yeni bir NATO'ya lüzum görmüyor, strateji, para ve ticaret konulannın birbirine bağlanmasma da karşıdır. Fransa. Ortakpazann NATO içinde Amerika tarafından eritileceğinden korkmuştur. Havayı anlajan Amerika Dışişleri Bakanı William Rogers» «Yeni NATO» nun «Şişirilmiş» bir dejim olduğundan yerinde kullanılmadığım, Amerika'nın sadece, değişen koşnllar altuıda NATO'nun gözden geçirilmesini istediğini söylemiş, ticaret ve para sorunlannın ayn görüşülebileceğini de belirtmiştir. Bu, beyan havayı yumuşatmıştır. Veriİen karara göre. NATO, Brükseldeki daimi konseyde, para sorunu uluslararası Para Fonunda, Ticaret de GATT'da ayn ayn görüşülecektir. Böylece «Yeni NATO» da gömülmüş oluyor. «Sarı Tehlike»: Avrupalılar Çin'e tüm 19. yüzyü boyunca «San tehlike» (deyimi ilk kullanan Alman Imparatoru idi) diye bakmışlardı. Fakat şimdi uslu oldugunu ve dostlujhınun yararlı olabileceğini anlama ya baslamışlardır. Ekim basmda Fransız Dısisleri Bakanı iken Schumann Çin'i ziyaret etmişti. Ekim sonunda Almanya Dısisleri Bakanı Scheel, arkasından da Ingiltere Dışişleri Bakanı Sir Alec Douglas Horat gittiler. Geçen haf ta da Çin Dışişleri Bakanı Çi PeiFei îngiltere'ye geldi. oradan da Fransaya geçti. Eylülde Pompidou Çine gidecek, sonra da Heath izliyecek. Dikkat çeken husus, Doğu blokundan kimsenin Çine gitmemesi ve hiç bir Çlnli'nin Do ğu Avrupaya gelmemesidlr. Çin Ortakpazar yolu ile Avrupa'nın birliğe kavusmasından yanadır. Öte yandan Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansının basanh ol masmı istemez. Her iki konuda da Çin'in tutumu, Sovyetlerin tu tumlanna ters duşmektedir. Avru pa'da Sovyetleri rahatsız eden ko nu (Ortakpazar) ÇînT rahata kavuşturan, Sovyetler için yarariı olacak konu da (Güvenlik Konfe ransı) Çini rahatsız eder. Çin Güvenlik Konferansına «Gflvensiz lik Konferansı» adını vermiştir. Çin ve Sovyetler «Sofuk Savaş» havası içinde yaşıyorlar. Sovyetler Çin'i hfilâ «san tehlike» «ayıyorlar, Çin ise «beyaz tehlikenin» daha büyük olduğu kamsrnda. Basbakan Aranıyor: Hem de îkinci Dünya Şavaşından beri Başbakanlarm otuz beşincisi aranıyor; zira 34'üncüsü Andreotti istifa etmiştir. ttalya'da Hıristiyan Demokrat Partisi en güç lü siya?î parti ise de, yalnız başına iktidan kurmaya gücü yetrniyor. 1962'den, 1972 basına kadar sosyalistleri ve kuçük Cumhuriyet partisini içine alan ortanın solu koalisyonları kuruldu. Sosyalistler ayrüınca, çıkmazdan kur tulmak için Andreotti'nin Başba kan olduğu sırada seçime girfldi. (Mayısî Seçim bir çey değiştirme. yince Andreotti Sosyalistleri bıra karak Liberalleri aldı (seçim n rasmda sadece Hıristiyan Demok ratlarm azınhk hükümeti idi) ve ortanın sağ hükümetini kurdu. Bu hükümet ttalya'nın sosyal ve eko nomik problemlerini çözemediğinden parti kongresinin karariy le tekrar ortanm soluna gidilecek tir. Başkan Leone böyle bir hükü metin kurulması görevinl Mariano Rumor'a vermişti. ttalyada hü kümet kurma işleri uzun sürer. Hükümetlerin ömürleri kadar uzun sürdüğü görülmüştür. Rumor Hacettepe Universitesi Rektörlüğünden 23 Haziran 1973 günü Üniversitemiz Tıp Fakültesi'nde yapılacak çeşitli büım dalı asistanhk sınavlarından Mikrobiyoloji bilim dah sınavı 29 Haziran 1973 gününe ertelenmiştir. Duyurulur. : J7Vx7) 4917 ) VVatergate: Brejnev'in ziyareti vesilesiyle Senato Komisyonunun araştırmalanna bir hafta ara verilmesi, her iki partinin grup başkanlan tarafından istenmiş ve bu istek kabul edilmiştir. Bir rastlantı olarak o günlerde olayın «Yıldız tanığı» sayılan John Dean Kanlı Karşılama: Arjantin'de mart seçimini kazanarak mayıs'ta iktidan ele alan Elinde kalan rjarasını da oradaki gozaçıklar, «Senı işe koyacagız» gerekçesiyla elinden alıyorlar ve buiduklan tşten on gün sonra Alman poüsi yaitalayıp Türkiye'j's geri gönderiyor. Neye ugradığuıı şasıran ka. ra yazgılı, faizll borcunu oU sun ödemek için Istarjbul'da bir inşaatta çalışmaya koyuluyor. Rutubetlı yerde bir nasır üzerinde yatıp. ekmekie neynir veya nelvadan başka bir şey yemeyen vatandaş, ıstuap dolu hayatını ancak dört ay idame ettirebiliyor. Zayıflanan vilcudunu sinsi bir hastalık sanyor, iki ay basta çalLştıktan sonra kansınıu Istanbul'dald yalnnlftrına, «Ne Olur, kocam hasta ımıs, insanük namına onu bana gönderın.» Kocasına o da. «Eve gel hastalığını duyduk geoe gündüz ağlamaktayız. Evıne dön dilenir gecimimiz» sağlanz» yakarması üzerine köyüne gön derilen Hüseyin Uzun, evde iki ay hasta vattıktan sonra bir hayır sever taratından Erzıncan'a. oradan da Ankara Tıp Fakültesı Hastanesı Göğüs Cerrahisi servislne yatırılıyor. Serrts Şefl Saym Prol. Dr. M. Vedat lçöz*le çörüştüm: «Hastamızrn maalesef vasama şansı kalmamıstır. Zira teşhi. simız: 1 Akciğeı Itansert, 2 Karaciğer ve dalak büyümesl. 3 Böbrekler vazlfe yapamıyor. Sudan başkB hiç bir şey yemiyor. Etimden gelecek btr sey Kaımamıstır» demesi üzerine Şubat 1973'de kö yüne gitu ve «Onian kurtarayım derkeo, veoım oıraktun» dediği çocuklanmn vanında an cak altı gün vasanus ve ölmüş... İşte TOKSUI Anadora baöanm «Periler cüvan Almanya» dediklert Aımanva'nın. Türk toplumu üzernde yarattıgı binlerce aıumüua etkenîerden sadece btr örneK Süteyman A1ES A. Hukuk Fakültesl Üçüncti Sına ögrenclal AF SEÇİMDEN SONRAYA KALMAMALI Cumnunyetimlzırj 60. vildönümünde genel alfın çıkartılacağı, vetkililerce dıie getirllmişti. üaua sonraKi derreçlerde ise affm, seçim,erden son. raya bıralcıacagi acıkıandı. Komünıst devletleı danl yıl dönümlerinde atıfetlenm göstermişlerdir. Ctımnuriyetımizin 50. vıldönürcünde çiKanlması düşünüle.. afun 1976 yılmda Amerika'nin kuruluşunun 200. yıldönümüne ml kalacakr Bızlert btr defaya mahsus, parlamento tatile girmeden önce affetmenızl dlllyoruz. Türkiye Cumhuriyetı'nln 60. yıldönümünü, bi2 de dürrtyeU U kişller tribl dısanda kuüamayı arzu edivoruz. Saygılanmızla. Kütahya. Cezaevinde tntukln Büseym iosun. Hüserin *>vua Bel Pet Akaryakıt ve Müştakları Ticari Limited Sirketinden 1 Şirketimize ait Üsküdar Harem arabah vapur iskelesi otobüs terminali sahası yanındaki akaryakıt satış lstasyonu ile mütemmimi (şartname ekinde mevcut krokide görüleceği gibi) Otopark sahasının tşletilmesi kapah zarfla teklif almmasj suretiyle talipleri uhdesine ihale edilecektir. 2 Bu ihaleye ait şartname ve lşletme sözleşmesl Şirketin Halaskâr°azl Caddesl 364/2 Şışll tstanbul adresindeki merkezinden 50 lira mukabılinde her gün saat 1012, 13,3016, Cumartesi gilnlert 1012 arasında alınabilir 3 îhaleye istirak edeceklerin teklif mektuplannı en peç 21.7.1973 günü saat 12've kadar Şirket Müdürliigüne teslim etmiş olmalan şarttır. Postada vakı gecıkmeler nazan itibara almmayacaktır. 4 Şirket ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (Basın: 16756) 4926 | V EFAT ACI BİR KAYIP Işletmemizde uzun sure Müdür Muavinliğl görevlnde bulunmuş Bankamız Tarife Ticaret Müdürü, taymetli ve değerli insan mesai arkadaşımız, Uzun yıllar çok verimli ve başanyle hizmetleri sevkeden Bankamız mensuplarının sevgi ve saygısını kazanmış olan çok iyi insan ve değerli arkadaşımız Ticaret Tarife ve Pazarlama Müdürü TEŞEKKÜR DR. CEMAL BERKSOY'A DR. M. YAŞAR YILDIRIM'A VE KARDİYOLOJt SERVİSt ŞEFİ, SAYIN; | Ş Hastalığımın teşhis ve tedavisinde yakın ilgilerini esirge = = meyen, sağlığımı yeniden kazanmamda büyük yardımlarım ş Ş gördüğüm başta, Haydarpaşa Göğüs Cerrahisi Karcfiyoloji Mü Ş = tehassısı, Sayın; = | f = | Muammer Çarkacı '23/6/1973 tarihinde ve genç yaşta Hakkın rahmetine kavusmuştur. Cenazesi 25/6/1373 Paıartesi günü Şişli Camiinde kılınacak öğle namazını müteakıp Zincirlikuyu Kabrıstanında topraga verilecektir. Kederli ailesine ve Bankamız mensuplarına bassağlıgı cfileriz. DENlZCtLlK BANKASI T.A.O. GENEL MÜDCRLÜK Muammer Çarkacı çirmiş olduğu kalp rahatsızlığı sonucu Hakkın rah netine kavuşmuştur. Cenazesi 25 Haziran Pazartes) ;ünü (yarın) Şisli Camiinden öğle namazını müteakıp. ><ile mezarlığına defnedilecektir. Merhuma Haktan rahmet. kederli ailesine, Banka mız camiasına, mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. DENtZCİLlK BANKASI T.A.O. DENİZTOLLARI İŞLETMESİ KALP, DAMAR ve İÇ HASTALIKLARI MÜTEHASSISI, = KARDİYOLOG SAYIN; | | = 1 | | İ i DR. AYHAN'A AYRICA BAKIRKÖY SSK DİSPANSERÎ DOKTORLARINDAN, SAYIN: | f | | DR. YILMAZ TÖREYİN'E 1 (Basın: 17950/4932) (Basın: 17951/4933) = Hastar.ede yattığım sürece sıcak ilgilerini gördüğüm servis 5 Ş hemşireleri ve bütün hastane personeline teşekkürü bir borç ş | bilirim. MAKBÜLE DURBAŞ | fllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllilllllllllllllllllllllllllllilinnılll!,^ (Cumhurtyet • 4934)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear