26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
, CUMHURÎYET 19 Haziran 1973 40 YIL ÖNCE CUMHURÎYET 19.0.1934 Çetin Altan konuşuyor ALPAY KABACALI «ANT» DERGÎSİ'NİN YA?I IŞLERt MÜDÜRÜ tDÎ. DERGİDE YAYIMLANMI5 BÎR VAZIDAN ÖTÜRÜ 16 AY HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILMIŞTI. YARGIÇLARIN YAZIDA GÖRDÜKLERİ SUÇ; ZAMANIN CUMHURBAŞKAMNA HAKARETTİ.. KABACALI, SAĞMALCILAR CEZAEVİNDE 10 AY 20 GÜN YATTIKTAN SONRA. GEÇENLERDE «MEŞRUTEN» TAHLİYE EDlLDİ. GENÇ GAZETECt, BU 10 AY 20 GÜN SÜREStXCE, cF 13/101. NUMARALI KOĞUSTAKİ GÜNLERÎNİ, AYNI YERDE CEZA ÇEKEN DİĞER GAZETECİLER; ÇETİN ALTAN, DOĞAN KOLOĞLU, ABDÜLKADtR BİLLÛRCU VE OSMAN AROLAT'LA PAYLAŞTI. KABACALI'NIN TAHLlYEStNDEN AZ ÖNCE, ÇETİN ALTAN'IN, «ORHAN KEMAL ROMAN ÖDÜLÜ» NÜ ALDIĞI HABERİ GELDİ CEZAEVİNE. YILLARIN BAŞARILI YAZARI, GAZETECtSt ÇETÎN ALTAN' IN ÇİLELİ YAŞAMINA DÜŞEN BtR MUTLULUKTU ELBETTE BU HABER. ALPAY KABACALI. «F13'101» NUMARALI KOÛUŞTA, ÇETÎN ALTAN'LA ÖDÜL KAZANAN ROMANI «BÜYÜK GÖZALTI» ÜSTÜNE BİR KONUSMA YAPTI. KABACALI'NIN ÇETİN ALTAN'LA YAPTIĞI KONUŞMA. UZUN SÜREDÎR. MAHKEMELER ÖNÜNDE VERDİĞt İFADELER DIŞINDA. OKCRLARIKA PEK SESİNİ DUYURAMAYAN BÜYÜK YAZARIN, BÎR BAKIMA YENtDEN SESLENİŞİDİR.. ÎLGİNÇ BULACAĞINIZ UMUDUYLA, ÇETÎN ALTANIN ÖNSÖZÜ VE KABACALI İLE KONUŞMALARIOT SUNUYORUZ.. AYASOFYA Blzans devrinden kalma moBByikleTinin eskl gekillarlsd meydana çıkarmak ils meçgul olan Boston Üniversltesi BJams Enstitüsü MüdlirU M. Vittemure «on günlerde Amerlkadan yenl ftletler getirerek faaliyetinl arttırmıştır. Profesör kendlslyle görüşen bir muhabiri mize şunlan söylerniştln «özellikJa mâbedin girişinda büyiüc mozayik levhalar bulunacağını sanıyorum. Bizans devrine aıt ki tapiarda buna dair kayıüara ras MOZAİKLERİ ladım. Dinl blr takım sekiller ve insan resimlerl çıkması mümkündür. Mâbedin son cemaat ye rinde (Narteks) duvarlannı temizleyerek: asıl şekillerini MÜduk. Bunlar dünyanın mlsü bu lunmayan şaheserleridir. Renkler ve şekiller harikulâdedir. Ben mâbetin her tarafındaki eserlerl meydana çıkarmağa kararlıyım. Amerikada bu çalışma lann sonucunu merakla bekliyorlar. Fakat bu ameliye son de rece yavas ve dikkatle yapılmak SESSIZLIGİN KOR KUYUSUNDAN... «Sağmalcılar cezaevinde on buçuk ayı yirml dört saatte yirml dört saat yanyana yaşadığımız Alpay Kabacalı, çıkmasına bir haita kala bir soru Ustesi uzattı önüme. 1973 Orhan Kemal Roman Ödülü'nü bizim «Büyük Gözaltmna vermişlerdi. Alpay da bir genç kardeş nezaketiyle, bir hafta sonra yeniden dönecegl yazı dünyasına demir parmaklıklar.n gerisinde daha ne kadar kalacağı pek belli olm&yan bir «fea'oey kalem işçisinden bu ödül konusunda bir ufak ses götürmek istiyordu. Alpay'ın her biri bir ayn yazı dizislne konu olacak senij açılı sorularını kaç zamandır gömülü tutulduğum sessizliğin kör kuyusu dibinden, bir mınltj ölçüsünde de o!sa, cevaplandırma.a çalıştırn. Bir gün Alpay'm detindiği sorunlan dana ince daha aynntılı bir titizlikle iŞİemeyi gerçckten ısterim. Ama o «Bir gün» ne zaman gelir, onu şimdiden kestirme olanagım yok Utcur j'ucular da, Alpay da hoşgörüyle «arşılasınlar mınltılarımı » ÇETtN ALTAN pedüz yüreğinden geleru koy crtaya», diyerek onun sanat ö"ündeki korkusunu yenme, onurla bütünleşme girişımidir. Bu nedenle de avantgarde'a kaymak, aydınların değil, en iyl geiiş toplum kitlelerinin anlaması gerekir. Bu böyle olmamışsa, avantgarde'in tam bir bilinçle yerine oturtulmamış ve koı> formizm karşıtı olarak ele aiuv mış olmasındandır. Konfom,:zme karşı çıkma k, aynı zamar.da egemen sınıfın değer yargılarına karşı çıkmakla olur. Bu ıse yine egemen sınıfm kaymaft ta bakasına dönük, sadece ondan 8ulayış beklayen bi hüner go>te risiyle olamaz Avantgarde, bur juvazinin sanat tekelinı yıki^ ye rine büyük kitlelerın ço'i d'.ğişik ve çok güçlü yaratıhcı^r.nın patlamasına yarcumcı olmaK sr\yılmalıdır. Avantgarde'i iyı < n »lamış bir yazar, büyük kitlelere çok kolay ilişkı kurar ve niç ah şılmamış bir tür dener: yani o kitlelere, «öyle ezilip büzıilme arkadaş, istersen sen de bunun daniskasını yapabilirsin», arilamında bir cesaret asılamıya. onda bir yaratma özeni uyandırmıya çalışır... Avantgarde, blr ar,lamda sanatçı ile hayranlan ar3 sjndaki ayınmı eritip ki*lsı°rt bızzat yaratıcılıga itme doğrıltusundaki aranışlann tümüdür. • «Büyük Gözaltı» yla iltrili eleştirilerde rflashback.'eeriye dönüs» lere gittieiniz ileri *iirüldü. Bnnu avantgarde sanat anlayişıyle nasıl bağdajtırıyaraıınuz? «Büvük Gözaltı» nda ttknik olarak flashback oyunbazlığım kullanmadım ben. Geriye dönüşmü? gibi anlatılan çocukluk anılan, bir işkence odasındaki korkuyle çocukluk yaşındaki korkuların aynı niteliği güsterdiğini ortaya koymak ıçındi. Çocugu, «öcü seni yiyecek» dlye korkutan anne ile, «senı ffurşuna dizeceğiz», diye korkursnlar arasında hiç bir ayrun yoktu. Topluma biçim veren dli/ende korkunun bir ömür içindeki klişelerini üst üste koyup fotoğrafını çekmek ıstedim. Bir tür «süperpoze» ler dizisiydı o roman. Nedense bu süperpozeier pek dikkatı çekmedi. Ve romar.da flashback tekniğinı Kiıllandığım izlenimini yarattı. Oysa özellikle böyle bir ızıenirm silmek için yer yer gerçeküstücülüğe kayan ilmikler dolanıyordu romanda. Gerij"e dönüş yola tu, hep bir tek işkence odnsı vardı ve bütün yaşarn orada ^3çiyordu. Ve o işkence odası hem gerçek, hem simgeseldi. Ro man da o nedenle simeeseı ola rak bitiyordu... Yapmak ıstedigimi belki de tam olarak kı»ıra mamışımdır, belki de o nedeı le j'orumlar çok değişik oldu; Kafka'dan Sartre'a kadar ilişkiier arandı. Acaba bir de rejiscr gozüyle bakılsa ne çıkardı ortaya? Belki de süperpozeler çok csha belirginleşirdi. Ve belki de eunların tümünden düzenle ilgili bir mesaja doğru bir yakiaşım çıkardı. Her neyse, romaru ya» dıktan sonra bir de onu anialmıya kalkmıya gerek yok. Eminim ki okuyanlar, yazandan daha ariftirler. Ne deyıp de ne d > mek lstediğimi onlar dana kolay çözerler bir yerde. Hern do eksikliklerimi kendiliklerinden ta nıamlıyarak, yanmlan bütünlcş tirerek. Okur, daima yazaria sbirligi halindedir yaratıcılıkıa. Bu işbirligini daha pekiştinr.=k, daha avantgarde bir çaba sayüa bilir. • Yeni hazırlıklannız var* mı? Roman yazmayı sürdürecek misiniz? Var. Kafamın içinde oynasıyorlar. Doğmadan adlarını koy dum üç tanesınin: Birincisi, «Bir Avnç Gökyüzü», ikincisl «Viski», üçüncüsü «Va...» • Konulan ne bunların? tadır. BULMACA rllen para anlamır» Bir hay van sesi. 9 Parça (Eski dil) Havada bulunan bir gaz. YUKARDAN AŞAGIYA: 1 Devlet adainlannın birblrine veya yayımlanmak üzere be lirli bir topluluğa yazdıklan mek tup ya da çektiklerl telgraf Hayvan ve bitkl üremesinde yeni fert. 2 Bir mala iliştırilen cins ve fiyata dair yazı TERSİ bayram (Eski dil) 3 Geri çevirme îlkel kavimlerin put lanna verilen bir isim. 4 Saman rengi veya deriye yumuşak lık versin diye sürülen guzel kokulu merhem Annenin babamn annesi yaşlı kadın. 5 Gezrnek hava almak için gidilen yer. 6 K myada çinkonun sim cesi Bir çeşit atlı araba. 7 TERSÎ üzerine iplik tel gibi sey ler sarılan ekseni boyunca delik silindir. 8 Bütün dünya ve gök varlıklannın hepsi mânâstna (Evren) Klmyada molibden. 9 TERSt askl seda Denizde can kurtarma işlerinde ip atmak için kullanılan bir çesit Hşek veya eskl çeşit bir iüze. Dt'NKÜ BULMACANIN ÇÖZtMtİ: SOLDAN SAĞA: 1 Namus, Asi. 3 Evlç, man. 3 Ben, Triko. 4 üneM, Amin. 5 lerüT. 8 Adapte. 7 zalaP, Oba. 8 Fol, eF. 9 Pisin. Ati. YUKARDAN AŞAGlYA: 1 Nebüloz. 2 Avene. Adl. 3 Mineral. 4 TJç, Müdafl. 5 Tapon. 6 Ira. 7 Anlmato. 8 Sakl, Ebet. 9 îkona, Afi. ALPAY KABACALI • Orhan Kemal Roman ödülü'nün «Büviik Gö?alî:nna verilmesini nasü karşıladınız? Orhan Kemal, kiş.liğine ve sanatına büvük saygı duydugum yakm bir dostumdu. Onu b:r sabah vakti uğurlftmıştım davet edildiği ülkeye. Ve sonra .. Bir süre sonra yine bir sabah vakti çalan bir telefondan, uzaklardan gelen bir ses Orhan'ın öldüğünü haber verdi. Günlük güneşiik bir Haziran (rtinüydü. Elimde telefon, gözlerim pencereden dtşarda bisikletiyle dolaşıp duran Orhan'ın küçük oğlu Işık'a takılıp kalmıştı. Şimdi cezaevindeyim. Orhan Kemal Roman ödüîü'nü llitfetmiçler, «Büyiik Gözaltı»na lâyık görmüşler. Orhan da gencecik yıllannı cezaevlerinde geçirmiş ve bir ömür boju çektiği onca çileler yetmezmiş gibi ellisinden sonra da yine bir süre Sultanahmet'e misafir olmuştu. Bu ödülün bana verilmesini nasıl mı karsıladım? Sevinçle, yüreğimi eski anılarla burkan ve galiba gözlerimi de kimseye göstermeden oğuşturduğum bir tuhaf sevinçle... Bir cezaevinde şimdi onun ölümsüz ve büyük adı bir ödül olarak geliyordu bana... 9 Sizce edebiyat odüllerinin Işlevi nedir, Türkiye'de bu ödülIfrin edebiyat yaşamımıza ne ölçüdp katkısı oluyor? Ödüller sade onlan kazananlann sanat alanlanndaki düzeylerini değil, aynı zamanda JUrilerin ve dolayısiyle toplumun da bu alandaki gelişim grafiğini saptar. Bazı tür ödüller, kamuoyuyla sanatçılar arasındaki ilişkiyi taze tutmak ve özellikle yeni sanatçılar üstüne dikkaH çekmek, onlann ünlerini yayginlaştırmak: içindir. Bazı tür ödüller bütün ömrünü sanat ve fikir çilesine adamış kişilere bir içten sevşri ve alkış anlamındadır. Bazan ödüllerde bunların perçek «nacını kaydıran yan etkilero rastlanabilir. Ancak bu ka\Tnalan özellikle zaman ve toplumsal refleks mutlaka açıga çıkarır. Türkiye'de sanat ödüüeri pün pünden önem kazanmakta. Genişleyen okuyucu kitlelerinin kitap seçimlerine ödüller öncülük etmekte... Bu Oncültifc körUye kullanılmadığı sürece, ödül kazanrrnş yapıtlara ilgi gitgide daha da artacaktır. öyle ki, bu doğrultuda ithalâttan ihracat dönemine dahi hızla geçebiliriz. • Orhan Kemal'in sanatı ve yaşamı üstüne »öyleyecekleriniı Tar mı? Bu, geniş bir inceleme konusudur. Orhan büyük haksızUklara uğramış bir yazardı. Bu haksızlıklara niçin ugradı? Neden tabutuna Edirne'de bir cenaze arabası dahi bulamadık? Neden bu büyük kaleme, o zaman henüz j'anmamış bulunan Kültür Sarayı önür.de son yolculuğuna çıkarken bir tören düzenlenmedi? Çünkü Orhan Kemal, «saray vazarlıjh» diyebileceğimiz icazetli yazarlığı kırrniş, ona karşı çıkmıs d6rt dortlUk bir sanatçıydı. Bu nedenle da jrerli demokrasimizrn nutukçulanndan bir tek çelenk bile gelmedi ona. Bu kadan yeter de artar bile Orhan'ın EUÇHI bir yaratıci olduğunu göstermeve... Bazı dönemlerde sanat. «resmi» lerin Rörrnezlikten epHiğj ölçüde saŞIam ve büyüktür. • Başın alanına bir sair olarak cirmeniıe. daha sonra da birçok ovun ve «Kopuk Kopuk» »dlı vapıtmızdakiler örnefince d»neme türfinrtp özsfln vazılar yazmanıza karşın yalnızca «basanlı hir fıkra vazan» olarak tanındınız. Ofinlük flkralar dıçındaki vanıtlannı/ özelliMe edphîvatcılar cevresinde )rörrnezüktpn çelindi. Ancak rıl «Eü'"'k Gf>7^'fi!nın lanrrtssmfîan sonra bu rin it<">!!ni o"tt;> Runu nas'.l vorumluvorsntnıı? Ben, yarım beyRİrlik bir gü cüm varsa bunu kendime bir metre yukarıys kaldırmak yerine toplumu tiirr.den yarım milimetre yukarı kaldırmıya harcamak istemiş bir kalem işçisiyim. Edebiyatçılar çevresinin bıınu görmezlikfen eeHiei kanısında deSilim. Hak ettiSimden çok dah» büyük ovgiüerle beni teşvik etmiş. bana destok olmuçlaHır. Fsrıl Hiisnü DaSlarca'mn. Necati Cumalı'nm bana ait mifralan. Sahahatün Eyüboalu'nun: Oktav Akbal'ın, Yaşar Kemal'in. Rıfat n«aı'ın simdi bsna yazılannda teveec'ih göstermiş sanstçı dostlann »(îlarını tüm sıralamaya kalkarram Wr Raritı öVünmeye diişece6im bumın kanıtıdır. Bir wnstçı olaraV taTvnBmadıysam, onun n'denini kertrli yetersizllgimde aramak çerekir Ben, an. rak ne gelebîlivnrsa elimden, e kadannı yaDsbiliyojırr. Ba da Mnatcı otrna^a Tetmemiîse suç k'mspnin. h»**S Vı^n'Ti bila deSiMir. «Büvük Onzalh.nm flgl cekiçi, yeni bir denemeye gîri?memden Stürü olacak. Vaktiyle, «Çemberler»i yazdığım zaman da aynı ilgiyi görmüştüm. «Kopuk Kopuk» ise, eleştirmenlerce sayfa sayfa ve hattâ satır satu incelendi. •Büyük Gözalti» ile sik sık karşılaştırmalar yapıldı... Son yıl. larda gazetelerde yazılanrnın çık maması sanatçı dostlanmm öteden beri şahsıma gösterdikleri ü ginin devam etmesini durdurmadı. Şimdi elim kolum bağlı. Sadece hakkımda yazılanlar çıkıyor. Ve bu da bana karjı tltrinin özellikle fon kitabım «Büvük Gözaltı»ndan sonra baçladığı lzlenimini uyandırıyor. Oysa «Bey baha» yahut «Yedinci Köpek» hskkmda yazılanlar. «Büyiik Göı altı» hakkmda yazılanlardan daha az değildi. Şu farkla ki, romanım oyunlarmdan daha olumlu kprşıîandı. Tıokı ilk oyunum •Çetnberler» gibi. Bundan sonra yazacaenn romanlar daha sert elestirilecektir. »llk'e daima ho^görü gösteriiir, ama ondan sonrskilcr için durum değişir. Nedenine gelince... Bütün yazarlar bilir bunun nedenini. Hepsi aym dikenli tellerden geçip durrnaktadırlar. Ve asıl yargı. yazar gö çün gittikten sonra çıkar ortaya. # "Büyiik Giizalti>nın «avantgarde / yenilikçi> bir roman «Idujrn yarsrısına katılıyor musu. nuz? Eh, «evet« diyeyim, ne diyeyim? A t d romanın, SOLDAN SAÛA: 1 Bir şeyin en Işlek ve orta yeri veya en yüksek aşamalı polis karakolu, yahut kollan şubeleri olan bir müessesenin genel idara yeri TERSI bir silâh. 2 Çabuk uçucu ve hekimlikte bayıltıcı olarai kullarulan bir sıvı, lokman ruhu TERSİ eski Türklerde Hakarjin eski şekîi. 3 Bir dostun yaptığı nahoş bir harekettea uıuarak kendisine şaka yoliu çıkışmak Akciğer. 4 Beyaz renk Çürümekte bulunan kar bonlu maddelerden çıkan ve havada zayıf sarı ışıkla yanan bir iraz. 5 Tepkili uçak Eiinden her zaman için kaza yıksbilen. 6 Gemilerin alabileceği yükü anlatmakta kullanılan bir birim. 7 İlira ve sanat mefhumlanndan, kavramlanndan birini anlatan kelime. & Bir iş için aynlan para. tsJısisat, bunun kapalısı ortü'.ü olaBJ gizli tutulan işlerde harcanmak Uzere hükümet emrine ve HAPÎSTE BİR YAZAB... daha geni$le$tiriraek avantfarde sanatın lşJevi nedir sizce? Yazı yazmıya bir gün ba$hjTibilirsem, avantgarde konulundaki görüşlerimi biraz uzun ca anlatacagım. Bence avantgar de, sanatı tekelcilikten kurtarma ve toplumdaki bireylere, «;e (Ftotoğraf: ARA GÜLER) rar bunda ganki, bu kadsnnı b«n da yapabüırim» dedirtrre atılımıdır. Senattaki entellektüel burjuva tekelciligine kar^ı çıkma ve geniş kitlelere, «sende de vardır o sanatçı özü. Sen de şoyle bir yokJa içinl, o «arışık kurallara (a'an boş ver, d'i RADYO ISTANBUL Açılıs v* program Haberler Güıuydın Koye haberler Sabah müzlğl Haberler Günün programlarl Ömer Şan'dan tıirküler Çevremlzda bugun Ünlü yorumculardm Beraber ve solo garkılar Ha/if Batı miizigl Hayatın lçinden Can EUllden türküler Tangolar Habçrler Arkası yarın Diskoteğimizden Türküler ve oyun havaluı Türkçe sözlii melodller Solistler geçidi Scvlm Deran'dan jarkılar Darvaş ve arkada$ları Yurttan Kiler erkekler korosu 13.00 Haberler 13.15 Oyı:n havalan 14 00 Necdet Koyutürk orkcstrası 14.15 Seha Okus'dan ttirküler 14.30 Afltsb Karacan'dan şarkıUr 14.45 Çetln İnönteps orkestrası 1500 Haberler 15.05 Fuat Durular'dan türküler 15.20 Rltm ve melodl 15.15 Nadir Hllkat Culha'dan şarkılar 1S.00 Türküler geçldl 16 15 Saz eserlerl 18.30 Radyo cenfonl orkestran 17.00 Haberler 17.05 Günden güns 17.20 Ekrem Konfiar'dan sarkılaı 17.35 Çay saatt 19.00 Haberler 19.30 Müzlkll dakikalar 19.45 İncl Çayırlı'dan sarkılar 20.00 Haflf Batı müzigl 20.15 Cumhuriyet 50 yajında 20.30 Sarkılar geçidi 20.55 Bir varmıs 21.00 Haberler 21.15 Türküler geçidi 2135 Beraber ve solo sarkılar 21.55 Hafif müzik 22.45 Haberler 33.00 Türkülerinlzle basbasa 05.55 06 00 08.05 07.00 07 05 07.30 07.40 07.45 0800 08.10 08 30 09 00 09.15 09.30 09.45 1000 1005 10.40 11 00 11.20 11.40 12.10 12.25 12.40 23.30 Pop müzi£lnden blr albilm 24.00 Gece İçin müzik 00 55 Haberler 0100 Program ve kapamı tSTANBTJL tL 16.55 17.00 17.05 17.30 18.00 18.15 18.30 1900 19.30 20 15 21.00 21.30 220O 22.10 23.30 24 00 00.55 0100 Açılıj v* program Haberler Diskoteg!mlzdeıı KUçük konser Gençler* müzik Fraıuızca dil denj Senfonik müzik Django Beinhardt r« topluluğu Eskilerden yenllerden Aks»m konserl Mantovanl orkestrası Barok raüzlk Haberler Konser salonlarından Ella Fitzgerald, Gordon Jenkis Ork. ve korosu Gece lçin müzik Haberler Frogram ve kapanıı Kanı kanla yumazlar... Blr sergl sohbetindc söz atasözlerinden açılmıştı. Çok özlü ve güzelleri oldugunda, günümüz için bile gerekli gerçekleri yansıtanlan bulunduğunda, zamanıa ve tekrarlann antmasıyle en güzel söyleyiş biçimine ulastıklannda kolayca birlestik. Ama asıl önemli olan, atasözlerinin derlenmesi değil, yaşanan gerçekler oranında bölgelere göre değişenlerin aynmının yapılmasıydı. Hepsl aynı ulusun malı olmakJa birlikte birbirine ne kadar karşıt yaşam, bu değişik kaderlerin tirünil olan birbiriyle çelişkili ne kadar atasözü vardı. Sözgelimi bir bölge, hayvan larda bile insansı erdemler, içgüdülere egemen olabilen eğitim alışkanlıklan bulunduğuna inanıyordu: «Kurt komşusunu yemez», örnefin acması yoklukların sınavından geçmis başka bir bölge ise, gerçek açlıkJann hiç bir kutsal tanımadığını deneylerle görmüş olabilirdi: «Aç eîini kora sokar», «Açın imanı oltnaz», «Aç kurt yavrusunu yer», «Allah in?anı açlıkla terbiye etmesin»... Hele çu sonuncusu: «Aç anansa da kaç!.» Gazetemizde A. Ünsal'ın İnceleme dizisini izlemis olmalısınız: «Kan Gütme Geri Kalmışlığın Alın Yazısı mı?» (13 Haziran Çarşambadan başlayarak). Ülkemizin bazı bölgelerinde sürüp giden bu gibi olaylann son haftalardaki görüntüleri kamuoyunun bütün ilgisinl çekti. Televizyondaki açık oturumda da görev alan sosyoloji asistanı Mahmut Tezcan'm ilginç eseri İse, konuyu epeyce geniş açıda işlemekle birlikte Mardin olaylanrun çap büyüklüSrU gene de saşırtıcıydı (Kan Gütme Olaylan Sosyoloji. Ankara 1972, A.Ü. Eğitim Faküitesi Yayınlan, 194 sayfa, 24 lira). Ülke kaderinin değişik dilimlerinden doğuruyordu bu etki. Kimi 5 erde «Ölüm ile öç alınmaz». «Din olan yerde kln olmaz», «Kanı kanla yumazlar, kanı su ile jnırlar»... Gibi atasözü gerçekleri geçerliy ken: kimi bölgelerde de «Kısas kıj'amete kalmaz», «Gün geçer kin geçmez», «Kanla beslenir ka nı akan». «Kanla ödenir kan».. Gibi yargılar yürürlükte. Aynı ulusun malı hepsi; ama tarih ve coğrafya mirası eşitlikle paylaşılmıyor ki aynı ulus içinde. Tezcan'm kitabında çeşitll ta nımlan var kan gütmenin: «Ce maat tipindeki samiml llişkilerin bnlundugu gruplar arasında her iki tarafın da şiddette başvurulacagını bekledigl karşılıklı düşmanlık iliîkileri.» (Lasswell): «Devletin l?e karışmadıgı durumda, düşman ailelerin karsıhklı olarak btrbirlerini cezalandırmaları» fHilml Zlya ÜlkenV. Hepsinin birleşögl nok ta, hangl sebeple baslamı? olur sa San pötmenin (lkel topiuml» ra özgü bir gelenek halinde stl Edebiyat sohbetleri Açılış ve Batı Müziği Paul Mauriat Ork. Chopin'in valslerini çalıyor 20.27 Kemanlar Topluluğu çalıyor (Rachmaninov, Glazunov, Drigo, Giiereî Yön: G. Bezrukov 20.47 Poulenç: Dişi geyikler bale süiti. Georges Preötre Yön. Paris Konservatuar Konserleri Ork. 21.08 Rachmaninoff: 3 prelüd. John Ogdon (Piyano) Ysaye: Sonat No 1, la ml21.17 nör. Leonid Kogan (Keman ve Hizabeth Gilels (Piya20.00 20.01 İ:T.Ü: «DESENE ANEY» DEDİ GENZUA. «BEN KURBANLIK KUZU OLMUŞAM>. ŞARA, KIZINEN SAÇLARINDA EL GEZDİRDİ «KARDAŞINI VURSALAR DAHA MI tYÎ YAVRUM?» DEDt. «AMA O KÜÇÜK» DEDÎ GENZUA. «EL KADAR UŞAĞA SÎLÂH ATILIR MIYMIŞ?». «BEKLERLER KURBAN OLDUĞUM. OBALI KAN ALACAĞINI UNUTMAZ.» «ÇÎLELÎ BAŞIM» DEDt GENZUA, OJN ÜÇE YENt ULAŞAN SESÎYLE: «CANIM ÎĞNELt BEŞİK OLDUKTAN SONRA» DEDİ; «tSTER ALIN, tSTER SATIN.> (Bekir Yüdız Beyas Türkü, 1973) Rauf MUTLUAY rüstl, modem devletin çOzmesl gereken bir toplumsal problem değeri tasımasidır. «Kolsuz Kah raman» dizisiyle para toplayan kanlı Honkonjr filimlerlnin müj teri çeşidi, bir Afgan atasözünün «Yüz yıllık öcün henüı süt dişleri vardır» anlayıp, hep avnı toplum gerçeğini yansıtmaktadır. Sosyoloji kitaplannda uzak geçmisin bir konusu olan aşiret yapısı. TUrkiye'nin blr yerlerinde hSIA yürürlüktedir.Ve biz Sümerbank'a bayrak, Ma kine Kimya EMdüstrisi'ne may t> ve fisek ısmarhyarak Cumhuriyetin ellirjci yılını kntlamaya hazırlanıyoruB. Edebiyatta kan gütmenln en eskl örneginin bir tragedya allesinde olduğunu, Tantalos soyunun kaderi sayıldığım sanıro rum. Hippodameia'yı elde etmek için kendisine yardırn eden arabacı Myrtilos'u ortadan kaldıran Pelops, onun lânetine uğrar; ve bu soydan gelen herkes iktidar için birbirine iha net eder: Thyestes'le kardeşi Atreus, daha çok sevilen kard&ç lerinl öldürdükleri için babalannın lânetine konu olurlar. Seneca'nm Thyestes ve Agamenv non. Aiskhylos'un Agamemnon: ve kaç Yunan tragedya şairinin ortak konulan Elektra traged>«lannda hep aynı ailenin birey;»r) arasındakl uzun çeki?me igyu. her giinkü hayatın ölUmulenmiştir. Herkesin bfldiğl «Ham let» de, Shakespear* de olr 6ç ve kan gütme olayını konu edinmea mi... Bizde Reçat Nurl Günteklnin «Kan Dâvâsı» adlı bir romanı var (1960). Cahit Atajr^n «Yangın Memet», Perdi Merter'in «Kınalı Yapıncak», Turan Oflazoflu'nun «Kezban», All Yörük'ün «Çatalh Köy...» oyunlannda hep kan gütme olaylan konu edinilmiştir. Son yıllarm en çok ilgi çeken hlkâyecileıinden BeWr Yıldız"ın kitaplannda ls« Güneydogu Anadolu'nun bu eskl soranumı en dokunaklı etkiyle Ileten birçok hlkâye: Reso Ağa, Pala Hamo, Kesik EI, Banrtçu Maho, Obalann Yasası, Kara Çarsaflı Gelin... Necati Cumah'nın blr kan gtltmeye baslangıç olan o unutulmaz ö ç hikâyesi (Susus Yaz)... Olaylardan çok onlan yaçayan insanlarm lç dünyslannın derlnliklerlne, karakter özelliklerine bakmayı yeğleyen Zeyyat Selimoğîu' nun nefis hikâyesi: «Gemicl Rızvan Üstüne Söylentiler» (Kıçüstünde Toplantı). Kendl kendini gemislnin kapalılıgrna hapseden, hiç blr llmana çıkamıyan, uykusunda bile kan gtldticUlerinin izlemesinden kjrtulamajran Karadeniz gemicisi Rızvan. Ne diyordu Shakespeare: «Blr ses duyar gfbl oldum: «Klmseler urumasın artık! Macbeth aTfcnjrn Sldfirdfl:». Evet masum uyfeuyu, kayplar yumaginı çdzen uyku Williams: Pastoral Senfoni. Sir Adrian Boult Yön. Lon dra Füârmoni Ork. 22.15 Kodaly (Yan gecesi) Zoltan Kodaly Yön. Budapeşte Fillrmoni Ork. 2Z2S Kapanı». 21.40 yu, her günkü hayatın ölümünü, yorgunluklan yıka5ran suyu, yaralı canlann merheminl, YUce tabiatın baş yemeği, rmyat sofrasınm cana can katan nimeti uykuyu öldürdü... Onun için Macbeth'e uyku yok artık!», Gemici Rızvan'a da kenaı gemisinin yalnızlık ranzasından bsşka rahat diliml kalmamıştır; kar çısına ansızın çıkan her şeyden ürker: «...Gözleri bağlanmanııştı koçun; yusyuvarlak ve parlak tılar. öylesine parlaktılar fcı, yaklasmakta olan bıçağa yan«ıyıp bıçağı da parlatıyordu bu ışık. Korkunun kendine özçü bir ışığı olduğunu o zaman görmüstüm. Şimdi aynı ışık Rızvan' ın gözlerindeydl, oturup yeriişmişti gözbebeklerinln lçine.. » (3839) Gazete haberleriyle reslmlerinde rastladığım gerçekler unu»ul maa acılıklariyle hâlâ gözünıün önünde. Arna yaşam gerçeklertni en etkili anılar biçimine dönüştüren güç, sanat eseridlr ga ne de. Bu yüzden Yaşar Kemal' in son eserine «Demirciler Çarşısı Cinayeti» ne başlıyorum şim di; sanınm ki bu acı sorunu en İyl canlandırmıstır. Gelelim Dwvij Bey'e... Önce «Va. »nin ne olduğunu söyliyeyim: Aldığım ağır ceza mahkumiyetiyle siyasal haklarım da, avukatlık ruhsatım da yandı. «Vatandaşlıkntan, yirml beş yıl yazı vazma karşıliğı ehra d? sadece «Va» kaldı. «Viski» de •ise viski kadehinin içındekileri fırlatıvermek istiyorum ortaya. «O viski içerdi» diyenler de tatmalıdır içtiğimin ne olduğunu. Gerçekte her gün linç edilen blrinin her sabah kolunu, bacagını, beynini yeniden toplayıp «acaba ben onlan linç etseydim neler çıkardı ortaya?» diye düş kurmasımn ve tam bu düşün ortasmda yeniden linç edilmesinin öyküsüdür «Viski». «Bir Avnç G5kyüzü»ne Kelince... Cezaeviylo ilgisi olmayan bir roman. Ama yine de hep cezaevi var sayfalarınaa Siz bakmayın benim cezaevinde oluşuma, dışardakilerin de birçoklannın içinde cezaevleri vardır. Cezaevlerinin içindeki insanlan herkes biliyor. Ama insanlann içindeki cezaevlerini bilenler az. Bir karşılaştırma yapmak niyetindeyim. Ola ki cezaevini içinde taşımaktansa cezaevinde dede olmak bile daha iyidir... Henüz oynasıp duruypr bunlar kafamda. Ama hiç birini içerdeyken yazacak durumda degilim. Belirli ve mono toı etkilerin altinda boyut dengelerini tam kuramamaktan çeklniyorum. • Sfa konnfmacı olsaydım» kendinize nasil bir »orn yöneltirdiniz? Bo soruya hangi karsıhğı verirdlniz? 5u soruyu «orarthm: «Kirk «ltı yaşina kadar onca başına gelen seylerden sonra yeniden dünyava gelsen tıpaöp aynı hayatı bir kez daha yaşamak istermiydin?» Cevap: «E>et!» AN K A R A 05 55 06.00 0605 07 00 07.05 07.30 07.40 0800 08.10 08.40 09 00 09.15 09.30 O9.İ9 1000 10.10 10.30 1055 1110 1130 12.00 12.10 12.30 13.00 1315 14.00 1415 14.30 Açılış ve proEram Haberler Günaydın Köye haberler Sabah türkülerl Haberler Sabah müziği Ankara'da bugün Her telden Çeşiüi müzik Hayatın içinden Sarkılar Haflf müzik Arkası yarın Haberler Osrr.an Türen'den tflrkaier Cesitli müzik Gönül İpek'den jarkılar Bedla Akarturk'ten rürküler Balete çağrı Haberler Aynur Gürkan'dan türküler Mustafa Seyran ve Yüksel Klp'den sarkılar Haberler Hafif müzik , Öğle konsert Sarkılar Gençler lçin 15 00 1505 15 20 1545 16 05 16 20 16.35 17.00 1705 17.35 19.00 19.30 19.55 2010 aO25 20.40 20 55 21 00 21.15 31.35 22 00 22.45 23.00 23.45 24.00 0055 01.00 Haberler Türküler Hafif müzik Dündar Balkuı'dan tarkılar Kuçuk konser TCrküler Albümlerden ieçmeler HaberleT Fa*ıl Günden gita» Haberler ÜQ sollstten türkCler Burası TRT haber merkezl Güler Gökfel'den sarkılar 1923'den 1973'e ekonomlde devlet Selâhattin Erorhan'dan türküler Blr varmıs Haberler Küçük konser Erkekler toplulugundan sarkılar TBMM saatl Haberler Her hafta Dlr yommcjı Hafif müzik Gece ve müzik Haberler Program ve kapanıj Yalova Devlet Üretme Çiftliği Müdürlüğünden 1 Çiftllgimizcfe mevcut kadro fazlası muhtelif ırkda 2100 adet tavuk ve horoı, 6400 adet muhtelii ırk pilie acık arttırma suretiyle satılacaktır. J Açık arttırma 28.6.1973 Perşembe eunü taat 14 30'da dftlik merkezlnde yapılacaktır. 3 a) Tavuklann canh ağırlığı 1 0 . T U olup, muhammen bedeli 42.000. lira, gecicl teminatı 3J50^ liradır b) Pıhçlerin canh agırhğı l l . TL. olup, muhamraen bedeU 89.100. lira, geçid teminatı 6.685. liradır. 4 Idare ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttlr. » Bu Ue ait sartname mesai saatleri dahilinde çiftlik merkezınde görülebilir. (Basın: 17423/4722) Bayan Memur Alınacaktır BasmüdürlUğümüz Şehlrlerarası tşletme MödUrlUğünde bo? 50 adet ve lleride boşalacak memur kadrolannm doldurulmasını temınen 26.6.1973 günü «aat 14.00'de yapılacak sınavda ka, «ananlar arasında veter) kadar eleman alınaeaktır. Aşagıdakl şarüara haia olanlann smava girebflmelerl lçin nflfus cüzdanı, diploma ve bir adet fotoğrana birlikte en geç 2T6.1973 günü mesai bitimine kadar Gayrettepe Yıldı* Posta caddesüıdeki Personel Servisimize sahsen müracatlan ilân olunur. rSTANBTJL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ TV Açılış ve program Haberler Televizyon ükulu Çocuklann evreni «Nas rettin Hoca Senlikleri» 20.30 Haberler 20.55 Hava durumu 21.05 Hafif Batı müzigl fAlpay söylüyor» 21.30 Televizyonda sınema «Gurbet Kuşlan» Üyna yanlar. Cüntyt Arkü Fı Hz Akın, Taniu GUrsu Sevda Ferdağ, Pervin 18.25 18.26 18.31 19.55 Par, Gülbin Eray. 23.15 Haberler 23.25 Progrsm va kaparuş. T A K V IM 19 Haziran C. Evvel 18 1388 Haziran S Hicrl 1393 Güne^ 528 8.43 Ö4!e 1315 4.32 tkindl 17.18 8.33 Aksam 20.43 12.00 Yalsı 22«7 204 tmsak 309 fi.26 Rurm Dış Ülkelere Üniversite Mezunu Burslu Öğrenci Gönderilecektir. Cnlverslte ve diğer yüksek Sfretün kunımlanna ögretlm eltmanı yetîştirmek amacı ile, 1416 sayıh kanun gerejince tınavl», dış ülkelerde lissns östfl Sğrenim yapmak flzere 200 öerenci gönderilrrektir Son mür»caaf tarihî 30 Haziran 1973'tör. Daha genif bilgi için müracaatçıların YUksek öğretim Genel Müdürlügüne MilH Eğitim Müdürlüklerin» veya Universiteler» başvurmaları duyurulut. (Basın: 18939/4731) ŞARTLAR: 1 En «a ortaokul mezunu olraak. 2 Herhangl bir tahsil müessesesi ile Clşklsl buhmmamak. 318 yaşından küçük 35 yasından büyük ormamak 4 Vücutça gözle eörülür bir sakatlıgı bulunmamak. 5 ~ Herhangl bir teşekkülde çalışır ve çalışıp aynlmıj olmamak 6 Şahsen müracaat etmiyenlerin dllekçelerlne cevap verllmiyecektir. (Basın: 16610/4730)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear