Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
âBDÜL CÂNBAZ i^iN t?u , MEJKİM y/ty VOKTUft. EFfNDİ 6EYA7 4 KAUAYüFKAMuFA.'.. NASILDA AfrıMA İSA'NIN GÜNCESİ MELİH CEVDET ANDAY 60 Atna ne çıfcar bundan? Sevgilim lse, olurJcen ağlardı bir zamanlar. Sonra nedense bıraktı o huyusu. Hiç de fena değildi hani. Ben alışmıştım. Baldızıma gelince, baeaklarını birbtrioe «urterek Ağustos bocejl gibi bir ses çıkarttıktan baska, hıçkırık tutartfı onu »onuna doğru. «Su getireyim mi?» derdim, eliyle iterek, «Istemem, istemem,» derdi, «Geçer şimdl.» Bacanağım doktora sormaga kalkmış da baidıxım önlemis onu, «UUnınm», demif. Çünkü sorular ve yanıüar uzadıltça uzayabilirmif. OyM buada bilmeyecek, anlamayacak ne varmif ? Sevi*me hazımsırlık yapıyormuı onda sonuna doğru. Insan çejit çesitmıs. Ben. doğruıu, önca kuşkulanmıstım, acaba yalnız benimle yatarken mi aluyor cfiy«. Bacanagıma aordum, doğruladı o da. Dtyeeeğlm flçünü de Byleslne tanıdım H, Mtün ba aynmlann entipüften »eyler olduğun« karar verdira. Gerçekte üçu de eynı idi. Bu bakımdan ben, hiç birini aldatmadığım, hep aynı kadınla yattıgım kanısı lçinde yaşadım. Btmdan yakınmiTorum, k*n*ml barit bir adam olarık da görmüyortım dogrusu. Her konunun özune •armah insan. A* 5nee bizira Kiırum"uıı araban benl erfp Bîdürseydl, eeıediın yolun üstünde kaiacaktı kanlar içlnde. Bunu dnşündükçe tüylerim ürI>eriyor gerçl, ama ben hangl çeşit bir ölütnle Slmek lstiyorum? (Votkalı blramı da dfktim) diyellm, <Jenizde boğultfum. Ne kötü! Şi;miş cesedlmin bata çıka sulann altında üstünde do!a;ması daba mt güzelT Ben kendi ölümün, tıpkı yaşarken çektiğim, çekeceğlm sıkıntılan duyacağını düfunürum hep. Denızin altında so luk alamamak düfüncesi bunaltır beni. Ccaedi ml yaksalar, zerrelerlmin oraya buraya dağılmasınd'an şaşırmaı mıyım? Hanfiıini. neredea bulup bıUttfturacağımın sıkıntısını çekmez miyim? Y« toprak altı? Ağırdır toprak, böcekjeri, kurtlan vardır onun. Kanm ferçi benim tajlanmdan, yapraklanmdan, kitaplınmdan, zarüanındtn böcekler çıktığını söylıiyor, ama uydiıru/or bunu, böceklerl sevmenı ben. Kaşmtı Terir böcek düşüncesi bana. O ağır toprağın alttnda r.asıl kaşınabilınm? Sonucn fu Tü, olüm ölumdur, tümü birdir SlflmüB. Bir tek olura Tar. O cırada bir gürültü koptu meyhanede; müşterilerden biri oyle bir kahkaha attı ki, buno başka bir sözcukle anlatmak olamaz. Sonra sürdü kahkaha. Herkeı tustu, o yana baktı, Ufak tefek, orta yaşlı, b r façlı biri idl gulen. Hiç bunca güçlü bir »e«i çıkaracak yete nekt* förunmuyordu hani. Sanki bir bomba duşmüftu ortaya. Savaş görmedim, ama filmler den bildl£ime göre, boraba «eti d« tıpkı böy!«, llk patlamadan sonra «çıla açüa yankıltnır bir sure. Gulen adamın masasındaki öteki üç idfi iıe, bsş'.arını önlerıne eğmişler, hafifçe gülüm«uyorlardı; hattâ bu bomba kahkahadan bir az cıkılmış gıbiydiler. Ben onları, karjılanndaki aynadan goruyord^m. Derdemez olay ctkisini söstermekte gedkmedi; bütün »uştenlerin yuzleri gevjedi, yayıldı; ağular açıldı, gozler parladu Herkeı gH luyordu artık, nedenini bilmeden. Hatta biri (safi bir genç) deminki bombayı andıran bir kahkaha çıkannağa çalıstı, ama beceremedi, utandı bu yüztfen, gırtlağım temizledl, kıravatını jevşetti. Bra de gülrnege ba;ladım. Gülânee de atfelendim, garsona donup bir bira daha iıt*dim. Birayı dolduran garson da gülüyordu. Bir gulen adazna, bir jarıona bakıp biramı lçerken gozleriml» konufuyordum, «Gel de tut kendinU, diyordum, «Insan dayanamaz canım, adam haklı. Çoğılmalı boyle inuınlar yurdumuzda.» Garson da bana, fözieriyla, «öyle», dıyordu, «Ben her teye gülmem, oeler gormıiıüm dur, ama bu kez tutamadım kendimi. Namutiu bir adam!.» Biramı bittrip kalktım yerlnjden, fülen ada mın masasının yanından geçerken ona ve arkadaşlanna bakarak gülümsedim. Oysa onlar artık •az^eçmişlerdi gülmeklen. «Bu adam ne di ye gülüyor''» fibllerden tuhaf tuhaf baktılar yörume. Kiyeömin k6tü olmadıgını, «mlarla alay etmedığimi, tersin» ne;eler!n« katıldığımı belirtmek içln: îyi oldu, dedlm, ben d« tutamadım kendiml. Bakın, h i l i güliiyorum. lçlerinden birf, saçlan alnında kıvır kıvır Uranmıf, bıyıktız fakat Mkallı bir fenç aya|a fırladı. Ke demek Utiyorsun len? dedl ban«. Ktınmi? gülenT Ha? Kim tutamaraif kendini? Kinı halâ (Clfiyormuf Demin, dedinı, güldüğünüz jeye ben de fUJdüra de, ona löjrlüyordnrn. Ben önce kahkahanın ılzln masadan geidifinl anlamadım, ama sonra herke» «izin masaya baktnea ben de baktım, görtfüm o ıımın, Gerçi, biHyorsunur, burada yuzler hep aynalardan gbrunüyor, doğrudan doğruya görunmüyor. Bundan bir »ey çıkmaz elbet, hatta böyle olman belki daha iyi. Adam birden yakama aarıldı. Ne ajnasından «öz ediyorıun genT dedl KlmİB yüzii dönükmüı? Sen ne dlye bakıyormusun blze? Ayna neden daha lyl oluyormuı? Haî (Deramı w ) PARTILERIMİZ DERLER Kî.. İki yıllık olağan dışı dönem, bu seçime halkın ilgisini arttırdı 14 Ekim'e dört ay kadar bir siire kaldı. Hiç bir şey değil... Seçimler burnnmuzun dibinde. Ülke şimdiden seçim havasına girdi. Meclislerde çoğunluk sağlamak gün güne zorlaşıyor. Liderler, siyasal parti yetkilileri «sandık» ile en az ilgili konularda verdikleri demeç ve söylevlerde bile, bayramlarda, seyranlarda yaymladıkları kutlama mesajlannda bile, ucundan bucağından 14 Ekim'i hatırlamaktan, hatırlatmaktan alıkoyamıyorlar kendilerini. Vatandaşlarda da görülüyor 14 Ekim bekleyişi... Hangi siyasal partiden olursa olsun, söyleşmeğe, anlatmağa ve «istemeğe» gelen siyasiyi ilgiyle karşılıyor vatandaş. Beri yandan, hemeır her gün Resmi Gazetede, radyonun haber bültenlerinde, Yiiksek Seçim Kurulu'nun bir bildirisi, bir duyurusu yer alıyor. Yerleşmiş deyimiyle, «seçim sathı mailinde», hızla 14 Ekim 1973 Pazar gününe doğru koşuyor Türkiye... 14 Ekim'dc 450 üyelik Meclu, yenilenecek ve C grubn İUeri için 49 yeni senatör seçilecektir. Haritada flleria çıkartcağı milletrekili aayuı yer aJmıştır. Ayrıca C grubu Ulermde de bunlarla birlikte seçilecek senatörlerin jayıtı alttaki rakamlarla gösterümiştir. tahmin... Onun için biz başka birşey düşUndUk. Seçmenin, ya.kalanman epey güç olan nabzinı bırakıp, •iyasal partilere yöneldik. 14 E*ım'den ne umuyorlardı?.. Ne umut ediyorlartü?.. Bu umutlanmn gerekçesi neydi?.. Bunlan sorduk. Bır de, her tiyaaal partmin belli bir aiyasal cmuanzı» oldufu için, onunla olan ilişkilerinin değerlendirilmeııni istedik... Elbette her siya•al parti umutla firmektedir eeçıme. Bunun tersı düsünülemez .. Ancak btt umut, hafife alınacak, kulak arkası edilecek, «nemsenmeyecek bir şey degil bize kalına. Çünkü amactmız, 14 Ekim «onrmaj Mecli» gtSrünümü Userinde bir ön tahmin yapmalc degil yalmrca. Btmdan fazla olarak, siyasal partı!erimixden, kendilerinin de içinde eyledikleri siyasal yacantusızı deterteodlrm*lerini istedik bız . Onun için, siyasal partileriminn dıle getirdiklerı umutlardan çok, bu umutlann gerekçcleri flzermda durmafa deg«r... Ba «mkçelerm inandınctlıcıdır ki ortay* konan umuttan bir ölçOde sajllklı fin tahminler haJine getirec«ktir Gerekçelerin ınandmeıhfi hakkındaki karan ite hiç ktışkusuc kamuoyu Terecektir. Seçimlere çeyrek kala partilerimiz ne derler?... Soruşturmaga Mılli Selâmet Partisi'nden baslayaiım istersenız. Çünkü önce, ılk seçimi bu MSP'nio... Sonra, seçımlerin «iavorisı» AP'yi epey hırpalayacagı yolunda yaygın bir kanı Tar. USP Genel Merkeri'nde genıs bır aalon. «T» harfı bıçımmde dülenlenmiç masalarto UstU yeşil çuha ile örtülü. Duvarda, partınin smbleminl kendine kapak yapmıs parti orgam gazetemn o aaytgı: «Selimetne açılan kapının • anahtan, koskocaman... Aslında her partinin iddiası o değil mi? «Selâmet»e, yahut mutluluga refaha açılan kapının anah tarının kendısinde oldu^unu söylemiyor mu her parti?. MSP'nin ötekilerden farkı, bu fark dolayısıyle 73 seçimlerinde kendısıne tanKfafı sans nedir?. Bunu, MSP Genel Başkaru AnX Emre 1leri anlatsın, biz dinleyelim: «MSP, halen kammların seçime girme sartlanna sahip bir partidir. 68 vüâyette teşkilâUmız mevcuttur. Yeni bir parti oldugumuz için, halka nüfuz etmek bakımından çaU$malanmın hızlaadırmış bulunuyoruz. Mevcut bir partinin, seçim çaüşmalarina başlamasmdan farklı oiarak biz, hem teşkilatlanma, hem seçime hazırlanma gibi iki faaliyet birden yapmak zonmdayis... Ancak Ust kademe teşkılâtlanmalan seçim netıcelerini tahminde kutas olamaz. Bu sebeple 14 Ekim 1973 seçımlerınm partımız bakımından ne getireceginl tahmin etmek için vakıt erkendır...» «Yalnııız...» Tahmin için erkendir, ama, yine de umulan sonuç için bir ta» kım nedenler var ort&da. Hemen onlara geçiyor Arif Emre tleri: «Yalniz biz, gerek sanayilesmedekı kendimıze has görüçümüzle, gerek devlet nizammı tamamlayacak bir ahlâk nısarnı Viznmunu ortaya koyan prensıbimızle, ve gerek siyasl mücadelenin ılmi görüslerin ışığı altında, Iıkir mUnakasası halıne getirilmesi ve şamslara yönelen tancı çalısmalar olmaktan u^aklastınlmaa hakkındaki tutumumuzla, s*çimlerden evvel ve sonra, partımizta demokratik cumhuriyet rejimimizin istikrara kavusmasında btiyük hizmetleri olacağma inanıyo ruz. Bu inanisımızla, mılletımirin çogunlugundan, er • geç çok b V ü yük bir teveccüh görecegimizi ka> bul ediyoruz...» MALKOCOĞLU yazanveç>7en:Ayhan BAŞOĞLU BEYAZ İLÂHE nümüzdeki seçirnlert, ondaa oncekılerden ayıran ozellıkler var: Bir kej, ıkı yılhk «ara rejımı», «olağan dışı dönem», vatandaşı ve styasllerı sabırsızlaştırıyor. öyle görünüyor kı, bildığimız, alıstıjhmız anlamıyla siyasal faaliyetin caskıya almdığı» ıkı yıllık dönem, 1965'den sonra seçimlere karşı giderek azalan ilgının tersıne çevrılmesıne neden olacak, ve 14 Ekim de, seçmenin sandıga hücumunu aeyredeceğız .. O ki henüz, leçim fincesinde sag'ıkiı bır kamuoyu yoklaraası yapmaga, buna göre üç aşağı beş yukarı bır takım aonuçiar tahm.n etmeğe olanak vermiyor. Bu tür ön tahmınlerm. bızde aeçım so»tçlanyle uyusma»ı ralniıca aans isidır. Eerisı dogrusuoft jelmiftır de ondan tutmuştur jrilrütulen YARIN : GORÜŞ.U TEMSİL EDİYORLARMIŞ «Selâmetle...» DİŞİ BOND Artanilgi Seçmenin ilgisine daha basks etkenler de neden olaca& 1963 «eçıaıi«riDdea bu yana. Parlamentonun gonuıümü eni konu değışti. Ulusun ıktıdara getırdiği AP önemli bir bolünme geçırdı. Bu bolunme, yepyenı bir siyasal partı armağan ettı çok partilı demokratık duzenımıze. DP, 14 Ekım'de ılk kez sınava ginyor „ «Mılli Bakiye» sayesınde de olsa, 1965'de Mıllet Meclısı'ne 15 mılletvekili sokmuş bir TİP, siyasal yaşantımızdan sılmdı... Tek parti dönem i kapandı kapanalı «ana muhalefet partısı» görevıni yükleomjf bir CHP'nın geçirdiâi •fiımlir d* var. Kamuoyunda Inönü ile özdeş sanllan, öyle kabul edilen CHP'nın înönü'süz gelişmesi ve tnbnu'süzlükten etkilenmeyişi var. Sonra CHP'defci defifUcliklerm parlamentodaki »andalye dagılışına yaptığı etkiler rar... Bu etkiler sonucu, halkın, Iö6â ceçimlennde ancak 16 milletvelcîlligi verdığı bir GP, bupün Mıllet MeclUı'nde 44 Uyesi ile üçüncü partı durumunda . Ve 14 Ekim'e iddıalı bı r bıçimde hazirianan yenı bir siyasal kurulus rar: Millî Selâmet Partisi... Aşın tağtn, Anayasa Mahlcem» since kapatUan MNP'sınden sonraki ikinci gırişuni. Daha akıllıca, daha temkınlı bir girişm... Bütun bunların üstünde, 12 Mart döneminm deneyleri T«r. 12 Mart dönemi, hem yurttaalar, hem aiyacal partiler içm yeni goni#ler, yeni kararlar fatirdi. Iki yila «ıjan bir surü olay, seçimlerde söj'le veya böyle, propaganda tnalzemesı oiarak kullanılsa bıle, fade yurttaşlann ve «iyfitilerın dafarcıklarına birtakım dersler bıçımtnde yerleşmiştır. Bu derslerın, seçim sıracında ve daha aonra 6iyasal partılen etkilememesı olanaksız... TİFFANY JONES GARTH oe&L CONOAO o a c M Avva woi o ^ ^ WEME>J &JUJHJP ' Bı'c BAÇKASIMI tCİMS EXI< NJ ICAOOe$l Çeyrek kala... Şu aöyledıklenmızde gerçek payı buluyorsanız, seçimlere çeyrek kala siyasal partilerımızın ne düşündüklerini, ne umdukiırinı, neden şunu degıl de burro umduklaruu sızler de merak edi Qu«u OLOOO r *•>! PEMEC BW ^. . ıBl SEKJfM Ku^j