28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 15 Haziran 1973 ü "+U$TAMl$lN?,,Dty£ AAAH yiLLAÜ BuYÜ I0ÎM KlUt İSA'NIN GÜNCESI MELİH CEVDET ANDAY 59 Onun yanında söyledıler bunu açık açık. Ama ere donünce karım, «Eenin yuzünden çocuksuz kalriım.» dedi. Ağlamaya başladı. Doktorların mı dedıgı doğru, karurun mı? Benım içın buyük bir sorun oldu bu. «Karıcıgım doktorların dedıgıni dırüedın, beru niçın suçluyorsun?» dıye çıkamazdım ışın ıçınden. ÇünkU bu söz mantıktır, mantıksa yaçama uymaz hiçbır zaman. Karım ikide bir, «Ah bunu da yaptın bana,» dıye aglayıp dururken tartışmayı nasıl sürdürebıfirdım? Ben, bu konu her açılışta doktorlan tanık getırseydım, aramızdaH çekişmeyi çözemeyecekitm ki.. Evlilik bilimle yürumez, anlaşma ister. Ben de üzerime aldım suçu. Bundan sonraki dönemde karun sormaya başladı gece gundüz, bekârhğımda nasıl bir hastalığa tutulmuşum da çocuk yapma yeteneğimi yütrmışım?.. Ben kendımı bilır.ez miyira? Bekârlığımda hıçbir hastalık almamısımdır. Bir sure bu ten tuttum. Fakat baktım ki isler büsbutıln kotüye sarıyor. Kanm, «öyle ise sen doğuştan erkek değılsin,» diye tutturdu. Bunu kabul etsem, tartısma gene bıtmevecektı. Çünkü kanmla hemen her geca yatıyorduk. Önce, «Sen bunu mahsus yapryorsun,» dedi yatma gücum içın. Yemın ettım mahsus yapmadığıma. «Doğru ya,» dedi, «mah sus olmaz. öyle ıse sen baba olmamak uzere gelmişın dlinyaya >, <Belki,> dedun. «Belki de. Jıl, yuzde yuz boyle,» dedi. «Evet, yüzde yiiz öyle,» dsdim. Bunun üzerine gene ağlamaya başladı. «Bunu bana evlenmeden niçin soylemedin?» diye sordu. «Bilmiyordum,> dedım. «Bikniyorsan evlenmeseydın,» dedi. «O zaman bürn'ern gerekirdi,» dedi. «Neyı?» dıye sordu «Çocuk yapamayacağımı,» dedun. «Ay şimdi de bılmedıginı soyleyıp yakanı kurtarmak mı istiyorsun?» dedi. AkJım karıştığı içın sustum. Susunca da karım, «Ah hain,» dedi. «Bana bunu da yaptın, öyle mr» Scnra, «Hangi kadından aldın hastalıgı?» dıye sordu. Konuşma öyle bir yere gelmişti kı, artık gerı dor.emezdım. Bir kadın hıkâyesı uydurdum. Sozde bemm temas ettığım kadınm kocasmda hastalık varmış da, bana o yolüan geçmış, kadın da bflmiyornuış. bilsevmiş hiç bana soyletaez mıymiş, ben farkına varmca kadın da anlamış ışın ıçyuzumi ve bu yuzden kocası ile darılmış, kocası da kendını bağışiatmaJc içın... Ben böylece bir yalan tutturmuş giderken karım, «Kes, kes...» dıye bagırdı, battıkça batıyorsun, benı de yanında sürukleyerek. Hıç utanmak yok ssnde. Keşke doğuştan olsaydı bu hastalık kanında. Ya da ne bıleyım, fena bir evden, fena bir kadından alssydın .. Sen git evli bir kadından al! Hem o kadınm evlı oldufu nerden beUi? Çekü karîimdaa, gö zum gdrmesın seni.» Bunun üzerine karun benimle bir hafta yatmadı. Hafta sonunda, «Barışıyorum ama,» dedi, «kendımı düsünerek değil. Bunu iyi bıl. Seni düsünerek de degiL Ne bileyim, kan koca diye yaçıyoruz ya, onun için.» O gece ka. rı koca diye epey uzattık içi. Sonuna geldiğımizde, iki yumrugu Ue gögsıime vurdu, «Senüı mutlaka bır yerlerde bir çocuğun vardır.» dedi. «Ama benim çocugum olmuyor,» dedi. Fakat o dırendi, «Çıkar ortaya çocugu!» dedi. Yoksa Ithal Ambarları ve Uluslararası Elektronık Bırüği Kunımu'ndakl sorujturmada da dört kâgıdı okuduğumu. beşınci kiğıdı kaybettıgimi soylesem, onları yatıstırmak yolu ıle rahat edemez miydım? Duşünulecek bir konuydu bu. Acsle Itarar vermemelıydım. Bir bira daha getirttim. Bu ker biramn Içine votka da itoydum. Katı yumurta istedım. Değişiklıkten kaçınınm. Karım bana ögle yemeği içm katı yumurta veriyorsa, benim sözgelişi bundan koç jıanurtasın» ncmem, bir çeşit serserUik olurdu. Yeni meyhaoeyi şöyle bır gözden geçirdim. Acalp bır yerdi burası. Beıber dükkânlarına benziyordu. Masalar aynaların önüne yerle?tirılmı?ti. Bu yüzden de ıkı kısılik bır masada dort kiçi var samlıyordu. Dahası uradıkça uzuyordu meyhanenin ıçı. Baş döndurecek kadar. Bir ara çok uzakta bana benzeyen biri ile goz göze gelır gıbı oldu^n. Bu benim aynadan yansımam mı ıdıî Belk4 de. Ondan baska tanıdık kımse yoktu. Radyo sonuna kadar açılmıştı, bu yuzden muşteriler, bırbirlerinı anlayabümek ıçin bağıra bağıra konuşuyorlardı. Ama ben bundan rahatsjz olmuyordum. Tam tersine, ses duvarı nı aşmıs gibıydim. Katıksız bir sessızlik içınde yaşıyordum. Demek bana verılen me\hane buydu. 01*un! Bemm seçme huyum yok'ur... Şu sırada garson bira yerine şarap getırs*. geri çevirmem. Doymak ıçin yenır, baş donsun diye içıHr. Yemeği, ıçkiyi, kadını, evı, yatagı seçenler, yasamlarını zenginleştirdlklerini samyorlar, ama gerçekte daralttıkça daraltıyorlar. Soranra onlara, butun kadınları beğenmek mı ıyidir, yoksa bır kaç kaıJını mı1» Gerçekte tam bir bırlığe varan benım, seçen değil. Karım, se vışmemiz bıttikten sonra, barut kokusuna ben zer tuhaf bir koku çıkarır, sevgilimde, baldızım da duymadım bu kokuyu. Onun bır özelliğidir bu. (Devamı var) TACINI YITİREN HAMLET Kosta DAPONTE ıMerak edilen KraPın değil, Demokrasi'nin geri dönüp dönmeyeceği.. KRALİÇE ANNAMARİA İLE KRAL KONSTANTİN, NİŞANLIUK GÜNLERİNDE KOPENHAG AMALİENBORG SARAYI'NDAN HALKI SELÂMLARKEK. Altı yıldan berl Yur.anlstan'ın başındakı albaylara kar?ı ıkin cı d'arbe giriçımı geçtiğimiz ayın sonunda tekrarlandı. 1967'deki aynı mızansenın yinelendiii «Sy Jenemezdi. Altı yıldır Roma'da «Surgun>de bulunan Kral Koru tantin'in Denız Kuvvetlerinin girıştıği bu hareketle hiç bir ılgisi olmadığını kesinlikle açıklamasma rağmen darbeyi yapanların «Kral adına> albayları devırmek istediklerı biliniyor. Kuşkusuz Atina'daki askeri rejimın «Operet» diye niteledlgi bu hareket albaylara. bu kez, «Krah tahtından indirerck Yunanistan'da Cumhuriyet ilin et mek> fırsatmı da vermif oluj ordu. zırhlısı değildi.» Am» küçük de olsa bu ayaklanma Kralın he•abının gorülmesıne > etmiştı. Şimdi herkes Kral Konstantin'in bu son ve yıne başansıı karşı darbede sorumluluk ta< şımadıgını ilerl sürüyor. Ama daha 1967'dekı karsıdarbe hareketi yuzünden Kralı hâlâ affetmemis olan «Albaylar» lon fırsatı kaçırmak istemedıler ve • Kendi Cumhuriyetlerini» ilân ettiler. Papadopulos bu arada gösterişlı bir tepki ile aşınmakta, yıpranmakU olan prestijini de kurtarmak Istemisti. > a sığınan Konstantin, altı yıldır yılda 600 bin dolarlık ödenek almaya devam ediyordu. Hattâ bundan birkaç yıl önce satm almak istediji bir yat içın Atina'nın onayını ıstediği de hatırlarda. Kral simdi, Ingiliz (BBC) radyosuna verdiğt özel demeçte, kendısınin ve ailesinln geçimini sağlamak için durumu enine boyuna lncelemek gerektığini soylüyordu. Kraliçe Anna Maria'nın ise bu ay Danimarka Sarayına, ailesinin yanına dinlenmeye gıdeceği açıklanıyor du. Papadopulos Atina'daki Krali yet Sarayına tasınacak mı, yok sa bu Saray şimdi herkese açık bir muze mt olacak konusu me rak edilirken, bazj Yunan <a> zetelerinde bugunlerde, sansüre rağmen çıkan yazılar da goz den kaçmıyor. örneğin To Vima gazetesi 3 Haziran günlıi sayısındaki başyazısındt Cumhuriyetin ilânı ve yeni referandumplebisit hakında şöyle diyordu: «Uzun ömürlü kararlar ancak milletçe alınır. Ama boyle bir kararın alınabilmesi yalmz mtl li irade için özgiirluk ortamımn sağlanması ile mümkündür. Şu anda ise böyle bir durum yok* tur. Başkentte devam eden ve bü tun yurtta gölgesini düşüren sıkıyânetim rejimi, anayasanın bazı maddelerinin yürürlükten kaldınlması, basın özgürlügürun, engellenmesi, siyasal partilerin yasaklanması, büyük der neklerin örgütlenememesi, ttulletin siyasal kararlar slınmasına yardımcı olamaz. Boylelıkle sorunun baslıca temeli «Demokrasi» kalıyor. dar önce! Geçtiğlmiz beş yıl içınde daha bu ılk Anayasa yurürlüje konulmadıgı halde Ikin ci bir Anayasanın sözü edüiyor bugün. Kaldı kı, bunun da h» men yürCrluğe girecegi garantı degil! Mılletin temel haklart sağlanaraadıktan sonra rejimirv deki bu denli köklu değisikUk* Ier yine mıllet adına ne denli y» pılabılecek?..» Yunan kamuoyu bütün bu so ruları sorarken Papadopulos 29 Temmuz'daki referazjdumda halka »oracağı soruyu anyor. Hukukçular, halk oylamasının yalnızca rejim değişikliği Yani Krallık rejlminden Cumhuri yete geçişkonusunda yapılıp yapılamayacağını merak ediyor» lar ya da yeni genel seçimler yapılıncaya kadar Papadopulos un Cumhurbaşkam kalıp k*lmıması da bir soru konusu. Olabilir denihyor. Yeni «Yunan Cumhuriyetinin», askeri rejimi sürdürme* nin yeni bir formfîlü olup olmachgmı merak edenler de az değil. Bu kez Yunanlstan'ın lçinde ve dışında söz konusu olan Kra lın donüp dönemeyeceji dejil demokratik düzenin ister Krallık, ister Cumhurlyetle olsunyeniden kurulup kurulazcayacağıdır. Düşük Kral direniyor Ayaklanma niteliği Krala hâlâ sadık Deniz Birlik lerınde ıki hafta once başgosteren «Ay*klanma> ve bir harp gemislnin ltalya'ya sığınması ve baslarında kaptanlart ile 37 denizcinın iltica etınesi» «lbaylarda büyuk tepki yaptı. Albaylar emekli de olsa nıhayet askerdi. Bu nedenle askerlerden gelen bir hareket, öğrenci gosterilerinden daha çok heyecanlandırırdı onları. Bojle bır «ayaklanma» ayrıca, «Efendım, Yunanistan'da bugun şıkâyet edenler, yakınanlar yalmz avdınlardır, gerı kalan herkes memnun» diyen yerlı ve yaban cıları da uyandırıyordu. Yalnıı aydınlar arasında değil, fakat Oiducfa da, altı yıl sonra bile, «Albaylara» boyun efmeyenler vardı. Bu da ilk kez bu kadar açıklıkla ortama çıkıyordu. Bu durum albayların reaksiyonunu aynı oranda şıddetlendirdi ve Kralla aralanndaki köpruleri uçurmaya kadar gittl. Bır Fransız dergisinin geçen hafta yazdığı gıbı, «Yunan Velos gemisi herhalde Potemkın MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU BEYAZ İLÂHE 2 Haziran gününden beri kendisine «E5ki«, ya da «Düşiik. adı takılan Konstantin, Roraa' daki konağından albaylara ateş püskürmeye devam etmekte. Altı yıl susan Konstantin şimdi Yunanistan'a döneceginden sözederken, Yunanl;lan da «Albaylar> rejımini devırmeye çağırmakta. Albaylar rejıminln uzakJaşmasından sonra asnrı sol'un Yunanistan için bir teh lıke olacağına lnanmadığını ancak bugun hatırlamakta, fakat Atına >oneticilerinin, örfenekle rıni keseceklerinı açıklamalarının kendisinı dusundurdugunü de gizlememekte.. 13 Arahk 1967 günu başarısız darbeden gonra ailesiyle Roma1 Papadopulos faaliyette Tahtını kaybettikten sonra tacını da dusüren Kral Konstantin, şimrfi bundan sonra ızleyeceği yolu arayadursun, Papadopulos kendisıne belki de peronizmin, Frankoculuğun ya da Nâsırcılığın yoiunu açacak politikayı raya oturtmakla meş gul. özellıkle Fransa'daki Prezidansıyel (Baskanlık) tistemjnın uzerinde duran Papadopulns «Kendi Cumhuriyetine» kendisıni Cumhurbaşkam yaptıktan sonra simdi yine kendi ölçülenne gore genel seçimler de ha zırlamaktan çekinmeyecek. Papadopulos'un önümüzdeki hafta larda siyasal tutuklan da içine alacak bir genel af ilân etmesi, hattâ sıkıyonetimi kaldırma» da beklenebihr. «Ne olacak?» sorusu. Yunan mılleti bir Anayasanın uygulanmasını bekliyordu (1968'rfen beri). Resmî bildirüa re gore Yunan halkı bu Anayasayı da onaylamıştı, beş yıl ka> Geçim konusu BİTTİ DİŞİ BOND MuSI VE Hesabını gördüler KENTJN SOMANDE VEFATLAR İCİV Kıymetll hocalat va duahanlardan mutejekkll ecnaze tnera«lm ekiblmlz Bir telefonla erarintzdedlr Gazste Uân ve urnum muanrıat ieln ıvrı tıcret alınmaz. Cenızo tsiemlertnL l*lctmemlx deruht* eder. Acı «Onlertnlzi TİFFANY JONES TEL:472006 İslâm Cenaze İşleıi NOT: Butun muameleleı tslctrneye alt oltnaK Uzere <nın tcı run dısı rurt dısındao rurda eanaM nakU yapılır. Giinün her uıOndt »mrtnted»dir. Çıçek Reklâm: 847 4566 S.S.S. Mesken Huzur İşçi Yapı Kooperatifi Başkanhğından Aksaray Caddesı Ceylan Sokak Koç İs Hanı No: S Sicil No: 121922/69022 775 Sayıh Yasa uyarınca hak sahıbı olcfukJan tmar ve iskân Bakanlığınca tespit edılen kooperatıf üyelenmızin hsteleri Cağaloğlu Saadet îş Hanı Kat 2 adresindeki Istanbul îl Imar Müdurlıiğünde 12/6/1973 tarih ile 27/6/1973 tarihleri arasında Uân edilecektir. Ourum a\rıca hak sahıbi ortaklarıınıza mektupla da bıldiriimiştir. Istanbul fl Imar Mudurlüğtinun 6/6/1973 tarih ve Mesken 1074 Sayılı yazılan uyarınca ılân edilmiştır. (Cumhuriyet: 4591) GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear